EKONOMİK COĞRAFYA TARİHİ
Ekonomik coğrafya insanın hayatını devam ettirmek için yürüttüğü faaliyetlerin incelenmesini içerir. Ekonomik coğrafyada dünya üzerinde çok çeşitli doğal kaynakların dağılışını ve bu kaynakların insan tarafından kullanılışını konu alan bir bilim dalıdır. Bu nedenle insanın üretim değiştirme ve tüketim etkinliklerinin yeryüzündeki mekansal farklılıklarının incelenmesi ön plandadır.
Ayrıca bu mekansal farklılığın ortaya çıkardığı farklı üretim şekillerinin analiz edilmesi, dağılışın incelenmesi, gelecekteki eğilimlerin irdelenmesi tespit edilmesi önem taşımaktadır. İnsan gruplarının kültürel ve sosyal farklılıklara sahip olması ve bu farklılıkların üretim değiştirme ve tüketim etkinliklerinin yeryüzünde farklı mekanlarda çok değişiklikler göstermesi konunun önemini artıran etkendir.
EKONOMİK COĞRAFYADA TARİH İÇİNDEKİ DEĞİŞİMLER Ekonomik coğrafya çalışmalarında ve bakış açısında geçmişten günümüze büyük farklılaşmalar olmuştur. Bu farklılıkta Zaman (geçmişten günümüze geçen yüzyıllar boyunca)(ilkçağ, ortaçağ, yeniçağ, vb) Teknik gelişmelerdeki Farklılıklar (Bronz çağı, demir çağı, endüstri çağı) Yukarıdaki iki maddeye bağımlı olarak ticaret yapısı, şekli, Ülkelerin tavrı, ekonomik istekleri, beklentileri değişiklik göstermiştir. Sonuçta , yukarıdaki değişimlere bağlı olarak amaçlar , istekler, beklentiler vb etmenler değişikliğe uğramış ve sonuçta büyük farklılaşmalar ortaya çıkmıştır.
Değişim tarihleri Kolonizasyon (sömürge) ve emperyalizm öncesi ticari yapı ve sonrasındaki ticari yapı bir çok yönlerden farklılık gösterir.
Kolonizasyon ve emperyalizm Koloni oluşturma işi yunan ve roma döneminde Akdeniz’ de ki adalara yerleşmelerle başlamıştır. Esasta 5 döneme ayrılır. 1. keşifler çağı (1450-1700) 2. Avrupa'nın merkantilist (ticari ) imparatorlukları (1700-1815) 3. serbest ticaret emperyalizmi (1815-1870) 4. yeni emperyalizm (1870-1914) 5. karteller ve uluslar arası şirketler (1914-2010)(globalizm)
Koloni öncesi Koloni öncesinde geçen zaman diliminde insanların küçük topluluklar halinde ve toplayıcılık ile avcılık ekonomisinin hakim olması nedeniyle ticari yapının ve işlevin tam gelişmediğini söyleyebiliriz
TARİHİ ÇAĞLAR
MÖ 2 yy 200 dünya
Bronz ve demir çağında , farklılıklar bulunmaktadır Bronz ve demir çağında , farklılıklar bulunmaktadır. Şöyle ki bronz balta yapımında cevherlerin yerini ve türünü saptamak için jeoloji, arıtmak için kimya bilgisi ve bu işleri yapabilmek içinde karmaşık teknik süreçleri bilmesi gerekmiştir. Oysa taş çağında insan yalnızca taş aletleri yapmayı bilmekteydi. Bu durum toplumların yaşam biçimlerine ekonomik ilişkilerine de yansımaktaydı. Paleolitik çağda insanlar yaşamlarını avlanma ve toplayıcılıkla sürdürmekte ve nüfus yoğunluğu ve miktarı doğanın onlara sağladığı imkanlarla sınırlıydı.
Neolitik çağda toplumlar tarım yapmayı ve hayvanları evcileştirmeyi öğrendiler. Böylece tüketim için gereğinden fazla ürün üretebildiler. Ekonomilerini ve araç gereçlerini bulundukları coğrafi ortama uydurma açısından toplumlar arasında farklılıklar meydana geldi. Aynı farklılığı keşif ve icatlar açısından da görmekteyiz. M.Ö 4000 yıllarından sonra madenleri tanımaya başladılar ve M.Ö. 3500 yıllarında kolay elde edilebilir ve işlenebilir bir metal olarak bronzu buldular. Bronzun bulunması uzmanlaşma gerektiren bir üretimi ve örgütlenmiş bir ticaretin varlığını ortaya koyar. Zira bu işle uğraşan madenci, taşımacı, damıtıcı, vb farklı işleri yapanların olması gerekmiştir. Bunun içinde üretimde artı ürünün olması şarttır.
Ayrıca madenlerin başka toplumlardan sağlanması ve bronz aletlerin başka araçlarla takas edilebilmesi ticari ilişkilerin yoğunlaşmasına neden olmuştur. Geçmiş dönemde de grupların birbirlerinin topraklarını ve ülkelerini istila etmişler, insanlar köle olarak çeşitli işlerde kullanılmıştır.
Koloni dönemi İnsan yerleşik hayata geçişle birlikte tarım alanlarını ve topraklarını diğer tarımcılardan ve düşmanlardan korumaya çalışmıştır. Bu çarpışmalarda köleler elde edilmiş bunlar ilk zamanlar yiyecek sonraları çeşitli madenler ve para karşılığı satılmaya başlamıştır. Bu işlem mö dönemlerde mezopotomya, hindistan, çin gibi alanlarda roma şehir devletlerinde şıkça görülmüştür (gladyatörler)
Mezopotomya da Sümerler bu işçileri sulama kanallarının ve zigurat kalesinin inşasında kullanmışlardır. Görüldüğü gibi uzunca bir dönem sadece belirli alanlarla sınırlı olan bu işlem daha sonraki yıllarda m.s dönemlerde de devam etmiştir.
Ur Ziguratı M.Ö. 2000
M.Ö.2100-2200
MÖ 1800-1900
M.Ö 1700-1600
M.Ö1400-1300
KEŞİFLER ÇAĞI (1450-1700) Tarihsel kolonizim görüşü geçen zaman içinde global ölçüde bazı toplumlarda görülmüştür ki bunlar Hitit, İnka, İngilizler. Avrupa kolonizim ve emperyalizmi 15 yy da keşifler çağı ile başlamış ilk öncüleri ispanya ve Portekizlilerdir. Bu ülkelerin Amerika keşifleriyle başlayan hareketi Afrika kıyıları, Ortadoğu, Hindistan güneydoğu Asya’nın keşfi ile buralara kadar uzanmıştır. 16 ve 17 yy boyunca İngiltere, Fransa ve Hollanda kendi deniz aşırı imparatorluklarını kurmuşlardır.
Doğunun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, Çin’den Avrupa’ya ulaşan ticaret yollarını oluşturmuştur. Orta Çağda ticaret kervanları, Çin’in Xian (Yan) kentinden hareket ederek Özbekistan’ın Kaşgar kentine gelirlerdi. Burada ikiye ayrılan yollardan biriyle Afganistan ovalarından Hazar Denizi’ne; diğeri ile de Karakurum Dağlarını aşarak İran üzerinden Anadolu’ya ulaşırlardı. Anadolu’dan deniz yoluyla veya Trakya üzerinden kara yolu ile Avrupa’ya giderlerdi. Yoğun bir şekilde ipek, porselen, kâğıt, baharat ve değerli taşların taşınmasının yanı sıra kıtalar arasındaki kültür alışverişine de imkân sağlayan binlerce kilometre uzunluğundaki bu yol zaman içinde “İpek Yolu” olarak adlandırılmıştır. İpek Yolu, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde 2000 yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımakta, olağanüstü bir tarihî ve kültürel zenginlik sunmaktadır.
İpek yolu
Baharat yolu
Önemli Keşifler Keşifler, 15. yüzyılın sonlarında başlayıp 16. yüzyılın sonlarına kadar devam eden, Avrupalıların dünyayı keşfetme ve yeni yerler bulma girişimine verilen addır. Keşifler, sonuçlarıyla tüm insanlık tarihini etkilemiştir. Mevcut ticaret yolları ile Hindistan ve Çin'den gelen eşyalar (ipek, baharat gibi), Müslüman ve Türk devletleri üzerinden Avrupa'ya ulaştırılıyordu. Bu durum Avrupalıları kendi kontrollerinde olan daha ucuz ticaret yolları bulmaya sevk etti. Pusulanın icadı ve gemicilik tekniklerindeki gelişmeler keşifleri başlattı. Keşifler öncelikli olarak coğrafi konumlarından dolayı Portekiz ve İspanya'nın kontrolünde gelişti.
Afrika'nın güneyinden Ümit Burnu'nu geçerek Hindistan ve Çin'e ulaşmak, keşifler için yapılan ilk denemelerdi. Ümit Burnu'na ilk kez Barthelemy Diaz (Bartelmi Diyaz) ulaştı (1487). Ancak Hindistan' a ilk ulaşan denizci Vasco de Gama'dır (Vasko dö Gama 1497). Ümit Burnu’nun keşfi Hint Okyanusu’nu yine önemli bir ticaret bölgesi hâline getirdi. Bu şekilde Avrupalılar Hindistan'a ilk kez alternatif bir yoldan ulaşmış oldu. Bu sıralarda Dünya’nın yuvarlak olduğuna inanan Colomb (Kolomb) da sürekli batıya giderek Çin'e ve Hindistan'a ulaşabileceğini beklerken farkında olmadan Amerika Kıtası’na ulaşan ilk denizci oldu. Ancak buranın yeni bir kıta olduğu, daha sonraki dönemlerde anlaşılmıştır. Yine daha sonraki dönemlerde Macellan (Macellan) Dünya’yı dolaşan ilk denizci olmuştur. 1521'de Amerika' yı geçerek Filipin Adalarına ulaşmıştır. Keşfedilen deniz yolları, Baharat ve İpek yollarının önemini azaltmıştır.
Bazı seyyahların izledikleri yol
1492 YILINDAKİ DURUM
1415 yılı başlangıcından itibaren Portekizliler Afrika kıyılarını geçerek 1498 yılında Hindistan yolunu keşfettiler. Daha sonra ticari imparatorluğa bağlı liman kentleri ve limanlar oluşturdular ve güney Afrika da ,Çin ve Japonya kadar uzanan ticaret trafiğini kontrol etmeye başladılar.
1492 yılından beri batı yoluyla Hindistan’ı keşif etmeye çalışan İspanyollar yeni dünyayı (Amerika) buldu. Fakat yerlilerin tavrı, hastalıklar nedeniyle istenilen başarı sağlanamadı. Ama güney Meksika’da ve Peru’daki gümüş madenlerinin keşfi de diğer güzergahın gösterdiği başarıyı gösteremedi. Avrupa ile Asya arasında ticaretin Alman ve İngilizlerin elinde yoğunlaşması bu rotayı verimli hale getirmedi. Brezilyanın Portekiz kolonisi olmasıyla kaderi değişmeye başladı bilhassa 18 yy itibaren değişim daha hızlı oldu.
1550 YILINDAKİ DURUM KOLONİ HAREKETİ
1660 YILINDAKİ DURUM KOLONİ HAREKETİ
AVRUPANIN MERKANTİLİST (TİCARİ) İMPARATORLUKLARI 1700-1815 16 ve 17 yy ‘larda kurulmaya başlayan Avrupa’nın deniz ticareti krallığı 18 yy da daha güçlü ve kuvvetli olmaya başladı. Atlantik okyanusunda iki değişik sistem bulunmaktaydı. Kuzey Atlantik'te ( kuzey Amerika) Fransız, Hollanda ve İngiliz kolonileri bulunmaktaydı 18 yy dan itibaren Avrupa’nın gücü bu sahada daha güçlü hissedilmeye başlandı. İngilizler Hollandalıların elinde bulunan alanları ele geçirdi ve buradaki iki büyük güç olarak İngilizler ile Fransızlar hükümranlık için büyük savaşlara tutuştular, Fransızlarla yaptıkları savaşlardan sonra kuzey Amerika'yı Fransızların elinden alan İngilizler burada büyük bir güç olmaya başladı
Güney Atlantik (güney Amerika) büyük ölçüde köle işgücüne bağlı idi 17 yy’da Avrupa dan gelen göçmenlerin yeni sanayide işçilere olan ihtiyacı nedeniyle milyonlarca Amerika yerlisi hastalıktan ve Avrupalılar tarafından öldürüldüler Avrupalılar plantasyon sistemini kurduktan sonra işgücü kıtlığı büyük problem olmaya başladı . Hint okyanusunda ve tüm dünya üzerinde İngiliz gücü büyümeye başladı. İngilizlerin doğu Hindistan şirketi Kalküta’ya bir liman inşaa etti bunu kıta içlerine ulaşmak için kullandı Hint okyanusunda yüzyıllarca devam eden ipek ticareti endüstri devrimiyle birlikte gerilemeye başladı Asya pazarı ellerine geçti Amerika dan yüklü miktarda altın ve gümüş elde eden İngilizler Avrupa da da askeri bir güç olarak büyümeye başladı ve diğer uluslarla savaşmaya başladılar ve ticari aktiviteleri daha da arttı.
Atlantik’te köle ticareti 1650-1860
MERKANTİLİZMİN GELİŞİMİ Merkantilizm, 16. ve 17. yüzyıllarla 18. yüzyılın başında ticaret yapan ulusların büyük bir kısmında uygulanan bir iktisat politikasıdır. Bu politikanın ana amacı, ihracatı teşvik yoluyla altın birikimini sağlamak ve ulusun servetini ve gücünü artırmaktı. Merkantilistler servetin (zenginliğin) kaynağını altında ve gümüşte görmüşlerdir. Ülkenin zenginliği de devletin elinde bulunan altın ve gümüş miktarına bağlıdır. Bu yüzden merkantilistler değerli madenlere karşı aşırı bir istek ve sevgi duymuşlardır.
Temel düşünce, bir ülkenin ancak başka ülkelerin fakirleştiği oranda zenginleşebileceği düşüncesidir. Nüfusun aşırı olması görüşünü savunmuşlardır. Sömürgecilik tüm dünyadan değerli madenlerin ülke içine çekilebilmesini sağlayacaktır. İktisadın birincil amacının himayecilik ve devletçilik olması gerektiğine inanılır.
Merkantilist Düşüncenin Gelişimi Merkantilizm, 1450-1750 yılları arasında yani Ortaçağ ve Fizyokrasi arasındaki dönemde gelişen iktisadi düşüncelerin bütünüdür. Merkantilistlerin temel ilkeleri şöyledir: Merkantilizm, moneter bir doktrindir. Amaç, para miktarını arttırmaktır. Değerli madenlerin hakimiyeti esasına dayanan bu görüşte milli servet değerli madenlerin çokluğuyla ölçülür.
Müdahaleci bir doktrindir Müdahaleci bir doktrindir. Devletçiliği benimseyen bu görüşte devlet, iktisadi faaliyetleri belirlemeli ve yönetmelidir. Yukarıdaki iki ilke, beraberinde «dış ticarete önem verme» ilkesini getirir. Buna göre dış ticaret, ülkeye daha çok değerli maden girmesi için yapılmalıdır. Amaç, aktif (ihracat>ithalat) bir dış ticaret bilançosudur.
Merkantilizmin sanayileşme anlayışı, nüfus artışını da beraberinde getirir. Çünkü, emek arzının artışı ücretleri düşüreceğinden sanayi üretimi ve ihracat artar. Nüfus hareketleri ve tarımsal üretim ilişkisi (tarımsal üretimin arttığı dönemlerde toplam tarımsal gelirin düşmesi)
Merkantilist Düşüncenin Gelişimi Merkantilizm, kısaca savaş ve çatışmadan başka hiçbir şeyin ön planda olmadığı bir dönem anlamına da gelmektedir. Ticarî anlaşmalar her zaman siyasî idi ve iktisadî rekabet aynı zamanda siyasî rekabet demek oluyordu.
Merkantilizmin gelişme sürecinde iç ve dış siyaset kavramlarında da bir takım değişiklikler meydana gelmişti. İç siyasette, ücret ve fiyatların düzenlenmesi ön plandaydı. Bununla birlikte; iş gücü haklarına yönelik kanunî düzenlemeler zayıf kalırken, tüketim konusunda ayrıntılı yasalar hazırlanıyordu. Dış siyasette ise; dış ticaret fazlası, deniz ticareti ve sömürge sistemi en fazla önem verilen konu başlıklarıydı.
İngiliz Merkantilizmi Ticari Merkantilizm olarak da bilinen bu görüşün dört amacı vardır: 1. Sömürgeciliği geliştirerek deniz gücünü arttırmak, 2. İthalattan fazla ihracat yapmak (sanayi ürünleri için), 3. İhracattan fazla ithalat yapmak (tarım ürünleri için), 4. Milli sanayiyi ikinci planda bırakmak,
Alman Merkantilizmi Milli ekonomi gelişmelidir. Bu açıdan devlet müdahalesi kaçınılmazdır. Uluslararası ticarete – özellikle ihracat artışına – önem verilmelidir. Nüfus arttırılmalıdır. Tarım korunmalıdır.
Fransız Merkantilizmi Colbertizm olarak da bilinen bu görüş, temelde sanayiye yönelik ve devletçidir. Amaç; para stokunu arttırmak olup bu, sanayinin gelişmesine bağlanmıştır. Sanayinin gelişmesi için devlet, ihraç mallarının fiyatını düşürecek şekilde politikasını ayarlamalı, çeşitli eyaletler arasında gümrükler kaldırılmalıdır.
Merkantilizmin sonu 1750′ li yıllarda ticari kapitalizmin sınai kapitalizme dönüşmesiyle liberalizme geçiş zorunluluğu, devletin aşırı müdahalesinin olumsuz etkileri, burjuvazinin genişlemesiyle sosyal ve ekonomik dengelerin bozulması, vb. sebepler Merkantilizmin sonunu hazırlamış
1750 YILINDA AMERİKA
1754 YILINDAKİ DURUM KOLONİ HAREKETİ
SERBEST TİCARET EMPERYALİZMİ (1815-1870) 19 yy ortalarına doğru İngiltere ticarette büyük bir dünya gücü haline geldi böylece diğer ulusları ve ülkeleri tehdit etmeye başladı etkisi iyice büyüdü diğer bir çok ülkeyi kontrolü altına aldı ve çalışmalarıyla güney Amerika’daki İspanyol kolonilerinin büyük bir kısmının bağımsız hale gelmesini sağladı.
1800 YILINDAKİ DURUM KOLONİ HAREKETİ
AMERİKA KITASININ BAGIMSIZLIK TARİHİ
YENİ EMPERYALİZM (1870-1914) 19 yy başlangıcında İngilizlerin bu yarıştaki etkinliği yavaş yavaş azalmaya başladı. Avrupa gücü bilhassa Almanlar koloni ve egemenlik sahalarını artırmaya giriştiler. Bu faaliyet son kolonize alan olan Afrika ve pasifik için daha da yoğunlaştı. Almanya doğu Afrika’daki Tanganika ile birlikte güney batı Afrika’yı hakimiyetine aldı. Angola ve Mozambik Portekizliler, Kongo’yu Belçika,merkezi Afrika’daki bir çok alanla birlikte Kamerun ve sene gali Fransızlar ele geçirdi. Pasifikte İngiliz, alman ve Fransızlar Amerika’nın etkisiyle yüz yüze geldiler ve Amerikalılar Kore’yi ele geçirerek büyük bir güç olmaya başlayan Japonlardan yeni gineyi almanlar endonezyayı fransızlar japonlardan Filipin ve havayi aldılar.
1914 yılında Afrika’nın durumu
1945
Afrika’nın bağımsızlığı
. karteller ve uluslar arası şirketler (1914-2010)(globalizm)
Ekonomik coğrafyadaki değişimlerin safhası İlk önceleri tasviri bir nitelikte önceki seyyahların aktardıklarının derlenerek bir takım açıklamalar getirilmiş, daha çok denizcilere hizmet etmesi düşünülmüş onların nerelerde ne tür malları alabilecekleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Kısaca ticaret coğrafyası düşüncesiyle ticari malların nerelerden sağlanabileceği üzerinde durulmuş ve bunu için çalışmalar yapılmıştır.
Sonraları malların nerelerde bulunduğu ve bunların kullanımlarının ne şekilde olduğu ve nasıl kullanılabileceği üzerinde yoğunlaşılmış, Bir nevi sömürgeciliğin gelişimine bağlı olarak nerede ne var, nasıl sömürürüz şeklinde değerlendirilen çalışmalara devam edilmiştir.
Sonraları çalışmalar bölge ve alanlara kaydırılmış bölge ve alanların zenginliği, farklılığı ve bu farklılığı doğuran etmenlerin neler olduğu üzerine yoğunlaşmıştır. Günümüzde ise bu durum uluslararası ölçekte globaliz imin getirdiği etkiyle farklı bir anlayışla sürmekte uluslararası sermaye, uluslararası şirketler vb oluşumların etkisiyle ekonomik coğrafya daha evrensel bir boyut kazanmıştır