Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Hazırlayan: Zeliha Karal Dönmez

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Hazırlayan: Zeliha Karal Dönmez"— Sunum transkripti:

1 Hazırlayan: Zeliha Karal Dönmez
OSMANLIDAN CUMHURİYETE YETİMLERİN KORUNMASI (Darülaceze – Darüleytam –Himaye-i Etfal Cemiyeti)

2 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Türk tarihinde önemli olduğu kadar, islam tarihinde de önemli bir yere sahip olan osmanlı devletinde de aile ve çocuğa büyük önem verilmiştir. Tarihin her dönemin de çocuklarla ilgili konularda farklı yerlerde farklı uygulamalar hayata geçirilmiştir. Fakat osmanlıların yetim çocuklarla ilgili uygulamalarının, ne kadar kapsamlı ve büyük boyutlarda olduğu göze çarpmaktadır.

3 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Osmanlı devletinde, geniş aile yapısı ve güçlü komşuluk ilişkileri, osmanlının ilk yıllarında ve büyüme, gelişme duraklama dönemlerinde göze çarpan bir sistemdir. Ayrıca vakıf sistemi, yardıma ihtiyacı olan çocukların, kimsesizlerin ve engellilerin ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük bir boşluğu doldurmuştur. Herşeyden önemli olan unsur ise, islam dininin, yoksulların, düşkünlerin ve kimsesizlerin korunup kollanması ile ilgili öğretileri ve emirleridir. Bütün bunlar osmanlının sosyal devlet anlaşıyına yön veren unsurlardır.

4 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Osmanlı Devleti sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya büyük önem vermiştir.Bir vakıf medeniyeti olan osmanlı devletinde vakıflar, sosyal, dini, siyasal, ekonomik, kültürel ve askeri alanlarda hizmet vermiştir.Vakıf kelime anlamı olarak “birşeyi daimi olarak durdurmak” anlamına gelmektedir. Terim olarak ise, bir malı mülkiyetten çıkarıp, ebedi olarak bir hayır işine tahsis ederek saklamak anlamına gelmektedir. Daha açık bir ifade ile vakıf, bir malı alım-satımdan alı koyup menfaatlerinin devamlı olarak yardıma ihtiyacı olanlara tayin edilmesidir.

5 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Osmanlı Devleti’nde vakıf hizmetlerinden elbetteki yetimler de faydalanmıştır. Bu çerçevede vakıf müesseselerinin farklı uygulamalarıda karşımıza çıkmaktadır. Mahalle ve köylerdeki avarız vakıflarının, esnaf teşekküllerine ait esnaf sandıklarının, yeniçeri birliklerine ait orta sandıklarının ve benzeri kuruluşların, diğer işlevlerinin yanında, ilgili oldukları topluluğun veya mensuplarının yetimlerine yönelik ciddi bir destek verdikleri, fakir ve muhtaç durumda olan yetimlerin, gündelik ihtiyaçlarının yanında, barınma ve eğitim ihtiyaçlarının da karşılandığı görülmektedir.

6 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Yine Osmanlı Döneminde, yerel insiyatiflerle korunma ihtiyacı olan cocuklara koruyucu hizmetlerin verildiği görülmektedir. Mahkeme kayıtları incelendiğinde, yoksul ailelerin çocuklarının varlıklı ailelerin yanına gönderilerek ‘ahlaklı’ ve ‘bilgili’ bir şekilde yetiştirilmeleri hedeflenmiş, terk edilmiş çocuklara bakmak isteyenlere kadılıklarca para tahsis edildiği göze çarpan uygulamalardandır.

7 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Osmanlı Devleti’nde çocuk koruma sisteminin kurum modeline geçmesinde ki en büyük etken, 19. Yüzyılda yaşanılan savaşların ardından ölen vatandaşların geride bıraktıkları çocukların sayılarının inanılmaz boyutlara ulaşmış olmasıdır.

8 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Kaybedilen savaşlar, artan göçler, sosyal ve ekonomik yönden ülkeyi iyice darboğaza sokmuş bu durumdan da en çok etkilenen çocuklar olmuştur. Tanzimattan sonra merkezi yönetiminde dahil olmasıyla korunmaya ihtiyacı olan çocuklarla ilgili yeni çözümler üretilmeye çalışılmıştır.

9 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Osmanlı da yetimlerin sorunlarına çözüm arayışlarından biri olan ‘eytam sandıkları’ da oldukça dikkat çekicidir. Eytam sandıkları, vefat eden ebeveynlerden yetimlere kalan malların ziyan edilmeden muhafaza edilip, hukuki olarak reşid sayılacak yaşa geldiklerinde, sahiplerine verilmesi anlayışı ile ortaya çıkmıştır.

10 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Tereke taksimi yöntemi ile özellikle gaib, mecnun ve sabilerin yani rüşd yaşına gelmemiş çocukların haklarının tesbitine önem verildiği görülmektedir. Bu şekilde belirlenen malların, tayin edilen vasiler tarafından muhafaza edildiği görülmektedir.Vasinin de yetimin bir yakını, yakını yoksa kadı tarafından belirlenen bir kişi olduğu görülmektedir.Vasi yetimin tüm sorumluluğunu üstlenip mal varlığını da korumakla yükümlü tutulmuştur.Vasinin suistimali söz konusu olduğunda ise, kadı yeni bir vasi tayin edebilmektedir. Rüşd yaşına gelene kadar yetimin, yeme, içme, giyinme, barınma gibi ihtiyaçları kendi mallarından karşılanmış, rüşd yaşı geldiğinde ise kalan mal varlığı kendisine iade edilmiştir.Yetimlerin mallarının değer kaybetmesini önlemek amacı ile de malların atıl durumda bekletilmesi yerine işletilmesi yoluna gidilmiştir.

11 Osmanlı Devletinde Yetimlerin Korunması
Osmanlı Devleti’nin yetimlere yönelik bu uygulamaları yetimlerin sadece çocukluk dönemlerini değil yetişkinlik dönemlerini de güvence altına almayı hedeflediği görülmektedir. Osmanlının yetimlere verdiği değeri daha iyi anlayabilmek için, yetimleri korumak amaçlı faaliyet göstermiş olan üç önemli kuruluşu ele alacağız.

12 1.Darülaceze Darülaceze’nin kuruluş süreci 1877 Osmanlı-Rus savaşına dayanmaktadır. Bu savaşın ardından yıllarında istanbul’a dört yüz bine yakın göçmen gelmiş, soskaklarda ki, evsizler, hastalar, kimsesiz çocuklar ve dilenciler artmıştır. İstanbul da sokakdaki dilencileri, kimsesiz başıboş gezen çocukları,cami avlusunda yatan kimsesiz muhtaçları bir araya toplayıp ıslah ederek, sanat sahibi yapmak, kimsesiz yaşlıların son zamanlarını daha iyi şartlarda geçirebilmeri için, dönemin Padişahı II. Abdulhamit bir darülaceze kurulmasını emretmiştir.

13 1.Darülaceze II. Abdulhamit dönemi, Osmanlı Devletinin sosyal politikalar bağlamında, modern sosyal kurumlarla taçlandığı bir dönem olmuştur. Arapçada ‘acz’ kökünden gelen ‘aceze’ acizler, zayıflar, düşkünler, kendi işini göremeyenler, dermansızlar gibi manalara gelmektedir.‘Darülacaze’ ise; “dar” (ev) ve “aceze” sözcükleri ile yapılmış arapça isim tamlaması olup ‘düşkünler evi’ anlamına gelmektedir.

14 1.Darülaceze Osmanlı tarihindeki en önemli sosyal kurumların başında gelen Darülacezenin ortaya çıkmasında ki asıl neden, sokakalardaki düzeni bozan serseri ve dilencilerin disipline edilerek düzenin sağlanmasıdır. 1896 yılında faaliyete başlayan darülaceze dönemin önemli bir sosyal hizmet kurumu olmuş, istanbul da yaşayan muhtaç çocuk, yaşlı ve engellilere ve tüm muhtaç kadın ve erkeğe hizmet sunmuştur.Darülaceze’de Osmanlı vatandaşı olan, farklı din ve mezhebe mensup kişiler barınmıştır.

15 1.Darülaceze II. Abdulhamit’in hayratı olarak oluşturulan Darülaceze’nin sadece yoksulların ve serserilerin denetimini sağlamak amacıyla kurulmuş olduğunu düşünmek oldukça yanlıştır.Kurum herşeyden önce yoksul insanların refahını ve sağlığını korumayı hedefleyen bir fikir üzerine kurgulanmış olmasıyla birlikte, bünyesinde bulundurduğu, hastahaneleri , koğuşları, okulları, atölyeleri ve ibadethaneleri ile farklı özelliklere sahip yoksulların tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde tasarlanmıştır.

16 1.Darülaceze Darülaceze zaman içerisinde gelişerek ve bünyesine yeni birimler ekleyerek kapsamlı bir sosyal tesis haline dönüşmüştür.Bu birimler, kadın ve erkekler için ayrı oluşturulmuş hastane ve koğuşlar, kimsesiz çocuklar için bir ırzahane ve bir yetimhane, çalışabilecek olanlara iş sağlayabilmek için çeşitli imalathaneler, bir adet bakteriolojihane, bir mektebi iktidai, cami ve kileseden oluşmuştur.

17 Darülaceze’deki Hizmet Birimlerinden Irzahane ve Yetimhane
Darülaceze’nin ilk yıllarında süt çocukları için bir bölüm bulunmamaktadır yılında hizmete giren ırzahane; emzirme evi anlamına gelmektedir. Sokağa terk edilmiş yeni doğmuş süt çocuklarının bakımı için Viyana’dan dadılar, mikrop tutmayan emaye kaplı dolaplar, araç ve gereçler getirtilmiştir. Hasta çocuklar, bebekler ve biraz daha büyük çocuklar ayrı ayrı koğuşlarda bakılmıştır. Irzahane’ye 0-4 yaş arası çocuklar kabul edilmiş, 4 yaşından sonra yetimhaneye nakledilmişlerdir.

18 Darülaceze’deki Hizmet Birimlerinden Irzahane ve Yetimhane
Yetimhanenin dört yaşından büyük çocuklara hizmet vermesi planlanmış, yetimlerin eğitiminden bir Fransız mürebbiye sorumlu tutulmuştur. Ayrıca yedi yaşına gelen çocuklar becerileri doğrultusunda meslek edinebilmeleri için, darülacezenin bünyesindeki imalathanelerin birinde çalışmaları sağlanmıştır.

19 Darülaceze’deki Hizmet Birimlerinden Irzahane ve Yetimhane
Irzahanedeki yetim bebeklere yapılan uygulamalar çok dikkat çekicidir.Dönemin şartlarına bakıldığında, yetimler konusunda gösterilen bu hassasiyet, önemli bir örnek teşkil etmektedir.

20 Darülaceze’deki Hizmet Birimlerinden Irzahane ve Yetimhane
Irzahanedeki çocuklar her gün tartılarak müşahade altında tutulmuştur.Her çocuğun bir numarası vardır ve bu numara çocuğun bütün eşyalarına konmuştur. Çocuklara ait gezinti arabaları ve mekanik sandalyeleri vardır. Cibinlikli yataklarda yatan çocuklar, her sabah yıkanmış ve üstleri değiştirilmiştir. İki üç günde bir başhekimin gözetiminde özel terazilerde tartılan çocuklar için, kilolarına göre ayrı ayrı yemek listeleri düzenlenmiştir. Daha sonra çocukların beden ısıları ölçülmüş dilleri, nabızları, elleri, kemikleri tek tek kontrol edilerek ona göre tedbirler alınmıştır.

21 Darülaceze’deki Hizmet Birimlerinden Irzahane ve Yetimhane
Irzahane’deki çocuklar anne sütü ve sterilize süt ile beslenmiştir.Çocukları emzirmeleri için süt nineler tutulmuştur. Darülacezenin yanındaki ahırda özel olarak beslenen ineklerin sütleri, ırzahanenin altındaki takimhane (sterilizasyon odası) de şişelere doldurulmuştur. İnek sütü içmeyen çocuklar için ise dört adet dişi eşşek beslenmiş ve belirli saatlede, ırzahanenin kapısına getirilerek sağılmış ve sütleri alınmıştır.İki yaşına gelen çocuklar sütten kesilerek farklı koğuşlara alınmıştır. Bulaşıcı hastalığa yakalanan çocuklar tecrithanede tedavi edillirken, ishale yakalanan çocuklar için özel odalar ayrılmıştır.

22 Darülaceze’deki Hizmet Birimlerinden Irzahane ve Yetimhane
1903 yılında faaliyete başlayan ırzahanede bakılmakta olan 33 çocuk vardır ve zamanla bu sayıda büyük değişiklikler olmuştur. Kimsesiz çocuklar için çokşeyin detaylı bir şekilde düşünüldüğü ve büyük inceliklerle uygulandığı bu kurum, tarihimizin ilk çocuk yuvası olma özelliğinide taşımaktadır.

23 2.Darüleytam Darüleytam, kısaca yetimhane, yetimler evi ve öksüzler yurdu anlamlarına gelmektedir. Daha geniş anlamda ise darüleytamlar,(darüleytam talimatnanesi 1924) ülkenin kimsesiz ve yetim çocuklarını meslek hayatına hazırlamak amacıyla devlet tarafından kurulmuş olan şefkat ve terbiye kurumlarıdı.

24 2.Darüleytam Balkan Savaşları sırasında Balkanlar da yaşayan Türk nüfusunun çoğu Anadolu’ya göç etmiştir.Balkan savaşları da yetim sayısının büyük ölçüde artmasına sebep olmuştur.Bu savaşlar sonrası göç eden Türklere, Anadolunun tenha bölgelerinde topraklar verilerek buralara yerleştirilmiş, sakat, muhtaç ve yetimler ise Darülaceze’ye yerleştirilmiştir. Fakat devlet iradesi dışında gerçekleşen göçler ve şehit yetimlerinin sayısındaki büyük artış varolan olanakları yetersiz kılmış, bu insanların barındırılması için devleti yeni arayışlara yöneltmiştir.

25 2.Darüleytam Darüleytamların kurulmasında iki önemli faktör etkili olmuştur.Bunlardan ilki, I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla, Osmanlı topraklarını terk eden Fransız, İngiliz ve İtalyanlar’ın boşalttıkları yurt ve mektepteki çocukların sahipsiz kalması, ikincisi ise, Balkan Savaşları ( ) ve I. Dünya Savaşı sonrası pek çok çocuğun yetim kalmış olmasıdır.

26 2.Darüleytam Netice itibari ile, Osmanlı’nın son dönemlerinde yaptığı savaşalar çok sayıda şehit vermesi, I. Dünya Savaşı’nda açlık ve sefaletin yaşanması, çok sayıda yetim ve öksüz çocuğun ortada kalması ve bunlar karşısında Darülaceze’nin yetersiz olması devleti yeni arayışlara sevk etmiştir. Bu sebeplerden ötürü, şehit çocuklarının bakılması, eğitilmesi ve bu çocuklara zanaat öğretilmesi amacıyla Darüleytamlar kurulmuştur. Ancak yetimler sadece şehit çocukları ile sınırlı olmadığından yeni düzenlemeler yapılmıştır. Önceliğin şehit çocuklarına verilmesi ile ikinci etapta da Balkan Savaşı sonrasın da yetim kalan çocuklar kuruma alınmıştır.

27 2.Darüleytam Darüleytamlar zaman içerisinde farklı makamlara bağlı olmasıyla birlikte, merkez teşkilatı olarak bir Genel Müdürlüğe sahiptir. Darüleytam Genel Müdürlüğüne, Maliye Nezareti’nden 500 dönüme kadar toprak verilmiş, bir kereye mahsus olmak üzerede yüzellibin lira para ödenmiştir.Bunların haricin de, para, bağış, taşınır yada taşınmaz mallar yanında devletin fazla gelirleri bu kurumun maddi kaynaklarını oluşturmaktadır.

28 2.Darüleytam Ayrıca darüleytamların parasal yönden desteklenmesi için, Evlad-ı Şüheda vergisi adı altında posta, telgraf, tütün ve içki fiyatları belirli miktarda arttırılmıştır. Darüleytamlara 5 ve 13 yaş aralığındaki çocuklar kabul edilmiştir. Ana babası olmayanlara, sadece annesi yada sadece babası olmayanlara göre öncelik tanınmıştır.

29 2.Darüleytam Darüleytamların faliyetlerinin başında, yetimlerin barındırılması, yedirilip, içirilmesi ve savaş yıllarındaki kötü şartlardan çocukların korunmasıdır. Bunun yanında çocuklara eğitim hizmeti de veren darüleytamlar, 6 yaşının altında ki yetimlere anaokulu eğitimi verirken, yaş arasındaki yetimlere ise ilkokul eğitimi vermiştir. Bundan sonrada eğitimine devam etmek isteyen yetimlere darüleytamlar gerekli yardımı yapmıştır. Eğitime devam etmeyip çalışacak yaşa gelenleri ise, zekalarına ve kabiliyetlerine göre yönlendirerek meslek sahibi olmaları için çaba sarfetmiştir.Darüleytamlarda yer alan sanayi ve ziraat şubeleri, hem öğrencilere meslek edindirmek hemde kuruma gelir sağlaması amacı ile kurulmuştur.

30 2.Darüleytam Darüleytamlarda bulunan sanayi dalları, Dokumacılık, halıcılık,kunduracılık, ve marangozluktur. Buralarda çalışan yetimlerin kazançları, yetimler kurumdan ayrılırken onlara teslim edilmek üzere muhafaza edilmiştir. Bir meslek sahibi olan, eğitimi biten veya evlenen yetimlere, kurumdan ayrılırken kendilerine ait eşyalarıda teslim edilmişitir.

31 2.Darüleytam Savaşın getirdiği maddi sıkıntıların devam etmesi, yiyecek ve eşya temininin zorlaşması kurumuda zora sokmuştur.Devlet kurumdaki yetimlerin sayısını azaltmış, Kuruma kabul edilecek yetimlerede sınırlamalar getirmiştir.1918 yılında ülkede yetim sayısı iken, darüleytamlarda sadece yetim olduğu görülmüştür. Birinci Dünya savaşını Kaybeden Osmanlı Devleti, İstanbul’un itilaf devletlerince işgal edilmesi üzerine, devletlerin daha önce bırakıp gittikleri binalarda kurmuş olduğu darüleytamları boşaltmak zorunda kalmıştır. Maddi sıkıntılar yüzünden yeni binalar yapılamamış ve bir süre sonra Darüleytamların tasfiyesine gidilmiştir.

32 3.Himaye-i Etfal Cemiyeti
Balkan Savaşları’ndan sonra I. Dünya Savaşı’nıda yaşayan Osmanlı’nın, savaşlarda kaybettiği şehitlerinin geride bıraktığı yetim evlatlarını koruyup kollamak için, elindeki imkanları yetersiz kalmıştır. Bakıma muhtaç olan yetim sayısının artması ve Darüleytamlarında dolu olması, Osmanlı Devletini yeni arayışlara sevk etmiştir.

33 3.Himaye-i Etfal Cemiyeti
Yetim çocukların bakımı için kurulan kurumların yetersiz kalması sonucunda ‘Himaye-i Etfal Cemiyeti’ adlı cemiyet kurulmuştur. Cemiyet ilk olarak Kırıkkalede 1908 yılında kurulmuş fakat asıl yapılanması 1917 yılında gerçekleşmiştir. I. Dünya Savaşında savaşanların çocukları ve kaybedilen topraklardan Anadolu’ya göç edenlerin kimsesiz ve yoksul kalan çocuklarının bakılması için İstanbul da 100 kişi kapasiteli misafirhanenin açılması ile çalışmalarına başlamıştır.

34 3.Himaye-i Etfal Cemiyeti
Yetim çocukların bakımı için kurulan kurumların yetersiz kalması sonucunda ‘Himaye-i Etfal Cemiyeti’ adlı cemiyet kurulmuştur. Cemiyet ilk olarak Kırıkkalede 1908 yılında kurulmuş fakat asıl yapılanması 1917 yılında gerçekleşmiştir. I. Dünya Savaşında savaşanların çocukları ve kaybedilen topraklardan Anadolu’ya göç edenlerin kimsesiz ve yoksul kalan çocuklarının bakılması için İstanbul da 100 kişi kapasiteli misafirhanenin açılması ile çalışmalarına başlamıştır.

35 3.Himaye-i Etfal Cemiyeti
Cemiyetin temel amacı, şehit çocuklarının, savaşın neden olduğu sefalet ve yoksulluktan korunmaları idi. Bu çocukların korunmasının yanında yedirilip içirilmeleri, maneviyatlarının güçlendirilmesi ve vatana faydalı bireyler olarak yetiştirilmeleri cemiyetin amaçları arasında yer almıştır. 6 mart 1917’de kurulan ve 1923 yılına kadar faliyet gösteren cemiyet, hizmet alanını İstanbul ile sınırlandırmamış Anadolu’nun çeşitli yerlerinde faliyette bulunmuş ayrıca kadınlar buralarda aktif görevler almıştır.Cemiyetin kuruluş aşamasında ki hedefi; “cins, mezhep, milliyet” ayrımı gözetmeden bütün çocuklara hizmet etmek olmuştur.

36 3.Himaye-i Etfal Cemiyeti
Himaye-i Etfal Cemiyeti I. Dünya Savaşı’nın en zor zamanlarında hayata geçirdiği çocuk misafirhanesi için 1918 yılında kapsamlı bir talimatname hazırlayarak büyük bir titizlik göstermiştir. Çocuk Misafirhanesi Talimatnamesinde; *Geceleri çocuklar uyurken, bekçilerin çocukların güvenliğinden sorumlu olduğu *Çocukların sağlıkları konusunda tedbirli olunması açısında, misafirhanede sürekli doktor ve hasta bakıcı bulundurulması

37 3.Himaye-i Etfal Cemiyeti
*Yatakhanelerin temizliğinden çocukların elbiselerine hatta yemeğe oturmadan önce çocukların ellerinin yıkanmasına varıncaya kadar hijyen konusunda titiz davranılması *Evlatlık verilen çocukların verileceği yerlerle igili detaylı inceleme yapılacağı *Evlatlık alanların, misafirhanenin belirttiği esaslara göre davranacağı, kötü muamelede bulunmamaları için düzenli teftiş edilecekleri ve verilen çocukla kurumun düzenli görüşmeye devam edeceği

38 3.Himaye-i Etfal Cemiyeti
*Çocukların yiyeceklerinin niteliğine, cins ve miktarına çocukların doktor kontrolleri ile karar verileceği *İdare merkezlerince çocuklara gönderilen giysilerin onlara giydirileceğine *Çocukların zamanlarını daha iyi değerlendirebilmeleri için, uyku, oyun ve dinlenme zamanlarını belirleyen bir çizelge hazırlanması *Hanımlar Heyetinin misafirhanedeki çocukları ziyaret ederek onlara psikolojik destek vermeleri gibi maddeler yer almıştır.

39 3.Himaye-i Etfal Cemiyeti
Himaye i Etfal Cemiyeti için çocuk milletin istikbalidir. Cemiyet milletin istikbalini muhafaza etmek amacıyla kurmuş olduğu misafirhanesinde vatanın kimsesiz evlatlarını barındırmış, misafirhanenin hertürlü ihtiyaç ve faliyetlerini düzenlemek amacı ile bu talimatnameyi düzenlemiştir.

40 SONUÇ : Osmanlı Devleti, son zamanlarında yaşamış olduğu savaşlarda ağır kayıplar vermiş, ülke savaş zamanlarında büyük yoksunluklara maruz kalmıştır. Savaşın getirdiği en büyük sorunlardan biri de savaşlarda şehit olan askerlerin geride bıraktıkları yetim evlatları olmuştur. Osmanlı Devleti, zor zamanlar geçirmesine rağmen yetim çocuklara karşı kayıtsız kalmamış, devlet son zamanlarında yetimleri korumak, ihtiyaçlarını karşılamak ve onları geleceğe, iyi bireyler olarak yetiştirebilmek için kurumlar açmıştır.Bu kurumlar, binlerce yetime sahip çıkmış, savaşın getirdiği olumsuz şartlardan onları korumuştur. Savaş zamanlarının maddi yoksunlukları kurumların kapanmasına sebep olsa da, devlet yetimleri korumak için yeni arayışlara girmiştir. Bu uygulamalara bakıldığında, Osmanlı Devleti’nin sosyal devlet anlayışı ile hareket ettiği görülmektedir.Osmanlı’nın, toplumun en savunmasız ve korunmaya ihtiyacı olan kesimini oluşturan çocuklara sahip çıkması, zamanın şartlarıda göz önünde bulundurulduğunda örnek bir devlet anlayışı olduğunu gözler önünü sermektedir.

41 KAYNAKÇA: Çavuşoğlu T. ve Çetinkaya J. (2004). “Darülaceze ve sosyal hizmetler” Türkiye’de sosyal hizmet uygulamaları ihtiyaç ve sorunlar. Sosyal Hizmet Senpozyumu 2004/ Alanya Erkan R.ve Erkan G. (1987). “Darüleytamlar” Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu Dergisi. Cilt 5/sayı 1/ Ocak Ankara: Hacettepe Üniv. Özkan S. (2006). “Türkiye’de darüleytamların gelişimi ve Niğde darüleytamı” Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. Sayı 19/ 2006 Özcan T. (2006). “Osmanlı toplumunda yetimlerin himayesi ve eytam sandıkları” İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. sayı 14/ 2006 Özbek N. (2006). Cumhuriyet Türkiye’sinde sosyal güvenlik ve sosyal politikalar. İstanbul: Altan Sarıkaya M. (2003) “Savaş yıllarından Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin çocuk misafirhanesi ve çocuklar” Atatürk Dergisi. cilt 3/ sayı 3/ Ocak 2003 Salim M. (2011). Geçmişten günümüze Türkiye’de çocuk koruma politikaları ve sosyal hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu. Süleyman Demirel Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi Yazıcı N. (2007). “Osmanlılarda yetimlerin korunması üzerine bazı değerlendirmeler” Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. sayı 1/ 2007

42 Yıldırım N. (1996). İstanbul darülaceze tarihi
Yıldırım N. (1996). İstanbul darülaceze tarihi. İstanbul: Numune (Darülaceze Vakfı) Çay M. (2009). Osmanlı Devleti’nde çocuk koruma sistemleri. Erişim Tarihi: 18 Aralık Darülaceze Başkanlığı. Erişim Tarihi:18 Aralık


"Hazırlayan: Zeliha Karal Dönmez" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları