15.03.2010
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla Hz Muhammed’in Örnek Kişiliğinden Kesitler Alçak Gönüllüğü
Hz Muhammed’in Örnek Kişiliğinden Kesitler Alçak Gönüllülüğü Tarih boyunca insanlık, eline geçirdiği maddî veya manevî güçle, kendi cinsine, hatta Allah'a bile kafa tutan nice iktidar sahibi tanımıştır. Ancak, hem maddî ve hem de manevî güce sahip olan Hz. Muhammed (s.a.s.) farklıydı. O bir sözünde "Ben ne bir kralım, ne de zorbayım; bilakis Kureyş'ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum" demiştir.
Hz Muhammed’in Örnek Kişiliğinden Kesitler Alçak Gönüllülüğü Bu sözüyle halktan biri olduğunu vurgulamıştır. Kendisi Kelime-i Şehâdet'de de ifadesini bulduğu şekliyle "Allah'ın kulu ve elçisidir".
Hz Muhammed’in Örnek Kişiliğinden Kesitler Alçak Gönüllülüğü Bu özellik, onun bütün hayatına yansımıştır. Sözgelimi bir topluluğa girdiğinde boş bulduğu yere oturduğunu görüyoruz. Gerçekten, hayatını bir "devletli" gibi değil sıradan bir "Allah'ın kulu" olarak yaşamıştır. Debdebesiz, sade bir hayat tarzını seçen Hz. Peygamber'in hayatında "peygamberliğin kişisel bir menfaat için kullanıldığı da görülmüş değildir."
Hz Muhammed’in Örnek Kişiliğinden Kesitler Alçak Gönüllülüğü Yaşlı sahâbî Mahreme b. Nevfel bir gün Hz. Peygamber'in kendisine gelen elbiseleri dağıttığını duyar. Oğlu Misver'i yanına alarak Hz. Peygamber'in evinin önüne gelir. Ona Hz. Peygamber'e seslenmesini söyler. Fakat çocuk çekinir. Bunun üzere Mahreme "Evladım, o bir zorba değildir" diyerek çocuğu rahatlatır. Mahreme b. Nevfel'in bu sözü, Hz. Peygamber'in, içinde yaşadığı toplum tarafından nasıl algılandığını açıkça göstermektedir.
Hz Muhammed’in Örnek Kişiliğinden Kesitler Alçak Gönüllülüğü Müslüman olmadan evvel bir Hristiyan ve İslâm düşmanı olan, daha sonra bir heyetle Medine'ye gelen Adiy b Hâtim et-Tâî, Hz. Peygamber'in yanında akrabasından bir kadın ve çocukların bulunduğunu görünce, onda İran ve Bizans krallarının niteliklerinin bulunmadığını anlar.
Hz Muhammed’in Örnek Kişiliğinden Kesitler Alçak Gönüllülüğü Hz. Peygamber, Adiy b. Hâtim'i evine götürürken, kendisini durdurup sıkıntısını anlatan yaşlı bir kadının uzun müddet derdini dinler. Evine vardıklarında içi lif dolu deri minderini misafire verip kendisi yere oturur. Onun bu davranışından ötürü Adiy b. Hâtim "Vallahi bu bir kral değildir" değerlendirmesini yapar ve sonunda müslüman olur