MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ Sosyal gruplar
Sosyal gruplar Farklı matematik felsefeleri matematik eğitimini farklı şekillerde etkilemiştir. Bu etkileri açık ve net olarak doğrudan göremezsek de öğretim programlarının tasarımında, öğretim yöntemlerinin tercihinde, öğretmenlerin rolleriyle ilgili algılamalarında onların yansımalarını görmekteyiz. Matematik felsefesinin söz konusu bu etkileri eğitim alanında bilinen sosyal grupları da şekillendirmiştir. Eğitimde bilinen bu sosyal gruplar gücü ellerinde bulundurdukları dönemlerde ülkenin eğitim sistemini amaçları doğrultusunda yönlendirmişlerdir. Matematik felsefesinden etkilenerek eğitimde ortaya çıkan sosyal grupları sırasıyla; sanayi odaklı, teknoloji odaklı, hümanist, ilerlemeci ve halkçı eğitimciler olarak ifade edebiliriz.
Sanayi odaklı eğitimciler Eğitimin amaçları sanayinin ihtiyaç duyduğu bireylerin yetiştirilmesine yönelik belirlenmeli. Okullarda okutulan matematik öğrenciye sanayide ihtiyaç duyacağı becerileri kazandırmalıdır.
Sanayi Odaklı Eğitimciler Matematiğe Bakışları Sanayi odaklı eğitimcilere göre matematik gerçeklerden ve yeteneklerden oluşan bilgi ve tekniklerin bir bütünüdür. Bu eğitimciler bilgi ile ilgili dualist görüşü benimsedikleri için matematiksel bilgi ya doğru ya da yanlıştır. Gerçek bilgi kesin ve sorgu kabul etmezdir. Yetenekler, “2+2=4” içeren gerçekleri ve basit matematiği anlamayı içermektedir. Sosyal konuların matematikte yeri yoktur. Bu nedenle, okul matematiği bilginin diğer alanlarından ayrılmıştır ve sosyal değerlerden muaftır.
Sanayi Odaklı Eğitimciler……… Çocuğa Bakışları Sanayi odaklı eğitimcilerin çocukla ilgili düşüncelerinin kökleri Aristo’ya kadar iner. “Çocuklar öğretmen tarafından doğru gerçeklerle beslenip eğitilmesi gereken “boş kutulardır”. Tek başlarına bırakıldıklarında beyinleri organize edilmemiş ve uygun olmayan materyaller ile dolacaktır. Benzer bir bakış açısını Hristiyan geleneğinde görmekteyiz: “Mantıksızlık çocuğun kalbine yazılmıştır, ama düzeltme çubuğu çocuğu bundan uzaklaştıracaktır.” Çocuk kirli ve günahkâr olarak doğar. Bu nedenle eğitim yoluyla temizlenmesi gerekir. Çocuklar doğal olarak iyi değillerdir. Belirgin standartlarla aileler ve öğretmenlerden sabit disiplin almaya ihtiyaçları vardır. Çocuklar için çok fazla özgürlük kişisel mutsuzluğa, bencilliğe ve vahşete sebebiyet verebilir. Buna karşın, İslam’da çocuk tertemiz ve masum olarak doğar. Doğru eğitim almazsa kirlenir ve yanlış yapmaya başlar. Farklı yolardan iki gelenek de otoriter ve korumacı bir eğitimde birleşmektedir. Yoksul bölgelerdeki çocuklara yardım etmenin en iyi yolu onlara okuryazarlığı ve sayıları öğretmektir. Eşitliğe ya da fırsat eşitliğine sahip olabilirsiniz; ama her ikisine sahip olamayabilirsiniz. Eşitlik parlak çocukların geri tutulması anlamına gelecektir.”
Sanayi Odaklı Eğitimciler……… Matematiksel Beceriye Bakışları Sanayi odaklı eğitimciler herkes için basit becerilerin öğrenilmesini uygun bulmaktadır. Bu bilgi ve becerilerin belli başlıları okuma ve basit matematik işlemlerdir. Bununla birlikte kısıtlı, elit olarak adlandırılan bir kesimin üst düzey matematik ve fen eğitimi ile eğitilmesi gerektiğine inanılır. Hem sayısal hem de grafiksel temel matematik becerilerinin, bununla beraber bu becerilerin günlük yaşama uygulanabilme yeteneğinin önemli olduğu vurgulanır. Bir başka deyişle okullarda seçkinler hariç herkes için sınırlı bir matematik okuryazarlığını önermektedirler. Çocuklar kalıtımsal olarak doğuştan farklı yeteneklere sahiptirler. Bu nedenle seçerek ve düzeye göre öğretim yapmak çocukların farklı hızlarda ilerlemelerini sağlayacaktır. Daha iyi çocuklar için seçmeli okullar ve diğerleri için halk okulları toplumdaki her seviyenin ihtiyacının karşılanması anlamına gelmektedir.
