Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TESETTÜR Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Aralık 2010.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TESETTÜR Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Aralık 2010."— Sunum transkripti:

1 TESETTÜR Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Aralık 2010

2 NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ? Çıplaklık konusunda “dinin örtünme ve süslenme
NOT: Bu konu “ÇIPLAKLIK” konusunun devamı olduğundan öncelikle “ÇIPLAKLIK KONUSU”nun okunması tavsiye edilir. Çıplaklık konusunda “dinin örtünme ve süslenme ile ilgili ölçüler getirmesi, insanı korumak içindir. Çünkü, insanda kendisinin, karşı cinsin ve toplumun dengelerini bozabilme becerisi vardır.” Ve “Çıplaklık denilince akla daha çok kadın gelir. Çünkü, kadın dişidir ve cinselliğin merkezidir. Dinin kadına yönelik hükümler koyması ona verdiği önemin sonucudur. O, narin bir çiçektir, korunmalıdır... Kadının vücudundan (nikah bağı olmadan) ‘cinsel olarak’ faydalanmak isteyenler ile, onu ‘ticari bir mal’ gibi kullanmak isteyenler, kadını kişiliksiz ve çıplak olarak görmek ister. ‘Tesettür düşmanlığı’nın arkasında bu niyetlerin de olduğu unutulmamalıdır” demiştik. Bu ifadeler bu yeni konumuz için de geçerlidir... NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ?

3 MÜSLÜMAN NİÇİN ÖRTÜNÜR?
ÇIPLAKLIĞIN KARŞITI "TESETTÜR"DÜR..... TESETTÜR NEDİR? Tesettürü kısaca tanımlarsak: “Yüce Allah’ın emirlerine uygun olarak örtünmektir” diyebiliriz. ● Bir Müslüman, “insanın dünyaya imtihan için getirildiğini, bu imtihanın sınırlarını çizmeye (yaratan ve nimetleri hazırlayan olarak) Yüce Allah’ın tek yetkili olduğunu” bilir ve kabul eder. ● Bir Müslüman, Yüce Allah’ın vahiy ile insanlığa indirdiği dinlerin (sonuncusu İslâm’ın), insanlar için bir “yaşam tarzı” (yol haritası) olduğuna inanır. Bir diğer ifade ile; vahyin, kendi “dünya hayatı” ve “ahiret hayatı” için tek doğru yolu gösterdiğine inanır ve vahyin uyarılarına uyar. ● Bir Müslüman, dininin kendisinden “cinselliğini” değil, “kişiliğini” (ilmini, ahlâkını, becerilerini vb.) öne çıkarmasını istediğini bilir. Bu sebeple Müslüman soyunmak yerine, tesettüre uygun giyinerek cinselliği geri plana atar, kişiliğini öne çıkarır. ● Bir Müslüman, vahiy karşıtı telkinlere (felsefi görüşler veya moda gibi eylemlere) kapılmadan, insanların beğenisine-kınamasına aldırış etmeden Yüce Allah’ın emirlerine uymak için “tesettüre uygun” giyinir. Böylece; Müslüman, çıplaklığı ile bir başkasının hata yapmasına (günah işlemesine) sebep olmamış olur; olsaydı bu da bir “hak” ihlali olurdu. SONUÇ: MÜSLÜMAN, VAHYE UYARSA SEVAP KAZANACAĞINI BİLİR. SOKAĞIN GERÇEĞİYLE DEVAM EDELİM ● Sokaklarda, tesettürü sadece başörtüsü olarak algılayıp “başını formaliteden örten” vücudunun geri kalan yerlerini ise, sokağın isteğine göre açan, kadınlar çoğalmaya başladı. Bu kişilerin “örtülü çıplak” hallerinin tesettürle bir ilgisi yoktur. ● Yine sokaklarda, başının (saçının) açıklığı dışında vücudunun diğer yerlerini tesettüre uygun örten kadınlar görmekteyiz. Başlarının açık olmasının gerekçesi (özenti, alışkanlık, kanun baskısı) her ne ise, inşaallah onu aşarlar da başlarını da kapatırlar… Duamız bu…. TESETTÜR, DİNİ BİR TERİM OLUP, İÇİNİ ANCAK DİN DOLDURABİLİR. BANA GÖRE, SANA GÖRE, ONA GÖRE TESETTÜR TANIMI VE UYGULAMASI OLAMAZ.

4 ÖRTÜNMEK MÜSLÜMAN (Kadın – Erkek) NERELERİNİ ÖRTER?
Setr-i Avret: Vücudun (bir zaruret olmaksızın) gösterilmesi ve bir başkasınca bakılması dinen haram (yasak) olan yerlerine dini literatürde “avret”, bu yerlerin örtülmesine de “setr-i avret” (avret yerlerini örtmek) denir. Setr-i avret deyimi daha çok namaz için asgariden örtülecek yerler için kullanılır. Not: Avret yerleri kadın ve erkekte değişiktir ve nereleri olduğunu anlatacağız. Tesettür: (Daha çok) Gerek erkek ve gerekse kadının namaz dışındaki zamanlarda avret yerlerinin örtülmesiyle ilgilidir. Not: Müslüman kadının namaz dışındaki avret yerleri kavramı ortama göre değişir; nasıl olduğunu anlatacağız. MÜSLÜMAN BİR ERKEĞİN SETR-İ AVRETİ ve TESETTÜRE UYGUN ÖRTÜNMESİ İslâm, bir erkeğin örtünmesinde cins, şekil, renk şartı koymaz. Dinin Koyduğu Şartlar: ( Örtülecek yerlerin sınırları) ● Dar ve şeffaf olmayacak ● Karşıyı tahrik etmeyecek ● Sade ve temiz olacak ERKEK İÇİN AVRET YERLERİ (Örtülmesi Gereken Yerler) Hanefilere göre; bir erkeğin, gerek namaz için (setr-i avret) ve gerekse namaz dışı asgariden (en az) örtmesi gereken yerler (tesettürü), “göbek ile diz kapağı” arasıdır. (diz kapağı dahil) Not: Diğer üç mezhep, diz kapaklarını avret saymaz.

5 Namaz İçin Örtünme (Setr-i Avret) Karşı Örtünme (Tesettür) Yabancılara
MÜSLÜMAN BİR KADININ SETR-İ AVRETİ ve TESETTÜRE UYGUN ÖRTÜNMESİ Namaz İçin Örtünme (Setr-i Avret) Müslüman kadının namaz kılabilmek için örtmesi gereken yerleri; yüz, el ve ayak dışındaki bütün vücududur. Şematik şekilde gösterildiği gibi; saçlarla beraber baş, ayak hariç bacaklar, el hariç kollar ve vücudunun diğer kısımları örtülü olacaktır. Örtü, teni ve vücut hatlarını göstermeyecek biçimde olacaktır. (Namazda yüz, eller ve ayaklar açık olabilir.) Müslümanlara Karşı Örtünme (Tesettür) Müslüman Kadın Yanında Müslüman bir kadının, diğer bir Müslüman kadına karşı avreti, asgari göbek ile diz kapağı arasıdır, örtecek. Dinen Evlenemeyeceği (akraba) Erkek Yanında Yüzü, başı, saçı, göğsü (sadrı), ayakları, bacakları, elleri ve kolları hariç diğer yerleri avrettir, örtecek. Dinen Evlenebileceği Erkek Yanında Müslüman bir kadın, dinen nikah düşen erkek karşısında (akraba bile olsa) el, yüz, ayak dışında tüm vücudu avrettir, örtecek. Yabancılara (Müslüman Olmayanlara) Karşı Örtünme (Tesettür) Müslüman Olmayan Kadının Yanında Müslüman bir kadın, Müslüman olmayan bir kadın yanında (asgariden) şekildeki gibi örtülü olacaktır. Müslüman Olmayan Erkeğin Yanında Müslüman bir kadın, Müslüman olmayan erkek yanında şekildeki gibi örtülü olacaktır.

