Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Çocuk Edebiyatının Bir Türü Olarak Masal

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Çocuk Edebiyatının Bir Türü Olarak Masal"— Sunum transkripti:

1 Çocuk Edebiyatının Bir Türü Olarak Masal
MASALLAR Çocuk Edebiyatının Bir Türü Olarak Masal

2 Masalın geleneksel tanımı: “…genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla insanların veya tanrıların başından geçen, olağandışı olayları anlatan hikayeler”

3 O zaman masallar: - halk tarafından uydurulmuş, - sözlü olarak aktarılmış, - insan veya olağanüstü sayılan kişilerin başından geçtiği söylenen, - olağandışı anlatılardır.

4 Masalları kuşaklararası yolculuğa çıkartan, 1) onun sözlü bir edebiyat ürünü olması, 2) Masal anlatıcıların köy köy gezerek bunlara anlatmasıdır.

5 Masalların temelleri hakkındaki tezler:
Mitolojik kök: Masal kökü Hindistan’a dayanır. Buradan bütün dünyaya dağılmıştır. Macar Türkolog Kunoş, ulusal masalların varlığını kabul ettiğinden bu konuda tek kaynak olduğunu kabul etmez. Psikolojik kök: Masalların kaynağı rüyalardır. Freud’a göre, masalların kökünde baskı altına alınmış istekler vardır.

6 Antropolojik kök: Örneğin Naki Tezel’e göre masallar, ilk insanlardan kaynaklanıp kuşaklara yayılan bir türdür. Ona göre: "Başlangıçta, belki gerçek olayların bir hikayesi olan masal, ağızdan ağza geçtikçe, hafıza ve çevre değiştirdikçe, asıl söylenen unutuldukça, aslındaki birtakım unsurları yitirmiş, bunların yerine, daha çok hayali unsurları toplamış, ama halk ruhundaki iyilik hak tanırlık ve adalet duygularını daima kendinde saklamıştır."

7 Geleneksel masalın özellikleri:
Anonimdirler: Masalların ilk kez kim tarafından, ne zaman, nerede anlatıldığı bilinmemektedir. Masalların kaynağı konusundaki tartışmalar bile bu konuda açık bir görüş birliği sağlayamamaktadır. Benzer masalların coğrafi olarak birbirinden uzak bölgelerde anlatılması şaşırtıcıdır. Ancak masalların anlatılarak, ağızdan ağza kültürlerarası yolculuk yaptığı ve anlatıldığı kültürün rengine göre biçimlendiğini düşünecek olursak bu durumu bir ölçüde anlayabiliriz. Günümüz masal araştırmacıları masalların anonim olduğunu gerçeği üzerinde birleşmektedirler.

8 Masallar olağanüstü (fantastik) olaylarla örülüdür: Bütün masallarda yoğun bir düş gücü egemendir. Bazen mantıklı olaylara tanık olduğumuz masallarda bile asıl belirleyici olan olağanüstü olaylardır. Hemen her masalda, bizim gerçek dünyamızda gerçekleşmesi olası olmayan öğeler vardır. Bunlar kimi zaman gizemli, rastlantılara dayalı olaylardır (Örneğin, insanların yüz yıl uyuması, sabır taşı adlı bir taşın olaylar karşısında çatlaması, efsunlu bir öpücüğün büyüyü çözmesi gibi); kimi zaman efsunlu sözlerdir (Örneğin büyüler, büyülü olduğuna inanılan sözler gibi); kimi zaman da gerçekte var olmayana cadılar, periler, ejderhalar gibi kişi ve tiplerdir. Bazen de öldükten sonra yeniden dirilme, insandan hayvana, hayvandan insana dönüşme, güçsüzün güçlü karşısında şaşırtıcı zaferler kazanması bu konuda örnek olarak gösterilebilir.

9 Aslında bütün bu olağanüstü olayların ardında gerçek hayatta yapmayı istediğimiz, ancak çeşitli nedenlerle gerçekleştiremediğimiz şeyleri yapabilme tutkusu yatar. Yani masallar özlem duyulan, ama elde edilmesi güç olan bir şeyi, mantık sınırlarını aşarak gerçekleştirir. Böylece, olanaksızlık sınırlarını çok daha ötelere çekerken, azim ve kararlılığın her türlü güçlüğün üstesinden gelme konusunda en büyük etmen olduğu iletisi de verilmeye çalışılır.

