Gebelikte Adneksiyel Kitlede Saptanan Krukenberg Tümörü Cem Dane, Sevilay Doğu, Merve Abay, Lale Bakır, Ayşe Akgüneş, Sinan Güleç, Selma Ermin, Gülsüm Doğan Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İstanbul, Türkiye
Gebelik sırasında adneksiyel kitlelerin sıklığı 2,500 gebelikte 1 ile 81 arasında değişir, ancak bu kitlelerin yalnızca % 3'ü maligndir. Overin taşlı yüzük hücreli içeren musinöz tümörleri ilk defa 1896 da tarif eden Krukenberg bu tür tümörlerin metastatik over tümörü olduğunu belirtmiştir.
Genellikle gastrointestinal sistem tümörlerinin ovaryan metastazıdır ve tüm over tümörlerinin % 1 -2'sini oluşturur. Gebelikte bu tümörler son derece nadirdir, çünkü üreme yaş grubundaki kadınlarda mide kanseri sıklığı sadece % 0.4-0.5'tir.
Bu nedenle, bu hastalarda tanı ve tedavi zor olmaktadır Bu nedenle, bu hastalarda tanı ve tedavi zor olmaktadır. Biz de 32 haftalık gebelikte adneksiyel kitle tanısıyla ameliyat ettiğimiz ve patolojik sonucu müsinöz adenokarsinom çıkan vakayı sunduk.
OLGU 37 yaşında daha önceden 2 normal doğumu, 1 sezaryen 2 isteğe bağlı kürtajı ve 2 düşüğü olan hasta Genel cerrahi kliniğinde batında kitle ve 32 haftalık gebelik ön tanısıyla gözleme alınmış.
OLGU Son adet tarihine göre 32 hafta 6 günlük olduğu saptanan hastanın yapılan ultrasonografisinde 33-34 haftalık ağrılı canlı tekiz gebelik ve sol adneksiyel alanda 20 cm çapında solid ve kistik alanlar içeren kitle saptandı.
OLGU Alfa fetoprotein: 65.9, CEA: 15.7, CA-125: 75, CA-15.3: 20.5, CA-19.9: 117.1 bulundu. Hastaya fetal akciğer matürasyonu için betamethasone (celeston ) yapıldı
OLGU Celeston dozundan 24 saat sonrasına laparatomi planlandı. Hastaya kitlenin çıkarılacağı ve sezaryen yapılacağı anlatıldı. Eğer frozen malign gelirse evreleme cerrahisi yapılabileceği anlatıldı.
OLGU Sol adneksten kaynaklanan yaklaşık 20 cm çapında posteriorundan spontan rüptüre olmuş müsünöz görünümünde düzensiz yüzeyli kitle saptandı. Hasta kesinlikle histerektomi istemediği için ameliyatta sol salpingoooferektomi, parsiyel omentektomi ve sezaryen yapıldı. Apgar skoru 8-10 olan 1990 g ağırlığında erkek bebek doğurtuldu.
OLGU Histopatolojisinde müsinöz adenokarsinom (taşlı yüzük hücrelerinden zengin alanlar içermektedir) ve kapsül invazyonu saptanmıştır şeklinde geldi. Omentum materyalinde de tümöral invazyon saptandı.
OLGU Bu haliyle ön planda metastatik gastrointestinal sistem müsinöz karsinomu olabileceği düşünüldü. Hastaya gastroskopi, kolonoskopi ve mammografi planlandı. Evreleme cerrahisi sonrasında da kemoterapi yapılması düşünüldü.
Krukenberg ilk defa 1896 yılında aşağıdaki bulgularla bu tümörü tarif etmiştir. Overde tümör varlığı, taşlı yüzük hücreleriyle beraber intrasellüler müsin sekresyonu ve sarkoma benzer görünüm gösteren difuz stroma infiltrasyonudur.
Bu tümörler son derece nadir olduğundan dolayı tanı ve tedavisinde güncel bir standart yaklaşım bulunmamaktadır. Özellikle gebelik sırasında saptanan Krukenberg tümörlerinde prognoz kötüdür.
Gebelikte saptandığında platin bazlı kemoterapi ile sitoredüktif cerrahi kabul edilebilir bir seçenek olmaktadır. Ama bu girişimlere rağmen saptanan kitlenin büyüklüğü ve genellikle hastalığın ileri evrede yakalanması nedeniyle prognozun kötü olacağı söylenebilir.