Peygamberimizin Örnek Kişiliği ve Sünneti-1 Sunum: Ahmet YORDAM
Bir Kutsi Hadiste Cenab-ı Hak, Son Peygamber Hz Bir Kutsi Hadiste Cenab-ı Hak, Son Peygamber Hz. Muhammed Aleyhisselatu Vesselama hitaben:
“Eğer Sen olmasaydın, Sen olmasaydın. Ben bu kainatı yaratmazdım “Eğer Sen olmasaydın, Sen olmasaydın! Ben bu kainatı yaratmazdım.” buyurur.
Şu görünen büyük âleme büyük bir kitap şeklinde bakıldığı takdirde,
Muhammed Aleyhisselatu Vesselamın Nuru,
O Kitabın Kâtibinin mürekkebi hükmünde olur.
Eğer bu büyük Âlem,
...bir ağaç şeklinde hayal edilse,
Muhammed Aleyhisselatu Vesselamın Nuru,
...O ağacın hem çekirdeği hem de meyvesi olur.
Eğer Dünya, cisimleşmiş bir canlı olarak düşünülse,
Muhammed Aleyhisselatu Vesselamın Nuru,
...onun ruhu olur.
Eğer kainat, büyük bir insan şeklinde düşünülse,
Muhammed Aleyhisselatu Vesselamın Nuru,
... onun aklı olur.
Eğer bu âlem bir Cennet Bahçesi şeklinde düşünülse,
Muhammed Aleyhisselatu Vesselamın Nuru,
...Hakkı ilan eden bülbülü olur.
Eğer bu âlem, pek büyük bir saray kabul edilse,
Muhammed Aleyhisselatu Vesselamın Nuru,
... O Saray sahibinin davetçisi ve tanıtıcısı olur.
Yeryüzünde gelip geçmiş insanların en seçkin ve mükemmel fertleri, Hz Yeryüzünde gelip geçmiş insanların en seçkin ve mükemmel fertleri, Hz. Adem ile başlayan Peygamberler silsilesidir.
Bu silsilenin en büyük ve en mükemmel halkasını da,
hiç şüphe yok ki Son Peygamber, Efendimiz Hz. Muhammed (S. A ...hiç şüphe yok ki Son Peygamber, Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) teşkil eder.
Çünkü O, kendisinden önceki bütün peygamberlerin, bütün yüksek ahlak ve yüce özelliklerini kendisinde toplayarak,
“Hatemül Enbiya” manası ile bütün Peygamberlere reis,
Onların dinlerinin aslına mirasçı,
...kendisinden sonra gelen ve Onun terbiye ve irşadı ile olgunlaşan milyonlarca evliya, asfiya ve salih kimselere Üstad ve Öğretmen olmuştur.
Onun nurundan evvel kainat umumi bir matem içindeydi.
Varlıklar birbirine düşman, bütün cansız varlıklar birer cenaze, insanlar ebedi yokluğa mahkum, yetim hükmündeydiler.
Onun getirdiği nurla,
Kâinat birden şenlenerek, neşe içersinde muhteşem bir zikir ve şükür mescidi haline gelmiştir.
Varlıklar, artık birbirine düşman değil, kardeş olmuş; Cansız varlıklar, Allah’ın sonsuz hikmetlerini gösteren,
...ve insanların emirlerine hizmet eden birer memurları vaziyetini almışlardır.
İnsanlar ise ebedi yok oluştan kurtulmuş,
Cenab-ı Allah’ın sonsuz saadetler ülkesi olan Cennetine davetli, aziz birer misafir durumuna girmişlerdir.
Kısacası, “Alemlere Rahmet” olarak gönderilen o Zat, insanlığın gecesini gündüze, kışını bahara çevirmiştir.
En küçük bir alışkanlığı bile,
...tiryakisine bıraktırmak çok zahmetli ve uzun zaman isteyen bir iş olduğu halde,
Alemlerin övüncü O Şanlı Nebi,
...cahil, vahşi ve inatçı insanların dem ve damarlarına işlemiş pek çok adetlerini...
...kısa zamanda, tek başına, hiçbir zora başvurmadan kaldırmayı başarmıştır.
