İlk Çağrı ve İlk Müslümanlar İnsanları İslam’a davet etme emrini alan Hz. Peygamber (s.a.v), ilk dönemlerde daveti gizli olarak yapmıştır. Bu süre içinde Peygamberimiz (s.a.v), öncelikle aile bireylerine, yakın dostlarına ve daveti kabul edeceğine inandığı kişilere İslam’ı tebliğ etmiştir. Peygamberimizin (s.a.v) davetine icabet eden ilk kişi, eşi Hatice olmuştur. O, Mekkelilerin alay, hakaret ve eziyetlerine karşı kocasını teselli etmiş ve ona moral vermiştir. Hz. Peygamber’e (s.a.v) ilk iman edenlerden biri Ebu Talip’in oğlu Ali’dir. Peygamberimizin (s.a.v) amcası olan Ebu Talip’in ailesi kalabalıktı ve maddi durumu ise zayıftı. Bu yüzden Peygamberimiz (s.a.v), amcasının yükünü hafifletmek için Ebu Talip’in oğlu Ali’nin bakımını üstlenmişti. Peygamberimizin (s.a.v) evinde kalan Ali, bir gün onu ve eşi Hatice’yi namaz kılarken gördü. Onlara yaptıklarının ne olduğunu sordu. Peygamberimizin (s.a.v), kendisine namazı ve İslam’ı anlatması üzerine Hz. Ali düşünmek için izin istedi. Ertesi gün Ali, Müslüman oldu. O sırada Ali on yaşında idi.
Zeyd bin Harise de İslam’ı ilk kabul edenlerdendir. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) azatlı kölesi olan Zeyd’in ve Hz. Peygamber’in (s.a.v) kızlarının da İslam’ı kabul etmesi ile birlikte Peygamberimizin (s.a.v) hanesinde herkes Müslüman olmuştur. Hz. Ebu Bekir de ilk Müslüman olanlardandır. Zengin ve saygın bir tüccar olan Hz. Ebu Bekir, Peygamberimizin (s.a.v) çocukluk arkadaşı ve dostudur. Bu yakınlığı sebebiyle hiç tereddüt etmeden İslam’ı kabul etmiştir.
Osman bin Affan, Zübeyr bin Avvam, Sa’d bin Ebi Vakkas, Abdurrahman bin Avf, Talha bin Ubeydullah gibi şahsiyetler Hz. Ebu Bekir aracılığı ile Peygamberimizin (s.a.v) huzuruna gelmiş ve Müslüman olmuşlardır. Bu sahabelere İslam tarihinde “İlk Müslümanlar” denir. İslam’ı kabul edenlerin sayısının otuza yaklaştığı bu dönemde Müslüman olanların çoğunluğu gençler, köleler ve kadınlardı. Bunlar dinlerini gizli öğreniyorlar ve ibadetlerini de gizli yapıyorlardı. Ancak Hz. Peygamber (s.a.v), öğle vakitlerinde Kabe’de açıktan namaz kılabiliyordu. Bu süreçte Mekkeli müşrikler Hz. Peygamber (s.a.v) ve Müslümanlarla alay ediyorlar, onları küçümsüyorlardı.
İlk Müslümanlar Hz Hatice (ra) Hz. Ali(ra) Hz. Zeyd bin Harise(ra) Hz. Ebubekir (ra)
Gizli davet, Müddesir suresi 1-5 ayetler ile başlamıştır. Gizli davet 3 yıl sürmüştür. İlk müslümanların sayısı 30 dur. Peygamberimiz İslam’a davetin ilk yıllarında tebliğ için genç bir Müslüman olan Erkam’ın evini kullandı. Bu evde Müslüman olmayanlara İslam’ı anlatıyor, Mekke dışından gelenlerle burada görüşüyor ve Müslümanlara dinlerini öğretiyordu. Ayrıca Müslümanlar burada topluca ibadet yapıyorlardı. Burası, İslam tarihinde “Darü’l Erkam” (Erkam’ın evi) diye meşhur olmuştur.
Çağrının Yaygınlaştırılması ve Sonuçları Hz. Peygamber’in (s.a.v) İslam’a gizli davet dönemi yaklaşık üç yıl (M 610-613) sürmüştür. Peygamberimiz (s.a.v) “Sana emrolunanı açıkça söyle ve müşriklere aldırma.” (Hicr suresi, 94. ayet) ve “(Önce) en yakın akrabanı uyar.” (Şu’arâ suresi, 214) ayetleri nazil olunca tüm insanları açıkça İslam’a davet etmeye başladı. Hz. Peygamber (s.a.v) öncelikle akrabalarını İslam’a davet etmek maksadıyla bir yemek tertip etti. Yemeğe Peygamberimizin (s.a.v) amcaları, halaları ve diğer akrabaları katıldı. Yemekten sonra Hz. Peygamber (s.a.v) konuşmaya başlamadan önce amcası Ebu Lehep ayağa kalktı. Peygamberimizin (s.a.v) tebliğinden önceden haberdar olan Ebu Lehep yeğenine, “Ben kendi akrabalarına senin getirdiğin gibi kötü şey getiren birini görmedim.” diye bağırdı ve orayı terk etti. Onun ardından oradaki topluluk da dağıldı. Peygamberimiz (s.a.v) bunun üzerine bir müddet sonra tekrar bir yemek daveti tertip ederek tüm akrabalarını çağırdı. Yemekten sonra akrabalarına şöyle seslendi: “Ey Kureyş hâlkı! Şayet ben size, şu tepenin arkasında, şehri istila etmek isteyen bir düşman ordusu gelip karargâh kurmuş desem, bana inanır mısınız?”
Mekkeliler ise bu soruya şöyle cevap verdiler: “Sen asla yalan söylemedin ve biz senin her söylediğine inanırız.” Hz. Peygamber (s.a.v), “Allah beni, sizi ikaz edip kötü şeylerden korumak ve şayet beni dinlemeyecek olursanız Allah’ın öfkesinin sizi tehdit ettiğini söylemek üzere gönderdi.” dedi. Orada bulunanlardan Ebu Lehep, Hz. Peygamber’in (s.a.v) sözünü keserek şöyle bağırdı: “Bu manasız ve saçma bildiri için mi bizi rahatsız ettin ve zamanımızı boş yere geçirttin?” Bunun üzerine orada bulunan topluluk, dağılmış ve böylece ilk açıktan davet girişimi de sonuçsuz kalmıştır.
Ebu Lehep, her fırsatta Peygamberimizin İslam’ı tebliğine engel olmaya çalışmıştı. O, eşi Ümmü Cemil ile birlikte Peygamberimizin geçtiği yollara dikenler, pislikler atıyordu. Peygamberimize karşı bu amansız düşmanlıkları sebebiyle onlar hakkında Leheb suresi nazil olmuştur: “Ebu Leheb in iki eli kurusun. Kurudu da.Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir urgan olduğu halde dedikodu yapıp söz taşıyan karısı da (ateşe girecek).” Leheb suresi, 1-5. ayetler.
Açık davet; Hicr suresi 95. ayet ile başlamıştır. Önce yakın akrabaları daveti emreden ayet Şuara suresi 214. ayettir.