8.SINIF ÖĞRENME ALANI: İNANÇ ÜNİTE: KAZA VE KADER HAZIRLAYAN TALİP ORHAN 2014
Rabbimizin Takdirleri Kamer Suresi 49.ayet Allah’ın ilmi Düzen ölçü Evrensel Yasalar Rabbimizin Takdirleri K A D E R Rızık Kulların iradesi Külli İrade Akıl Değişmez özellikler Ecel Ra’d Suresi 8.ayet
KENDİMİZİN ETKİLİ OLDUĞU KADER Özgürlük ve sorumluluk doğru orantılıdır. Özgürlük arttıkça sorumluluk da artar değiştirilebilir Değiştire-bileceğimiz hiçbir şey mutlak kaderimiz değildir MUTLAK KADER ALANI KÜLLİ İRADE EVRENİN YASALARI SÜNNETULLAH ECEL DEĞİŞTİRİLEMEZ IRK CİNS DOĞUM ÖLÜM ANNE BABA KENDİMİZİN ETKİLİ OLDUĞU KADER ALANI DEPREM KAR YAĞMUR DİN TEVEKKÜL Rızık Allah’a aittir. Rızka ulaşmak için çalışmak gerekir. TEMBELLİK «………..Deveni Bağla öyle tevekkül et.» Hadisi Şerif ÇALIŞKANLIK ANNE AHLAK MESLEK YÖNETİCİ BABA SAĞLIK KAZANÇ ÖĞRETMEN BAŞKALARININ ETKLİ OLDUĞU KADER ALANI Cüzi İrade İnsan Sorumludur TANIMADIĞI İNSANLAR İnsan Sorumlu değildir Kişi Kısmen Sorumludur
SORU: ALLAH HER ŞEYİ NİÇİN BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR?
ALLAH HER ŞEYİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR? Allah evrende yarattığı her varlığı belirli bir ölçü içinde, özenle yaratmıştır. Bu nedenle Allah'ın yarattığı varlıklarda güzellik, uyum ve denge vardır. Bu konudaki ayetlerden bazıları şöyledir: "... Her şeyi yaratan ve bir ölçüye göre düzenleyen Allah'tır" (Furkan suresi, 2) "...Onun katında her şey bir ölçü (miktar ) iledir.(Rad suresi, ayet 8) " Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık" (Kamer suresi, ayet 49)
ALLAH HER ŞEYİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR? Allah, evrendeki yarattığı her varlığa yapacağı işe uygun yapı, biçim, özellik ve yetenek vermiş; onların yaratılışını bir takım amaç ve hikmetlere dayandırmış, boş ve yersiz hiçbir şey yaratmamıştır. Bu konuda Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır: "Biz gökleri yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve bir eğlence olsun diye yaratmadık. Biz onları hak ve hikmetle yarattık." (Duhan suresi, 38-39. ayetler) "Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için aya evreler koyan Allah'tır. Allah, bunları boş yere yaratmamıştır. O, ayetlerini düşünen bir toplum için ayrıntılı olarak açıklıyor." (Yunus suresi, 5)
ALLAH HER ŞEYİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR
SORULAR 1. Canlılar ve bitkilerdeki yaratılış düzeni tesadüfi olabilir mi? 2. Allah, insanın evreni incelemesini ve ondaki uyum ve dengeyi düşünmesini neden istemiştir? 3. Güneş, Ay ve Dünya’nın hareketlerinde düzen olmasaydı sonuç ne olurdu? 4. Allah’ın her şeyi bir ölçüye göre yaratmasıyla ilgili başka örnekler verebilir misiniz?
2. Kader ve Evrendeki Yasalar KADER:Allah’u Teala’nın varlıkları yaratırken vermiş olduğu özellikler, koyduğu ölçülerdir. Takdir ettiği olayların yeri ve zamanı gelince meydana gelmesine de kaza denir Allah’ın ilim, irade ve tekvin(yaratma) sıfatları vardır. O, her şeyi bilir ve dilediğini dilediği zaman yaratabilir. İşte kaza ve kadere inanmak, Allah’ın ilim, irade ve yaratma sıfatlarına inanmak demektir.
2. Kader ve Evrendeki Yasalar Bu nedenle Allah, bütün evreni ve içindeki varlıkları belirli bir plân, ölçü içinde yaratmıştır. O evrende meydana gelecek en küçük olayları bile bildiği için, onun bilgisi ve iradesi dışında hiçbir şey olmaz. İşte Allah’ın ezeli olan ve her şeyi kuşatan bilgisi ile çizdiği plan ve programa, ortaya koyduğu ölçüye kader, zamanı gelince de bu programın bütün ayrıntıları ile gerçekleşmesine de kaza denir.
2. Kader ve Evrendeki Yasalar Kader, Allah’ın varlıkları yaratırken ölçüp biçerek yaratması, onlara değişik özellikler takdir etmesidir. Allah tarafından takdir edilen bu özelliklerin hiçbiri değişmez ve bunlar mükemmel bir ölçüye göre yaratılmıştır. Allah ateşe yakıcılık Özelliği , suya donma ve buharlaşma özelliği, canlılara büyüme, gelişme, beslenme, ölüm özellikleri, cansız maddelere atomlardan, atomlara proton, nötron ve elektronlardan meydana gelme özelliği, güneşe ısı ve ışık verme, yeryüzüne depremlerle dinamiğini koruma özelliği takdir etmiştir .
İnsanı yaratırken , iki göz, iki kulak , bir kalp iki böbrek takdir etmiştir. Bunların Hepsinde bir ölçü ve uyum vardır. İnsana düşen Allah’ın takdir ettiği özellikleri kullanarak tabiata takdir edilen özelliklere uygun bir yaşam sürmektir. ‘’ Biz her şeyi bir kadere (ölçüye ve düzene göre) göre yarattık.’’ (kamer:49) ‘’Sen Allah’ın yasasında (Sünnetullah) hiçbir değişiklik bulamazsın…..’’ (Fatır:43) “Onun katında her şey bir ölçüye göredir.” Rad Suresi 8
2. Kader ve Evrendeki Yasalar Bir baba oğluna isim takdir eder, elbise, yiyecek takdir eder, bazen onu bir mesleğe yönlendirerek meslek takdir eder. Bazen de çocuğunun sağlığına dikkat etmeyerek Ömür boyu hastalığa mahkum eder. İnsanlar kendileri ile ilgili bir takım kararlar Verip takdirlerde bulunabilir. Dinini seçebilir, iyi veya kötü çalışkan veya tembel Olabilir. Bazen içkili araba kullanan birisi hiç tanımadığı birine çarparak onu ömür boyu sakat bırakıp tekerlekli sandalyeye mahkum eder kaderini belirler.
2. Kader ve Evrendeki Yasalar Bir zalim Ülke yöneticisi savaş kararı alır milyonlarca çocuk, genç ve yaşlı insanın kaderini etkiler Onları açlığa, sakatlığa ve ölüme mahkum eder. Ülkeyi yöneten insanların yanlış yönetim Ve tutumları bir ülke halkının kaderini değiştirip onları fakirliğe mahkum edebilir. Bunun tersi de olabilir. İyi bir yönetici ülkenin kötüye giden talihini değiştirip o ülke halkını mutlu edebilir.
2. Kader ve Evrendeki Yasalar İnsanlar bütün bu takdirleri Allah’ın kendilerine vermiş olduğu cüzi iradeyi kullanarak yaparlar. İnsanlar tarafından yapılan takdirler değişebilir, değiştirilebilir. Belki bugün bazı kanser türlerine yakalanan insanın kaderi ölüm olabilir fakat ileriki yıllarda kanserin tedavisinin bulunmasıyla artık kansere yakalanan insanların ölüm, kaderi olmayacaktır.
2. Kader ve Evrendeki Yasalar Eğer Allah kanser mikrobunu yaratırken tedavi edilecek özellikte yarattıysa insanlar bu tedaviyi mutlaka bulacaklardır. İnsanların kendi iradelerini kullanarak yaptıkları Hataları kaderim böyleymiş diyerek Allah’a havale etmeleri Allah’a yapılmış büyük bir iftiradır.
BİYOLOJİK YASALAR FİZİKSEL YASALAR TOPLUMSAL YASALAR Yer çekimi Suyun kaldırma kuvveti Sürtünme Basınç Kütle Işığın kırılması Zıt kutuplar Donma Buharlaşma Genleşme Isı Işık BİYOLOJİK YASALAR Beslenme Büyüme Gelişme Hareket Boşaltım Üreme Solunum Ölüm, ecel Hastalık Mikroplar Hücre bölünmesi Sindirim TOPLUMSAL YASALAR Adalet Eşitlik Özgürlük Ahlak Din Yardımlaşma Dayanışma Hak,hukuk Aile Eğitim Kültür Üretim Çalışma, rızık ALLAH’IN KOYDUĞU DEĞİŞMEZ YASALAR (SÜNNETULLAH) Sebep, sonuç İlişkisine bağlıdır Sebep: Çürük bina yapılması Sonuç: Depremde binanın yıkılması Sebep: yetersiz beslenme, Sonuç: hastalık Sebep: Kültür yozlaşması Sonuç:Mili,manevi değerlerin zayıflaması Toplumsal yasa: Sebep: Din ve Ahlak eğitiminin ihmal edilmesi önemsenmemesi Sonuç: Toplumda suç oranının, kargaşanın, boşanmaların, artması Birlik, beraberlik, yardımlaşma ,sevgi ve saygının azalması Sebep:Yanlış kriterle eş seçimi (parası, mesleği ,ünvanı vb. için) Sonuç:Boşanma (Eş seçimi insanın değişmez bir alınyazısı değildir.)
FİZİKSEL YASALARIN ÖZELLİKLERİ NEDİR? FİZİKSEL YASA NE DEMEKTİR? Evrendeki yasalardan biri fiziksel yasalar, Fiziksel yasalar, maddenin oluşumu, yapısı, hareketi, değişimi ve maddeler arası ilişkileri ile ilgili yasalardır. FİZİKSEL YASALARIN ÖZELLİKLERİ NEDİR? Bu yasalar, evrenseldir, deney, gözlem ve araştırmalar sonucu ortaya konulmuştur. Her varlık bu yasaların sınırları için işlevlerini sürüdürler.
FİZİKSEL YASALARA ÖRNEK: Suyun kaldırma kuvveti, suyun buharlaşması, hava basıncı, yerçekimi vb. konular fiziksel yasalarla ilgilidir. Örneğin; “Su deniz seviyesinde ve belli bir basınç altında 100 C derecede kaynar”, ”Isıtılan metaller genleşir”, Serbest bırakılan cisimleri düşme hızı, ağırlıkları ile doğru orantılıdır.” gibi yasalar fiziksel yasalardır. Yağmurun yağması, gecenin ve gündüzün, mevsim ve yılların oluşması, ısınan suyun buharlaşması gibi olaylar Allah'ın koyduğu fiziksel yasaların bir sonucudur.
İLGİLİ AYETLER "Onun varlığın delillerinden biri de denizde dağlar gibi yüzen gemilerdir" (Şura 32) "Gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren Allah'tır" (Furkan 62) "Güneş ve ay belirli bir hesaba göre hareket etmektedir." (Rahman 5)
BİYOLOJİK YASA NE DEMEKTİR? 2.2)BİYOLOJİK YASALAR BİYOLOJİK YASA NE DEMEKTİR? Biyoloji, canlıların doğması, gelişimi, üremesi, canlılığın devam etmesi, canlılığın sona ermesi gibi yaşayış evrelerini, yapı ve işlev bakımından canlıların özelliklerin inceleyen bilim dalıdır. Biyolojik yasalar biyoloji bilimin, canlıların oluşumu, gelişimi, üremesi ve canlılık özellikleriyle ilgili koyduğu yasalardır.
BİYOLOJİK YASALARIN ÖZELLİKLERİ Biyolojik yasalar, fiziksel yasalar gibi evrenseldir, deney, gözlem ve araştırmalar sonucu ortaya konulmuştur. Evrendeki biyolojik yasalar Allah'ın çizdiği bir kaderdir. Yüce Allah Kur'an'da bazı biyolojik yasalara dikkat çekmekte, canlıların yapısı, büyümesi, üremesi, gelişmesi, korunması gibi konularda bilgiler vermektedir. Bu konularla ilgili ayetlerden bazıları şunlardır:
İLGİLİ AYETLER “O, insanı alaktan (embriyodan) yarattı.”(Alak 2) "Biz rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık..." (Hicr 22) "Yeryüzüne bakmazlar mı? Orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirdik." (Şuara 7) "Allah her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karın üstünde sürünür, kimi de iki ayağı üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. (Nur 45) "Size tohumlar bitkiler( ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bağlar, bahçeler yetiştirmek için üst üste yığılıp sıkışan bulutlardan şırıl şırıl akan sular indirdik" (Nebe 14-16) “(Ey insanlar!)Biz sizi basit bir sudan yaratmadık mı? İşte o suyu, belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirdik biçimlendirdik…”(Mürselat 20-30)
2.3)TOPLUMSAL YASALAR TOPLUMSAL YASA NE DEMEKTİR? İnsanın özelliklerinden biri de sosyal bir varlık olmasıdır. Bu nedenle toplum halinde yaşar. Toplumsal yasalar; toplumsal oluşum, gelişim, değişim ve çözülme ile ilgilidir. Yaşam ve insan ilişkilerini konu edinir. TOPLUMSAL YASALARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? Sosyal bilimlerin alanıdır. İnsanlar tarafından oluşturulur. Neden sonuç ilişkisi vardır ve evrenseldir. Toplumsal yasalar da Allah'ın çizdiği bir kaderdir.
ÖRNEKLER "İnsanlar arasında eşitliğin olmadığı toplumlarda bunalım ve karmaşa dönemleri yaşanır" "İnsanları eğitmeden hiçbir toplumsal, ekonomik ve siyasi gelişmeyi uzun süreli gerçekleştirmek mümkün değildir" "Gelir dağılımının adil olmadığı toplumlarda toplumsal barış bozulur" "Kuraklık sonucu insanlar açlık ya da susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu durumda açlık ve susuzluklarını giderebilecekleri başka yerler arayıp bularak varlıklarını sürdürebilecekleri yeni yerlere göç ederler" vb toplumsal yasalara örnektir.
İLGİLİ AYETLER “…Sen Allah’ın yasasında hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen Allah’ın yasasında asla bir sapma da göremezsin.”(En’am 99) “…Allah, bir topluluk kendi nefislerinde olanı değiştirmedikçe onların durumunu değiştirmez…”(Ra’d 11)
SORULAR 1. Bilimsel Yasa ne demektir? 2. Allah evreni yaratırken niçin yasalar koymuştur? 3. Fiziksel yasa ne demektir? 4. Fiziksel yasalar ile kader arasında ne tür bir ilişki vardır? 5. Biyolojik yasa ne demektir? 6. Biyolojik yasalar ile kader arasında ne tür bir ilişki vardır? 7. Toplumsal yasa ne demektir? 8. Toplumsal yasalarla kader arasında ne tür bir ilişki vardır? 9. Fiziksel, Biyolojik ve Toplumsal yasalarla ilgili bilim dalları nelerdir?
yorumla «Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin….» Kehf:29 Yukarıdaki ayet insandaki hangi özelliğe işaret eder.
3)İNSANIN İRADESİ VE KADER İNSANIN KADERLE İLGİLİ BAZI ÖZELLİKLERİ Evrende her varlığın bir kaderi olduğu gibi, insanın de kendi özgü bir kaderi vardır. İnsanın kaderi, iyilik ve kötülük işleyecek bir yapıda yaratılması, kendisine akıl ve irade gücünün verilmiş olmasıdır. Bu nedenle kader konusu, insanın akıl, irade sahibi, özgür ve sorumlu bir varlık olması ile yakından ilgilidir.
KAZA VE KADER KAVRAM HARİTASI KADERE İMAN MÜMKÜN KADER MUTLAK KADER CÜZİ İRADE KÜLLİ İRADE CİNSİYET, IRK, ANNE-BABA, NE ZAMAN NEREDE DOĞACAĞI, ÖLÜM KAZA VE KADER DİN, İYİ VE KÖTÜ OLMAK, TEMBEL VE ÇALIŞKAN SAĞLIĞINI KORUMAK CENNET HAYIR VE ŞER ÖZGÜRLÜK SORUMLULUK CEHENNEM
SORU: ALLAH’IN İNSANA AKIL VE İRADE VERMESİ HANGİ SONUÇLARI DOĞURUR?
Akıl; İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasında tercih etme yeteneğidir Akıl; İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasında tercih etme yeteneğidir. Düşünme eylemi aklın doğal bir ürünüdür. İnsan, akıllı ve düşünen bir varlıktır. Aklı ve düşüncesi ile iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydayı zarardan ayırt eder. Çevresinde olup bitenleri anlar ve değerlendirir. İnsanın akıllı bir varlık olarak yaratılması onun kaderidir.
İrade ise, seçmek, istemek, yönelmek, tercih etmek ve karar vermektir İrade ise, seçmek, istemek, yönelmek, tercih etmek ve karar vermektir. Diğer bir ifadeyle irade; insanı iki şeyden birini yapmayı tercih etmeye ve tercin ettiği şeyi yapmaya yönlendiren güçtür. Allah, insana seçme ve seçtiğin yapma gücü vermiştir. İrade insanın özgür bir şekilde hareket etmesini sağlar. İnsan, aklı ile iyiyi kötüden ayırt eder; iradesi ile de herhangi bir iş yapmaya ya da yapmamaya serbestçe karar verir. İnsanın seçme ve seçtiğini yapma gücünün olması onun kaderidir.
ÖZGÜRLÜK VE SORUMLULUK ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VARDIR?
İNSANIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE SORUMLULUĞU Özgürlük: Herhangi bir sınırlama, zorlama ve kısıtlama ve kısıtlama olmadan düşünceleri ifade etme, iyi veya kötü yönde davranma demektir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran temel özelliklerden biri de seçme özgürlüğüne sahip olmasıdır. İnsanın eylemlerinde özgür olması ve istediğini yapabilmesi onun kaderidir.
İNSANIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE SORUMLULUĞU Sorumluluk: Bir kimsenin üzerine aldığı, yaptığı ya da yapmadığı bir işten dolayı gerektiğinde hesap vermek zorunda olmasıdır. İnsan sorumlu bir varlıktır. İnsanı diğer varlıklardan ayıran temel özelliklerden biri de sorumlu olmasıdır. İnsanın sorumluluğu hür bir iradeye; seçme ve seçtiğini yapma gücüne sahip olmasının bir sonucudur. Bundan dolayıdır ki, Kur'an'a göre insan kendi yaşayışından sorumlu tek varlıktır. İnsanın özgür iradesiyle yaptığı her davranıştan sorumlu olması onun kaderidir.
İNSANIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE SORUMLULUĞU İnsanın eylemlerini iki kısımda ele alabiliriz. Bunlardan birincisi zorunlu olan alandır. Örneğin, hangi anne ve babadan, ne zaman, nerede dünyaya geleceğimiz konusunda, irademizin bir etkisi yoktur. Ayrıca insan olarak dünyaya gelmemiz, akıl ve özgür iradeye sahibi olmamızda da bizim bir etkimiz yoktur. Bunlar insanın iradesi ve gücü dışında, Allah'ın dilemesi ve yaratmasıyla olur. Bu nedenle bunlardan sorumlu değiliz.
İkinci kısım ise, bizim etkili olduğumuz, tercihli alandır İkinci kısım ise, bizim etkili olduğumuz, tercihli alandır. Burada kendi seçimimiz, irademiz etkilidir. Eğitimimizle ilgili sorumluluklarımızı yerine getirmek, ahlâklı olmak, iyi bir insan, iyi bir vatandaş olmak bizim elimizdedir. Bunun aksine kötü huylu olma yolunu da seçebiliriz. Bunlardan arasından seçim yapmak bizim kendi tercihimizdir. Bu alan bizim sorumlu olduğumuz alandır. Çünkü burada özgür irademizi kullanmaktayız. Bu da gösteriyor ki, insan özgürlüğü oranında sorumludur.
EMEK VE RIZIK ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VARDIR? RIZIK ALLAH’TANDIR İFADESİNİ YORUMLAYINIZ.
3.2)İNSANIN ÇABASI:EMEK VE RIZIK A.EMEK EMEK NE DEMEKTİR? Emek; bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücüdür. Diğer bir ifadeyle emek; İnsanın bir amaca ulaşması, bir yarar elde etmesi için zihinsel ve bedensel olarak çaba sarf etmesi, gayret göstermesidir.
NİÇİN ÇALIŞMAK VE EMEK SARF ETMEK ZORUNDAYIZ İnsan, barınma, beslenme, korunma gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için çalışmak zorundadır. Ayrıca bilgili, kültürlü, görgülü bir insan olmak için okuyup ilim öğrenmek, bilimsel araştırma ve incelemelerde bulunmak, bu konularda başarılı olmak için de çalışmak gerekir. Bu gün bilimsel ve teknik alanlarda yapılan, hayatımız kolaylaştıran pek çok alet ve buluşlar çalışmakla gerçekleşmiştir.
NİÇİN ÇALIŞMAK VE EMEK SARF ETMEK ZORUNDAYIZ? BİZE NE KAZANDIRIR? Hayatta mutlu ve başarılı olmanın temel anahtarı çalışmaktır. Çalışan insan, kazancıyla kendisinin ve aile bireylerinin ihtiyaçlarını karşılar. Böylece rahat, huzurlu ve onurlu bir yaşam sürerler. Gelirini artırdığında yoksullara, düşünlere maddi yardımda bulunur. Yeni iş alanları açmak suretiyle ülkesinin kalkınmasına yardımcı olur. Bu durum insana mutluluk verir ve onu huzurlu kılar. Aynı zamanda Allah'ın doğuştan verdiği yeteneklerimizi geliştirir. Böylece hem bedenen hem de ruhen sağlıklı, başarılı bir birey haline getirir.
DİNİMİZDE ÇALIŞMANIN VE EMEK SARF ETMENİN ÖNEMİ NEDİR? Çalışmak Allah'ın bir emridir. Bu nedenle dinimizde çalışmak bir ibadettir. Dinimiz insanların çalışmalarını, huzurlu ve onurlu bir hayat sürmelerini ister. Kur'an, insanın ancak çalışarak birtakım şeyleri hak edebileceğini, emeğinin karşılığını mutlaka göreceğini bildirmiştir. Konu ile ilgili olarak Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır: "İnsan ancak çalıştığının karşılığına sahip olur. Onun çalışması şüphesiz görülecek ve ona karşılığı tastamam verilecektir" (Necm 39-41)
DİNİMİZDE ÇALIŞMANIN VE EMEK SARF ETMENİN ÖNEMİ NEDİR? Kur'an'ın emirlerini en iyi şekilde uygulayan peygamberimiz de çalışmış ve zamanını en iyi ve en verimli şekilde planlamıştır. "İki günü birbirine eşit olan ziyandadır, aldanmıştır" buyurarak, her türlü başarı ve gelişme, ilerleme ve verimli olmak için zamanın en iyi bir şekilde kullanılmasının gereğini ifade etmiştir. Dilenmeyi yasak eden peygamberimiz, Zekeriya (as)'ın marangoz olduğunu, Hz. Davut'un da el emeği ile geçindiğini söylemiştir. Bir sözünde "İnsan elinin kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir" buyurarak, çalışmanın önemini belirtmiştir.
RIZIK NE DEMEKTİR? Rızık; Sözlükte yararlanılması için verilen bağış, nasip, gıda, yiyecek ve faydalanılan şey demektir. Terim olarak ise, canlıların ihtiyaç duyduğu ve yararlandığı Allah tarafından sağlanan her türlü nimet anlamına gelir. Rızık vermek canlıların her türlü ihtiyacını karşılamaktır.
ARSLAN VE KÖTÜRÜM TİLKİ Bir gün adamın biri avlanmak için ormana gider. Geceyi orada geçirmeye karar verir. Fakat yırtıcı hayvanlardan korktuğu için, büyük bir ağaca çıkar. Ağaçta iken bir inilti duyar. Etrafına bakınır ve aşağıda kötürüm bir tilki görür. Adam: — Acaba bu tilki ne yer, ne içer?... diye düşünürken uzaktan bir aslanın geldiğin görür. Aslanın ağzında bir ceylan vardır. Aslan, ağacın dibine gelir. Ceylanı parçalar, bir güzel karnını doyurur ve çekilir gider. Aslan gidince, kötürüm tilki sürüne sürüne ceylandan arta kalanları yemek üzere yaklaşır. O da, aslanın artıkları ile karnını doyurur.
ARSLAN VE KÖTÜRÜM TİLKİ Ağaçtaki adam başlar düşünmeye: "Yaaa... der. Demek ki kötürüm bir hayvanın bile yiyeceğini Allah ayağına gönderiyor ve onu aç bırakmıyor. Öyle ise, ben niye böyle çalışıp yoruluyorum?!.. Bundan sonra ben de bir köşeye çekilip beklemeliyim... Bu düşünce ile adam, yol üzerindeki bir mağaraya girer, başlar beklemeye. Bir gün, iki gün, üç gün bekler. Fakat gelen giden olmaz. Kimse ona yiyecek, içecek bir şey getirmez. Sonunda adam açlıktan baygın düşer.
ARSLAN VE KÖTÜRÜM TİLKİ Uyku ile uyanıklık arasında kendisine şöyle seslenildiğini işitir: — Kalk, be hey budala adam! Ne yatıp duruyorsun! Elin ayağın tutuyorken, bu miskinlik, bu tembellik niye?!.. Niçin kendini kötürüm ve sakat tilki yerine koyuyorsun? Git, aslan gibi ol, avlan. Hem kendin ye, hem de artanı ile başkaları geçinsin!... Bu sözleri duyan adam, gerçeği anlar. Mağaradan çıkar. Çalışmak ve helal rızk kazanmak üzere köyünün yolunu tutar. SORU: HİKAYEDEN NASIL BİR SONUÇ ÇIKARABİLİRİZ?
yorumla “Allah, kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır.” (Bakara suresi 286. ayet.)
soru 1. Dinimiz emek ve çaba sarf etmeyi neden önemsemektedir? 2. Bütün peygamberlerin bir meslek sahibi olması neyi gösterir? 3. İslam dini, çalışmadan kazanmayı ve üretmeden tüketmeyi neden hoş karşılamaz? 4. Temiz yoldan kazanmak, kazancı da gerekli ve güzel yerlerde harcamak, emek ve rızık açısından neden önemlidir?
3.3)DÜNYA HAYATININ SONU:ECEL VE ÖMÜR ECEL VE ÖMÜR NE DEMEKTİR? İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen sınırlı zaman dilimine "ömür" denir. Ömrünü tamamlayan her varlığın yaşamı sona erer. İşte ömrün bittiği, hayatın sona erdiği zamana "ecel" denir. Ecel kelimesi Kur'an'da ölüm vakti ve ömrün bitim anı gibi anlamlarda kullanılmıştır.
YARATILAN HER VARLIĞIN BİR SONU VARDIR Yaratılan her varlığın bir sonu vardır. Kur'an'da her varlığın bir eceli, sonu olduğu şöyle belirtilmiştir: "Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre(ecel) için yarattık." (Ahkaf 3) Yaşadığımız dünyanın ve evrenin de bir sonu vardır. İşte bu günde dünyanın ömrünün bitmesine, evrenin yok olmasına "Kıyamet", bu olayın gerçekleşmesine de "kıyametin kopması" denir. Kur'an, evrenin sonu olan kıyameti ecel kavramıyla açıklamıştır
SORU: ÜLKELERİN ORTALAMA ÖMÜRLERİN FARKLI FARKLI OLUŞUNU VE ORTALAMA ÖMRÜN YÜKSELİŞİNİ NASIL YORUMLAYABİLİRİZ?
Ecel ve ömür kavramlarını kaderle kavramıyla nasıl ilişki kurabiliriz? Biraz önceki ayetlerden anlıyoruz ki, insanın eceli değişmemektedir. Allah insanın ecelini ne öne almakta ne de sonraya bırakmaktadır. Onun doğal ömrünü tamamlaması ancak gerekli önlemlerin alınmasıyla mümkündür. Bu açıdan insan ölümlerine neden olan hastalıklar, trafik kazaları ve ölümler karşısında "Bu benim kaderimdir, ne yapalım kader böyleymiş" diyerek önlem almamak, tedavi olmamak, bunların nedenlerini sorgulamamak dinimizce uygun değildir.
Ecel ve ömür kavramlarını kaderle kavramıyla nasıl ilişki kurabiliriz? İnsanın ecelinin tamamlanmasına engel olan durumlar ortaya çıkarıldıkça ve gerekli önlemler alındıkça insanın doğal ömrünü tamamlayabilme olasılığı daha yüksek olacaktır. Gelişmiş ülkelerde ortalama ömrün uzun, az gelişmiş ülkelerde daha kısa olması buna delil olarak değerlendirilebilir. Bunun için doğal ölümler dışında yangın, hastalık, trafik kazaları, afetler sonucu meydana gelen ölüm olayları sorgulanmalı ve bu konuda gerekli önlemler alınmalıdır.
HZ. ÖMER VE KADER ANLAYIŞI Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh Şam'a doğru yola çıktı. Serg denilen yere varınca, kendisini orduların başkomutanı Ebû Ubeyde İbni Cerrâh ile komuta kademesindeki arkadaşları karşıladı ve Şam'da vebâ hastalığı başgösterdiğini ona haber verdiler. İbni Abbâs'ın dediğine göre, Hz. Ömer ona: – Bana ilk muhacirleri çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Ömer, onlarla istişare etti ve Şam'da vebâ salgını bulunduğunu kendilerine bildirdi. Onlar, nasıl hareket edilmesi gerektiğinde görüş birliğine varamadılar. Bazıları: – Sen belirli bir iş için yola çıktın; geri dönmeni uygun bulmuyoruz, dediler. Bazıları da: – Halkın kalanı ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabı senin yanındadır. Onları bu vebânın üstüne sevketmenizi uygun görmüyoruz, dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer: – Yanımdan uzaklaşınız, dedi.
HZ. ÖMER VE KADER ANLAYIŞI Daha sonra: – Bana ensarı çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Fakat onlar da muhacirler gibi görüş ayrılığına düştüler. Hz. Ömer: – Siz de yanımdan gidiniz, dedi. Sonra: – Bana Mekke'nin fethinden önce Medine'ye hicret etmiş olan ve burada bulunan Kureyş muhacirlerinin yaşlılarını çağır, dedi. Ben onları çağırdım; onlardan iki kişi bile görüş ayrılığına düşmedi ve: – Halkı geri döndürmeni ve bu vebânın üzerine onları götürmemeni uygun görüyoruz, dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer insanlara seslendi ve: – Ben sabahleyin hayvanın sırtındayım, siz de binin, dedi. (Bu şehre girmeden geri dönüyoruz anlamına geliyordu). Ebû Ubeyde İbni Cerrâh radıyallahu anh: – Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun? dedi.
HZ. ÖMER VE KADER ANLAYIŞI Hz. Ömer: – Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebû Ubeyde! dedi. Ömer, Ebû Ubeyde ile görüş ayrılığına düşmek istemezdi. Sözüne şöyle devam etti: – Evet Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin, senin develerin olsa da iki tarafı olan bir vadiye inseler, bir taraf verimli diğer taraf çorak olsa, verimli yerde otlatsan Allah'ın kaderiyle otlatmış; çorak yerde otlatsan yine Allah'ın kaderiyle otlatmış olmaz mıydın? SORU: HZ. ÖMER’İN «Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz.» SÖZÜNÜ YORUMLAYINIZ.
soru 1. Ömür ve ecel ne demektir? 2. Eceli Kaza ve Eceli Müsemma nedir? 3. İnsanın eceli ve ömrü arasındaki ilişki nedir? 4. Dünyada yaşayan varlıklar yanında evrenin de bir sonu var mıdır? 5. Dünya hayatının son bulması yok oluş mudur? 6. Dünya hayatının son bulması ahiret hayatının başlaması hangi olayla gerçekleşecektir? 7. Dünya hayatının sonlu olmasının, insanın zamanı iyi değerlendirmesine katkısı nasıl olur?
TEVEKKÜL NE DEMEKTİR? Tevekkül, Allah'a teslim olmak, güvenmek, dayanmak, bağlanmak ve sığınmak demektir. Dini terim olarak ise, bir amaca ulaşmak için gerekli olan her türlü önlemi alarak; elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu Allah'tan beklemek demektir. İnançlı insanın özelliklerinden biri de, yaptığı ve yapacağı işlerde Allah'a güvenmesidir. Bilinçli bir Müslüman gücü oranında elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra sonucu ve başarıyı Allah'a bırakır. Çünkü Allah'ın destek ve yardımı olmadan hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini bilir. Her şeyin sahibi olan Allah'ı dua ederek, ona güvenir.
Tevekkül kader inancının bir sonucudur. Gerçek anlamda tevekkül güzel bir davranıştır. Allah Müslümanlara tevekkülü emretmiş, tevekkül edenleri sevdiğini belirtmiştir. Konu ile ilgili ayetlerden bazıları şunlardır: "... İnananlar yalnız Allah'a güvensinler" (Ali İmran 102) "... Allah'a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever." (Ali İmran, 158) "... Allah'a inanıyor ve teslim olmuşsanız, ona güvenin" (Yunus suresi, ayet 84) Sevgili Peygamberimiz, devesini başıboş bırakıp, tevekkül ettiğini söyleyen bir kişiye şu sözlerle uyarmıştır: "Önce deveni bağla, sonra Allah'a tevekkül et" (Tirmizi)
DOĞRU TEVEKKÜL ANLAYIŞI NEDİR? Evrendeki olaylar bir düzen ve yasalar çerçevesinde, sebep- sonuç ilişkisi içinde olmaktadır. İnsanlar akıl ve iradeleriyle sebepleri bulabilirler. İnsan evrende geçerli olan yasaları gözeterek, çalışır, çabalar, sebeplere sarılır, ondan sonra Allah'a güvenir. Bir çiftçi tohum ekmeden ürün elde edemez. Çiftçi tarlasını zamanda sürmeli, ekmeli, gübrelemeli ve sulamalıdır. Sonra da bol ve iyi ürün alabilmek için Allah'tan yardım dilemelidir. Çalışmadan başarıya ulaşılamaz. Bir öğrenci önce derslerin devam edecek, doğru, dürüst çalışacak, ödevlerini zamanda yapacaktır. Sonra Allah'tan yardım isteyerek başarılı olmasını dileyecektir. Kısaca gerçek anlamda tevekkül eden kimse işinin gereğini yapar ve sonucu Allah'tan bekler.
DOĞRU OLMAYAN TEVEKKÜL ANLAYIŞI NEDİR? İnsanın çalışmayı bırakıp, tembellik ederek, kendisinin yapması gereken işleri Allah'a havale etmesi, doğru bir tevekkül anlayışı değildir. Örneğin bir öğrenci dersine çalışmadan "Ben Allah'ın yardımına güveniyorum, Allah bana yardım eder" diyerek sınava girmesi yanlış bir düşüncedir. Çalışmadan, hiçbir çaba göstermeden başarılı olmaya beklemek tembelliktir, miskinliktir.
yorumla Çalış!” dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun, Onun hesabına birçok hurâfe uydurdun! Sonunda bir de “tevekkül” sokuşturup araya, Zavallı dini çevirdin onunla maskaraya! Mehmet Âkif ERSOY, Safahat, s. 240. Şiirde hangi tutum ve davranışların eleştirildiğini söyleyiniz.
KADER İNANCININ FAYDALARI Kadere inanan kişi başarıya ulaşmak için çalışması gerektiğini bilir ve çok çalışır, Rızkı elde etmek için emek sarfeder, Allah’ın evrene koyduğu yasaların değişmeyeceğini bilir bu yasalara uygun davranışlar sergiler Akıl ve iradesini doğru ve güzel şeyleri seçmek için kullanır, Kendi yaptığı yanlışlardan başına gelenlerden dolayı bu benim kaderimmiş deyip kolay yolu seçmez, Yapılabilecek tüm şeyleri yaptıktan sonra işin gerisini Allah’a bırakır Allah’ın kendisine yardım edeceğine inanır, Allah tarafından zaman zaman hastalık, kıtlık vb. şeylerle imtihana tabi tutulacağını bilir. Bunun için isyan etmez. Akledip gerekli tedbirleri alarak en az zararla atlatmaya çalışır.
Bismillahirrahmanirrahim 5)AYETE’L KÜRSİ Bismillahirrahmanirrahim Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm Lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil ard Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznihi ya’lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel ard Velâ yeûdühü hıfzuhumâ ve hüvel aliyyül azîm.
ANLAMI Allah, O’ndan başka ilah yoktur. Diri (hayat sahibi) ve yaratıklarının üzerinde gözeticidir. O’nu uyuklama da uyku da tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan yanında kim şefaat edebilir? O kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O’nun ilminden -dilediği kadarı hariç- hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O’na asla ağır gelmez. O, çok yücedir, çok büyüktür.
MUTLAK KADER MUTLAK KADERİ DEĞİL SİGARADAN ERKEN ÖLÜM ÖLÜM DEPREM ÇÜRÜK BİNADA ÖLMEK HASTALIK TEDAVİ OLAMADAN ÖLMEK ÜŞÜME DUYGUSU BANK ÜZERİNDE ÜŞÜYEREK ÖLMEK ACIKMAK AÇLIKTAN ÖLMEK DOĞAL FELAKETLER ÖNLEM ALINMADIĞI İÇİN ÖLMEK EĞİTİM-ÖĞRETİM İHTİYACI EĞİTİM-ÖĞRETİM İHTİYACININ ENGELLENMESİ MUTLAK KADER MUTLAK KADERİ DEĞİL
HASAN POLATKAN ORTAOKULU TEŞEKKÜRLER HASAN POLATKAN ORTAOKULU 2013