Kendi çocuğunu canlı canlı toprağa gömen, o vahşi topluluktan,
En medeni milletlere, medeniyet dersi verecek derecede, yüksek seviyeli bir toplum meydana getirmiştir.
Toplum hayatı bakımından çok düşük bir hayatın yaşandığı, hiç kimsenin hayatından emin olamadığı,
...karanlık bir dünyaya doğan Hidayet Güneşi, getirdiği saadet ilkeleriyle kısa zamanda,
...yüksek anlayışlı ve yüce ahlaklı insanların yaşadığı, emniyetli bir cemiyet hayatı meydana getirmiştir.
Kainat kitabının derin sırrını en güzel şekilde anlayan ve ders veren, yine O olmuştur.
Tevhid davasını omuzlandığı gün, inanç ve fikirlerini paylaşacak bir tek kişi bile, yeryüzünde yoktu.
Vefatından az önce Arafat dağında okuduğu Veda Hutbesi esnasında ise, etrafında, yüz bini aşkın Sahabi bulunuyordu.
1400 küsur sene sonra bugün ise,
Onun getirdiği nurun etrafında renkleri ayrı, dilleri farklı;
...ama inanç ve gönül birliği içinde bulunan, 1 milyarı aşkın ümmeti mevcuttur.
Siyerler ve tarihler daha çok Peygamberimizin insani yönü üzerinde durmuşlardır.
Peygamberlik makamındaki yüksek şahsiyetine, kişiliğine, aynı oranda dikkatleri çekmemişlerdir.
Halbuki, O eşsiz Zata gerçek hürmet ve tanıma, daha çok peygamberlikle ilgili kişiliğindeki, seçkin özelliklerinin bilinmesiyle olur.
Bunun için, Peygamberimizin bir çekirdeğe benzetilen insani durumlarını anlatırken, o çekirdekten çıkan muhteşem Tuba ağacı gibi manevi kişiliğine,
...peygamberlik yönüne de zaman zaman nazarları çevirmek gerekir.
Mesela, O Zatın çarşı içinde, bir at alışverişinde, sıradan bir bedevi ile pazarlık yapmasına bakıldığında, manevi şahsiyetinin anlaşılması mümkün değildir.
Bu durumda hemen akıl gözünü kaldırıp, Onun Refref’e binip, 7 kat semayı geçip,
...hatta Cebrail’i bile geride bırakarak, tâ Kab-ı Kavseyn makamına yükseldiği Peygamberlik yönüne bakılmalıdır.
tam manası ile tanıyamamış, Günümüz de insanlığın asıl ızdırabı, Kainatın Efendisi Hz. Muhammed (S.A.V)’i tam manası ile tanıyamamış, hakiki şahsiyetini bilememiş olmasından...
...ve getirdiği esaslara karşı lakayt kalmasından, onlara aşk ve şevk içinde kucak açmayışından ileri gelmektedir.
Dünyanın manevi sarsıntısı da, sıkıntısı da, anarşi ve huzursuzluk içinde bunalması da, onu anlamamaktan ve tanımamaktan ileri gelmektedir.
Halbuki, Peygamberimizin ümmetine karşı, son derece şefkatli ve merhametli olduğunu, Kur’an-ı Kerim de belirtiyor...
Evet, kesinlikle bildirilmiştir ki, mahşerin dehşetinden herkes, hatta peygamberler dahi “nefsi, nefsi” deyip, kendi hesaplarını vermek derdine düşecekleri zaman,
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S. A Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V): “Ümmeti, ümmeti” diye şefkatini ve merhametini göstereceği gibi,
...yeni dünyaya geldiği zaman annesi onun münacatından “ümmeti, ümmeti” işitmiştir.
Bütün yaşadığı hayatı ve yaydığı yüksek ahlâkı, onun mükemmel şefkatini ve merhametini gösterdiği gibi,
...ümmetinin sayısız Salavâtına ihtiyaç göstermekle de, ümmetinin bütün saadetleriyle alakadar olduğunu göstermiştir.
İşte bu derece şefkatli ve merhametli bir Rehberin, Sünnetine uymamak ne kadar nankörlük olduğu, açıkça görülmektedir.
yolyordam@hotmail.com