ÜLKELER ARASI KÖPRÜLER
OSMANLI DEVLETİ'NİN SON YILLARI 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başları Osmanlı Devleti'nin dağılma ve çöküş dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde büyük toprak kayıpları yaşanmıştır. Bu kayıpların temelinde iki önemli dış etken vardır: Bunlar; FransIz İhtİÂlİ(DEVRİMİ) SANAYİ İNKILÂBI(DEVRİMİ) TANIM Devrim : Mevcut sistemde yapılan köklü değişime denir.
a. Fransız İhtilali'nin Etkisi 1789'da Fransa'da yaşanan İhtilal, evrensel nitelikli sonuçlar doğurmuştur. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve ulusal egemenlik fikirleri yaygınlaşmıştır. Pek çok toplum, özellikle de imparatorlukların bünyesinde yaşayan farklı milliyetler bu akımlardan etkilenerek bağımsızlığını kazanmak amacıyla ayaklanmıştır. Yandaki tabloda Osmanlı Devleti'nden ayrılan Balkan ülkeleri verilmiştir. Bağımsız Ülkeler Ayrılış Tarihi Yunanistan 1829 Sırbistan 1878 Karadağ Romanya Bulgaristan 1908 Arnavutluk 1913
Yunan bağımsızlık savaşı Osmanlı Devleti'nde ilk ayaklanan toplum Sırplar olduğu halde ilk bağımsızlığını kazanan toplum Yunanlılardır. Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasında Batılı büyük devletlerin payı vardır. Bu devletler kendi kültürlerinin oluşumunu Antik yunan filozoflarının eserlerine borçlu olduklarını düşünmüşlerdir. Bu durum Yunanistan'a karşı bir sempati duymalarına yol açmıştır. Yunan bağımsızlık savaşı Sırp isyanının lideri Kara Yorgi
b. Sanayi İnkılâbı‘nın etkisi 18. yüzyılda İngiltere'de başlayarak tüm Avrupa'ya yayılan Sanayi İnkılâbı ile Avrupa'da ülkeler arasında ham madde ve pazar arayışı başladı. Ham madde bölgelerini ele geçirmek için ise kıyasıya bir rekabete giren ülkeler arasında çatışmalar yaşandı. Son yüzyıllarında yıpranmış ve ekonomisi dışa bağımlı hale gelmiş olan Osmanlı ülkesi, sömürgeci devletlerin işgaline uğradı. Yandaki tabloda Osmanlı ülkesinin işgal edilen bölgelerini görüyorsunuz. İşgal Edilen Yer Eden Devlet Yılı Cezayir Fransa 1830 Tunus 1881 Mısır ingiltere 1882 Trablusgarp italya 1911 Suriye 1917 Filistin 1916 Irak İngiltere Basra Musul 1918
Özetle bu iki dış gelişme Osmanlı sınırlarının daralmasına ve siyasi haritasının değişmesine yol açtı. Dağılmanın önüne geçmek isteyen Osmanlı Devleti bir takım ıslahat çalışmalarına yöneldi. Islahat ve Tanzimat fermanlarını ilan ederek demokratikleşme yolunda önemli adımlar attı. Meşrutiyeti ilan ederek halkın yönetime katılmasını sağladı. Tüm bu çalışmalar sırasında bazı fikir akımları yaygınlaştı. Bunlardan Osmanlıcılık fikri tüm Osmanlı halkını bir arada tutmayı savundu. Ancak bu fikrin gerçekleşmeyeceği Balkan Savaşlarında ortaya çıktı. Ümmetçilik yani tüm müslümanları biraraya toplama fikri I. Dünya Savaşı'nda Arapların, İngilizlerle ittifak kurması ile önemini yitirdi. Osmanlı tüm çabalarına rağmen dağılmaktan kurtulamadı.
OSMANLI DEVLETİ'Nİ SARSAN SAVAŞLAR A. Trablusgarp Savaşı (1911 - 1912) İtalya, küçük şehir devletlerinden oluşan prenslikler şeklinde yönetiliyordu. 1870'de bu prenslikler birleşerek İtalyan krallığını kurmuş ve kısa sürede sanayileş-mişti. Ancak sanayi için ham madde ve ürettiği malları satacak pazar bulması gerekiyordu. 1902'de İngiltere ve Fransa ile yaptığı anlaşmalarda bu devletler kendisine Trablusgarp'ı işgal hakkı tanıdı. Önemli bir sömürge alanı olan bölgeyi İtalya'ya vermelerinin amacı İtalya'nın güçlenmek te olan Almanya ile yakınlaşmasını önle-mekti. Zaten güçsüz olan Osmanlı Devleti bu işgale ne derece karşı koyabilirdi?
