Sanat Tarihine Giriş Yrd. Doç. Dr. Cenk Berkant
Sanat, insanın duygu ve düşüncelerini ifade etmesidir Sanat, insanın duygu ve düşüncelerini ifade etmesidir. Yani sanat düş gücü, yaratıcılık ve yetenek gerektiren bir insan etkinliğidir. Başka deyişle bir duygunun, bir düşüncenin, bir tasarının veya güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemler sonucu ortaya çıkmış üstün yaratıcılıktır. Sanat eseri ise, kişinin kendi duygu ve yaratıcılık sürecinin ürünüdür. Bir nesnenin sanat eseri sayılabilmesi için belirli özelliklerinin olması gerekir. Bunlardan en önemlisi özgün ve tek oluşudur. Örneğin seri olarak üretilen fabrika ürünleri sanat eseri değildir. İnsanların bir takım maddi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılan dokumacılık, aşçılık, marangozluk, duvarcılık gibi faaliyetlere pratik sanatlar (zanaat) denir. Güzel sanatlar ise; resim, heykel, mimari, edebiyat, müzik, opera, sinema, tiyatro gibi etkinlikler yoluyla, insanlarda hoş ve güzel etkiler oluşturmak için yapılan faaliyetlerdir. Sanatçı ise, güzel sanatların her hangi bir dalında yaratıcılığı olan ve bu yeteneğini ortaya koyan kişidir.
Plastik sanatlar (Görsel-Biçimsel): Resim, Heykel, Mimari Sanat türlerinin her birinin malzeme, teknik ve konu özellikleri birbirinden farklıdır. Sanat eserleri incelenirken bu özellikler göz önüne alınır. Güzel sanatlar aşağıda verilen türlere ayrılır: Plastik sanatlar (Görsel-Biçimsel): Resim, Heykel, Mimari Fonetik Sanatlar (sessel): Müzik, Edebiyat Dramatik ve Ritmik Sanatlar: Dans, Tiyatro, Opera, Bale
SANAT TARiHi NEDiR? Sanat Tarihi; tarihsel akış içinde plastik sanatlar olarak da adlandırılan mimari, heykel, resim ve çeşitli süsleme sanatlarının ortaya çıkışını, bu sanatların gelişimini, kendi aralarında ve toplumla ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır. Geçmişten günümüze kadar gelen tüm medeniyetlerin sanatını inceleyen sanat tarihinin konuları önceleri felsefe ve tarih bilimi içinde yer alırken, giderek bağımsız bir bilim dalı niteliği kazanmıştır. Türkiye’de sanat tarihi, bir bilim dalı olarak 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Ancak bu alanda yapılan çalışmalar, adı ‘sanat tarihi’ olmasa da geçmiş dönemlerde de mevcuttur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve öncesinde, zengin kültür hayatımızın ve bu kültürü oluşturan pek çok eserin kayıtları devlet arşivlerine alınmıştır. Dönemin belirli olaylarını belgeleme amacıyla tutulan bu kayıtlar doğal olarak bir ‘sanat tarihi’ anlayışını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca ‘Batılılaşma’ süreci içinde askeri okullar, sanat ve sanat tarihi eğitiminin gelişmesine büyük katkılar sağlamışlardır. Sanat tarihi eğitiminin temelleri bu okullarda (Mühendishane-i Berri Humayun 1795, Mekteb-i Harbiye 1834) atılmıştır. Özellikle, 1882’de, sanat tarihçisi, arkeolog, müzeci, ressam Osman Hamdi Bey (1842-1910) tarafından kurulan Sanayi-i Nefise Mektebi, Türkiye’de akademik anlamda sanat tarihi eğitiminin başlamasına öncülük etmiştir.
Cumhuriyet’in ilk on yılında uygulanan eğitim ve kültür politikasına bağlı olarak sanat tarihi alanındaki çalışmalar hız kazanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eski Eserler Müdürlüğü oluşturulmuştur. 1924’de Topkapı Sarayı onarılarak ziyarete açılmış, 1927’de Ankara Etnografya Müzesi kurulmuş, Süleymaniye’de Evkaf-ı İslamiye Müzesi ise Türk İslam Eserleri Müzesi adıyla yeniden düzenlenmiş ve Ayasofya Camii müzeye çevrilmiştir (1934). Darülfünun, Atatürk’ün isteği üzerine 1933’te yapılan büyük reform hareketinde, batılı bir sisteme göre yeniden düzenlenmiş ve İstanbul Üniversitesi adını almıştır. Aynı yıl bu üniversitenin Edebiyat Fakültesi’nde Arkeoloji Bölümü kurulmuştur. Bu bölümde yalnız arkeoloji değil sanat tarihi dersleri de verilmiştir. ilk Sanat Tarihi Bölümü ise yine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde 1943 yılında Viyana Üniversitesi’nden Profesör Dr. Ernst Diez (1878-1962) tarafından kurulmuştur. Avusturyalı ve Alman profesörlerin önderliğinde Türkiye’de kurulan bu ilk Sanat Tarihi Bölümü’ndeki eğitim daha çok, Türkiye’deki sanat yapıtlarını belgelemeyi hedefleyen ve ayrıntılı katalog bilgisine dayanan, karşılaştırmalı değerlendirmelere yer veren bir metodolojinin yerleşmesini sağlamıştır.
SANAT TARİHİNİN DİĞER BiLiM DALLARIYLA İLİŞKİSİ TARİH: Bir toplumun kendi içinde ya da diğer toplumlarla arasında meydana gelen olayları, gelişmeleri; yer ve zaman göstererek neden-sonuç ilişkilerini araştırıp, inceleyen bilim dalıdır. Toplumları etkileyen tarihsel olaylar sanat eserlerini de etkiler. COĞRAFYA: İnsanların yaşadıkları yerlerin iklim koşulları, bitki örtüsü, yeryüzü şekilleri sanat eserlerinin yapıldığı malzemeyi, eserin biçimini etkiler. ARKEOLOJİ: Toprak veya su altında kalmış geçmiş uygarlıklara ait olan kalıntıları ve eserleri saptayarak ortaya çıkaran bilim dalıdır. ARKEOMETRİ : Fen ve doğa bilimlerine dayalı sayısal sonuçların arkeolojik buluntular ile birlikte değerlendirilmesidir. Örneğin sanat eserlerinin tarihlerinin belirlenmesinde arkeometriden yararlanılır. ANTROPOLOJİ: İnsanın kökenini, evrimini, biyolojik özelliklerini, toplumsal ve kültürel yönlerini inceleyen bilim dalıdır. PALEOGRAFİ: Eski yazıların okunmasını sağlayarak günümüze kadar gelen belgelerin açıklanmasana yardımcı olur. Bilinen bütün yazıları ve yazı metodlarını kapsayan bir bilim dalıdır. EPİGRAFİ: Taş ve metal gibi kalıcı malzemeler üzerindeki yazıtları (kitabe) inceleyen bilim dalıdır. Bir sanat eserinin ne zaman ve hangi amaçla yapıldığının bilinmesini sağlar. NÜMİZMATİK: Madeni paraları inceleyen bilim dalıdır. Eski paraların ve eserlerin tarihlendirilmesinde yardımcı olur. KRONOLOJİ: Zaman bilimidir. İncelenen eserlerin ve sanat olaylarının hangi zaman dilimi içinde gerçekleştiğini saptar ve sıralarını düzenler. ETNOGRAFYA: Kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını araştıran bilim dalıdır. Etnografik eserler (çini, keramik, halı, giysi, takı, vb.) bir toplumun kültür etkinliklerini yansıtır. Sanat tarihinin ayrıca turizm, din, politika, sosyoloji, mitoloji, edebiyat, psikoloji, felsefe ve estetik ile de ilişkisi vardır.
İlk Sanat Eserleri Bilim adamlar, insanla ilgili ilk izlerin ortaya çıkışından, yazının bulunuşuna kadar (yaklaşık M.Ö. 3000) olan dönemi Tarih Öncesi Çağlar (prehistorik), yazının bulunuşundan sonraki dönemi Tarih Çağları (historik) olarak iki ana grupta toplar.
PALEOLİTİK (Eski Taş Çağı) DÖNEM SANATI
Tarihte bilinen ilk resim örnekleri ise Kuzey İspanya’daki Altamira mağarasında bulunmaktadırlar. M.Ö. 16000-9000 yılları arasında yapıldığı tahmin edilen resimler Kuzey İspanya dağlarındaki mağaraların iç kısımlarında yer aldığı için su ve rüzgarın yıkıcı etkilerine maruz kalmamış ve çok az değişiklik geçirmiştir. Duvar resimlerinin yanı sıra araç-gereçler, yemek kalıntıları, ocaklar buradaki yerleşik hayatın işaretleridir. Altamira'nın tavanında yüzlerce hayvan resmi (geyik, yaban domuzu, at) ve işaretler vardır ve çizimlerde bizonların (yaban öküzü) ağırlıkta olması sebebiyle bizonun avcılıkta önemli bir yere sahip olduğu sonucuna ulaşılabilir. Ayrıca insanoğlunun doğadan boya elde etmesinin ilk örnekleri de bu mağara resimlerinde görülmektedir. Bu resimler renkli toprak ve kil kullanılarak yapılmış, ayrıca hematit, kömür, demir oksitle renklendirilmiş kil kullanılarak renkler oluşturulmuştur. Resimlerde boyalar kullanılarak yoğunluk farkları, gölgelendirmelerin de yapılmış olması, bazen tek bir hayvanın çiziminde üç rengin kullanılması mağara sanatının çok üstünde bir teknik becerinin işaretidir. The first known period of prehistoric human culture, during which work was done with stone tools. The period began with the earliest human development, about 2 million years ago. It is divided into three periods: 1. The Paleolithic period, or Old Stone Age, was the longest phase of human history. Its most outstanding feature was the development of the human species-- Homo sapiens. Paleolithic peoples were generally nomadic hunters and gatherers who sheltered in caves, used fire, and fashioned stone tools. Their cultures are identified by distinctive stone-tool industries. By the Upper Paleolithic there is evidence of communal hunting, constructed shelters, and belief systems centering on magic and the supernatural. Rock carving and paintings reached their peak in the Magdalenian culture of Cro-Magnon man. 2. The Mesolithic period, or Middle Stone Age, began at the end of the last glacial era, over 10,000 years ago. Cultures included gradual domestication of plants and animals, formation of settled communities, use of the bow, and development of delicate stone microliths and pottery. 3. The time periods and cultural content of the Neolithic period, or New Stone Age, vary with geographic location. The earliest known Neolithic culture developed from the Natufian in Southwestern Asia between 9000 and 7000 BCE. People lived in settled villages, cultivated grains and domesticated animals, developed pottery,spinning, and weaving, and evolved into the urban civilizations of the Bronze Age. In Southeast Asia a distinct type of Neolithic culture cultivated rice before 2000 BCE.. New World peoples independently domesticated plants and animals, and by 1500 BCE Neolithic cultures existed in Mesoamerica that led to the Aztec and Inca civilizations.
Altamira Mağarası
Altamira Mağarası
Altamira Mağarası
Altamira Mağarası
Lascaux Mağarası Fransa’nın güney batısında bulunan Lascaux Mağarası günümüzden 17.000 yıl öncesine tarihlenmektedir. Galerilerden oluşan mağara, 250 m uzunluğunda bir koridor mağaradır.
Lascaux Mağarası
Tarihte bilinen ilk heykel 1908 yılında Avusturya Willendorf’ta bulunmuş olan ve Willendorf Venüsü olarak isimlendirilen 11 cm yüksekliğindeki heykeldir. Willendorf Venüsü, kireçtaşı malzemeli, y. 11 cm, Viyana Doğa Tarihi Müzesi, M. Ö. 25.000-21.000 arasına tarihlenmektedir.
MEZOLİTİK (Orta Taş Çağı) DÖNEM SANATI
İnsan Figürlerinin Kullanımı Bhimpetka (Hindistan) Zarutkamar-Özbekistan Kobistan (Azerbaycan)