Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

İnka medeniyeti.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "İnka medeniyeti."— Sunum transkripti:

1 İnka medeniyeti

2

3 , Güney Amerika'nın batı kıyısındaki And Dağları bölgesindeki Cuzco şehri civarında kurulmuşlardır.Başkenti cuzco’dur.

4 Bu bölge çok değişik iklim ve doğa koşullarını içermektedir
. Bu bölge çok değişik iklim ve doğa koşullarını içermektedir. And Dağlarının batı kıyısında çöl ve vadiler yer alırken, yine bu dağlarının kuzey doğu kesimlerinde ise tropikal bir yağmur ormanı iklimi hakimdi.

5 İnkalar, Şehirlerini ve kalelerini çoğunlukla And Dağları'nın yüksek kesimlerdeki dik ve sarp yamaçlara inşa . İnka evlerinin duvarlarda taş kullanılmış ve çatıları da otla yapılmıştır.

6 İnka toplumu çok sıkı bir hiyerarşik düzen içindeyd
İnka toplumu çok sıkı bir hiyerarşik düzen içindeyd . Birçok değişik toplum kademeleri vardı ve bu kademelerin en üstünde Sapa (Baş rahip ve yönetici) ve ordu kumandanı bulunuyordu.

7 Bunların altında tapınaklardaki rahipler, mimarlar ve ordu komutanları geliyorlardı. En alttaki iki sınıf ise zanaatkarlar, ordudaki subaylar, çiftçiler ve çobanlardı. Vergilerini altın olarak ödemek durumundaydılar ve bu vergiler yüksek sınıflara dağıtılmaktaydı.

8 İnka ören yerlerinde yapılan kazılarda, İnka kraliyet ailesine ait kişilerin mumyalaşmış cesetleri bulunmuştur. And Dağlarının yüksek tepelerindeki buzların içinde kalarak günümüze kadar ulaşmışlardır.

9 İnkalar'ın 40.000 nüfuslu bir orduları vardı

10 Güney Amerika'da, Andlar'daki kuru mağaralarda yapılan araştırmalarda bulunan organik kalıntılar MÖ. 6500'lü yıllarda bitkilerin yetiştirildiğini göstermektedir

11 Bu kalıntılar arasında yerel patates türleri ile fasülye ve yerel kırmızı biber türleri yağmur ormanlarından doğu bölgelerine uzanan yerlerde bulunmuştur. Bu da Güney Amerika'daki ilk tarımın Amazon bölgesinde başladığını göstermektedir. Ancak bölgenin nemli yapısı nedeniyle yapılan bu tarımla ilgili günümüze ulaşmış bir organik kanıt yoktur. Fakat bölgede bulunan MÖ. 2000'li yıllardan kalma tarım işlenmesi ile ilgili çanak-çömlek kalıntıları bunun ispatı olmaktadır.

12 Bu dönemde And bölgesindeki köylüler, yerel kaynakları kullanmak adına değişik teknikler geliştirmişlerdir; Kıyı bölgelerinde balıkçılık geliştirilmiş, iç bölgelerde sulu tarım yapılmış, daha yüksekce bölgelerde patates yetiştirilmiş ve dağlık bölgelerde ise lama ve alpakalardan yün ve et üretimi yani hayvancılık yapılmıştır.

13 Dini inançları İnkaların tapındıkları tanrılardan oluşan çok tanrılı bir dinleri vardı. Yaratıcı konumunda bir tanrı ve onun yarattığı birçok başka tanrı vardı. Ayrıca toprak ana ve deniz ana konumunda bulunan tanrıçalar da vardı. Bu tanrılardan bir kısmı: Viracocha - Yaratıcı tanrı İnti - Güneş tanrısı Mama Quilla - Ay Ana , Ay tanrıçası İlyapa - Hava durumu tanrısı (iklim tanrısı)

14 İnka mimarisi

15 İnka mimarisi üç temel kavram üzerine kurulmuştur: hassaslık, kullanışlılık ve sadelik. İnka mimarisinin temel anlayış prensibi "Az çoktur!" olmuştur. İnka mimarisindeki en baskın biçim basit ancak zarif ve mükemmel bir şekilde kullanılmış olan "ikizkenar yamuk" şeklidir. İkizkenar yamuk biçimindeki kapılar, pencereler ve duvarlardaki nişler her tipteki inka yapısında görülmektedir.

16   Aztek Uygarlığı . On beşinci yüzyıl ile on altıncı yüzyıl başları arasında, bugünkü Meksikanın orta ve güney kesimlerinde büyük bir imparatorluk kurmuş olan kavim. başkent Tenochtitlan dır.

17

18 Nabuva dili konuşurlar.

19 tüm toprakların entansif biçimde ekildiği, gelişkin bir sulama ve bataklık kurutma sistemine dayalı olağanüstü tarım düzenleri yatar. Bu yöntemlerle sağlanan yüksek verimlilik, zengin ve kalabalık bir ülkenin doğmasını sağlamıştır.

20 Aztek devleti, askerlerin egemenliğindeki bir despotluktu
Aztek devleti, askerlerin egemenliğindeki bir despotluktu. Kastlara ve sınıflara bölünmüş ama dikey akışkanlığını da koruyan Aztek toplumunda yükselmenin en güvenli yolu savaşta kahramanlık göstermekti. Devlet işlerini rahipler ve bürokratlar yürütürdü. Toplumun alt katmanlarında, serfler, sözleşmeli hizmetkarlar ve köleler yer alırdı.

21 Aztek dini, birçok Orta Amerika kültüründen değişik unsurları özümsemiş, çeşitli inanç sistemlerinden karşıt öğeleri bir araya getirmişti. Önceki halkların birçok kozmolojik inancını paylaşan bu din, özellikle evrenin bir dizi yaradılışın sonuncusu olduğu ve 13 gök katı ile 9 yeraltı dünyası arasında bulunduğu yolundaki Maya inancını benimsemişti.

22 Aztek Takvimi, rahiplerin uğraşı olan kapsamlı bir ayinler ve törenler döngüsünün temeliydi. Orta Amerika’nın büyük bölümünde kullanılan bu takvim, 365 günlük (20’şer günlük 18 ay, artı 5 uğursuz gün) bir güneş takvimi ile 260 günlük (20’şer günlük 13 devre) bir dinsel yıldan oluşuyordu. Birbirine koşut giden bu iki yıl döngüsü, 52 yıllık daha büyük bir döngünün parçasıydı.

23

24 Arkeolojik kalıntılar arasında tanrı heykelleri, dinsel içerikli taş alçak kabartmalar, duvar resimleri, kilden yapılmış insan heykelleri ve vazolar ile taş ve ahşap maskeler bulunur. Aztek sanatı temelde simgesel olduğu için bu kalıntılar yardımıyla önemli bilgiler elde edilebilir.

25 Maya uygarlığı , Kızılderili Maya halkları tarafından kurulan Kolomb öncesi Amerika uygarlıklardan biridir. Bir Orta Amerika uygarlığı olan Maya uygarlığı, binlerce yıl boyunca Meksika'nın güneydoğusundan, Honduras, El Salvador ve Guatemala'ya kadar uzanan Mezoamerika bölgesinde hüküm sürmüştür.

26

27 Maya uygarlığının en ilgi çekici anıtları dinsel merkezlerdeki piramitlerdir.

28

29 “Eski Mayalar”ın astronomi, matematik, mimari ve sanat gibi birçok alanda ileri bir uygarlık düzeyinde oldukları görülmektedir. yazı, sayı sistemi ve “Uzun Hesap” (Cuenta Larga) [40] denilen takvim sistemidir.

30 Mayaların ticari malları arasında yeşim taşı, kakao, mısır, tuz ve obsidyen taşı sayılabilir.

31 bölgenin tamamında şehirciliğin gelişmesi, ileri tarım sistemlerinin kullanılmaya başlanması, artan nüfusu denetleyebilen bir tür siyasi örgütlenmenin oluşması sayılabilir. Bu “öncü” siyasi örgütlenmede soyluların ve din adamlarının otoriter konumda oldukları bir hiyerarşi sözkonusuydu. Mesleki iş bölümü de ortaya çıkmıştı: Tarımcılık, avcılık, balıkçılık, meyvecilik, çömlekçilik, taşçılık (taş sanayii), tekstilcilik ve din adamlığı. Toprağın işlenmesinde mısır, fasulye, kakao ve balkabağı ekimine öncelik verilmişti; avcılık, balıkçılık ve meyvecilik ikinci planda tutulan, tamamlayıcı etkinlikler konumundaydı.

32 Mayalar’da temel besin maddesi mısırdı
Mayalar’da temel besin maddesi mısırdı. Mısır’dan çeşitli içecekler elde ediyor ve hamurundan tamal denilen börekler ve gözlemeye benzeyen etli küçük börekler yapıyorlardı. Bu böreklerin içine et, sebze ya da her ikisi birlikte konurdu. Diğer önemli besin maddelerinin kaynağı kakao idi; tohumundan sağlanan hamur, maddi durumu süt alabilmeye müsait olmayanlarca suyla karıştırılarak bir içecek elde edilirdi.

