HUKUK BİLGİSİNE GİRİŞ · Hak ve Hukuk tanımı · Hak ve Hukuk tanımı · Sosyal Hayatı Düzenleyen Kurallar Din Kuralları Ahlâk Kuralları Görgü Kuralları Hukuk Kuralları
GİRİŞ Hukuk (sözlük anlamı): Haklar. Kanunlar ilmi. Hukuk (sözlük anlamı): Haklar. Kanunlar ilmi. Kanunların ceza ile alakalı olmayıp, alacak-verecek davalarını ilgilendiren kısmı: hukuk davası, hukuk mahkemesi. Dostluk, ahbaplık. Hak: Doğruluk, batıl olmayan, adalet, birine ait olan şey, bir emeğin karşılığı, Allah (Cenab-ı Hak). Hukuk: Sosyal hayatta; şahıslar ile şahıslar veya şahıslar ile toplum arasındaki ilişkileri düzenleyen, maddi müeyyideli, yani, uyulması zorunlu kuralların bütünüdür.
DİN KURALLARI Din kuralları, Allah tarafından peygamberleri vasıtasıyla insanlara tebliğ edilmiş emir ve yasaklardır. Din kurallarının bir kısmı bu Dünya ile, diğer kısmı da öbür Dünya (Ahiret) ile ilgilidir. Bu nedenle, bunlara uyup uymamanın mükafat ve cezası da Dünya ve Ahiret’te verilir. Fertlere, topluma ve çevreye zarar vermenin cezası bu Dünya’da; Dünya’da verilemeyen cezalarla Allah’ın emir ve yasaklarına uymamanın cezası da Ahiret’te verilir. Örneğin; hırsızlık yapanın cezası bu Dünya’da, Allah’a şirk (ortak) koşmanın cezası Ahiret’te verilir. Dünyadaki cezaları verme yetkisi ve sorumluluğu “ulul-emr”e (yönetime) aittir, fertler ceza veremezler.
Dinler temel olarak ikiye ayrılırlar: 1-Hak (tek tanrı inançlı) dinler: Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet. 2-Batıl (Çok tanrı inançlı) dinler: Putperestlik, Totemizm vb.. Hak dinlerin sonuncusu olan İslamiyet, İlahi kitaba dayanan dinlerin hükümlerini tamamlamıştır. İslam Dininin esasları, Dünya ve Ahiret’e ilişkin bütün hükümleri kapsar.
İslam Dini üç temel esas üzerine kurulmuştur: 1. İtikat (İnanç), 2. İbadet (kulluk), 3. Muamelat (Ahlak ve davranışlar).
İslam Hukuku, inanç ve ibadetle ilgili hususları kişi ve Allah arasındaki samimi fiil ve davranışlara bırakmıştır. İnançta ve ibadette kasten kusurlu olanlar bunun hesabını Ahiret’te vereceklerdir. Muamelatta kusurlu olanların müeyyidesi ise bu Dünya’da uygulanır. Aksi taktirde, toplumsal düzenin bozulması ve insanlığın yok olması tehlikesi vardır. Bu yüzden, fertle fertler, fertle toplum arasındaki ilişkileri düzene koyan kurallar konulmuştur. İlk İslam Devletlerinde, özellikle Selçuklu ve Osmanlılarda bu kuralların dayandırıldığı deliller tespit edilmiştir. Örneğin, Osmanlı döneminde iki çeşit hukuk vardı: 1- Şer’i hukuk, 2- Örfi hukuk.
Şer’i hukukun delilleri: Asli Deliller Kitap (Kur’an-ı Kerim) Sünnet (Peygamberin sözleri ve davranışları) İcma (Kitap ve Sünnete aykırı olmayan hükümler, icma-i ümmet) Kıyas (Benzer hükümlerle mukayese sonucu varılan hükümler, içtihatlar) Fer’i Deliller İstihsan (Güzel bulma), İstihlah (Aykırı bulmama), Örf ve adetler (Toplumun benimsediği, İslam’a aykırı olmayan uygulamalar), Sahabe sözü (Peygamberi görenlerin sözleri), Geçmiş şeriatler (İslam’dan önceki peygamberlerin İslam’a aykırı olmayan şeriatleri),
Örfi hukukun delilleri: - Padişah fermanları - Gelenek ve görenekler
İslam hukuku, İslam bilim adamlarının her devirde, bu kaynak delilleri göz önünde bulundurarak geliştirdiği kurallar sayesinde giderek zenginleşmiş ve toplumsal düzenin sağlanmasını başarmıştır. Bu hukuk, Osmanlı döneminde altı asır uygulanmıştır. Ancak, hatalı ve keyfi uygulamaların İslam hukuku gibi gösterilmesi karışıklıklara sebep olmuştur. Cumhuriyetle birlikte, Türkiye’de Medeni Hukuk hükümleri uygulamaya konmuştur. Esasen hukuk “hakların korunması” olduğu için evrensel bir kavramdır. İslam düşüncesinin esası da bir anlamda hak ve hakların korunması ve sahibine iadesi olduğu için, bu sağlandığı taktirde, yapılan işlemlerin İslam’a da uygun olacağına inanılmıştır.
AHLAK KURALLARI Sosyal hayatta, şahısların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır. AHLAK KURALLARI § SÜBJEKTİF AHLAK KURALLARI (Şahsın kendi nefsine karşı uygulayacağı kurallar) § OBJEKTİF AHLAK KURALLARI (Şahısların birbirlerine karşı uygulanan kurallar) Ahlak kurallarının müeyyidesi manevidir. Bunlara uymayanlara ayıplama, küçük görme gibi tepkiler uygulanır.
olan hak ve sorumluluklardır. Ahlak kurallarının çoğu din temeline dayanır. Özellikle, İslam Dini ahlaka büyük önem vermiştir. Hz. Muhammet, “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” mealindeki hadisiyle bunu teyit etmektedir. İslama göre aklı başında olan her ferdin birtakım görev ve sorumlulukları vardır. Bunlar; Allah’a karşı, Peygambere karşı, Peygamberin ashabına (sahabilere) ve diğer peygamberlere karşı, Kendi nefsine karşı, Anne ve babaya karşı, Çocuklarına karşı, Akrabalarına karşı, Komşularına karşı, Diğer Müslümanlara karşı, Müslüman olmayanlara karşı, Diğer canlılara karşı, Cansız varlıklara karşı olan hak ve sorumluluklardır.
GÖRGÜ KURALLARI Bir kimsenin, herhangi bir olayda ne şekilde davranması gerektiğini gösteren kurallara “görgü” veya “muaşeret” kuralları denir. Bu davranış biçimleri toplumun çoğu veya bütününce kabul edilmiş olup, bu kurallara uymamanın müeyyidesi de manevidir. Görgüsüz, saygısız, vefasız, cahil vb.. sıfatlarla toplumun diğer fertleri tarafından ayıplanılar. Devletin bu kuralları zorla uygulatma yetkisi yoktur. Örneğin, bir toplumda herkesçe yadırganacak bir davranış biçimi sergileyen kimseye “görgüsüz” denir. Görgü kuralları toplumdan topluma, ülkeden ülkeye ve hatta farklı kültür kesimleri arasında değişebilen kurallardır. Örneğin, yeme, içme adabı, büyük-küçük ilişkileri, giyim-kuşam vb.. gibi…