DİNDEKİ ANLAYIŞ FARKLILIKLARI HAZIRLAYAN:RECEP ALMAZ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ
1. DİN VE DİN ANLAYIŞI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR Din nedir? Dinin çok çeşitli tanımları vardır. Şöyle tanımlanabilir: Din, insanlara mutluluk yollarını gösteren bir yaşama biçimidir.
1. DİN VE DİN ANLAYIŞI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR DİNİN FAYDALARI NELERDİR? Din, insan hayatına anlam kazandırır; değerler katar; dünyaya bakış, evreni anlamlandırma gücü verir. Din, insanı da içine alan kutsal bir düzenin varlığına bağlanmadır. Öyleyse din insan için vardır ve onun sorunlarını çözer.
1. DİN VE DİN ANLAYIŞI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR DİNLER KAÇ KISMA AYRILIR? İLAHİ DİNLER: Hristiyanlık,Yahudilik,İslamiyet İLAHİ OLMAYAN DİNLER: Budizm, Hinduizm, Mecusilik
DİN VE DİN ANLAYIŞI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR DİNLER KAÇ KISMA AYRILIR? Dinler, genellikle ilahi ve beşeri dinler olarak ikiye ayrılır. Bunlara gelişmiş ve gelişmemiş (kabile dinleri) dinler de denir.
1. DİN VE DİN ANLAYIŞI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR DİNLER KAÇ KISMA AYRILIR? İlahi Dinler :Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıktır. Bu dinler, Tanrı'nın seçtiği peygamberlere gönderilen vahiy yoluyla gelen dinlerdir. Bu üç ilahı din dünyada en çok inananı olan dinlerdir.
İLAHİ DİNLERİN FARKLILIKLARININ SEBEPLERİ NELERDİR? a. İnsanlık ilerledikçe ve insanlar çoğaldıkça onların ihtiyaçları da arttı. insanların manevi ihtiyaçlarına göre, zamanın gelişimine uygun olarak, Allah dinini yeniledi. Temelde iman esasları aynı ve ortaktır: Bununla beraber İslamiyet diğerlerine göre en gelişmiş dindir.
İLAHİ DİNLERİN FARKLILIKLARININ SEBEPLERİ NELERDİR? b. Dönemlerin farklılığına yeni akımlara göre ilahı dinler üzerinde yorumlar da farklılaşmıştır. Bundan dolayı Yahudiliğin, Hıristiyanlığın ve İslamiyet’in kendi içinde de her dönemde farklı yorumlar çıkmıştır. İran’ın, Türkiye'nin, İslam yorumu farklı olduğu gibi Şafiliğin ve Hanefiliğin yorumu da farklıdır.
İLAHİ DİNLERİN FARKLILIKLARININ SEBEPLERİ NELERDİR? Hıristiyanlıkta Katolik, Protestan ve Ortodoks anlayışlarının Hıristiyanlık yorumları her dönemde farklı olmuştur. Malezya'da, Çin'deki Müslümanlar ile Yemen'deki, Sudan'daki, ispanya ve Kanada'daki Müslümanların günlük hayatla ilgili yorumları da farklıdır.
İLAHİ DİNLERİN FARKLILIKLARININ SEBEPLERİ NELERDİR? C. Coğrafyanın, siyası ortamın, toplumdaki ve dünyadaki değişimlerin de etkisiyle dinlerde daima farklı bakışlar ve yorumlar oluşmuştur ve oluşacaktır. Bu, aynı zamanda aklın bir gereğidir.
İLAHİ DİNLERİN FARKLILIKLARININ SEBEPLERİ NELERDİR? Bir de Budizm, Hinduizm, Konfüçyüs dini gibi dinler vardır. Bunlara Tanrısız dinler denebilir. Bunların beşeri yönü ağır basmıştır. Peygamber yerine bu dinlerin kurucuları vardır. Bu dinlerde de yukarıdaki sebeplerden dolayı değişmeler, bozulmalar ve farklı yorumlar çıkmıştır.
DİN VE DİN ANLAYIŞI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR Sonuç olarak; din anlayışları da dinler de birbirinden farklıdır ve farklı olmaya devam edecektir. Bu farklılıklar yukarıda ifade ettiğimiz sebeplerden kaynaklanmaktadır.
2. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLAR ZENGİNLİKTİR. Din anlayışları, olaylar ve gelişmeler üzerine yorumlar daima birbirinden farklıdır. Çünkü olaylar üzerine düşünceler farklıdır. Bu farklılık bir zenginliktir.
2. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLAR ZENGİNLİKTİR. Dinin çeşitli boyutları vardır. Bunlar: İnanç (Amentü), Yaşantı (Tecrübe), İbadet, Bilgi, doğru ahlak, Toplum ve evren boyutlarıdır.
2. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLAR ZENGİNLİKTİR. Farklı din anlayışları, demokratik idarelerde daha rahat yaşarlar ve daha rahat gelişirler. Demokrasi bir inanç ve kültür zenginliğine dayanır. Demokratik idarelerde, inanç farlılıkları kendilerini daha rahat korurlar. Şu halde din anlayışındaki farklılık, her yönden zenginliktir.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN SEBEPLERİ İklim farkları, coğrafi özelliklerin farklılığı Uygarlıktaki, teknolojideki, bilimdeki hızlı gelişmeler, Toplumlardaki değişmeler,
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ DİN ANLAYIŞI 1. İnsanın Yapısı 4. Ekonomi 3. Ortam ve Kültür 2. Siyaset
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ 1. İnsanın Yapısı: İnsanların ruhları da, ruh dünyaları da çok daha farklıdır. Sevgileri farklı, saygıları farklı, tepkileri farklıdır. Bu farklılıklar onların ruh dünyasının zenginliğinden ileri gelir. insanların hayal dünyaları da çok farklıdır.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ Dış yapısı, iç dünyası, duyguları, düşünceleri, düşünce biçimleri (zihniyetleri), davranışları. inanışları, hayalleri bu kadar farklı olan insanların inanışlarının da farklı olması gerekir.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ Dini inancı, ibadet biçimlerini farklı şekilde algılayan insanlar farklı biçimde yorumlama yaparlar; böylece farklı din anlayışları ortaya çıkar.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ 2. Siyaset: Siyaset insanları, toplumları ve devleti yönetme şeklidir. Siyası hayat, bir uygulama ve eylem hayatıdır. Siyasetteki her partinin ve siyası kişinin hedefi iktidara gelmek, devleti yönetmektir. Siyası faaliyet, her zaman mücadele ister.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ Günlük olayların gelişmesi, dünyadaki hızlı değişimler, siyasal ve toplumsal hayatı da hemen etkiler, hatta siyasetin yön değiştirmesine yol açar. Toplum, bu çabuk değişmeye ayak uyduramayabilir. O zaman inançlarının, değerlerinin yıpranmasını önlemek ister.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ Dünyanın bu kaygan zemininde tutunabilmek zordur. Toplumlarda bu gün din yükselen değer olmuştur. Çünkü bireyler ve toplumlar gönlünü dindirecek, kalbine huzur verecek değişmez inançlara ihtiyaç duyuyor. Dinin desteklediği ahlaka ihtiyaç duyuyor.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ 3. Ortam ve Kültür:Toplumdaki siyasi, ticari, sınai, mali ve sportif grupların farklı olması doğaldır. Bu grupların dernekler, vakıflar, klüpler, sendikalar gibi sivil toplum kuruluşlarının istekleri, ihtiyaçları da farklıdır.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ Bu ihtiyaçlar, maddi (parasal) olduğu gibi manevi (dini-ahlaki) yöndeki ihtiyaçlar da olabilir. ihtiyaçların çeşitliliği, farklı yeni dini yorumların da ortaya çıkmasına yol açar. işte çeşitli ortamların, onların gruplarının farklı oluşu dini anlayıştaki farklılıkları artıran etkenlerden biridir.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ 4. Ekonomi: Ekonomi, mal üretimi, bunların dağıtımı, tanıtımı, pazarlanması, tüketicilere ulaştırılması ve bu konudaki ilişkililerin düzenlenmesi ve yürütülmesidir. Ekonomik faaliyet alanları , çok değişik ve çeşitlidir.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ Ekonomik hayat, para ile oluşur. Sermaye (ana para) ye dayanır, karla gelişir. Para da yeterli değildir. Akılcı projelerle düzenli çalışma ister. Bu çok değişken ve kaygan ekonomik hayat, geçim derdi dolayısıyla herkesi ilgilendirir.
3. DİN ANLAYIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN ASIL SEBEPLERİ Tüm bu farklılıklar, kültürel, toplumsal ve dini hayatın uygulamadaki zenginlikleridir. Demokrasi böylelikle daha kolay benimsenir daha kolay yerleşebilir . Yalnız yerel yorumlar, dinin evrensel boyutlarının önüne geçmemeli.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR 1. Mezhepler 2. Tarikatlar 3. Cemaatler
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR 1. Mezhepler:''Mezhep'' kelimesi gidilecek yol anlamına gelir. Ama terim olarak bir dinde, felsefede yeni görüş ve yorum getiren çığır açan anlayış demektir.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR Hıristiyanlıkta Katolik ve Protestan mezhebi, İslam da Şiilik, Hanefilik, Şafilik, Malikilik gibi fıkıh mezhepleri felsefede Pisagor okulu gibi okullar birer mezheptir. Mezhepler, dinin uygulanmasını, yaşanmasını kolaylaştıran yeni yorumlardır.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR İslamiyet'te Mezheplerin Ortaya Çıkması: Peygamberimiz ve dört halife zamanında mezhepler ve tarikatlar yoktu. Bunlar daha çok Emeviler ve Abbasi'ler döneminde ortaya çıktı. İslam devleti kısa zamanda genişlemiş, yeni ülkeler fethedilmişti. Ülke genişleyince, Müslümanlar ve Müslümanlığa yeni girenler pek çok inanç ve ibadet sorunu ile karşılaştılar.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR İslamiyet'te Mezheplerin Ortaya Çıkması: Mezhep kurucuları, bu sorunları çözmek için yorumlar yaptılar. Sonradan bu yorumlar ayrı mezhep haline geldi. Bir de bazı ayetlerin anlaşılması için yeni yorumlara ihtiyaç doğdu. Bunlardan da yeni mezhepler ortaya çıktı. Daha sonra mezhepler arası anlaşmazlıklar belirdi. Taraftarlar takım tutar gibi, kendi mezheplerini üstün görmeye çalıştılar.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR 2. Tarikatlar: ''Tarik'' kelimesi yol demektir. ''Tarikatlar'' yollar demektir. Tarikatlar, İslam’ı yaşamada farklı yöntemleri uygulayan gruplardan doğmuştur. Zaten tarikatlar, tasavvufi (mistik) bir hayat sürmek için doğmuştur.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR Tarikatların hedefi; önce insanın iç dünyasını temizlemek ve zenginleştirmektir. Yani insanın tabiatını, doğasında bulunan kötü duyguları kontrol altına alabilmektir. Bunun için her birinin yöntemi farklıdır. Nakşibendi ve Bektaşi tarikatlarının arzuları yenme yöntemleri çok farklıdır. Ama hepsinde iman ve ibadet esastır.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR Tarikatlar, tarihte ve toplumların hayatında önemli roller oynamıştır. Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli gibi büyük mutasavvıflar yetişmiş ve bunlar toplum ahlakında etkili olmuşlardır. Bugün bunlar yoktur. Cumhuriyetin ilk yıllarında 1925 de Atatürk tarikatların merkezlerini kapatmıştır.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR Yani dergahları, tekke ve zaviyeleri kapatmış ve tarikatların faaliyetlerini yasaklamıştır. Bu sebeple Diyanet işleri Başkanlığında tarikatların da temsilcileri yoktur. Tekke ve zaviyeleri kapatan kanun, devrim kanunlarından olup değiştirilmesi teklif edilemez.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR 3. Cemaatler:''Cemaat'' kelimesi, bir dine inanan insanların meydana getirdiği topluluk anlamına gelir. ''Müslüman Cemaati'', ''Hıristiyan Cemaati'', ''Ermeni Cemaati'‘ Kelimelerin bu anlamı, geniş anlamdır. Daha dar anlamda bir dinin mensuplarının küçük gruplara ayrılmasıdır.
4. DİN ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLARA DAYALI OLUŞUMLAR Cemaatler, genellikle dine hizmet etmek için ortaya çıkarlar. Bu amacı unutunca dini bütünlüğe zarar verir hale gelirler. Tarikat ve cemaatler ülkenin bütünlüğüne ve dini bütünlüğe zarar getirmezlerse, bir zenginlik olarak görülebilir.
5. DİNDE ZORLAMA YOKTUR İslam dini, insanları zorla İslam’a sokmayı yasaklamıştır. Çünkü imanın dil ile söylenirken kalp ile de tasdik edilmesi gerekir. Zorlayarak Müslüman edilen kişi, dıştan Müslüman görülse de içten inkar eder; hatta İslam’a düşman olur. Böyle bir kimsenin Müslümanlığı da geçerli olmaz.
5. DİNDE ZORLAMA YOKTUR İslam akıl dinidir. Aklını kullanan, gerekli bilgiyi edinen kişi, aklı yatarsa, düşünür, taşınır, Müslümanlığa geçer. İslam önce düşünmeyi, sonra İslam’a girmeyi tavsiye eder.
5. DİNDE ZORLAMA YOKTUR Bundan dolayı Allah Kuran’da ''Dinde zorlama yoktur...'' buyuruyor. Hatta başka bir ayette Kuran, peygambere zorlayıcı olmadığını bildiriyor. ''Sen, onlara zor kullanacak değilsin.''
5. DİNDE ZORLAMA YOKTUR İslam tarihinde dinde zorlama olmamasının güzel örnekleri vardır: Hz. Peygamber Mekke'yi fethetmeden önce, ömrü boyunca İslam düşmanlığının rehberliğini yapan birkaç kişinin ölüm Listesini ilan etmişti. Bunların hemen hepsi kaçtı ve Mekke'nin fethinden sonra gelip af dilediler ve Hz. Peygamber de onları affetti.
5. DİNDE ZORLAMA YOKTUR İslamiyet bu hoşgörüsü sayesinde otuz sene gibi kısa bir zamanda üç kıtaya yayıldı. Zorla Müslüman yapılan insanlar, en kısa zamanda geri dönerler. Nitekim Sibirya'daki Yakut (Saka) Türkleri 18. yüzyılda Ruslar tarafından zorla Hıristiyanlaşmışlardır. Şimdi onlar o dinden çıkmak istiyorlar.
5. DİNDE ZORLAMA YOKTUR Demek ki zorlama ile dine adam kazandırmak hem doğru değil hem de İslam’ın esaslarına da aykırıdır.
6. LAİKLİK, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GARANTİSİDİR Laiklik, devlet idaresi ile ilgili bir anlayıştır. Laik devlet, inançlara ve dinlere eşit mesafede durması gerekir. Laik devlet, dine karşı olamaz. Bunun yanında, devletin tabanını oluşturan halkın inançlarına daha çok ilgi gösterir. Laik devlet idaresinde çeşitli inançlara sahip vatandaşlar, resmen tanınır ve hak ettiği ilgiyi görür.
6. LAİKLİK, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GARANTİSİDİR Din ve vicdan özgürlüğü Anayasa ile güvence altına alındığından bu ilke toplumsal barışa da hizmet etmiş olmaktadır. Bu da Laiklik ilkesinin bir gereğidir. Laik devlet anlayışının özellikleri şöyle ifade edilebilir: Devlet işleri ile din işleri ayrıdır, birinin diğeri üzerine hakim olması uygun görülmemektedir .
6. LAİKLİK, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GARANTİSİDİR Vatandaşın din ve vicdan özgürlüğünü sağlayacak olan anlayış, Laik devlet anlayışıdır. Bu hususu Atatürk gayet açık bir şekilde belirtmiştir: ''Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet hürriyetlerini tamamıyla yerine getirmek (tekmil etmek) demektir.''
6. LAİKLİK, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GARANTİSİDİR Öyleyse laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün garantisidir. Laiklik ilkesi ile, devlet idaresinde akıl ve bilimin verileri esas alınır; devlet milli egemenliği esas almayı öngörür. Dini inanç ve duygularını istismar edilmesini önler.
6. LAİKLİK, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GARANTİSİDİR Sözlerimizi Atatürk'ün İslam dini ile ilgili iki sözü ile bitirelim: ''Bizim dinimiz, en makul, en doğal bir dindir ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuştur.'' '' İslam da özel bir sınıf yoktur. Ruhaniliği reddeden bu din, tekelciliği kabul etmez.''