İstişare İstişare, bir işe başlamadan önce, bilgisine, tecrübesine ve ahlakına güvenilen kimselerle düşünce alışverişinde bulunmak, onlara danışmak demektir.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Hz. Muhammed’in Sözleri
Advertisements

HZ.MUHAMMED’İN HAYATINDAN ÖRNEK DAVRANIŞLAR
HZ. MUHAMMED GÜVENİLİR BİR İNSANDI
Hz. Muhammed (s.a.v.) İnsanlara Değer Verirdi
- Bilgi Taassubu Önler BİLGİ TAASSUBU ÖNLER.

Evet, bildiniz: “Bismillahirrahmanirrahim” yazıyor.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Performans Ödevi
Bilgidagi.com.
İlköğretim DKAB Dersi 4. Sınıf 5. Ünite Sunusu
MEDİNE’DE İLK İCRAATLAR
Konu: Allah’a Güvenmek ( Tevekkül )
GÜZEL AHLÂK Din Görevlisi:.
KAVRAMLAR SERİYYE: Peygamber Efendimizin (sav) katılmadığı, sahabelerden birisinin başkanlığında gönderilen keşif veya savaşlara denir. GAZVE: Peygamber.
Kur’ân Doğru Bilgiye Önem Verir
Hz. Muhammed (s.a.v.) Bilgiye Önem Verirdi Bismillahirrahmanirrahim
- Hz. Muhammed Danışarak İş Yapardı
GÜZEL SÖZ VE DAVRANIŞLAR İLE İLGİLİ HADİS VE AYETLER
Hz. Muhammed(sav)’in Hayatı
3. Sempatik ve Esprili Konuşmak
Sorumluluk Bilinci.
2. Çocukların Anne Babaya Karşı Sorumlulukları
Hz. Muhammed (s.a.v.) Sabırlı ve Cesaretliydi
Hz. Muhammed Merhametli, Hoşgörülü ve Affediciydi
Kur'an Doğru Bilgiye Önem Verir
Aklın Dinî Sorumluluktaki Yeri ve Önemi
4. İbadetlere Devamlılığı
İNSANIN PAYLAŞMA VE YARDIMLAŞMA İHTİYACI
İTİKADÎ MEZHEPLER İslam dininin ilk dönemlerinde Müslümanlar arasında itikadi konularda herhangi bir şüphe ve farklı düşünce bulunmuyordu.
2. Nezaket.
3. İYİLİKTE YARIŞMALI VE YARDIMLAŞMALIYIZ
Başkalarının İnançlarına Hoşgörülü Olmak
Hz. Muhammed (s.a.v.) Bilgiye Önem Verirdi
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Hazırlayan: İsmail TÜRKMENOĞLU
4. Kendimize Karşı Sorumluluklarımız :
İnsan İradesi ve Kader İnsanı diğer varlıklardan ayıran en temel özellikler, -akıl -irade AKIL, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan ayırt.
4. Küçükleri Sevmek, Büyükleri Saymak
Hazırlayan:Ömer Faruk Şahin
ALLAH’A GÜVENMEK (TEVEKKÜL)
Çalışırım, Allah’ın Yardımına Güvenirim ve Başarırım.
HASTALARI ZİYARET ETMEK DİN KÜLTÜRÜ DERSİ Bakalım Peygamber Efendimiz Bu Konu Hakkında Ne Demiş?
HENDEK SAVAŞINI AMAÇ VE SONUÇLARIYLA AÇIKLAR Nadiroğulları ile Müslümanlar arasında ne olmuştu ? hatırlayalım.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 7. SINIF 4. ÜNİTE
3.1. Güzel Söz Söyleyelim 3.2. Güzel Davranışlarda Bulunalım
DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ : HAC NEDİR? VE NİÇİN YAPILIR? HAC NEDİR? Hac, yılın belirli günlerinde dinimizce önemli sayılan Kâbe, Arafat ve çevresindeki.
İSTİŞARE VE ÖNEMİ.
Hz. Muhammed.
Tereddütsüz İman ve Allah’a tam Güven
ÜNİTE KONULARI 1. Hz. Muhammed’in Doğduğu Ortam
İFRAT VE TEFRİT İfrat: Herhangi bir konuda gereğinden fazla ileri gitme, aşırıya kaçmak, ölçüyü aşmak anlamına gelir. Tefrit: Herhangi bir konuda geride.
Bünyamin yIldIz Riyazus Salihin dersleri 7 bölüm
Bugün neler öğreneceğiz?
ÜNİTE KONULARI 1. Hz. Muhammed’in Doğduğu Ortam
İlk Çağrı ve İlk Müslümanlar
ORUÇ İBADETİ 7. SINIF 2. ÜNİTE RAMAZAN AYI VE ÖNEMİ RAMAZAN AYI VE ÖNEMİ.
Sosyal ve kültürel hayat. Peygamberlikten önce Hz. Peygamber’in Mekke şehir devletinde herhangi bir görevi yoktu. O, peygamberlikten önce olduğu gibi,
MANEVİ TEMİZLİK KALP TEMİZLİĞİ
Bugün neler öğreneceğiz?
Bireysel Konularda İstişare
ALLAH’IN KULLARINI KONTROL ve DENETİMİ
Bugün neler öğreneceğiz?
Bugün neler öğreneceğiz?
Kimsesizlere Yardım Hz. Muhammed (s.a.v), hayatının her aşamasında fakir ve kimsesizlerle yakından ilgilenmişti. Onun bu güzel tavrı başta sevgili eşi.
Kur'an-ı Kerîm'in üçüncü suresi. Sure, Medine'de nazil olmuştur. Surenin 33. ayetinde Musa (a.s.)'in babası İmrân'dan bahsedildiği için İmrân Âilesi anlamına.
Peygamberimiz Ve Güzellik Zeynep Nur Balki 11/F 5172.
7. SINIF 1. ÜNİTE Melek ve Ahiret İnancı.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN İSTİŞAREYE ÖNEM VERMESİ. İstişare (danışma); bir iş için bilgi veya yol-yöntem sormak, danışmak, görüş almak, fikir alışverişinde.
RIYAZU’S SALIHIN BUNYAMIN YILDIZ
Peygamber ve İlahi Kitap İnancı 6. SINIF 1. ÜNİTE Ünite Konuları için tıklayınız.
Sunum transkripti:

İstişare İstişare, bir işe başlamadan önce, bilgisine, tecrübesine ve ahlakına güvenilen kimselerle düşünce alışverişinde bulunmak, onlara danışmak demektir. Kutsal kitabımız, istişare konusuna önem vermiş ve Peygamberimize, yapacağı işlerde istişare etmesini emretmiştir. Konu ile ilgili olarak Âli İmrân suresinin 159. ayetinde şöyle buyurmuştur: “…Yapacağın işlerde onlarla, müminlerle istişare et. Bir işe azmettiğin zaman da artık Allah’a tevekkül et. Muhakkak ki Allah, kendine tevekkül edenleri sever.”

Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah’tan vahiy alan bir peygamber olduğu hâlde, müminlerle istişare etmekle emrolunmuştur. İstişare, yapılacak işin karar aşamasına konuyla ilgili olan insanları dahil ederek bir sinerji (Bir işi yapmak ve sonuçlandırmak için varılan ortak istek, güç) oluşturulmasına vesile olmaktadır. Peygamberimiz istişare ederek, müminleri ilgilendiren pek çok meseleyi onların katkılarıyla çözüme kavuşturmuştur. Bununla birlikte, müminlerin kendi aralarında sorunlarını çözmede nasıl davranmaları gerektiği konusunda güzel bir örnek olmuştur.

Demek ki istişare, Müslümanlarda olması gereken önemli vasıflardan biridir. Nitekim Şûrâ suresinin 38. ayetinde mümin olan, iyi (salih) kimselerin özellikleri anlatılırken “…Onların işleri, kendi aralarında istişare iledir…” denilmektedir. Peygamberimizin hayatında, istişarenin önemli bir yer tuttuğunu ve onun pek çok işinde istişare ettiğini görmekteyiz. Ebu Hureyre, Peygamberimizin istişare etmesi ile ilgili şöyle demektedir: “Resulullah’tan daha fazla dostlarıyla istişare eden bir kimse görmedim.” (Tirmizi, Cihad 35).

İstişarenin Önemi Peygamberimizin önem verdiği konulardan biri de istişaredir. “Biriniz din kardeşine danıştığı zaman, danışılan adam ona yararlı gördüğü görüşünü belirtsin.” (İbn Mace, Edeb 37) buyuran Efendimiz, insanların bir araya gelerek görüş ve düşüncelerini ortaya koymalarını, bu yolla bir sinerji ve ortak akıl oluşturmalarını amaçlamıştır. Zira insanların istişare ve ortak akıl ile iş yapmaları, hem yapılan işin o toplulukta geniş bir kesim tarafından benimsenmesini kolaylaştırır hem de yanılma payını en aza indirir.

Peygamberimiz, müminleri ilgilendiren pek çok konuda ashabıyla istişare etmiştir. Örneğin, Bedir Savaşı’nda, kendilerine en yakın kuyunun başında durmuş ve orayı karargâh yapmak istemişti. Bu sırada ashaptan Hubab, Peygamberimize, “Ya Resulallah! Burayı, Allah’ın seni yerleştirmiş olduğu ve bizim ileri geri gitmeye yetkimiz olmayan bir yer olarak mı seçtin? Yoksa bu, bir görüş, bir savaş taktiği midir?” diye sordu. Peygamber Efendimiz, “Hayır, bu bir görüş ve bir savaş taktiğidir.” dedi. O zaman sahabi; “O hâlde Ya Rasulallah! Burası uygun bir yer değil, orduyu kaldır. Düşmana en yakın kuyuya gidelim. Orada bir havuz yapıp içine su dolduralım. Geride kalan kuyuları kapatalım, düşman istifade edemesin.” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Sen güzel bir fikre işaret ettin.” buyurdu ve sahabinin dediği şekilde hareket etti.

Peygamberimiz, Bedir Savaşı’nda ele geçirilen esirler konusunda da ne yapılması gerektiğini, savaşa katılan ashabıyla istişare etmişti. Putperestlerin kendilerine yaptıklarını affedemeyen bazı kızgın kimseler, onların hepsinin şiddetle cezalandırılmasını önerdi. Peygamberimiz bu görüşü beğenmedi. Affedici olanlar: “Ey Allah’ın elçisi! Bunlar bizim ne de olsa akrabalarımız, serbest bırakalım.” dediler. Peygamberimiz bunu da uygun görmedi. Öyle ya, yaptıklarının bir bedeli olmalıydı. Diğer fikirler de dinlendi ve sonunda Peygamberimiz şöyle karar verdi: Müşriklerden okuma yazma bilenlerin her biri on kişiye okuma yazma öğretirse serbest bırakılacaktı. Okuma yazma bilmeyen müşrikler ise fidye (tazminat) vereceklerdi. Bu isabetli karar sayesinde pek çok Müslüman okuma yazma öğrenmiştir.

İstişare konusunda örnek olabilecek başka bir durum da Hendek Savaşı’nda yaşanmıştı. Hendek Savaşı’nda, Medine’yi savunmak için şehrin etrafına hendek kazılması düşüncesi, yapılan istişare sırasında Selman-ı Farisi’nin verdiği ve bu düşüncenin uygulamaya konulduğu bilinen bir gerçektir. Efendimiz, bazen kendi görüşüne uygun düşmese de istişare sonucu alınan kararları uygulamaya koymuştur. Uhud Savaşı’nda kendisi Medine’de kalarak savunma savaşı yapmak taraftarı olduğu hâlde, ashabının meydan savaşı yapma konusunda ısrarcı olduklarını görünce, onların düşüncesine uygun davranarak, ordusuyla birlikte Uhud Dağı’nın eteklerine doğru hareket etmiştir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed, istişarenin önemiyle ilgili olarak “Allah’a yemin ederim ki istişare eden kimseler muhakkak önlerindeki tercihlerin en iyisine yönlendirilirler.” (Buhari, Edebü’l-Müfred 258) buyurmuştur. Bir kimse, tek başına düşündüğünde aklına getiremediği ihtimalleri, istişare yoluyla görme imkânına kavuşabilir. Bu sayede en iyi seçenek hangisiyse o yönde karar verebilmesi mümkün olur. Mevlâna Celaleddin-i Rumi şöyle demektedir: “Her şeyi anlayan, idrak eden akıl bile dostların ayrılığı ile yayı kırılmış okçu gibi şaşırır kalır.” O hâlde kişi, ne kadar akıllı olursa olsun, her şeyi bilmesi ve anlaması imkânsız olduğu için karşılaştığı meselelerde, işin erbabı olan birisine danışmadan karar vermemelidir.

İnsan için pek çok doğru olabilir İnsan için pek çok doğru olabilir. İstişare sadece doğruyu bulmak için yapılmaz. Günün şartlarına göre, doğrular içinden en uygun olanı bulup ortaya çıkarmak için de insanların ortak akıllarına ihtiyaç vardır. Bununla birlikte işin ehli olan kimselerin, bilgi, birikim ve tecrübelerine başvurulması, en güzel ve en doğru olan şeye ulaşmak konusunda büyük yararlar sağlar.

İstişare ederken göz önünde bulundurulması gereken en önemli noktalardan biri, kime veya kimlere danışılacağı konusudur. Bu husus, yapılacak olan işin hayırlı bir şekilde neticelenmesine önemli derecede etki eder. Nitekim Peygamberimiz; “İstişare edilen kimse güvenilen kimse olmalıdır.” (Tirmizi, Edeb 57) buyurmaktadır. Efendimizin bu uyarısını dikkate alarak, danışılacak kişinin, akıl ve tecrübe sahibi olmasına önem verilmelidir. Ayrıca bu kişinin dinî konularda bilgi sahibi olması, erdemli, samimi, sağlam fikirli ve keskin görüşlü olması da bu konuda dikkate alınmalıdır.

İstişare edilecek kişinin insan psikolojisinden anlamasına, doğruluk ve güvenilirlik gibi değerlere sahip olmasına da dikkat edilmelidir. Öte yandan, kapsamlı düşünemeyen, ahlaki zafiyetleri olan, gururlu ve kibirli kimselere görüş danışmanın, kişiye hiçbir yarar sağlamayacağı da iyi bilinmelidir. Görüşlerinde ve düşüncelerinde isabet eden kimseler bile bir iş yapmaya niyet ettiklerinde, başkalarıyla istişare ederler. Çünkü böyle kimseler, istişare ederek, kendi görüşlerini yoklama, zeka ve anlayışlarını deneme fırsatı bulurlar. Bu şekilde hareket etmekle düşüncelerini zinde tutarlar.

Herhangi bir konuda istişare etmek gerektiğinde, şu iki yöntemden biri kullanılabilir. Birincisi, birkaç kişiyle ayrı ayrı görüşülür, onların düşünceleri alınır; düşünceler hangi noktada daha çok birleşiyorsa, o uygulanır. İkincisi ise birkaç kişi toplanıp görüşleri sorulduğu zaman, her biri düşüncelerini söyler. Daha sonra herkesin görüşü tek tek incelenir ve en uygun görüşte karar kılınır.

Kendilerini beğenen, başkalarının görüş ve düşüncelerine değer vermeyen insanlar, genellikle kimseye danışmazlar. İşlerini kendi düşünceleri doğrultusunda yapmaya çalışırlar. Bu şekilde davranmak çoğu zaman yanlışlıklara sebep olur. Yapılan işlerden fayda yerine zarar elde edilir. Peygamber Efendimiz; “Danışıp, istişare ettikten sonra, kimse zarara uğramaz.” (Müsned-i Şihab, 669) buyurarak istişarenin başarıya ulaşmak ve hataları en aza indirmek için gerekli olduğunu hatırlatmaktadır. Atalarımız, “Akıl akıldan üstündür!” diyerek istişarenin önemine işaret etmişlerdir. İstişare kişiye, henüz işin başındayken, işin nasıl yapılacağına dair iyi bir yol haritası hazırlama imkânı sunar. İstişare, hem Kutsal Kitabımız’ın emri hem de Hz. Peygamberin sünnetidir. Mümin bir kimse yapacağı işlerden önce istişare etmeyi ihmal etmemelidir.

Ocak 2013