TRAFİK PSİKOLOJİSİ
Trafik psikolojisi Psikolojinin uygulamalı alt dallarındandır. Yaya ve sürücülerin trafikteki davranışlarının altında yatan psikolojik süreçleri inceler. Başlıca amacı trafik kazalarını ve bu kazaların sonucu olan ölümleri azaltabilmektir. Sürücülerin araç sürme eylemi sırasındaki algı, dikkat ve biliş süreçleri, sürücü kişiliği, risk alma davranışı, sürücülerin tutumları ve duyguları trafik psikolojisinin çalışma alanlarındandır.
Trafik psikolojisi, trafik tanımı altında belirtilmiş yerlerdeki en başta sürücülerin, yayaların ve yolcuların üzerinde etkide bulunan içsel ve dışsal psikolojik ve fiziksel faktörlerin çaprazlama etkisi altında kalan bireyin ön düşünme süreçleriyle birlikte ortaya çıkaracağı veya çıkarabileceği potansiyel davranışların o an için birey tarafından yansıtılmamış (ama her an yansıtılabilecek) halidir.
Trafik psikologları Avrupa’da psikoteknik çalışmalarıyla, 1900’lerin başından günümüze dek ulaşımın ve trafik sistemlerinin daha güvenli ve daha ekonomik olmasına katkıda bulunmaktadırlar. Trafik psikologlarının diğer çalışmalarının yanı sıra en çok görev aldıkları alan, devlete bağlı ya da özel araştırma merkezleri / enstitülerde sürücülere yetenek testleri uygulamak, bu testlerin geliştirilmesi, geçerliği ve güvenirliği üzerinde çalışmaktır.
22-25 Mayıs 1996 tarihlerinde İspanya'da düzenlenen Birinci Uluslararası Trafik Psikolojisi Kongresi’nde, Avrupa Ulaşım Psikologları Derneği düzenlediği toplantıda, günümüzde trafik psikolojisinin, psikolojinin diğer anabilim dalları arasında yer almasının zamanının geldiğini belirtmiştir. Günümüzde bu etkinlikleri, sürücü rehabilitasyonu ve sürücülüğün geliştirilmesi programlarının düzenlenmesi boyutunu kazanmıştır.
TRAFİK, STRES VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Trafik; araçlar, insanlar ve çevre gibi birbirini bütünleyen koşulların bir araya gelmesinden oluşan ve bu koşulların herhangi birinde meydana gelebilecek değişikliklerden de etkilenen bir kavramdır. Büyükşehirlerde yaşayanların en büyük sorunlarından biri olan trafik stresi, ruhsal sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Birçok hastalığa neden olan ve zaman zaman trafikte doruğa çıkan stres günlük hayatımızda ve bilimsel alanda çok yaygın olarak kullanılan bir kavramdır.
İnsanların trafik dahilinde yaşadıkları stres sadece araç kullanırken değil araçlarını rahatlıkla bırakabilecekleri bir park alanı arayışı içerisindeyken de fazlasıyla oluşur ve bazen kişiler araçlarını park ettikten sonra bile bu stresi yaşamaya devam eder. Stres kavramı, insanda zorlanmaya neden olan, uyum ve dengeyi bozan, fiziksel, çevresel, ruhsal, toplumsal ve psiko-sosyal etkenleri, organizmada bu etkenlere karşı gelişen olumsuz değişiklikler ve tepkileri anlatmak için kullanılır.
Strese neden olabilecek zorlayıcı etkenlerden biri de hayatımızın içinde bir çevresel koşul olarak yer alan, trafik sorunudur. Bir taraftan sayısı ve hızı artan araçlar yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası olurken diğer taraftan özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için sabah ve akşam saatlerinde yoğunlaşan trafik ve buna ek olarak yaşanan park sorunları, insanların stresle yüklü olarak işlerine ve evlerine gitmelerine neden olmaktadır.
İnsanların trafikte yaşadıkları stresin birden çok sebebi vardır İnsanların trafikte yaşadıkları stresin birden çok sebebi vardır. Ani ve sinyalsiz şerit değiştirmeler, birinin sizi yolunuzda giderken bir şekilde engellemesi, bir anda tıkanan yollar, acil bir işiniz varken dakikalarca aracınızı park edecek bir yer bulamamak gibi sorunlar herkesin başına gelebildiği gibi sizin de yaşayabileceğiniz durumlardandır. Böyle bir durumda içinizden ilk gelen korna çalmak, hızınızı artırmak veya kötü sözlerin havada uçuşması, aşırı sinir ve hatta öfke olabilmektedir.
Özellikle sürücülerin gitmeleri gereken yere geç kalmaları, trafikte yaşadıkları stresi artırmaktadır. Yolda meydana gelen beklenmedik tıkanıklıklar engellenmişlik hislerini yoğunlaştırırken, üstüne geçici olarak kullanıma açılan veya kapatılan yollar, hatalı şerit değiştirmeler ve yanlış dönüşler de eklenince bazı sürücüler aşırı derecede agresifleşebilir. Yorgun ve sinirliyken, yakın mesafeden takip edilmek bile sürücülerde öfkelenmeye neden olabilir.
Bazı sürücüler bu tür durumlara karşı daha az toleranslı olduklarından araçlarını daha agresif kullanmakta ve daha kolay hata yapabilmektedirler. Bu tür durumlarda sürücü davranışlarının kişisel algılanmaması ve soğukkanlılığın koruması önemlidir. Trafikte yaşanılan stresin hem psikolojik hem de fiziksel sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri olabildiği için, trafik ortamında stresle başa çıkma konusunda aşağıdaki önerilere uyulmasında fayda var;
Sürücüler gitmeleri gereken yere geç kalma riski doğduğunda, gidiş yönlerinde kaza veya yol çalışması gibi nedenlerle yol tıkandığında veya dönmeleri gereken sapağı kaçırmaları gibi durumlarda araçlarını agresif şekilde kullanma eğilimine girebiliyor. Bu tip durumların olabileceği düşünülerek yola daha erken çıkmak, yola çıkmadan önce planlama yapmak faydalı olabilir.
Trafikte yaşanan stresin en önemli kaynaklarından bir olan park sorunu için şehirdeki yaygın park hizmetleri hakkında yeterli bilgi sahibi olmak ve bu sistemleri bilinçli bir şekilde kullanmak sürücülerin hayatını kolaylaştıracaktır.
Yorgun ya da sinirli olunan durumlarda araç kullanmak başkalarına olan toleransımızı azaltır. Böyle durumlarda daha çabuk basit hatalar yapmaya başlarız. Bu nedenle araç kullanmadan önce mümkünse biraz dinlenmek, mümkün değilse toleranslı bir ruh hali ile araç kullanmaya şartlanmak önemlidir.
Trafikte sizi rahatsız eden kişilerle göz kontağı kurmaktan, kızgınlıkla yüksek sesle jest ve mimikler sarf etmekten veya el-kol hareketleri yapmaktan kaçınmak gerekebilir. Bu tip davranışları karşı tarafta görseniz bile, bunu görmezden gelerek siz karşıya bakın, yolunuza odaklanın ve bu kişilerden uzak mesafede seyredin. Aracınızın camını açarak yüksek sesle kızgınlık ifade etmeyin, karşı taraftan bu tip bir ifade gelse dahi siz yolunuza konsantre olmayı tercih edin.
Siz hız limitine ve trafik kurallarına uyarken aracını kurallara uymadan kullanan ya da hata yapan sürücüler olabilir. Bu kişileri cezalandırmak sizin göreviniz değildir. Bu tür durumlarda sol şeridi boşaltmak ya da arkanızda sizi yakın mesafeden takip eden bir sürücü varsa yavaş hareket eden şeride geçmek, ardından bu sürücü sizin ya da başkalarının hayatlarını tehlikeye atacak kadar riskli davranışlar sergiliyorsa, trafik polisini (155) aramak ve durumu onların çözmesini sağlamak daha doğru olacaktır.
Trafikte aracınızla seyrederken sıkıntılı bir durumla karşılaştığımızda ya da trafikte bekleme halindeyken yine sakinliğimizi korumak ve derin nefes almak bizi iyi bir duygu durumuna geçirecektir. Hafif bir müzik ya da telkin edici, sakinleştiren ya da güldüren bir radyo programı dinlemek de iyi gelebilir.
Trafikte sıkıştığınız anlarda yüksek sesle sevdiğiniz şarkıları söylemek eğlenceli ve rahatlatıcı olabilir. Diğer sürücülere nasıl göründüğünüzü dert etmeyin, şarkı söyleme fırsatı elimize çok sık geçmiyor.