10 Masallar içinde tek yönlü bir ders barındırır ve karşıtlıklardan oluşur: Masallar çoğunlukla alınması gereken bir dersi açıkça sergiler. Bu dersler yalın bir anlatım biçimiyle ve çoğunlukla iyi-kötü, güzel-çirkin, güçlü-güçsüz, zengin-fakir vs. gibi karşıtlıkların birbirleriyle olan ilişkisinden ortaya çıkar. Bu karşıt uçların yarattığı gerilimden okurun/dinleyenin bir taraf tutması beklenir ki, çoğunlukla olumlu özellikler taşıyan taraftan yana olunması beklenir. Masallar, okur ve dinleyenlerin güzel, güçlü, iyi yürekli özelliklere sahip olanlarla özdeşleştirilerek verilmek istenen dersi iletmeye çalışırlar.

11 Masalların barındırdığı kişiler klişe tiplerden oluşur: Hemen her masalda yer alan kişilerin tek tip diyebileceğimiz özellikleri vardır. Başta iyi yürekli olarak tanıdığımız bir kişi masalın sonuna kadar bu özelliğini korur. Kötü olarak tanıdıklarımız ise masalın sonuna kadar aynı kötü karakterinin adeta bir esiri gibidir. Çünkü bu tiplemeler toplumdaki tek bir olgunun simgeleri olarak varlık kazanmışlardır. Örneğin Keloğlan, saf ama iyi yürekli insanları simgeler. Kötü dev, çıkarcı, açgözlü, kaba güç ile kendini bütün değerlerin üzerinde görenleri temsil eder. veya cadılar, çirkinlikleri ve kötü kalpleri olmaları nedeniyle toplumdışı olarak çizilirlerken, her zaman acımasız, zalimdir ve güzel, iyi yürekli olanları kıskanan ve onlara karşı harekete geçen tiplerdir. Böylece masallar, okurunun/dinleyeninin kendisi ile kolay özdeşleşmesini ve yalın bir biçimde aktarmak istedikleri dersi alınmasını sağlarlar.

12 Masallar dünyayı ve insanlığı simgeler: Masallardaki olaylar ve kişiler, sergilendiği biçimiyle her ne kadar olağanüstü, abartılı ve gizemli bir dünyayı anlatıyorlarsa da, yine de her yönüyle bizim dünyamıza işaret etmektedirler. Çünkü masalın içerdiği bütün kötülükler gerçek anlamda bizim gerçek dünyamızda da işlenmektedir. Bu anlamda bakıldığında masalın abartılı anlatım ve simgesel boyutunun amacı, aslında bizim dünyamızda ve bizlerin arasında geçen ilişkileri, yoğun ve bir simgeci bir anlayışla anlatmak ve vurgulamaktır. Ortaya koyduğu sonuçlar ile de okurların dersler çıkartmalarını bekler.

13 Masallarda şiddete ve kötü (korku veren) güçlere sıklıkla başvurulur: Eğer masallar gerçek dünya ile benzeşme çabasındaysa içinde kötülük ve şiddeti de barındırması son derece doğaldır. Çünkü içinde yaşadığımız dünyada da şiddet zaten her biçimiyle bulunmaktadır. Cinayetler, gasplar, savaşlar, entrikaya dayalı ilişkiler, aşırı rekabet ya da kıskançlık gibi nedenlerle birbirini yok etme isteği, yoksulluk, doğal afetler hep bizim dünyamızın içinde geçen olaylardır. Yoksa dünya zaten cennet olurdu.

14 Masal Türleri Masallar, kurgusuna, konusuna, içinde yer alan kişilere veya nesnelere göre türleşebilir. Örneğin, Geleneksel Masallar-Çağdaş (Modern Masallar) Halk Masalları- Edebi (Sanat) Masalları Hayvan, Peri, Bitki vb. masalarrı gibi.