6 SOKAKLAR “ÖRTÜLÜ ÇIPLAKLARIN” PODYUMLARINA DÖNÜŞTÜ.
ŞEKİLCİLER TESETTÜRÜ SULANDIRMAK NEDİR? Günümüzde bazıları “tesettürü” maksadından uzaklaştırarak “sulandırdı”. Bu ciddiyetsizliğin altında "İslâm'ı" hafife almak yoksa, en azından moda akımlarının "özentisi" vardır. SOKAKLAR “ÖRTÜLÜ ÇIPLAKLARIN” PODYUMLARINA DÖNÜŞTÜ. ● Başında başörtü var ama gerisi açıkta; etekler yırtmaçlı, göğüs-kollar açık, iç çamaşırlar bile belirgin… Veya öyle bir pantolon giymiş ki çıplak halinden daha tahrik edici. ● Kimi örtülü kadınları uzaktan görürsünüz ve “maşallah örtünmüş” dersiniz. Yaklaşınca önce parfüm kokusuyla tanışırsınız. Yüzüne baktığınızda her yeri boyanmış, dudaklar rujlu, gözler sürmeli, kısacası allanıp pullanıp sokaklara çıkmış. Sanki “Hey erkekler ben buradayım bana bakın. Beni beğenmeniz için çok para harcadım ve ayna karşısında çok kaldım” demekte… ● Kimi kadınlar görürüz; toplum içinde ilgi görmek adına, soyunmasına süslenmesine ek olarak ses yapan topuklu ayakkabılarıyla kırıtarak yürür… Örtünenler onları niçin taklit eder ki? ● TV müzik programlarına veya kapalı-açık konserlere katılan bazı başörtülü kadınlar görüyoruz. Kimi ıslık çalıyor, kimi dans eder gibi hareketler yapıyor, kimi yanındakilerle el ele omuz omuza sallana sallana tempo tutuyor vs. ● Birileri “O da ne ki? Biz başörtülü bazı kızların üniversite kampusünde, yollarda, pastanelerde erkeklerle el ele, omuz omuza fingirdeştiklerini her gün görüyoruz” diyebilir. Yalan da değil… BUNLARIN HİÇ BİRİSİ, İSLÂM’IN TESETTÜR ANLAYIŞINA UYMAZ.

7 Müslüman, diğer din mensuplarına benzemeye çalışmaz.
YASAKLAR MÜSLÜMAN (kadın - erkek) ÖRTÜNÜRKEN NELERE DİKKAT EDER? SETR-İ AVRET (namaz için örtünme) ve TESETTÜR (namaz dışı örtünme) yalnızca vücudun örtülmesi gereken kısımlarını örtmek değildir... Ya nedir? Kur‘ân ve Sünnet, Müslüman kadın ve erkeğin giyinirken karşı cinsi tahrik etmeyecek şekilde örtünmesini ister. Bir diğer ifade ile, Müslümanlar vücut hatlarını gösterecek kadar dar ve ince (şeffaf) elbise giyemezler, kıyafetleriyle şereflerini alçaltamazlar… Müslüman, “örtülü çıplak” olamaz. Bir insanın cinsiyeti, kendi seçimi olmayıp Yüce Allah’ın takdiridir. Bunu bilen Müslüman cinsiyetinden utanmaz, gereğini yapar. Müslüman, erkekse erkek gibi, kadınsa kadın gibi giyinir. Müslüman, “cinsiyetine” yabancılaşamaz. Müslüman, diğer din mensuplarına benzemeye çalışmaz. Müslüman, “edilgen” olamaz. Allah insanları en güzel şekilde yaratmış, bu güzelliğin görünmesi için de (aşırıya kaçmamak kaydıyla) insanın süslenmesine izin vermiştir. Müslüman, giyinirken / süslenirken israf edemez. Müslüman, “aşırıya” kaçamaz. Vahiy, Müslümanın tesettüre uymasını istemekle birlikte, örtünmenin şeklini serbest bırakmıştır.

