DRAMA-ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ 7. SINIF 4. ÜNİTE :İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR ÖĞRENME ALANI: KURAN VE YORUMU pedagojiformasyon.com

DERS:DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ SINIF:7. SINIF 4 DERS:DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ SINIF:7.SINIF 4. ÜNİTE :İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR ÖĞRENME ALANI:KUR’AN VE YORUMU 1.Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. 2.Din anlayışındaki yorum farklılıklarını fark eder. 3.İslam düşüncesindeki yorum biçimlerini sınıflandırır. 4.İslam düşüncesindeki tasavvufi yorum biçimlerini tanır. 5.Alevi Bektaşi geleneğindeki temel kavramları açıklar. 6.Din anlayışındaki farklılıkların niçin birer zenginlik olduğunu açıklar. 7.Din anlayışındaki yorumların vukufla olabileceğinin farkında olur. 8.Dinde zorlama olmadığını ayet ve hadislerden örneklerle açıklar.

6.KAZANIM: Din anlayışındaki farklılıkların niçin bir zenginlik olduğunu açıklar. Drama:1 Konu: Farklılık zenginliktir. RENKLER Oyunun teması: Dünyanın bütün renkleri bir araya toplanırlar. Hangi rengin daha özel olduğunu tartışmaya başlarlar. SAHNE: Sahne sınıfın imkanlarına göre oyuna uygun olarak düzenlenir. Renkleri canlandıracak öğrenciler seçilir. Bu öğrencilerden her biri istediği rengi seçmekte özgür bırakılır. ETKİNLİK( Renkler bir araya toplanır) Sırasıyla yeşil,mavi,sarı,truncu, kırmızı ve mor renklerin her biri kendi özelliklerini anlatarak en iyinin kendileri olduğuna dair tartışırlar.

Yeşil söze başlamış: _Elbette en önemli renk benim. Ben yaşamın ve umudun rengiyim!çimenler yapraklar ağaçlariçin seçilmişim.Yeryüzüne şöyle bir bakın, her taraf benim rengimle kaplı değil mi?

Mavi oradan atılmış: _Sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? Ben hem denizin hem gökyüzünün rengiyim. Gökyüzündeki mavi, insanlara huzur verir ve huzur olmadan da siz hiçbir şey yapamazsınız!

Sarı söze karışmış: _Siz dalga mı geçtiğinizi sanıyorsunuz? Ben güneşin rengiyim, bu dünyaya sıcaklık verenim. Ben olmasam hepiniz soğuktan donardınız!...

Turuncu onun sözünü kesmiş: _Ya ben? Ben direncin ve sağlığın rengiyim. İnsanın yaşaması için gerekli vitaminler benim rengimde bulunur. Portakalı, havucu düşünün. Pek ortalarda görünmeyebilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzelim rengi veren benim,unutmayın!

Kırmızı dayanamayıp sözü almış: _Ben hepinizden üstünüm! Ben kan rengindeyim! Kan olmadan yaşam olur mu? Hem ben cesaret ve tehlikenin rengiyim! Ateş rengindeyim. Aşk ve tutku benimledir! Bensiz bu dünya bomboş kalırdı!

Mor ayağa kalkmış : _ Hepinizden üstün olan benim! Ben gücün ve asaletin rengiyim. Bütün liderler ve krallar beni seçmişler. Otorite ve bilgeliğin rengi benim. İnsanlar beni sorgulamaz. Aksine dinler ve itaat ederler.

Ve bütün renkler bir ağızdan konuşmaya devam edip kavgaya tutuşmuşlar Ve bütün renkler bir ağızdan konuşmaya devam edip kavgaya tutuşmuşlar. Her biri diğerini itip kalkıyor ve ‘en üstün benim’ diyorlarmış. derken bir anda şimşekler çakmaya ve yağmur yağmaya başlamış… bütün renkler neye uğradıklarını şaşırıp korkuyla birbirine sarılmış ve «YAĞMUR»un sesi duyulmuş… Sizi aptal renkler… bu kavganın anlamı ne? Bu üstünlük kavganız neden? Siz bilmiyor musunuz ki hepiniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz çok özelsiniz…haydi şimdi el ele tutuşup bana gelin!.. Renkler bu sözlerden çok utanmışlar. El ele tutuşup gökyüzüne doğru havalanmışlar ve bir yay şeklinde oraya yerleşmişler. Yağmur’ bundan sonra her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü olarak gökyüzünden yeryüzüne doğru uzanacaksınız. İnsanlar sizi gördükçe huzur duyacak ve güç bulacaklar. İnsanlara yarınlar için umut olacaksınız… gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size GÖKKUŞAĞI diyecekler. Anlaştık mı, dedi. Bu yüzden ne zaman dünyamızı yağmur yıkasa ardından gökkuşağı belirir.

DEĞERLENDİRME Canlandırılan drama üzerinde aşağıdaki sorular çerçevesinde bir konuşma ortamı oluşturunuz. Tek bir rengin egemen olduğu bir hayatı hiç düşündünüz mü? Bir çok rengin olması hayatınıza neler katmaktadır? Birlikte yaşadığınız insanlar birbirlerine fiziki özellikler, fikir ve düşünceler açısından ne kadar benziyorlar? Çevrenizde farklı fikir ve düşüncede insanların olması sizi nasıl etkiliyor? Din de tek bir anlayış olduğunu varsayarak düşününüz. Bu durum ne gibi sonuçlar doğurur? Dinimizde farklı anlayışların olması sizce yaşamımıza zenginlik katar mı? Neden?

SONUÇ Biz de gökkuşağında ki o renkler gibi birbirimizden farklı ve hepimiz çok özeliz. Bunun farkında olmalı ve uyum içinde yaşamalıyız… İSLAM DÜŞÜNCESİNDE ortaya çıkan yorumlar kendi içinde, tutarlı ve özel olabilir. Ancak bunlar Allah’ın insanlığa gönderdiği rahmeti olan Kur’an’ın ışığında birer zenginlik demektir. Bu yorumlar ve mezhepler Kur’an’a bağlı kaldıkları ve onun ışığından faydalandıkları sürece bir gökkuşağı oluşturabilirler.

5. Kazanım:Alevi-Bektaşi geleneğindeki temel kavramları açıklar 5.Kazanım:Alevi-Bektaşi geleneğindeki temel kavramları açıklar. ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ:1 KONU:HIZIR ORUCU 1-HAZIRLIK AŞAMASI: Öğretmen öğrencilere “Hızır Aleyhisselam’ adını daha önce hiç duydunuz mu?, “Hızır orucu deyince aklınıza ne geliyor?” vb. sorular sorar. Hızır orucuyla ilgili öğrencilerin ön bilgilerini yokladıktan sonra sınıfı gruplara ayırır. Yansıtacağı örnek olayı dinledikten sonra her grubun kendi içinde düşünmesini ve vardıkları sonucu sınıfla paylaşmalarını ister. 2-ÖRNEK OLAYI SUNMA AŞAMASI: Öğretmen, örnek olayı sinevizyonla sınıfa yansıtır, kendisi okuyabilir ya da öğrencilerinden isteyen birisine okutabilir.

HIZIR ORUCU Alevi-Bektaşi kültüründe önemli ibadetlerden biri Hızır orucudur. Hızır orucu genellikle Şubat ayının 13. 14. ve 15. günlerinde tutulur. Bu orucun aslı şu olaya dayanır: Bir gün Hz. Peygamberin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hastalanır.Hz. Fatma, üzgün bir şekilde babasının yanına gider ve torunlarının hastalandığını Allah Resulüne haber verir.Hz. Peygamber, kızına, çocuklarının hastalıktan kurtulup iyileşmesi için üç gün adak orucu tutmalarını söyler. Bunun üzerine Hz. Ali Hz. Fatma ve çocukların bakımı ile ilgilenen Fıdda üç gün adak orucu tutmaya karar verirler. Oruçlu oldukları ilk günün akşamı, oruçlarını açmak üzereyken kapılarına gelen fakir biri onlardan yiyecek ister. Onlarda iftarlık için hazırladıkları yiyeceklerin tamamını fakire verir ve kendileri aç kalırlar. İkinci gün iftarlıklarını bir yetime, üçüncü günde bir esire verirler. Kendileri ise oruçlu oldukları üç gün boyunca hiçbir şey yemeden, sadece su ve tuz ile iftar ederler. Oruçlu bulundukları üçüncü günün sonunda Hz. Muhammed (s.a.v) Hz. Ali’ye «Orucunuz nasıl geçti ya Ali?» diye sorar.Hz. Ali «Size malum ey Allahın Resulü» der. Bunun üzerine Hz. Peygamber, «Üç gün peş peşe kapınıza gelen kişi Hz. Hızır idi.Yüce Allah sizin sabrınızı sınamak için Hızır’ı görevlendirmişti.»buyurur.

3-SORULAR VE TARTIŞMA AŞAMASI 1-Peygamberimiz(s.a.v) niçin Hz. Ali, Hz. Fatma ve Fıdda’nın oruç tutmalarını istemiştir? 2- Hz. Ali, Hz. Fatma’nın üç gün boyunca kapısına gelen kimdir? 3-Hz. Ali, Hz. Fatma ve Fıdda’nın davranışlarından kendimize nasıl bir ders çıkarabiliriz? 4-İnsanlar niçin Hızır orucu tutarlar? 5-Hızır orucu ne zaman tutulur?