33

34 Mayalar'ın evlerde yaşama düzeninde alışılmış tek aileli evlerin (tek ailenin bireylerine mahsus ev) yanı sıra “çok aileli ev”ler (aralarında kan bağı olan, sosyal konumları önemli kişilerin bir arada yaşadıkları ev) de görülür.

35 Evlerde inşa maddesi olarak tahta, taş ve bir tür harç kullanılmaktaydı. Konutlar esas olarak üç kısımdan oluşurdu; yatak odası, mutfak ve ambar. Bunlara kimi zaman çalışma odası (atölye) ve banyo eşlik ederdi.

36 Bu tür odalarda havalandırma ve aydınlık pek olmazdı, çünkü pencere bulunmazdı. Odalar genellikle uyumak ve eşya veya malları saklamak üzere kullanılırdı. Evler genellikle, meyve ağaçları olan bahçelere sahipti. Rahipler ve soylular ise kent merkezindeki kalelerde, piramitlerde ve tören tapınaklarında ikamet ederlerdi.

37 Halkın büyük bir kısmı zamanlarını tarım etkinliklerine ayırırdı; bu yüzden tarlada çalışma koşullarına uygun giysiler giyerlerdi. Giyim, sosyal düzeye de bağlıydı.Çoğunluk genellikle sade giysileri tercih ederdi. Kadınlar genellikle bir huipil ya da bir etek ve manto, erkekler patí denilen bir kısa pantolon giyerlerdi.

38 Buna karşılık, ayaklarında deri sandal olan, değerli taşlar ve tüylerle süslü, desenleri zengin, ihtişamlı giysiler giyen soylular, sedefle ve değerli taşlarla süslü ağır kemerler, kolyeler ve başlarına tüylerden yapılmış takılar takarlardı

39 Ekonomik yapı Para kullanmayan Mayalar'da kakao meyveleri para yerine kullanılmıştır. Tarım Mayalar’ın temel etkinliğini oluşturduğundan, İspanyol işgali öncesine kadar çeşitli tarım teknikleri geliştirmişlerdir. Bunun yanı sıra avcılık ve balıkçılık da ihmal edilmemiştir. Tropikal orman da onlar için önemli bir besin kaynağıydı. İklim değişiklikleri, toprak ve bitki örtüsü, kuşkusuz doğal kaynakların kullanımının ve hangi tarım sisteminin uygulanacağının belirlenmesinde belirleyici etkendi. Teknikler, kullanılabilir toprağın nicelik ve niteliğine, kültür tipine ve sosyoekonomik etkenlere bağlı olarak ortaya çıkmıştı.

40 Ticaret Maya coğrafi bölgesinde üretim büyük olduğundan, Toptancı tücarlar küçük tüccarlarla irtibatı sağlamak için uzun mesafeler katetmekteydiler. Küçük tüccarlar ise mallarını evden eve gezerek satıyorlardı. Bu mallardan Guatemala’da yeşim, kuzeydoğuda pamuk, kıyılarda deniz kabuğu ve balık, kuzeyde tuz, Tabasco, Guatemala ve Honduras’ta kakao, Puuc bölgesinde ise çakmaktaşı daha çok satılıyordu.ticaret vazgeçilmez bir etkinlikti

41 Para Para yoktu, ticaret parayla değil, takas (barter) sistemiyle yapılıyor, bazen para yerine kakao meyvesi kullanılıyordu.

42 Toprak “Yönetenler” (ahau), toprağı, tebaalarına, sosyal düzeye ve işbölümüne bağlı olarak veriyordu. Bir işlenebilir toprak parselinin verilme amacı, o toprağı alan ailenin yaşamını sürdürebilmesi ve vergisini ödeyebilmesi içindi. Bununla birlikte üretimin istenilenin üzerinde olduğu bereketli hallerde, toprağı işleyen aile, ürünün fazlasını satmalı ve edinilenle vaktiyle kendisine bu toprağı sunmuş olanlara borcunu kısmen de olsa ödemeliydi. Toprak ahau’ya (ağa) aitti ve istediği zaman o toprağı herhangi bir gerekçe göstermeden geri alabilirdi

43 Din Maya dininin üç temel özelliği; çoktanrıcı (politeist), natüralist (atmosferdeki olayları ilahlaştırma) ve düalist olmasıdır. Eski Mayalar’ın din adamlarının uygulamaları onların birer şaman olduğunu da göstermektedir..

44 MİMARİ büyük yapıları inşa etmek için gereken ileri teknolojiye sahip olmadıkları halde Mayalar’ın yapıları inşa edebilmiş olmalarıdır. Mayalar’ın bu işlerde, gerekli olan metal aletleri, çarkları ve muhtemelen tekerleği hiç kullanmadıkları sanılmaktadır. Piramitler ve tapınaklar gibi büyük yapıların temel yapı malzemesi olan taşlar, genellikle yerel taş ocaklarından sağlanmıştır. Kullandıkları taş, genellikle kireç taşıydı. Bu, taş aletlerle üzerinde çalışılmaya elverişli, kolay işlenilebilen yumuşak bir taştır. Ayrıca, nemini kaybettiğinde katılaşma gibi, çimentoyu andıran özellikler gösterdiğinden, Mayalar’ca ezilip toz haline getirilmek suretiyle harç ve sıva olarak da kullanılmıştır. Taşları birbirlerine bu harçla tutturmuşlardır. Halk evlerinin temel yapı malzemesi ise tahta kazıklar, kamışlar, kerpiç ve samandı. Az sayıda olmakla birlikte, bazı evlerde taşın da kullanıldığı görülmektedir. Çevrede taş kaynakları bulunmadığından Comalco kentindeki büyük yapılarda taşın yerini pişmiş tuğlanın aldığı görülmektedir.

45

46 Sanat Mayalar’ın özellikle klasik dönem sanatı mükemmel bir işçilik gösterir. Günümüze kadar gelen sanat eserleri arasında en çok, mezarlarda keşfedilmiş, günlük yaşamda ve ayinlerde kullanılan çömlekçilik ürünleri bulunur.

47 Matematik, takvim ve astronomi

48 , Mayalar da on tabanıyla değil yirmi tabanıyla, yani yirminin kuvvetleriyle sayıyorlardı.[185] Bu sistemin taban değeri 5’ti. Klasik-öncesi Mayalar’da (ya da selefleri olan Olmekler’de) sıfır kavramının mevcut olduğu bilinmektedir. Yazıtlar, yüz milyonlu sayılarla hesaplar yaptıklarını ve belirttikleri tarihlerin çok eski zamanlara uzandığını ortaya koymaktadır.

49 . Son derece kesin astronomik gözlemlerde bulunmuşlar, Ay ve gezegenlerin hareketlerinin diyagramlarını yapmışlar, Güneş tutulmalarını önceden tahmin edebilmişlerdir.[47] Diğer Orta Amerika uygarlıkları gibi, Avrupa’da kullanılan Jülyen takvimininkine kıyasla çok daha kesin bir "güneş yılı"na dayalı bir takvime sahiptiler.

50

51 ÇİN UYGARLIĞI Çin, coğrafi bakımdan Asya’nın en doğusunda yer alır. Çin’de büyük bir uygarlık kurulmuştur. Çin uygarlığı Çin yerlileri ile Hint ve Orta Asya göçmenleri tarafından oluşturulmuştur. M.Ö 2400 yıllarından itibaren Çin Devletleri’nin varlıkları gözlenmektedir. İlk yazılı belgeler ise ancak M.Ö 1500′lü yıllara kadar gidebilmektedir.

52 - Çinliler Türk akınlarına karşı M
 - Çinliler Türk akınlarına karşı M.Ö 214′de yapımına başlanan 2400 km uzunluğundaki Çin Seddi’ni yapmışlardır.  - İlkçağ’da Çin’de feodal bir yönetim tarzı vardı ve “güneşin oğlu” olarak adlandırılan kral feodallerin en büyüğü olarak yönetimi elinde bulundururdu.

53 - Barut, pusula, baskı tekniği, ipekten kağıt yapımı, porselen ve mürekkep İlkçağ’da Çin’de geliştirilip kullanılmıştır.  - Çin alfabesi’ni M.Ö 1500′lerde geliştirmişlerdir. Bu alfabe yukardan aşağı yazılır. Türklerle ilgili ilk bilgilere de bu Çince belgelerde ulaşılmaktadır

54 - Askeri teşkilatlarını kurmakta Türklerden etkilenmişlerdir
- Askeri teşkilatlarını kurmakta Türklerden etkilenmişlerdir. Türkler Çinlilerin etkisi ile yerleşik hayatla tanışmışlardır.

55 Hunlara karşı kendilerini savunmak amacıyla Çin Sed di’ni (MÖ III
Hunlara karşı kendilerini savunmak amacıyla Çin Sed di’ni (MÖ III. yüzyıl sonları) yapmışlardır.

56

57 Çin Medeniyetinin buluşlarından en önemlileri Barut Kağıt Pusula, Mürekkep Matbaa Çin medeniyeti tarafından icat edilmiştir. Mimari açıdan da Çin medeniyeti çok ileri gitmiştir. Dünyanın sürekli 7 harikası listesine girmeyi başaran Çin seddi, Budist tapınakları en önemli mimari eserleridir. Çinicilik ve seramik yine bu ülkenin sanatları arasındadır.

58 Çin Medeniyeti birçok dine ev sahipliği yapmıştır
Çin Medeniyeti birçok dine ev sahipliği yapmıştır. Budizm Taoizm Maniheizm Künfüçyüsizm dinlerinin ana kaynağı yine bu medeniyettir.

59 AKDENİZ YUGARLIĞI kıyıları, medeniyetlerin ilk kurulduğu alanlardan biridir. Tarım alanlarının az olması, akarsuların varlığı, kıyılarında liman olmaya elverişli ada ve yarımadaların bulunması bu bölgede İyonya, Lidya, Yunan, Fenike ve Roma gibi birbirinden farklı medeniyetlerin kurulmasına neden olmuştur.

60 Bu medeniyetlerden bazıları yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından zengin olmadıklarından deniz ticaretine yönelmişler ve ihtiyaçlarının bir bölümünü denizden karşılayarak denizci karakterli uygarlıklar kurmuşlardır.

61 İyonlar ve Yunanlılar zamanla gemi yapımında ustalaşmış ve Akdeniz kıyılarındaki ürünleri toplayarak ihtiyacı olan toplumlara pazarlamaya başlamışlardır. Böylece farklı uygarlıklar arasında, ticari mallar taşınırken aynı zamanda kültürel gelişmeler bir merkezden diğerine nakledilmiştir

62 Akdeniz uygarlıkları yeni şehirler ve koloniler kurarken buradaki insanlar bereketli tarım alanlarının az olması nedeniyle daha geniş ticari imkân sunan sahalarda yerleşmişlerdir. Böylece kentleşme Akdeniz’in doğu kıyılarından batı kıyılarına doğru yayılmıştır.

63  Böylece farklı uygarlıklar arasında, ticari mallar taşınırken aynı zamanda kültürel gelişmeler bir merkezden diğerine nakledilmiştir

64   Akdeniz uygarlıkları Arap, Pers, Mısır medeniyetlerinden etkilenmişlerdir.

65 HİNT UYGARLIĞI Hint uygarlığı
Hindistan, Çin'den sonra dünyanın en kalabalık ülkesidir. Dünya üzerindeki en eski uygarlıklardan birine sahip olan Hindistan'ın ilk dönem tarihine ait bilgiler arkeolojik verilere dayanır. Yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda, İndus Vadisi'nin batısında M.Ö. 3500′lerde yaşamış yarı göçebe topluluklar ortaya çıkmıştır. Daha sonra toprak ekiminin gelişmesiyle M.Ö. 2500′lü yıllarda yerleşik köy yaşamına geçilmiştir.

66

67 M.Ö. 2300′lerde İndus Vadisi çevresinde gelişmiş kentlerin ortaya çıktığı bir uygarlık yükselmiştir. Bu dönemde düzenli bir plâna göre kurulan kentlerde, evlerin yanı sıra, tapınak, hamam, dükkân ve atölye gibi yapılar bulunuyordu.

68 İndus Irmağı'nın çevresindeki verimli ovalarda buğday, arpa, pirinç, hurma, susam, kavun ve pamuk yetiştiriliyordu.

69 Ayrıca, komşu uygarlıklarla ticaret de yapılıyordu
Ayrıca, komşu uygarlıklarla ticaret de yapılıyordu. İndus bölgesinin uygarlık merkezi olma özelliğini kaybetmesinin ardından, Ganj Vadisi'ne yönelik göçlerle yeni bir uygarlığın temelleri atıldı.

70 . Burada kabile sisteminin yerleşmesiyle birlikte, toprak sahibi kralların, rahiplerin ve aristokrat sınıfının önemi arttı. Bu dönemde kast sistemi biçimlenmeye başladı. Kast sisteminde toplumsal sınıfları; brahmanlar (din adamları), kşatriyalar (asker ve asiller), vaysiyalar (sanatçı, tüccar ve köylüler), südralar (işçiler) ve paryalar (köleler) oluşturmaktaydı.


"İnka medeniyeti." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları