1. GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMI Güç olgusunun anlamı üzerine inşa edilen güçlendirme yaklaşımı, bireyin içinde bulunduğu çevre ve yararlanacağı sistemler aracılığıyla kendisini ilgilendiren farklı olaylarla ilgili hem etkileşim kapasitesini arttırmak hem de yaşamını şekillendirmesine yardımcı olan iletişim kontrolünü sağlamak amacıyla kurgulanmış bir modeldir. 1. GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMI
amacı Problemlerine çözüm bulmada kendilerini nedenleri sorgulayan ajanlar olarak görmelerini sağlama, Sosyal hizmet uzmanlarını kendilerinin kullanabileceği bilgi ve becerilere sahip olarak görmelerini sağlama, Sosyal hizmet uzmanlarını problem çözümünde bir eş ya da ortak olarak görmelerini sağlama, Güç yapısını kompleks ve kısmen etkiye açık olarak görmelerini sağlama
Güçlendirmenin 2 boyutu vardır Kavram olarak güçlendirme Süreç olarak güçlendirme kişisel güç kişilerarsı güç sosyo – politik güç
Bir kavram olarak güçlendirmenin kişisel, kişiler arası ve sosyo-politik olmak üzere üç boyutu vardır. Kişisel güç: insanların yetkinlik, denetim duygusu, özsaygısı ve iyi olma (Kişisel güçlenme yeterlilik duygusu, dayanıklılık ve değişimi etkileme yeteneği ile ilgilidir. Bu anlayışa göre yeterlilik duygusu sistemler ve çevreleri arasındaki uyumun sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun tam tersi olarak umutsuzluk, verimsizlik ya da yetersizlik sistemler ve onların sosyal ve fiziksel çevreleri arasında uyumun olmayışından kaynaklanmaktadır).
Kişilerarası güç: karşılıklı bağımlılık, ortaklık, sosyal destek, saygın statü (Kişinin içinde bulunduğu roller, iletişim becerileri, bilgi ve görünüş kişiler arası güçlenmede bireyin duygularını etkilemektedir [Gutierrez 1991]. Bu nedenle Gutierrez kişiler arası gücün iki kaynaktan geldiği sonucuna varmaktadır. İlk kaynak sosyal statü örneğin kişinin sahip olduğu ırk, cinsiyet ve sınıf ile ilgilidir. İkinci kaynak ise kişinin yeni beceriler öğrenerek yeni pozisyonlar sağlamasıyla ilgilidir).
Sosyo-politik güç: tanınma, vatandaşlık hakları, kaynakların kontrolü, sosyal adalet ile ilgilidir. (Güçlendirmenin sosyo-politik boyutunda insanların çevrelerindeki fırsat ve kaynaklara sahip olmaları ile yeterliliklerinin artacağı varsayımı söz konusudur. Bu boyut ile insanların kendilerini değiştirmek yerine politik ve sosyal kurumlarda yapısal değişiklikler yaparak sorunlarla baş edilebileceği özellikle vurgulanmaktadır.
Kişisel güç; insanların yetkinlik, ustalık, denetim (kontrol) duygusu, öz saygı ve iyi olma durumu ile ilgilidir. Kişiler arası güç; karşılıklı bağımlılık, etkileme gücü, ortaklık, sosyal destek, saygın bir statü (tanınma) ile ilişkilidir.
Sosyo – politik güç ise, tanınma (imtiyaz), vatandaşlık hakları, kaynakların kontrolü, olanaklara erişme ve sosyal adalet ile ilgilidir. Süreç olarak güçlendirme ise; uygulayıcının işini nasıl yapacağını tanımlamaktadır. Yani sosyal hizmet uzmanlarının süreç olarak güçlendirme kapsamında müracaatçılarında meydana getireceği değişimleri ifade etmektedir. Neler olabilir bunlar?
Kendini gerçekleştirme Keşfetme Onaylama Kendi olmasını sağlama Destekleme Güçlendirme İşbirliğine girme Geliştirme Etkinleştirme Saygı duyma Bağlantılandırma Yaratıcı olma Bilinç arttırma İnşa etme Genişletme ve Bütünleştirme
Kendilik etkinliğini artırma: Kendilik etkinliği, bireyin kendi yaşamındaki olayları düzene koymaya olan inancıdır. Bunu artırmak için ego fonksiyonlarını güçlendirme, kişisel gücü geliştirme, müracaatçının inisiyatifini geliştirme ve müracaatçının harekete geçme becerisini geliştirme kavramları kullanılır. Temelde bireyde kişisel olarak “güçlüyüm” duygusunu yaratmaya odaklanmaktadır.