15 Halk masalı kavramı hemen bütün araştırmacı ve yazarlarda ortaktır
Halk masalı kavramı hemen bütün araştırmacı ve yazarlarda ortaktır. Gökşen, halk ve folklor masalları ile sanat masalı ayırımını getirirken, Oğuzkan, halk masalları ve edebi masallar diye bir ayırım yapmakta ve aşağı yukarı aynı türdeki anlatılara dikkat çekmektedir. Öte yandan Ciravoğlu da halk masalları, hayvan masalları ve edebi masallar ayrımıyla bu sınıflamalara bir yenisini katarak, hayvanların yer aldığı anlatıları ayrı bir kategori olarak görmektedir. Değişik yazar ve araştırmacılar, halk masallarını da, 'sözlü halk masalları', 'olduğu gibi yazıya aktarılmış halk masalları', 'hayali', 'gerçekçi' gibi biçim ve içerik bakımından yine ayrı kollara ayırıp açıklama yollarına gitmişlerdir.

16 Aslında halk masalları ile anlatılmak istenen, bilinmeyen bir zaman diliminde halk arasında değişik nedenlerle anlatılmaya başlanmış, kaynağı pek bilinmeyen ve zaman süreciyle gelişen ve değişen masal türleridir. Bizim yukarıda özelliklerini saptamaya çalıştığımız masallar, daha çok bu türdeki masallara gönderme yapanlardır.

17 Belli bir kişi tarafından derlenen ya da derlenirken yeniden kişisel üsluba göre kaleme alınan masallar da vardır ki, bunlara da değişik kaynaklar edebi masallar adını vermektedir. Oğuzkan, edebi masalları için, "Yazarların kişisel hayal güçlerine dayanarak yazdıkları ve halk masallarına göre sanat açısından daha değerli sayılan masallar" derken, halk masalları ile edebi masallar arasında nitelik açısından bir fark olduğunu belirtir.

18 Geleneksel Masallar Hem halk masalları hem de edebi masallar benzer biçimsel özellikleri paylaştıklarından biz bunları burada geleneksel masallar olarak adlandırmak istiyoruz. Böylece hangi isim altında anılıyor olursa olsun, temel özellikleri bakımından birbirine benzeyen masal türleri tek bir kavram altında toplanmaktadır.

19 Modern (Çağdaş) Masallar
Çağdaş masallar geleneksel masalların tersine, bu türün temel anlatım biçimini koruyarak anlatılan, kimin tarafından ne zaman yazıldığı belli, çoğunlukla güncel olayların ele alındığı masalsı anlatılardır. Geleneksel masalın temel anlatım özelliklerini belirleyen olağanüstü güçlerin yoğunlukla kullanılması, karşıt özelliklerin bir çarpışma içinde sunulması ya da iyi-kötü karşıtlığı, dersler verme kaygısının ön planda tutulması belli ölçüde de olsa çağdaş masalda varlığını korumaktadır.

20 Geleneksel Masalların Bölümleri
Geleneksel masallarda çoğunlukla üç ana bölüm göze çarpar: Bunlar, döşeme ya da giriş, gövde ya da asıl masal, sonuç ya da üç elma bölümleridir.

21 Giriş bölümünde ve aralarda yer alan TEKERLEMELERİN işlevi sizce nedir?

22 Tekerlemeler çoğunlukla,
Anlatılacak olanın usdışılığını önceden vurgulamaya, Abartılacak anlatının önceden hazırlanmasına, Aralarda yer alınca soluklanmaya veya mola vermeye Çıkartılacak derse ilişkin ip uçları sunmaya yarar.

23 Örnek bir tekerleme: "Bir varmış, bir yokmuş. Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellâl iken, horoz imam iken, manda berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken... Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten... Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, gösterdiler, bana kapı arkasındaki köşeyi... O öfke ile Tophane minaresini cebime sokmayayım mı borudur diye... O öfke ile Tophane güllesini cebime doldurmayayım mı darıdır diye... Orada buldum iki çifte bir kayık. Çek kayıkçı Eyüb'e..." (TEZEL, 1987: 136)

24 Sonuç bölümü ve Türk Masalları:
Çoğunlukla Türk masallarının sonuç bölümü bir hisse paylaşımı (üç elma bölümü) ve dua ile sona erer. Amaç, dinleyenlere dinleyip ders çıkardıkları ve daha iyi insan olacakları için hayır dua etmek ve bir ödül (elma) vermektir.

25 Örnek bir ÜÇ ELMA bölümü:
"Gökten üç elma düşmüş, görenlerin başına... Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine..."

26 MASALLAR VE ÇOCUK

27 Masallar çocuk için üretilmediğine göre, bu türü neden günümüzde çocuk edebiyatı kapsamında ele alıyoruz? Basit kurgulu olduğu için mi? Korkutucu olduğu için mi? Kısa olduğu için mi? Ders verici olduğu için mi? Saçma, düşsel olduğu için mi? ……

28 Olası yanıtlar şöyle olabilir:
Daha önce çocukluğun keşfinden ve çocuğun farklılığın bulunmasından söz edilmişti. Bu bağlamda, Çocuğun alacağı ahlak ve din eğitimi için masallar ideal bir birikim olarak algılandı. Çocukların büyüklerin dünyasının değerlerini bir an önce benimseyebilmeleri için zaten var olan hazır bir kaynaktı.

29 Masallarda çoğunlukla pozitif bir dünya ile karşılaşırız
Masallarda çoğunlukla pozitif bir dünya ile karşılaşırız. Yani iyi olan çoğunlukla kazanır. Bu da çocuğun (insanın) içindeki pozitif yöndeki beklentiyle örtüşmektedir. İnsan doğası gereği iyi olandan yanadır, kötü olanı dışlar. Masal bu anlamda kötüyü dışladığından çocuğa olduğu kadar yetişkine de hitap eder, onun varlığı ve eylemleri hakkındaki sorularına yanıt bulmaya çalışır.

30 Ancak çocuğu masala bağlayan asıl öğe, masallarda kullanılan düşsel ortamdır. Yani çocuk, zaten fantastik bir algı dünyasına sahiptir. Bu bakımdan masallar çocuğun düş dünyasına çok yakın bir dünya kurar. Bu nedenle çocuklar masal dinlemekten ve okumaktan hoşlanırlar. Dahası onları ezberleyerek düş dünyalarında yaşatmaya devam bile ederler. Bu nedenledir ki çocuklar aynı masalı defalarca dinlemek isterler. Çocukların düş gücünü geliştirmesi bakımdan masalların çocuklar için yararlı olduğu kuşku götürmez bir gerçektir.

31 Masalların içindeki öğreticilik boyutu, ahlaksal, dinsel, töresel derslerin bir öykünün içinde verilmesi, yetişkinler tarafından çocukların eğitimleri için iyi bir malzeme olarak görülmüştür. Yani kısa, öz, etkileyici dersleri çocuğun dünyasına koşut biçimde sunulan masalların, onların eğitimleri için uygun bir zemin oluşturduğuna inanılmıştır. Gerçekten de bizler edebiyattaki öğreticiliği günümüz eğitbilim ilkeleri açısından doğru bulmasak da masalı çocuk edebiyatının kaçınılmaz bir türü yapan aslında bu gerçektir.

32 Özetlemek gerekirse, masalın çocuk edebiyatı içinde bir tür var olmasının başında, macera yükünün yoğun olması, pozitif bir dünya anlayışının egemenliği, masalın fantastik örgüsünün çocuğun düş gücüne koşut olması ve öğreticilik özelliğinin çocuğun eğitimi için bir araç olarak görmesi sıralanabilir.

33 Türk Edebiyatında çocuk masalları
Öncelikle Dede Korkut Masallarını günümüz Türkçe'sine kazandıran Orhan Şaik Gökay, Adnan Binyazar, Ayhan Göksan gibi isimlerin yanı sıra, Erdal Öz'ün Dedem Korkut çalışmalarını bu bağlamda belirtmek gerekir. Bunların ötesinde masal derlemecileri ve masal yazarları olarak Eflatun Cem Güney, Pertev Naili Boratav, Suat Arsal, Naki Tezel, Oğuz Tansel, Tahir Alangu, Mehmet Tuğrul, Elvan Pektaş Deniz, Tarık Dursun K, Zeki Burdurlu, Ülkü Tamer, Can Göknil, Aytül Akal, Ayla Çınaroğlu, Mustafa Ruhi Şirin, Kemal Özer gibi isimler ilk akla gelenlerdir.

34 Çocuk Masallarında Nitelik
Çocuklar için seçilecek, uyarlanacak veya yazılacak (geleneksel/çağdaş) masallarda şiddet ve cinsellik; bunun ötesinde bunların kullanılış yöntemi ve amacı incelenerek seçim yapılmalıdır. Yoksa, zaten çocuk için oluşturulmayan bu tür çocuğun düş gücüne zarar verebilir.

35 Boratav’dan alınma NOHUT OĞLAN masalının bir bölümünü izleyelim:
... Nihayet adam bir çare bulmuş: "Be karı, demiş, bu gidişle bunlar bizi aç bırakacaklar. İyisi mi, yarın sen bir kazan su kızdır da çağır bunları: 'Gelin çocuklarım, sizi yıkayım,' de, hepsini kızgın suda öldür." Kocakarı da öyle yapmış. Hepsini kazana atmış, öldürmüş. Sonra da kazanları devirmiş oturmuş köşeye...

36 Masal figürleri de masum değil…
Masalı korkutucu kılan özellik devler, cadılar, hayaletler, ejderhalar vb. gibi figürler değil, bu figürlerin kullanılış amacı ve sunuluş biçimidir. Örneğin 'Sevimli Hayalet' tiplemesinde çocukların bu hayaletten bırakın korkmasını, tam tersine çocuklar bu hayalet tipiyle özdeşleşir, ona acır, ondan yana olurlar. Çünkü bu tiplemenin kullanımı, bir ahlak ya da gelenek yasasını öğretmek için bir araç değildir. O bir dost, dahası, insanlar ondan korktuğu için yalnızlık çeken zavallı bir hayalettir. Buna karşılık içinde hayalet veya peri gibi hayali yaratıklar bulunan geleneksel masallar çoğunlukla insanın iliklerini donduracak kadar ürkütücüdür.

37 MASAL SEÇİMİ Evdeki okumalarda veya eğitimdeki uygulamalarda kullanılacak masalların öğretmen/anne-baba tarafından dikkatle seçilmesi önemlidir. Hem kullanılan öğeler, hem de masalın etik anlamda basım ve dağıtımı açısından.

38 Etik yozlaşmaya DİKKAT
Çoğunlukla pazar koşulları nedeniyle yozlaştırılan masallarda dil ve kurgu bilinçsiz sadeleştirme nedeniyle olağanüstü derecede bozuluyor. Başkaları tarafından derlenmiş ya da en bilinen anonim masalları kendileri yazmış gibi sunan yazarlar etik yasaları çiğnemenin ötesinde aldığı masalın öğelerini değiştirip yozlaşmaya neden oluyor.

39 Özellikle okul öncesi çocuklarda soyut düşünebilme henüz tam gelişmediğinden somut olaylar onu daha çok ilgilendirir. Bu nedenle özellikle somut olay ve kişiler, eylemsellik, merakı kamçıladığı için maceraya yanı ağır basan olaylar çocuk masallarında özellikle aranması gerekir.

40 Bunun yanı sıra sözü edilen yaş grubu için çocuklara verilecek masallarda tasvirlerin de zengin olması, çocuğun masalla daha yakın ve sıkı bir ilişki kurmasını sağlayacaktır. Böylece masal hem daha hareketlenecek hem de daha görsel kılınmış olacaktır.

41 Ayrıca her türde olduğu gibi masallarda da dilin kullanımı özellikle gözetilmesi gereken bir olgudur. Çünkü masalda kullanılan sözcükler, sözcük sayısı bakımından, somut anlatım bakımından, tümcelerin uzunluğu kısalığı bakımından, ayrıca yalınlık bakımından da dikkate alınmalı. Çünkü çocuk için masal, anadilini öğrendiği bir alan olarak görülmektedir.

42 Yine masalların özellikle okul öncesi çocuklar için eğlendirici, güldürücü olması çocuğun güdülenmesini sağlayacaktır. Örneğin yine seçici olmak koşuluyla Keloğlan Masalları ya da geleneksel masalın içindeki bazı örnekler bu konuda önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Çocuğun eğlenerek izleyeceği masal dünyası, onun bir an önce okumaya özendirilmesi, okuduktan sonra da bu eylemin alışkanlığa dönüşmesi için iyi bir araç olacaktır.

43 MASAL ANLATMAK Masalların öncelikle sözlü edebiyat geleneğinin parçalarından biri olduğu ve masalları, masal anlatıcılarının anlattıkları daha önce vurgulanmıştı. Gökşen'in de belirttiği gibi masal anlatmanın bir usulünün, yönteminin ve geleneğinin bile olduğundan söz edilmektedir. Buna göre, köylerde masalı ustalıkla anlatan masal anaları, masal nineleri bulunmaktadır.

44 Çocuklara masalı okuyan/anlatan kişinin sunuş ve anlatış biçimi, çocukla iletişim kurma sürecinde en önemli öğedir. Çünkü kötü anlatan/okuyan birisi, çocuğu kucaklamaktan öte onun uzaklaşmasına neden olacaktır. O halde masalı sunan kişi bir oyuncu gibi (yarı)artistik bir davranış sergileyerek masalı, bu türün havasına uygun olarak sunmak zorundadır. Burada özellikle sunuşu ilgilendiren ses, vurgu, akıcılık gibi özelliklerin yanı sıra çocuklarla iyi ilişki kurabilme yeteneği işin içine girmektedir. Anlatıcı kişi, yapaylığa kaçmadan ve rol yapıyor izlenimi uyandırmadan anlattığı masalı en iyi şekilde dinleyenlere ulaştırmakla sorumludur.

45 Masal anlatmada 9 önemli nokta:
1- Buna göre masalı anlatan kişi, anlattığı masalı ciddiye almalı, anlatma öncesi ve sunuş aşamaları konusunda anlatıcı hazırlık yapmalı. 2- Çocuklara anlatılacak masal konusunda çocuklar hazırlanmalı ve anlatma/okuma süreci başlamadan önce çocukların güdülenmesi için masal hakkında kısaca konuşulmalı.

46 3- Giriş bölümü ile diğer bölümlerde söylenen tekerlemeler masalın gerçekdışılığını vurgular. Bütün bunlara rağmen anlatıcı kişi masalı inanarak ve canlı okumalı ki, masal, masalsılık bağlamındaki inandırıcılığını yitirmesin. 4- Anlatıcı, sıkılıyor izlenimi uyandırmaması ve masalın gerekli etkiyi bırakması için aceleci olmaması ve okuduğu/anlattığı masalı sıradanlaştırmaması gerekir. Akıcılığın sağlanması için masalın daha önceden iyi bilinmesi gerekebilir. Anlatanın masalı iyi bilmesi, belki de ezberlemesi gerekebilir. Ancak ezber mekanik okumayı/anlatmayı getireceğin pek tercih edilen bir yol değildir.

47 5- Anlatıcı masalın bazı bölümlerini unuttuğunda birden şaşkınlığı kapılmamalı. Anlatılan masalın özüne aykırı düşmedikçe unutulan yerler daha sonra yeri geldikçe eklenebilir. 6- Masallar aynı zamanda eğlendirme işlevine de sahip olduklarından, anlatıcı kişi vücut dilini, ses tonunu, vurgu özelliklerini kullanarak anlattığı masalı neşeli ve zevkli bir hale getirebilir. 7- Şairane anlatım kaygısına kapılarak abartılı ve kuşku yaratacak biçimde masal anlatmak, masalın büyüsünü bozduğu gibi dinleyenlerin de sıkılmasına neden olabilir.

48 8- Anlatım sürecinde anlaşılmayacağı var sayılan olaylar ve öğeler gereksiz biçimde açıklanmaya çalışılmamalı. 9- Anlatıcı kişinin el kol hareketleri, mimikleri, vücut dili, ses tonu, vurguları masal sunumunun asıl vitrinini oluşturacağından, masal anlatan kişinin bir tiyatrocu titizliğiyle konuya eğilmesi gereklidir.


"Çocuk Edebiyatının Bir Türü Olarak Masal" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları