NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ

... konulu sunumlar: "NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ"— Sunum transkripti:

1 NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Sanat tarihi Türk Sanatı II NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ubyo.nisantasi.edu.tr

2 NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
Türk Sanatı Türk Resim Sanatı Türk resim sanatının bilinen en eski örneklerini Uygurlar, heykellerini Göktürkler, halı - maden ve ahşap sanatı örneklerini Hunlar vermiştir. Bu sanat kolları Büyük Selçuklular kanalıyla Anado­ lu’ya geçmiştir. «Timurlular, Karakoyunlular ve Akkoyunlular Türk İslam minyatür sanatını geliştirerek devam ettirmişlerdir. Safeviler devrinde Türkmen ve Ti­murlu Herat okulunun kaynaştığı yeni bir minya­ tür üslubu doğmuştur.» Babürlüler önemli minya­türler hazırlanmış ve portre ressamlığını geliştir­mişlerdir. En erken tarihli Osmanlı minyatürleri Fatih Sultan Mehmet devrine aittir. Osmanlılarda Batılı anlamda resim, 18. yüzyılın sonlarında as­kerî teknik okullarla başlamıştır. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©

3 NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
Türk Sanatı Uygur Duvar Resmi Fatih’in Portresi NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©

4 NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
Türk Sanatı Çini Sanatı «Uygur, Karahanlı, Gazneli, Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçukluları mimaride çini kullanmışlar­dır. Osmanlı çini sanatı, Selçuklu renkli sır tekni­ği ile mozaik çini tekniğini birleştirmiştir. Erken Osmanlı Dönemi’nde görülen bir diğer yenilik sıraltı tekniği ile üretilen mavi-beyaz çini üretimi­dir. 16. yüzyılın ortalarından itibaren renkli sır tekniği terk edilmiş, çinicilikte sıraltı tekniği ha­kim olmuştur.» «14. ve 15. yüzyılda renkli sır tekniği denilen, farklı renkteki sırların birbirine ka­rıştırılmadan aynı yüzeyde kullanıldığı bir tek­niğin uygulanmaya başlandığı görülür. Ana­dolu Selçukluları cami mihraplarında, kubbe kasnaklarında, minarelerde ve saraylarda bol miktarda çini kullanmışlardır. Kubadabad Sa­rayı kazılarında bulunan figürlü çini parçaları Anadolu Selçuklu Dönemi’nin en kaliteli ör­nekleridir. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©

5 NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
Türk Sanatı Ahşap Sanatı «Orta Asya’daki Pazırık kurganlarından çıkan buluntular, Hun devrinde gelişmiş bir ahşap sanatının olduğunu göstermektedir. Abbasi Dönemi’nde, 9. yüzyılda Samar- ra yapılarının kabartma alçı panolarında diğer üsluplar yanında ortaya çıkan eğri kesim tekniği Türklere ve Orta Asya etkilerine bağlanmaktadır. Aynı dönemde, Mı­sır Fustat’ta yapılan Tolunoğlu/Fustat Ulu Camii alçı kabartmalarında ve ahşap pa­nolarında da eğri kesim tekniği uygulanmıştır. Gazneli Mahmut Türbesi (11.yy)’ne ait kapı kanatları, bu devirde ahşap oymacılığının ulaştığı düzeyi göstermesi bakımından önemli bir örnektir.» «Büyük Selçuklu dönemi ile birlikte mimariye bağ­lı olarak özellikle yapıların minber, kapı ve pencere kanatlarında ahşap sanatının kaliteli örnekleri görü­lür. 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’da kündekâri, oyma, kabartma, kafes ve boyama teknikleri kullanı­larak önemli ahşap eserler yaratılmıştır.» NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©

6 NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
kaynaklar Kuban, D. (2008). Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, İstanbul: Y.K.Y. Çoruhlu, Y. (2007). Erken Devir Türk Sanatı, İstan­bul: Kabalcı Yayınevi. Başkan, S. (2009). Başlangıçdan Cumhuriyet Döne­mine Kadar Türklerde Resim, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. Canan Parla (edit.), Sanat Tarihi, Anadolu Üniversitesi Yayını no: 2962, 2013 Diyarbekirli, N. (1972). Hun Sanatı, İstanbul: Milli Eği­tim Basımevi. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©