1911'de İtalya, Trablusgarp'ı işgal etti 1911'de İtalya, Trablusgarp'ı işgal etti. Bölge halkı İtalya'ya karşı bir direnişe girişti. Bu savaşta Mustafa Kemal, Enver Bey, Fethi Bey, Nuri Bey ve Ali Çetinkaya gizlice Trablusgarp'a gelerek halkı İtalyanlara karşı örgütlemişlerdi. Osmanlı Devleti'nin bölgeye gönderecek bir donanması yoktu. Mısır, İngiliz işgalinde olduğundan Trablusgarp ile kara bağlantısı da kopmuş durumdaydı. Gönüllü subayların örgütlediği halk Derne ve Tobruk şehirlerinde İtalya'ya karşı başarılı olunca İtalya, Osmanlı'yı barışa zorlamak için hem On İki Ada'yı işgal etti, hem de Çanakkale Boğazı'nı bombaladı. Bu sırada Balkan Savaşı da başlayınca Osmanlı Devleti 1912'de Uşi Anlaşması'nı imzalamak zorunda kaldı.
Sömürgeciliğe Karşı İlk Savaş Uşi Anlaşması ile; Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara bırakıldı. Ancak halk dini açıdan Osmanlı halifelerine bağlandı. On İki Ada geçici olarak İtalya'ya verildi. Sömürgeciliğe Karşı İlk Savaş Trablusgarp Savaşı Mustafa Kemal'in sömürgeciliğe karşı ilk savaşıdır. Yerel kıyafetlerle ve gizlice gittiği Trablusgarp'da halkı örgütleyerek Derne ve Tobruk'ta italyanların yenilgiye uğratılmasında etkili olmuştur.
B. Balkan Savaşları (1912 – 1913) Bu savaş başladığında iki ayrı savaşın yaşanacağını ve bunlardan ilkinin Osmanlı Devleti'ne ikincisinin Bulgaristan'a karşı olacağını elbette kimse bilemezdi. Savaşın asıl hedefi Osmanlı Devleti'ni Balkanlardan çıkararak, aldıkları toprakları aralarında paylaşmak olan Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan ve Karadağ bir ittifak kurmuştu. Osmanlı Devleti bu savaşta büyük bir yenilgiye uğramış ve Balkan toprakları olan Makedonya ve Trakya'yı terk ederek İstanbul'a kadar geri çekilmişti. (Midye - Enez hattı)
Bab-ı Ali Baskını I. Balkan Savaşı'nda alınan yenilginin sorumlusu olarak görülen Kamil Paşa Kabinesi, İttihat ve Terakki Partisi tarafından devrildi. Sabıkalılardan oluşan bir çete silah yoluyla hükümet üyelerini istifaya zorladı. Bir hükümet darbesi yaşandı. Enver Paşa, Cemal Paşa gibi adlar ön plana çıktı. Bu şekilde hükümet kurmaları tepki aldı. Ancak göreve geldikten sonra Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli'yi geri almaları tepkileri azalttı. Ancak asıl sorun bu toprakların kime ve ne şekilde paylaştırılacağıydı. Aralarında yaptıkları Londra Anlaşması Balkan devletlerini yeni bir savaşa sürükledi. Böylece II. Balkan Savaşı başladı. Bu defa Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Romanya paylaşımdan çok fazla toprak alan Bulgaristan'a karşı birleşti. Balkanlarda tüm bunlar yaşanırken Osmanlı Ülkesinde iki önemli gelişme gündeme oturdu. Arnavutluk'un bağımsızlığını ilan etmesi ve Bab-ı Ali Baskını. Balkan Savaşları sırasında yaşanan Bab-ı Ali Baskını 'ndan sonra Enver Paşanın etkinliği arttı.
Ülke yönetiminde İttihat ve Terakki Partisinin etkinliği arttı Ülke yönetiminde İttihat ve Terakki Partisinin etkinliği arttı. Balkan devletlerinin kendi arasındaki savaştan yararlanan Osmanlı ordusu taarruza geçirildi. Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli geri alındı. Balkan devletleri kendi aralarında Bükreş Anlaşması'nı imzalarken, Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında Atina, Bulgaristan ile de İstanbul anlaşmaları imzalandı. Günlük Yaşamla Bağlantı Balkan Savaşlarından günümüze ulaşan en önemli sorun Batı Trakya'da kalan Türkler sorunudur. Osmanlı Devleti'nin iskan politikası ile bölgeye yerleştirilen Türkler, Yunanistan ve Bulgaristan'da azınlık konumuna düştü. Yapılan anlaşmalarda kültürel serbestlik kazanmalarına rağmen 1980'li yıllarda özellikle Bulgaristan'ın uyguladığı asimilasyon (milli kimliği yok etme) politikaları bu ülkeden Türkiye'ye pek çok insanın göç etmesine neden oldu. Yanda resmi verilen dünya şampiyonu haltercimiz Naim Süleymanoğlu’da bu dönemde ülkemize göç etmiştir.
C. I. Dünya Savaşı (1914 - 1918) İnsanlar neden savaşır C. I. Dünya Savaşı (1914 - 1918) İnsanlar neden savaşır? On milyon asker ve sivilin ölümüne yol açan bu savaşın iki tür nedeni vardır. Genel Nedenler Ham madde ve pazar alanları olan sömürgeler için ortaya çıkan rekabet 3 Milliyetçilik akımının etkisi ile sınırların bozulması ve bu durumun yarattığı sorunlar Nüfusun artmasının ülkelerin ekonomik sıkıntı yaşamasına yol açması ve bu sorunu çözmek amaçlı politikaların çözümsüz kalması Silahlanma yarışı Devletlerin çıkarlarına göre bloklaşma içine girmesi Bu tabloda belirtilen nedenler tüm devletleri ilgilendiren genel sorunlardır. Özel (bölgesel) Nedenler İngilizlerin ve Fransızların sömürge alanlarını Almanlardan koruma isteği Rusların Panislavizm ile Almanların Pangermenizm düşüncesinin çatışması Almanya ile Fransa arasında Alsas - Loren bölgesi için çatışma yaşanması Rusların Balkanlardaki yayılma politikasının Avusturya Macaristan'ı rahatsız etmesi Bu tablodakiler ise iki devlet arasında yaşanan sorunlardır.
AVUSTURYA- MACARİSTAN Tüm bu sorunlar 19. yüzyılın sonlarından itibaren devletleri bir savaşa hazırlarken devletler olası bir savaşta yalnız kalmamak için bloklaşmaya gitmişlerdi. I. Dünya Savaşı öncesinde iki blok kurulmuştur. ÜÇLÜ İTİLAF ÜÇLÜ İTTİFAK İNGİLTERE ALMANYA FRANSA AVUSTURYA- MACARİSTAN RUSYA İTALYA Bu blok 1907'de kuruldu. Bu bloğa daha sonra ittifak bloğundan ayrılan İtalya dışında, ABD, Yunanistan, Japonya gibi pek çok devlet katıldı. Bu blok 1882'de kuruldu. Bu bloğa daha sonra Osmanlı Devleti ve Bulgaristan'da katıldı
Macaristan veliahtının bir Sırplı tarafından öldürülmesi sonucu savaş, Avusturya-Macaristan'ın 29 Temmuz 1914'de Sırbistan'a savaş ilanı ile başladı. Avusturya - Macaristan Veliahtı Neden Öldürüldü? Avusturya - Macaristan 1908 yılında Bosna Hersek'i ilhak etmişti. Bölgenin kendisine ait olduğunu kanıtlamak amacıyla Saraybosna'ya gezmeye giden Avusturya-Macaristan veliahtı, bir Sırp milliyetçisi olan Gavrilo Princip tarafından öldürüldü. Çünkü Sırplar Bosna Hersek'in kendi toprağı olduğunu iddia ediyordu. Alsas Loren Almanya ve Fransa sınırında iki kasaba olan Alsas ve Loren zengin demir ve kömür yataklarına sahiptir. Bu nedenle iki ülke arasında sürekli rekabet yaşanmasına yol açmıştır. Tarih içinde bir Fransa'nın bir Almanya'nın eline geçen bu şehirler günümüzde Fransız toprağıdır. Sık sık el değiştirmesi nedeniyle bölgede sürekli ana dil, yasalar ve eğitimde değişim yaşamıştır.
Osmanlı Devleti'nin Savaşa Girmesi İttihat ve Terakki Partisi I. Dünya Savaşının Almanya tarafından kazanılacağından oldukça emindi. Savaşa girmek gerektiğini özellikle de Almanya ile güç birliği yapmanın zorunlu olduğunu savunuyorlardı. Osmanlı Devleti savaşı kazandığı taktirde kaybettiği topraklarını geri almayı ve eski gücüne ulaşmayı hedefliyordu. Almanya ile 2 Ağustos 1914'te gizli bir ittifak anlaşması yapıldı. İtilaf Devletleri ise bu ittifaktan habersizdi ama Osmanlı Devleti'nin savaşa girmek istediğinin farkındaydılar. Osmanlı askeri gücünün yetersiz olduğunu biliyorlar ancak tarafsız kalmasını istiyorlardı. Çünkü Osman- lı Devleti'nin savaşa girmesi bir anda cephe sayısını artıracak, Rusya ile olan bağlantı kopacaktı. Ayrıca Boğazlar ve Süveyş Kanalı Osmanlı hakimiyetinde olduğu için sömürge- ler ile bağlantı kopabilirdi. Osmanlı Padişahı V. Mehmet Reşat
İngiliz donanmasının önünden kaçan iki Alman zırhlı gemi Çanakkale Boğazına sığındı. Goben ve Breslaw adlı bu gemileri Osmanlı Devleti satın aldığını bildirdi. Gemilerin adı Yavuz ve Midilli olarak değiştirildi. Bu gemiler Enver Paşa'nın bilgisi dahilinde Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki Sivastopol Limanı'nı bombaladı. (28 - 29 Ekim 1914) Bu tarihe kadar tarafsız olduğunu ilan etmiş olan Osmanlı Devleti savaşa girmiş oldu. Mustafa Kemal'in I. Dünya Savaşı'na Bakışı Savaş başlar başlamaz Almanların Fransızlara Marn'da ; yenilmeleri olayından sonra Mustafa Kemal, Sofya’da bulunan Fethi Bey'e savaşı kazanmanın imkansızlığını belirtmiş, hükümete en az bir yıl beklemesini önermiştir. Bu onun ileri görüşlülüğünün kanıtıdır.
Osmanlı Devleti'nin Savaştığı Cepheler
Osmanlı Devleti'nin Savaştığı Cepheler a. Kafkas Cephesi : Sivastopol'ün bombalanması sonucu Ruslar Kafkasya üzerinden Osmanlı Devleti'ne savaş açtı. Enver Paşa'nın komutasındaki birlikler Sarıkamış Harekatı'nda çok ciddi kayıp verdi. Erzurum, Muş ve Bitlis Rusların eline geçti. 1915'te çıkarılan Tehcir (Zorunlu Göç) Yasası ile Ruslarla işbirliği yapan Ermeniler Suriye'ye gönderildi.
Bu cepheye daha sonra Mustafa Kemal atandı Bu cepheye daha sonra Mustafa Kemal atandı. Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. 1917'de Rusya'da çıkan Bolşevik Devrimi ile Rusya'da çarlık rejimi yıkıldı. Yeni kurulan Sovyet Rusya ile imzalanan 1918 Brest - Litowsk Anlaşması ile Rusya savaştan çekildi. Bu cephe, Rusların işgal ettiği yerleri (Kars, Ardahan, Batum) iadesi ile kapandı. Tehcir Yasası Çarlık Rusya, Ermenileri, Doğu Anadolu'yu da içine alan Büyük Ermeni Krallığı'nı kurmak konusunda teşvik edince Ermeniler, Kafkas Cephesinde Rusları desteklemiştir. İttihat ve Terakki Partisi 1915'te çıkardığı Tehcir Yasası ile Ermenileri Suriye Halep'e göçe zorladı. Bu yasanın uygulanması sırasında yaşanan olaylar günümüzde Türkiye'ye yönelik "Ermeni Soykırımı İddiası"nı gündeme getirmiştir. Bu konu hâlâ tartışılmaktadır.
b. Çanakkale Cephesİ : Bu cephe İngiliz ve Fransızların saldırısı sonucu açıldı. Bu cephe ile bu devletler şunları hedefliyordu: İstanbul ve boğazları denetim altına alarak Osmanlı Devleti'ne son vermek. Böylece cephe sayısını artırmak, yani savaşın ömrünü kısaltmak. Bolşeviklerle bir iç savaşa girişmiş olan Çarlık Rusya'ya denizden yardım ulaştırmak. (Çünkü Rusya savaştan çekilirse güçlü bir müttefik kaybedilmiş olacaktı.)
Çanakkale Boğazı'ndan saldırıya geçen itilaf donanmaları buradan geçemedi. Boğaza Nusret Mayın gemisi, mayın döşemişti. Bunun üzerine Gelibolu'dan çıkarma yapıldı. Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar'da süren mücadelelerde Mustafa Kemal'in askeri dehası ve komuta yeteneği ile başarılar elde edildi. Gelibolu Yarımadası itilaf devletlerinin işgalinden kurtarıldı. Bu cephede hem itilaf devletlerinden hem de Osmanlı kuvvetlerinden toplam 500 bin insan ölmüştür. Denilebilir ki I.Dünya Savaşı'nın en kanlı cephesidir.
Savaşın ömrü iki yıl uzadı. Osmanlı Devleti'nin Zaferi ile bu cephe kapanmıştır. Bu cephe sonrasında; Rusya'ya gereken yardım ulaşmadığı için Rusya'da devrim oldu. Çarlık rejimi yıkıldı. Bulgaristan ittifakların yanında savaşa girdi. Böylece kara bağlantısı sağlandı. Savaşın ömrü iki yıl uzadı. İtilaf devletlerinin yenilebileceği kanıtlandı. Sömürgelerde bağımsızlık ümidi arttı. BİLİYORMUSUNUZ? ANZAC Kısaltmanın açılımı Australian and New Zeland Army Corparation'dur. (Avustralya ve Yeni Zelanda Ordu Birlikleri) Çanakkale Savaşı'nda mücadele eden bu askerler bu savaşa İngiliz sömürgesi olan ülkelerden toplanmıştır. Mısır' da kısa bir askeri eğitim aldıktan sonra cepheye gönderilmiş olan ANZAC askerlerinin çoğu ölmüştür. Anzak anıtı
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu boğaz harbi nedir. Var mı ki dünyada eşi ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En keşif orduların yükleniyor dördü beşi Tepeden yol bulmak için Marmara'ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı Nerede gösterdiği vahşetle "bu bir Avrupalı" Dedirir... yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi Varsa gelmiş, açılıp mahpesi, yahut kafesi. Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer, Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer Yedi iklimi cihanın duruyor karşısında Ostralya'yla beraber bakıyorsun : Kanada Çehreler Başka, lisanlar deriler rengarenk Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk! Mehmet Akif Ersoy, Safahat
c.Irak - Basra Cephesi : İngilizler bu cepheyi, Orta Doğu petrol bölgesine egemen olmak, sömürgeler ile bağlantı kurmak ve Çarlık Rusya'ya karadan, Kafkasya üzerinden yardım ulaştırmak hedeflerine yönelik açtı. 1916 yılında Kutul Amare'de Osmanlı birliklerine yenilen İngilizler sömürgelerinden getirdikleri destek kuvvetlerle Musul'a kadar ilerledi. d.Kanal Cephesi : Bu cephe Almanların desteği ile Osmanlı Devleti tarafından açıldı. Osmanlı Devleti diğer cephelerde savunma savaşı verirken bu cephede taarruz halindedir ve aslında bu cephe tek taarruz cephesidir. Cephenin açılma amacı kaybedilen toprakları geri almak ve Süveyş Kanalı'nı kontrol ederek İngilizlerin sömürgeleri ile bağlantısını kesmekti. Bu cephede İngilizler, Osmanlı ülkesindeki Araplardan destek alarak başarı sağladılar. Almanya'dan da beklediği desteği alamayan Osmanlı orduları geri çekilmeye başladı.
f.Yemen ve Hicaz Cepheleri: Tanım Ümmetçilik: Tüm Müslümanları Osmanlı halifesinin hakimiyetinde birleştirme fikrine denir. f.Yemen ve Hicaz Cepheleri: Bu cephede Osmanlı Devleti İngilizlerin desteği ve bağımsız devlet kurma sözü verdiği Arap kabileleri ile mücadele etti. Müslümanlar ile savaşılması halifenin birleştirici bir güç olmaktan çıktığını ve ümmetçilik fikrinin önemini yitirdiğini kanıtladı. Oysa Almanlar, Osmanlı Devleti'nin dini gücüne çok güvenmiş hem Osmanlı ülkesindeki hem de İngilizlerin sömürgelerindeki Müslümanların halifeye destek vereceğini düşünmüşlerdi. e.Filistin - Suriye Cephesi : Bu cephe kanal cephesinin bir devamıdır. Geri çekilen Osmanlı Devleti önce Filistin'i sonra da Suriye'yi kaybetti. Osmanlı ordusunun komutanı Alman General Linman Von Sanders, Almanya'ya çağrılınca yerine Yıldırım Orduları Grup Komutanı olarak Mustafa Kemal atandı. Hatay'ın elden çıkmasını önledi. Kısa bir süre sonra Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanınca görev teslimi için İstanbul'a gitti.
/. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı sınırları (Misak-ı Milli) Bu cepheler dışında Osmanlı Devleti müttefikleri olan Avusturya - Macaristan ve Bulgaristan'a destek vermek için Galiçya, Makedonya ve Romanya cepheleri'nde de savaştı. /. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı sınırları (Misak-ı Milli)
ABD'nın savaşa girişi ve Wilson ilkeleri (1917) 1917'de Çarlık Rusya'nın yerine kurulan Sovyet Rusya, savaştan çekildiğini ilan edince İtilaf Devletleri önemli bir müttefik devleti kaybetti. Almanların savaşı kazanacağından endişe etmeye başlandı. Rusya'nın yerine güçlü bir müttefik gerekiyordu. Yıllardır süren savaş iki tarafı da yıpratmıştı. ABD itilaf devletlerine, Wilson ilkelerini kabul ettirerek savaşa girdi. İtilafların ABD gibi bir gücü yanına alması ile savaşı kazanan taraf İtilaf Devletleri oldu. Wilson İlkeleri ABD Başkanı Woodrow Wilson savaşa itilafların yanında girmeden önce Wilson ilkelerini yayımladı. Bu ilkelerden birkaçı aşanda verilmiştir: Yenilenler yenenlere savaş tazminatı ve toprak vermeyecek Her ulus nüfus olarak çoğunlukta olduğu yerler de kendi kendine karar verecek Osmanlı Devleti'nin Türk olan kısımlarında egemenliği sağlanacak bölgeler serbest geçişe açılacak. Küçük, büyük bütün devletlerin egemenlik ve toprak bütünlüklerini karşılıklı olarak garanti altına alacak bir milletler cemiyeti kurulacak
Savaşı bitiren barış anlaşmaları şunlardır: Arabistanlı Lawrance Thomas Edward Lawrance, ingiliz arkeologu ve casusudur. Casusluğa I. Dünya Savaşı sırasında askerlik göreviyle başladı. Arapların davasını içtenlikle benimsemiş görünerek bu çevrede kendisini kabul ettirdi ve Arap halklarını Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklandırarak İngiltere'ye bağlı hâle getirme idealini uygulamaya koydu. 1917'de Hicaz Emiri Şerif Hüseyin'in oğlu Faysal'ın irtibat subayı oldu. Yenilen devletlerle ateşkes anlaşmaları imzalandı. Osmanlı Devleti oldukça ağır hükümler taşıyan Mondros Ateşkes Anlaşması'nı (30 Ekim 1918) Limni adasında imzaladı. 18 Ocak 1919'da Paris Barış Konferansı düzenlendi. Yenilen devletlerle yapılacak çalışmaların taslakları hazırlandı. Savaşı bitiren barış anlaşmaları şunlardır: Bulgaristan - Nöyyi Anlaşması Avusturya - Saint Jermen Anlaşması Macaristan - Trianon Anlaşması Almanya - Versay Anlaşması Osmanlı Devleti - Sevr Anlaşması Bu anlaşmalardan Osmanlı Devleti ile imzalanan Sevr Anlaşmasının taslağı 1920'de San Remo Konferansı'ndan hazırlanmıştı. Bu anlaşmanın diğerlerinden daha sonra imzalanmasının nedeni Osmanlı Devleti'ni paylaşma konusunda netlik sağlayamamalarıdır. Limni Adası
I. Dünya Savaşı'nın Sonuçları On milyon insanın ölümüne yol açan bu savaşın sonucunda, üç imparatorluk yıkıldı. (Avusturya -Macaristan, Çarlık Rusya, Osmanlı Devleti) Sömürgeciliğin yerini aslında aynı anlama gelen manda ve himaye sistemi aldı. Ulusal nitelikli devletler kuruldu. (Çekoslovakya, Letonya, Polonya, Ukrayna) Demokratik rejimler yaygınlaştı. Dünya barışını korumak için Milletler Cemiyeti kuruldu. I. Dünya Savaşı Anadolu halkı için aslında sona ermedi. Çünkü imzalanan Mondros ve Sevr anlaşmalarını onaylamayan halk, Mustafa Kemal liderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlattı.