1. Hz. Muhammed’in İbadet Anlayışı İbadet, boyun eğmek, itaat ve kulluk etmek anlamına gelir. Allah’a saygı, sevgi, şükür ve minnet duygularını söz ve davranışlarla ifade etmektir. İbadet, Allah’ın verdiği sonsuz nimetlere karşılık insanın teşekkür borcunu yerine getirmesi; Allah Teâlâ’nın razı olduğu işleri yapması,yasaklarından da uzak durmasıdır.
Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan her türlü güzel iş, söz ve davranışlara “salih amel” denir. • Allah’ın bizlerden yapmamızı istediği ibadetler birer salih amel olduğu gibi, hayvanlara merhamet etmek, bitkileri korumak, yaşlıyı,kimsesizi, özürlüyü, çocukları koruyup gözetmek de salih ameldir.
İnsanın yaratılış amacı Kur’an-ı Kerim’de, “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” ayetiyle belirtilmiştir. Buna göre insanın, Allah’ın yaratma gayesine uygun bir hayat sürmesi, her halinin Allah’ın rızasına uygun olması gerekmektedir. Bu konuda, “...Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar…” ayetiyle insanın her an ibadet yapabileceğini söylemiştir
Peygamberlerin gönderiliş amaçlarından biri de Allah’a ibadet etmektir Peygamberlerin gönderiliş amaçlarından biri de Allah’a ibadet etmektir. Peygamberler ibadetlerini eda ederken her konuda olduğu gibi bu konuda da insanlar için en güzel örnek olmuşlardır. Kur’an-ı Kerim’de, “Senden önceki bütün peygamberlere, ‘Benden başka ilah yoktur, o halde bana kulluk edin.’ diye vahyettik” buyrularak, peygamberlerin esas vazifesine işaret edilmiştir.
Peygamber Efendimiz, Allah’ın kendisini yaratma amacı doğrultusunda, bir kul olarak bütün hayatını Rabb’inin istediği şekilde düzenlemiş ve hayatının merkezine ibadetleri yerleştirmiştir. “De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabb’i Allah içindir.” emri gereğince de tüm işlerinde sadece Allah’ın rızasını esas almıştır
O bir kul ve peygamber olarak, Allah’a kulluk ve taatte son derece titiz davranmış; tebliğ ettiklerini önce bizzat kendisi uygulamış, bizlere örnek olmuştur. Bu durumda Peygamberimizin, hayatın diğer alanlarındaki uygulamalarını, özellikle de ibadetlerin edasındaki örnekliğini iyice öğrenmek ve ibadet hayatımızı buna göre düzenlemek gerekmektedir.
Peygamber Efendimiz, bir peygamber ve kul olarak ibadetlerini Kur’an-ı Kerim’de emredilen ve vahiyle kendisine bildirilen şekilde yapmıştır. Müminlerden de ibadetlerini kendisinin yaptığı ve öğrettiği şekilde yapmalarını istemiştir. Bir hadis-i şerifinde, “Namazı benim kıldığım gibi kılın.” buyurarak bu konuya dikkat çekmiştir. Bu bağlamda hem farz hem de sünnet olan ibadetlerin yapılışında örnek insan yine Peygamber Efendimizdir.
Peygamberimiz, faydalı tüm güzel iş ve davranışların temelde ibadet sayılabilmesinin niyete bağlı olduğunu bildirmiştir. “Ameller niyetlere göredir, herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur.” uyarısıyla ibadetlerin kişinin niyetine göre değer kazanacağını ifade etmiştir. Allah’ın , kulun kalbine baktığını, ondaki niyeti esas aldığını belirtmiştir.
kazanacağını ifade etmiştir kazanacağını ifade etmiştir. Allah’ın , kulun kalbine baktığını, ondaki niyeti esas aldığını belirtmiştir. Bir hadis-i şerif te, “Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize (niyetlerinize) ve amellerinize bakar.” buyurarak ibadetlerde niyetin önemine dikkat çekmiştir.
Hz. Peygamber ibadet hayatında, “O (kimseler ki), iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” ayetini kendine rehber edinmiştir. Yine Kur’an’daki, “…Allah’ın zikri elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” buyruğunu dikkate alarak Allah Teâlâ’yı çokça zikretmiş, tövbe istiğfarda bulunmuştur.
Peygamberimiz, ibadetlerinde Allah’ın emrini yerine getirmek ve rızasını kazanmak bilinciyle hareket etmiştir. “Kim Rabb’ine kavuşmayı arzu ediyorsa salih amel yapsın ve Rabb’ine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin!” ayetlerindeki emre göre ibadetlerini sadece Allah için yapmış ve ondan başka hiç kimseden yardım dilememiştir.
Hz. Peygamber, ihlas ve samimiyetle ibadet etmiştir Hz. Peygamber, ihlas ve samimiyetle ibadet etmiştir. Bunun ibadetlere bereket getireceğini şöyle ifade etmiştir: “Sizden biriniz Allah’a kulluktaki samimiyetini güzelleştirirse yaptığı her iyilik onun için on katından yedi yüz katına kadar çoğaltılarak yazılır…”
Hz. Peygamber ibadet ve iyiliklerde küçük büyük ayrımı yapmamış, Allah’ın hiçbir ibadet ve salih ameli karşılıksız bırakmayacağı düşüncesiyle hareket etmiştir. Bu konuda, “Kim zerre miktarı hayır işlerse karşılığını görür.” (Zilzal sûresi, 7. ayet) ayetini kendine ölçü edinmiştir.
Peygamber Efendimiz, ibadetlerini “Allah Teâlâ’nın huzurunda, onu görüyormuş” bilinciyle yerine getirmiştir. Cebrail’in ibadetlerle ilgili, “İhsan nedir?” sorusuna, “Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Her ne kadar sen onu görmüyorsan da o seni mutlaka görüyor.” cevabını vermiştir.
Hz. Peygamber, ibadetlerin içten gelen bir istekle yapılmasını tavsiye etmiştir. “Hardal tanesi kadar en ufak bir riya (gösteriş) bulaşmış olan hiçbir amel asla kabul edilmeyecektir.” buyurarak ayıplanma korkusu, maddi menfaat ve gösteriş için ibadet etmekten şiddetle müminleri sakındırmıştır. “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.” uyarısı gereğince amellerinde Allah rızası dışında bir niyetten Allah’a sığınmıştır.
Gösterişin, yaptığımız ibadetlerin boşa gitmesine sebep olacağını ifade eden Peygamber Efendimiz, bir sohbet esnasında sahabelerine, “Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir.” diyerek endişesini dile getirmiştir. Ashab-ı Kiram, “Ya Resûlullah, küçük şirk nedir?” diye merakla sorunca, Resûlullah şöyle buyurmuştur:
“Riya, yani başkalarına gösteriş için ibadet yapmaktır “Riya, yani başkalarına gösteriş için ibadet yapmaktır. Allah Teâlâ, kıyamet günü herkesin amelinin karşılığını verirken, insanlara gösteriş için ibadet yapanlara şöyle der: ‘Dünyada kendileri için gösteriş yaptığınız kimselere gidin. Bakın bakalım onların yanında size verecekleri bir şey bulabiliyor musunuz?’”
Bir sahabe, Allah Resûlü’ne, “Ey Allah’ın Resûlü, kurtuluşumuz neye bağlıdır?” diye sorunca Hz. Peygamber, “Allah’ın emrettiği şeyleri, insanlara gösteriş için yapmaktan sakınmana bağlıdır.” cevabını verdi.
O kimse bu defa, “Amellerde (iyilik ve ibadetlerde) kurtuluşa nasıl erilir?” diye sordu. Hz. Peygamber o kişiye, riyayı terk etmesi gerektiğini bildirdi. (Ebu Davud, Vesâyâ, 2)
Daima Yüce Allah’a ibadetle meşgul olan Peygamber Efendimiz, ömrü boyunca hiçbir ibadetini bırakmamış, “En hayırlı amel (ibadet), az da olsa, devamlı olandır.” buyurmuştur. Hz.Peygamber’in, ibadetlerde uyguladığı ve ümmetine tavsiye ettiği prensiplerden biri de kolaylık prensibidir.
Örneğin namaz için, “Ayakta namaz kıl, güç yetiremezsen oturarak kıl, ona da gücün yetmezse yattığın yerde kıl.” tavsiyesinde bulunmuştur. Kendisi ibadetlere son derece düşkün olmasına rağmen ümmetine ağır gelir endişesiyle nafileleri, güçlerinin yettiği şekilde bıkmadan yapmalarını emretmiştir. Müslümanların bazen fazlaca ibadet edip sonrasında ibadetlerini terk etme ihtimaline karşılık, “Siz gücünüzün yettiği işlere bakın!” diyerek onları uyarmıştır.
Resûlullah, hayatında ibadetleri sadece namaz, oruç, zekât gibi temel ibadetlerle sınırlı tutmamıştır. Kur’an-ı Kerim’de salih amel olarak ifade edilen, ibadet sayılan güzel ve faydalı davranışların yapılmasını tavsiye etmiştir. Bu konuda Yüce Rabb’imiz şöyle buyurmaktadır: “Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar… İşte o müminleri müjdele.”
Hz. Peygamber, bu ayetin bildirdiği esaslar çerçevesinde günlük hayatta tövbe etmek, iyiliği emretmek, hamd etmek, kötülükten sakındırmak, güzel söz söylemek, helal ve haram davranışlara dikkat etmek gibi davranışların ibadet olduğunu ifade etmiştir.
Peygamber Efendimiz, bu konudaki bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Mümin kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.”
Bizler de ibadetlerimizi Peygamber Efendimizin anlattığı, yaşayarak örnek olduğu şekilde yapmaya gayret göstermeliyiz. Hz. Peygamberin ibadet anlayışını esas almalı, ibadetlerin hayatımıza ve manevi dünyamıza katacağı güzellikleri fark etmeliyiz.