Taşeronun İşçisi De İşçi: Öyleyse Ona Da İş Sağlığı Ve İş Güvenliği Prof. Dr. M. Fatih UŞAN Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 05.05.2014 - İstanbul Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
Genel Olarak Aynı işyerinde çalışan asıl işveren işçileri ile alt işveren işçileri arasındaki iş hukukundan kaynaklanan hukuki statü farkı, bu ilişkinin birtakım isçilik haklarının dolanılmasına uygun bir araç olarak kullanılmasına yol açmıştır. Bu sorun alt işveren ilişkisini düzenlemeye yönelik mevzuat hükümleri ile çözülmeye çalışılmışsa da, yapılmaya çalışan her bir düzenleme de başka bir tartışmayı beraberinde getirmiştir. İş Sağlığı ve Güvenliği de bu alanlardandır. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
Genel Olarak Alt işverenlik müessesesi, önce asıl işlere yardımcı işlerde, bahçe, temizlik, güvenlik, yemek hizmetleri gibi işlerle başlamış, giderek asıl işlerin yürütülmesine kadar uzamıştır. Bu uygulama biçimiyle alt işverenlik, işletmelerin faaliyet alanlarının tamamen dışında başlı başına özel ve alternatif bir istihdam modeli haline gelmiştir. Bugün hastanelerde, okullarda, üniversitelerde ve pek çok kamu kurum ve kuruluşunda bile, bırakın saydığımız yardımcı nitelikteki işleri, büro işleri de dahil pek çok kamu işi, taşeronlardan temin edilen personelle gördürülmeye çalışılmaktadır. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
Genel Olarak Ülkemizde, işverenlerin, bazı işleri alt işverenlere (taşeronlara) yaptırmaları, önceleri haklı gerekçelere dayanmaktaydı. Meselâ, bina inşa eden bir işverenin, elektrik tesisatının döşenmesi veya doğramaların takılması işini taşeronlara vermeleri; bir fabrika işyerinde yemekhane işletilmesi, işçilerin servis araçlarıyla taşınması gibi işleri alt işverenlere havale etmeleri makul görülen uygulamalardır. 1980’li yıllardan itibaren taşeron kullanımı, önce belediyelerin temizlik işlerini vermelerinden başlayıp, özel sektör işyerlerinde yayılmış, işçi haklarını bertaraf etmek için kullanılmıştır. “Taşeronlaşma” uygulaması ile, Bir işyerindeki iş bölünebildiği kadar bölünüp her biri ayrı taşeronlara verilmekte; İş güvencesiz ve iş sağlığı ve güvenliği hükümleri bertaraf edilerek, hatta kimi zaman asgarî ücretin de altında ücretle işçi çalıştırma Maliyet düşüklüğü Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
Genel Olarak Problem oluşturan husus şudur; taşeron işçilerinin en temel sosyal haklardan mahrum bırakılarak çalıştırılmaları aslında sosyal barışı tehdit edici bir durumdur. Dolayısıyla aynı işyerinde aynı işi ve fakat değişik işverenlere bağlı olarak yapan işçilerin farklı hukuki statülere tabi kılınmaları ve farklı sosyal hak ve menfaatlerden yararlanmaları bize göre iş sağlığı ve güvenliği açısından da üzerinde durulması gereken bir konudur. Bir başka ifadeyle, özellikle asıl işveren işçisi ile aynı işi yapan, fakat imkan ve haklar açısından onunla mukayese edilemeyecek derecede kötü şartlarda istihdam edilen taşeron işçisinin korunması gerekliliği iş sağlığı ve güvenliği hukukunun da bir sonucudur. Doğal olarak şunu da belirtmek gerekir ki, problemin Devlet tarafından mevzuat düzenlemesi ile giderilmesi gereklidir. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
TAŞERONLUĞUN TARİHİ GELİŞİMİ 1936 tarihli 3008 sayılı Kanunda düzenleme bulunduğunu görmekteyiz. Kanun m.1/4’e göre, “İşçiler, doğrudan doğruya işveren veya vekili tarafından olmayıp ta üçüncü bir şahsın aracılığı ile işe girmiş ve bu üçüncü şahıs ile mukavele akdetmiş olsalar bile mukavele şartlarından asıl iş veren mesuldür”. 1950 yılında 5518 sayılı İş Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunla 3008 sayılı Kanunda değişiklik yapılmıştır. Buna göre, madde metni şu şekilde düzenleme altına alınmıştır: “İşçiler doğrudan doğruya işveren veya vekili tarafından olmayıp da aynı iş veya teferruatında iş alan üçüncü bir şahsın aracılığı ile işe girmiş ve bu üçüncü şahıs ile sözleşme akdetmiş iseler bu aracılar da asıl işverenle müştereken ve müteselsilen sorumludurlar” . Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
TAŞERONLUĞUN TARİHİ GELİŞİMİ 1475 sayılı İş Kanunu m.1/son, “Bir işverenden belirli bir işin bir bölümünde veya eklentilerinde iş alan ve işçilerini münhasıran o işyerinde ve eklentilerinde çalıştıran diğer bir işverenin kendi işçilerine karşı o işyeri ile ilgili ve bu kanundan veya hizmet akdinden doğan yüklemlerinden asıl işveren de birlikte sorumludur”. 14.12.1960 ve 161 Sayılı Kanunla Uluslararası Çalışma Örgütünün 94 Nolu “Bir Amme Makamı Tarafından Yapılan Mukavelelere Konulacak Çalışma Şartlarına Müteallik Sözleşme” onaylanmıştır. Sözleşme, kamu makamlarının müteahhit veya taşeronlara vermiş̧ oldukları işlerde çalışan işçilere aynı işkolunda yapılmış olan toplu iş sözleşmesi veya mevzuatla tanınan haklardan daha aşağı olmayacak çalışma şartlarının sağlanmasını, işçilerin bu haklarını elde edebilmeleri için hak edişlerden kesinti yapılmasını ya da herhangi başka bir yolla uygun tedbir alınmasını öngörür. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
TAŞERONLUĞUN TARİHİ GELİŞİMİ 4857 sayılı İş K.m.1/’e göre, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
TAŞERONLUĞUN TARİHİ GELİŞİMİ Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez”. 2006 yılında eklenen iki fıkra…. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAVRAMI İş sağlığı ve güvenliği iki farklı kavram İş sağlığı, çalışanın çalışma şartları ile kullanılan araç ve gereçlerden doğabilecek tehlikelerden arınmış veya bu tehlikelerin en aza indirildiği bir çevrede sağlıklı biçimde yaşayabilmeyi anlatır. İş güvenliği ise, işçilerin işyerinde işin görülmesi ile ilgili olarak meydana gelen tehlikelerden, bedensel ve ruhsal olarak zarara uğramamaları için alınması zorunlu hukuki, teknik ve tıbbi önlemlere yönelik sistemli çalışmalardır. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAVRAMI Dar anlamda iş sağlığı ve güvenliği, işyerinde işten, iş ortamından çalışma çevresinden ve çalışmaktan doğan bütün riskler karşısında çalışanların korunması ve bu korumanın sağlanması için alınması gereken tedbirleri ifade eder. Geniş anlamda iş sağlığı ve güvenliğinde ise, işçi değil, tüm çalışanlar ve işyeri değil tüm yaşam çevresi dikkate alınarak korumanın sağlanması hedeflenmektedir. Bu anlamda çevrenin korunması da iş sağlığı ve güvenliği kapsamı içerisindedir. Sosyal Devlet 6331 sayılı Kanun Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
TAŞERON İŞÇİLERİNİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KARŞISINDAKİ DURUMU İş sağlığı ve güvenliği acaba sadece işçinin çalışma ortamının sağlık ve güvenlik açısından işe elverişli hale getirilmesi durumuna indirgenebilir mi? Bir başka ifadeyle, iş sağlığı ve güvenliğinin acaba çalışma ortamı içerisinde aynı işi aynı şekilde yapan, fakat çalışma şartları açısından farklı statülere tabi olanları kapsayan bir boyutu da olamaz mı? Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
TAŞERON İŞÇİLERİNİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KARŞISINDAKİ DURUMU Taşeron işçilerinin bugün karşımızda bulunan problemleri, aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği hukukunun da inceleme alanına giren bir boyut kazanmıştır. Her ne kadar iş sağlığı ve güvenliğinde çalışma ortamından veya çalışmaktan kaynaklanan risklerden çalışanların korunması temel amaçsa da, aynı ortamda farklı statüde ve kendisi ile mukayese edilmeyecek avantajlarla çalışan bir grubun varlığı, taşeron işçisini iş ortamından kaynaklanan risklere ve tehlikelere açık bırakabilir. İşverenin işçiyi gözetme borcu Devletin rolü Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
6331 sayılı Kanun Düzenlemeleri İş sağlığı ve güvenliği yükümlülükleri kural olarak her bir işveren açısından belirlenmiştir. Ancak, işyerinde alt işveren işçilerinin bulunması, özel bir takım düzenlemelere de ihtiyaç duyulmasına neden olmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Yürütülmesi İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda öngörülen iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesi (İSİGK.m.6), işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma yükümlülükleri (İSİGK.m.8) her bir işveren açısından ayrı ayrı değerlendirilir. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
6331 sayılı Kanun Düzenlemeleri İşyerinin Girdiği Tehlike Sınıfının Belirlenmesi İşyerinde alt işverenin yaptığı işin girmiş olduğu tehlike sınıfı, yine alt işveren işçisinin yapmış olduğu iş dikkate alınarak belirlenir. Buna göre belirtmemiz gereken husus, alt işverenin yaptığı iş, asıl işverenden bağımsız nitelik kazandığından, yürüttüğü işler açısından da işyerinin bağımsız nitelik kazandığıdır. Böylelikle, alt işverenin yaptığı iş dikkate alınarak tehlike sınıfı belirlenir. Bu durum, alt işveren ile asıl işverenin, hatta işyerinde bulunan diğer alt işverenlerin de yaptıkları işe göre farklı tehlikelilik sınıfında yer almaları sonucunu doğurabilir. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
6331 sayılı Kanun Düzenlemeleri Risk Değerlendirilmesinin Yapılması İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği m.15 konuyu düzenlemektedir. “(1) Bir işyerinde bir veya daha fazla alt işveren bulunması halinde: a) Her alt işveren yürüttükleri işlerle ilgili olarak, bu Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli risk değerlendirmesi çalışmalarını yapar veya yaptırır. b) Alt işverenlerin risk değerlendirmesi çalışmaları konusunda asıl işverenin sorumluluk alanları ile ilgili ihtiyaç duydukları bilgi ve belgeler asıl işverence sağlanır. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
6331 sayılı Kanun Düzenlemeleri c) Asıl işveren, alt işverenlerce yürütülen risk değerlendirmesi çalışmalarını denetler ve bu konudaki çalışmaları koordine eder. (2) Alt işverenler hazırladıkları risk değerlendirmesinin bir nüshasını asıl işverene verir. Asıl işveren; bu risk değerlendirmesi çalışmalarını kendi çalışmasıyla bütünleştirerek, risk kontrol tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar”. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
6331 sayılı Kanun Düzenlemeleri c) Asıl işveren, alt işverenlerce yürütülen risk değerlendirmesi çalışmalarını denetler ve bu konudaki çalışmaları koordine eder. (2) Alt işverenler hazırladıkları risk değerlendirmesinin bir nüshasını asıl işverene verir. Asıl işveren; bu risk değerlendirmesi çalışmalarını kendi çalışmasıyla bütünleştirerek, risk kontrol tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar”. Çalışan Sayısının Belirlenmesi İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, bazı iş sağlığı ve güvenliği hükümlerinin uygulanması açısından çalışan sayısına atıfta bulunmaktadır. Bununla birlikte kural olarak bu atıf, her bir işveren ve çalıştırdıkları içindir. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
6331 sayılı Kanun Düzenlemeleri İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulunun Oluşturulması Kanunkoyucu, iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluştururken, işyerinde çalışan sayılarını esas alarak kurul oluşturulmasını öngörmüştür. Kanun düzenlemesine göre, kurul oluşabilmesi için işyerinde en az elli çalışan bulunmalı ve altı aydan fazla süren sürekli bir iş olması gereklidir. Kanun m.22 Yönetmelik m. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
6331 sayılı Kanun Düzenlemeleri İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminin Verilmesi Kanun m.17 Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelikm.5/3’e göre, “22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulan işyerlerinde, alt işverenin çalışanlarının eğitimlerinden, asıl işveren alt işverenle birlikte sorumludur”. İş Kanunu dışında uygulama alanı ? Diğer İş Kanunları, Türk Borçlar Kanunu... Sorumluluğun kanunla öngörülmemiş olması İş K.m.2/6 sorumluluğu uygulanabilir. Cezai sorumluluk olmaz. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
6331 sayılı Kanun Düzenlemeleri g) Çalışan Temsilcisinin Atanması Her bir işveren ayrı olarak değerlendirilir. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
SONUÇ YERİNE Son yıllarda özellikle mevzuat hükümlerinin arkasını dolanma anlamında çok sık uygulanan ve yozlaştırılan taşeronluk müessesi yeniden ele alınmak ve amacına uygun bir hale getirilmek durumundadır. Bahsi geçen durum taşeron işçilerinin iş sağlığı ve güvenliği hükümlerinin kapsamına alınması açısından da önemlidir. Aynı çalışma ortamı içerisinde, aynı işi yapan işçiler arasında uçurum oluşturacak bir şekilde çalışma şartları ve sosyal hakların mümkünlüğü, iş sağlığı ve güvenliği hukukunu da ilgilendiren bir durumdur. DEVLET BU ALANDA GEREKLİ DÜZENLEMEYİ YAPMALIDIR. Prof. Dr. M. Fatih UŞAN
Sabrınızdan ötürü TEŞEKKÜRLER Prof. Dr. M. Fatih UŞAN