Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

M. Tevfik Özlüdemir Van Depremi Üzerine Sorular ve Cevaplar.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "M. Tevfik Özlüdemir Van Depremi Üzerine Sorular ve Cevaplar."— Sunum transkripti:

1 M. Tevfik Özlüdemir Van Depremi Üzerine Sorular ve Cevaplar

2 Türkiye depremden ne derecede etkilenmektedir ve mevcut yapı stokunun durumu nedir?

3 Halen yürürlükte olan “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkındaki Yönetmelik” kapsamında sunulan bilgilere göre Türkiye topraklarının %92’si deprem tehlikesi altında bulunmaktadır. Toprakların %66’sı, nüfusun %71’i, belediyelerin %68’i 1. ve 2. derece deprem bölgelerinde yer almaktadır. Sanayi merkezlerinin %98’i, barajların %93’ü deprem bölgelerindedir. 20. Yüzyılın başından bu yana gerçekleşen depremlerde yaklaşık 100.000 insanımız ölmüş, 250.000 insanımız yaralanmış, 600.000’den fazla yapı yıkılmış ya da hasar görmüştür. 2002 yılında Başbakanlık birimlerince hazırlanan bir rapora göre ülkemizde bulunan konutların %62’sinin inşaat yapım ruhsatı bulunmakta, sadece %37’sinin yapı kullanma izni belgesi bulunmaktadır.

4 TarihYerÖlü sayısıBüyüklük (Ms) 13 Mart 1992Erzincan4986,8 1 Ekim 1995Dinar906,1 27 Haziran 1998Ceyhan1466,2 17 Ağustos 1999İzmit17,1187,4 12 Kasım 1999Düzce8947,2 3 Şubat 2002Sultandağı446,5 27 Ocak 2003Pülümür16,1 1 Mayıs 2003Bingöl1776,4 8 Mart 2010Karakoçan516,1 19 Mayıs 2011Simav25,8 23 Ekim 2011Tabanlı (Van)6017,2 Türkiye’de son 20 yılda gerçekleşen büyük depremler

5 1999 Doğu Marmara depremlerinin ardından neler yapıldı?

6 Deprem Vergisi 26 Kasım 1999 tarihinde “Marmara Bölgesi ve Civarında Meydana Gelen Depremin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpları Gidermek Amacıyla Bazı Mükellefiyetler İhdası ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girdi. Bu kanun kapsamında toplanan vergiler kamuoyunda “Deprem Vergisi” olarak anıldı. Bugüne dek toplanan vergilerin 46-48 milyar TL olduğu tahmin ediliyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu vergilerin 74 milyon için harcandığını belirtti (Hürriyet Gazetesi, 27 Ekim 2011).

7 Yapı Denetimi Yasası 2001 yılında yürürlüğe giren ve ilk olarak 19 ilde pilot olarak uygulanan 4708 Sayılı Yapı Denetimi Kanunu, 2011 yılı başından itibaren 81 ile yaygınlaştırılmıştır. Amacı "can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak" biçiminde belirtilen kanunun, kamusal bir hizmet olan kontrol ve denetim mekanizmasının piyasalaştırılmasından başka bir sonucu olmamıştır.

8 Deprem Konseyi ve depreme ilişkin diğer çalışmalar 21 Mart 2000 gün ve 2000/9 sayılı Başbakanlık Genelgesi çerçevesinde, 8’i yer bilimci, 8’i inşaat mühendisi, 4’ü de diğer alanlardan (mimarlık, kent planlaması, sosyal bilimler, tıp, çevre mühendisliği vb.) olmak üzere 20 uzmandan oluşan Ulusal Deprem Konseyi, 9 Haziran 2000 tarihinde kuruldu. Konseyin görevleri bilim insanlarınca yapılan deprem tahminlerini bilimsel açıdan değerlendirerek sağlıklı sonuçlar üretmek ve kamuoyunun bu konuda en güvenilir bilgiyi sağduyu biçiminde alabilmesini sağlayacak açıklamalar yapmak; ülke ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, deprem zararlarının en aza indirilmesine yönelik araştırma çalışmaları için öncelikli alanları belirlemek; deprem sorunlarına ilişkin konularda kamu yetkililerine danışmanlık yapmak, gerekli görülen alanlarda politika ve stratejiler üreterek uygulamaya yardımcı olmak; deprem tahminleriyle ilgili etik problemler içeren başvuruları değerlendirmek şeklinde tanımlanmıştı.

9 Ulusal Deprem Konseyi, “Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi” başlıklı çalışmasını 2002 yılında yayınladı. Bu çalışma ekseninde 2004 yılında bir deprem şurası gerçekleştirildi. Bir dizi çalışma yürütüldü. Ulusal Deprem Konseyinin faaliyetlerine 6 Ocak 2007 tarihli Başbakanlık genelgesiyle son verildi. Konsey Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan kapatılma kararının ardından yaptığı açıklamada "Bizim hiçbir bilgimiz olmadan, bize sorulmadan, bilmediğimiz bir veya birçok gerekçeyle konsey kaldırıldı. Konsey, kendisini topluma kabul ettirmiş bir kuruluş, kaldırılmasının nedenini biz de bilmiyoruz.” dedi (Radikal Gazetesi, 3 Şubat 2007).

10 2009 yılında yapılan 5902 sayılı kanunla Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü kapatıldı. Bu kurumların yerine afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetleri yürütmek üzere, Başbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kuruldu. Bu kurul kapsamında “Deprem Danışma Kurulu” oluşturuldu. Geçtiğimiz Ağustos ayında “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı-2023 (UDSEP-2023)” başlıklı bir plan yürürlüğe sokuldu. Bu planda Ulusal Deprem Konseyinin “Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi” başlıklı raporuna değinilmemesi tartışma yarattı.

11 Kentlerimiz depreme ne kadar hazırlıklı? Kentlerimizi dönüştürebildik mi?

12 İstanbul örneği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle Japon hükümetine bağlı Uluslararası İşbirliği Ajansı’nın hazırladığı rapora göre 7,7 büyüklüğündeki olası bir depremde İstanbul’da 59 bin bina ağır hasar görecek ve 128 bin bina da ağır ve orta hasarlı bir hale gelecek; 87 bin kişi yaşamını yitirirken 135 bin kişi de yaralanacak; okul, hastane, gibi kamu binalarının yüzde 10’a yakın bir bölümünün ağır hasar alacak, ayrıca İstanbul’daki aralarında Haliç köprüsünün de bulunduğu 20 köprü bu büyüklükte bir depremde dayanamayacak. Deprem riski altındaki İstanbul kenti için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi, YTÜ, İTÜ ve ODTÜ işbirliğiyle hazırlanan İstanbul Deprem Master Planı 2003 yılında tamamlandı. Bu proje kapsamında deprem riski en yüksek kabul edilen Zeytinburnu ilçesi pilot bölge seçilmişti. İstanbul Deprem Master Planı daha sonra rafa kaldırıldı.

13 İstanbul kentinde deprem riski gerekçe gösterilerek “kentsel dönüşüm projesi” adı altında bir dizi proje gündeme getirildi. TOKİ, olağanüstü yetkilerle donatıldı. TOKİ’nin İstanbul kentinde gerçekleştirdiği projelerin önemli bir bölümü lüks konut projeleri. Belediye Yasasındaki değişiklikler ve torba yasalar kapsamındaki sayısız düzenleme ile deprem başta olmak üzere bir dizi risk gerekçe gösterilerek ranta dayalı kentsel dönüşüm projelerinin yapılmasının yasal zemini hazırlandı. Toplum İçin Şehircilik Grubunun hazırladığı bir rapora göre,1999 depremlerinin ardından yapılan çalışmalar kapsamında İstanbul’da seçilen çadırkent alanları lüks konut ve alışveriş merkezleri ile doldu ve sayıları yarıya indi.

