İzlerken çok keyif alacaksınız emin olun… ÖRGÜTLER İzlerken çok keyif alacaksınız emin olun…
KIZILAY Kızılay eski adı Hilal-i Ahmer Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu'nun temel ilkeleri olan insaniyetçilik, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık çerçevesinde çalışan kamu yararına yarı-gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. Personelinin bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı ise maaşlı olarak çalışır
KIZILAY Kızılay bir yardım kuruluşudur Savaşta ve barışta halkın karagün dostudur Savaşta yaralananlara, ölenlerin ailelerine yardıma koşar Yaraları sarar Her türlü yardımı yapar Barışta yangın, sel, deprem felaketlerine uğrayanlara sıcak yardım elini uzatır Fakirlere, düşkünlere, kimsesizlere yardım eder Onlara yiyecek, giyecek, içecek, yakacak, çadır ve para yardımı yapar kızılay nedir Kızılay‘ın, halka yaptığı yardımlar, yine halkın bu kuruluşa yaptığı yardımlardan, bağışlardan oluşur Durumu iyi olan her vatandaş, Kızılay’a yardım etmeli, bağışta bulunmalıdır Hepimiz Kızılay‘a yardım edelim Kızılay pulu alalım Kurban Bayramında kestiğimiz kurban derisini bu kuruluşa bağışlayalım Kızılay’a yaptığımız yardım fakire, fukaraya, felakete uğrayanlara yapılmış sayılır Biz de bir gün felakete uğrarsak, bizim de yardımımıza koşar 29 Ekim - 4 Kasım tarihleri arası Kızılay Haftası olarak kutlanır Okullarda, radyo ve televizyonlarda, gazete ve dergilerde Kızılay’ın faydaları, amaçları anlatılır Kızılay’la ilgili sergiler açılır Çalışmalar halka gösterilir Kızılay’ın merkezi Ankara’dadır Türkiye’nin her il ve ilçesinde şubesi vardır Okullarda Kızılay Kolu kurulur ve çalışır Öğrencilerin üye olduğu bu kol, Kızılay’a pul satarak yardım toplar KIZILAY’IN GÖREVLERİ VE ÇALIŞMALARI 1 Doğa olaylarında zarar görenlere çadır, battaniye, giysi ve yiyecek yardımları yapar Bunun için önceden bu maddeleri depo eder 2 Yoksul, kimsesiz ve düşkünler için aşevleri açar 3 Sağlık merkezleri kurar Kurduğu kan bankası ile halkın yaptığı kan bağışlarını kabul eder, gereksinme duyanlara bu kanları verir 4 Hemşire yetiştirmek için okullar açar 5 Savaşta geçici sağlık merkezleri kurar 6 Gezici hastaneler kurar
YEŞİLAY Yeşilay, geleceğe sağlıklı nesiller bırakmak için çalışır. Yeşilay Afetten önce, Kızılay Afetten sonra yardıma koşar. Bu nedenle Yeşilay Kızılay kadar güçlü olmak zorundadır. Hem paranızı hem de sağlığınızı alanlara karşı mücadele eder. Sigara, Alkol, Madde üreticileri kadar güçlü olmak, onlarla mücadele için destek bekler.
YEŞİLAY Yurdumuzda alkollü içki ve uyuşturucu madde kullanmaya karşı olanlar 5 Mart 1920 tarihinde Hilâli Ahdar Derneğini kurdular. Hilâl – ay , ahdar – yeşil anlamındadır. Hilâli Ahdar, daha sonra Yeşilay adını aldı. Yeşilay Derneğinin kuruluş tarihini içine alan 1 – 7 Mart arası ülkemizde Yeşilay Haftası olarak kutlanır. Yeşilay Haftasında alkollü içkilerin, uyuşturucuların topluma, aileye, bireye zararları anlatılır. Uyuşturucu denilince esrar, afyon, kokain, LSD gibi uyuşturma özelliği olan maddeler akla gelir. Alkollü içkiler ise içildiğinde insanı sarhoş eden her tür içkilerdir. Alkollü içki veya uyuşturucu alanlar önce rahatlık, baş dönmesi duyar, sonra sarhoş olurlar. Sarhoşlar doğru düşünüp doğru karar veremezler. Kolay suç işlerler, içkili iken araç sürenler taşıt kazalarına neden olurlar. Alkollü içkiler, uyuşturucular insanda zamanla alışkanlık yaratır. Alkol almayı alışkanlık haline getirenlere alkolik denir. Alkolikler kazançlarını içkiye verirler. Çevrelerini rahatsız ederler. Bu yüzden alkolikler toplum içinde sevilmezler, sayılmazlar. İçki ve uyuşturucu kullanımı aile düzenini bozar. Uyuşturucu ve alkollü içkiler sağlığa da zararlıdır. Vücudumuzda önemli görevler yapan beyin, mide, kalp, akciğer gibi organlar içki ve uyuşturucudan etkilenir. Ülser, siroz, felç gibi hastalıkların nedeni uyuşturucu ve alkollü içkilerdir
YEŞİLAY Sigara : Toplumumuzda kullanımı yaygın olan bir keyif maddesidir. Sigara iştahı keser, sindirimi güçleştirir, dişleri sarartır, ülsere sebep olur. Akciğerde bronşları doldurur, öksürmeye yol açar. Sigaranın kansere de neden olduğu ileri sürülüyor. Ülkemizde uyuşturucu maddelerin yapımı, satışı, kullanılması, taşınması, bulundurulması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar suç işlemiş olur. Suç işleyenlere ağır hapis cezaları uygulanır. Uyuşturucu maddelerin bir bölümü ilaç yapımında kullanılır. Bu amaçla bazı uyuşturucu maddelerin hükümet belirli koşullarla izin verir. Topluma, aileye, bireye zararlı olan içki ve uyuşturucuların kullanımını eğitim yoluyla engellemek için kurulan Yeşilay Derneği'nin simgesi; beyaz üstünde yeşil bir aydır. Yeşilay Derneği Genel Merkezi, Yeşilay adlı aylık bir dergi yayınlıyor. Bu dergi düzenli olarak alkollü içkilerin, uyuşturucuların, sigaranın topluma ve sağlığa olan zararlarıyla ilgili yayın yapıyor. Yeşilay Haftası boyunca öğrendiklerimizi yaşam boyu uygulayalım. Kötülüklerin anası olan uyuşturucu ve alkollü içkilerden uzak duralım. Yeşilayın Faaliyetleri 5 Mart 1920’de kurulan ve bugüne kadar devletin yanında milletin hizmetinde olarak, tertemiz mazisi olan Yeşilay Cemiyeti, sivil toplum kuruluşu olduğu halde anayasanın 58. ve 59. maddesini yerine getirmektedir. Sloganı senenin her haftası Yeşilay Haftası olarak bütün imkanları ile hizmet etmekte ise de, 67 hedefini gerçekleştirebilmek için maddi imkanları şu an için yetersizdir. Kötü alışkanlıklarla mücadele hepimizin görevidir. Yeşilay Cemiyeti her yıl Genel Merkez, şubeleri ve temsilcilikleri ile çoğunluğu konferans olmak üzere bine yakın konferans, radyo ve televizyon konuşması, açık oturum, gazetelerle röportaj ve Yeşilay Dergisi ile hizmetini sürdürmektedir. Yeşilay Cemiyeti şu ana kadar devletten ya da başka kuruluştan yardım almamıştır. 1974’den bu yana ise Cağaloğlu’ndaki Yeşilay işhanının mütevazı geliri ile faaliyetine devam etmektedir. Yeşilay kaynak bulmak için çalışmaktadır. Kaynak arayışı için harcanan zaman kötü alışkanlıklarla mücadeleye tahsis edilmiş olacaktır.
YEŞİLAY Sigara : Toplumumuzda kullanımı yaygın olan bir keyif maddesidir. Sigara iştahı keser, sindirimi güçleştirir, dişleri sarartır, ülsere sebep olur. Akciğerde bronşları doldurur, öksürmeye yol açar. Sigaranın kansere de neden olduğu ileri sürülüyor. Ülkemizde uyuşturucu maddelerin yapımı, satışı, kullanılması, taşınması, bulundurulması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar suç işlemiş olur. Suç işleyenlere ağır hapis cezaları uygulanır. Uyuşturucu maddelerin bir bölümü ilaç yapımında kullanılır. Bu amaçla bazı uyuşturucu maddelerin hükümet belirli koşullarla izin verir. Topluma, aileye, bireye zararlı olan içki ve uyuşturucuların kullanımını eğitim yoluyla engellemek için kurulan Yeşilay Derneği'nin simgesi; beyaz üstünde yeşil bir aydır. Yeşilay Derneği Genel Merkezi, Yeşilay adlı aylık bir dergi yayınlıyor. Bu dergi düzenli olarak alkollü içkilerin, uyuşturucuların, sigaranın topluma ve sağlığa olan zararlarıyla ilgili yayın yapıyor. Yeşilay Haftası boyunca öğrendiklerimizi yaşam boyu uygulayalım. Kötülüklerin anası olan uyuşturucu ve alkollü içkilerden uzak duralım. Yeşilayın Faaliyetleri 5 Mart 1920’de kurulan ve bugüne kadar devletin yanında milletin hizmetinde olarak, tertemiz mazisi olan Yeşilay Cemiyeti, sivil toplum kuruluşu olduğu halde anayasanın 58. ve 59. maddesini yerine getirmektedir. Sloganı senenin her haftası Yeşilay Haftası olarak bütün imkanları ile hizmet etmekte ise de, 67 hedefini gerçekleştirebilmek için maddi imkanları şu an için yetersizdir. Kötü alışkanlıklarla mücadele hepimizin görevidir. Yeşilay Cemiyeti her yıl Genel Merkez, şubeleri ve temsilcilikleri ile çoğunluğu konferans olmak üzere bine yakın konferans, radyo ve televizyon konuşması, açık oturum, gazetelerle röportaj ve Yeşilay Dergisi ile hizmetini sürdürmektedir. Yeşilay Cemiyeti şu ana kadar devletten ya da başka kuruluştan yardım almamıştır. 1974’den bu yana ise Cağaloğlu’ndaki Yeşilay işhanının mütevazı geliri ile faaliyetine devam etmektedir. Yeşilay kaynak bulmak için çalışmaktadır. Kaynak arayışı için harcanan zaman kötü alışkanlıklarla mücadeleye tahsis edilmiş olacaktır. Yeşilay Cemiyeti sivil toplum kuruluşu ve kamu yararına bir dernektir. Vekiller Heyetinin 19.9.1934 gün 2- 1288 sayılı kararı ile umumi menfaatlere hadim cemiyet olarak kabul edilmiştir. Yeşilay Cemiyetine tahsis edilecek bir fon geleceğimizin teminatı olan gençliğe hayırlı bir yatırım olacaktır. - Yeşilay, ülke çapındaki bütün şube ve temsilcilikleriyle hizmete hazırdır
TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı ya da kısaca TEMA, 11 Eylül 1992 tarihinde, kurulmuş olan çevreci vakıftır. Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu 1972 yılında Türkiye'nin ilk gönüllü çevre kuruluşlarından birisi olarak, Sayın Selahaddin Üzel ve arkadaşları tarafından İstanbul'da kurulmuştur. TÜRÇEK'e üye olan herkes yönetimi belirleme, karar organlarını oluşturma ya da bu organlarda yer alma hakkına sahiptir. Gönüllüler Turçek temsilcisi olabilir. Temsilci olan kişiler; bulundukları yerde Turçek adına resmi kuruluşlar, yerel yönetimler, eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkileri yürütmek, çevre sorunlarına karşı duyarlı kişilerle örgütlenme çalışmalarında bulunmak gibi görevler üstlenecektir.
Tema görevleri Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı ya da kısaca TEMA, 11 Eylül 1992 tarihinde, kurulmuş olan çevreci vakıftır. Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu 1972 yılında Türkiye'nin ilk gönüllü çevre kuruluşlarından birisi olarak, Sayın Selahaddin Üzel ve arkadaşları tarafından İstanbul'da kurulmuştur. TÜRÇEK'e üye olan herkes yönetimi belirleme, karar organlarını oluşturma ya da bu organlarda yer alma hakkına sahiptir. Gönüllüler Turçek temsilcisi olabilir. Temsilci olan kişiler; bulundukları yerde Turçek adına resmi kuruluşlar, yerel yönetimler, eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkileri yürütmek, çevre sorunlarına karşı duyarlı kişilerle örgütlenme çalışmalarında bulunmak gibi görevler üstlenecektir.
Tema görevleri Hayvancılığın temeli olan çayır ve meraları koruyup, geliştirmek *Doğal zenginliklerimizin bilinçsizce kullanılıp, geri dönüşümsüz bir şekilde yok olmasına izin vermeyerek, korumak, geliştirmek ve Türkiye'nin geleceğini güvenceye almak Çölleşmeyle mücadelede dünyaya örnek bir hareketi Türkiye'den başlatmak Doğal varlıkların, insan sağlığının, yeşil alanların, toprak ve bitki örtüsünün, ormanların, meraların korunması, geliştirilmesi ve yenilerinin teşkil edilmesini sağlamak için faaliyette bulunmak Bu amaçları gerçekleştirmek için gerekli teşkilatın oluşturulmasını, yasaların çıkmasını sağlamak ve gönüllü kuruluşların öncülüğünde toplumun bütün kesimlerinin desteği ile erozyonla mücadelenin ikinci bir İstiklal Savaşı kabul edilerek erozyon tehlikesi ile mücadele edilmesidir.Ve gönüllü bir vakıfdır
AKUT AKUT: AKUT (Arama Kurtarma Derneği), mağaralarda, dağlarda veya diğer yerlerde, doğal afetlerde kaybolanların aranması ve bu koşullarda kaza geçirenlerin kurtarılması için etkinlik gösteren bir dernektir. 1996 yılında kurulmuş olan dernek, kamu yararına çalışan bir dernek olup, gönüllülük ilkesi ile çalışmaktadır. Türkiye'de, özellikle dağcılık sporunda kaza geçiren veya kaybolanların arama ve kurtarılmaları konusunda uzmanlaşmış bir kurumun bulunmamasından kaynaklanan boşluğun doldurulması derneğin ana kuruluş amacıdır.
AKUT 1995 yılında Ali Nasuh Mahruki'nin önemli çabaları ile bir araya gelen gönüllü dağcıların oluşturduğu bu oluşum, ilk kez aynı yıl Aralık ayında Uludağ Keşiştepe'de yapılan bir arama kurtarma operasyonunda AKUT adını kullanmış ve yoğun sis, dondurucu soğuk ve kar yağışına rağmen mahsur kalan kişiler kurtarılmıştır. Dernek, 1997 yılından itibaren kuruluş amacının yanında diğer doğal afetlerde de arama ve kurtarma çalışmalarına katılmaya başlamıştır. Türkiye'nin tam anlamıyla AKUT ile tanışması, 1999 Marmara depremi sonrasında olmuştur. AKUT Birleşmiş Milletler'in arama kurtarma organizasyonu olan INSARAG'a üye operasyonel bir ekiptir. Yunanistan, Tayvan, Mozambik, İran, Pakistan'daki afetlerde görev almıştır.
AKUT’un Görevleri Temel görevi, dağ ve diğer doğa kazalarında, doğal afetlerde, yetkili ve imkanı dahilinde tüm koşullarda, zor durumda kalmış, yardıma ihtiyacı olan, yardım talep eden herkesin yardımına koşmaktır
LÖSEV LÖSEV, 24 Eylül 2000 tarihinde, lösemili çocuklara özel, modern tıbbın tüm olanaklarını bünyesinde barındıran 2000'li yılların Lösemili Çocuklar Hastanesi-LÖSANTE'yi kurmuştur. Lösante bir hastane için; yataklı servisler, yoğun bakım, ayaktan tedavi üniteleri gibi gerekli olan tüm altyapıya sahiptir. Çağdaş standartların üzerinde yapılan, modern bir kan bankasının yanısıra gelişmiş laboratuvar koşullarına da sahip olan hastanemizde ailelerimizi barındıracağımız üniteler mevcuttur. Hastanemizin başka bir katı ise tiyatro, sinema, resim, müzik, oyun ve bilgisayar odaları olarak hazırlanarak, çocuklarımızın hastane ortamında bile eğitim almalarına ve iyi vakit geçirmelerine olanak tanımaktadır.
LÖSEV Bu hastanede 11 yılda 350'yi aşkın lösemili ve kan hastası yavrumuz muayeneden tahlile, kan temininden pijamasına kadar tamamen ücretsiz tedavi olmaktadır. %87'sinin geliri yoksulluk düzeyinin altındadır ve %12'sinin hiçbir güvencesi bulunmamaktadır. 3 yıllık tedavileri tamamen biten 100'ü aşkın hastamız yaşama "yeniden merhaba" diyerek sağlıklarına kavuşmuşlardır. Ama ne yazık ki her yıl 1200 - 1500 çocuğumuz lösemi hastalığına yakalanm14 Mart 2012aktadırlar. Ve löseminin tedavisi 250 000 - 500 000 TL'yi (250-500 milyar TL) bulmaktadır.
UNİCEF Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ya da UNICEF (İngilizce United Nations Childrens Fund) 1954 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından çocuk haklarının korunması adına tanıtım ve savunu çalışmaları yapmak, çocukların temel gereksinimlerinin karşılanmasına yardımcı olmak ve çocukların potansiyellerini eksiksiz biçimde gerçekleştirmek için fırsatlar yaratmak üzere görevlendirilmiş bir kuruluştur. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS) doğrultusunda faaliyet gösteren UNICEF, çocuk haklarına kalıcı etik ilkeler olarak yerleşiklik kazandırmak, çocuklara yönelik davranışları uluslararası standartlara kavuşturmak için çaba göstermektedir. Çocukların yaşatılması, korunması ve gelişiminin, insanlığın ilerlemesinde içsel, kalkınma açısından evrensel ölçekte geçerli zorunluluk olduğu konusunda ısrarlıdır
UNİCEF Siyasal kararlılığı ve maddi kaynakları harekete geçirerek, başta gelişmekte olanlar olmak üzere ülkelerin kapasitelerini geliştirmelerine, böylece çocuklara birinci önceliği tanıyıp gerek onlara gerekse ailelerine gerekli hizmetleri sağlayabilecek duruma gelmelerine yardımcı olmaktadır. En dezavantajlı konumda olan çocuklara, yani savaş kurbanlarına, aşırı yoksulluk içindekilere, doğal felaketlere uğrayanlara, siddet ve sömürünün her biçiminden zarar görenlere ve engellilere özel koruma sağlanmasına büyük önem vermektedir. Olağandışı durumlarda çocukların haklarının korunması için harekete geçmektedir. Diğer Birleşmiş Milletler örgütleri ve insani yardım kuruluşları ile eşgüdüm içinde hareket eden UNICEF böyle durumlarda çocukların ve onlara bakanların durumlarını rahatlatmak için elindeki imkânları işbirliği yaptığı kuruluşların hizmetine sunmaktadır. Taraf tutan bir kuruluş değildir ve ayrımcılık gözetmeden her tür işbirliğine açıktır. En dezavantajlı konumdaki çocuklarla gereksinimleri en acil olan ülkeler UNICEFin bütün çalışmalarında öncelik taşımaktadır.
(TÜRK EĞİTİM VAKFI) TEV Ülkemizde uzun yıllardan beri uygulanmak zorunda kalınan, toplumsal maliyeti çok yüksek, ekonomik istikrar programları karşısında, eğitim alanında gittikçe artan gereksinimleri ve istekleri salt Devlet tarafından karşılama olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, kamu kaynaklarının yetersiz kaldığı günümüzde, başta varlıklı vatandaşlarımız olmak üzere, herkesin gücü oranında milli eğitimimizin temel sorunlarının çözümüne destek olması büyük önem taşımaktadır. İşte, TEV, 4 Mayıs 1967 tarihinde merhum Vehbi Koç'un önderliğinde eğitime gönül vermiş 205 hayır sever tarafından bu misyonla kurulmuştur. Kurucular, o gün, gönlü yüce halkımıza aşağıdaki çağrıyı yapmışlardır.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN AMAÇLARI 1.Milli eğitimi geliştirici çalışmalar yapmak. 2.Okulların araç, gereç, kitap gibi ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak. 3.Her çeşit eğitim kurumunun açılmasına, yapılanmasına, onarımına yardımcı olmak. 4.Öğretmenlerin eğitim ve öğretim alanındaki etkinliklerini arttırıcı çalışmalarını ödüllendirmek. 5.Eğitimin geliştirilmesi amacı ile öğrenci ve öğretmenler arasında yarışmalar düzenlemektir.
TÜRKİYE EĞİTİMİ GÖNÜLLÜLERİ VAKFI Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, devlet tarafından verilen temel eğitime katkıda bulunmak”[1] amacıyla 23 Ocak 1995 tarihinde İstanbul’da kurulmuş eğitim vakfıdır. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), başta Suna Kıraç olmak üzere bir grup sanayici, yönetici ve akademisyenin girişimi ile 23 Ocak 1995 tarihinde kuruldu[1]. 55 kişilik bir mütevelli heyetiyle kurulan vakıf, ilk yıllarında burs sağlama, okul onarımları, gençlik merkezleri kurma gibi etkinlikler gerçekleştirdi. Ardından ilköğretim çağındaki çocuklara "okul dışı eğitim desteği" vermeye odaklandı. 16 yıl içerisinde Türkiye'nin eğitim alanında faaliyet gösteren en yaygın sivil toplum kuruluşu oldu[1] 2009 yılında Bakanlar Kurulu tarafından "izin almadan yardım toplama" hakkına sahip vakıflardan biri olarak tanındı[1].
UNESCO Birleşmiş Milletler Beratının uluslararası işbirliğiyle ilgili 9. bölüm 57. maddesi uyarınca kurulmuş “Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilâtı”nın (United Nations Edurational, Scientific and Cultural Organisation) kısaltılmış ismi. 14 Aralık 1946’da kurulmuştur. Teşkilât çalışmaları hakkında BM’ye rapor verir ve buradan teknik yardım görür. Ancak kendi organları, bütçesi ve diğer statüleri bakımından tamâmen bağımsızdır. Bütün BM üyeleri devletler aynı zamanda UNESCO’nun da üyesi olabilirler.
UNESCO AMAÇLARI UNESCO’nun Sosyal ve İnsan Bilimleri sektörünün temel amacı; insan onuru, özgürlük ve evrensel hukukun etkinliğinin arttırılması için gerekli olan sosyal dönüşümlerin sağlanması amacı ile bilgi, standartları oluşturmak ve entelektüel işbirliğini geliştirmektir. Sosyal ve İnsan Bilimleri toplumun içerisinde bulunduğu sosyal, kültürel ve ekonomik ortamın algılanması ve anlaşılması açısından çok önemli rol oynamaktadır. UNESCO Soysal Bilimler bağlamında mevcut durum ile yapılması gerekenler arasındaki boşluğun saptanmasında çeşitli çalışmalar yürütmektedir. UNESCO, söz konusu çalışmalara dayanarak etik ve insan hakları konusunda yapılması gerekenler, felsefe alanında yapılabilecekler ile sosyal bilimlerde deneysel araştırma yöntemleri konusunda plan ve politikalar oluşturmaktadır.
ADI:GÜL SOYADI:DEMİR OKULU:İMKB KARACADAĞ İÖO SINIFI:4/C NUMARASI:1200 İZLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER