İngiltere’de Eğitimin Kısa Tarihi. Avrupa’da kurumsal anlamda e ğ itimin Ortaça ğ boyunca elitist bir karakter sergiledi ğ i görülmektedir. Uzun yıllar.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
PERSONELİN SEÇİM SÜRECİ VE İŞLEMLERİ
Advertisements

KALKINMA AJANSLARI ve KOORDİNATÖR İLLER
Karşılaştırmalı Eğitim Yönetimi
Bütçe süreci ve kuralları Rogier Tesson Thijs Leijen.
Dünyada Açık ve Uzaktan Eğitimin Durumu
AB ÜYELİĞİNİN TÜRK VATANDAŞLARINA FAYDALARI
TURİZMİN GELİŞMESİNE ETKİ EDEN UNSURLAR
Esnek Çalışma ve Kadın İşgücü
TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNİN İLKELERİ
Buharla Çalışan Su Pompaları
Gürsoy Yem Gıda Hayvancılık Sanayi tic. Ltd. şti.
HAZIRLAYANLAR: Hasan KAR İ P Ali İ hsan GENÇ Ali KAYGISIZ D. Gülseren D İ VLEK Ahmet KOÇAK Özcan KILIÇ Ercan GÜNEŞ Osman ARICI Mustafa KAPTAN.
NÜFUS POLİTİKALARI.
EĞİTİMDE YENİ YAKLAŞIMLAR VE KÖY ENSTİTÜLERİ ÖRNEĞİNDE TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ VE 21. YÜZYIL BECERİLERİ.
ATATÜRK İLKELERİ 1-Cumhuriyetçilik 2-Milliyetçilik 3-Halkçılık
REFORM.
REHBERLİK.
Türkiye’de Eğitimin Kalitesi ve Eşitlik
OKULÖNCESİ EĞİTİM NEDİR?
PORTFOLYO NEDİR? NASIL HAZIRLANIR? ELEKTRONİK PORTFOLYO NEDİR?
KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ
Eğitim Alanındaki Yenilikler
GÜNÜMÜZDE ÇIKAN SORULAR
2012/2013 REHBERLİK ÇALIŞMALARIMIZ ÖĞRENCİLERİMİZE YÖNELİK ÇALIŞMLARMIZ ve 12. Sınıftaki öğrencilerimize YGS-LYS sistemi tanıtılmıştır. Özellikle.
 Yakın bir geçmişe kadar Avrupa’da okulların üç hatlı dikey kurulmuş sistemi, “kabiliyetlerin trinite psikolojisi” görüşüne dayandırılmaktaydı. Eski.
ÜNİVERSİTE REFORMLARI
E Ğİ T İ MDE PROGRAM DE Ğ ERLEND İ RME Belgin TOPAL, E ğ timci Hakan AKSOY, E ğ itim Yöneticisi.
Türkiye’de Meslekî Eğitim ve Öğretimdeki Yeni Yaklaşımlar
MEHMET KÜÇÜKYILMAZ TARİH ÖĞRETMENİ BİREY DERSANELERİ.
Türklerde Eğitimin Kısa Tarihi. İ slamiyeti kabul etmeden önce Türk toplulukları göçebe ve yarı göçebe biçimde yaşamlarını sürdürmekteydi.
KENTSEL SİYASET-2 Kentsel Siyaset-4 Doç.Dr. Ahmet MUTLU.
Uygarlık Düzeyi Açısından Eğitimin Kısa Tarihi. Günümüzde e ğ itim bir sistem olarak ele alınmaktadır. Sistem, birbiri ile ilişkili olan ve birlikte çalışan.
EĞITIM VE KÜLTÜR. Bireylerin toplum için hazırlanmasında şüphesiz kültür aktarımının önemli bir yeri bulunmaktadır.
NÜFUS ÖZELLİKLERİ VE NÜFUSUN ÖNEMİ
D İ N Ö Ğ RET İ M İ ŞUBE MUDÜRLER İ İ Ç İ N İ MAM HAT İ P OKULLARINDA ARAPÇA E Ğİ T İ M İ N İ GEL İ ŞT İ RMEN İ N YOL HAR İ TASI.
MESLEKİ YETERLİLİK MEB ÖZEL EĞİTİM REHBERLİK VE DANIŞMA HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ.
1929 BUHRANI VE türkİye ekonomisi üzerİne etkİleri
GAZ VE TESİSATI TEKNOLOJİSİ PROGRAMI BİLGİLERİ. Amaç ve Hedefler Amaç: Gelişen teknolojiye ve piyasaya uyumlu, temel bilgilerle donatılmış, karşılaştığı.
T.C. KOCAEL İ ÜN İ VERS İ TES İ HEREKE MYO DI Ş T İ CARET BÖLÜMÜ.
Antalya/Muratpaşa SABİHA GÖKÇEN ANAOKULU EFQM KAZANANLAR KONFERANSI ASLI KANBİR OKUL MÜDÜRÜ 24 Şubat 2016 İstanbul Deniz Müzesi.
İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE EĞİTİMİN GENEL ÖZELLİKLERİ
05 Kasım 2010, Muş BOLOGNA SÜRECİ ve MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ.
OTOMOTİV TEKNOLOJİSİ PROGRAMI BİLGİLERİ. Edinilen Unvan: Otomotiv Teknikeri Edinilen Ünvanın Düzeyi: Önlisans.
EĞİTİM ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
TÜRK MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL AMAÇ VE İLKELERİ
Buharla Çalışan Su Pompaları
Avrupa’da, hangi savaşın sonucunda, Haçlı Düşüncesi ortaya çıkmıştır?
Türkiye Sağlık Reformları Tarihi
Sağlık ve Kültür Doç. Dr. Melike KAPLAN.
Marka Hikayesi Betül GÜLER
Giyim Üretim Teknolojisi Programı
ÜLKEMİZDE NÜFUS / Nüfusumuzun Özellikleri
YÖNETİM BİÇİMLERİ MONARŞİ OLİGARŞİ TEOKRASİ CUMHURİYET.
REFAH DEVLETİ.
YAYGIN EĞİTİM Yaygın Eğitim: Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş
PLANLI KALKINMANIN DEĞİŞME DÖNEMİ (1980 Sonrası)
TURİZM PAZARLAMASI Emir Hilmi Üner.
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
SHB-221 TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YAPISI
TANZ İ MAT FERMANI. TANZ İ MAT NED İ R ?  Tanzimat kelimesi “düzenleme” anlamına gelmektedir.
Karşılaştırmalı Eğitim
LİSELERE GEÇİŞ SİSTEMİ
NECİP FAZIL KISAKÜREK İMAM HATİP ORTAOKULU REHBERLİK SERVİSİ
BÖLÜM 1: KAYNAŞTIRMA: TEMEL KAVRAMLAR, TARİHÇE ve İLKELER
KARŞILAŞTIRMALI EĞİTİM
Laikliği Doğuran Nedenler Deniz ÇAPAR Kaan CANLI
Laikliği Doğuran Nedenler Deniz ÇAPAR Kaan CANLI
Dünyanın En Şaşırtıcı Eğitim Sistemi: Finlandiya
Bu Sunu En İyi Ofis 2010 Yüklü Bilgisayarlarda Görüntülenir
PLANLI KALKINMANIN DEĞİŞME DÖNEMİ (1980 Sonrası)
Sunum transkripti:

İngiltere’de Eğitimin Kısa Tarihi

Avrupa’da kurumsal anlamda e ğ itimin Ortaça ğ boyunca elitist bir karakter sergiledi ğ i görülmektedir. Uzun yıllar boyunca yalnızca seçkin bir zümreye verilen e ğ itim çalışmaları daha çok manastırlarda gerçekleşmiştir.

E ğ itimli birey sayısının son derece sınırlı oldu ğ u bu dönemde manastırların yanı sıra bazı sınırlı sayıda devlet okulu ve yetimhanelerde de temel e ğ itimin verildi ğ i anlaşılmaktadır.

1800’lü yıllara gelindi ğ inde Avrupa’da sanayileşme ile birlikte işçi sayısında bir artışın oldu ğ u, kentsel nüfusun hızla artmakta oldu ğ u görülmektedir.

Bu dönemde işçilik yapan çocukların okuma yazma gibi temel bilgi ve becerileri kazanabilmeleri amacıyla okullar kurulmaya başlanmıştır. Zorunlu olmayan bu okullarda genellikle birleştirilmiş sınıflarda tekrara dayalı ö ğ retim yapılmıştır.

1800’lü yıllar çocuk işçili ğ inin ve istismarsının önlenmesi amacıyla yasal düzenlemelerin yapılmaya başlandı ğ ı yıllardır. Önceden küçük insan olarak görülen çocuklar artık bu yıllarda yetişkinlerden farklı, kendine özgü özellikleri ve ihtiyaçları olan bireyler olarak görülmeye başlanmıştır.

1800’lü yıllar boyunca işgücüne eleman yetiştirmek ve sosyal normların benimsenmesini sa ğ lamak amaçlarıyla ilkokul e ğ itiminin önemi artarak devam etmiştir. Yine bu yıllarda İ ngiltere’de başarılı olan ö ğ rencilere burs hakkı verilmiştir.

1800’lü yılların sonlarına do ğ ru oy hakkı kazanmaya başlayan işçi sınıfı açısından e ğ itimli olmak (en azından temel e ğ itimi almış olmak) giderek daha önemli bir duruma gelmiştir. İ şçi sınıfının kime neye göre oy verdi ğ inin farkında olması istenmiştir.

Ancak bu dönemde işçi sınıfının e ğ itim almasına karşı çıkan görüşlerde dile getirilmeye başlandı ğ ı görülmektedir. Bazı insanlar e ğ itim alan işçilerin yaptıkları işi be ğ enmeyip bırakacakları endişesi taşımıştır.

Avrupa’da kilise, eskiden beri e ğ itim kurumları üzerinde etkili olmuştur. Birçok düşünür, bilim insanı, devlet adamı kiliseler tarafından kurulan ve işletilen okullardan mezun olmuşlardır.

1800’lü yılların sonlarına do ğ ru kilisenin bu hakimiyetinin sorgulanmaya başladı ğ ı görülmektedir. E ğ itim kurumları üzerindeki etkisini kaybetmek istemeyen kilise, zaman zaman devletin koydu ğ u kurallar ve laik e ğ itim savunucuları ile karşı karşıya gelmiştir. Ancak zamanla Avrupa’da kilisenin e ğ itim kurumları üzerindeki etkisi azalmıştır.

E ğ itimde kilise etkisinin azalması ve e ğ itimin giderek yaygınlaşması beraberinden finansman sorunları getirmiştir. Yerel yönetimler ve merkezi hükümetler artık bütçelerinden e ğ itim için pay ayırmak, fonlar kurmak ihtiyacını daha fazla hissetmeye başlamışlardır.

1800’lü yılların sonlarına do ğ ru artık ilkokul e ğ itiminin zorunlu olması yönünde uygulamaların hayata geçirildi ğ i görülmektedir. Zorunlu e ğ itim yaşı kademe kademe artırılmıştır.

Tüm bu gelişmeler do ğ rultusunda sanayileşme trendine giren Avrupa ülkelerinde 1800’lü yıllar boyunca yalnızca seçkinlere yönelik olan, di ğ er bireylere yalnızca okuma yazma e ğ itimi veren, devam zorunlulu ğ u olmayan e ğ itim sistemi, ilkokul e ğ itiminin zorunlu oldu ğ u, temel e ğ itimin ücretsiz verilmeye başlandı ğ ı, e ğ itim yoluyla sanayileşen ülkeye insan yetiştirmenin amaçlandı ğ ı, ulusal birlik bilincinin e ğ itim yoluyla kazandırılmaya çalışıldı ğ ı, kilisenin yanı sıra yerel yönetimler ve merkezi hükümet tarafından da fonlanan bir sisteme dönüşmüştür.

1900’lü yılların başlarından itibaren oy verme hakkının toplumun daha fazla kesimi tarafından elde edilmesiyle kırsal kesimde yaşayan, dar gelirli olan bireylere de e ğ itim verilmesi gereklili ğ i do ğ muştur.

Bu yıllarda artık çocukların yalnızca ilkokula de ğ il, ortaokula da devam etmeleri yönünde çabaların arttı ğ ı görülmektedir. Ancak bu yıllardaki anlayış tüm ö ğ rencilere eşit koşullarda e ğ itim hizmeti vermek yönünde olmamıştır. Bunu yerine ö ğ renciler ilkokuldan sonra bir sınava (zeka testine) tabi tutularak farklı ortaokul türlerine yönlendirilmeye başlanmıştır.

En zeki olarak tanımlanan ö ğ renciler “dil okulları”na yönlendirlerek burada üniversite e ğ itimi için hazırlanmışlardır. Di ğ er ö ğ renciler ise düzeylerine göre mühendis ya da tekniker olabilecekleri ya da temel düzey bir teknik e ğ itim alıp vasıfsız işçi olabilecekleri okullara yönlendirilmiştir.

Ancak zamanla ve yapılan araştırmalarla ö ğ rencileri bu şekilde sınıflandırmanın yalnızca becerileriyle de ğ il onların sosyal sınıflarıyla da ilgili oldu ğ u ortaya çıktı. Dahası ilkokul sonrası sınavdan düşük puan alarak alt düzey okullara devam etmek zorunda kalan ö ğ renciler kendilerini başarısız ve etiketlenmiş görmeye başlamıştır.

Özellikle eşitlik taraftarı ve sınıf mücadelesini benimseyen siyasi görüşlerin etkisi ile yönlendirme sistemi sorgulanmaya başlamıştır.

Di ğ er taraftan bazı teknik e ğ itim kurumlarının “dil okulu” olarak adlandırılan okulların ö ğ retim programlarını kopyalayarak taklit etmeye başlaması ve giderek daha fazla ö ğ rencinin ilkokul sonrası sınava hazırlanarak dil okullarına girmeye çalışması da sisteme olan güveni sarsmıştır.

1900’lü yılların ortalarına do ğ ru gerek eşitlikçi görüşlerin etkisiyle, gerek Avrupa’da artan ekonomik refahla gerekse yönlendirme sistemine olan güvenin sarsılması sonucunda çok amaçlı okulların kurulmaya başlandı ğ ı görülmektedir.

Bu dönemde bu okulların “halkın okulu” olması yönünde çabalar göze çarpmaktadır.

Bu okullar bölgelerindeki ö ğ rencileri kabul ederek onlara ilgi ve becerilerine göre farklı alanlardan kuramsal ve uygulamalı dersler sunmaktaydı. Çok amaçlı okullarda ölçme de ğ erlendirme sistemi daha esnek tutulmuştur. Ayrıca bu dönemde ö ğ renen ihtiyaçlarının daha fazla dikkate alınmaya başlandı ğ ı görülmektedir.

Ancak çok amaçlı okullar uygulamada istenen etkiyi sa ğ layamamıştır. Faklı becerilerden ö ğ renciler aynı okul çatısı altında ö ğ renim görse de yönlendirme işi bu okullarda da devam etmiştir. Farklı becerilere sahip ö ğ renciler aynı sınıf içinde etiketlendiklerini hissetmeye başlamıştır.

Ayrıca ö ğ rencinin merkeze alınması gibi o zamana göre ilerici sayılan ö ğ retim uygulamaları sonucunda okullarda disiplinin bozuldu ğ u yönündeki anlayış yaygınlık kazanmıştır. Uygulamadaki bu sorunlar sebebiyle ö ğ retmenler tembellik ve toplumun geleneksel de ğ erlerine önem vermemekle suçlanmaya başlanmıştır.

Dünyada 1970’li yıllarda yaşana ekonomik kriz, e ğ itime harcanan paranın sorgulanmasına sebep olmuştur.

Bu dönemde e ğ itim sistemi ve kurumları sorgulanarak harcanan kaynakların verimli kullanılıp kullanılmadı ğ ı anlaşılmaya çalışılmıştır.

Hatta e ğ itim sistemini günah keçisi yapan ve ülkelerin ekonomilerinin ihtiyaç duydu ğ u elemanları yetiştiremedi ğ ini ileri süren görüşler ortaya atılmıştır. Bu do ğ rultuda e ğ itim kalitesinin yükseltilmesi, işsizli ğ in azaltılması yönünde çalışmaların yapıldı ğ ı görülmektedir.

Kaynaklar Bartlett, S. & Burton, D. (2012). Introduction to Education Studies. SAGE Publications: London. (Çeviri Editörü Birsel Aybek Anı Yayıncılık: Ankara) Yaşayan, Z. Ve Topçu, F. (2012). Türk E ğ itim Tarihi 12. Sınıf. Devlet Kitaplar: Ankara.