14 Yetkili ağızlardan depreme dair yorumlar

15 “Bugün itibariyle diyebilirim ki deprem açısından en güvenilir Van ve Erciş’tir. Çünkü buradaki fay kırılmış ve enerjisini boşaltmıştır. Büyük depremin olduğu yerde bir daha deprem olmaz. Dünyada bunun bir örneği görülmemiştir. Bugün diyebilirim ki Van merkez ve Erciş en güvenilir bölgedir. Onun için burada özellikle ağır hasarlı binalara girilmesin. Yıkık binalara yaklaşılmasın. Bunun dışındaki binalara girilebilir.” Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Kasım 2011 “Doğal afetlere takdir-i ilahi denir. Bu doğrudur. Ancak, bunu böyle kabul ederken bilime uygun davranılmalı. Bilimsel gerçeklere uygun bina inşa edilmeli, önlemler alınmalı. Fay hattı üzerine bina yapılmamalı. Doğal afetler takdir-i ilahidir ama gerekli önlemleri almak da kulun görevidir. Önce tedbirleri alacaksın daha sonra Allah'ın takdirine razı olacağız.” Dönemin Devlet Bakanı Mustafa Sait Yazıcıoğlu, Mart 2009

16 “İstanbul’u Kanal İstanbul projesiyle kuzeye taşıyoruz. Karadeniz kıyılarında yeni bir İstanbul yapılacak. Yani deprem fayından olabildiğince uzaklaşıyoruz. Depreme dayanıklı yeni şehirler inşa ediyoruz. Bu yüzden Kanal İstanbul’u destekleyelim. Bu projenin ne kadar büyük bir vizyon olduğunu, insanlarımızın can güvenliğinin sağlanması için ne kadar önemli bir proje olduğunu, deprem açısından da takdir edilmesi gerekir.” AKP Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Pelin Gündeş Bakır, Ağustos 2011

17 Sonuç yerine…

18 Depreme dayanıklı sağlıklı konutların barınma hakkı ekseninde inşa edilmesi ve kentlerin düzenlenmesi, ancak ve ancak kamucu bir bakış açısıyla gerçekleştirilebilir. Türkiye’de bu süreci örgütleyecek yeterli birikim ve deneyim söz konusudur. Türkiye’de deprem kuşağında yer almaktadır. Devletin görevi ve sorumluluğu bu konuda somut bir iradenin ortaya konması ve örgütlenmesidir. Ancak deprem başlığı piyasacı yaklaşımlara konu olmaktadır. Yürütülen çalışmalar ise süreklilikten uzaktır. Bugüne dek konut gereksinimini kendiliğindenliğe bırakmayı tercih eden Türkiye sermayesi ve siyasi iktidarlar, kentsel rantlardan pay kapmanın bir aracı olarak gördükleri kentsel dönüşüm projelerinde depremi gerekçe göstermektedirler. Piyasacı bu anlayışların karşısında insanı ve insanların gereksinimlerinin karşılanması talebini yükseltmek temel sorumluluğumuzdur.

19 Toplumun bütününün deprem başta olmak üzere doğal afetlere yönelik olarak bilinçlendirilmeleri somut bir gereksinimdir. Ülkemizde yer bilimleri ve ilgili diğer disiplinlerin deprem kapsamlı çalışmalarında önemli bir birikim sağlanmıştır. Bu çalışmaların birbirleriyle eşgüdümünün sağlanması, atılacak somut adımlara dayanak oluşturmaları için gerekli kanalların yaratılması ülkemiz kaynaklarının verimli kullanılması açısından son derece önemlidir. Depreme yönelik bilimsel temelde atılacak adımlar ve yürütülecek çalışmalar, depremi “takdir-i ilahi” olarak nitelendiren gerici söylemle yürütülecek mücadelenin de bir parçası olarak değerlendirilmelidir.

20 “ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz, ya dünyamıza inecek ölüm” Nazım Hikmet


"M. Tevfik Özlüdemir Van Depremi Üzerine Sorular ve Cevaplar." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları