Doç. Dr. Hikmet Yavaş Arş. Gör. Ömer Yavuz Yönetişim Kavramının Afet Yönetimine Yansımaları ve Türk Afet Yönetim Sisteminin Durumu Doç. Dr. Hikmet Yavaş Arş. Gör. Ömer Yavuz
Afetler, beklenmedik zamanlarda ve öngörülemeyen büyüklüklerde meydana gelerek birey ve toplumların olağan yaşantılarını kesintiye uğratabilme potansiyeline sahip olaylardır. Son yıllarda afetlerin görülme sıklığı ve afet nedeniyle ortaya çıkan zararın büyüklüğü eskiye nazaran artmaktadır. 1980’li yıllar tüm dünyada afetler ve afetlerin ortaya çıkardığı zararlar ile ilgili farkındalığın oluştuğu yıllar olmuştur.
Diğer taraftan küreselleşme ile birlikte tüm dünyada yaşanan siyasal, sosyal ve ekonomik değişim ve dönüşümler, devletin rolünün de değişmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır. Tüm bu değişim ve dönüşümler yönetim ve organizasyon stratejisinde de değişikliklere yol açmış ve “yönetişim” denilen yeni bir yönetim anlayışını gündeme taşımıştır.
Yönetişim kavramı ile birlikte, yönetim toplumla, özel sektörle, yerel yönetimlerle ve uluslararası kuruluşlarla birlikte gerçekleştirilmesi gereken bir eylem halini almıştır. Ortaya çıkan bu yeni kavramın nitelikleri, afet yönetimi ve afet risklerinin azaltılması açısından uygun bir zemin sunmaktadır. Bu çalışma yönetim kavramının yönetişim kavramına evrildiği dönemde afet yönetimi politika ve uygulamalarında yaşanan değişimleri incelemektedir.
Sunum Planı Öncelikle afet yönetimi kavramı ele alınmıştır. Dünyada ve Türkiye’de yaşanan değişim ve dönüşümler üzerinden “afet yönetişimi” değerlendirilmesine yer verilmiştir.
Afet Yönetimi Kavramı Afet yönetimi; afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir arama-kurtarma, ilk yardım, geçici barınma ve yeniden inşa çalışmalarının yürütülebilmesi için, mevcut bütün imkân ve kaynakların akılcı bir şekilde yönetilmesini gerektiren çok genel bir kavramdır.
Müdahale İyileştirme Zarar Azaltma Hazırlık Afet yönetimi; bu 4 evreyi bütüncül bir yaklaşımla ele alarak toplumun tümünü kapsayacak şekilde planlanmasını, yönlendirilmesini, desteklenmesini, koordinasyonunu, mevzuat ve kurumsal yapıların oluşumunu ve kaynakların etkin ve verimli kullanımını çağrıştıran bir kavramdır.
Afet Yönetimi ve Yönetişim Hiçbir kamu kurumu ya da özel kuruluş afet yönetiminde gerekli olan kapasite, kaynak ve tecrübeye tek başına sahip değildir. Bu nedenle afet yönetimi, normal zamanlarda farklı görevler ifa eden yüzlerce kamu kurumu, sivil toplum kurumu ve özel sektör kuruluşlarını içermektedir. Başarılı bir afet yönetimi, görev, yetki ve örgütsel kültürleri birbirinden farklı örgütlerin aynı amaç doğrultusunda, koordinasyon ve işbirliği içerisinde etkili bir şekilde çalışabilmelerine bağlıdır.
Dünyada Afet Yönetimi Politikalarında Yaşanan Değişim 1980’li yıllar tüm dünyada mevcut afet yönetim politikalarının sorgulandığı yıllar olmuştur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından1990-2000 yılları arasını “Doğal Afet Zararlarının Azaltılması Uluslararası On Yılı” olarak ilan edildi. Ayrıca; 1994 yılında Yokohama Konferansı gerçekleştirildi. 2000 yılında Doğal Afet Zararlarını Azaltma Uluslararası Stratejisi, BM’nin bir organı olarak kabul edildi. Yine 2000 yılında Milenyum Bildirgesi yayınlandı. 2005 yılı Hyogo Bildirgesi
Dünyadaki Afet Yönetimi Algısında Yaşanan Değişimin Değerlendirilmesi Birleşmiş Milletler tarafından şekillendirilen afet yönetimi politikaları incelendiğinde özellikle 1980’li yılların son döneminde bir algı değişimi yaşandığı açıktır. Ancak bu değişimin tam olarak yönetişim nitelikleri taşıdığı söylenemez. BM, afet yönetimini bir kalkınma sorunu olarak gördüğü için politika ve uygulamalarında da sıklıkla kalkınmaya atıf yapmaktadır. Yine de bu dönemde afet yönetimine bütün paydaşların katılımının gerektiği kabul görmüştür.
Dünyadaki Afet Yönetimi Algısında Yaşanan Değişimin Değerlendirilmesi Afet yönetişimi ile ilgili en önemli gelişme Hyogo Bildirgesidir. Bildirgede belirtilen önceliklerden ilki yönetişimdir. Katılım, Sorun ve kaynakların merkezileştirilmemesi Sektörler arası işbirliği Gönüllülüğün teşvik edilmesi
Türk Afet Yönetim Sisteminin Durumu Türkiye, geçmişten bugüne büyük ölümlere, yaralanmalara ve ekonomik hasara neden olan çok sayıda afetle karşı karşıya kalmıştır. Meydana gelen hemen her büyük afet sonrasında Türkiye’nin afet yönetimi sisteminde yaşanan hukuki ve kurumsal değişiklikler zengin bir literatür ortaya çıkarmaktadır.
Türk Afet Yönetim Sisteminde yaşanan değişikliklerin belli başlı kırılma noktaları vardır. Türk Afet Yönetimi 1944 Öncesi -Afet Öncesine Odaklanmış -Kurumsal ve Teknik Düzenlemelerden Yoksun -Her afet sonrası yeni yasal düzenleme 1944-1958 -4623 sayılı Kanunun çıkarılması -DE-SE-YA ‘nın kurulması -Devlet Su İşlerinin Kurulması 1958-1999 -7269 sayılı Kanun Sivil Savunma Genel Müdürlüğü -88/12777 1999-2009 -TAY Başkanlığının kurulması -DASK -Gönüllüler Yönergesi -8. Beş Yıllık Kalkınma Planı -60. hükümet programı 2009 ve Sonrası -AFAD’ın kurulması -TAMP
Türk Afet Yönetim Sisteminin Değerlendirilmesi Güçlü merkeziyetçi yapı ve yerelleşme çalışmaları Gönüllülerin ve halkın afet yönetimine katılımı Sektörler arası işbirliği kapasitesi Afet yönetiminin (özellikle iyileştirme) safhasının finansmanı
Sonuç Yönetişim kavramın nitelikleri, afet yönetimi ve afet risklerinin azaltılması açısından uygun bir zemin sunmaktadır. Türk afet yönetim sisteminde uluslararası gelişmelere paralel olarak bir takım reform çalışmaları yürütülmüş ve yürütülmektedir. Ancak gerçekleştirilen reformların afet yönetimindeki yapısal ve yönetsel sorunlara tam olarak çare olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu bağlamda yönetişimin temel ilkeleri olan katılım, işbirliği ve yerelleşme gibi unsurların afet yönetiminde daha fazla uygulama alanı bulması gerekmektedir.