AD:KAAN SOYAD:ATAŞ SINIF:10/F NUMARA:487 KONU:Adana İlimizin Doğal, beşeri ve ekonomik özellikleri
Tarım: Türkiye’nin en gelişmiş tarım bölgesi olduğu gibi, modern tarım ağaçlarının en çok kullanıldığı ildir. Yüzölçümünün % 39’u tarıma elverişli ve çok bereketlidir. Adana’nın bereketli ovalarından; traktör, diğer modern tarım araçları, sulama, gübreleme, ıslah edilmiş tohum ve ilaçlama ile senede bir kaç defa ürün alınmaktadır. Sulanan araziler her sene artmaktadır. 250 bin tona yaklaşan saf pamuk ile Türkiye’nin pamuk üretiminin dörtte biri buradan sağlanır. Pamuğun Akala ve Cocker türleri yetişir. Adana, pamuk ambarı olduğu gibi; tahıl, susam, kavun, karpuz, turfanda, sebze, arpa, yulaf, baklagiller, şeker kamışı, üzüm, incir, tütün, pirinç, yer fıstığı ve turunçgiller bakımından da önemli bir yer tutar.
Hayvancılık: Hayvancılık tarım kadar önemli değildir. Mera ve otlaklar azdır. Hayvancılık daha çok Toros dağları yamaçlarında görülür. Koyun, kıl keçisi, sığır, at ve deve yetiştirilir. Arıcılık da gelişmiştir. Ormancılık: Ormanların çoğu dağların Akdeniz’e bakan yamaçlarında bulunur. Karaisalı, Saimbeyli ve Kozan’da orman zenginliği fazladır. Ormanlardan her sene 150 bin metreküpten fazla tomruk ve 370 bin metreküp civarında yakacak odun elde edilmektedir.
Madenleri: 1960 senesinde kuzeyindeki Bulgar dağında petrol bulunmuştur. Karaisalı’da amyant, linyit, çinko ve krom, Kozan ve Osmaniye'de linyit yatakları vardır. Enerji: Bölgedeki hidroelektrik ve termik santrallerinin senelik elektrik istihsali 7,5 milyon kwh olup santraller şunlardır: Seyhan, Aslantaş, Kadıncık I ve II hidroelektrik santralleri ile Mersin termik santrali. Sanayi: Adana tarımda olduğu gibi sanayi sektöründe de çok gelişmiştir. Türkiye’nin imalat sanayii bakımından dördüncü gelişmiş ilidir.
ADANANIN BEŞERİ ÖZELLİKLERİ 1)Anavarza Antik Kenti: Adana'nın Kozan ilçesinde bulunan Anavarza Antik Kenti, büyük bir tarihe sahip olsa da günümüze sadece kalesi, surları ve birkaç kalıntısı günümüze kadar gelebilmiştir. Kilikya bölgesinde bulunan antik bir kent özelliği taşımakta ve aynı zamanda Kilikya ovasının önemli merkezleri arasında yer almaktadır. Anavarza geçmişte Anazarba, Aynızarba, Anazarbos isimlerini almıştır. Kent hakkındaki bilgiler genellikle Roma İmparatorluğu sonrasına aittir. Roma öncesi hakkında hiçbir bilgi bulunmamakta... En parlak dönemini 194 yılında gerçekleşen Roma İmparatoru Septimius Severus ile Pescennius Niger arasında yapılan savaşta Severus'un galibiyetiyle sonuçlanmasının ardından yaşamıştır Anavarza.
Varda Köprüsü Varda Köprüsü, Adana'nın Karaisalı ilçesinde bulunan Varda Köprüsü Alman Köprüsü ve Koca Köprü olarak da adlandırılmaktadır. Demiryolu köprüsü olarak yapılan köprü 1912 yılında Almanlar tarafından inşa edilmiştir. Adana'ya harika bir görsellik katan köprü, 200 metre uzunluğunda olup; 99 metre yüksekliğindedir. Tarihi eserler arasında gösterilmekle birlikte, Adana'nın önemli kalıntıları arasındaki köprü, günümüzde iki tüneli kullanılmaktadır. Hackırı Köyü yakınlarındaki Alman Köprüsü'ne ulaşım zor değildir. İlçeye yakın olan Kapıkaya Kanyonu'ndan 2 kilometre sonra Kıralan ve Bolcalı köylerinin tabelalarını takip ederek ulaşabilirsiniz.
