NURHAN SALIK AHMET ŞAHİN

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Yrd. Doç. Dr. Mehmet OKUTAN
Advertisements

Felsefi Akımlar İdealizm-İdealistlik Realizm-Gerçekçilik
Program Geliştirmenin Felsefi Temelleri S.17-27
REHBERLİK Yıldız KOCADAĞ.
Atatürk İlkelerinin Ortak Özellikleri
TÜRKİYE’DE ÇAĞCIL DEMOKRASİ, DEMOKRATİK KÜLTÜR VE OLGUNLUK
Genel Öğretim İlkeleri
TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNİN İLKELERİ
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ
Eğitimde Hedefler ve Hedef Türleri
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Ders Notları Eser ÇEKER (M.Sc.)
Yaşam Boyu Öğrenme Prof. Dr. Ali ŞEN.
EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ
İlköğretim Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı
Öğretim İlkeleri.
EĞİTİMDE YENİ YAKLAŞIMLAR VE KÖY ENSTİTÜLERİ ÖRNEĞİNDE TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ VE 21. YÜZYIL BECERİLERİ.
AYDINLANMA ÇAĞI.
İdealist Eğitim Felsefesi
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
REHBERLİK.
ATATÜRK İLKELERİ.
Natüralist eğitim felsefesi
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
DERS-2: Milli Güvenlik Stratejimiz
OKUL TEMELLİ MESLEKİ GELİŞİM
Yapılandırmacı yaklaşımın dayandığı ilkeler
SEÇMELİ DERSLERİN UYGULANMASI
DİN ANLAYIŞINDAKİ YORUM FARKLILIKLARININ SEBEPLERİ
EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük TÜRK ÇAĞDAŞLAŞMASI
Yrd Doç. Dr. Cenk Akbıyık Öğretim İlke ve Yöntemleri
KURUM İÇİ İLETİŞİM HAZIRLAYAN HAVA GÜLER.
OKULDA DEMOKRASİ EĞİTİMİ
Sevgili Öğrencilerimiz ;
Eğitimin Felsefi Temelleri (2) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin SERÇE
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
FELSEFE VE EĞİTİM EĞİTİMİN TANIMI FELSEFE EĞİTİM İLİŞKİSİ
SEZGİN ÖZTEK ŞEREF AYAN
Geçmişten günümüze pek çok tanım ile açıklanan bilgi politikası bilginin üretilmesine, yönetilmesine, işaretlenmesine ve kullanılmasına öncülük eden; birbiri.
İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı
Diğer eğitim-öğretim ilkeleri
ÜNİVERSİTE REFORMLARI
PSİKOLOJİ İLE DİĞER BİLİM DALLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ
REHBERLİK SERVİSİNİN TANIMI VE İLKELERİ
Eğitimin ve Toplum.
BİR YAŞAM TARZI OLARAK SPOR Doç.Dr.Sebahattin DEVECİOĞLU
EĞİTİM-YAYIM İHTİYAÇ ANALİZİ ARAŞTIRMASI PROJESİ
KİŞİSEL GELİŞİM & İKY.
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
BÖLÜM 1 Sosyal Bilgiler Nedir?. BÖLÜM 1 Sosyal Bilgiler Nedir?
EĞİTİMİN POLİTİK TEMELLERİ
BÖLÜM 6 Kültür, Çeşitlilik ve Değerler. BÖLÜM 6 Kültür, Çeşitlilik ve Değerler.
Öğr.Gör.Abdullah ALTUNSARAY
TÜRK MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL AMAÇ VE İLKELERİ
Eğitim Psikolojisi Yrd Doç. Dr. Cenk Akbıyık
FAKÜLTEMİZ HAKKINDA Fakültemiz tarihinde kabul edilen ve tarihinde Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı.
TÜRK Eğitim Sistemi.
Pozitivizm A. Comte.
Program Geliştirmenin Felsefi Temelleri
Sosyal Hizmet Etiği Dersine Giriş Etik Nedir Ne Değildir?
Yapılandırmacılık (Oluşturmacılık / Constructivism)
EĞİTİMDE BİLİŞİM TEKNOLOJİSİNİN ETKİSİ
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ( ):
YAYGIN EĞİTİM Yaygın Eğitim: Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş
Sağlık Bilimleri Fakültesi
EĞITIME FELSEFI YAKLAŞıMLAR IDEALIZM REALİZM NATÜRALİZM PRAGMATİZM VAROLUŞÇILIK (EGZİSTANSİYALİZM)
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNİN AHLAK ALGILARI
Sağlık Bilimleri Fakültesi
AHLAK KANITI -Bu kanıtın çeşitli türleri vardır.
Sunum transkripti:

NURHAN SALIK 060722006 AHMET ŞAHİN 060722007 AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ NURHAN SALIK 060722006 AHMET ŞAHİN 060722007 FİZİK TEZSİZ YÜKSEK LİSANS ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARINI ORTAYA ÇIKARAN FAKTÖRLER; İDEOLOJİK FAKTÖRLER,KİTLE-SEÇKİN EĞİTİMİ,HAYAT BOYU EĞİTİM

ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARINI ÇIKARAN FAKTÖRLER

Çağdaş eğitim anlayışına göre eğitim bireyin bedensel duygusal düşünsel ve yeteneklerin kendisi ve toplumu için en uygun şekilde gelişmesine yardımcı olma sürecidir. Başka bir deyişle bireyin her yönü ile bir bütün olarak kendisi ve toplumu için en uygun düzeyde geliştirilmesi sürecidir.

Çağdaş eğitim akımlarını çıkaran faktörler olarak Politik faktörler İdeolojik faktörler Kitle seçkin eğitim Hayat boyu eğitim gibi konu başlıklarında sınıflandırabiliriz.

EĞİTİMDE YENİ ANLAYIŞLAR Dünyadaki gelişmeler ve değişimler her konuda olduğu gibi eğitimde de yeni yaklaşımları ve anlayışları beraberinde getirmektedir. Bu yaklaşımların ve anlayışların öncelikle eğitim programlarında etkisini gösterdiği görülmektedir.

Eğitim sistemindeki yeni yaklaşımları incelediğimizde çıkış noktasında ve kaynağında güncel iki konu karşımıza çıkmaktadır. Küreselleşen bir dünya ve gelişmiş, gelişmekte olan iletişim yolları ile bilgi alış verişi içersinde olan bir dünya.

Örneğin dünyanın küçülmesi globalleşme bir noktada kültürlerin birbirini etkilemesini ve böylece eğitim içeriğini ve kullanılan bilginin takas edilmesini gündeme getiriyor. Bu durumda konulara göre planlama anlayışını ortaya çıkarmaktadır.Yani kültürler arası planlamanın iki sebebi olduğu anlaşılmaktadır. Küreselleşme (Globalleşme) İletişimin kültürler arasında hızlanmış olması.

Gelişmiş ülkelerde yaşam boyu eğitimden bahsedilmediği,yaşam boyu öğrenmenin gündemde olduğu bilinmektedir. Okullar hala bilginin insanlara ulaşması için önemli ortamlar olmasına rağmen artık tek kaynak olarak görülmemektedir.

Bu nedenle eğitim kavramı yerine öğrenme kavramı kullanılıyor Bu nedenle eğitim kavramı yerine öğrenme kavramı kullanılıyor.Bunun sebepleri araştırıldığında ise hem eğitimdeki hem bilgideki hem de iletişim teknolojisindeki gelişmelerin birçok konuda yeni yaklaşımları tüm dünya eğitim sistemlerinde gündeme getirdiğini veya er geç gündeme getireceğini söyleyebiliriz.

Bilgi ve iletişim teknolojisinin eğitimde küreselleşmeyi artıran bir faktör olması da bu iki kavram arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Küreselleşme ile beraber bilgi ve iletişim teknolojisinin eğitim sistemleri içersinde en çok gelişmiş ülkelerde karşımıza çıktığı ve programlarında yer aldığı görülmektedir.

Bilgideki bilginin kullanılmasındaki ve iletişim teknolojisindeki sosyal ve ekonomik alanlardaki gelişmeler eğitim sistemlerinde ve programlarında yeni yaklaşımları ve gelişimleri gündeme getirmektedir. Yeni yaklaşımlar ve gelişmeler okulun ve öğretmenin görev ve sorumluluklarındaki bilginin kullanılmasında ve aktarılmasındaki değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.

21. yüzyılda okul bilgi öğrenci ve öğretmen birbirini etkileyerek değişmiştir.Nitelikli insanların yetiştirilmesi ve bilginin insanlara ulaşması için toplumla iç içe olması gereken okullar önemli ortamlar olasına karşın artık tek kaynak olarak görülmemektedir. Okulun işlevi ve öğrenciye kazandırılması beklenen nitelikler öğretme-öğrenme süreci öğretmenlerin görev ve sorumlulukları da değişmiştir.

Daha önceki dönemlerde öğretmen bilgiye sahip olan onu aktaran kişi olarak görülmekteyken bilginin elde edilmesinde ve kullanılmasında yaşanan teknolojik gelişmeler öğretmenin sınıf içindeki rolünü de değiştirmiştir.

Bu gelişmelere paralel olarak bireyin topluma yararlı olabilmesi için kazanılması gereken davranışlar katlanarak artmakta tüm teknolojik kolaylıklara öğrencinin öğrenme sürecinde etkin olmasına ve öğrenmeyi öğrenmenin önem kazanmasına karşın insan bir yol göstericiye daha çok ihtiyaç duymaktadır.

Toplum kalkınması, bir sistem bütünlüğü içinde gerçekleşmektedir Toplum kalkınması, bir sistem bütünlüğü içinde gerçekleşmektedir. Bu olgunun en önemli faktörü, "insan"dır. İnsanın kalkınmada etkili ve yönlendirici bir unsur olması, onun "eğitim" sürecinde, iyi bir vasıf kazanmasına bağlıdır. İnsan, bir bütün olarak biyolojik ve ruhî yapısıyla toplumda yer alır. İnsanı bu özellikleriyle ele alan sistemlerin başarılı oldukları, fakat onu sadece maddeden ibaret sayan, ruhî ve ahlâkî yönünü görmezlikten gelen model ve ideolojilerin topluma telâfisi güç sıkıntılar verdikleri gözlenmektedir.

Eğitim kurumlarında insanın temel haklarını baskı altına alan ideolojilere yer verilmesi, demokratik gelişmeyi engelleyen bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan öğretim program ve derslerin, bilimsel çalışma ilkeleri çerçevesinde belirlenmesi ve sunulmasının esas olduğu çok açıktır.

Eğitim politikalarının uygulanmasında, toplumun kültür yapısının dikkate alınması ve kendi kültür değerleriyle kimlik kazanan bireylerin yetiştirilmesinin gerekli olduğu önem taşımaktadır. Bu değerler içinde millîlik, eğitimin bütün etkinliklerini kapsayan ve yönlendiren temel bir öge olarak görülmektedir.

Bu çerçevede millîlik, "toplum bireylerinin kendi kültür ve ahlâk değerlerini yabancı kültürler karşısında bir eziklik duymadan rahatça yaşayabilmesi" anlamında ele alınabilir.

Demokrasi ve Eğitim Demokrasi, yönetim şekli, yaşam felsefesi ve yaşayış biçimi arasındaki etkileşimden oluşur. Demokratik yaşayış ve felsefenin temelinde, birey olarak insan haysiyetine saygı gösterme ve insan kişiliğinin değerine inanma vardır. Demokratikleşme sürecinin belli başlı ilkeleri şöyle ifade edilebilir: . Her bireye yeteneklerini geliştirme imkânı sağlamak, . Her bireyin toplumda güçleri ve ilgilerine uygun düşen işleri yapması için gerekli şartları hazırlamak, . Her bireyin tuttuğu işin karşılığını hakkaniyetle almasını imkânlı kılmak, . Her bireyin toplumsal uygulamayı kendi gücünde etkileyebilmesine fırsat verecek düzen oluşturmak (Ertürk,1981).

Dikkat edilirse bu amaçların arka plânında, fırsat eşitliği ve özgürlük gibi temel demokrasi ilkeleri bulunmaktadır. Demokratik eğitim sisteminin en önemli özelliği, insan tabiatına uygun (Bloom,1979) bir "öğretim ortamı"na yer vermesidir. Bu ortamda kişi, serbestçe bilgi ve yeteneklerini geliştirebilmekte, doğal ve sosyal olayların kanunlarını keşfetmeye ve anlamaya imkân bulabilmektedir. Böylece kişi, bilimsel araştırma, fikir ve teşebbüs hürriyetlerini, çeşitli alternatifler karşısında istediği şekilde kullanabilmektedir.

Ancak demokrasi, fikir ve kavram anarşisinin hüküm sürdüğü, fertler arasında ülkü ve gaye birliğinin olmadığı, devletin ve devlet kurumlarının hedef alındığı bir ortam değildir. Demokrasilerde, kişi haklarına ve hukuka saygı temel prensiptir. Toplumsal her hareket, yasallığını hukuktan almaktadır. Fakat baskıcı ideolojinin hüküm sürdüğü toplumlarda durum farklıdır. Bu toplumlarda, insanın temel hak ve hürriyetleri yerine, insana rağmen, insan için ideoloji ve ideolojinin ilkeleri egemendir.

POLİTİK FAKTÖRLERİN İNSANA VE OKULA BAKIŞI Şu anda dünyanın gündeminde olan konuların başında “insan” gelmektedir. İnsanı sadece maddeden ibaret sayan rejimlerin birer birer yıkılmakta olduğu görülmektedir. Bu rejimlerde insan için ruhun, maneviyatın ve dinin değeri yok kabul ediliyordu. Her şey maddeden ibaret sayılıyordu. İnsan, serbestçe düşünmeyecek, konuşmayacak, inanmayacak ve ibadet etmeyecekti. Onun mal-mülk edinme hürriyeti olmayacak, istediği şekilde seyahat edemeyecek, dilediği yerde çalışamayacaktı. Okul, bu teorilerle yüklü ideolojinin emrinde insanı komutla konuşturacak, komutla susturacaktı. Âdeta insan, robot olacaktı.

Ancak bir zamanlar böyle bir ideolojinin savunuculuğunu yapan Rusya, Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya vb. devletler, bugün bir değişim sürecine girmişlerdir. Açıklığı ve serbest teşebbüsü esas alan bu demokratikleşme hareketi, insana değer vermenin ve insanın özelliklerine saygı göstermenin haklılığını ortaya koymaktadır. Siyasî ve ekonomik gibi görülen bu değişim, aslında insanın onuru, hak ve özgürlükleriyle ilgilidir. Hangi rejim ve ideoloji olursa olsun, insanın temel hak ve hürriyetlerinden olan düşünce, din, ibadet, seyahat, mal-mülk edinme, çalışma, eğitim-öğretim ve ticaret yapma özgürlüklerini yasaklıyorsa, onun topluma barış ve mutluluk getirmesi mümkün görülmemektedir.

Fransa’da ve özellikle Amerika’daki pragmatist yaklaşım, insan ilişkilerinin maddîleşmesine, aile bağlarının zayıflamasına ve eğitimdeki değerler sisteminin değişmesine sebep olmuş ve sosyal çözülmenin bir ifadesi olan anarşizmin düşünce zeminini hazırlamıştır. Fikirlerin ve felsefî görüşlerin topluma, insan haklarını ihlâl ederek ve çoğu zaman zor kullanarak kabul ettirilmesinden de baskıcı ideolojiler doğmuştur.

Felsefe ve Eğitim Felsefesi Akımlarının Öğretim İlkeleri Tarihin bazı dönemlerinde ve bazı toplum tiplerinde eğitim sistem ve uygulamalarının temelinde yatan eğitim felsefesi akımları, birbirlerinden farklı eğitim amaçlarına ve öğretim ilkelerine sahip bulunuyordu. İdealizm, dünyadaki her şeyin, insan düşüncesinin eseri ve hattâ düşüncenin bizzat kendisi olduğunu savunmaktadır. Bilgi, sadece aklın ürünüdür. Her şeyi, insan aklı ve iradesi yaratmaktadır. Eğitim, insanda var olan yüce duygu ve düşünceyi eğitmeli, veya insanda var olan yüksek kişilik ve "öz"ün kendi kendine gelişimini sağlayacak bir ortam hazırlamalıdır. Realizm, dünyadaki her şeyin insan düşüncesi ve bilincinin dışında, ondan bağımsız olarak var olduğunu savunan felsefî akımdır. Gerçek, zihnimizin dışındadır ve zihnimiz dış dünyadan aldığımız duyumlarla şekillenir ve değişir. Bu nedenle eğitim hayat içinde ve hayata uygun olmalı; tabiat kanunları öğretilmeli ve uygulamaları da yaptırılmalıdır.

Pragmatizm, insanın çevredeki her şeye, bu arada bilgiye de kendi yararı açısından bakması esasına dayanır. Bir kedinin kütüphanede ilgilendiği kitaplar değil, farelerdir. İnsan da dünyayı kendi menfaatleri açısından değerlendirir. Yarar getiren şeyler, doğru düşüncelerdir. Eğitimde verilecek bilgi ve becerilerde de insanın ve toplumun yararına olan bilgi ve beceriler öğretilmeli; insanın işine yaramayacak şeyler öğretilmemelidir. Eğitim, bilgideki ve hayattaki değişmelere her an hazır olmalıdır. Kültüre bağlı bir gençlik yerine faydaya ve gelişmeye yönelmiş bir gençlik yetiştirmelidir. Her türlü eğitim-öğretim düzenlemesinde buna dikkat etmelidir.

Existantializme (varoluşçuluk) göre, insan kendi kendini yaratan, kendi faaliyetlerinin toplamı olan ve kendinden sorumlu olan bir varlıktır. Bu nedenle insanın eğitiminde mutlak özgürlük ilkesi esas olmalıdır. Toplum, meslek, kitle iletişim araçları, demokrasi, ahlâk vs. gibi kişi özgürlüğünü sınırlayan şeylerin, hiçbir şekilde baskı aracı olarak kullanılmaması esastır. Bu nedenle varoluşçu felsefe, toplumsal ve hattâ grup öğretimine karşı çıkar; kişinin kendi kendine eğitimini öngörür. Meslekî eğitimin de ileri safhalarda kişinin kendi hür iradesiyle seçiminden sonra yapılmasını ister.

Pragmatist felsefenin eğitime uygulanmış şekli olan progressivizm (ilericilik), şekilci, disiplinli, pasif öğretime karşı, özgür ve aktif öğretim ilkelerini savunur. Çocuk sürekli değişen hayat şartlarına göre kendi hayatını kendi kurmalıdır. Öğretmen bir danışman veya rehber mevkiinde kalmalıdır. Pragmatizmin zıddı olan ve idealizmin eğitime yansıması olarak kabul edilen Prennializme (değişmezcilik) göre ise, eğitim değişeni değil, değişmeden kalanı öğretmelidir. Önemli olan insan ve onun en yüksek özelliği olan akıldır. Kültürel, fiziksel, ruhsal farklılıklar önemli değildir. Eğitimin görevi bilgi aktarmaktır ve bilgi de, her türlü değişmenin özünde değişmeden kalan tabiat kanunları, mantık ve ahlâktır. Prennializm, dinî eğitime ağırlık veren bir akımdır.

KAYNAKLAR Bıçak, A. (1987). Bilimsel Bilginin Kesinliği İnsan ve Kâinat Bilim ve Teknoloji Dergisi. Yıl:3, Cilt:3, Sayı:25, Eylül. Bloom, B. S. (1979). İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğrenme. (Çev. Durmuş Ali Özçelik) Ankara: Millî Eğitim Basımevi. Brown, J.A.C. (1973). Beyin Yıkama ve İkna Metodları. (Çev. Behzat Tanç) İstanbul: Boğaziçi yayınları:5. Büyükkaragöz, S. ve Çivi, C. (1996). Genel Öğretim Metotları. (6. baskı) İstanbul: Öz Eğitim Basım Yayın Dağıtım. Dimitriu, P. (1981). İdeolojilerin Çöküşü. (Çev. Fahrettin Arslan) Ankara: Umran yayınları, 2. Ertürk, S. (1972). Eğitimde "Program" Geliştirme. Ankara: Yelkentepe yayınları