Sanayi Odaklı Eğitimciler……… Matematiksel Öğrenmeye Bakışları Sanayi odaklı eğitimciler için matematik “eğlenmek” demek değildir. Sıkı çalışma, çaba ve kendini disipline etme, sıkı uygulama, çok alıştırma çözme ve ezberleme matematikte başarılı olmanın yoludur. Yaşamda başarı ve öğrenme; bireysel uygulamaya, kendini gerçekleştirmeye ve çabaya dayanır. Öğrenme ”çalışma” ya da “sıkı işgücü” gibi metaforlar aracılığı ile temsil edilmektedir. Ayrıca öğrenme bireyselleşmiştir. “Çocukların konuşarak öğrendiklerini varsaymak için hiçbir neden yoktur. Bilginin edinimi odaklanmayı ve çabayı gerektirmektedir. Önemli olan kalem-kâğıt çalışması ve alıştırmalardır. Öğrenmenin çaba göstermeksizin oyunla, bilmecelerle ve etkinliklerle gerçekleştiğini söylemek zordur. Konuyu öğrencilerin ilgilerine göre ilişkilendirmek doğru değildir. Gereken tek şey sıkı çalışma ve uygulamadır. Yarışma ise en iyi motivasyon aracıdır.
Sanayi Odaklı Eğitimciler……… Matematik Öğretimine Bakışları Sanayi odaklı eğitimciler, matematiğin doğru ve kesin bilgiler sunduğunu kabul ederler. Bu bilgiyi öğrenciye doğrudan aktaracak olan öğretmen bu bilginin kaynağı ve otorite olarak rolünü en iyi şekilde oynamalıdır. Öğretme bir dizi bilginin karşı tarafa aktarılma meselesidir. Öğrencilere temel matematik becerileri kazandırmak için katı disiplin içerisinde öğrencilere konuyla ilgili tekrarlar yaptırmalı. Öğrenci merkezli olma, öğrencilerin seçimleri, matematiksel sorgulama, kritik düşünme, sıkı çalışmadan kaçış ve tembellik ahlaki bozukluğa yol açacağı için şiddetle eleştirilmektedir. Etkili öğretme için; şevkle öğretmeye, insanların düşüncelerini araştırmaya, çekici kaynak materyallerine, etkinliklere, oyun, puzzle, bilgisayar ve diğer görsel materyallere gerek yoktur. Böylece, bu eğitimcilerin matematik öğretimi için kaynak teorisi oldukça negatiftir. ”Söz konusu olan kullanılan araç-gereçlerden çok öğretmenlerin kalitesidir” Teknoloji olarak tahta, kağıt-kalem yeterlidir. “Özellikle hesaplama becerilerinin gelişmesini engelleyeceği için sınıfta hesap makinesinin kullanımını sınırlandırmalıyız. Bunun yerine öğrencilere çok fazla alıştırma vermeliyiz. Matematik öğretimi ile ilgili paylaşılan bir diğer görüş de “matematik tarafsızdır ve sosyal durumlardan bağımsız olarak öğretilmelidir” görüşüdür.
Sanayi Odaklı Eğitimciler……… Ölçme Değerlendirme Yaklaşımları Sanayi odaklı bakış açısı hiyerarşik ve otoriterdir. Düzeyleri kontrol edip denetlemek hiyerarşideki her katmanın sorumluluğudur. Testler öğrencilerin matematik bilgisinin ve becerilerinin edinimi ve okul çalışmalarının zorunluluklarının yerine getirilmesi için gereklidir. Sonuç olarak, matematikte hatalar, kendi uygulamanızın başarısızlığı olarak hatta ahlak çürümesi olarak şiddetle eleştirilmektedir. Tartışma ve işbirliği reddedilmektedir. Çünkü bu çalışmalar kopya çekme arzusunu, sıkı çalışma olmaksızın cevapların bulunması ve tembellik içgüdüsünü destekleme riskine sahiptirler. Yarışma ahlaki olarak gereklidir, değerlerin başarı ve gelişim yoluyla ödüllendirilmesi gibi erdemlerin hayatta kalmasını sağlamaktadır. Açık ve basit hedefler gerekmektedir ve çocukların bilgi üretme ve bunları doğru bir şekilde kullanma becerileri test edilmelidir. Testleri doğru bir şekilde geçmek hedeflenen amaçtır.
Sanayi Odaklı Eğitimciler………