Tuz Hanı Ramazanoğlu Halil Bey tarafından H. 903 yılında inşa edilmiş olan Tuz Hanı, tek katlı bir mimariye sahiptir. Yüzyıllara yenilen ve harap bir halde olan han, yakın tarihlerde restore edilmeye başlanmış ve Vakıflar Çarşısı Tuz Hanı ismini almıştır. Tuz Hanı kolay bir ulaşım yoluna sahip. Adana Ulu Camii'nin hemen yanında bulunuyor. Günümüze ulaşan bölümleri dükkan olarak düzenlenmiş ve dükkanlar Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce kiraya verilmiştir. Günümüzde şehre gelen turistlerin uğrak mekanıdır ve halk tarafından da sürekli ziyaret edilir. Adana'nın Seyhan ilçesinde görebileceğiniz diğer tarihi bir han ise Gön Hanı'dır. Gön Hanı da yine Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce onarılmıştır.
Bebekli Kilise Adana Tepebağ'da yer alan Bebekli Kilise diğer adıyla Aziz Paulus Kilisesi, üzerinde Meryem'in tunçtan heykelinin bulunduğu tarihi bir kilisedir. Bebekli Kilise tahminen yılları arasında inşa edilmiştir. Adana'nın merkezinde yer alan bu kilise İtalyan katolik kilisesidir. Kilisenin tepesindeki Meryem Ana'nın 2.5 metrelik tunç heykeli bebeğe benzetildiği için halk arasında kilisenin ismi Bebekli Kilise olarak söylenmeye başlanmış ve adı bu şekilde kalmıştır. Kilise Pavlus adına yaptırılmıştır. Kilise hem Katolik cemaati, hem de Protestan cemaati tarafından kullanılmaktadır.
Şar Antik Kenti Adana'nın Tufanbeyli ilçesinde bulunan Şar Antik Kenti, birçok tarihi kalıntısıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir. Günümüze kadar gelebilen tarihi kalıntılardan olan Şar Antik Kenti, daha çok Roma dönemine ait eserlere sahiptir. Roma döneminden kalan önemli kalıntılar arasında ise amfi tiyatrodur. Bizans döneminden kalan en önemli eser ise bir kilise kalıntısıdır.
Seyhan Barajı Seyhan Nehri'nde oluşabilecek su baskınlarını önlemek için 1956 yılında yapılan Seyhan Barajı, 974 günde tamamlanmıştır. Seyhan Barajı, eski Adana denilen bölgenin yukarısında bulunmaktadır. Barajın yapılmasını sağlayan önemli faktörlerden biri de elektrik üretimi ve Çukurova'nın pamuk üretimini arttırmaktır. Barajın maliyeti 25 milyon doları bulmuştur. Seyhan Barajı'nın gövde hacmi metreküp olup, akarsu yatağından yüksekliği 53, 20 metredir. Seyhan Barajı 2006 yılından bu yana Türkiye Offshore Şampiyonası'na ev sahipliği yapmakta.
Adana Ulu Cami Ünlü Adana Ulu Cami, Adana'nın Seyhan ilçesinde bulunmaktadır. 16. yüzyıldan kalma tarihi Adana Ulu Cami, Ramazanoğulları Cami adıyla da bilinmektedir. Ramazanoğulları Beyliği'nin başyapıtı ve en görkemli eseri olan Adana Ulu Cami, Adana'nın en önemli tarihi yapılarından birisidir yılında Sabancı Merkez Cami'nin hizmete açılmasına kadar Adana'nın en büyük camisi olma özelliğini korumuştur.
Adana Kalesi İlkçağlarda yapıldığı tahmin edilen Adana Kalesi, maalesef günümüze yalnızca sur kalıntılarını taşıyabilmiş yapılarımızdan biri. Tepebağ çevresinde yer alan bu sur kalıntılarını araştıran uzmanlar, hem kalıntıların izlerinden hem de yazılı kaynaklardan Adana Kalesi'nin eski zamanlardaki sınırlarını çizmek için çalışıyorlar. Tarihte birçok medeniyetin egemenliği altına alınan Adana, Abbasiler'in egemenliği altındayken yaptırılmış Adana Kalesi. 781 yılında eski kalenin yıkılıp yerine daha görkemli bir kale yaptırılmasıyla Adana'nın sınırları da doğuda Seyhan Nehri, güney ve batıda ise kale surları olmak üzere çizilmiş oldu.
ADANANIN DOĞAL ÖZELLİĞİ Adana tarihi bakımdan çok zengin bir geçmişe sahiptir. Adana’da geçmişten günümüze birçok kaleler, camiler, kiliseler, ören yerleri, antik kentleri ve daha birçok tarihi yapılar mevcut.
Armutoğlu Yaylası Pozantı-Ankara yol ayrımından doğuya doğru (Sarımsak Dağı) dönülerek 13 km. lik çam ve köknar ormanları içinden geçilerek ulaşılır. Tamamen bakir durumda olan yayla, sedir, köknar, ardıç ağaçları ve kır çiçekleri ile içiçedir
Akçatekir Yaylası Çam, ardıç ve meyve bahçeleri arasında kurulmuş olan yaylada yayla mimarisine uygun yapıların yanında farklı mimari tarzların örneklerini de görmek mümkündür
Kozan-Horzum Yaylası Kozan İlçesini Feke-Saimbeyli-Tufanbeyli ilçeleriyle Kayseri İli’ne bağlayan karayolunun 25. km. sinde Horzum Yaylası, 31. km. sinde de Culluuşağı Koyu (Yaylası) bulunmaktadır. Kozan ilçesi halkı tarafından kullanılan Horzum Yaylası çam, çınar, üzüm bağları ve meyve ağaçları ile iç içedir.
Kızıldağ Yaylası Adını Kızıldağ’dan alan yaylaya, Karaisalı İlçesi halkının yoğun ilgi görmektedir. Elma, armut, kiraz, vişne ve ceviz ağaçları ile iç içe dir.
Küp Şelaleleri Adana'nın Aladağ ilçesinden 37 kilometre uzaktaki 10 şelaleden oluşan Küp Şelaleleri, çevresinde her mevsim farklı renklere bürünen ormanları ile su ve kuş seslerinin birbirine karıştığı huzur veren doğasıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Toros Dağları Toros dağları (Kuzey Anadolu dağ silsilesi) 3. jeolojik dönemde Alpin Orojenesi ile oluşmuş, II. jeolojik dönem boyunca ise Tetis Okyanusu ‘nun taban bölgesindeki arazi, tortul maddelerle dolmuştur. Tetis Okyanusundaki taban dolumu karada oluşan dış kuvvetlerin (rüzgar, buzul, akarsu, dalga ve deniz akıntıları) taşıdığı malzemelerin birikimiyle başlamıştır. Deniz tabanında biriken bu taşınmış malzemeler üstten gelen basınçla tortul taşlara dönüşmüş, Arap ve Afrika Levhasının kuzeye doğru oluşan hareketi ise bu alana basınç uygulamıştır. Bu hareket sonucunda yan basınca uğrayan tabakalar “sert ise kırılır” (kırık dağları oluşturur, Horst-Graben), daha yumuşak olan tabakalar ise ”kıvrılır”. Kıtanın kuzeye doğru oluşan hareketi ile Afrika ve Arap levhaları Tetis Okyanusu‘nun tabanındaki yumuşak olan tortul tabakaları kıvırarak yükseltmesiyle, bu alanda Alpin kuşağının bir parçası olan Toros Dağlarını oluşturmuştur.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.