Grup bilincini geliştirmek: Bu aşama bireyde, politik yapıların birey ve grup deneyimlerini nasıl etkilediğine yönelik bilinç geliştirmeye odaklanmaktadır. Güçsüz bir kişide grup bilincinin gelişmesi, o kişinin topluma eleştirel bakışını geliştirir. Güçsüz birey, grup bilincini kazanarak kendini güçlü hisseder. Birey, problemin doğurduğu sonuçlar üzerinde takılmayı bırakarak problemi ortaya çıkaran nedenleri sorgulamaya başlar.
Kendini suçlama duygusunu azaltma: Birey, yaşadığı sorunların kendi içsel yetersizliklerinden değil toplumdaki güç kaynaklarından ortaya çıktığını görür ve kendini suçlamayı bırakır. Hayata daha olumlu bakabilir.
Değişim için kişisel sorumluluk alma: Müracaatçının değişim yaratılacak konu hakkında kişisel sorumluk alması gerekir. Suçluluk duygusu azaldığında kişi kendini, ortaya çıkan sorunlardan hiçbir şekilde sorumlu hissetmezse çözüm üretmek için yatırım yapmayabilir. Bu noktada kişisel sorumluluk alma çok önemli bir kavram olmaktadır. Kişiler bireysel sorumluluk aldıklarında yaşamlarını geliştirmek için daha çok çaba harcarlar.
Sosyal Hizmet Uzmanının Görevleri; Müracaatçılara yönelik olumsuz damgalanmaları ortadan kaldırmak, Ailelerdeki – kurumlardaki – toplumdaki kaynaklara bireylerin farkındalığını arttırmak,
Müracaatçıların kendilerini güçlü ve değişimi gerçekleştirebilir olarak görmelerine yardımcı olacak zihin yapısını oluşturmalarını sağlamak, İnsanlara ve onların güçlerine, kaynaklarına, becerilerine ve hayallerine inanmak, Müracaatçıların kendi güçlerini görmelerini engelleyecek korumacı görüşleri reddetmek.
Payne (1992,s.232) güçlendirme sürecinde sosyal hizmet uzmanlarının rollerini üç ana başlık altıda ifade etmiştir: Kaynak Danışmanlığı Rolü: Müracaatçıların kendine saygı ve problem çözme becerilerini geliştirerek kaynaklara ulaşmalarını sağlama Duyarlı Hale Getirici Rolü: Müracaatçıların kendileri ile ilgili bilgi elde etmelerine yardım etmek. Öğretici/Eğitici Rolü: Öğretme süreçleri ve becerileri müracaatçının özel görevleri tamamlamalarını olanaklı hale getirir.
Güçlendirme Teknikleri Müracaatçının Problem Tanımını Kabul Etme Sosyal hizmet uzmanının müracaatçısını tanımaya ve anlamaya yönelik bir iletişime geçmeden önce müracaatçının problemini kabul etmesi oldukça önemlidir. Müracaatçının kontrolü kendi elinde tutabilmesi için önemli bir unsurdur. Müracaatçının kendi problemleri ile toplumsal problemler arasında bir bağlantı kurması bu teknik ile kolaylaşmaktadır.
Varolan Güçleri Tanımlama ve Yapılandırma Güçlendirme yaklaşımını kullanan profesyonel meslek elemanları müracaatçının varolan güçlerini tanımlayarak ve yapılandırarak müracaatçının şimdiki işlevselliğinin kaynaklarını, bireysel kaynaklarını ve kişiler arası gücü ile temasa geçerler. Müracaatçının baskıcı yapılara karşı bir mücadele içerisine gireceği durumlarda kullanılan en etkili tekniktir. Meslek elemanı bu tekniği kullanarak müracaatçı ile mücadelenin analizini yaparak müracaatçının kendi gücünü daha kolay tanımlamasını sağlayabilir.
Müracaatçının Durumunun Güç Analizini Yapmak Bu teknik oldukça kritik bir tekniktir. İlk aşamada güçsüzlük durumunun müracaatçıyı nasıl etkilediği incelenir, ikinci aşamada müracaatçının içinde bulunduğu durumun potansiyel gücünün kaynakları tanımlanır. Güç analizinin yapılmasında genel olarak iki teknik vardır, bunlar dolaylı ve doğrudan tekniklerdir. Dolaylı teknik uzman ve müracaatçı arasında geçen karşılıklı diyalogdur. Bu diyalog ile müracaatçının şimdiki durumunun sosyal ve yapısal kökenlerini tanımlamak ve ortaya çıkarmak olanaklı hale gelmektedir. Doğrudan teknikte ise müracaatçının dikkati kendine özgü bir durumun değerlendirilmesine çekilir. Bu durum ya müracaatçının kendi durumu ya da müdahale için oluşturulan bir durumdur.
Müracaatçıya Özel Beceriler(Spesifik) Öğretmek Müracaatçıya özel bu becerileri öğretmek müracaatçıya yardım etmenin önemli bir aracıdır. Bu beceriler üç ana başlık altında sıralanabilir: Problem çözüme becerileri Toplum ya da örgütsel değişim için gerekli olan beceriler Yaşam becerileri, bu beceriye örnek olarak ebeveyn olma, iş arama, kendini savunabilme, kişiler arası ilişkilerde girişkenlik ve sosyal yeterlilik verilebilir.
Kaynakları Harekete Geçirme ve Müracaatçılar için Savunuculuk Bu iki teknik uzman ve müracaatçının birlikte güçlendirme için yeterli kaynakları olmadığında yararlı olan tekniklerdir. Kaynakları harekete geçirme tekniği uzmanın müracaatçı için somut kaynakları belirleme ya da bilgi toplama eylemlerinin yanında gerekli olduğu zaman müracaatçı yararına savunuculuğu da içeren bir tekniktir. Kimi yazarlara göre savunuculuk güçlendirmenin amacıyla çatışmalıdır. Savunuculuk müracaatçı ile işbirliği kurularak ve yeni beceriler öğrenilerek yapılan bir tekniktir.
Güçler perspektifine dayalı olarak ailelere yönelik yapılan sosyal hizmet uygulamalarının temel özellikleri 4 ana başlık altında ifade edilebilir; 1- Çalışmayı ihtiyaçları karşılamak ve amaçlara ulaşabilmek için ailenin güçlerine ve gerçek motivasyonlarına dayandırma, 2-Güçleri anlama ve tanıma sürecinde aile işbirliği içinde çatışma, 3-Ailenin katılımını artırmak, 4-Yüksek beklentilere modellik etmek
güçsüz gruplar Yaşam deneyimi yokluğu ve çok az olması Fiziksel ve sosyal olgunluk düzeylerinin yetişkinlerden az olması Ekonomik olarak güçsüz olmaları Yaşamlarını kontrol etme duygularının az oluşu
Dogal yaşanılan ortamda kaynakların kullanımı Kararlara katılım toplumda kaynaklar ve fırsatlar sunabilecek politika ve hizmetleri bulmak
Güçler perspektifine dayalı bir uygulama belli başlı aşamaları içermektedir. Güçler temelli sosyal hizmet uygulamasını çalışmanın aşamaları ve özellikleri açısından incelemek olanaklıdır.
Karşılaşma (Engagement): Güçler perspektifinde yardım ilişkisinin başlangıcı karşılaşma olarak adlandırılır. Bu süreç, müracaatçı ile yüz yüze gelmeden önce yardım sürecinin başlangıcında yer alan yapılandırılmamış olaylar, informal tesadüfler (telefon konuşmaları v.b.) olarak tanımlanmaktadır.
Yardım ilişkisindeki karşılaşmaya ilişkin bir inançta, müracaatçı ile formal soru sorma ve cevap sürecinden ziyade onun özgün yetenekleri, tolerans düzeyi ve ilgilerine göre sosyal diyalog kurmaktır.
SHU - Müracaatçı İlişkisi: Sosyal hizmet uzmanı müracaatçı ilişkisinin gelişiminde güçler perspektifinin değer ve prensipleri anahtar noktadadır. SHU'ının rolü, insanların içindeki güçleri beslemek, cesaretlendirmek, desteklemek, mümkün kılmak, teşvik etmek, uygun çevresel güçleri ortaya çıkartmak ve sosyal adaleti geliştirmektir.
SHU'ları müracaatçıların zaten sahip oldukları güçleri tanıma ve kullanmalarına yardım etmek için oradadırlar. SHU'ları müracaatçılar ile işbirliği içerisinde çalışırlar.
Bu işbirliği, müracaatçının self-determinasyon (kendi kaderini tayin etme) hakkına bağlılığı gerektirir. Uzman ve müracaatçı birlikte çalışarak uygulamaya rehberlik edecek ölçülebilir ve başarılabilir amaçları belirlerler.
Güçler Temelli Değerlendirme: Güçler perspektifinde, SHU'ları bireysel güçleri (psikolojik, bilişsel, duygusal, motivasyonel, baş etme becerileri, kişiler arası ilişki becerileri, fizyolojik güçler), çevresel güçleri, kişisel ve duygusal yetersizlikleri dikkate almak ihtiyacındadır.
Değişme Süreci: Güçler perspektifi, değişme sürecinde, müracaatçının motivasyonu ve SHU-müracaatçı ilişkisine güvenir. Değişme, SHU’nın müracaatçısının özlemlerini, duygularını, algılamalarını ve güçlerini tasdik ettiğinde oluşur.
Güçler perspektifine dayalı bir uygulamada, SHU, değerlendirme sürecinde anlaşılan müracaatçının ilgi, yetenek ve özlemlerine dayanmak durumundadır. Güçler perspektifine dayalı bir müdahale planı kişiye özel ve insanların özgün amaçlarını yansıtır tarzda olmalıdır.
uygulama çalışmaya başlamadan önce meslek elemanının müracaatçının kültürü, alt kültürü ve özellikle güçsüzlüğün nasıl deneyim edildiğinin farkında olmasıdır.
Güçsüzlük ya da bireyin gücünün olmayışı; ekonomik yoksunluk, politik arenada deneyimin olmayışı, eleştirel düşünmenin olmayışı, fiziksel ve duygusal stres, öğrenilmiş çaresizlik,bireyin duygusal ve entelektüel kapasite gibi faktörle ilgilidir.
Güçlendirme, güç kazanma ve gücü artırma sürecidir. Güçlendirme sürecinde önemli olan kişi yardım eden kişiden çok birlikte çalışılan kişidir.
Güçlendirme; meslek elemanının müracaatçıyla etiketlenmiş bir grupta olma temelindeki negatif değerler yoluyla yaratılmış güçsüzlüğü azaltmaya çalışmaktadır.
Güçlendirme Boyutları Olumlu ve güçlü bir benlik geliştirme Bireyin çevresindeki sosyal ve politik gerçeklerle ilgili eleştirel düşünme kapasite ve bilgisinin geliştirilmesi Bireysel ve toplumsal amaçlara ulaşmak için kaynaklar ve stratejilerin geliştirilmesi ya da daha fonksiyonel olması
Mikro Sistemler (Çocuk ve aile) Mezzo Sistemler (Okul, akran grubu, işyeri, boş zaman değerlendirme) Makro Sistemler (Toplumun sosyal ve ekonomik politikaları, eğitim, sağlık, sosyal refah sistemi, çocuk adalet sistemi, medya, araştırmalar)
Güçlendirme Yaklaşımı, belirli beceriler, roller ve etik ilkeleri içeren üç aşamayı içermektedir. Her aşamada belirli aktiviteler yer almaktadır: 1. Diyalog Aşaması 2. Keşif Aşaması 3. Gelişim Aşaması
GÜÇLENDİRME AŞAMALARI Diyalog Bu aşamada meslek elemanı ve müracaatçı; Kabul, saygı ve güven üzerinde temellenen ortaklık kurmak Rollerini tanımlamak Meydan okunacak durumlarla ilgili çocuğun deneyimlerini tartışmak Birlikte yapacakları çalışmanın amacını tanımlamak Değişme için müracaatçının motivasyonunu harekete geçirmek Kriz ihtiyaçlarını tanımlamak için işbirliğine girerler.
GÜÇLENDİRME AŞAMALARI Keşif Aşaması 1. Güçleri Tanımlama 2. Kaynak kapasitelerini analiz etme 3. Çözümleri yapılandırma
GÜÇLENDİRME AŞAMALARI Gelişim Aşaması 1. Kaynakları harekete geçirme 2. Birleşme/ittifak yaratma 3. Olanakları geliştirme 4. Başarıyı tanımlama/kabul etme 5. Kazanımları Bütünleştirme