EKONOMİK İSTİSMAR
Ekonomik İstismar Aile geçimine katkıda bulunmak
Ekonomik İstismar Çocukların işçi olarak çalıştırılması UNICEF rapor DİE’nün 1994 yılı Çocuk İstihdamı Anket sonucuna göre, ülkemizde 6-14 yaş grubu ekonomik işlerde çalışan bir milyon sekiz bin çocuk bulunmakta Çocuğun emeğinin kullanılması ve kötüye kullanılması.
Ekonomik İstismar Kimyasal ve biyolojik tehlikelerle işler Çalışan çocukların fiziksel gelişimi, okula giden çocuklarla kıyaslandığında, önemli derecede geri kalmaktadır. Belirli işlerde çalışan çocukların diğer istismar tiplerine maruz kaldıkları saptanmıştır. Örneğin, ev işlerinde çalışan çocukların sözel ve cinsel kötü muamele ile karşılaştıkları, fiziksel şiddete uğradıkları ve aç bırakıldıkları belirlenmiştir.
Yaygın Olarak Çalıştığı Alanlar Yapılanmış modern sektör Geleneksel, yapılanmamış, ailesel, zanaata dayalı sektör Toplumca dışlanmış sektörler Tarım sektörü
Yasal Düzenleme 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Yasası’nın 173. maddesi 12 yaşından küçük çocukların sanayide çalışmasını engellemekte iken, 176. maddesi ise 18 yaşından küçük çocukların eğlence sektöründe çalışmalarını yasaklamaktadır. 1475 sayılı İş Yasası’nın 67. maddesi 15 yaş altındaki çocukların çalışmasını yasaklar iken, aynı madde de çocukların eğitimine engel olmayacak ve sağlık durumlarını bozmayacak işlerde 13 yaşından itibaren çalışmalarına olanak tanımaktadır. Aynı yasanın 68. maddesi, yer altı ve su altı gibi tehlikeli işlerde 18 yaşını doldurmayanların çalıştırılması yasaklanmıştır. 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Yasası’nın 10. maddesi 13 yaşını doldurmuş bireylerin çırak olarak çalışmalarını kabul ederken, 9. maddesi ise 13 yaşını doldurmamış fakat ilkokulu bitirmiş çocukların aday çırak olarak çalışmalarına olanak tanımaktadır.
B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 32. Maddesine Göre; Çocuğun ekonomik sömürüye ve Her türlü işte ya da Eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ya da Toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılması engellenmektedir.
138 Sayılı İLO Sözleşmesi; 2. maddesi, çocuk çalıştırmanın asgari yaşın zorunlu okul eğitiminin tamamladığı yaştan aşağı ve her halükarda 15 yaşından aşağı olmayacağı, ancak ekonomisi ve eğitim imkanları yeterli düzeyde gelişmemiş ülkelerde eğer mevcutsa ilgili işveren ve işçi teşkilatlarının görüşü alınarak daha başlangıçta asgari yaşı 14 olarak belirlenebilecektir. 3. maddesinde, gençlerin sağlık, güvenlik ve ahlakına zarar verebilecek özellik veya şartları taşıyan her çeşit işe kabul için asgari yaş sınırı 18, varsa ilgili işveren ve işçi teşkilatların görüşü alınarak gençlerin sağlık, güvenlik ve ahlaki yapısı tam olarak korunmak ve ilgili faaliyet koluna ilişkin yeterli spesifik bilgiler veya mesleki eğitim verilmek kaydıyla bu işlerde çalışma yaşı 16
Yaş Sınırında Farklı Uygulamalar Yapılmaktadır Ancak, 138 sayılı İLO sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası’nın 24. maddesi (değişik: 16/08/1997 – 4306/5 maddesi) İlköğretim kurumlarının sekiz yıllık okullardan oluştuğu ve bu okullarda kesintisiz eğitim yapıldığı göz önüne alındığında, ülkemiz için çocuklarda asgari çalışma yaş sınırı, 15 olarak atfedilmektedir.
Avrupa Konseyi 1336 (1997) Sayılı Tavsiye Kararı’nda; Çocuk emeğinin sömürüsünün önlenmesinde toplumun rolüne dikkat çekerek, toplumun böyle bir sorun olmadığını düşünmesinin bu istismarın saklı kalmasının en önemli nedenlerinden birini oluşturduğunu belirtmektedir. Bu kısır döngüden kurtulabilmek için sendikaların, medyanın ve sivil toplum örgütlerinin önemli bir işlevi olduğu belirtilmektedir. Bu kararda, çocuk işçiliğinin önlenmesi için en önemli adımlardan biri, çocuk işçiliği ile ilgili sorunların tespiti ve bu alanda araştırmaların yapılmasının sağlanmasıdır.