COMMUNICATIVE APPROACH İLETİŞİMSEL YAKLAŞIM COMMUNICATIVE APPROACH
İLETİŞİM NEDİR? İletişim genel olarak insanlar arasındaki düşünce ve duygu alışverişi olarak ele alınmaktadır (Cüceloğlu, 1993). İletişimin amacı, alan ve veren arasında bilgi, düşünce ve tutum ortaklığı yaratmaktır. (Açıkgöz K, 1994).
İLETİŞİMSEL YAKLAŞIM (COMMUNICATIVE APPROACH) İletişimsel dil öğretimi bir ikinci ve yabancı dil eğitimi yaklaşımıdır. Ayrıca "Yabancı Dilde İletişimsel Yaklaşım" ya da sadece "İletişimsel yaklaşım olarak da adlandırılır.
Tarihçesi İletişimsel Dil Öğretiminin (CLT)[1] temellerine 1960'lı yılların sonlarında İngiliz dil öğretimi geleneğindeki değişikliklerde rastlanabilir. O zamana kadar Durumsal Dil Öğretimi ... İngilizce'nin bir yabancı dil olarak öğretimine olan temel İngiliz yaklaşımını temsil etmekteydi. Durumsal Dil Öğretimi'nde, dil anlamlı duruma-dayalı aktivitelerdeki temel yapıların alıştırmasının yapılması yolu ile öğretilmekteydi. Ama 1960'lı yılların ortalarında Amerika Birleşik Devletleri'nde İşitsel-dilsel yöntemin temelini oluşturan dilbilim kuramı nasıl reddedildiyse İngiliz uygulamalı dilbilimciler de Durumsal Dil Öğretimi'nin temelinde yatan varsayımları sorgulamaya başladılar
Altmışların sonlarında durumsal yaklaşımın vadesini doldurmuş olduğu apaçık ortadaydı. Dili durumsal temeller üzerine oturan bir olgu olarak görmeyi sürdürmekte bir gelecek yoktu. Gerekli olan şey, dili daha yakından incelemek ve tümcelerin kendi başlarına bir anlam taşıdıkları ve onları yaratan, konuşan ve yazan kişilerin anlamlarını ve amaçlarını yansıttığını savunan geleneksel görüşe geri dönüştü. (Howatt 1984: 280)
Bu bir bakıma ünlü Amerikalı dilbilimci Noam Chomsy'nin klasikleşen kitabı Syntactic Structures (1957) ile yapısalcı dilbilim kuramına yönelttiği eleştirilerin bir yansıması idi. Chomsky mevcut standart yapısalcı dil kuramlarının dilin temel özelliği olan tek tek tümcelerin yaratıcılığı ve eşsizliğine açıklama getirmeyi başaramadığını sergilemişti. İngiliz dilbilimciler o zamanlar gözde olan dil öğretimi yaklaşımında yetersiz bir biçimde ele alınan dilin bir başka temel boyutunu, yani dilin işlevsel ve iletişimsel potansiyelini, vurguladılar. Dil öğretiminde sadece yapıların edinilmesi yerine iletişimsel yeterlilik üzerinde durma gereğini gördüler.
Dil öğretimine farklı yaklaşımlar için bir diğer dürtü Avrupa'nın değişen eğitim gerçeklerinden kaynaklanmaktaydı. Avrupa ülkelerinin birbirlerine olan bağımlılığının artması sonucunda Avrupa Ortak Pazarı ve kültürel ve eğitimsel işbirliği alanında bölgesel bir kuruluş olan Avrupa Konseyi'nin temel dillerini yetişkinlere öğretme ihtiyacı doğdu. Eğitim, Avrupa Konseyi'nin temel faaliyet alanlarındandı. Avrupa Konseyi bu amaçla dil öğretimi konusundaki uluslararası konferansları destekledi, dil öğretimi konusunda tezler ve kitaplar yayınladı ve Uluslararası Uygulamalı Dilbilim Heyeti'nin[2] kurulmasında etkin rol oynadı. Alternatif dil öğretim yöntemlerinin dile getirilip geliştirilmesi büyük bir öncelik olarak görülmekteydi.
Avrupa Konseyi'nin çalışması, Wilkins, Widdowson, Candlin, Christopher Brumfit, Keith Johnson ve diğer İngiliz dilbilimcilerin dil öğretimine iletişimsel bir yaklaşım için kuramk temeller konusundaki eserleri, bu fikirlerin ders kitabı yazarlarınca hızla uygulamaya geçirilmesi, ve bu prensiplerin yine aynı hızla İngiliz dil öğretim uzmanlarınca, program yazma merkezlerince ve hatta hükümetlerce kabul edilmesi İletişimsel Yaklaşım, ya da basitçe İletişimsel Dil Öğretimi (kavramsal-işlevsel yaklaşım ve iletişimsel yaklaşım terimleri de bazan kullanılır) adını alan bu yeni akıma İngiltere'de ve İngiltere dışında üstünlük sağladı. Her ne kadar akım bir programın alternatif durumları üzerinde duran bir İngiliz yeniliği olarak başladı ise de, 1970'lerden bu yana İletişimsel Dil Öğretiminin kapsamı genişlemiştir
Artık hem Amerikalı hem de İngiliz dilbilimciler onu (a) iletişimsel yeterliliği dil öğretiminin hedefi yapmak ve (b) dil ve iletişimin birbirine olan bağımlılığını sağlayan dört dil becerisinin öğretimi için yollar geliştirmek amaçları taşıyan bir yaklaşım (bir yöntem değil) olarak görmektedirler.
Bazılarına göre, İletişimsel Dil Öğretimi dilbilgisel ve iılevsel dil öğretiminin bir karışımından başka birşey değildir . Littlewood (1981: 1) şu fikri savunur: "İletişimsel dil öğretiminin temel özelliklerinden biri, dilin hem işlevsel hem de yapısal özelliklerine sistemli bir yaklaşımda bulunmasıdır."
Diğerlerine göre, İletişimsel Dil Öğretimi ikili ya da daha büyük grup halinde çalışan öğrencilerin mevcut dil kaynaklarını problem çözme türü görevlerde kullanmaları yoludur. Örneğin, iletişimsel yaklaşıma dayanan bir İngiliz ilkokul programı programın odak noktasını "dilin formlarının hizmet sunduğu iletişimsel hedefler" olarak tanımlamaktadır. Aynı belgenin giriş bölümünde "iletişimsel hedefler çok çeşitli türden olabilir. Hepsinde de mevcut olan şey, en az iki tarafın bir tür bilgi alışverişi içinde bulunmaları, taraflardan birinin bir amacı olması ve diğer tarafın da bu amacı genişletmesi ya da amaca tepki vermesidir" şeklinde bir yorum yer almaktadır.
İLETİŞİMSEL YAKLAŞIMIN DİĞER METODLARLA İLİŞKİSİ Tarihsel olarak İletişimsel yaklaşım, İşitsel Dil Metodu'na alternatif olarak ortaya çıkmıştır ve kavramsal-işlevsel müfredfatın gelişmişi olarak düşünülebilir.
İşitsel Dil Metodu İşitsel Dil Metodu, II. Dünya Savaşından sonra yabancı dilde dinleme ve konuşma yeterliliği ihtiyacının doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Davranışçılık, dolayısıyla da tekrar ve alışkanlık şekillendirme ile doğrudan ilişkilidir.
İşitsel Dil Metodunu eleştirenler tekrar ve doğruluk üzerinde bu kadar yoğunlaşmanın öğrenciye hedef dilde iletişimsel becerileri kazandırmakta hiç yardımcı olmadığını savunmuşlardır .
Noam Chomsky, dilin bir davranış yapısı olmadığını, ve sıradan dilsel davranışların karakteristik olarak mükemmel soyutluk ve karmaşıklık kurallarına uygun cümleler oluşturmayı içerdiğini savunmuştur.
Dil öğretimin organize etmek ve sunmak için yeni yollar arayanlar, kavramsal-işlevsel müfredata destek verdiler ve sonuç olarak da İletişimsel Yaklaşımı, ikinci ve yabancı dil eğitiminde en verimli yol olarak gördüler.
İletişimsel Dile Eğitimine Genel Bakış Kavramsal-İşlevsel müfredatın bir programı olan İletişimsel Yaklaşım, öğrencilerin hedef dili bir çok çeşitli bağlamda kullanmalarına ve dil işlevlerini öğrenmelerinde yardımcı olmaya çok büyük vurgu yapar.
İşitsel Dil Metodu'nun tersine İletişimsel Yaklaşımın asıl amacı, öğrencilere doğru sesletim becerisi kazandırmak ve mükemmel gramer yapıları geliştirmelerinde yardımcı olmaktan ziyade anlam yaratmalarında yardımcı olmaktır. Bu da başarılı bir yabancı dil öğretiminin, öğrencilerin dilin resmi ve sosyolinguistik yönlerinin makul yeterlilikle iletişim kurmada kullanılması olarak tanımlanabilecek iletişim yetenekleri geliştirmeleriyle değerlendirilmesi anlamına geliyor.
Dilin bir iletişim aracı olduğu ilkesi İletişimci Yaklaşımın başlangıç noktasıdır. Dilin birincil işlevi, etkileşim ve iletişimdir. Bu bağlamda dil, kişiler arasında anlaşmayı sağlayan bir dizgedir. Dil, dilbilgisel öğelerin yanı sıra işlevsel ve iletişimsel öğelerden oluşur. İletişimsel yaklaşımda öğretimin amaçları, öğrencinin yeterlik düzeyi ve iletişim isteklerine göre belirlenir. Herhangi bir beceriye öncelik tanınmaz. Öğrencilerin dinleme, okuma, konuşma ve yazma alanlarında yaptıkları iletişimsel seçimlere göre izlence düzenlenir.
İletişimsel Yaklaşım kesin olarak belirlenmiş sınıf aktiviteleri içeren bir öğretim metodundan ziyade ,daha geniş bir öğretim yaklaşımı olarak şekillenmiştir. Kısacası, İletişimsel Yaklaşım, genel prensipler listesi olarak tanımlanabilir. Bu listelerin en kabul görenlerinden biri de David Numan' a ait olan İletişimsel Yaklaşımın beş öğesidir.
Bunlar; 1- Hedef dille etkileşim yoluyla iletişimin öğrenilmesi, 2- Öğrenme ortamında sunulan özgün metinler, 3- Öğrencilerin sadece dile değil, öğrenme yönetimi sürecine odaklanmaları için fırsatları temini 4- Sınıf öğretiminde önemli bir yeri olan kişisel deneyimlerin geliştirilmesi 5- Sınıf öğretiminin sınıf dışı aktivitelerle ilişkilendirilmesi.
Bu beş özellik sınıf içinde ve dışında kullanıldığı için, öğrencilerin istek ve ihtiyaçlarıyla yakından ilişkilidir. Bu geniş tanımlama çerçevesinde öğrencilerin iletişimsel becerilerini geliştirmeye yönelik ve geniş bir bağlam içerisinde olan herhangi bir uygulama yararlı öğretim tekniği olarak görülür.
Bundan dolayı iletişimsel yaklaşım sınıfta sesletim ve gramer temelli aktivitelerin yanı sıra, öğrenciler arasında anlaşma ve işbirliği gerektiren grup ve ikili çalışmalar, öğrencilerin güven kazanmalarına yardımcı olacak akıcılık temelli alıştırmalar, dil işlevlerinin kullanılmasını geliştirilmesini sağlayan rol üstlenme aktiviteleri şeklini alır.
İletişimci dil öğretiminde, öğretmen ve öğrenci geleneksel öğretmen-öğrenci anlayışının dışında roller üstlenirler. Bu tür öğretimde dilsel biçimlerin öğretilmesi yerine iletişim işlemleri üzerinde durulduğundan ‘öğrenme işlemi’ ile ‘öğrenme amacı’ arasındaki uzlaşmayı öğrencinin kendisi sağlar.
Öğretmenin iki temel rolü vardır Öğretmenin iki temel rolü vardır. Birinci rolü, sınıftaki tüm katılımcılar arasında, katılımcılarla çeşitli etkinlikler arasındaki iletişim sürecini kolaylaştırmaktır. İkinci rolü, öğrenme-öğretme grubu içinde bağımsız bir katılımcı olarak davranmaktır. Ayrıca, öğretmen danışman, gözlemci, gereksinim belirleyici, grup süreç yöneticisidir: etkinlikler sırasında danışman rolündedir; dilsel iletişime yönelik tartışmalarda ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklara çözümler bulmaya çalışır. Öğrencilerin çalışmalarını gözlemleyerek onların zayıf ve eksik yönlerini belirler ve bunları öğrenim gereksinimlerini belirleyici ipuçları olarak değerlendirir.
İletişimsel dil öğretiminde, öğrenciler bir anlamda kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu üstlenirler. Öğretmen iletişimsel etkinlik ortamını oluşturur ve bu etkinliği harekete geçirir. Ancak, etkileşimin oluşması ve sürdürülmesinden öğrenci sorumludur. İşlevsel ve biçimsel olarak belirlenmiş bilgileri alan, ezberleyen ve bu bilgileri çeşitli uygulamalara geçiren geleneksel öğrenci kimliğinin yerini, bilgi alan ve veren, birbirini etkileyen öğrenci kimliği alır.
İletişimci yaklaşımın en belirgin özelliklerinden biri de yaratıcılığı geliştiren, bilgi paylaşımı ve iletimine olanak tanıyan sınıf içi etkinlikleridir. Richards ve Rodgers (2001: 178) iletişimsel etkinlik ve alıştırma çeşitlerinin her düzeyde dil becerisinin öğretiminde uygulanabileceğini belirtirler.
Bu yaklaşıma göre, öğrenci yabancı dilin dilbilgisi kurallarını öğretmen tarafından herhangi bir açıklama yapılmaksızın, tümevarım yöntemiyle öğrenmelidir fakat yine de öğrencilere öğrenmekte oldukları dilbilgisi konularını iletişimci ve gerçek hayattakine benzer anlamlı görevlerde kullanmaları için fırsat verilmelidir. Oyunlar, rol yapma, karışık olarak verilen cümleleri sıraya sokma, bir resme bakarak hikaye anlatma gibi aktiviteler İletişimci Yaklaşım doğrultusunda yapılan dil öğretiminde dilbilgisel konuları pekiştirmeye yönelik kullanılan aktivitelerdir.
Bu yöntemde kullanılacak bir rol yapma aktivitesi şu şekilde olacaktır:
-Öğretmen öğrencileri ikişerli gruplara ayırır ve aşağıdaki rol kartlarını birini bir öğrenciye diğerini diğer öğrenciye gelecek şekilde gruplarda dağıtır ve öğrencilere birinci kişinin müşteri olduğunu ve bir otelde kalmak istediğini söyler ve bu müşterinin gideceği otelin elindeki kartta yazılı en az altı özelliğe uygun olması gerektiğini ilave eder. Öğretmen ayrıca diğer kişinin de seyahat acentesinde görevli memur olduğunu söyler ve ikinci öğrencinin de elindeki rol kartına bakarak birinci öğrencinin sorduğu sorulara cevap vermesini ister.
İletişimsel Dil Öğretimi bir yöntemden çok bir yaklaşım olarak görülmektedir. Bu nedenle, her ne kadar dil ve öğrenme teorileri düzeyinde büyük bir tutarlılık fark edilmekteyse de, oluşum ve işlem düzeyleri çoğu yöntemde olduğundan daha fazla kişisel yoruma ve çeşitlemeye açıktır. İletişimsel Dil Öğretimi daha insancıl, iletişimin karşılıklı etkileşimine öncelik tanıyan bir öğretim yaklaşımı arayanlara hitap etmektedir. Fakat, bu yaklaşımın kullanılması öğretmen yetiştirme, malzeme geliştirme, test etme ve değerlendirme gibi konularda endişeleri de ortaya çıkartmıştır. Bu yaklaşıma yönelik cevapsız sorulardan biri iletişimsel yaklaşımın bir dil programında her düzeyde kullanılıp kullanılamayacağıdır.