EMİNE ACARAKÇAY YDÖ
İ ÇT İ MA İ (TOPLUMSAL GÖREVLER) (TOPLUMSAL GÖREVLER)
Bilindi ğ i üzere, insanlar yaratılı ş bakımından medenîdirler. Toplu bir halde ya ş amak ihtiyacındadırlar. Bu yönden aralarında kar ş ılıklı bir takım görevler bulunur. Bunlar gözetilmedikçe, toplum hayatı devam edemez, hiç bir i ş te düzen bulunamaz. Bu görevlerin ba ş lıcaları ş unlardır:
FERTLER İ N HATAYINI GÖZETMEK
Her insan ya ş ama hakkına sahiptir. Hiçbir kimsenin hayatına haksız yere saygısızlık yapılamaz. İ slam gözünde bir insanı haksız yere öldüren,bütün insanları öldürmü ş gibi olur. Bununla ilgili Kuran-ı Kerim’de birtakım ayetler bulunmaktadır.
Bakara Suresi / Ayetler يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ فِي الْقَتْلَى الْحُرُّ بِالْحُرِّ وَالْعَبْدُ بِالْعَبْدِ وَالأُنثَى بِالأُنثَى فَمَنْ عُفِيَ لَهُ مِنْ أَخِيهِ شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ وَأَدَاء إِلَيْهِ بِإِحْسَانٍ ذَلِكَ تَخْفِيفٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَرَحْمَةٌ فَمَنِ اعْتَدَى بَعْدَ ذَلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ
MEAL İ Ey âmenû olanlar! Katl (öldürülme) konusunda kısas üzerinize yazıldı (size farz kılındı). Hüre hür, köleye köle, di ş iye di ş i (kısas olunur), fakat kim, onun (öldürülenin) karde ş i tarafından bir ş ey ile (bir diyet kar ş ılı ğ ı) affolunursa (ba ğ ı ş lanırsa), o taktirde gereken, örfe tâbî olunması ve ona (affedene), (diyetin) ihsanla ödenmesidir. İş te bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra haddi a ş arsa (saldırıya kalkarsa) o zaman onun için elîm bir azap vardır.
Maide Suresi / 32. Ayet مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَن قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاء تْهُمْ رُسُلُنَا بِالبَيِّنَاتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَلِكَ فِي الأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ
İş te bundan dolayı (Tevrat'ta) İ srailo ğ ullarına ş öyle yazdık; İş te bundan dolayı (Tevrat'ta) İ srailo ğ ullarına ş öyle yazdık; Kim bir ki ş iyi, bir ki ş i kar ş ılı ğ ında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata kar ş ılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmü ş gibidir. Kim de (bir ki ş inin hayatını kurtarmak suretiyle) ya ş atırsa bütün insanları ya ş atmı ş gibi olur. Ve andolsun ki Resûl'lerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, ş üphesiz onlardan birço ğ u, bundan sonra gerçekten yeryüzünde a ş ırı giden müsrifler oldular. Kim bir ki ş iyi, bir ki ş i kar ş ılı ğ ında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata kar ş ılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmü ş gibidir. Kim de (bir ki ş inin hayatını kurtarmak suretiyle) ya ş atırsa bütün insanları ya ş atmı ş gibi olur. Ve andolsun ki Resûl'lerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, ş üphesiz onlardan birço ğ u, bundan sonra gerçekten yeryüzünde a ş ırı giden müsrifler oldular. MEAL İ MEAL İ
FERTLER İ N HÜRR İ YET İ N İ GÖZETMEK
Yüce Allah bütün insanları hür olarak yaratmı ş tır. Kimse esir edilemez. Ancak hürriyetlerin çerçevesi bellidir. Her insan her istedi ğ ini yapma yetisine sahip de ğ ildir.
FERTLER İ N V İ CDANLARINI GÖZETMEK
Vicdan ilahi bir kuvvettir, ruhun bir özelli ğ idir. Vicdanlara bakan yalnız Yüce Allah’tır. İ slam, bütün insanların hidayet ve mutlulu ğ unu isteyen vicdanlara büyük önem verir. Allah herkesi vicdanındaki duygularından dolayı mükafatlandırır veya azab eder. Yalnız ş unu da söyleyelim ki, kötü vicdanları düzeltmek için yapılacak olan bilinçli uyarıları ve ö ğ ütleri, vicdanlara karı ş ma ş eklinde anlamak do ğ ru de ğ ildir.
Mevlânâ’ya göre, vicdani anlayı ş ı inkar, duyguyu da inkar demektir. Bu sebeple o, ‘hürriyet ile vicdani duygu’ arasındaki ba ğ ı açıkça ş u beyitlerde ortaya koymaktadır: “Vicdanî anlayı ş, duygu yerine kaimdir. Her ikisi de bir arktan akar. Onun için bu anlayı ş a yap, yapma diye emir etmek, nehiyde bulunmak, onunla maceralara giri ş mek, söyle ş mek yerindedir. Yarın bunu, yahut onu yapayım demek ihtiyara delildir güzelim. Yaptı ğ ın kötülük yüzünden pi ş man olman da ihtiyarına delâlet eder, demek ki, kendi ihtiyarınla pi ş man oldun, do ğ ru yolu buldun. Bütün Kur’an; emirdir, nehiydir, korkutmadır. Mermer ta ş a kim emir verir, bunu kim görmü ş tür.
FERTLER İ N İ LM İ GÖRÜ Ş LER İ N İ GÖZETMEK
İ slam dininde onun bunun görü ş üne ilmi fikrine tecavüz edilmesi caiz de ğ ildir. Ş u kadar ki herhangi bir fikrin ve kanaatin do ğ ru olup olmadı ğ ına, yine ilmi bir ş ekilde müdahale etmelidir.
FERTLER İ N NAMUS VE Ş EREF İ N İ GÖZETMEK
İ slam dininde herkesin namus ve ş erefi saldırıdan korunmu ş tur. Böyle bir saldırı a ğ ır ceza gerektirir. Gıybet, iftira,alay etme, kötü söz söyleme kesinlikle haramdır. Ba ş kalarının namus ve ş erefine saygı göstermeyen kimse, namus ve ş eref duygusundan yoksundur.
NÛR SURES İ / 19. AYET إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ Muhakkak ki âmenû olanlar arasında fahi ş eli ğ in (çirkin olayların, iftiranın, kötülü ğ ün) yayılmasını sevenlere, dünya ve ahirette elîm azap vardır. Ve Allah, bilir ve siz bilmezsiniz.
FERTLER İ N MÜLK İ YET HAKLARINI GÖZETMEK
Herhangi bir kimsenin mülkiyet hakkına, mülküne tecavüz etmek haramdır. Herkesin me ş ru surette kazandı ğ ı malları korunmu ş tur. Cemiyetin ilerlemesi ve medenî bir halde ya ş ayabilmesi, ancak bu korunma ile mümkün olur. Bir cemiyeti meydana getiren fertlerin servet ve meslek bakımından de ğ i ş ik derecelerde olmaları hikmet ve ihtiyaç gere ğ idir. Herkes me ş ru ş ekilde çalı ş ıp servet kazanmalıdır. Temiz ve huzurlu bir cemiyet hayatının ba ş ka ş ekilde devamına imkan yoktur.
D İĞ ER BAZI TOPLUMSAL GÖREVLER İ M İ Z
Kom ş ularımıza kar ş ı Misafirlere kar ş ı Büyüklere ve küçüklere kar ş ı Akraba ve ya ş lılara kar ş ı Toplumsal sorumluluklarımız vardır. Bir toplumun ilerleyebilmesi ancak bu de ğ erlere önem vererek gerçekle ş ir.
EM İ NE ACARAKÇAY YAYGIN D İ N ÖGRET İ M İ VE UYGULAMALARI YAYGIN D İ N ÖGRET İ M İ VE UYGULAMALARI