SIL-SMH 105 GENEL İŞLETME Yrd. Doç. Dr. Abdullah KARAKAYA KARABÜK ÜNİVERSİTESİ SAFRANBOLU MESLEK YÜKSEK OKULU.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İŞLETMELERİN ÇEVRESİ VE ÇEVRE FAKTÖRLERİ
Advertisements

PAZARLAMAYA GİRİŞ PAZARLAMANIN TANIMI
KOOPERATİFLERDE ETKİNLİK
PAZARLAMA KARMA ELEMANLARI: TUTUNDURMA
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 05 Eylül 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
İŞLETME Toplumdaki bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak
ISLETME BILIMINE GIRIS 1
BÖLÜM X HALKLA İLİŞKİLER.
Yerel Yönetimlerde Yeniden Yapılanma Perspektifi
Fatih Tuncer HATUNOĞLU İletişim Yazılım Genel Müdürü Mart, 2013 BURSA
KIR ÇİÇEKLERİM’ E RakamlarImIz Akhisar Koleji 1/A.
HİSTOGRAM OLUŞTURMA VE YORUMLAMA
GÖK-AY Özel Güvenlik Eğt. Hizmetleri
FİNANSAL AMAÇ VE FİNANS FONKSİYONU
HAZIRLAYAN:SAVAŞ TURAN AKKOYUNLU İLKÖĞRETİM OKULU 2/D SINIFI
1 YASED BAROMETRE 18 MART 2008 İSTANBUL.
COĞRAFYA İÇERİSİNDEKİ YERİ
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 5 Eylül 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
GİRİŞİMCİLİK.
Bölüm 10 İşlevsel Stratejiler (Fonksiyonel/Bölümsel Stratejiler)
Finansal Yönetim ve Fonksiyonları
HİZMET ÜRETEN İŞLETMELER
KOBİ’LER VE KOBİ’LERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Finansal Yönetim ve Fonksiyonları
ANA BABA TUTUMU ENVANTERİ
Yedinci Bölüm İşletme YÖNETİMİNİN FONKSİYONLARI.
YATIRIM PROJELERİ ANALİZİ DERSİNİN KAPSAMI
Türkiye Bankalar Birliği 49. Genel Kurulu 1 Türkiye Ekonomisi ve Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler Ersin Özince Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu.
Ö.Yavuz KARAGÖZ Mevlüt BALTA Hasan AKKOÇ
İŞLETME İLKELERİ Küresel Ortamda İşletmecilik ve Rekabet
İŞLETMELERİN KURULUŞ SORUNLARI
İşletmeyi neden kurarız ?
PERFORMANS KAVRAMI PERFORMANSIN BOYUTLARI
1.  Teknik, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik bağlamlarda ve her türlü örgütlerde ge r çekleşmekte olan girişimciliğin günümüzde çok çeşitli tanımları.
İŞLETME BİLİMİNE GİRİŞ
İşletmeye Giriş Konu 2: İşletme Kurulması ve Türleri
İŞLETMELERİN KURULUŞU
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
Öğr.Gör.SEDA AKIN GÜRDAL
Bölümün Amacı Bu bölümün amacı, örgütlerin çevrelerindeki değişimleri nasıl değerlendirmeleri gerektiği ve bu değişimlere nasıl yanıt verebilecekleri.
Bölümün Amacı Bu bölümün amacı, örgütlerin peşinde koştukları hedeflerin türlerini ve yöneticilerin bu hedeflere ulaşmak için kullandıkları rekabetçi.
Mühendislik Ekonomisi
BÖLÜM 3 EKONOMİLERDE TEMEL SORUNLAR
Mobil Pazar Çevresi ve Pazar Fırsatları
Girişimcilik.
KIRSAL KALKINMA ve ÖRNEK PROJELER
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
GİRİŞ Ülkenizde ya da coğrafi bölgenizde turizm ne kadar önemlidir? Şehrinizde ya da kasabanızdaki mevcut istihdamın ne kadarlık kısmı turizm ile.
Sermaye Maliyeti *Firmalar sadece özkaynaklarını projelerin
İktİsadİ ve Hukukİ sİstemler ve polİtİkalar
İşletmenin Kuruluş Çalışmaları
Öğr.Gör. Seda AKIN GÜRDAL
Girişimciliğe Başlamak… Girişimcilik ile ilgili web siteler, ilk adımlar ve dahası…
KONU BAŞLIKLARI BİLGİ EKONOMİSİ GELİŞİMİ BİLGİ EKONOMİSİ ÖZELLİKLERİ
HUKUKİ YAPILARINA GÖRE İŞLETMELER
Pazar Çevresi ve Pazar Fırsatlarının İzlenmesi
İŞLETMELERİN KURULUŞ SORUNLARI
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
İŞLETMENİN TARİHÇESİ, AMAÇLARI , SOSYAL SORUMLULUK VE ETİK
TEMEL MİKROEKONOMİ 1.GİRİŞ.
İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ
ULUSLARARASI TURİZM PAZARLAMASI
Bölüm 12. İşletmecilik İşletme, ürün piyasalarındaki ekonomik birim olup, üretim faaliyeti için üretim faktörleri bir araya getirilir. İşletmelerde örgütsel.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KAR DAĞITIM KARARLARI.
İŞLETME BİLİMİ VE İŞLETMEYİ TANIYALIM
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
PERFORMANS KAVRAMI PERFORMANSIN BOYUTLARI
1. BÖLÜM FİNANSAL YÖNETİMİN TANIMI VE AMACI
Sunum transkripti:

SIL-SMH 105 GENEL İŞLETME Yrd. Doç. Dr. Abdullah KARAKAYA KARABÜK ÜNİVERSİTESİ SAFRANBOLU MESLEK YÜKSEK OKULU

DERSİN PLANI 2008-2009 Öğretim Yılı

0. Temel Bilgiler 0.2. Bazı Ekonomik Terimler 0.2.1. İhtiyaçlar 0.1. Ekonominin Tanımı 0.2. Bazı Ekonomik Terimler 0.2.1. İhtiyaçlar 0.2.2. Mal ve Hizmet 0.2.3. Fayda ve Değer 0.2.4. Tüketim 0.2.5. Arz ve Talep 0.3. Ekonomik Sistemler 0.3.1. Kapitalizm ve Piyasa Ekonomisi 0.3.2. Sosyalizm ve Merkezi Planlama 0.3.3. Yan Sistemler (Sentez Arayışları) 0.3.4. Ekonomik Sistemlerin Başarı Ölçütleri

0.4. Kalkınma 0.4.1. Kalkınmanın Tanımı ve Önemi 0.4.2. Kalkınma Türleri 0.4.3. Kalkınmayı Etkileyen Faktörler 0.5. Üretim 0.5.1. Üretimin Gerekliliği 0.5.2. Üretimin Tanımı 0.5.3. Üretim Faktörleri 0.5.4. Üretimin Örgütlenişi 0.6. Kıtlık 0.6.1. Kıtlığın Tanımı 0.6.2. Kıtlık, Tercih ve Alternatif Maliyetler 0.6.3. Kıtlığın Nedenleri 0.6.4. Kıtlık ve Fakirliğin Kısır Döngüsü

1. İşletmenin Tanımı ve Önemi 1.2. İşletmenini Önemi 2. İşletmelerin Gelişim Süreci 2.1. İlkel Toplumda İşletmeler!? 2.2. Tarım Toplumunda İşletmeler 2.3. Sanayi toplumunda İşletmeler 2.4. Bilgi Toplumunda İşletmeler 2.5. Bilgi Ötesi Toplumda İşletmeler 3. İşletme ve Çevresi 3.1. Sistem Kuramı 3.2. Sosyal Paydaşlar 3.3. İş Ahlakı ve Toplumsal Sorumluluklar

5.4. İşletmecilik ve Kalkınma İlişkisi 4. İşletme Amaçları 4.1. Süreklilik 4.2. Kar Etmek 4.3. Büyümek 4.4. Diğer (Sosyal Paydaş Beklentileri) 5. İşletmecilik 5.1. İşletmeciliğin Tanımı 5.2. İşletmecilik ve Optimizasyon 5.3. İşletmeciliğin Temel İlkeleri 5.4. İşletmecilik ve Kalkınma İlişkisi

6. Girişimcilik 7. İşletme Türleri 6.2. Girişimcilik Türleri 6.1. Girişimciliğin Tanımı 6.2. Girişimcilik Türleri 6.3. Girişimciliğin Tarihçesi 6.4. Girişimciliğin Önemi/Toplumsal Misyonu 7. İşletme Türleri 7.1. Büyüklüklerine Göre 7.2. İşin Niteliğine Göre 7.3. Mülkiyetine Göre 7.4. Yasal Yapılarına Göre 7.5. Kooperatif İşletmeler 7.6. Kar Amaçsız İşletmeler

8. İşletme Kuruluşu 8.1. Yatırım Düşüncesi 8.2. Fizibilite Çalışması 8.3. Kuruluş Yeri Seçimi 8.4. Yatırım Maliyeti ve İşletme Sermeyesi 8.5. Organize Sanayi Bölgeleri 8.6. Küçük Sanayi Siteleri 9. İşletmelerde Kapasite 9.1. Kapasitenin Tanımı 9.2. Kapasite Türleri 9.3. Optimum Kapasite

10. İşletmelerin Büyümesi 10.1. Büyümenin Tanımı Nedenleri ve Etkileyen Faktörler 10.2. Büyüklük Ölçütleri 10.3. Büyümenin Amacı ve Stratejik Analizi 10.4. Büyüme Şekilleri 10.5. Büyümenin Yönleri 10.6. Büyüme ve Hukuki Yapı 10.7. Büyümenin Kısıtlılıkları 11. İşletmenin Bölümleri (İşlevleri/Fonksiyonları) 11.1. Yönetim 11.2. Pazarlama 11.3. Finansman 11.4. İnsan Kaynakları 11.5. Üretim 11.6. Araştırma geliştirme 11.7. Muhasebe 11.8. Halkla İlişkiler

Güle guş ettiremez yok yere bülbül inler Varak-ı mühr-ü vefayı kim okur kim dinler Mehmet Kami Ölümü 1545 VEFA: sevgiyi sürdürme, sevgi bağlılığı        

0. TEMEL BİLGİLER Ekonomi Kavramı Bazı Ekonomik Terimler İhtiyaçlar, Mal ve Hizmet, Fayda ve Değer, Tüketim Arz ve Talep Ekonomik Sistemler Kalkınma Üretim Kıtlık

0.1. Ekonominin Tanımı Ekonomi (İktisat): Kıt ya da sınırlı kaynaklarla, sınırsız insan ihtiyaçlarının karşılanması sorunu ile ilgilenmektedir. İnsanların iktisadi faaliyetlerini inceleyen bilim dalıdır. İktisadi faaliyet, insana maddi refah salamaya yöneliktir. İncelenen ekonomik birimin boyutuna göre, makro iktisat ve mikro iktisat olmak üzere ikiye ayrılır. Birey, aile ve işletme gibi küçük birimlerin faaliyetlerini inceleyen kısmına MİKRO İKTİSAT denir. Ulusal ekonomi düzeyindeki iktisadi olayları inceleyen kısmına MAKRO İKTİSAT denir. Makro ve Mikro iktisat, hiyerarşik yapı içerisinde, birbiriyle etkileşimli olup, birbirinin tamamlayıcısıdır.

Makro ve Mikro İktisat Ayırımı Ekonomik Yapı/Sistem Niteliği Uluslararası Ekonomi Makro Uluslararası Entegrasyonlar Ülke Ekonomileri Sektörler Mikro Endüstriler İşletmeler

0.2. Bazı Ekonomik Terimler 0.2.1. İhtiyaç Karşılanmadığı (Tatmin edilmediği) zaman acı, kaygı ve üzüntü veren, karşılandığında zevk, haz ve gurur veren duygulara ihtiyaç (gereksinme) denir. İki tür ihtiyaç söz konusudur. a) Ekonomik ihtiyaçlar: beslenme, giyinme barınma vb. b) Ekonomi dışı ihtiyaçlar: Daha akıllı olma, cesur olma, sevgi ihtiyacı, özgürlük, adalet vb. Ekonomik olmayan ihtiyaçlar, insan refahını etkilemekle birlikte ekonomik analizlerin dışındadır.

İhtiyaçların bazı özellikleri vardır: İhtiyaçlar sınırsızdır İhtiyaçların şiddeti farklıdır İhtiyaçlar tatmin edilebilir İhtiyaçların ikame özelliği vardır Doyum Dürtü Motivasyon Davranış Faaliyet İhtiyaç

0.2.2. Mal ve Hizmet İnsan ihtiyaçlarını doğrudan veya dolaylı olarak karşılayan her şeye mal denir. Somut olmayana hizmet denir. Çoğu zaman mal her ikisini de kapsar. Serbest Mallar Ekonomik (Kıt) Mallar- Dayanıklı ve Dayanıksız Mallar Tüketim Malları, Üretim Malları ve Ara Mallar 0.2.3. Fayda/Değer Mal ve Hizmetlerin ihtiyaçları karşılama özelliğine fayda denmektedir. Değer, malların faydalarının mukayesesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Değer, nispi bir özellik taşımaktadır.

0.2.4. Tüketim Yararlı mal ve hizmetlerin, insan ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanılmasına tüketim denir. Tüketim ekonomik faaliyetlerin son amacıdır. İnsanların bütün çabaları, hayat seviyelerini yükseltmek yani ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacak bir tüketim düzeyine ulaşmak amacına yönelmiştir. Bu da ancak daha çok mal ve hizmete sahip olmamıza ve onları ihtiyaçlarımızı karşılamak amacıyla kullanabilmemize bağlıdır.

0.2.5. Arz ve Talep Piyasada alıcı ve satıcı olmak üzere iki taraf vardır Satıcıların faaliyetleri piyasanın ARZ yönünü oluşturur. Alıcıların faaliyetleri piyasanın TALEP yönünü oluşturur. Konuşma dilinde talep istek arzu anlamındadır. Ancak her istek ve arzu ekonomik anlamda talep olarak kabul edilmez. Satın alma isteğinin talep olarak kabul edilebilmesi için, satın alma gücüyle desteklenmiş olması gerekir. Belirli bir piyasada, belirli bir anda, belirli bir fiyattan satılmak üzere piyasaya sunulan mal ya da hizmet miktarıdır.

0.3. Ekonomik Sistemler (İktisadi Sistemler) Toplumsal refahı maksimum yapmak için toplumun benimsediği; ekonomik, sosyal, yönetsel ve hukuki örgütlenme biçimidir. Kısaca üretim sitemlerinin örgütlenmesi veya üretimin örgütlenmesi şeklinde de söylenir. 0.3.1. Kapitalizm ve Piyasa Ekonomisi Arz ve talebi özgür olan üretim faktörlerinden yararlanarak, üretimin ülke çapında hür müteşebbislerce örgütlendiği ekonomik sistemdir. Temel nitelikleri şunlardır: Özel mülkiyet hakkı, Piyasa mekanizması, Bırakınız yapsınlar- Bırakınız geçsinler, Görünmeyen el

0.3.2. Sosyalizm ve Merkezi Planlama Eski Yunan’da Platon (MÖ 428-374) Cumhuriyet adlı yapıtında, özel mülkiyetin ve ticaretin bulunmadığı bir toplumsal düzeni savunmuştur. K. Marx’ın tanımı şöyledir: Sosyalizm; üretim, dağıtım ve değişim araçlarının millileştirildiği sistemdir. Farklı uygulama biçimleri olmuştur. Merkezi planlama temel karakteristiğidir.

0.3.3. Yan Sistemler (Sentez Arayışları) İki uç sistem olan Kapitalizm ve Sosyalizmin çeşitli özellikleri alınarak oluşturulan karma sistemdir. Bilinen iki uygulaması Türkiye’de 1930’larda uygulanan Karma Ekonomik Sistem: Devlet ve Özel sektör birlikte Almanya’da 1945 sonrası uygulanan Sosyal Piyasa Ekonomisi. Çin’de günümüzde uygulanmakta olan model!? Serbest piyasa ekonomisi veya Merkezi Planlama yerine Sosyal Piyasa Ekonomisi Modelinin Uygulanması. Devlet, Özel Sektör ve Sivil Toplum Örgütlerinin uyumlu birlikteliği önemlidir.

Yan Sistemler Sosyalizm Kapitalizm

0.3.4. Ekonomik Sistemlerin Başarı Ölçütleri Etkinlik Kıt kaynakların rasyonel kullanılması amacıyla, doğru üretim ve tüketim seçeneklerinin belirlenmesi ve uygulanmasıdır. Neye ihtiyaç varsa onu üretmek ve nerede ihtiyaç varsa orada tüketmek. İstikrar Duraklama ve kriz oluşturmadan üretim ve refah düzeyinin dengeli ve sürekli yükselmesi. Aşırı dalgalanmalar oluşturmadan sistemin gelişmesini sağlamak.

Özgürlük Tarihi süreç içerisinde yapılan araştırmalar, özgür insanların, baskı altıda çalışan insanlardan daha başarılı ve mutlu olduğunu göstermiştir. (baskıyla da önemli sonuçlar alınabilir ancak insanların mutluluk düzeyi azdır) İktisadi faaliyetlerde herkese girişim özgürlüğü verilmesini ifade eder. Adalet Üretimin adaletli dağıtılmasıdır. Kapitalizmde herkese katkısına göre ilkesi ve Sosyalizmde ise herkese ihtiyacına göre ilkesi benimsenmiş ancak bunlar mutlak anlamda uygulanamamıştır. Fırsat eşitliğinin ve sosyal adaletin sağlanması yolundaki çalışmaların daha adaletli bir düzen sağlanmasında etkili olacağı söylenebilir.

0.4. Kalkınma Toplumların çeşitli amaçları vardır. Bunlar: Varlığını korumak ve Refah düzeyini artırmak olarak özetlenebilir. Bu amaçlara yönelik olarak kalkınma; Üretim-bölüşüm ilişkisinde nimet-külfet dengesini, Üretim-sistem ilişkisinde, makro açıdan uygun makro sistemin ve mikro açıdan uygun örgütlenme şeklinin belirlenmesini ifade eder.

Toplumsal amaçların gerçekleştirilmesi başta ekonomik gerekliliklerin gereği gibi yerine getirilmesi olmak üzere birçok faktöre bağlıdır. Ekonomik gerekliliklerin yerine getirilmesi, değişik terimlerle ifade edilmektedir. Bunlardan yaygın kullanılanları; kalkınma, ekonomik büyüme (büyüme), sanayileşme ve yapısal değişme kavramlarıdır. Bu kavramlar, birbirleri ile ilişkilerinden dolayı, kısmen birbirine karıştırılmakla birlikte, sonuç olarak toplumsal refahın artmasına yönelik faaliyetleri ifade ederler.

0.4.1. Kalkınmanın Tanımı ve Önemi Kalkınma, çoğu kez ekonomik büyüme ile birlikte, “ekonomik büyüme ve kalkınma” şeklinde ele alındığından bu iki kavram birlikte ele alınmıştır. Ekonomik/İktisadi Büyüme: Bir ekonomide kişi başına düşen üretimin sürekli artışıdır. Ekonomik büyüme açısından, üretim artışının sürekli olarak nüfus artışından fazla olması gerekir. Ancak bu şekilde toplumsal refahın sürekli yükselmesi sağlanabilir. Bir başka açıdan, Tarıma dayalı ekonomiden tarım dışı ekonomiye geçiştir. iktisadi büyüme kavramı, işçi başına, görece daha az sermayenin kullanıldığı tarımsal ekonomik faaliyetlerden, işçi başına daha fazla sermaye kullanılan sanayi ve diğer tarım dışı ekonomik faaliyetlere geçiş olarak da tanımlanmaktadır.

Kalkınma: Ekonomik büyümeye göre daha kapsamlı bir kavramdır Kalkınma: Ekonomik büyümeye göre daha kapsamlı bir kavramdır. Kalkınma; üretim artışı ile birlikte örf, adet, kültür, sosyal yaşam, ahlaki ve etik değerler, yönetim şekli ve anlayışı, hukuki yapı vb. faktörlerle etkileşimlidir. Kalkınma, bir ülkede/ekonomide sosyal ve kültürel yapının değiştirilmesi ve yenileştirilmesi sürecidir. Kalkınma, toplumdaki nicel (sayısal) değişimlerin yanı sıra, nitel (Nitelik-Kalite) değişimleri de içermektedir. Bir bakıma ekonomik büyüme sonucunun hayata yansımasıdır denilebilir. Ekonomik Büyüme ve Kalkınma kavramlarının mutlak anlamda birbirinden bağımsız olduğu düşünülmemelidir.

0.4.2. Kalkınma Türleri Ekonomik kalkınma Bir ekonomide, yatırımların ve üretim verimliliğinin artması sonucu mal ve hizmetlerin nicel ve nitel olarak artmasıdır. Ekonomik kalkınma iki aşamalı bir süreci ifade etmektedir. Birinci aşama, üretim faktörlerinin ortaya çıkarılması, ikinci aşama ise üretim faktörlerinin en uygun biçimde birleştirilmesidir. Ekonomik kalkınma, iktisadi nitelikte olan yapılar/kurumlar yanında sosyal, siyasal nitelikteki yapılarda da gelişme yönünde bir değişme, hatta yeni yapıların oluşturulmasını içeren süreçlere de işaret etmektedir. Ekonomik kalkınma sadece ekonomik boyutlarla sınırlanmayan, toplumu sosyolojik, psikolojik, politik, askeri vb. bir çok boyutlarıyla kuşatan karmaşık bir süreçtir.

Kültürel Kalkınma Genel olarak eğitim düzeyinin yükselmesini, kültürel etkinliklerin ve bunlara katılan bireylerin artmasını, kültür ve tabiat varlıklarının korunması anlamındadır. Kültürel kalkınma ile ekonomik kalkınma arasında önemli bir ilişki vardır. Yani gerçek ekonomik kalkınma, temelde insan öğesine, ona yapılan yatırımlara ve insanın etkinliğinin ve verimliliğinin artmasına bağlı olduğundan, doğrudan doğruya kültürel kalkınmanın bir türevidir.

Kültürel kalkınma, aynı zamanda bir toplumun üyelerinin sahip oldukları araçlarla varlıklarını devam ettirecek bir güç sağlayan sosyal ve zihinsel ilerlemeleri geleceğe açık olmayı, temel ihtiyaçların karşılanmasını, önemli derecede bağımsızlığı, kendine güveni, yaratıcılığı ve kültürel bir kimliği bünyesinde barındırmalıdır. Toplumun heyecanının ve azminin geniş kapsamlı katılımını gerektirir. Bu anlamdaki kalkınma eğitim, örgütlenme ve disiplinli çalışma sürecini gerekli kılar. Kültürel kalkınma, kalkınmada ekonomik faktörlerle birlikte, sosyal ve kültürel faktörleri de içinde barındıran bir kavramdır.

Sosyal Kalkınma Ekonomik kalkınma sonucu oluşan refahın, toplumsal sınıflar ve bölgeler arasında adaletli ve dengeli dağıtımın sağlanmasıdır. Genel olarak sosyal kalkınmanın ekonomik kalkınmanın tabi bir sonucu olduğu düşüncesi yaygındır. Buna karşın, özellikle gelir dağılımında önemli sorunlar yaşanan toplumlarda, ekonomik kalkınma her zaman beraberinde sosyal kalkınmayı gerçekleştirmeyebilir. Sosyal kalkınmanın sağlanmasında toplumda dayanışma ruhunun oluşturulması ve korunması önemlidir. Sosyal kalkınma ancak toplumu oluşturan birey ve gruplar arasındaki güven, işbirliği ve aidiyet duygusunu geliştirerek kalkınmaya yönlendirilmesi ile sağlanabileceği inancı gün geçtikçe artmaktadır. Sosyal kalkınma, kişisel ve kolektif düzeyde sosyal ve beşeri ilişkileri, sosyal dayanışmayı, karşılıklı saygınlığı artırmaktır. Sosyal kalkınmada yaşanan sorunların azaltılabilmesi ve sosyal kalkınmanın beklenen yararı sağlayabilmesi açısından, yerel kalkınma stratejilerinin de önemli olduğu söylenebilir.

Sürdürülebilir Kalkınma Sürdürülebilir kalkınma kavramı, BM Çevre ve Kalkınma Komisyonu raporunda, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini tehlikeye sokmaksızın, bugünkü kuşağın ihtiyaçlarını karşılayabilen kalkınma modeli olarak tanımlanmaktadır. Kısaca gelecek nesillerin kaynaklarını tüketmeden kalkınmayı gerçekleştirme anlamındadır. Çevre yönetimi önemlidir. Buna göre kalkınma çabaları çevreyle uyumlu olduğu sürece sürdürülebilir niteliktedir. Sürdürülebilirlik, belirli bir seviyedeki kaynakların (ormanlar, toprak, su vb.) miktarının azalmaması olarak tanımlanmaktadır. Bu model; bindiği dalı kesmeyen, ekonomiyle eko-sistem arasındaki dengeyi koruyan, ekonomik kalkınmayla ekolojik dengeyi uzun dönemli ve birlikte ele alan bir kalkınma türüdür.

Sürdürülebilir kalkınma başlangıçta çevresel bir sorumluluk olarak değerlendirilmesine rağmen günümüz toplumunda aktif olarak faaliyet gösteren tüm birey ve örgütlerin taşıması gereken ekolojik, ekonomik ve sosyal sorumluluklar bütünü seklinde kabul edilmektedir. Sürdürülebilir kalkınma bugünkü sosyal ve ekonomik kârları, gelecekteki potansiyel benzer faydaları tehlikeye atmaksızın optimize eden sosyal ve yapısal ekonomik dönüşümlerin bütünleşmesi olarak tanımlanır. Bu bağlamda sürdürülebilir kalkınmanın birincil amacı, çok sayıda neslin, ekonomik refah düzeylerinin sürekli olarak adil ve akıllıca dağıtımını başarmaktır. Sürdürülebilir kalkınma, ekonomik büyüme ihtiyacını çevresel koruma ve sosyal adalet ile dengeleyen geniş bir kavramdır.

İnsani Kalkınma Birleşmiş Milletler Gelişme Programı, insani kalkınmayı İnsanların seçeneklerini artıran bir süreç olarak tanımlamakta ve sonsuz tercihler yerine bunlardan; uzun ve sağlıklı bir ömür, bilgi edinmek ve asgari geçim standardı için gerekli kaynaklara erişim olmak üzere sadece üçü üzerinde durmaktadır. İnsani kalkınma indeksi, bu üç boyutu ifade eden indekslerin bir indekse indirgenmesiyle oluşturulmakta ve ülkelerin kalkınmışlık düzeyini gösteren önemli bir ölçüt olarak kabul edilmektedir. Burada önemli olan, kalkınma ile ilgili verilerin sadece gelir düzeyinin belirlenmesi için değil aynı zamanda yaşam kalitesi göstergelerinin belirlenmesi için de kullanılmasıdır.

Bir diğer ifade ile insani kalkınma; sağlık, eğitim ve yaşam standardı gibi en basit insani özelliklerdeki kazanımlar ve bu kazanımlar açısından istenen standartların sağlanmasıdır. İnsani kalkınma; herkes için onurlu biçimde ve hak ettiği ölçüde, günlük yaşamın tüm fırsat ve olanaklarına ulaşma imkânı sağlanmasını ve böylece bireysel ve toplumsal yaşam standardının yükseltilmesini amaçlamaktadır. İnsani kalkınma; toplumun eğitim, sağlık ve gelir seviyesinin iyileştirilerek söz konusu alanlarda bireylere sunulan tercihleri genişletmeyi amaçlamaktadır. Bu amacın öneminden dolayı bilgi ötesi topluma geçiş sürecinin yaşandığı günümüzde kalkınma olgusunun içeriğini daha çok insani kalkınma kavramının doldurmakta olduğu söylenebilir.

İnsani kalkınma: Uluslararası ve ulusal düzeyde herkesin onurlu, Günlük yaşamın tüm fırsat ve olanaklarına ulaşabilen Yaşam standardı yüksek İnsan haklarına saygılı Sosyal, ekonomik, ve siyasal alanlarda kadın-erkek, herkesin eşit haklara sahip olduğu barışın Sevgi Barış ve Dostluğun temel ortak bölen olduğu İdeal bir dünyayı hedeflemektedir.

İnsani kalkınma, başlıca üç kriterden yola çıkarak tespit edilmektedir İnsani kalkınma, başlıca üç kriterden yola çıkarak tespit edilmektedir. Bu kriterler: a) Refah/Yaşam Standardı: Kişi başına düşen milli gelirin, yerel geçim maliyetlerine uyarlanmasıyla hesaplanmaktadır. Buna (SGP) satın alma gücü paritesi de denir. GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) b) Eğitim Standardı: İnsani Gelişme Endeksinin hesaplanmasında kullanılan ikinci kriter ülkenin eğitim düzeyidir. Endekste eğitim kriterinin hesaplanmasında iki farklı faktörden yararlanılmaktadır. - Yetişkinler arasındaki okuma yazma oranı - Ortalama eğitim düzeyi (Okullaşma Endeksi) c) Sağlık Standardı: Bir ülkedeki ortalama yaşam süresi beklentisi esas alınarak sağlık standardı İnsani Gelişme Endeksine dahil edilmektedir.

İnsani Kalkınma Uzun ve Sağlıklı Yaşam (Yaşam Beklentisi) Eğitim Yaşam Standardı (Kişi başına reel GSYİH- Gelir)

0.4.3. Kalkınmayı Etkileyen Faktörler Ekonomik Faktörler (Üretim İmkanları) İnsan Kaynakları/Nüfus Doğal Kaynaklar Parasal Kaynaklar/Sermaye Girişimcilik Stratejik Faktörler Yönetim Anlayışı Organizasyon Yapısı (Örgütlenme Durumu) Kültürel Değerler Güven ve Etik Entegrasyon

Toplumsal amaçların (Büyüme ve Kalkınmanın) çok pahalıya mâl olmadan gerçekleştirilmesi önemlidir Bu, sınırlı kaynakların optimum (en uygun) kullanımına bağlıdır. Her ne pahasına olursa olsun amaçlara ulaşmak isteği, ekonomik geçerliliği olan bir anlayış değildir.

0.5. Üretim 0.5.1. Üretimin Gerekliliği Amaçların optimum kaynak kullanımı ile gerçekleştirilmesi, toplumun ekonomik gücünü artırır ve ekonomik güç diğer güçlerin (siyasal, askeri, kültürel vb.) temelini oluşturur. Böylece toplumun pazarlık gücü artar. Bunu sağlamak (ekonomik güç), öncelikle üretim ve nüfus etkenlerine bağlıdır. Ayrıca üretim sitemlerinin örgütlenmesi ve nüfusun (toplumun) kültüründen önemli oranda etkilenir. Sistem, örgüt ve kültür, insanın çalışma etkinliği ve isteği üzerinde etkilidir. Kalkınmışlık farkı - Slayt

ÜRETİM (Örgüt yapısı ve Sistem) KALKINMA = NÜFUS (Kültür, Eğitim Bilgi vb.) ÜRETİM  NÜFUS SABİT ÜRETİM SABİT NÜFUS  ÜRETİM  NÜFUS  (Ü  > N ) MİLLİ GELİR BÜYÜME VE GELİR DAĞILIMI

KISACA ÜRETMEK GEREKLİ Zenginliğin kaynağı; sistemli, disiplinli ve örgütlü çalışarak yapılan üretimdir. Yani her alanda etkin ve verimli çalışan, büyük örgütlere sahip olmak ve o örgütlerle birlikte üretmektir. Üretim-Tüketim ilişkisi önemli İktisat-İsraf kavramları önemli İsraf ekonomisi (kapitalist ekonomi)

0.5.2. Üretimin Tanımı İnsan ihtiyaçlarının doğal olarak tam karşılanmaması sonucu ortaya çıkan, beşeri bir faaliyettir. Amacı ürün, mamul veya hizmet oluşturmaktır. Bunun için üretim faktörlerinin belirli şartlar ve yöntemlerle bir araya getirilmesi gerekir. Yani üretim faktörlerinin doğru belirlenmiş öncelikler için işbirliği ve uyum içerisinde çalıştırılmasıdır.

0.5.3. Üretim Faktörleri İnsan Kaynakları Doğal Kaynaklar Sermaye ÜRETMEK BAZI UNSURLARI GEREKTİRİR İnsan Kaynakları Doğal Kaynaklar Sermaye Müteşebbis (Girişimci) ------------------------------- Bilgi Teknoloji Zaman Yönetim

Üretim Teknik Bir Konudur 0.5.4. Üretimin Örgütlenişi Üretim Teknik Bir Konudur Buna Karşın; Neyin, Ne Zaman, Kim İçin, Nerede, Nasıl Üretileceği Gibi Konular Üretimin Yönetsel ve Örgütsel Yönünü Ortaya Çıkarır

Çok Çeşitli ve Kısıtlı/Sonlu Olduklarından Üretimle ilgili değerler Üretim Unsurlarının çoğu, Araçlar, Yöntemler ve İmkanlar Çok Çeşitli ve Kısıtlı/Sonlu Olduklarından İç ve dış çevremizi en az tahrip edecek şekilde ihtiyat ve basiretle üretim yapılmasını gerektirir. Diğer bir ifade ile, bunlar arasından Rasyonellik (Akılcılık) ilkesine Göre Seçimler Yapmak Gerekir Ekonomik Hareket ve Seçimler Yapmak

Ekonomik Sistem Tercihi ve İşletmecilik İlkeleri ile yakından ilişkili Buna Göre Üretimin Rasgele Olmaması, Belli İlkeler İçerisinde Uygun sistemlerle Rasyonel Olması Gerekir Ekonomik Sistem Tercihi ve İşletmecilik İlkeleri ile yakından ilişkili Bu yapılamazsa kıtlık oluşacaktır.

Akla uygun, aklın kurallarına dayanan, ölçülü, ussal, hesaplı:        "Rasyonel bir çalışma."- . AKLA UYGUN, HESAPLI, ÖLÇÜLÜ, BİÇİLİ

0.6. KITLIK 0.6.1. Kıtlığın Tanımı Ekonomide yeterli mal ve hizmetin olmaması anlamındadır. Üretim istenen özelliklerde yapılamazsa kıtlık olur. 0.6.2. Kıtlık, Tercih ve Alternatif Maliyetler Kıtlık sorunu insanları seçenekler arasında tercih ya da tercihler yapmaya zorlar. Eldeki kaynaklardan maksimum fayda sağlayabilmek için ihtiyaçlar arasından önceliğe göre bir sıralama ve tercih yapılması gerekir. Bu durumda önceliği olmayan ihtiyaçlardan vazgeçilecektir. Vazgeçilen seçeneğin maliyetine ise alternatif maliyet veya fırsat maliyeti denir.

Vazgeçme Maliyeti ve alternatif maliyet olarak da bilinir Vazgeçme Maliyeti ve alternatif maliyet olarak da bilinir. Tercih edilen seçenek uğruna kaçırılan net kazanç tutarıdır. Başka bir anlatımla, vazgeçilen seçenekten sağlanabilecek net kazanç, yapılan şeyin fırsat maliyetini meydana getirir. Eğer ikiden fazla seçenek arasında bir seçim yapılması söz konusu ise, benimsenen seçeneğin (yapılan şeyin) fırsat maliyeti, benimsenmeyen seçeneklerden (vazgeçilen şeylerden) en iyisinin net kazancı ile ölçülür.

Maliyet yapılan veya yapılacak işlerden oluşurken Fırsat maliyeti yapılmayan veya yapılmayacak işlerden oluşur. Bu nedenle maliyeti saptamak nispeten kolaydır. Yapılan işleme karşın yapılamayan işlemlerin belirlenmesinin zorluğuna bağlı olarak, Fırsat Maliyetini saptamak zordur. Bu nedenle fırsat maliyeti kavramı belli önemli kararlara (Örneğin yatırım kararları) uygulanır.

İki Seçenek Benimsenen Seçenek Vazgeçilen Seçenek Fırsat Maliyeti Kasa Banka 100.000 TL 100.000 x 1.20 = 120.000 TL 120.000 – 100.000 20.000 TL Durum tersine uygulansaydı 100.000 < 120.000 olduğundan 0 TL

İkiden Fazla Seçenek Kasa (100) Banka (100) Altın (100) Beklenen Gelir 100 x 1.2 = 120 100 x 1.3 = 130 Maliyeti 120 105 (Alım, Saklama ve Satış Maliyeti 5 TL) Beklenen Kar 20 25 Kaçırılan Kar (Fırsat Maliyeti) Net/Kar Zarar 25 TL Zarar 5 TL Zarar 5 TL Kar

0.6.3. Kıtlığın nedenleri Kıtlık 3 unsura bağlı olarak oluşur. Üretim Unsurlarına Bağlı Kıtlık Sisteme Bağlı Kıtlık Bölüşüme Bağlı Kıtlık

Üretim Unsurlarına Bağlı Kıtlık Tamamı olmasa da bazı üretim unsurları kıttır, çevresel faktörlerce sınırlandırılmıştır. Örneğin; sermaye, girişimci, bilgi vb. gibi Bunlar kıtlığa neden olur Fırat akar durur, sen de bakar durursan, kıtlık olur Örneğin girişimcinin kıt olduğu bir ekonomide üretim istenen düzeyde olamaz. Bu sorun bir süre dış alımla sürse de uzun vadede toplumun aleyhine sonuçlanır. Tilki kuyruğu meselesi?

Sisteme Bağlı Kıtlık Çeşitli ekonomik sistemler bulunmaktadır. Planlı Ekonomi Kapitalizm Karma ekonomi Her bir sistemin üretim unsurlarına bakış açısı farklı olmaktadır. Toplumun bünyesine uygun olmayan sistemin seçimi, üretimde kaynak israfına, dolayısıyla da kıtlığa neden olur.

Batı iktisat öğretisi genellikle, kendi sömürü politikasına uygun olmadığı için sisteme bağlı kıtlıktan söz etmez. Daha çok üretim unsurlarına bağlı kıtlıktan söz eder

Her nimet bir külfet karşılığıdır Bölüşüme Bağlı Kıtlık Her nimet bir külfet karşılığıdır Külfete katlananlar ile nimete konanlar arasında dengesizlik varsa bölüşüme bağlı kıtlık vardır Kısaca bölüşümün adaletsiz oluşunu ifade eder. Örneğin gelir dağılımı dengesizliği gibi. Kar Faiz Rant Ücret Faiz: Sermaye Rant: Doğal Kaynaklar Ücret: Emek Kar: Girişimci

Düşük Gelir Düşük İstihdam Yetersiz Yatırım Yetersiz Tasarruf Yetersiz 0.6.4. Kıtlık ve Fakirliğin Kısır Döngüsü Düşük Gelir Düşük İstihdam Yetersiz Yatırım Yetersiz Tasarruf Yetersiz Girişimci Kültürü Yetersiz Sermaye Birikimi

Fakirliğin Kısır Döngüsünden Kurtulmada Girişimcilik Önemli Üretim ve Teknoloji ilişkisi önemli Bilgi birikimi → teknolojiyi, Teknoloji → Üretimi Üretim → Pazarlamayı desteklemelidir.

Üretim–Pazarlama İlişkisinde Pazarlamanın önceliği Üretim-Bölüşüm İlişkisinde Nimet-Külfet dengesinin gerekliliği Üretim-Sistem İlişkisinde (Makro-Ülke Düzeyi) Uygun Makro Sistemin Belirlenmesi !? Üretim-Sistem İlişkisinde (Mikro-Firma Düzeyi) Uygun Örgütlenme Biçiminin Belirlenmesi !? Gereklidir.

Örgütlenme ile ilgili ilginç bir örnek! KANO YARIŞI Türk ve Japon takımları kano yarışı yapacaktır. Uzun ve zorlu bir hazırlık devresinden sonra Japonlar 1 km farkla yarışı kazandılar. Türk takımı çok sarsıldı ve sorunun belirlenmesi için yabancı danışmanlık şirketi ile anlaştı. Uzun ve pahalı bir süreçten sonra, danışmanlık şirketinin bulgusu: Rakip takımda 1 dümenci 8 kürekçi, Türk takımında ise 1 kürekçi 8 dümenci bulunuyordu

Üretimde iş bölümü ve uzmanlaşma. Adam Smith Türk takımı bu bulgular sonucu yeniden örgütlendi; yeni örgütsel yapı: 4 dümen müdürü, 3 bölgesel dümen müdürü ve kürekçiyi motive etmek için yeni bir başarı değerleme sistemi... İkinci yarışı Japonlar 2 km farkla kazandı Üretimde iş bölümü ve uzmanlaşma. Adam Smith Sistem ve kültürle ilişkili!

Az Gelişmişliğin Kısır Döngüsü ve Çıkış Yolu Yetersiz Yatırım ve Düşük Verim Düşük İstihdam Düşük Gelir Yetersiz Tasarruf Sermaye Birikimi Bilgi ve Teknoloji Girişimcilik, Yönetim İnsan Kaynakları Doğal Kaynaklar Diğer Bilgi ve Teknoloji Girişimcilik, Yönetim İnsan Kaynakları Doğal Kaynaklar Diğer Yetersiz Yatırım ve Düşük Verim Yetersiz Sermaye Birikimi Yetersiz Tasarruf Düşük Gelir Düşük İstihdam

TEŞEKKÜRLER...

1. İşletmenin Tanımı ve Önemi 1.2. İşletmenin Önemi

1.1. İşletmenin Tanımı İnsan ihtiyaçlarını karşılamak üzere yararlı mal ve hizmet üreten temel ekonomik birimlere “işletme” denir. İşletme kelimesi, İş kökünden gelmektedir. Bu anlamda Üretim unsurlarının konuşlandırıldığı yer, İş yeri Üretim unsurlarını çalıştırma, İş gördürme

İşletme kavramı ile ilişkili diğer genel nitelikli bir kavram da örgüttür. Kısaca, örgüt sistemli faaliyetler bütünüdür. Buna göre her işletme bir örgüttür. Ama her örgüt işletme değildir. Ayrıca günlük dilde kullandığımız ve işletme kelimesi yerine kullanılabilecek bazı örnekler fikir vermesi amacıyla sunulmuştur. Kurum, kuruluş, şirket, firma, fabrika vb. İşletmelerin sadece kar amaçlı bir örgüt olduğu da düşünülmemelidir.

Örnekler

1.2. İşletmenin Önemi (İşletmelerin Hayatımızdaki Yeri) Tüm ihtiyaçlarımızı işletmeler vasıtasıyla karşılarız. Örneğin sabah bizi uyandıran saatten ……

2. İşletmelerin Gelişim Süreci 2.1. İlkel Toplumda İşletmeler!? 2.2. Tarım Toplumunda İşletmeler 2.3. Sanayi toplumunda İşletmeler 2.4. Bilgi Toplumunda İşletmeler 2.5. Bilgi Ötesi Toplumda İşletmeler

İşletmelerin Gelişim Süreci İnsanlığın gelişim sürecine paralel olarak dört aşamada incelenebilir. İlkel Toplum Tarım Toplumu Sanayi Toplumu Bilgi Toplumu Bilgi Ötesi Toplum

2.1. İlkel Toplumda İşletmeler!? İlkel Toplum → Göçebe Yaşam, Toplayıcılık ve Avcılık ile Kendine yetecek düzeyde besin Teknoloji (Balta) ile fazla besin (İnsanlar arası farklılaşma/Ekonomi-Yönetim burada başlıyor)

2.2. Tarım Toplumunda İşletmeler Tarım Toplumu → Yerleşik Hayata Geçiş Tarım devrimi → 1. Küreselleşme A) Tek tanrılı dinler tarım devrimi ile başlıyor. Din ve Din adamları Önemli B) Toprağı almak ve korumak için Örgüt ve Devlet/İmparatorluk Kavramları gelişmiştir. C) Basit düzeyde işletmecilik. Basit aletler ile tarımsal üretimde artış Ev işçiliği ile mal üretimi D) Basit düzeyde ticaret. (Değiş-Tokuş (Trampa/Ayni değişim)

2.3. Sanayi Toplumunda İşletmeler Sanayi Toplumu → Kentleşme Sanayi Devrimi → 2. Küreselleşme A) Din’e ilaveten Dil ve Etnik Milliyetçilik akımları gelişmiştir. B) Teknolojik üstünlüğün belirginleşmesi Buhar gücü ve Ulusal Zenginliğin önem kazanması 1765 James Watt’ın buharlı makineyi keşfi 1776 Adam Smith’in iş bölümü ve uzmanlaşmayı keşfi (Ekonomi biliminin kurucusu) Zaman tasarrufu → Alıştığı işi daha kısa zamanda yapar Emek tasarrufu → Alıştığı işi daha kolay yapar İş Geliştirme becerisi →Sürekli aynı işi yapmak, yeni yöntemleri geliştirme imkanı verir C) Üretimin örgütlenmesinde sivil toplum örgütlerinin yer almaya başlaması Lonca ve Ahilik teşkilatları (Zanaatkarlık)

D) Fabrikalarda seri üretimin başlaması (Taylor ve Fayo’un iş analizleri mikro ekonominin işletmeciliğe dönüşü ve işletmeciliğin bilimselleşmesi) Fabrikalar Köylüyü Kentli yapmıştır. Köylü → Fabrika → Kentli Sanayi Bölgeleri ve bu bölgelerde Şehirleşme E) Emek ve Sermaye sınıfı oluşmuştur. Bu sınıflar arasında daha çok çatışma yaşanmıştır. (Proletarya diktatörlüğü ve işçi sınıfı arasında veya emek ile sermaye arasında)

2.4. Bilgi Toplumunda İşletmeler Bilgi Toplumu → Teknoloji Bölgelerinin oluşumu Teknokentler (Teknoparklar) Bilişim Devrimi → 3. Küreselleşme A)Ekonomi B) Silah C) İdeoloji D) Bilginin artan önemi ve Bilgi ve iletişim teknolojisinin yaygınlaşması (Yaklaşık 1950’ler den bu yana) Her alanda oluşturulan; bilgi sistemleri, bilgi ağları, bilgi bankaları Düşünsel gücün önemini artırması Üretim ve pazarlama stratejilerinin önem kazanması Hizmet sektörünün öneminin artması Teknoparklar (Teknoloji bölgeleri)

2050 yılında dünyanın tek hakimi Türkler olacakmış…. 2.5. Bilgi Ötesi Toplumda İşletmeler Bilgi Ötesi Toplum → Sanayi devrimin ıskaladık, bilgi devrimini de ıskalarsak sınıfı düşük bir toplum olarak yaşamaya mahkum oluruz. 2050 yılında dünyanın tek hakimi Türkler olacakmış…. İşletmelerin gelişiminde İktisadi Alan oluşumu oldukça önemlidir. Oktay Güvemli

3. İşletme ve Çevresi 3.1. Sistem Kuramı ve İşletme 3.2. Sosyal Paydaşlar ve Sorumluluklar

Disiplinler arası çalışmanın önemlidir 3.1. Sistem Kuramı ve İşletme İnsanlar yeryüzünde var oldukları günden beri, yaptıkları işleri sistemleştirmeyi sistemli çalışmayı amaçlamışlardır. Genel Sistem Kuramının (GST) kurucusu olarak, Ludwig Von Bertalanffy gösterilir. 1937 yılından itibaren yayınladığı makalelerini derleyerek Genel Sistem Teorisi isimli bir kitap yayınlamıştır. Disiplinler arası çalışmanın önemlidir

Sistem: Önceden belirlenmiş çeşitli amaçları gerçekleştirmek için aralarında karşılıklı karmaşık ilişkiler bulunan birden fazla bileşenin belli çevresel sınırlar içerisinde çalışarak oluşturduğu bütündür. Tanımın Unsurları: Amaç ve hedeflerin olması Birden çok bileşen olması Bileşenler arası ilişkiler Çevre ve çevre ile etkileşim Bütünlük Sistemin sınırı (onu diğer sistemlerden ayıran alan)

Sistemin Yapısı ve İşletme Sistemi GİRDİ Üretim Faktörleri İlk/Ham madde İnsan Kaynakları Bilgi, Enerji Finansal Kaynaklar Diğer İŞLEM Üretim Süreci Dokuma Kesme Eritme Şekillendirme Diğer ÇIKTI Mal ve Hizmetler Ürün/Hizmet Kumaş, İplik, Elbise Demir, Otomobil Diğer ÇEVRE Uluslararası ve Ulusal Ekonomi Sektör ve Endüstri Paydaşlar Fiziki coğrafya Teknolojik çevre Kültürel Çevre Diğer

Sistem Çevre Etkileşimi ve İşletme Sistemi GERİ BİLDİRİM Mevcut Çıktı = İstenen Çıktı  Pozitif GB Mevcut Çıktı ≠ İstenen Çıktı  Negatif GB Sisteme müdahale gerekir. KONTROL Mevcut Çıktı İstenen Çıktı Karşılaştırılır GİRDİ İŞLEM ÇIKTI

1. Dış Çevre (Makro Çevre) İşletmenin işleyişine etki eden çevresel faktörler (İşletme İlgilileri/paydaşlar/çıkardaşlar) iki başlık altında incelenir. 1. Dış Çevre (Makro Çevre) 1.1. İlgili Dış Çevre 1.2. Genel Dış Çevre Sahipler Uluslar arası Çevre Ekonomik Çevre Yöneticiler Yasal Çevre Devlet Sosyal Çevre Kredi Kuruluşları Çeşitli örgütler Kültürel Çevre Halk/Toplum Siyasal Çevre Diğer Askeri Çevre Diğer

2. İç Çevre (Mikro Çevre) 2.1. İşlevsel İç Çevre 2.2. Yapısal İç Çevre (Bölümler) İnsan Kaynakları Üretim Pazarlama Finansman Yönetim Muhasebe Ar-Ge Diğer 2.2. Yapısal İç Çevre Misyon, Vizyon ve Amaçlar Stratejiler Yapılacak İşler Örgüt Kültürü Kullanılan Teknoloji Yönetim Anlayışı Rekabet ve Çatışma Diğer

Sistem Türleri ve İşletme Açık, Kapalı ve Kısmen Kapalı Sistemler Alt, Üst ve Süper Sistemler İşletmeler genel kabul görüldüğü şekli ile açık sistemlerdir. Ancak kısmen kapalı sistem olarak da düşünülebilir.

Sistemle İlgili Bazı Kavramlar Sistem Analizi: Disiplinler arası bir çalışmayla sistemle ilgili değişkenlerin incelenmesi. Sistem geliştirme: Sistemin aksayan yerlerine müdahale etme ve düzeltme Sistem tasarımı: İlk defa bir sistem kurma, yeniden sistem oluşturma Sistemin Çalıştırılması:

Doğrudan Geçiş Paralel Geçiş Yeni Sistem Eski Sistem Yeni Sistem

Kademeli Geçiş Pilot Geçiş Eski Sistem Yeni Sistem Yeni Sistem Pilot Sistem

Sistem Yaklaşımı Porsche firması Telefon sorunu Durumsallık Yaklaşımı

Porsche firması Porsche firması, otomotiv sektöründe yankı uyandıracak teknik donanıma sahip iddialı bir otomobille pazara girer. Müşterilerinden gelen her türlü yorum ve fikirlere açık olan yönetim, aracın piyasaya sürülmesinden 2 ay sonra ilginç bir şikayet mektubuyla karşılaşır.   Müşterinin şikayeti sudur:

"Adım Danny Troatman. New Jersey'de yaşıyorum "Adım Danny Troatman. New Jersey'de yaşıyorum. Eşim ve çocuklarımla her aksam film seyretmeden önce şehir merkezinde bulunan markete dondurma almaya gidiyorum. Bir ay önce aldığım Porsche marka arabamla tabii ki... Fakat ne ilginçtir, ne zaman çikolatalı veya meyveli dondurma alıp arabama dönsem, araç çalışmıyor. Oysa vanilyalı aldığım zaman aracım rahatlıkla çalışıyor. Bunu bir kaç kere denedim ve her seferinde ayni sonucu aldım. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler"

Bu olay Türkiye'de olsa ne oldurdu Bu olay Türkiye'de olsa ne oldurdu? Muhtemelen mektubunuz ciddiye alınmayıp bir kenara fırlatılırdı. Ama hayır! Porsche firmasındaki yetkililer derhal adı gecen bölgeye bir mühendis gönderiyorlar ve sebebini öğreninceye kadar orada kalmasını söylüyorlar. Ertesi gün mühendis New Jersey'e varıyor ve Bay Troatman'la hemen temasa geçiyor. Ayni aksamdan başlamak üzere her aksam üstü mühendisimiz ve Bay Troatman dondurma almak üzere markete gidiyorlar.

Gerçekten de çikolatalı ve meyveli dondurma alındığı zaman araba çalışmıyor, vanilyalı alındığı zaman ise rahatlıkla çalışıyor.   Mühendis başlangıçta bu olaya şaşkınlıkla bakıyor fakat bilimsellikten uzaklaşmamaya gayret ediyor. Aradan yaklaşık bir ay geçiyor. Bay Troatman ile her gün markete giden mühendis, sonunda olayı çözüyor.

Yeni model Porsche arabalarda kullanılan soğutma sistemi, araç durdurulduktan hemen sonra devreye giriyor ve motor belirli bir ısıya düsene kadar motoru kilitliyor. Markette en çok satılan dondurma ise vanilyalı. Bu yüzden vanilyalı dondurma tezgahı önünde sürekli sıra oluyor. Bay Troatman sıraya girip dondurmasını alana kadar gecen süre, motorun soğuması için yeterli oluyor. Fakat çikolatalı veya meyveli dondurma tezgahı önünde sıra olmadığı için dondurmayı hemen alıp aracına geri dönüyor. Motor ise kilitli olduğu için araç çalışmıyor. Mühendis, raporunu yönetime sunuyor. Piyasadaki araçlar geri toplanıp, gerekli ayarlamalar yapılıyor ve müşterilere yeni haliyle teslim ediliyor.

Telefon sorunu Joe, sosyal bilimlerle ilgili bir üniversite mezunu olarak bir telefon şirketinde çalışmaya başlamıştı. Şirketin kendisine verdiği ilk görev, şirketin eğitim kurslarına katılması olmuştu. Eğitim direktörü ilk haftada Joe ile ne yapacağına ilişkin bir problemle karşılaştı. İlk aklına gelen şey de, Joe’ye işletmeyle ilgili bilgileri kapsayan birkaç el kitabı vermek olmuştu. Daha sonra, Joe’ya özel bir görev vermeyi de düşündü.

Joe’nun özel görevi, civar kentlerden birindeki yanlış numara problemini çözmek için yeni bir numaralama sistemi üzerinde öneriler getirmekti. Şirket, Joe’nun haberi olmaksızın, problemi o kadar ciddi tutuyordu ki, bir takım mühendisleri bu iş için görevlendirmiş, fakat dört aydır herhangi olumlu bir sonuç da alınamamıştı. Cuma günü öğleden sonra, Joe, temiz daktilo edilmiş ve düzgün yazılmış bir raporu eğitim yöneticisinin masasının üzerine bıraktı.

Joe’nun raporuna göre, yanlış numara problemini iki faktörden doğmaktaydı. Önce, yeni telefon rehberindeki numara çevirmeyle ilgili açıklamalarda beş yanlış bulunmaktaydı. Bunlardan herhangi biri yanlış bir numaranın düşmesine yol açabilmekteydi. İkinci olarak, Joe, şehirdeki kodlama sistemini protesto eden bir grubun bulunduğunu söylüyordu. Grup üyelerinden birinin iddiasına göre, bunlar mevcut kodlama sistemini sabote etmek üzere birçok yanlış numaraları çeviriyorlardı.

Joe, bundan sonra işletme tarafından kabul edilen ve problemin çözümünü sağlayan bazı önerilerde bulundu. Eğitim yöneticisi, mühendisleriyle görüşmüş ve onların bu problemin yalnız teknik yönüyle ilgilendiklerini de anlatmıştı.

İşletme Yapısı ve İşleyişi Durumsallık Yaklaşımı Dışsal Faktörler: Müşteri, Rekabet, Devlet, Pazar Koşulları, Diğer İçsel faktörler: Görevler, Personel, Teknoloji, Amaçlar, Kültür, Diğer İşletme Yapısı ve İşleyişi

3.2. Sosyal Paydaşlar ve Sorumluluklar (İşletme İle İlgili Çıkar Grupları) İşletmenin çok yönlü etkileşiminde bulunduğu ve her birine gruba karşı çeşitli sorumlulukları olan Sosyal Paydaşlar (Çıkar Grupları) şunlardır: Sahipler Yöneticiler Çalışanlar Kredi Verenler Tedarikçiler/Satıcılar Tüketiciler/Alıcılar Devlet Toplum (Sosyal Sorumluluk) Diğer

3.3. İŞ AHLAKI VE TOPLUMSAL SORUMLULUK İş Ahlakı: İş dünyasında geçerli olan doğru ve yanlış davranışlardır. Amacı ilgili kişiyi doğru davranışlara yöneltmektir. Toplumsal (Sosyal) Sorumluluk: Toplumun refahını geliştirme, hiç olmazsa zedelememe sorumluluğudur. Dinçer ve Fidan, s.65 ilave

İşletmelerin Sosyal Sorumluluklarına bazı örnekler: Tüketicileri memnun etme gayreti (Talep alma, Satış sonrası hizmetler vb.) Çevreye karşı duyarlı olma (Çevre Koruma) Çeşitli sosyal amaçlı yatırımlar yapma Çeşitli sosyal faaliyetlerde bulunma veya destekleme Tekel, kartel vb. oluşumlardan kaçınma Haksız rekabet yapmamak Aldatıcı/Yanıltıcı reklam yapmamak

Ayırımcılık (cinsiyet, ırk, din, sınıf vb.) yapmamak Çalışma ortamının iyileştirilmesi Toplumu doğru ve zamanında bilgilendirmek Karaborsacılık yapmamak İş ahlakına sahip olma İş ahlakı; aile, grup, örgüt, toplum ve evrensel düzeydeki ahlak ile etkileşimlidir. Güven, dürüstlük, sır saklama, stokçuluk yapmamak, sözleşmelere sadık kalmak, çalışanlara gereken ücreti zamanında ödemek, borcunu zamanında ödemek vb..

Çalışma Hayatının Niteliğini Geliştirme Dinçer ve Fidan 58-59 Müşterilere daha kaliteli mal ve hizmet sunmak Yönetime Katılma (Öneri Sistemi) Dinçer ve Fidan 59-60 Çalışanlara daha iyi çalışma koşulları sağlamak Çalışanların Tatmini ve Yüksek ücret vermek İnsan kaynaklarının eğitimine önem vermek İlerleme imkanları sunmak Sürekli istihdam sağlamak vb.

Dürüstlük En iyi Politikadır GÜVENİN EKONOMİK GELİŞMEDEKİ ROLÜ Dürüstlük En iyi Politikadır İşletmeler, şöhretlerine leke sürmemeye çok dikkat etmelidirler. İlişkide bulundukları insanlar üzerinde iyi niyet ve iyi duygular yaratma ve sürdürme, yaşama ve gelişmelerinin temelidir. “Dürüstlük en iyi politikadır” “Honesty is the best policy” sözünü ticari ahlakın yasası olarak kabul ederler . Bu politika işletmeler açısından olduğu kadar ülke ekonomisi açısından da önemlidir.

Az gelişmiş ülkelerde,küçük işadamlarına kredi vermede en güç sorun, birçoklarının iş şöhretine verdikleri önemin yetersiz oluşudur. İş şöhretine (goodwill) bir işletmenin en değerli aktif unsurlarından biri gözüyle bakılır. Az gelişmiş ülkelerde sözü edilen anlamda bir dürüstlük ve güven ikliminin gerçekleştirilmemiş olması kalkınmayı geciktiren en önemli etmenlerden biridir. Gelişmiş Batılı ülkelerde, bu geleneksel hava yerleşmiş bulunduğundan formaliteler azalmış, emek ve diğer harcamalardan tasarruf edilmiş, insanların sermayeleri ile emeklerini bir araya getirerek üretim güçlerini arttıran ortaklıklar yaygın bir hal almıştır.

2) Güven Nasıl Yaratılabilir ? Güven ve dürüstlüğün yerleşmesinde devletin, işletmelerin ve ailelerin büyük rolü vardır. Devlet hem kendi ilişkilerinde dürüstlük hareket etmek, hem eğitim sistemini ona göre biçimlendirme hem de yasalarda gerekli önlemleri almak suretiyle doğruluğun iş hayatına da egemen olmasında başrol oynar. Bu çerçevede devlet insanları doğru yola yöneltme Konusunda hukukun,ahlakın,dinin ve eğitimin sağladığı olanaklardan yararlanmayı ihmal etmemektedir.

Gerekli yasal düzenlemeleri yapmak, ondan sonra da bu yasaları kesinlikle uygulamak başta gelen hukuksal önlemlerdendir. Cezaların hafif kaldığı sık sık çıkarılan afların cezaların etkinliğini azalttığı artık iyice anlaşılmış bir gerçektir. Adalet dağıtım mekanizmasının daha iyi ve özellikle daha hızlı bir biçimde çalıştırılması üzerinde durulmaya değer bir önemli konulardandır.

İşletmeler ise personele itimadı peşin bir ilke kabul etmiş bir örgüt kurmak, Moral düzeyini yüksekte tutan bir yönlendirme sistemi gerçekleştirmek, İşletme içi ve dışı eğitimde bu konuya eğilmek Ücretle ilgili gerekli önlemleri almak vb yollarla dürüstlüğün gelişmesine yardım edebilirler. Bireylerin ilk alışkanlık ve eğitimlerini aldığı ailelerde, işletmelerin aldığı önlemlere benzer yol ve yöntemlerle sorunun çözümüne yardımcı olabilirler.

Töresel ve dinsel kuralların öğretilmesi ve uygulanması için her tür çabayı esirgememek de, devlet, işletme ve aileler için ihmal edilmemesi gereken bir görevdir. Hukuksal ve töresel yaptırımların etkisini yitirdiği zaman ve koşullarda, bugün olduğu gibi, insan üstü bir gücün vicdanlar üzerindeki etkisine hiçbir toplumun ilgisiz ve uzak kalabilmesi düşünülemez. Bu nedenle aydın eğiticilerin dinsel, töresel ve hukuksal ilke ve kurallardan da yararlanmaları gereğine inanıyoruz.

Keza okullarda çağdaş başarı ilişkileri ile töresel eğitim esaslarının verilmesi ve insanı kötülük yapmaktan alıkoyan vicdan geliştirici bir eğitim sisteminiz gerçekleştirilmesi de ihmal edilmemelidir. Hukuk, ahlak, din ve vicdan kurallarının disiplini içine sokulmayan bir iktisat ve ticaret düzeni toplumun tümü ile birlikte çökme ve dağılmaya hükümlüdür. (Prof. Dr. Kemal TOSUN, Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul 1990: 170 ve 173-174)

Toplumumuzun ekonomik hayat ve iş ahlakıyla ilgili değerlerinden bazıları şunlardır: Alış verişlerde birbirini aldatmamak Borcunu vaktinde ödemek İhtiyaç sahibi kimselere yardım ve destek sağlamak İşçisine ücretini hakkıyla ve zamanında ödemek Haksız rekabet yapmamak Ölçü ve tartısında adil ve dürüst olmak Kendine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmamak

Stokçuluk yapmamak ve toplumun zayıf anlarında veya arz yetersizliği durumlarında fırsatçı politikalar gütmemek. Mal ve hizmetleri hakkında yalan söylememek.Sattığı malın niteliklerini tam olarak belirtmemek.Kendi malın kötü yönlerini müşteriden gizlememek ve alacağı malın değerini düşürmek için kötülememek.Gerçek dışı ve asılsız reklamlara yönelmemek. Sözüne ve anlaşmalarına sadık Kalmak ve yapılan bir pazarlıktan ve vakitten sonra bir başkasıyla pazarlılığa girmemek Müşteri iken,satıcı iken,borcunu öderken,alacağını tahsil ederken kolaylık göstermek,müsamaha ile yaklaşmak ve gerektiğinde kendisinden fedakarlık yapmak. (Prof Dr. Ömer DİNÇER,İşletme Yönetimi Giriş,BETA Basın-Yayın Dağıtım A.Ş İstanbul ,1997: 67)

İŞ HAYATININ ARTAN TOPLUMSAL SORUMLULUKLARI Toplumsal sorunların,davaların her ne tedbir alınırsa alınsın kolayca ve kısa sürede çözülebileceği beklemek aşırı iyimserlik olur. İnsanlığa uluslara kültüre ve hatta kurumlara, kolay ve kısa süreli reçeteler sunan ve vadedenler ya çağımızı şekillendiren bilimsel gerçek ve eğilimlerden haberli değildirler, ya da iyi niyetten yoksundurlar. Her çağın kendisine özgü belirgin ana ana cereyanlarından ve bu arada günümüzü nitelendiren özelliklerden çok zaman söz edilir.

Bu sonuncular arasında bize en uygun görüneni zamanımızı“ bir beşeri münasebetler (insancıl ilişkiler) bunalımı ile nitelendiren düşünce biçimidir.” Bu bunalımın en basit ifadesi, işbirliği ve beraberliği etme zorunluluğunda bulunan kişilerin birbirleriyle geçinmeyi bilmemeleri, becerememeleridir. İşte ekonomik toplumsal,siyasal vb diğer bunalımların temelinde yatan aslında bu manevi toplumsal bunalımdır.

Bu günün toplumunda insanlar hem rekabet şartları altında geçimlerini karlı bir şekilde kazanmayı,hem de din kitaplarının öğrettiği gibi komşularını sevmeyi başarabilirler mi? Araştırmanın verdiği sonuç söyle özetlenebilir iktisat (iş hayatı) ile din ve ahlak arasında sıkı bağlar kurmalı ve bunları kuvvetlendirmelidir. İktisadın, eski deyimle la-ahlaki olduğu yani ahlakla ilişkisi bulunmadığı hususu, ancak bütün bilimlerin ve bu arada iktisadın da karşısında bulunduğu bilimsel-metodolojik bir zorunluluktur ve iktisadın uygulama yönü ve alanını içine almayan bir gerçektir.

Fizik, kimya, biyoloji gibi bilimlerin de din ve ahlak ile ilişkileri yoktur; fakat,bunları uygulayan bir hekimin, bir kimyagerin, bir mühendisin uygulamada ihmal edemeyeceği dini ve ahlaki kural ve ilkeler vardır. Keza günlük geçimimizi sağlamak için her birimizin verdiği karalar din ve ahlak kurallarından uzak kalamazlar. İşadamları, girişimciler yönetimciler karar alırken, bu kararlarının yasal yönlerini görmezlikten gelemeyecekleri gibi, toplumsal kültürel ve ahlaksal etki ve tepkilerini de dikkatten uzak tutamazlar. (Prof.Dr.Kemal TOSUN, Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul, 1990: 71-72)

TOPLUMSAL SORUMLULUĞUN GETİRDİĞİ YÜKÜMLÜLÜKLER Yeni toplumsal değer anlayışına dayanan bu toplumsal sorunluluk zihniyet ve bilincinin kapsadığı başlıca yükümlülükler şunlardır. Fakirliğin önlenmesi ve herkese asgari yaşam düzeyinin sağlanması Herkese asgari sağlık koşulları ve önlemlerinin sağlanması Irk,cinsiyet ve inanç gibi farkları dikkate almadan herkese eşit başarma koşullarının sağlanması Herkese eşit eğitim ve öğrenim olanaklarının sağlanması

Herkese,toplumun her kesimine,eşit çalışma ve meslek edinme olanaklarının sağlanması Herkese uygun barınma,temiz ve güzel bir çevre,etkili ve güvenli taşıma,kültürel,sportif ve eğlence olanaklarının sağlanması. Bunlar, aslında çağdaş devletin işlev ve görevleri arasında yer alan ve toplumsal devlet anlayış ve bilincini temsil eden yükümlülüklerdir. Bu nedenle iş hayatının sorumlulukları arasında yer almaları birçok kişiyi ve bu arada özellikle işadamlarıyla yöneticileri hayret içinde bırakabilir. (Prof.Dr.Kemal Tosun, Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul, 1990: 96)

Hayat ancak hızlı gelişiminden yavaşlatılmaya kalkışıldığında Ben size diyorum ki, Hayat ancak hızlı gelişiminden yavaşlatılmaya kalkışıldığında Kapkara olur Ve bu hızlı gelişim bilgiden yoksunsa kör olur. Ve her bilgi,içinde eylem yoksa boşunadır. Ve her eylem içinde sevgi yoksa boştur.

Sevgiyle dolu olarak çalışırsanız, ilkin kendinize, Sonra birbirinize, sonrada Tanrıya bağlanmış olursunuz. Sevgiyle dolu olarak çalışmak nedir ? Dokuduğunuz kumaşı, sanki yalnız en sevdiğiniz kimse giyecekmiş gibi Yüreğinizden çektiğiniz ipliklerle dokuyabilmek. Kurduğunuz yapıyı, sanki içinde yalnız en sevdiğiniz oturacakmışçasına özenle ve sevgiyle kurabilmek.

Bütün yaptıklarınıza kendi canınızdan yükselen bir soluk katabilmek … Serptiğiniz tohumları ve onun ürünlerini sanki yalnız en sevdiğiniz yiyecekmişçesine sevgiyle ekip biçebilmek Bütün yaptıklarınıza kendi canınızdan yükselen bir soluk katabilmek … Ve tüm kutsanmış ölülerin çevrenizde yaptıklarınızı gözlemlemekte olduklarını bir an olsun aklınızdan çıkarmamış olmak, Halil Cibran Ermiş 10. Ulusal Yönetim ve Organizasyon kongresi, Bildiriler Kitabı, 23-25 Mayıs 2002, ANTALYA

4. İşletme Amaçları 4.1. Süreklilik 4.2. Kar Etmek 4.3. Büyümek 4.4. Diğer (Sosyal Paydaş Beklentileri)

İşletme belli bir işi yapmak ve o işle ilgili faaliyetlerde bulunarak toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için kurulurlar. İşletmenin varlık nedeni faaliyette bulunduğu konuda işini yapmak ve görevini (Misyonunu) yerine getirmektir. Bu misyonu niçin yerine getirmek istemektedir. Sonuçta neyi/neleri elde etmek arzusundadır. Bu soruların cevabı işletmenin amaçlarını belirtir.

İşletme Ne yapıyor? Ne elde etmek istiyor? İşi ve görevi nedir? Hangi sonuçlara varmak istiyor? Misyon Amaçlar Süreklilik Kar Büyüme Diğer

İşletmelerin amaçları, işletme faaliyetleri sonucunda elde edilmek istenenlerdir. İşletmenin yaptığı işleri/faaliyetleri niçin yaptığını Neyi/Neleri elde etmek için yaptığını belirten sonuçlardır Amaçlar, vizyona ulaştıracak temel adımlardır

Amaçların Özellikleri Sonuçları etkileyecek önemli hususları kapsamalı Gerçekçi olmalı ve uygun trendlerle büyütülmelidir (Çıtayı yükseltmek) Belirgin ve ölçülebilir olmalıdır Uygun bir zaman dilimine sahip olmalıdır

Ekonomik Amaçlar Süreklilik (Varlığını korumak) Kar Büyüme Ekonomik Olmayan Amaçlar Sosyal Sorumluluk (Sosyal Paydaş Beklentileri) İş Ahlakı ??? Diğer Amaçlar

4.1.Varlığını korumak (Süreklilik) Her sistem gibi işletme sistemi de belirlediği amaçlarını gerçekleştirebilmek için varlığını koruma yolunda çaba sarf eder Açık bir sistem olan işletmenin varlığını sürdürmesi büyük oranda çevreye uyum göstermesine bağlıdır

4.2. Kar etmek Yeni yatırım politikalarının oluşturulmasında Çalışanlara daha iyi imkan sağlamada Vergi ödemelerinde Ortaklara kâr payı ödemede Başarı değerlemede bir ölçüttür

4.3. Büyümek Optimum büyüklüğe ulaşmak önemlidir. Çünkü optimum büyüklük hacmi, faaliyetlerin daha ekonomik ve kârlı sonuçlanmasını sağlar. Büyük hacimde çalışmanın (iş yapmanın) avantajlarını kullanma Buna “ölçek ekonomisi” denir.

4.4. Diğer Amaçlar (Sosyal Paydaş Beklentileri) İşletmeler genelde topluma, özde ise tüketiciye hizmet sorumluluğu taşımaktadır. Topluma hizmet dolaylı veya dolaysız olarak gerçekleşebilir. Dolaylı hizmetin özet işletmeler, dolaysız hizmetin ise kamu işletmeleri tarafından öncelikli amaç olarak benimsendiği söylenebilir. Tüketici istek ve beklentilerinin çeşitlenmesi ve artması tüketiciye hizmet sorumluluğunu artırmaktadır. Toplumun ekonomik ve sosyal olaylara karşı daha duyarlı olması ve işletmeden ekonomik ve sosyal fayda beklemesi Devletin ihmal ettiği veya yeterince destekleyemediği toplusal sorunların varlığı Toplumsal sorunları çözmek amacıyla yapılanmış sivil toplum örgütlerinin artması (örgütlü toplum) İşletmelerde Sosyal Paydaş Beklentilerinin karşılanmasının önemini artırmaktadır

İşletme-Sosyal Paydaş Beklentileri etkileşimi, işletmenin niteliklerine (iş hacmi, iş kolu, yönetim anlayışı vb.) göre farklı düzeylerde oluşur. Her biri bir çıkar grubu olan bu kişi ve kuruluşlarla etkileşimin dengeli ve adaletli olmasına özen gösterilmelidir.

5.1. İşletmeciliğin Tanımı 5.2. İşletmecilik ve Optimizasyon 5.3. İşletmeciliğin Temel İlkeleri Etkinlik Verimlilik Karlılık Ekonomiklik Esneklik Toplam Kalite Yönetimi İş Ahlakı ve Sosyal Sorumluluk

5.1. İşletmeciliğin Tanımı İşletmelerin kendilerine tahsis edilen toplumsal kaynakları en uygun (optimum) kullanmaları için geliştirilen kuramsal (teorik) ve uygulamalı çalışmalara işletmecilik denir. İşletmecilik, temel ekonomik sistemler olan işletmelerin optimizasyonu için şu tür temel çalışmaları içerir: İşletmenin iç ve dış çevresinin, stratejik bakış açısıyla ANALİZ ve SENTEZ yoluyla incelenerek durumunun belirlenmesi.

Durum analizi Duruma uygun amaç ve strateji ve hedeflerin belirlenmesi Bunların uygulanması ve Sonuçların kontrolü ve geri bildirim yapılması İşletmecilik, işletmenin faaliyetlerini yürütmesi için gerçekleştirdiği işlevlerin yönetilmesi (planlanması, örgütlenmesi, yürütülmesi, kontrolü ve koordinasyonu) şeklinde de tanımlanabilir.

5.2. İşletmecilik ve Optimizasyon Bir ekonomik sistemde var olan kaynakların (işgücü, zaman, sermaye, süreçler, ilk madde-malzemeler, kapasite, ekipman vb. sistem elemanlarının) en uygun şekilde kullanılarak, belirli amaçlara (maliyetlerin azaltılması, kar maksimizasyonu, kapasite kullanım düzeyinin yükseltilmesi, rekabet üstünlüğü, etkinlik ve verimlilik artışı, müşteri memnuniyeti, çevreye uyum vb.) ulaşmayı sağlayan yöntemler ve teknolojiler olarak tanımlanabilir.

Kısıtlı/Sınırlı Optimizasyon Karar vermeyi alternatifler arasından rasyonel bir seçim yapma süreci olarak ele almak, esasında şu varsayımlara dayanmaktadır. Karar Verici alternatifler hakkında tam bilgiye sahiptir. Her alternatifin sonucu hakkında tam bilgi vardır Karar Verici bu sonuçlarla ilgili olarak net bir tercihe sahiptir Karar Verici alternatiflerin sonuçlarını karşılaştırıcı hesapları yapabilir Sorun net ve kesin olarak tanımlanabilir

Ancak gerçek yaşamda bu varsayımların her zaman geçerli olmadığı, karar vericinin çoğu kez yetersiz ve kısıtlı bilgiler çerçevesinde seçim yapmak zorunda kaldığı bilinmektedir. Bu durum “Kısıtlı optimizasyon/Kısıtlı rasyonellik” teorisi ile incelenmektedir. Kısıtlı rasyonellik teorisine/görüşüne göre, karar verici, gerçek yaşamda kısıtlayıcı faktörlerin etkisi altındadır. Bu faktörler karar vericiyi rasyonel seçim yapmaktan uzaklaştırır. Bu nedenle karar verici mevcut koşullarda “tatminkâr” sayılan seçimi yapar.

Karar vericiyi rasyonel seçimden uzaklaştıran kısıtlayıcı faktörler olarak şunlar sayılabilir: İnsan beyinin kısıtlı hesap yapma kapasitesi Sorunun belirsizliği ve yapısının karmaşıklığı Gerekli bilgilerin tam ve zamanlı elde edilmemesi vb. Bu faktörlere bağlı olarak karar verme süreci en iyi soncu sağlayan rasyonel bir seçim sürecinden çok, kısıtlı bilginin işlendiği ve tatminkâr sayılan sonucu sağlayan bir seçim süreci olarak düşünülmelidir.

Tatminkâr olma, bir alternatifin sonucunun kabul edilebilmesi için gerekli minimum şartları karşılamayı ifade eder. Dolayısıyla rasyonel yaklaşımın maksimum veya optimum sonuca ulaştırmasına karşılık, kısıtlı rasyonellik tatminkar sonuca ulaştırır. Kısıtlı rasyonellik gerçek yaşamda daha çok kullanılan bir karar yaklaşımıdır. Rasyonel Yaklaşım Maksimum veya Optimum Sonuç Kısıtlı Rasyonellik Tatminkar Sonuç

Alt Optimizasyon (Alt düzeyli optimizasyon) Alt optimizasyon çoğu kez problemlerin dar görülmesiyle ortaya çıkar. Alt sistemleri ayrı ayrı optimize etme girişiminin, ana sistemin optimizasyonunda oluşturduğu olumsuzluktur. Alt sistemler kendi amaçlarını gerçekleştirirken, ana sistemin amaçlarına istenen katkıyı sağlayamıyor demektir. Üretim müdürü, maksimum üretim miktarı ile üretim maliyetlerini azaltılmaya çalışır. Bu durumda üretim artışı, satışlar dikkate alınmadan uygulanırsa stok fazlalılığı oluşur. Fazla stok bulundurma maliyetleri, fiyata yansıtılamıyorsa, gelir gider dengesi olumsuz yönde etkilenir ve maliyet düşürme işlemi işletmenin aleyhine sonuçlanmış olur.

Benzer şekilde, işletme satış miktarını max Benzer şekilde, işletme satış miktarını max. yaparak, kar maksimizasyonu sağlamaya çalışabilir. Oysa üretim fonksiyonunun yani üretim hacmindeki değişmelerin oluşturacağı maliyet değişikliklerinin analiz edilmesi gereklidir. Aksi halde artan maliyetler arz/talep esnekliğine de bağlı olarak karı aynı oranda artırmayabilir. Sonuç olarak alt optimizasyon meydana gelir.

5.3. İşletmeciliğin Temel İlkeleri Üretimi optimum kaynak kullanımı ile yapmak Optimum kaynak kullanımı çeşitli kriterlere (ölçütlere) göre saptanır. Bunların en çok bilinenleri: Etkinlik- Etkililik Verimlilik Ekonomiklik Kârlılık Esneklik ve Uyumluluk Toplam Kalite Yönetimi İş Ahlakı ve Sosyal Sorumluluk

5.3.1. Etkinlik/Etkililik Etkinlik, uygulananın uygulanması gerekene uygun olmasıdır (uygunluk derecesidir). Faaliyet, hareket veya davranışın mümkün olduğu kadar yöneltilmiş bulunduğu amaca ulaşma çabası ve derecesidir. Amaca ulaşmada yeterli olunup olunmadığını gösteren bir ölçüttür. Doğru amaç belirlemek, Gerekli çıktıya ulaşmak

Doğru olan (Gerekli) işi yapmak. Doğru olan işi, doğru önem, Daha çok yönetimin (Kamu ve/veya Özel sektör), gerçek ihtiyaçları belirleyebilmesi Doğru olan (Gerekli) işi yapmak. (Fatih Sultan 100 altın ve 100 Sopa) Doğru olan işi, doğru önem, öncelik ve imkan sırası ile yapmak. Etkinlik = Fiili çıktı Planlanan çıktı

5.3.2. Verimlilik VERİMLİLİK: En az kaynak kullanımı ile en çok çıktıyı sağlamak En az girdi ile en çok çıktıya ulaşmak. İşleri doğru yapmak. Daha çok iç (firma, ülke) değişkenlerle ilgilidir. Örneğin; işgücü, ilk madde, kullanılan teknoloji vb. unsurlardan etkilenir.

Her unsur/değişken için ayrı ayrı hesaplanabilir. Parasal değerlerle ölçülmesi çok anlamlı olmadığından daha çok fiziksel değerlerle ölçülür. İşletme mukayeselerinde sıklıkla kullanılır. MPM – Milli Prodüktivite Merkezi kurulmuştur 1965 Verimlilik = Çıktı Girdi

5.3.3. Ekonomiklik (İktisadilik) İşlerin yürütülmesinde katlanılan maliyetler ile elde edilen gelirler arasındaki ilişkidir. Üretimden elde edilen çıktının maliyetinin üzerinde bir değerle satılması En az maliyetle en çok gelir elde etmekle ilgilidir. 1’den büyük olması iyi anlamına gelir. Ekonomiklik = Gelir Maliyet

Satış başarısı ile ilgilidir. Daha çok dış değişkenlerle ilgilidir. Satış başarısı ile ilgilidir. Mal ve hizmetlerin uygun koşullarda satış yeteneğini (pazarda varlığını koruma) sürdürebilmeleri ile ilgilidir. Genel ekonomik yapıdan etkilenir. Halkın yaşam tarzı Toplumsal değerler ve Dünya görüşü gibi faktörlerden etkilenir.

Karlılık = Kar Sermaye 5.3.4. Karlılık Elde edilen kar ile bu karı sağlamak için kullanılan sermaye arasındaki ilişkidir. Sermaye yapısından ve fırsat maliyetinden etkilenir. Karlılık = Kar Sermaye

5.3.5. Esneklik ve Uyum Tüm ekonomiler; siyasi, askeri, teknolojik, sosyo-kültürel vb. çevresel faktörlerin etkisi altındadır. Yaşamak ve kalkınmak için, bu faktörlerdeki hızlı ve ani değişime zamanında ve doğru uyum sağlamak zorunludur. Uluslar arası toplumdan soyutlanmış biçimde kalkınmak mümkün değildir. Değişen dünyanın sürekli izlenmesi ve çabuk entegre olunmasını ifade etmektedir.

ESNEKLİK – UYUM Örgütün değişime çabuk ve kolay uyum sağlayabilme yeteneğidir. Yeniliklere direnmeme ve yenilikçi olabilme Israrcılık yerine uzlaşıcılık İçinde bulunduğu çevreye uyum sağlayamayan örgütlerin başarılı olması ve uzun vadede varlığını koruması söz konusu olamaz

Aşırı verimlilikten kaçınma İnsan ve diğer kaynaklar arasında uyumu sağlama İnsan – insan İnsan – Donanım Donanım – Donanım Bu kavramlar birbirleri ile etkileşimlidir.

5.3.6. Toplam Kalite Yönetimi Anlayışı Sabuncuoğlu ve Tokol, s.20-21) İş Ahlakı ve Sosyal Sorumluluk da bunun içinde olacak

5.4. Kalkınma İle İşletmecilik Arasındaki İlişki Etkin, verimli, ekonomik, karlı ve esnek çalışarak kaynakları optimum kullanan, sosyal sorumluluklarını yerine getirerek toplam kalite yönetimi felsefesine sahip, sayıca çok, büyük hacimli işletmelerin olması ve çoğalması.

Verimlilikle esneklik arasındaki ilişki nedir? (birbirinden etkilenir mi, nasıl etkilenir veya ne yönde etkilenir?) Kalkınma İle İşletmecilik Arasındaki İlişki nedir?

6. Girişimcilik (5.11) 6.2. Girişimcilik Türleri 6.1. Girişimciliğin Tanımı 6.2. Girişimcilik Türleri 6.3. Girişimciliğin Tarihçesi 6.4. Girişimciliğin Önemi/ Toplumsal Misyonu

Girişimciliğin Tanımı Teknik, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik bağlamlarda ve her türlü örgütlerde geçekleşmekte olan girişimciliğin günümüzde çok çeşitli tanımları yapılmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır. Girişimcilik, iktisadi mal veya hizmet üretimi için gerçek veya tüzel kişilerce üretim faktörlerinin bir araya getirilerek, ekonomik fırsatların yeni değerlere dönüştürüldüğü organizasyonun sağlanmasıdır. Bir atasözünde ifade edildiği gibi girişimci, un, yağ ve şekeri tedarik edip helvayı yapan kişidir.

Bir diğer tanıma göre girişimcilik, mevcut veya potansiyel faaliyet alanlarında, yeni kaynak bileşenlerinin ortaya çıkarılması, yeni fırsatların araştırılması ve keşfedilmesi, risk alınarak üretim faktörlerinin bir araya getirilmesi ile katma değer yaratacak yeni organizasyonlar veya işler yaratma sürecidir. Kısaca girişimcilik; ürünlerin, süreçlerin, organizasyonların ve pazarların yeni bileşenlerinin oluşturulduğu bir süreçtir. Girişimcilik yeni ve bilinmeyen bilginin yaratılması sürecidir.

Girişimcilik Türleri Girişimcilik değişik bakış açılarından farklı biçimlerde tanımlanabilir. Bunlardan bazıları şöyledir: Fırsat Girişimciliği İç Girişimcilik Bağımsız Girişimcilik Devlet Girişimciliği

Girişimciliğin Tarihçesi İnsanoğlunun tarihin ilk yıllarından bu yana yaşamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için yaptığı her faaliyet aslında basitçe girişim olarak nitelendirilebilir. Avcılık, balıkçılık, çiftçilik, hayvancılık, ticaret vb. gibi her türlü faaliyet tarihin ilk dönemlerinden beri insanoğlunun girişimci olduğunu ortaya koyuyor. Öyleyse her insan öyle veya böyle girişimci görünüyor. Atalarımız bizlerden daha girişimciydiler.

İlkel insan, bugün girişimciliğin tanımlarında ortaya konulan tüm özellikleri içinde barındırmaktaydı. Risk alıyorlardı, yenilik yapıyorlardı, yaşamlarını ortaya koyuyorlardı, fakat yaptıkları tüm bu faaliyetlerin tek amacı hayatlarını devam ettirebilmekti.

Girişimciliğin önemi/ Toplumsal Misyonu Girişimciliğin önemi; toplumsal ihtiyaçların saptanması, bu ihtiyaçları karşılamaya yönelik uygun yatırımların gerçekleştirilmesi ve bunların sonucunda istihdam, gelir, yaşam ve kalitesinin artırılması ile ilgilidir. Varlığı koruma, bağımsızlık, demokratik rejim

Girişimcilik ülke kalkınmasında olduğu kadar, günümüzde bölgesel, yöresel (yerel), kentsel, kırsal kalkınmada önemi hızla artan bir olgudur. Ülkemizde son yıllarda bölgeler ve iller arasında gözlenen hızlı değişmeler makro politikalar yanında, girişimcilik faktörüne olan ilgiyi arttırmıştır.

Kısaca girişimciliğin önemi kalkınmaya (toplumun yaşam kalitesine) sağladığı katkılar açısındandır. Bu katkılar şu şekilde özetlenebilir: İşsizliğin azaltılması Bilim ve teknoloji geliştirmeye destek Ülkenin tanıtılması Atıl kaynakların ekonomiye kazandırılması Oynamaktan maksat kazanmaktır. Girişimcilikten maksat kalkınmaktır.

7. İşletme Türleri 7.2. İşin Niteliğine Göre 7.3. Mülkiyetine Göre (Şahıs/Kişi İşletmesi, adi ortaklık, Şirketler) 7.1. Büyüklüklerine/Hacim Göre 7.2. İşin Niteliğine Göre 7.3. Mülkiyetine Göre 7.4. Yasal Yapılarına Göre 7.5. Kooperatif İşletmeler 7.6. Kar Amaçsız İşletmeler

7. İşletme Türleri 7.1. Büyüklüklerine Göre İşletmeler KOBİ’ler: İşletmeleri büyüklüklerine göre sıralamada kesin bir ölçüt yoktur. Ancak genelde işçi sayısı, sermaye tutarı, fabrika alanı vb. değerler kullanılmaktadır. Buna göre ülkemizde 200'den az işçi çalıştıran işletmeler KOBİ kapsamında düşünülmektedir.

KOBİ’lerin en önemli avantajı girişimcinin işin başında olması ve ani çevresel değişikliklere çabuk uyum sağlamasıdır. Buna karşılık kredi kullanımındaki kısıtlamalar önemli bir sakıncadır. Ör: Devlet ihaleleri, yatırım teşvikleri, imtiyazlı krediler vb. uygulamalardan gereği gibi yararlanamazlar Ayrıca genellikle profesyonel yönetim anlayışından yoksundurlar.

Büyük işletmeler KOBİ'lerin dışında kalan işletmelerdir. Büyük hacimli Olduklarından ani ve çevresel değişikliklere çabuk uyum sağlayamazlar. Genellikle sermaye sahipleri ile (girişimci) yöneticiler farklıdır. Bu nedenle profesyonel yönetim anlayışı vardır. İmtiyazlı kredi imkanlarından, yatırım teşviklerinden, devlet ihalelerinden vb. uygulamalardan önemli ölçüde yararlanırlar.

Çok Uluslu İşletmeler (ÇUŞ) Birden fazla ülkede yatırım ve pazarlama faaliyetinde bulunan işletmelerdir. Bu tür işletmelere sahip olan ülkeler daha çabuk kalkınırlar, bu nedenle milli ekonomi için önemlidirler. Bazı ÇUŞ'lar çeşitli ülkelerde siyasal, sosyal ve ekonomik nüfuza sahip olabilirler ve bu nüfuza bağlı olarak oralarda iç çalkantılara neden olabilir.

7.2. İşin Niteliğine Göre İşletmeler Üretim/Endüstri İşletmeleri: Çeşitli hammaddeleri alıp belli bir üretim sürecinden geçirdikten sonra mal veya hizmete dönüştürüp, pazarlara sunan işletmelerdir. Hizmet İşletmeleri: Hizmet üretip pazarlayan işletmelerdir. Ticaret İşletmeleri: Aldıkları malları hiç değiştirmeden veya çok az bir değişik yaptıktan sonra satan işletmelerdir.

7.3. Mülkiyetlerine göre işletmeler: Özel İşletmeler: Gerçek ve tüzel kişilerin kendi sermayeleri ile kurup çalıştırdıkları işletmelerdir. Özel işletmelerde sermayenin tamamı özel (gerçek) kişilerce karşılanmaktadır. Bu kişilerin uyruğuna göre; yerli sermaye ile kurulan özel işletmeler, yabancı sermaye ili kurulan özel işletmeler ve bunların bileşkelerinden söz edilebilir.

Kamu İşletmeleri: Sermayesinin tamamı veya %50'den fazlası devlete ait olan işletmelerdir. En çok bilineni Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT)’dir. Tokol ve Tuncer, s.57-58 Karma İşletmeler: Özel sektör ile devletin ortaklaşa kurduğu işletmelerdir. Ancak devletin payı %50'nin altındadır.

ÖZELLEŞTİRME Dar anlamda; Sınai ve ticari amaçlı bir kamu kuruluşunun Tüm olarak ya da bağlı kuruluşları, işletmeleri ve iştirakleri itibariyle, En az % 51’nin özel sektöre satışı/devridir.

Geniş anlamda; devletin ekonomik faaliyetlerdeki rolünün, payının ve etkisinin (karışmalarının) azaltılması ya da kimi sektörlerde tümüyle ortadan kaldırılmasıdır.

Böylece ekonominin işleyişinde piyasa mekanizmalarının (Maliyet, fiyat, kalite, rekabet vb.) ve İşletmecilik ilkelerinin (etkinlik, verimlilik, karlılık vb.) Egemen kılınması amaçlanır.

Devlet; adalet, eğitim, sağlık, savunma gibi geleneksel işlevlerinde ve Alt yapı, Yasal düzenlemeler ve Özel sektörü yönlendirici ve destekleyici görevler üstlenir.

ÖZELLEŞTİRMENİN AMAÇLARI EKONOMİK VE MALİ Ekonomide genel olarak etkinlik, verimlilik, karlılık ve iktisadilik düzeylerini yükseltmek. Serbest piyasa ekonomisini güçlendirmek Sermaye piyasasını geliştirmek

Yabancı sermaye girişleri ve döviz gelirlerini artırmak İleri teknoloji üretimi veya transferini gerçekleştirmek (Özellikle yabancı sermaye ortaklıkları ile) Devletin borçlanma ve emisyon yoluyla karşılamak zorunda kaldığı finansman açıklarını azaltmak.

SİYASAL VE TOPLUMSAL AMAÇLARI Devletçiliğin aksine, liberal ekonomi, özel mülkiyet ve özel girişimcilikten yana bir siyasal ideoloji benimsemek. Hükümetlerin yönetsel ve finansal yükünü azaltmak

Halkta yatırım bilinci ve alışkanlığı geliştirmek. Mülkiyetin (sınai ve ticari) halka arzlarla tabana yayılması Servet ve gelir dağılımını iyileştirme Emek ve sermaye sahipliğini birleştirerek, uzlaşı sağlamak Serbest rekabeti geliştirerek, tüketicinin uygun fiyatlarla kaliteli ve çeşitlenmiş mal ve hizmet almalarına katkı sağlamak.

Özelleştirme sorunu İşletmecilikte başarı sağlamak için işletmecilik ilkelerine göre çalışmak esastır. Bu sağlandığında mülkiyetin kime ait olduğu çok önemli olmaz. Aynı şekilde bu sağlanamıyorsa da mülkiyetin çok önemi yoktur. Türkiye'de özelleştirmenin bir anlam ifade etmesi işletmecilik anlayışına bağlıdır. Yani işletmecilik ilkeleri uygulanmalıdır.

7.4. Yasal Yapılarına/ Statülerine Göre Kişi işletmeleri Adi Ortaklıklar Şirketler (Kişi Şirketleri, Sermaye Şirketleri)

A- Kişi İşletmesi: Gerçek kişilerin kendi emek ve sermayeleri ile kurup çalıştırdıkları işletmelerdir. B- Adi Ortaklık/Şirket: İki ya da daha fazla kişinin emek ve sermayelerini birleştirerek, kurdukları şirket türüdür. Şirketin kuruluşu kanunda özel olarak düzenlenmediğinden yazılı bir anlaşma olmaksızın da (sözlü anlaşma şeklinde de) kurulabilir. Tüzel kişiliğe sahip değildir Sınırsız ve müteselsil sorumluluk vardır TTK‘da tanımlanmış olan şirket türlerinden değildir. Borçlar kanununda tanımlanmaktadır.

Kişi Şirketleri: C- Şirketler Gerçek kişilerin kendi emek ve sermayelerini ortaya koyarak oluşturdukları işletmelerdir. Kişi şirketleri değişik biçimlerde olabilir: Kolektif Şirket: Yazılı bir sözleşmeye dayanarak bir ticaret unvanı altında birden fazla kişinin kurduğu şirkettir. Sınırsız sorumluluk vardır.

Komandit Şirketler İki veya daha çok kimse tarafından, bir ticari işletmeyi müşterek ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, bir sözleşmeyle kurulan ve şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir kısmının sorumluluğu sınırlanmamış ve diğer bir kısım ortaklarının sorumluluğu belirli bir miktar ile sınırlanmış olan, hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir şirket tipidir. Türk Ticaret Kanunu’nda tanımlanmıştır. Yasada, "Adi Komandit" ve "Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit" şirketler olmak üzere iki türe ayrılmaktadırlar.

Adi Komandit Şirket: Ortaklardan en az birinin sınırsız sorumlu, diğerlerinin sınırlı sorumlu olduğu şirket türüdür. -Komandite ortak: Sınırsız sorumludur. -Komanditer ortak: Sınırlı sorumludur. Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket

Sermaye Şirketleri Anonim Şirket: En az 5 kişi ile kurulan, ortak sayısı sınırsız olan ve ortakların sınırlı sorumlu olduğu şirket türüdür. A.Ş.’ler Hisse senedi ve tahvil ihraç edebilir. Şirketi, Yönetim Kurulu ve onun atadığı Genel Müdür yönetir. Limited Şirket: En az 2 kişi, en fazla 50 kişi ile kurulabilen ve ortakların sınırlı sorumlu olduğu şirket türüdür. Şirketi, Şirket Müdürü veya Müdürler Kurulu yönetir

Eshamlı Komandit Şirketler: (Hisseli/Sermayesi Paylara Bölünmüş Şirket) Sermayesi paylara bölünen ve ortaklardan bir veya bir kaçının sınırsız sorumlu olduğu şirket türüdür. Komanditer ortaklara düşen kar payı üzerinden kurumlar vergisi alınır, komandite ortaklar gelir vergisine tabidir. . Uygulamada çok az rastlanan bir şirket türüdür Bu tür şirkete ilişkin hükümler, Türk Ticaret Kanunu’nun 475-484’üncü maddelerinde düzenlenmiştir.

7.5. Kooperatif İşletmeler En az 7 kişinin sınırlı sorumluluk ile kurduğu işletme türüdür. 1969’da çıkarılan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 1. maddesinde: Tüzel kişiliğe haiz olmak üzere üyeleri belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle karşılayıp, korunmak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile özel idareler, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan değişir üyeli ve değişir sermayeli teşekküllere kooperatif denir.

Kooperatif; ekonomik, sosyal, kültürel vb Kooperatif; ekonomik, sosyal, kültürel vb. ortak istek ve ihtiyaçlarını, demokratik şekilde idare edilen bir kurum üzerinden karşılamak üzere bir araya gelen gönüllü insanlardan oluşan bir örgüttür

Kişisel yardımlaşmaya, Kişisel sorumluluğa, Demokrasiye, Eşitliğe ve dayanışmaya dayalı değerlere sahiptir Kooperatifçilik hareketinin ana fikri; tek başına yapılamayanı, birlikte yapılabilir hale getirmek anlayışına dayanmaktadır

Demokratik yönetim ilkesi Temel İlkeler Serbest giriş ilkesi Demokratik yönetim ilkesi Sermayeye sınırlı faiz verilmesi ilkesi Risturn (gelir-gider farkı payı) verilmesi ilkesi Kooperatif eğitiminin geliştirilmesi ilkesi Diğer kooperatiflerle işbirliği ilkesi

Tarihçesi Kooperatif benzeri örgütlenmelerin tarihin eski dönemlerinde de bulunduğu bilinmektedir Sistem ve ilkeler bakımından Ahilik Teşkilatı, kooperatifçiliğe büyük benzerlik göstermektedir Avrupa ülkelerindeki bilinen ilk kooperatifçilik örneklerinin ilke olarak ahilik prensiplerinden etkilendiği de göz ardı edilmemelidir. Buna göre, kooperatifçilik fikrinin anayurdunun Anadolu olduğu söylenebilir.

Ülkemizde kooperatifçilik hareketi, batılılaşma hareketine paralel olarak Avrupa ülkeleriyle belirli bir düzeyde etkileşim içerisinde başlamış ve gelişmiştir.

Önemi Kooperatifler, mahalli şartlara uygun örgütlenmeler olduklarından yaptıkları çok çeşitli hizmetler vasıtasıyla toplumun kültürel zenginleşmesine ve kalkınmasına önemli destekler sağlamaktadır Kooperatifler hızlı değişim sürecinin ve bazı yanlış makro politikaların sonucu oluşan çarpık gelir dağılımının ortaya çıkardığı sosyo-ekonomik dengesizliklerin etkilerini azaltmakta da önemlidir

Kooperatif, girişimciliğin tam merkezindeki insanlar demektir Kooperatifler, insanların kendi konumlarını düzeltmelerini, hayatta karşılaştıkları ekonomik ve sosyal zorlukların üstesinden gelmelerini mümkün kılacak imkânlar oluşturur

Kooperatiflerin bütüncül sosyal sorumlulukları artırmaları Diyalog ve karşılıklı yönetim ilişkilerine (yönetişim) destek sağlamaları Ekonomik faaliyetlerin daha etkin bir şekilde yürütülmesine katkı sağlar

Kooperatifler Ayrıca Demokratik yapısı Sosyal ve ekonomik değerleri birleştirmesi İnsan haklarına, kültürel kimliklerine ve bağımsızlıklarına saygı göstererek insanı ön planda tutması Yerel topluluklara gerekli inisiyatifi veren örgütsel yapısı ile Daha adaletli bir küreselleşme ve dünya düzeni yaratılmasına katkı sağlar

7.6. Kar amaçsız işletmeler Kurucularının ve/veya yöneticilerinin öncelikli amacı kar sağlamak olmayan, topluma hizmeti ön planda tutan işletmelerdir. Kar amacının tamamen ortadan kaldırılmış olması da söz konusu değildir. Çoğunlukla sunulan hizmetin devamı, sağlanan karla ilişkilidir. Örnek: Bazı kamu kuruluşları, dernekler, vakıflar vb.

8. İşletme Kuruluşu 8.1. Yatırım Düşüncesi 8.2. Fizibilite Çalışması 8.3. Kuruluş Yeri Seçimi 8.4. Yatırım Maliyeti ve İşletme Sermeyesi 8.5. Organize Sanayi Bölgeleri 8.6. Küçük Sanayi Siteleri

8.1 Yatırım Düşüncesi Her işletmenin kurulmasından önce bir düşünce aşaması bulunur. Girişimcilerin gerçekleştirmek istedikleri bir takım amaçlar, yatırım yapma fikrinin kaynağını oluşturur. Bu amaçlara örnek olarak; kar elde etmek, bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak, yatırım teşviklerinden faydalanmak, sosyal saygınlık kazanmak, büyük işletme imajı oluşturmak, bağımsız çalışma isteği, başka fırsatların yokluğu vb. söylenebilir.

Bir yatırım kararı hangi amaçla verilirse verilsin akılcı ve rasyonel olabilmesi için işletmeciliğin temel ilkelerine uygun olmalıdır. Bu uygunluk, yatırımın fiilen gerçekleştirilmesini beklemeden araştırılmalıdır. Bu araştırmayı kapsayan çalışmaya Fizibilite (Olabilirlik) Çalışması denir.

8.2. Fizibilite Çalışması Girişimci herhangi bir yatırım kararı vermeden önce bu yatırımın ekonomik, teknik, finansal, hukuksal ve örgütsel açıdan uygunluğunu araştırılmalıdır. Fizibilite, yatırımın akılcı ve rasyonel olup olmaması konusunda girişimciye fikir verir. Söz konusu çalışmaların tümünü kapsayan ve bir ön proje niteliğini taşıyan araştırmaya fizibilite raporu denir. Fizibilite raporunun yararları şunlardır.

Bir ön proje niteliğinde olduğundan yatırım maliyetlerini azaltır. En uygun kuruluş ve konumluk yeri seçimine katkı sağlar. Yatırımın finansman ihtiyacı ve bunun karşılanması hakkında en uygun alternatifin seçilmesine katkı sağlar. İşletmenin en uygun hukuksal yapıda kurulmasına imkan verir.

Yatırım teşvikleri, gümrük muafiyeti vergi indirimi, ithalat -ihracat kolaylığı vb. gibi önemli konularda bilgi verir. Kurulması düşünülen işletmenin örgüt yapısı ve buna uygun personel istihdamının sağlanmasına katkı sağlar.

Fizibilite raporları çeşitli bölümlerden oluşur: Ekonomik Araştırma: Üretilecek mamullerin muhtemel fiyatları, pazarları maliyetleri, hammadde ve kuruluş yeri hakkında ayrıntılı inceleme yapılır. Kısaca; neyi, nerde, kaça üretip, kime, kaça satacağız sorularına cevap arar.

Teknik Araştırma: Ekonomik araştırmada üretilmesine karar verilen mamullerin hangi teknoloji kullanılarak üretileceği ile ilgili ayrıntılı bilgi verir. Teknoloji seçiminde ileri ve ilkel ayrımı önemli olmakla birlikte yerli ve yabancı ayrımı da önemlidir. Özellikle yatırımcının amacı ile ilgilidir İstihdam önemli ise emek yoğun teknoloji daha önemlidir.

Finansal Araştırma: Yatırımla ilgili para hareketlerinin çeşitli alternatifler içerecek biçimde ayrıntılı şekilde belirlenmesidir. Yasal Araştırma: Kurulacak işletmenin hukuki yapısının alternatif yönleri ile ayrıntılı biçimde belirlenmesidir. ÖRNEK: Kişi işletmesi mi?, şirket mi ? kurulacağına; şirket kurulacaksa ne tür bir şirket kurulacağına bu aşamada karar verilir.

Örgütsel Araştırma: Bir işletmenin en değerli varlığı insan varlığıdır. Bu nedenle gerçekleştirilecek yatırımın başarıya ulaşmasında kimin hangi işi, hangi yetki ve sorumluluk çerçevesinde yapacağı belirlenmelidir. Uygun personelin bulunup bulunamayacağı yatırım kararında önemli etkendir.

8.3. Kuruluş Yeri Seçimi Kuruluş yeri çalışmaları genel olarak işletmenin esas faaliyetlerini gerçekleştireceği Coğrafi bölge ya da fiziki mekandır. Kuruluş yeri seçiminde en önemli unsur, işletmenin faaliyetlerini işletmecilik ilkelerine göre gerçekleştirerek amaçlarına ulaşabileceği bölgenin belirlenmesidir.

Uygun(optimum) kuruluş yeri seçimine etki eden faktörler: Ekonomik Faktörler Doğal Faktörler Çevresel faktörler Diğer Faktörler

Ekonomik faktörler Pazara yakınlık (üretim, tüketimin olduğu yerde yapılmalı) Hammadde kaynaklarına yakınlık Ulaşım imkanları İşgücü kaynaklarına yakınlık

Doğal faktörler Enerji ve yakıt İklim ve su

Çevresel faktörler Sosyo-Psikolojik faktörler (Kendi memleketine iş yeri açması, vefa borcu ) Sosyo-Kültürel faktörler (İşçi sorunları, şehirde ve köyde yaşam, kentleşme-kentlileşme) Kamusal faktörler Stratejik faktörler

Finansal kuruluşlara yakınlık Yedek parça temini Bakım-onarım sektörü Diğer faktörler Finansal kuruluşlara yakınlık Yedek parça temini Bakım-onarım sektörü İşletmenin artık ürünlerini değerlendirme Diğer işletmelerin artık ürünlerinden yararlanma Atık sorunu

8.3. Yatırım Maliyeti ve İşletme Sermayesi Genel anlamda bir değer birikimi elde etmek amacıyla yapılan parasal harcamaların tamamına "Maliyet" denir. Buna benzer şekilde yatırım maliyeti, yatırım düşüncesi ve fizibilite çalışmalarının gerekli kıldığı harcamalarla başlar. Montaj ve deneme üretim maliyeti dahil olmak üzere yatırımın tamamlanmasına kadar geçen sürede yapılan harcamalardan oluşur.

Yatırım maliyeti uzun süreli harcama gerektirir. Buna karşılık paranın geri dönüşü ilk yıllarda olmaz. Tıpkı eğitim maliyeti gibi.

Yatırım maliyetini etkileyen önemli unsurlar şunlardır: Fizibilite ve Proje Maliyeti Patent Maliyeti (isim parası patent için verilen para) Arsa ve Çevre Düzenleme Maliyeti İnşaat Maliyetleri

Makine Donanım Maliyetleri Gümrük Vergisi ve Kur Farkı Kuruluşun Gerektirdiği Resmi Harcamalar Montaj ve Deneme Üretim Maliyetleri Önceden Tahmin Edilemeyen Çeşitli Maliyetler

İşletme Sermayesi-Döner Sermaye Yatırım tamamlandıktan sonra günlük olağan işlerin yürütülmesi için gerekli parasal kaynakları ifade eder. Teknik açıdan dönen varlıklar ile kısa vadeli yabancı kaynaklar arasındaki ilişkiye bağlıdır. Buna anlamda alış-satış sözleşmelerindeki peşin ve vade bileşimine de bağlıdır.

Kuruluş Sürecinin İşleyişi Yatırım öncesi (planlama) çalışmaları Yatırım çalışmaları İşletme aşaması Daha ayrıntılı biçimde Proje fikri Proje hazırlama (Fizibilite) Değerlendirme ve yatırım kararı Kesin proje Projenin uygulanması (Yatırım) Üretime Geçiş (İşletme aşaması)

8.5. Organize Sanayi Bölgeleri 8.6. Küçük Sanayi Siteleri

9. İşletmelerde Kapasite 9.1. Kapasitenin Tanımı 9.2. Kapasite Türleri 9.3. Optimum Kapasite

Örneğin; metre, metre kare, metre küp, ton, kg, adet, kw vb. 9.1. Kapasitenin Tanımı Bir işletmenin belli bir dönemde üretebileceği mal, hizmet miktarıdır. Üretilen mal veya hizmetin niteliğine göre değişik birimlerle ölçülür. Örneğin; metre, metre kare, metre küp, ton, kg, adet, kw vb. Mevcut üretim faktörlerini akılcı ve rasyonel kullanarak üretimi gerçekleştirmek önemlidir.

Kapasite Kullanımı Ve Sorunları Kapasite kullanım oranı arttıkça maliyetler azalır. (Ancak işçilik maliyetleri artabilir.) Aynı işletmede farklı kapasite ölçütleri kullanılabilir. Kardemir: Ton/Yıl (Dönem) Kok Fabrikası: Metreküp/Yıl Çeşitli kapasite kavramları vardır.

9.2. Kapasite Türleri Gerçek Kapasite (Normal Kapasite) Maksimum Kapasite (Planlanan Kapasite) 100.000 Adet/Yıl 3.000 Ton /Yıl Teorik Kapasite Gerçek Kapasite (Normal Kapasite) 80.000 Adet/Yıl 2.950 Ton/Yıl Pratik Kapasite Atıl Kapasite 20.000 Adet/Yıl Boş/Aylak Kapasite Kullanılan Kapasite 60.000 Adet/Yıl 2.800 Ton/Yıl Fiili Kapasite

9.3. OPTİMUM KAPASİTE Maliyetlerin en düşük, üretim miktarının en yüksek ve üretilen mal ve hizmetlerin satılabildiği kapasitedir. Kullanılan Kapasite/ Fiili Kapasite KKO = Gerçek Kapasite KKO = Kapasite Kullanım Oranı 2.800 KKO = = % 95 2.950 60.000 KKO = = 0,75 80.000

10.7. Büyümenin Kısıtlılıkları 10. İşletmelerin Büyümesi 10.1. Büyümenin Tanımı Nedenleri ve Etkileyen Faktörler 10.2.Büyüklük Ölçütleri 10.3. Büyümenin Amacı ve Stratejik Analizi 10.4. Büyüme Şekilleri 10.5. Büyümenin Yönleri 10.6. Büyüme ve Hukuki Yapı 10.7. Büyümenin Kısıtlılıkları

10.1. Büyümenin Tanımı Nedenleri ve Etkileyen Faktörler İşletme büyüklüğü, işletme iriliği veya cesameti olarak da ifade edilen soyut ve göreceli bir kavramdır. İşletmelerin hangi açılardan birbirinden küçük veya büyük olduğunu net bir şekilde ifade etmek kolay değildir. İşletme büyüklüğü yönetim, verimlilik, esneklik topluma hizmet vb. açılardan da önemlidir. İşletmeleri büyümeye iten temel nedenler olarak - Değişen çevre şartlarına uyum - Hızla artan nüfus - Hızla artan ihtiyaçlar * Büyük ölçekte faaliyette bulunmanın sağladığı ekonomilerden yararlanma, * Yetenekli yönetime sahip olma, * Birleşmenin iç büyümeye göre avantajlarının olması, * Finansal nedenler, * Vergi avantajı, * Değerli sınai haklara sahip olma, * Büyük bir işletme yaratma, * Rekabetin azaltılması, * Psikolojik nedenler. Diğer nedenler

İşletmelerin büyüklüğünü etkileyen üç ana faktörden söz edilebilir. Bunlar: Pazar koşulları ve talep durumu (Mevcut ve gelecek) Girişimcinin sermaye ve finansman imkanları Yönetim anlayışı ve becerisi İşletme Birleşmeleri ; iki veya daha fazla işletmenin, büyüme amacı ile faaliyetlerinin ekonomik ve hukuksal açıdan tek bir birlik haline getirilmesi veya işbirliğine gitmeleridir.

Kullanılan ham/ilk madde Harcanan enerji Satış miktarı/tutarı 10.2. İşletmelerde Büyüklük Ölçütleri Sayısal (Somut) Ölçütler Personel sayısı Kullanılan ham/ilk madde Harcanan enerji Satış miktarı/tutarı Sermayesi Aktif değerleri (Varlıkları) Yatırımlar Makine-Teçhizat, Fiziki Tesisler Arazi - Arsa (alan)

Sayısal olmayan (soyut) ölçütler Yönetim şekli Ürünlerin hitap ettiği çevre (bölge, ülke, uluslar arası) Sahiplerin nitelikleri (bir kişi, küçük bir grup, büyük bir grup) Aynı alandaki işletmelerle yapılan mukayese Farklı alandaki işletmelerle yapılan mukayese

Her bir ölçüt tek başına yanıltıcı olabilir (Örneğin, ileri teknoloji ile az işçi çalıştırma gibi). Bu nedenle, birden çok ölçütü birlikte kullanan bir değerleme daha anlamlı olabilir.

10.3. Büyümenin Amacı ve Stratejik Analizi Değişen şartlarda ayakta kalmak için, yeni teknolojiler araştırmak ve yeni yatırımlar yapmak gerekir Kardemir’in teknolojiyi yenileyememesi, Erdemir’in yenilemesi.

Büyümek varlığını korumak ve gelişmek için gereklidir. Yeterli/Uygun düzeyde büyümeyen işletme geriliyor demektir. Ölçek ekonomisinden yararlanarak, kar maksimizasyonu ya da sosyal paydaşların (işletme ilgililerinin) beklentilerinin yerine getirilmesinde maksimizasyonu sağlamaktır. Bu nedenle büyüme uygun düzeyde (optimum işletme büyüklüğü) olmalıdır.

Optimum noktanın üstündeki büyüklük, birim maliyeti düşürürken, üretileni satamama gibi sorun oluşturabilir. Optimum noktanın altındaki büyüklük ise birim maliyetlerin artmasına ve rekabet gücünün yitirilmesine neden olabilir. Bu nedenle işletme büyümesini planlı ve sistemli yapmalı ve büyümesini kıvam noktası olarak kabul edilen optimal noktayı geçmemelidir.

BÜYÜMENİN STRATEJİK ANALİZİ Büyük İşletmelerin Üstün Yönleri Kitle/seri üretim ve azalan maliyetler Verimlilik Profesyonel yönetim Güncel işletmecilik tekniklerini uygulayabilme Uygun şartlarda finansman İş bölümü ve uzmanlaşmadan yararlanma Risk yönetiminde kolaylık Ölçek ekonomisinden yararlanma Kamunun kolaylıklarından (ihaleler, teşvikler, finansman vb.) Çevre, atık ve artık yönetiminde kolaylık

Büyük İşletmelerin Zayıf Yönleri Beden katılığı nedeniyle maliyetlerini kolayca kısamazlar Kriz yönetiminde yetersizlik Örgütlenme maliyetleri yüksektir Hantal bir örgüt yapısı vardır Tekelleşmeye neden olabilirler Siyasal güç olabilirler

Küçük İşletmelerin Üstün Yönleri Müşterilerle daha yakın ilişkiler kurabilirler Müşteri memnuniyeti daha üst düzeyde olabilir Kurulma kolaylığı (Küçük sermaye ve kolay süreç) Ürünlerde kalite daha ön plandadır Kuruluş yeri sorunları daha azdır Örgütlenme maliyetleri oldukça azdır Yeniliklere daha kolay uyum sağlayabilir Esnek yapılarıyla krize daha dayanıklıdırlar

Küçük işletmelerin Zayıf Yönleri Ürün geliştirme ve çeşitlendirme imkanları kısıtlıdır Teknoloji yenilemede kaynak (öz kaynak ve yabancı kaynak) sıkıntısı söz konusudur. Gelişme ve büyüme (birleşme) imkanları kısıtlıdır İstihdama katkıları sınırlıdır Profesyonel yönetici ve uzman personel istihdam etmeleri kısıtlıdır Çoğunlukla sahiplerince yönetilirler. Profesyonel yönetim söz konusu değildir. Kamu ihalelerinden yararlanmada sorunlar yaşanmaktadır

10.4. BÜYÜME ŞEKİLLERİ Ekonomik Büyüme: Üretim kapasitesinin çeşitlendirilmesi ve artırılmasıdır. Bu amaçla yeni kaynaklar yaratılarak yeni üretim faktörlerinin temini ve işletilmesi yoluna gidilebilir. Ayrıca kalitenin artırılması da düşünülebilir. Fiziksel Büyüme: Fiziki tesislerin çoğalması ve daha geniş alana yayılmasıdır. Bu işlem yeni tesisiler yapmak şeklinde olabileceği gibi yeni tesislerin satın alınması şeklinde de olabilir. Sosyal Büyüme: İşletmenin iç ve dış sosyal çevresiyle ilişkilerini geliştirmesidir. Çalışanlar arasında sosyal faaliyetlerin artırılması şeklinde olabileceği dış çevreye sosyal açıdan yararlı etkinliklerde bulunma şeklinde de olabilir. Örgütsel Büyüme: Artan işlerle orantılı olarak işlerin daha etkin ve verimli yapılabilmesi amacıyla yeni örgütsel birimlerin oluşturulmasıdır. Hantallığa neden olabilecek aşırı örgütlenmeden kaçınmak gerektiği de unutulmamalıdır.

10.5. BÜYÜMENİN YÖNLERİ 1.Yatay Büyüme: Aynı işte büyüme. Aynı işi yapan (aynı ürün veya hizmeti üreten) işletmelerin birleşmesidir. Örn; birden fazla konfeksiyon işletmesinin birleşmesi. Sinerjik etki sağlamayı amaçlayan kooperatifleşme, özellikle de KOBİ’ler arası işbirliğine sinerjik katkı sağlayabilecek kooperatifleşme 2.Dikey Büyüme: Aynı işin (üretimin) farklı aşamalarında büyüme. İşletmenin girdi sağladığı veya müşterisi olan işletmelerle birleşmesidir. Dikey büyüme iki yönlüdür.

-Konfeksiyon fabrikasının kumaş ve iplik fabrikası kurması/alması. Geriye Doğru Dikey Büyüme -Konfeksiyon fabrikasının kumaş ve iplik fabrikası kurması/alması. -Otomobil fabrikasının lastik fabrikası kurması/alması. İleriye Doğru Dikey Büyüme -İplik kumaş konfeksiyon Lastik otomobil Satış mağazaları oluşturma

3. Çapraz Büyüme: Hem yatay hem de dikey büyümenin birlikte olmasıdır. Bu da Aykırı Büyüme ve Türdeş Büyüme ikiye ayrılmaktadır. Aykırı Büyüme (Conglomerate Merger) Tamamen farklı sektörlerdeki yani birbirleriyle iş ilişkisi olmayan alanlarda faaliyet gösteren işletmelerin birleşmesidir. risk dağıtımı amacıyla birleşerek büyümesidir. Bu  türün altındaki temel amaç risk dağıtımından yararlanarak büyümedir. (Congenreic Merger) Birbirleri ile alıcı-satıcı ilişkisi bulunmayan fakat benzer işi yapan, birbiri ile ilişkili mal ve hizmet üretiminde bulunan şirketlerin birleşmesidir. Bu birleşme türü ile birleşen şirketler pazar paylarını genişletme ve karlıklıklarını artırma imkanından yararlanabilirler. Örneğin otomotiv endüstrisi için cam üretimi yapan bir işletme, lastik üretimi yapan bir işletmeyle birleşerek hem mevcut müşterilerine yeni bir ürün sunarak satışlarını artıma imkanı yaratabilir, hem de; birleştiği  işletmenin kendi pazarına ürün sunarak  hedef pazarını genişletme fırsatını yakalayabilir. Türdeş birleşme bazı yazarlarca aykırı birleşme türüne girmekte; birleşmeler yatay, dikey ve  aykırı  birleşmeler olarak sınıflandırılmaktadır.

10.6. BÜYÜME ve HUKUKİ YAPI Hukuki Yapıyı Etkilemeyen Hukuki Yapıyı Etkileyen Centilmenlik Anlaşması Tröstler Konsorsiyumlar Holdingler Karteller Tam Birleşmeler Konsernler

Hukuki Yapıyı Etkilemeyen Birleşmeler Centilmenlik Anlaşmaları Rekabeti kaldırmak ya da lehlerine çevirmek için anlaşma. Vazgeçme durumunda müeyyide uygulanmaz.

Konsorsiyumlar (iş ortaklıkları - Joint Venture): Belli bir iş için kurulan ortaklıklar. Genellikle büyük çaplı taahhüt işlerinde, farklı uzmanlık gerektiren işlerde işbirliği yapma şeklinde olur Ör, Baraj, Boğaziçi Köprüleri, Metro inşaatı vb.

Karteller Aynı alanda çalışan benzer mal/hizmet üreten işletmelerin veya üreticilerin, pazarda tekel sağlayarak güç birliği oluşturmak amacıyla, aralarındaki rekabeti azaltmak ya da kaldırmak için anlaşmalarıdır. Ekonomik bağımsızlık nispeten korunmaktadır.

Miktar Karteli: Üretim/satış miktarını belirleme OPEC Fiyat Karteli:Fiyatı belirleme (ortak fiyat uygulama) OPEC Bölge Karteli: Pazar paylaşımı (ulusal/uluslar arası) Satın Alma Karteli:Girdileri, ortak temin etme. Ölçek ekonomisi!

Konsernler Kartelin daha az işletme ile oluşturulması. İlişkiler daha yoğun olduğundan ekonomik bağımsızlık azdır ya da kaldırılmıştır. Kartel gibi piyasaya yönelik olmaktan çok iç bünyeye yöneliktir. Maliyeti azaltmak öncelikli amaçtır.

KARTEL KONSERN Rekabeti azaltmaya yönelik Maliyeti azaltmaya yönelik Pazarlamaya yönelik Yönetim, Finans, Üretim ve Teknik Desteğe yönelik Çok işletme vardır Az işletme vardır Ekonomik bağımsızlık kısmen var Ekonomik bağımsızlık kısmen yok

Örneğin, Erdemir – İsdemir birleşmesi buna bir ölçüde örnektir. Erdemir; İsdemir’i almış ve ona teknik, finansal, yönetsel açılardan destek ve iyileştirme sağlamıştır.

Hukuki Yapıyı Etkileyen Birleşmeler Tröstler: İki ya da daha fazla işletmenin tekelci güç oluşturmak amacıyla hukuki bağımsızlıklarını yitirerek, sermaye ve yönetimlerini birleştirmeleridir. Karteller gibi genellikle aynı malı üreten işletmeler arasında olur. Ancak dikey tröstlerde vardır.

Oy Tröstleri(voting): Hisse senetlerini ele geçirilerek yönetime hakim olma şeklinde olur. Kaynaşma Tröstleri (füzyon): Aynı işi yapmak amacıyla birleşme.

Yatırım Tröstleri: Finansman kuruluşlardır Yatırım Tröstleri: Finansman kuruluşlardır. Karlı işletmelerin hisse senetlerini ellerinde tutarlar. Küçük tasarruf sahiplerine daha az riskli ve daha istikrarlı kar payı ödeyen hisse senetleri satarlar. Küçük tasarruflar, faizden daha fazla kar payı ödenerek ekonomiye kazandırılmış olur.

Holdingler: Aynı ya da farklı iş kollarındaki işletmelerin (yavru şirketler) bir başka işletme (ana şirket) tarafından satın alınmasıdır. Ana şirket üretim ve pazarlama ile ilgilenmez. Yavru şirketlerin stratejilerini saptar ve denetler. Ayrıca finansman sıkıntılarına yardımcı olur. %51 ya da % 20-30 ile bir şirket denetlenebilir. Diğer hisseler dağınık ise (atomize olmuşlarsa)

Oy tröstünde, iş kolu aynıdır. Burada aynı ya da farklı olabilir. Ayrıca oy tröstü üretim ve pazarlama alanında faaliyet gösterirken, holdingler yönetim ve finans ağırlıklı çalışır. (Küçük yatırımcı için yatırım tröstlerinin yaptığını yapar) Tam Birleşme (Merger): Büyük bir işletmenin bir veya daha fazla işletmeyi satın almasıdır.

10.7. Büyümenin Kısıtlılıkları Üretim ve yönetim yükünün artması buna karşın çalışanların ve yöneticilerin kapasitesinin sınırlı olması büyümenin sınırlandırılmasını gerektirir Çalışanların sayıca çoğalması, sosyal ilişkileri azaltarak, sosyal sorunlara neden olabilir Aşırı organizasyonun (örgütlenmenin); hantallık, üretememe, pahalıya üretme gibi sakıncaları olmaktadır. Ne organizasyon …

Kamu oyunun ve kamu yönetiminin dikkatini çekme ve eleştirilere konu olma. Örneğin Windows, Uzan grubu …. Piyasa şartlarının değişmesi ve zorlaması, esnek çalışma yeteneğiyle krize daha dayanıklı, krizi daha iyi yönetebilen küçük işletmeleri avantajlı kılmış ve önemini artırmıştır

Büyümenin ölçütü ve şeklinin doğru seçilememesi bazen küçülme ve yok olmayı doğurabilir. Ör, Kardemir özelleştirme sonrası ani büyüme çabalarından geri adım atmıştır. Karliman, Kar TV, Kartur vb. şirketleri tasfiye etmiştir.

11. İşletmenin Bölümleri (İşlevleri/Fonksiyonları) 11.1. Yönetim 11.2. Pazarlama 11.3. Finansman 11.4. İnsan Kaynakları 11.5. Üretim 11.6. Araştırma geliştirme 11.7. Muhasebe 11.8. Halkla İlişkiler

11. İşletme Fonksiyonları Pazarlama Finansman İnsan Kaynakları Üretim Araştırma geliştirme Muhasebe Halkla İlişkiler Yönetim

Pazarlama İşletme Tüketici Tanımı Mal ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye akışını sağlayan faaliyetler bütünüdür. Mal, Hizmet ve Bilgi Para ve Bilgi (Geri Bildirim) İşletme Tüketici

Pazarlama eylemini alt unsurlarla da açıklanabilir: 1- Mamûl (Talep edilen özelliklerde) 2- Fiyat (Müşterinin ödeme gücüne uygun) 3- Dağıtım (Müşterinin alacağı yere ulaştırma) 4- Tutundurma (Satış hacmini koruyan ve arttırıcı nitelikteki çabalar) Halkla İlişkiler Güç İletişim

Pazarlama Anlayışları Klasik Pazarlama Modern Pazarlama Sosyal Pazarlama

Finansman İşletmenin kurulması ve faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi için gerekli parasal kaynakların (fonların) sağlanması/temini korunması ve rasyonel şekilde değerlendirilmesine finansal yönetim veya finans/finansman denir. İşletme için gerekli fonların sağlanması ve yönetilmesidir.

Finansmanda önemli seçenekler şunlardır: 1- Öz kaynaklarla finans 2- Yabancı kaynaklarla finans Krediler Devletin finansal destekleri 3- Bunların bileşim yüzdeleri ile finans 4- Oto finansman (Öz kaynakla finansman!) Bu seçeneklerin işletme faaliyetlerine, dolayısıyla kaynak kullanımındaki optimumluk derecesine etkileri farklı olur.

Örneğin; Büyük oranda yabancı sermaye kullanmak maliyetleri arttırır ve satış fiyatını yükseltir. Öz sermaye ve/veya oto finansmanla finans, yabancı sermaye ile finansmana göre daha etkilidir. Ancak ortakların kâr beklentisine göre değişik sonuçlar verebilir veya uygulamada olabilirliği (imkanlılığı) düşük oranda olabilir.

Diğer Finans Yöntemleri Leasing (Uzun Vadeli Kiralama) Taşınır ya da taşınmaz malların, finansal kurumlar ya da söz konusu malların üreticileri tarafından uzun vadeli olarak kiraya verilmesidir.

Kiracı tarafından seçilip, kiralayan tarafından satın alınan bir malın mülkiyetini kiralayanda, kullanım hakkını ise belirli bir kira ödemesi karşılığında kiracıda bırakan bir sözleşmedir Bir varlığın mülkiyetine sahip olmak yerine kullanım hakkını kiralamayı esas alan bir yöntemdir.

Factoring (Alacakların Satışı) Genellikle kısa vadeli (1 yıldan az vadeli) alacak haklarının vadesinden önce, belirli bir ıskonto oranından satılmasıyla, işletmeye fon sağlama olanağı veren bir finansman yöntemindir

Forfaiting (Yurt dışı Alacakların Satışı) İhracattan doğan kısa ve uzun vadeli alacak haklarının vadesinden önce, belirli bir ıskonto oranından satılmasıyla fon sağlamadır. Yurt dışı işlemler bir banka tarafından garanti edilmiştir. Forfaiting işleminde vade 6 ayla 6 yıl arasında değişmektedir.

İşleri yapan temel unsur insandır, makineler yardımcıdır. İnsan Kaynakları İşletme faaliyetlerini gerçekleştirmek için insan kaynaklarının verimli ve akılcı bir biçimde kullanılması işlevidir. İnsan unsuru olmadan işletmenin faaliyetlerini sürdürmesi mümkün değildir. İşleri yapan temel unsur insandır, makineler yardımcıdır. İnsanların mutlu çalışması.

İnsanın sosyal bir varlık olması ve karmaşık bir yapıdan oluşması insan unsurunun önemini arttırmaktadır. TKY‘ye göre, insan kaynakları ve insanlar arası uyum stratejik öneme sahiptir. Bu nedenle günümüzde personel yönetimi yerine İnsan Kaynakları Yönetimi kavramı kullanılmaktadır.

İnsan kaynakları yönetiminin temel amaçları aşağıdaki gibi özetlenebilir: İnsanların daha verimli çalışmasını sağlamak İnsanların daha mutlu bir ortamda çalışmasını sağlamak İnsanların isteyerek/gönüllü çalışmalarını sağlayacak şekilde motivasyon yöntemleri uygulamak Gelişim ve yükselme imkanları sunma

Etkin bir değerleme sistemi ile başarıyı ödüllendirmek, başarısızlığı cezalandırmak Sosyal ve ekonomik haklarda sürekli ilerleme sağlamak Sendikalılaşma hakkı tanıma (Günümüzde önemi azalmıştır) Personelin iş yapma becerisini arttırmak için sürekli eğitim uygulaması vb.

4- Üretim Kısaca faydalı mal ve hizmet ortaya koymak şeklinde tanımlanan üretim Her ne pahasına olursa olsun yapılamaz. Üretimin etkin, verimli ve akılcı olması gerekir. Bu nedenle işletmelerde üretim işlevi şu alt amaçlara yöneliktir.

Tedarik (Uygun Şartlarda Malzeme temini ve depolama) Uygun fabrika düzeni sağlamak Kesikli üretim Sürekli Üretim Uygun Bant Düzeni (I, L, T, U vb.)

Uygun fabrika düzeni Üretim biçimine/yöntemine Üretimde çalışan/kullanılan faktörlere (İnsan, makine, malzeme, mamul, çeşitli hizmetler vb. faktörler) Bağlı olarak İnsan, malzeme ve fiziki tesisler arasında en uygun/en iyi bileşimi oluşturmaktır

Mamul geliştirme İş geliştirme Zaman etütleri (Temel yol boyuyor) Hareket Etütleri Kalite kontrol

Araştırma geliştirme (Ar-Ge) Günümüz işletmeleri bütünüyle rekabet içerisinde bulunmaktadır. Rekabet ulusal ve uluslararası düzeyde işletme faaliyetlerine etki eden önemli bir özelliktir. Rekabetten karlı çıkmak, gelişen teknolojiyi sürekli izlemek ve uygulamakla mümkündür. Daha önemlisi yeni teknolojiler üretebilmeye bağlıdır.

Teknolojik gelişim sağlamak ve gelişmiş teknolojiye uyum sağlamak işletmelerde araştırma-geliştirme (Ar-Ge) fonksiyonunun varlığına ve etkin-verimli çalışmasına bağlıdır.

Muhasebe Tanımı Görevleri (Genel Muh, Maliyet Muh, Yönetim Muh) Çıkar Grupları Yönetim Kamu Maliyesi (Kalkınma)

Halkla İlişkilerin Tanımı İşletmenin çevresiyle iletişim (ilişki) kurması, etkileşimde bulunması, bütünleşmesi ve uyum sağlamasıdır Kamu oyunun sempatisini, güvenini, anlayışını ve desteğini elde etmek ve sürdürmek için yapılan sürekli faaliyetlerdir. İşletmenin politika ve faaliyetlerine karşı halkın tepkisinin değerlendirilmesi Bu tepkinin işletme-toplum yararı ile uyumluluğu

Halkla İlişkiler Dış çevrenin sempatisini ve iyi niyetini kazanmak amacıyla başvurulan yöntemlerin tümüdür. İç çevrenin sempatisi olmadan yani çalışanlarını mutlu edemeyen bir işletmede, dış çevrenin sempatisinin ne ölçüde kazanılabileceği de tartışma konusudur.

Bu Tanımların Ortak Noktaları Çevreyi (iç ve dış) tanıma ve çevreye gereken önemi verme. Çevreyi hafife almama. İkna ve inandırma ile kendini çevreye tanıtma Beyin yıkama ile tanıtma değil

Çevreye güven verme Çevreyi örgütün amaçları doğrultusunda etkileme Çevrenin desteğini alma Bilgi akışını iyi yönlendirme

Halkla İlişkilerin Amaçları Örgütsel amaçların, özellikle sosyal sorumluluk amaçlarının topluma açıklanması, Toplumun ihtiyaçlarına, beklentilerine duyarlı olmak Toplumsal amaçlarla örgütsel amaçlar arasındaki çıkar dengesini sağlamak. Örgüt-Toplum bütünleşmesini gerçekleştirmek.

Halkla ilişkiler çalışmalarında başarı elde etmek, Temel İlkeler Halkla ilişkiler çalışmalarında başarı elde etmek, İstenen etkileşimi sağlamak veya varolan olumlu etkileşimi sürdürme ve pekiştirme için Bazı ilkelere uyulması gereklidir.

İki Yönlülük Faaliyetlerimiz ve beklentilerimizle ilgili doğru bilgiler sunmak (Halka) Halkın istek ve beklentilerini anlayarak, onların isteği yönünde politika uygulama ve faaliyetlerimizi yönlendirmek.

Gizlenecek şeyleri hiç yapmamak. Saydamlık, şeffaflık. Doğruluk-Dürüstlük İşimize gelse de gelmese de gerçekleri bütün açıklığıyla halka açıklamak. Gizlenecek şeyleri hiç yapmamak. Saydamlık, şeffaflık.

Vitrini düzeltmek süslemek değildir. Acı ilacı tatlı kaplayarak sunmak yerine, Acılığını kabullenip kolay yutulması için tatlandırıldığını belirtmek. Kazığı yağlayın... Baban var mı?...

İnandırıcılık Halka sunulan mesajların inandırıcı olması çok önemlidir. Burada öncelikli bir konu da mesaja, önce kendimizin inanmasıdır. Mesajı veren kişi ya da kurumun güvenilir, sempatik ve dili iyi kullanıyor olması inandırıcılığı olumlu yönde etkiler.

Süreklilik Mesajların bir çok kez tekrar edilmesi gerekliliği. İnsanlar bir kere duyup gördükleri şeyin üzerinde çok fazla durmazlar. Mesajların kalıcı olması ve unutulmaması için süreklilik gereklidir. Planlılık

Sisteminin İşleyişi MESAJ Dikkat-İlgi çekici olmalı Etkileyici olmalı Harekete geçirici olmalı

Mevcut ve Potansiyel hedef kitle İç ve Dış hedef kitle Mevcut ve Potansiyel hedef kitle Destekleyen, Karşı tavır takınan ve Kararsız hedef kitle.

Çalışanlar ve aileleri Meslek Örgütleri Sosyal Örgütler Sivil Toplum Örgütleri Potansiyel iş gücü Kamu oyu liderleri Medya vb.

Kurum İçi Halkla İlişkilerde Kullanılan Yöntemler Yönetime katılma fırsatı verme Özel bürolar-Halkla İlişkiler bürosu Yöneticilerin (Üst) büro ziyaretleri Sosyal faaliyetler Çalışanların yönetimle iyi iletişimleri

Yazılı/basılı araçlar Sözel araçlar Bilişim Teknolojisi Destekli araçlar Görsel-İşitsel araçlar Diğer araçlar

Yazılı/Basılı Araçlar Gazeteler, dergiler, broşürler, el kitapları, afişler pankartlar, rozetler, pullar, mektuplar, dönemsel raporlar, duvar gazetesi vb.

Sözel Araçlar Yüz yüze-telefonla görüşme, Konferanslar, seminerler, Sempozyumlar, paneller GÖRSEL-İŞİTSEL ARAÇLAR Radyo, TV ve Filimler

Bilişim Teknolojisi Destekli Araçlar Bilgisayar destekli iletişim teknolojilerinden yararlanma Diğer araçlar Yarışmalar, Festivaller, Törenler, Fuar ve sergiler LOBİCİLİK (Kulis çalışması) Doğrudan ve Dolaylı lobicilik

Yönetim İnsanın, İnsan tarafından, İnsani amaçlar için, İNSANCIL ANLAMDA  İnsanın, İnsan tarafından, İnsani amaçlar için, İnsanca yönlendirilmesidir.

GELENEKSEL ANLAMDA  Başta insan olmak üzere, tüm örgütsel kaynakların, örgütsel amaçlar doğrultusunda iş birliği ve uyum içerisinde çalıştırılmasıdır. Örgütsel kaynakların, örgütsel amaçlar için sistematik örgütlenmesidir.

Yönetimin Özü Yönetim beşeri bir süreçtir. Başkaları vasıtasıyla amaçlara ulaşma Veya Başkalarına iş gördürme becerisidir.

Yönetimin Düzeyleri Üst/Stratejik Düzey (Tepe Yönetim) Orta/Yönetsel Düzey (Fonksiyonel Yönetim) Alt/Eylemsel Düzey (Birinci Kademe Yönetim)

Üst Düzey Orta Düzey Alt Düzey ---------------------- Çalışanlar

PLANLAMA ÖRGÜTLEME KOORDİNASYON KONTROL YÜRÜTME Yönetimin işlevleri

Bir dönem boyu gösterdiğiniz ilgi ve sabır için TEŞEKKÜRLER…