Mondros Ateşkes Antlaşması Sonrası Yapılan İşgal Hareketleri İstanbul’un İşgali Mondros’un imza edilmesinin ardından vakit geçirmeden işgallere başlayan İtilaf Devletleri, kasım ayının başında Çanakkale'ye asker çıkarmışlardı. Bunun ardından İtilaf devletleri donanması 13 Kasım 1918'de İstanbul'u işgal etti. Aynı gün İskenderun'dan yola çıkan Mustafa Kemal de İstanbul'a gelmişti. İstanbul'un İtilaf Devletleri'nin donanması tarafından işgal edilmiş durumunu gördüğünde; "Geldikleri gibi giderler!" sözü ile işgale karşı kayıtsız kalmayacağını göstermiştir.
İzmir'in İşgali Gizli antlaşmalarda İzmir dâhil olmak üzere batı Anadolu kıyıları İtalya'ya verilecekti. Akdeniz'de güçlü bir İtalya görmek istemeyen İngiltere İzmir'i Yunanlılara vermek istedi. Avrupa medyasında yer alan haberlere göre Türkler Batı Anadolu'da Rumları katletmekte idi. Acil müdahale edilmezse çok kötü sonuçlar doğabilirdi. Ardından Mondros Ateşkes Antlaşması'nın yedinci maddesini gerekçe göstererek bölgeyi işgal edeceklerini bildirdiler. Yunanlılar, 15 Mayıs 1919'da İtilaf Devletleri'nin donanmalarının koruyuculuğu altında İzmir’e asker çıkardılar.
Yunan askerleri, Rumların gösterileri arasında şehri işgal etmek için yürüyüşe geçtiler. Askeri Otelin önüne geldikleri sırada Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) Gazetesi yazarı Hasan Tahsin (Osman Recep Nevres) adında bir Türk ateş açtı. Fakat derhal öldürüldü. Başka bir genç ise Yunan bayrağını taşıyan askeri vurdu. Yunan askerleri, bu olay karşısında çevreye yaylım ateşine başladılar. Şehrin diğer yerlerinde de olaylar, daha doğrusu yağma, öldürme ve tecavüz olayları başladı ve İzmir kısa sürede Yunanlıların eline geçti.
İzmir'in işgali millî mücadele tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Amiral Brtistol Raporu, ne Wilson İlkeleri'nin ne çoğunlukta olmanın ne de haklı olmanın işe yaramadığını göstermişti. Bu durum karşısında silaha sarılmaktan başka çare yoktu. İşte bu amaçla Kuvayı Milliye hareketi doğdu. Kısacası millî mücadelenin silahlı safhası İzmir'in işgali ile beraber başlıyordu. İzmir'in işgali tüm yurtta özellikle de işgal tehdidi altında bulunan bölgelerde büyük tepki ve protestolara sebep olmuştur.
Cemiyetler Osmanlı Devleti'nin parçalanmaya başladığını gören iç ve dış düşmanlar dağılan imparatorluk topraklarından pay kapmak için hızlı bir yarış içine girmişlerdi. Osmanlı Devleti içerisinde yaşayan azınlıklar da bu amaçla birbiri ardına çeşitli zararlı cemiyetler kurdular. Azınlıklar Tarafından Kurulan Zararlı Cemiyetler Rum Cemiyetleri Etnik-i Eterya: 1814 yılında kundan bu cemiyetin amacı Yunanistan'ın bağımsızlığını elde etmekti. "Etniki Eterya" Derneği "Megali İdea" için çalışmış, Yunanistan Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde her fırsattan yararlanarak topraklarını genişletmişti.
Mavr-İ Mira (Kara Gün): Rumların kurduğu en önemli Cemiyet Mavri Mira idi. Megali İdea'yı gerçekleştirmeyi amaçlayan bu cemiyet doğrudan Yunanistan devleti tarafından destekleniyordu. İstanbul ve Trakya'da birçok cinayet ve ırza geçme olayları yaparak tedhiş yaratan dernek, Türk halkını göçe zorlamıştır. Cemiyet Ege ve özellikle Anadolu'da Pontusçnluğu destekliyordu. Pontus Rum Cemiyeti: Bu cemiyetin çatısı altında bir araya gelen Pontusçu Rumlar, Rize'den İstanbul'a kadar uzanan kıyı şeridinde bir Pontus Devleti kurmak istiyordu.
Ermeni Cemiyetleri Armenakan Komitesi: Ermeniler tarafından Türkler aleyhine kurulan ilk komitedir. 1885 yılında Van'da aslen bir eğitimci olan Mıgırdiç Portakalyan tarafından kurulmuştur. Çeteler kurmak, cinayetler işlemek, isyanlar çıkarmak gibi faaliyetlerde bulunmuşlardır. Fransa'da Armenia adında bir gazete çıkararak fikirlerini yaymaya çalıştılar. Hınçak Cemiyeti: İsviçre'nin Cenevre şehrinde kurulmuştur. Cemiyetin amacı Ermenilerin çoğunlukta olduğunu iddia ettikleri yerlerde bir Ermeni devleti kurulması idi.
Osmanlı ülkesinde karışıklık ve isyan çıkartarak bir yandan devleti zora düşürüp Ermenilerin talebini kabul etmeye, öbür yandan da uluslararası camianın dikkatini bu konuya çekmeye çalışmışlardır. Taşnak Cemiyeti: Kafkas Ermenileri tarafından 1890'da Tiflis'te kurulmuştur. Öncelikli hedefi Kafkaslarda bir Ermeni Devleti kurmaktır. Ermeni cemiyetleri ile birleşerek Taşnaksutyun (Ermeni İhtilâl Cemiyetleri İttifakı) adını almıştır. Bu cemiyet bir yandan Rusya'dan Anadolu'ya Ermeni göçünü organize ederken öbür yandan çeteler kurup onları eğitip silahlandırıp Türklerin üzerine salmıştır.
Yahudi Cemiyetleri Osmanlı Yahudileri XV Yahudi Cemiyetleri Osmanlı Yahudileri XV. yüzyıl başlarında İspanya katliamından kaçarak buraya sığınmış ve kabul görmüş Musevilerden oluşmakta idi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Yahudiler tarafından, İngilizlerin Filistin'den yurt verme vaadine karşılık Siyon Alayları kurulmuştur. İsrail Devletİ'ni kurma kararı 1897 tarihinde gazeteci Theodor Herzl başkanlığında Zürich'te toplanan Yahudi Konseyı'nde alınmış. Bu komite II. Abdülhamit döneminde Filistin'den para ile toprak satın almak istemiş ama muvaffak olamamıştır. Yahudiler Osmanlı bünyesindeki faaliyetlerini İsrâilit Alyans ile Makabi Cemiyeti vasıtası ile yürütmüşlerdir.
Türkler Tarafından Kurulan Zararlı Cemiyetler Bu cemiyetlerin ortak özelliklerini sıralayacak olursak; Müslümanlar tarafından kurulmuştur. İşgallerin kolaylaşmasına neden olmuşlardır. Ulusal direnişe karşı faaliyet yürütmüşlerdir. İtilaf devletleri tarafından desteklenmişlerdir. Saltanat ve hilafet yanlısıdırlar. Hürriyet ve İtilaf Partisi: 1911 yılında İttihat Terakki Partisi'ne muhalefet edenler tarafından kurulmuştu. Osmanlıcılık görüşünü benimsemiştir. Mesuliyet, Alemdar, Peyam-ı Sabah gibi yayın organları tarafından desteklenmiştir. İngiltere yanlısı bir politika izlemiştir.
Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti: Meşrutiyet ve demokrasi yanlısıdır. İttihat Terakki Partisi düşmanlığı konusunda İtilaf Partisi ile hemfikirdir. Kürt Teali Cemiyeti: İngilizler Rusya'nın güneye inmesini önlemek için Doğu Anadolu'da Ermenistan ve Kürdistan şeklinde iki tampon devlet kurmak istiyordu. Wilson Prensiplerinin getirdiği haklardan yararlanarak Kürt Devleti kurmak amacı ile kurulmuş bir cemiyettir. Merkez i İstanbul'da kurulmuştur. Ancak Kürtler tarafından pek itibar görmemiştir.
İslam Teali Cemiyeti: İskilipli Atıf Hoca tarafından kurulmuştur İslam Teali Cemiyeti: İskilipli Atıf Hoca tarafından kurulmuştur. Halifeye bağlılık esasına göre hareket etmiştir. Dünya Müslümanlarının birleşmesinden yana ümmetçi bir politika izlemiştir. İngiliz Muhipleri Cemiyeti: İngiliz mandasını savunan bir cemiyettir. Osmanlı Devleti büyük bir devletin himayesi altında varlığını sürdürebilirdi. O devlet de İngiltere’dir. Wilson Prensipleri Cemiyeti: Halide Edip, Refik Halit gibi yazarlar tarafından kurulmuş bir cemiyettir. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan ABD gibi büyük bir devletin himayesine girerek kurtulacağı benimsenmiştir.
Yararlı Cemiyetler (Milli Cemiyetler) Türkler, asırlardır yaşadıkları toprakların ellerinden çıkmaması için faaliyetlere başlayarak Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri kurdular. Bir yandan iç güçlere öte yandan azınlıklara karşı mücadeleye giriştiler. Bu cemiyetleri bölgesel ve genel amaçlı olarak iki kısma ayırabiliriz: Bölgesel Amaçlarla Kurulanlar Şark Vilayetleri Müdafaa-İ Hukuk Cemiyeti: Doğu Anadolu'da varlığını devam ettiren Ermeni ve Rum tehlikesini önlemek amacı ile 4 Aralık 1918'de kurulmuştur. Doğu Anadolu'da Türklerin çoğunlukta olduğunu ispatlamaya çalışmış bu amaçla çeşitli bilimsel yayınlar yapmıştır. Doğu Anadolu'dan başka yerlere göçü engelleyerek burada Türklerin azınlık konumuna düşmesine engel olmaya çalışmıştır.
Erzurum Kongresi5ni toplamıştır Erzurum Kongresi5ni toplamıştır. Kongre beyannamesinin ilan edilmesinden sonra Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, "Şarki (Doğu) Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adını almıştır. Türkçe Hadisat, Fransızca Le Pays (Vatan) adı ile iki gazete yayınlamıştır. Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Millîye Cemiyeti: Doğu Karadeniz bölgesinde beliren Ermeni ve Rum tehlikesini bertaraf etmek amacıyla 12 Şubat 1919'da kurulmuştur. Türkleri örgütlemek, bölgede çoğunluk olduğumuzu göstermek ve bunu ispatlamak gibi faaliyetlerde bulunmuştur. Erzurum Kongresi'nin toplanmasına öncülük etmiştir. İstikbal Gazetesi cemiyetin yayın organı idi.
Kilikyalılar Cemiyeti: Adana ve çevresindeki işgallere karşı koymak ve bu bölgede kurulması düşünülen Kilikya Ermeni Devleti'ne engel olmak amacı ile 21 Aralık 1918'de İstanbul'da kurulmuştur. Feryatname adı verilen protesto telgrafları çekilerek işgallere tepki gösterilmeye çalışılmıştır. İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti: İzmir'in Yunanistan'a verileceği yolunda çıkan haberler üzerine bölgenin Türk olduğunu ve burada Türklerin çoğunlukta olduğunu bilimsel yöntemlerle ispatlamak için çalışmıştır. Yunan işgalinden sonra yerini Redd-i İlhak Cemiyeti'ne bırakmıştır.
Trakya-Paşaeli Cemiyeti: Trakya'da yaşayan Türklerin varlıklarını korumak için 2 Aralık 1918'de Edirne'de kuruldu. Osmanlı Devleti'nin parçalanması durumunda Batı ve Doğu Trakya birleştirilerek bir Trakya Cumhuriyeti'ni kurmayı hedeflemişlerdir. Bu bakımdan Osmanlı Devleti'nin dağılması halinde yeni bir devlet fikrini ortaya atan ilk cemiyet olarak bilinmektedir. Kars Milli İslam Şurası: Mondros gereği Kafkasya'yı boşaltmak zorunda kalan birliklerimiz bu bölgenin yabancıların eline geçmemesi için çalışma yürüttüler. IX. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa bölgeyi müstakil bir hükümete devretmeyi uygun gördü ve Kars Millî İslam Şurası kuruldu.
Ocak 1919 da yapılan üçüncü kongrede ise hükümetin adı değiştirilerek Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti adını aldı. Bölgeyi işgal eden İngilizler bu hükümeti dağıttılar ve liderlerini Malta'ya sürdüler. Genel Amaçlı Cemiyetler Milli Kongre Cemiyeti: İstanbul'da kurulmuştur. Amacı Türklere karşı girişilen propagandalara karşı mücadele yürütmek ve Millî Mücadele'ye kamuoyu desteği sağlamaktır. Fikri anlamda Mİsak-ı Milli'nin hazırlanmasında etkili olmuş Kuva-yı Milliye tabirini kullanan ilk siyasi teşekkül olmuştur. En önemli icraatı ise 23 Mayıs'ta yapılan Sultanahmet Mitingi olmuştur.
Karakol Cemiyeti: Diğerlerinden farklı olarak bu cemiyet gizli kurulmuş ve çalışmaları da gizlice yürütülmüştür. Türklere karşı kurulan şebeke ve cemiyetlere karşı mücadele etmek, Casusluk faaliyetlerini önlemek ve mukabil istihbarat çalışması yapmak, İşgal karşıtı mitingleri ve telgraf işlerini organize etmek, İstanbul'dan Anadolu'ya silah, asker, subay vs geçişlerini sağlamak gibi faaliyetlerde bulunmuştur. Millî Mücadele karşıtlarının ve İstanbul Hükümeti'nin çalışmalarını günü gününe Mustafa Kemal Paşa'ya rapor etmiştir. Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti: Cemiyet, Milli Mücadele döneminde kadınların vatanın kurtuluşu için verdikleri desteği yansıtması bakımından önemlidir.
Millî Cemiyetlerin Genel Özellikleri Mondros Mütarekesi sonrası başlayan işgaller karşısında bir tepki hareketi olarak doğmuştur. Bölgesel amaçlarla kurulanların da merkezleri İstanbul'dadır. Bundaki amaç, cemiyetlerin asıl hedeflerinin mesajlarını kamuoyuna daha rahat ulaştırmak istemeleridir. Millî Mücadele'ye zemin hazırlamışlardır. Ulusal mücadeledeki teşkilatlanmanın temelini oluşturmuşlardır. Hiç kimsenin etkisi olmadan kendiliğinden halk hareketi olarak kurulmuşlardır. (Karakol Cemiyeti hariç) Sivas Kongresi'nde birleşerek Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını almışlardır. Basım, yayın, miting, propaganda, bildiri, broşür dağıtmak gibi faaliyetlerde bulunmuşlar, işgallerden sonra silahlı direniş göstermişlerdir.
Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'daki Faaliyetleri Hükümet Kurulmasına Müdahil Olmuştur: Ahmet İzzet Paşa’nın hükümet kurmasını istemiştir. Hatta kendisi bu hükümette harbiye nazın olarak görev alıp ateşkes şartlarının uygulamasına müdahil olmak istiyordu. Basın-Yayın İle İlgili Çalışmalar Yapmıştır: Yakın arkadaşı Fethi Bey ile birlikte Minber adında bir gazetenin yayınlanmasına ön ayak olmuştur. Vatanın kurtuluşu ile ilgili görüşlerini bu yoldan kamuoyuna yansıtmaya çalışmıştır. Silah Arkadaşları ile Bir Araya Gelmiştir: Şişli'deki evinde arkadaşları ile buluşup şu ortak fikir benimsenmiştir; İstanbul'da yapılacak bir şey yoktur, her biri bir ordunun başına geçerek askerin terhisini geciktirmeli ve elde bulunan birlikleri muhafaza etmeye çalışılmalıdır.
Mustafa Kemal’in Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak Görevlendirilmesi: Pontusçu Rumların eşkıyalık hareketlerine Türkler de karşılık vermeye başlayınca İstanbul Hükümeti‘nden tedbir alınmasını istediler. Bu talep üzerine bölgeye bir müfettişin görevlendirilmesi konusu gündeme geldi. Bu durum Mustafa Kemal için bulunmaz bir fırsattı. Zira kendisi bir an önce Anadolu'ya geçmek ve ülkenin geleceği ile ilgili planlarını uygulamaya koymak istiyordu. 30 Nisan 1919 tarihli irade-i seniyye ile IX. Ordu Müfettişliğine tayin edildi. Görev belgesi ile kendisine çok geniş yetkiler verilmiştir. Bu yetkileri kendisi bizzat yazdırmıştır.
Mustafa Kemal, yalnız askeri birimlere değil Anadolu'daki mülki erkâna da emir verme yetkisine sahiptir. Mayıs tarihli görev tezkeresinde görev bölgesinde yapması gerekenler şunlardır: Bölgede asayiş sağlanacak ve asayişsizlik sebepleri saptanacaktır. Bölgede dağınık bir halde varlığından söz edilen silah ve cephane bir an önce toplatılarak muhafaza altına alınacaktır. Anadolu'da veya diğer yerlerde kurulan cemiyetlerin dağıtılması istenmektedir. Mustafa Kemal Paşa ise kendisinden beklenen görevlerin tam tersini yapacak ve halkı örgütlemek için biç vakit kaybetmeden çalışmalara girişecektir.