İslamiyetten Önceki Arap Devletleri
Arap Yanmadasında ikamet eden kabilelerin bir bölümü bedevi, diğerleri ise hadarî olmak üzere ikiye aynlmaktadırlar. Hadarîler şehir ve kasabalarda ikamet eden Araplardır. Bedeviler de göçebe halde yaşayan kabilelerdir. Güneyde Mekke, Taif, Medine gibi şehirlerbir tarafa bırakılacak olursa, geri kalan halk genel olarak bedevi sayılabilir. Necd çevresi de böyledir. Fakat sahil bölgesi ile Yemen bölgesinde hadarî yaşam az çok kurulabilmiştir. Özellikle Yemen, Hadramevt, Umman sahillerinde ikamet edenler ticaret ve tanma alışıktırlar.
İslâm öncesinde Arabistan halkı eşraf ve avâm diye iki sınıfa aynlıyordu. Şeyhler, akyal ve ezva eşraf sınıfım, geri kalan halk iseavâm kitlesini oluşturuyordu. İslâm döneminde eşraf sınıfının yerine Şerifler ve Seyyidler geçmiştir. Hicrî onuncu asra kadar Hz. Hasan ile Hüseyin'in çocuklan diğer halktan (es-Seyid, eş-Şerif) unvanıyla aynlmışlardır. Fakat hicri 931 tarihinde Mekke emiri Şerif Berekât'a halef olan Şerif Ebû Numa -ki Mısır'da Yavuz Sultan Selim'le görüşmüştü- zamanında tarihçe gizli kalmış olan bir sebepten dolayı Hz. Hasan'ın torunlannın Eşraf-ı Hasaniye ve Hz. Hüseyin torunlarının Sâdât-ı Hüseyniye unvanıyla anılmaları kararlaştırılmıştı.
Eşraf-ı Hasaniye'den bazıları Mekke'de, bir kısmı Vadiu'l-Fatımaile Vadiu'l-Yemûn'da bazıları Arafat dağının arkasındaki Hüseyniye'de, bir kısmı da Medine ile Yenbu'u'l-Bahr ve Yenbu'u'n-Nahl'da ikamet etmekteydiler. Yenbu'larda ikamet etmekte olan Hasaniyye eşrafı, Deviyu'l-Heccâr ve Ayâyişe admdaki iki gruptur. Fas sultanlarının atası Yenbu'u'l-Nahl'ın en büyük kasabası olan Suveyk'te ikamet etmekte olan Ayâyişe fırkasına mensuptur.
Hz. Hüseyin'in evlatlarının ileri gelenlerinden Hicaz'da ikametedenler de aynı mahallelerde oturuyorlardı. Bunlardan yalnız Yen bu'u'l- Bahr'dakiler, Zuraiyye admı almışlardır. Diğerleri genellikle Sadat-ı Hüseyniye adıyla anılmışlardır. Sadat-ı Hüseyniye'den üç grup da Güney Arabistan'a yerleşmiştir. Bunlardan Yemen'de ikamet eden iki gruptan biri Sadat-ı Mürava'a, ikincisi de Sadat-ı Mühadele admı almıştır. Hadramevt'te ikamet eden üçüncü grup ise Sadat-ı Aleviyye adıyla anılmıştır. Sadat-ı Hüseyniye'den diğer bir fırka da el-Ahsâ dolaylarında ikamet etmekteydi. Şerifler ve Seyyidler adı altında Arabistan'ın muhtelif bölgelerine dağılmış olan insanların nüfusunun tamamı elli bin kadar tahmin edilmektedir.
Arap kabileleri daha çok Güney bölgelerde bedevi olarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu kabilelerin en önemlileri Anz, Huveytât, Cuheyne, Heytem, Nehâvile, Harb, Mutayr, Benû Suleym, Benû Uteybe, Huzeyl, Sakîf, Avdan, İbnu'l-Hâris, Benî Said, Benî Lihyân,Benî Cehâdile aşiretleridir.
1. Anz Kabilesine mensup olanlar: Güney Arabistan kabilelerinin en büyüğü Anz kabilesidir. Birçok kola ayrılan Anz kabilesi, Hicaz bölgesinin kuzeyi ile Badiyetu'ş-Şam ve Necd taraflarında ikamet etmektedir. Nüfuslarının toplamı üç yüz elli bin kadar olduğutahmin edilmektedir. Anz, Ali evladı, Hasan evladı, Celâs ve Beşşir adlarıyla dört büyük gruptan oluşmaktadır. Bu gruplardan her biri de birçok alt kola bölünmüştür. Alioğullan kabilesi Zerka'dan Hayber'e kadar uzanan hacc yolu üzerinde ikamet ederlerdi. Bunlar Meşâdika, Meşettâ, Hamâmide, Cidâleme ve Tulûh adıyla beş gruba ayrılmıştır. Her bir grup da birçok alt kola bölünmüştür.
Çeşitli kollardan oluşan Hasanoğulları Badiyetu'ş-Şam'da ikametederler Çeşitli kollardan oluşan Hasanoğulları Badiyetu'ş-Şam'da ikametederler. Celâs kabilesi, Ruvâle ve el-Mahlef kollarından ve bunların çeşitli boylarından oluşmuş olup Cebelu Şemmer'in arkasındaki çölde ve özellikle Dicle ve Fırat arasındaki sahada bedevi olarak dolaşırlardı. Zaman zaman Hayber civarına kadar indikleri de vakidi