SUNUMU HAZIRLAYAN:STJ.AV.DENİZ GÖMRÜKÇÜ. Güncel Türkçe Sözlük’te “sır” sözcüğünün Arapça bir sözcük olduğu belirtilip, “Varlığı veya bazı yönleri açığa.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
CEZA SORUŞTURMASI.
Advertisements

HUKUK Hukuk Okuryazarlığı - Tarafım, Tarafsın, Taraf -
Prof. Dr. Muhammet ÖZEKES
Dernekler Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler
SENDİKALAR MEVZUATININ İNCELENMESİ
İSTANBUL BAROSU AVUKATLARI MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI
AİLE HUKUKU İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü
Türkiye’de e-sağlığın hukuki çerçevesi
KİŞİSEL SAĞLIK VERİLERİNİN KORUNMASINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Sevil NEŞELİ DEMİRBAŞ Hukuk Müşaviri.
HUKUKSAL SÜREÇ Anayasamızın 60. maddesi sosyal güvenlik konusunda kesin hüküm getirmiştir. Anayasa Madde 60: “ Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
UYGUN AVUKATLIK BÜROSU NİSAN 2011 BİLGİ NOTU I Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru.
AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN İLKELERİ
TCK 184 İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA
Stj.Av.Abdullatif Ağgürbüz
ÖNEMLİ NİTELİKTEKİ İŞLEMLER
TÜRKİYE’DE MÜSADERE SİSTEMİ 23 MAYIS 2012
Kartal Belediyesi KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 2010 YILI FAALİYETLERİ.
İhaleye Fesat Karıştırma Kamu kurum veya kuruluşları adına; -Mal veya Hizmet İhalesi Yapan -Satım İhalesi Yapan -Kiralama İhalesi yapan -Yapım İşi İhalesi.
Candaş İLGÜN YARGITAY ÜYESİ.
TÜRKİYE'DE TRANSFER FİYATLANDIRMASI UYGULAMALARI Ersin NAZALI, LL.M., MSc Avukat, E.Hesap Uzmanı Vergi Bölümü Yöneticisi 12 HAZIİRAN 2013.
HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUK
4703 SAYILI ÜRÜNLERE İLİŞKİN TEKNİK MEVZUATIN HAZIRLANMASI VE UYGULANMASINA DAİR KANUN Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Çevre.
T.C.K.'da meslek mensubuna uygulanabilecek cezai yaptırımların irdelenmesi Bekir BAYKARA Avukat.
4703 SAYILI KANUN 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun 11/07/2001 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de.
İhalelere Katılmaktan Yasaklama Kararı Verilirken Uyulacak Hususlar Alattin ÜŞENMEZ Mali Hizmetler Uzmanı Alattin ÜŞENMEZ.
Ticari İş ve Ticari Yargı
MÜGENUR BAŞÇOBAN 162 6/B.
MEB – ÇİM İŞBİRLİĞİ SAMSUN ÇOCUK İZLEM MERKEZİ.
İCRA TEŞKİLATI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi
AVUKAT 1.AVUKAT KİMDİR 2.AVUKATIN GÖREVLERİ NELERDİR
FİZİKSEL VE CİNSEL İSTİSMARIN YASAL BİLDİRİMİ
FOTOĞRAF & TCK.
İDARE HUKUKU BİRİNCİ BÖLÜM Öğr. Gör. A. Çağlar ERKAN.
PROF. DR. YASEMİN IŞIKTAÇ
İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU
Müracaat ve Şikayetler
İŞ SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN BORÇLAR
Bilişim Suçlarına Yönelik Mevzuat. İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU YAYINLAR YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE EDİLMESİ HAKKINDA.
KAMU GÖREVLİLERİNİN UYMALARI GEREKEN ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ.
MEMURLARIN YARGILANMASI
TEKİRDAĞ BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU
1 Hukuk kuralları hangi şekillerde ortaya çıkmaktadır?
Eşitlik İlkesini Uygula
Ahmet ARDIÇ Tetkik Hâkimi ADANA. - TCK TCK ÖZEL AF - YASAMA DOKUNULMAZLIĞI - DAVA NAKLİ 2.
Bilgi Teknolojileri ve Bilişim Hukuku Öğr. Gör Mehmet Akif BARIŞ.
RÜŞVET TCK 252. MADDE.
Avukatın Düşüncelerini Olgun ve Objektif Biçimde Açıklama Yükümlülüğü.
İ LK AVUKATA YAZIYLA B İ LG İ VERME YÜKÜMLÜLÜ Ğ Ü.
1. Aşağıdakilerden hangisi iddia veya savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı kapsamında değildir?   a) Dosyadan anlaşılamayan itirazların.
Yasalar AYDIN GÖKMEN. YASA NEDİR*? Devletin yasama gücünce belli biçimlere uyularak düzenlenen ve yürürlüğe girdikten sonra herkesin uyması zorunlu olan,
Aldatıcı hareket veya dürüstlük kurallarına aykırı diğer şekillerde ekonomik rekabetin her türlü kötüye kullanılmasıdır.  Başka bir işletmeye ait ürünlerin,
DAVA İŞLEMLERİ 17 – 21 EKİM 2016.
Av. Bilge Aydın Temiz BİLGE AYDIN TEMİZ
ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ
Türkiye’de Cinsel İstismar Bildirimi Nasıl Yapılmalı?
AB’DEVERGİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI
ULUSLARARASI CEZA HUKUKU
YALNIZLIK GİZLİLİK SAMİMİYET
ADALET PSİKOLOJİSİ YILI GÜZ DÖNEMİ 3. Ders 13 Ekim Cuma.
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR MAHKEMELERİ
İŞ MAHKEMELERİ.
1982 TARİHLİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’NDA İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ Prof. Dr. Yasemin KARAMAN KEPENEKCİ Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi.
Yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de hukuki sonuç bağlanması: Tanıma/ Tenfiz Yabancı mahkemelerin kararları Türkiye’de kendiliğinden hukukȋ sonuç doğuramaz.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
I. Anayasa Mahkemesi’nin Yapısı
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA CEZA SORUŞTURMASI USULÜ
9.BASININ MANEVÎ ZARARDAN SORUMLULUĞU
HUKUK BAŞLANGICI 12.
Sunum transkripti:

SUNUMU HAZIRLAYAN:STJ.AV.DENİZ GÖMRÜKÇÜ

Güncel Türkçe Sözlük’te “sır” sözcüğünün Arapça bir sözcük olduğu belirtilip, “Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey” şeklinde açıklanmaktadır Görüldüğü gibi sözcüğün anlamı açıklanırken “gizlilik”, “mahremlik”vurgusu yapılmıştır. Peki bir şeye, bir bilgiye, bir duruma, “başkalarının bilme, ulaşma alanı”ndan uzak tutma özelliği veren nedir? “Sır” sözcüğüne bu “kapalı alanda kalma hakkı”nı veren değer yargısının toplumsal hayattaki işlevi nedir? Bir bilginin veya şeyin “sır” niteliği taşıdığı neye göre belirlenmektedir?

Bir bilginin veya şeyin “sır” niteliği taşıdığı neye göre belirlenmektedir? Bu konuda soracağımız soruların yanıtlarının hep soyut kalacağı kuşkusuzdur. Bu nedenle de nelerin sır kapsamına girdiği, hukuksal alanda somut düzenlemelere bağlanamamıştır. Bu alandaki düzenlemelerin soyutluğu, “takdir hakkı” kullanılarak giderilmeye çalışılmıştır ama bu konuda yine de tam bir uzlaşma sağlanamamıştır. “Sadakat borcu”nun gereği olarak saklanması gereken “sır” kavramı üzerinde görüş birliğine ulaşmak, bu soyutluk nedeniyle mümkün olamamaktadır. Değişik hukuk sistemlerinde ve buna bağlı olarak doktrinde görülen kavram farklılıkları ve bu kavramlara verilen değişik anlamlar, konuya farklı çözümler getirilmesine yol açmıştır.

Hukuksal Alanda Sır A vukatlık Kanunu’nun “Avukatın Hak ve Ödevleri” başlığı altında düzenlenen 36. maddesi şöyle: Madde 36 - Avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi, gerekse, Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır. Avukatların birinci fıkrada yazılı hususlar hakkında tanıklık edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatini almış olmalarına bağlıdır. Ancak, bu halde dahi avukat tanıklık etmekten çekinebilir. (Ek cümle: 02/05/ /24. md.) Çekinme hakkının kullanılması hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz. Yukarıki/yukarıdaki hükümler, Türkiye Barolar Birliği ve baroların memurları hakkında da uygulanır.”

BURAYA KADAR Burada sorulacak soru şudur: Görev nedeniyle öğrenilen her bilgi, her husus “sır” kapsamına girmekte midir? Bu konuda hukuksal alanda bir uzlaşma sağlanamadığı görülmektedir. Fakat şunu söylemek mümkündür: Avukatların görevleri dışında elde ettikleri bilgiler, öğrendikleri hususlar sır kapsamı içinde görülmemektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 46. maddesi şöyle düzenlenmiştir: “Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır: a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler.” Verdiğimiz tüm bu bilgilerden ve yasal düzenleme örneklerinden anlaşılıyor ki “özel hayatın korunması ve dokunulmaz kılınması”nın önemi nedeniyle avukatlara “sır saklama yükümlülüğü” yüklenmiştir.

Uluslararası Hukukta Sır Saklama Yükümlülüğü Avukat sırrı, görevden ayrılsa da açıklamamak zorundadır", "Bu zorunluluk avukatın ortaklarını, stajyerlerini ve büro görevlilerini de kapsar. (Uluslararası Barolar Birliği Oslo Kararları, Madde 14)

“Müvekkilinin sırlarının mutemedi/güvencede olması ve kendisine özel bilgi ve mesajlar geçirilmesi avukatın görevinin gereğidir. Sırrın olmaz ise güven de olmaz. Dolayısıyla, meslek sırrını korumak, avukatın hem hakkı, hem de başlıca ve temel görevidir.” “Avukat müvekkili veya müvekkilinin işleri çerçevesinde üçüncü şahıslar hakkında kendisine müvekkili tarafından verilmiş bütün gizli bilgilerle sırlara saygı göstermek zorundadır. Bu zorunluluk zamanla sınırlı değildir.” (AB Meslek Kuralı)

Sır Saklama Yükümlülüğünün İstisnaları Bu yükümlülük kapsamına kuşkusuz ki; avukatın mesleği dolayısıyla veya mesleğini icra ederken öğrendiği hususlar girmektedir. Öyleyse sırrın öğrenilmesi ile avukatlık mesleği arasında bir nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Yoksa meslekle veya mesleği inşa ederken öğrenilmeyen başka türlü öğrenilen bilgilerde avukatlık sırrı söz konusu olmayacaktır. Avukatın; görev yaptığı dosyadan, mahkemeden, karşı taraftan edindiği bilgiler meslek sırrı sayılır.

Sırrın açıklanmasında ise, iş sahibinin muvafakati var ise veya sırrın açıklanmasında menfaati varsa avukat sırrı açıklayabilir. Vekâlet görevinin yerine getirilmesi için sırrın açıklanması zorunlu ise, bu takdirde sır saklama zorunluluğu ortadan kalkar.

Peki ama avukatın vekalet ücreti alacağının tahsili için iş sahibi aleyhinde açtığı davada, ispat için avukatlık sırrını açıklayabilecek midir? Bu konu tartışmalı olmakla birlikte, vekâlet ücreti alınan davanın büyüklüğüne göre değişeceğinden ve davanın tam tespitinin de ancak bu sırların ortaya konulmasıyla mümkün olacağından, sır saklama yükümlülüğü bu durumda ortadan kalkar denilmekte, Başka bir görüşte ise; böyle bir davada avukat yine sır saklama yükümlülüğü altında olacak ama ispat yükü yer değiştirecek ve vekâlet ücreti davasındaki ücreti davalı iş sahibi kanıtlayacaktır.

Peki iş sahibi avukat aleyhinde tazminat davası açarsa sır saklama yükümlülüğü devam edecek midir? Bu durumda ise avukata hala bu yükümlülüğün yüklenmesi çok ağır olur ve Anayasa’nın 31. maddesinde belirtilen “savunma hakkı”na aykırı olur. Çünkü neticede bu olaydaki avukatın savunma malzemeleri, iş sahibi ile arasındaki gerçek ilişkiyi kanıtlayan olaylar bu sırlardır. ​

Avukatın sır saklama yükümlülüğünün bazı durumlarda ortadan kalktığı görülüyor. Bunlar istisnaları oluşturur. Bu istisnalardan biri de TCK’nin 278. maddesidir. Bu madde şöyle düzenlenmiştir: “MADDE (1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” Bu madde kapsamına avukatların da girip girmediği konusunda hukukçular arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Bu maddenin Avukatlık Kanunu’nun 36. maddesiyle çeliştiğini ileri süren hukukçuların yanında, avukatların da suçu ihbar etme yükümlülüğü altında olduklarını savunanlar da bulunmaktadır. Bizce hiçbir gerekçe, suçu ve suçluyu korumak amacıyla kullanılamaz. Bu nedenle de avukatlar da TCK 278’in kapsamında görülmelidir.