Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 9. Sınıf 6.Ünite Laiklik ve Din pedagojiformasyon.com
KAZANIMLAR:
Allah’ın bütün emir ve yasakları da insana yöneliktir. DİN BİREYİ ESAS ALIR Tarihin her döneminde ve bütün toplumlarda din olgusu ile karşılaşmaktayız. Allah’ın bütün emir ve yasakları da insana yöneliktir. EMİRLER YASAKLAR Tevhit inancını benimsemek İbadetleri yapmak Anne-babaya iyi davranmak Yetimleri korumak. Adaletli olmak. Doğru sözlü olmak ... Şirk koşmak Allah’a isyan etmek Hırsızlık yapmak Gıybet yapmak İnsanları hor görmek Yalan yere yemin etmek …
Akıllı bir varlıktır. İnanan bir varlıktır. İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN İNSAN Akıllı bir varlıktır. İnanan bir varlıktır. Anlar, kavrar, öğrenir, düşünür. İnanma ihtiyacı vardır. Sorgular. Dinini doğru bir şekilde öğrenmek ister. Sebep-sonuç ilişkisi kurar. Dinini inançlarının gereğini yapmak ister. Analiz ve sentez yapabilir. Analiz ve sentez ne demektir? Söyleyiniz. Analiz sözlükte tahlil, çözümleme anlamlarına gelmektedir. Bir bütünün parçalara ayrılıp incelenmesi, ayrıntının ortaya konmasıdır. Sentez birleştirme, çeşitli unsurları birleştirerek yeni bir şey meydana getirmedir.
Meali verilen ayetlerden ne tür sonuçlar çıkabilirsiniz? Paylaşınız. “De ki: Allah’a itaat edin; Peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki Peygamberin sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen görevleri yerine getirmenizdir…” (Nûr suresi, 54. ayet) “... Her birey kendi yaptığından sorumludur.” (Tûr suresi, 21. ayet) Meali verilen ayetlerden ne tür sonuçlar çıkabilirsiniz? Paylaşınız. Herkesin bir sorumluluğu vardır. İnsanlar sorumluluklarının bilincinde almalıdırlar. Ayrıca tüm sorumluluklar bireyseldir. Herkes sorumluluğunu yerine getirmekle görevlidir. İslam dininde yer alan pek çok emir ve yasak bireye yöneliktir. İnsanlar iradelerini kullanarak tercih yaparlar ve davranış gösterirler. İslam dini, her insanın kendi yaptığından, öncelikle kendisini sorumlu tutar.
D İ N Hayatımıza anlam katan değerlerden en önemlisi dindir. Çünkü din, insanları yüce duygu ve güzel alışkanlıklarda birleştiren, toplumları yükselten, onların gelişmesini sağlayan bir kurumdur. Din, kin gütmeyi, nefreti ve haksızlık yapmayı yasaklar. Sevgiyi, saygıyı ve nezaketi öğütler. İnsan, pek çok sorumluluğu ve görevi din sayesinde öğrenir. İnsanlık dine her zaman muhtaçtır. Çünkü din, insanın merak ettiği ve öğrenmek istediği pek çok soruya cevap verir.
Din insanın merak ettiği birçok soruya cevap verir. ? Ben kimim? Nereden geldim? Niçin yaratıldım? Sonum ne olacak?
LAİKLİK Dilimize Fransızca’dan geçmiş bir sözcüktür. Yunancası “Laikos”tur. Terim olarak laiklik, din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrı olarak yürütülmesidir.
Laikliği Doğuran Nedenler? Avrupa’da Hristiyan din adamlarının anlayış ve uygulamalarına, devlet işlerine karışmalarına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Laikliğin tarihi, papalık makamı ile kral ve imparatorlar arasında meydana gelen mücadelelere dayanır. Papa hem dinî lider hem de siyasi iktidarın başıydı. Üstünlüğü kabul edilen merkezî bir kilise iktidarı vardı.
Kilise yönetimi, dini temsil etmekte yetersizdi. Kilise halka karşı baskı uyguluyordu. Kiliseye olan güven azalmıştı. Kilise ve din adamlarının baskısı fikir hayatı üzerinde de etkisini göstermekteydi. Eğitim kurumları kiliseye bağlıydı. Kilise kendi görüşleri dışında gelişen fikirlere karşı amansız bir savaş içindeydi.
Engizisyon mahkemesi bilim ve keşiflere de müdahale ediyor, bilim insanlarını cezalandırıyordu. Galileo, dünya’nın döndüğünü söylediği için ömür boyu ev hapsi ile cezalandırılmıştır. ENGİZİSYON MAHKEMESİ
Avrupa’da güçlü siyasi iktidarların ortaya çıkması, değişen ve gelişen ticari ilişkiler, kentlerin zenginleşmesi, papalar ile imparatorlar arasında uzun seneler süren bir mücadeleyi başlattı. Kilisenin bu mücadelede belli bir süre başarı göstermesinde, kendine bağlı dinî teşkilatların mali yönden çok güçlü olmasının önemli rolü olmuştur.
Kilise otoritesine başkaldıran ilk kişi Martin Luther’dir. Bazı Görüşleri: İnsan sezgi gücü sayesinde Tanrı ile iletişim kurabilir; her ferdin kilisesi kendi yüreğidir; kutsal kitap herkes tarafından okunup anlaşılabilir ve uygulanabilir. Siz Tanrı'nın vekili değilsiniz. Siz sanırım ki ondan başka birinin vekilisiniz! Sizin iradenizi bir parşömenli yalan olarak kabul ediyor ve yırtıyorum. Siz artık ne isterseniz yaparsınız: İşte benim yaptığım. Her ferdin kilisesi kendi yüreğidir. Martin Luther ( 1489-1546 )
LİBERALİZM FRANSIZ İHTİLALİ - 1789 18.yy’da Avrupa’da ortaya çıkan siyasi bir akımdır. Siyasi iktidar milletin oyu ile belirlenir ve millete karşı sorumludur. Kişilerin vicdan hürriyetini öne çıkarır. Vicdan hürriyeti, kişilere istediği dini seçme veya hiçbir dini seçmeme hakkı veriyordu. Bu durum kilise ile siyasi iktidarın birbirinden ayrılması sonucunu doğurdu. FRANSIZ İHTİLALİ - 1789 Kilisenin otoritesi son bulmuş, papazlar cumhuriyete bağlılık yemini etmekle mükellef tutulmuşlardır.
1905’te Fransız Parlamentosunda “Laiklik” bir kanunla kabul edilmiştir. Din ve devlet işleri resmen birbirinden ayrılmıştır. Laik devlet anlayışı her alanda kendini göstermiştir. Kilise birçok alanda etkisini kaybederek kendi alanına çekilmiştir.
? 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. LAİK DEVLET Laiklik, Atatürk ilke ve inkılaplarının temelidir. Laiklik ilkesi 1937’de Anayasa’mıza girmiştir. Laiklik ilkesinde akla ve bilime önem verilir. ? Laikliğin yerleşmesini sağlamak amacıyla ülkemizde 1924 yılında çıkarılan kanunlar hangileridir? 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. Halifelik kaldırıldı. Şer’iye ve Evkaf Vekaleti kaldırıldı.
LAİK DEVLETİN ÖZELLİKLERİ Laik devlet, din ve devlet işlerini birbirinden tamamen ayırarak vatandaşların dinî inanç ve ibadetlerine hiçbir şekilde müdahale etmez. Dinî kurallar ve kuruluşları yönetime karıştırmaz. Belli bir dini, benimsetmek ve uygulatmak için vatandaşlarına baskı yapmaz. Laik devlet, din ve inanca karşı değildir. Din ve inançlar karşısında tamamen tarafsızdır. Din hürriyetine önem verir. Kişiler hiçbir zorlama olmaksızın dinlerini seçebilirler. Laik devlette din hürriyeti, belli bir dine inanma ve onun ibadetlerini yerine getirme hürriyetini ifade eder. Laik devlet, dinî müesseselerin, temel vazifelerini yapacak şekilde faaliyet göstermelerini sağlar. Laik devlette çeşitli dinlerin mensuplarına kanun önünde ayrım yapılmaz, hepsine eşit davranılır.
Laiklik Din ve Vicdan Özgürlüğünün Güvencesidir Din ve vicdan özgürlüğü ne demektir? Herkesin istediği bir inancı benimseyebilmesi, inancının gereklerine müdahele edilmeden yaşabilmesidir. Hiçbir kimsenin bir inancı, düşünceyi benimseye zorlanmamasıdır. Kişilerin seçimlerinde serbest bırakılması ve düşünce ve inançlarına saygı gösterilmesidir. Laiklik ilkesi, din hürriyetini, vicdan (inanç) hürriyetini ve ibadet hürriyetini kapsar. “Her birey istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz. Vicdan hürriyeti, mutlak ve taarruz edilemez, ferdin tabii haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır.”
“Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse ibadete, dinî ayin ve törenlere katılmaya,dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz...” (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde: 24.) Vatandaşların her türlü hak ve özgürlükleri anayasal güvence altına alınmıştır. İnsanların din ve vicdan özgürlüğüne sahip olmaları, toplumsal barışın sağlanmasının temel şartlarındandır. Bir toplumda farklı dinlere mensup kimselerin bulunması doğaldır. Bunlar aynı toplumun bireyleridir. Birlikte yaşamak durumundadırlar. Bu insanların birlik, beraberlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmeleri için birbirlerinin hak ve özgürlüklerine saygı göstermeleri gerekir. Din ve vicdan özgürlüğü herkesin doğal hakkıdır, laikliğin de bir gereğidir.
Atatürk’ün Laiklik Anlayışı “Laiklik sadece din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması demek değildir. Tüm vatandaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.” Yukarıdaki sözde verilmek istenen mesaj nedir? Laiklik sadece siyasi yönü olan bir ilke değildir. Devleti ilgilen yönüyle birlikte bireyleri de dikkate alan ve insanların inanç, ibadet, düşünce ve bunlara uygun yaşama özgürlüğünün sağlanmasıdır. Türkiye’de laiklik kendine özgü bir gelişme seyri izler. Atatürk’ün laiklik anlayışının en önemli özelliği, dinin aslından uzaklaştırılıp kötüye kullanılmasına karşı olmasıdır.
“Laiklik prensibinde ısrar ediyoruz. Çünkü millî iradenin, İnsanlığa mal olmuş değerlerin belki de en mukaddesi (kutsalı) olan din hürriyeti ancak laiklik prensibine bağlanmakla korunabilir.” Atatürk laikliğin benimsenmesiyle dinin, din duygusu ile inanç ve ibadet alanının asla zedelenmeyeceğini, tersine manevi bakımdan değer kazanacağını belirtmektedir. “Din lüzumlu bir müessesedir.” Atatürk, laiklik anlayışında dine kesinlikle karşı değildir. Ona göre din bir vicdan işidir. Atatürk, din gerçeğini inkâr etmeyip dinin lüzumlu bir kurum olduğunu belirtmektedir.
“Her birey dinini, din duygusunu, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da okuldur.” İnsanın bir din duygusuna sahip olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle Dinin öğrenilmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyacı tam olarak ve doğru bir şekilde yerine getirebilecek olan yer okuldur. Tevhid-i tedrisat kanunundan sonra, din eğitimi amacıyla İmam-Hatip okulları ve ilahiyat fakülteleri açılması yukarıdaki düşünceyi destekleyen uygulamalardır. “İslam akla ve bilime en uygun, en mükemmel dindir; ancak ondan dolayı son din olmuştur.” İslamda insanın aklına ve mantığına uymayan, bilimsel araştırmalara aykırı olan bir şey yoktur. Bu da bu dinin mükemmel bir din olmasını sağlamaktadır.
“Nasıl her hususta yüksek meslek ve ihtisas sahipleri yetiştirmek gerekli ise dinimizin gerçek felsefesini inceleyerek araştıracak, ilmî ve teknik olarak telkin kudretine sahip olacak,seçkin ve gerçek din ilim adamlarını yetiştirecek yüksek öğrenim kurumlarına sahip olmalıyız.” 1925’ten sonra açılan “ilahiyat fakülteleri” yukarıdaki düşünceyi destekleyen uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Atatürk, din eğitimi yapacak kimselerin iyi bir şekilde eğitilmelerini ve bu kimselerin topluma, millî ve manevi değerlerine uygun dinî bilgiler vermelerini istemiştir. Atatürk, ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığını kurdurmuştur. Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması için çalışmalar yaptırmış, Türkçe Kur’an tercümesi ve tefsirinin yapılmasını sağlamıştır.
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 1. İnsan akıllı bir varlıktır. Aklın işlevleri nelerdir? İnsan akıllı bir varlıktır ve akıl bazı işlevleri yerine getirir. Öğrenme, anlama, kavrama, düşünme, sorgulama, sebep-sonuç ilişkisi kurma, analiz ve sentez yapma vb. şeyler aklın işlevlerinden sayılır. 2. Analiz ve sentez ne demektir? Söyleyiniz. Analiz sözlükte tahlil, çözümleme anlamlarına gelmektedir. Bir bütünün parçalara ayrılıp incelenmesi, ayrıntının ortaya konmasıdır. Sentez birleştirme, çeşitli unsurları birleştirerek yeni bir şey meydana getirmedir.
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 3. İslam dininde yer alan pek çok emir ve yasak bireye yöneliktir. Bireysel sorumluluk esastır. Niçin? Çünkü insanlar iradeli varlıklardır ve iradelerini kullanarak tercih yaparlar ve davranış gösterirler. Bu nedenle İslam dini her insanı kendi yaptığından, öncelikle kendisini sorumlu tutar. Bireysel sorumluluk esastır. 4. Laiklik dilimize hangi dilden geçmiştir? Fransızca
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 5. Laiklik ne demektir? Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrı olarak yürütülmesidir. 6. Bilimsel araştırmalara ve keşiflere müdahale eden, bilim insanlarını cezalandıran orta çağ Avrupa’sındaki mahkemelere ne ad veriliyordu? Engizisyon mahkemesi
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 7. Dünya’nın döndüğünü söylediği için ömür boyu ev hapsi ile cezalandırılan bilim adamı kimdir? Galileo 8. Kilise otoritesine başkaldıran ve papalığı ve Öğretilerini protesto eden ilk kişi kimdir? Martin Luther (1489-1546 )
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 9. 18.yy’da Avrupa’da ortaya çıkan siyasi bir akımdır. Siyasi iktidar milletin oyu ile belirlenir ve millete karşı sorumludur. Kişilerin vicdan hürriyetini öne çıkarır. Liberalizm 10. Fransız ihtilali hangi yıl ilan edildi? 1789
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 9. Laiklik ilk defa hangi yıl, hangi ülkede kabul edildi? 1905 - Fransa 10. Laiklik ilkesi hangi yıl anayasamıza girmiştir? 1937
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 11. Laiklik ilkesinde ……… ve ………… önem verilir. akla, bilime 12. Laikliğin yerleşmesini sağlamak amacıyla ülkemizde 1924 yılında çıkarılan kanunlar hangileridir? Tevhid-i Tedrisat Kanunu Halifelik kaldırılması, Şer’iye ve Evkaf Vekaleti kaldırılması
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 13. Ruhbanlık ne demektir? İslam’da yeri var mıdır? Ruhbanlık, dünyadan el etek çekip kendini tamamen ibadete adamaktır. Evlenilmez, çocuk sahibi olunmaz. Bir din adamı sınıfı ortaya çıkmaktadır. İslamiyet hayatın dengeli yaşanmasına izin vermiştir. Ne tam olarak dünyaya ne de tam olarak ahirete yönelik olarak yaşamak İslam’da yasaklanmıştır. 14. Din ve vicdan özgürlüğü ne demektir? Herkesin istediği bir inancı benimseyebilmesi, inancının Gereklerine müdahele edilmeden yaşabilmesidir. Hiçbir kimsenin bir inancı, düşünceyi benimseye zorlanmamasıdır. Kişilerin seçimlerinde serbest bırakılması ve düşünce ve inançlarına saygı gösterilmesidir.
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 15. “Laiklik sadece din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması demek değildir. Tüm vatandaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.” Yukarıdaki sözde verilmek istenen mesaj nedir? Laiklik sadece siyasi yönü olan bir ilke değildir. Devleti ilgilen yönüyle birlikte bireyleri de dikkate alan ve insanların inanç, ibadet, düşünce ve bunlara uygun yaşama özgürlüğünün sağlanmasıdır. 16. “Din lüzumlu bir ……………………..” müessesedir
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 17. “Her birey dinini, din duygusunu, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. …………………………” Orası da okuldur.” 18. “İslam akla ve bilime en uygun,… …………….……; ancak ondan dolayı son din olmuştur.” en mükemmel dindir
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 19. “Nasıl her hususta yüksek meslek ve ihtisas sahipleri yetiştirmek gerekli ise dinimizin gerçek felsefesini inceleyerek araştıracak, ilmî ve teknik olarak telkin kudretine sahip olacak, seçkin ve gerçek din ilim adamlarını yetiştirecek yüksek öğrenim kurumlarına sahip olmalıyız.” Bu düşünceyi gerçekleştirmek için ne yapılmıştır? İlahiyat fakülteleri açılmıştır.
“Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d suresi, 28.ayet)