8 ÖRTÜLÜ ÇIPLAK Ona “örtülü çıplak” derler.”
Eğer Müslüman kadın, tesettürü kişiliğin öne çıkarılması için dişiliğin örtülmesi olarak görülmeyip, onu dişiliğini öne çıkarmanın bir aracı kılıyorsa, o tesettür tesettür değildir. Ona “örtülü çıplak” derler.” Mustafa İslamoğlu İMAN ETTİKTEN SONRA GEREKLERİNİ YERİNE GETİRMEMEK, BİR ÇELİŞKİDİR. BİR MÜSLÜMAN KADIN "ÖRTÜNMESEM DE OLUR" DİYEMEZ. TESETTÜRÜ HAFİFE ALMAK, CİNSİYET DÜRTÜSÜNE TESLİM OLMAKTIR. BU DÜRTÜ İNSANI, KURAL TANIMAZ ÇIPLAKLIĞA SÜRÜKLER. HADİS “Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki, ben onları dünyada görmedim: Birincisi ellerindeki öküz kuyruğu gibi kırbaçlarla halkı kırbaçlayan kimselerdir. İkincisi giyinmiş çıplak, kalçasını oynatarak, kırıtarak, salınarak yürüyen, başları deve hörgücü gibi kadınlardır. Bunlar cennete giremezler, onun kokusunu da alamazlar. Halbuki onun kokusu çok uzun mesafeden alınır.”

9 TESETTÜR ÖRTÜNME ÖNEMSENMELİDİR İslâm’a göre bir Müslüman,
İSLÂM'IN KURALLARI MÜSLÜMANI BAĞLAR. ÖRTÜNME TESETTÜR ÖNEMSENMELİDİR İslâm’a göre bir Müslüman, bağlayıcı bir din kuralını uygulamaz ise günahkar olur, inkâr ederse (ben bunu kabul etmiyorum derse) Müslümanlık'tan ayrılmış bulunur. MÜSLÜMAN'IN HATALARI İSLÂM'I BAĞLAMAZ. Prof.Dr. Hayrettin Karaman

10 MÜSLÜMAN KADIN Müslüman kadın, “Ben Yüce Allah’ın dinine girmekle İslâm’ın emir ve yasaklarına uymayı taahhüt ettim. Benim dinim “dişiliğimle” değil, “kişiliğimle” toplumda yer almamı istiyor. Ben vücudumu sergilemem, tesettüre uygun giyinirim” demelidir. O, yabancı erkeklerin ilgisini çekmek için süslenmez, ilgi çekici kokular sürünmez, vücudunu teşhir etmez. O, vakur davranışıyla, aklıyla, fikirleriyle, başarılarıyla, namuslu yaşantısıyla ilgi çeker. O, günah işlemekten korkmayan, kendisiyle sadece cinselliği için ilgilenen kimselerle bir arada bulunmaz, kendini kullandırmaz. O, CENNETİ HEDEFLERKEN GEÇİCİ DÜNYA ZEVKLERİNE TESLİM OLMAZ.

11 CEHENNEM VARDIR CENNET VARDIR
GÖRMESEKTE VARLAR Allah’ın verdiği “hür irade” ile İnsanın İslâm’ı kabul etmeme “inkâr imkânı”, edenin de ibadetlerini yapmama “günah işleme imkânı” vardır. Biz bunu insanın elinden alamayız. Beni rahatsız etmemek şartıyla isteyen istediği gibi inanır ve giyinir. İnancımın gereğini yerine getirme talebim kabul görmelidir. Kimse beni inancımın emrettiğinin dışında giyinmeye zorlamamalı. Çünkü, ebedi ikinci hayatımı bu kısa dünya hayatı için feda etmem. Yapmam gerekenleri yaparım. CEHENNEM VARDIR CENNET VARDIR

12 BAŞÖRTÜSÜ KAVGASI İÇERDEKİ KAVGA
Müslüman, tesettürü sadece “baş örtüsü” olarak görmez. Bununla birlikte, başörtüsü kavgasında taraf tutar… İTALYA’NIN Torino kentinde turistik bir sarayın bilet gişesinde türbanı ile çalışan Fas asıllı Y. Amellal’ı bir ziyaretçinin şikayet etmesi üzerine, iş arkadaşları ayağa kalktı. Ofisteki tüm kadın çalışanlar, Amellal’dan özür dilenene kadar işe türbanla geleceklerini açıkladı. Erkekler de eyleme destek verdi. Sarayın müdürü “Amellal yedi yıldır bizimle ve işini iyi yapıyor. Onun türbanı çok kültürlülüğün simgesi ve rahatsız olunmamalı” dedi. DIŞARDAKİ KAVGA Ateist fikirlere sahip bir kısım kadın / erkek; dini kurallara uygun başörtülü bir Müslüman bayanı gördüklerinde rahatsız olmaktadır. Bu kesim, Müslüman bayanı dışlayabilmek için önce onu “öcü”leştirmek istemektedir. Bunun için de başörtüsünü “siyasi simge-çağdaşlığa karşı simge-kadının köleliğinin simgesi(!)” olarak tanımlıyor...Bazıları da “İslâm’da başörtüsü yoktur” diyerek fetva veriyor(!)… Bazıları daha da ileri giderek “kamusal alanlar” ilân ediyor ve Müslüman kadını buralara sokmuyor/sokmak istemiyor. İÇERDEKİ KAVGA BU KİŞİLER TOPLUMSAL BARIŞA ZARAR VERMEKTEDİR.

13 BASKIYLA OLMAZ Laikleşme adına Müslüman ve dindar kadınların, kendilerine çağdaş diyen diğer kadınlar gibi olmalarını ve yaşamalarını istemek haksızlıktır; din ve vicdan özgürlüğü ilkesi ile bağdaşmaz. Bir Müslüman, giyinmesini insanlara göre değil, Allah'ın isteklerine göre belirler. Bu bilinçle, Allah'ın emirlerinin neler olduğunu öğrenir. Uygun olanını bulur ve giyer. Prof. Dr. Hayrettin Karaman MÜSLÜMAN, DIŞARDAN GELEN BASKILARA BAKARAK KENDİNİ DEĞİŞTİRMEZ. İNANÇ VE DAVRANIŞLAR ZORLA DEĞİŞTİRİLEMEZ Müslüman’ın diğer Müslümanlarla ilişkilerinde fikir ve davranış farklılığı varsa, farklılık bilgiye dayalı “müzakere” ile giderilir. Bu durum “örfi iman”ın “tahkiki iman”a dönüştürülmesi açısından da önemlidir. Müslüman, Müslüman olmayanlarla insanlık temelinde ilişki kurar. Müslüman inanç dayatmasında bulunmaz “tebliğ görevini” yapar. Kendine yapılacak dayatmalar için hazırlıklı olur. Bir Müslüman'ın fikir veya davranışını yanlış bulanlar; ona, “Kur’ân ve Sünnetin şu şu ilkelerine göre yanlış yapıyorsun, dolayısıyla topluma zarar veriyorsun” deme hakkı vardır. Kendi fikir ve hayat tarzını “dayatma hakkı” yoktur.

14 SÖZLEŞMEYE VAR MISINIZ?
Yıllardır süregelen “seküler propaganda”nın etkisinde kalan veya yaşadığı “sosyal çevre”nin alışkanlıklarını kazanmış bir kısım bayan; “başının açık” olmasını tercih etmekle kalmayıp, “başörtülü bayan”lara karşı tavır almaktadır. Bunlardan bazıları, tavırlarının sebebinin “din düşmanlığı değil, korku” olduğunu söylüyor… BU KESİM “Zamanla bize de taktıracaklar. Şimdiden karşı gelerek kendimi koruyorum” diyor. Sözleşme Hiç kimse bir bayanın başını “kendi isteği dışında örtemez”. Hiç kimse bir bayanın başını “kendi isteği dışında açamaz”. Aksine davranışta bulunanlar cezalandırılır. imza imza Korkunuz bu ise, birlikte bir sözleşme yapalım: ARTIK SİZİN “BAŞINIZ AÇIK”, DİĞERİNİN “BAŞI KAPALI” OLABİLİR. MÜSLÜMAN BU KADAR HOŞGÖRÜLÜ İKEN Bazı kurumların “başörtünüzü çıkarırsanız” veya bir başkasının da "başörtünüzü şöyle şöyle bağlarsanız" sizi içeri alırız baskılarına ne demeli? Bu yüzyılın en önemli evrensel değerleri; “din ve vicdan hürriyeti”, “inandığı gibi yaşama hakkı” vb. insan hakları iken; çağın gerisinde kalmış “cins kafalar” şuur altlarındaki baskıcı, zulmedici, inkarcı duygularıyla hareket ederek, ellerindeki yetkileri “baskı aracı” olarak kullanmaktadır. Biraz sabır… İklim değişiyor… Bu dinozorlarında tarihten silinmeleri yakındır…

15 VAHYİN UYARISI ● Çevremize baktığımızda; “bir şeylerin yanlış gittiği ”ni hissederiz de sebep ve çözümlerini aramayız. Ya, sonuçlarına katlanırız veya sonuçlar üzerinde gereksiz tartışırız. Oysa yapılması gereken; sebepleri bulmak ve yanlışları düzeltmektir. ● Bugün sorun saydığımız her meselenin temeline inildiğinde (tamamına yakınının) insan kaynaklı olduğunu görürüz. Çünkü insan yaptığı gibi daha çok yıkmaktadır. ● Yaşamının merkezine “nefsini” koyan insanlar “tek dünyacı” olur. (Bu kişilerin ahiret inancı yoktur veya zayıftır.) Böyleleri sadece iç güdüleriyle yaşarken şeytanın da oyuncağı olurlar. Sonuçta, kendilerine ve topluma zarar verirler. ● İnsanın “tek dünyacı” olmasının tek sebebi, yalnızca batının kültür emperyalizmi değildir. Ondan daha önemlisi Müslümanların kendilerini vahyin mesajıyla besleyememesidir. Bilgisizlikten, özentiden ve iman zaafiyetinden dolayı “batının emperyalizmi” ile “örfi din anlayışı” arasına sıkışıp kalan Müslüman, bugün huzursuzdur… Huzursuzdur çünkü, çelişkiler içinde yaşamaktadır. MÜSLÜMAN KADIN “BENZEMEZSEM DIŞLANIRIM” DEMEK YERİNE, “HERŞEYE RAĞMEN BEN EMİRLERE UYACAĞIM” DERSE HUZUR BULUR. “... Ey akıl sahipleri Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.” HAYATIMIZDAN DİNİ ÇIKARIRSAK, GERİYE NE KALIR? ......Hayvani bir hayat.

16 Bu seminerin asıl muhatabı kendini Müslüman olarak tanımlayanlardır.
BİTİRİRKEN Bu seminerin asıl muhatabı kendini Müslüman olarak tanımlayanlardır. BİRİLERİ “HANGİ DEVİRDE YAŞIYORUZ” DİYEBİLİR. ALDIRMAYINIZ... HAYATINIZI "VAHYE GÖRE" DÜZENLEYİNİZ.

17 Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...
Her şeyin görevini doğru yaptığı dünyada İnsanın da görevini doğru yapması beklentisiyle Sağlık ve mutluluklar dilerim. Faydalandıklarıma teşekkürlerimle... Hüsnü Çeşmeci Aralık 2010


"TESETTÜR Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Aralık 2010." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları