KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇU TCK m. 160
TCK 160 Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Korunan Menfaat Korunan menfaat, mülkiyet hakkıdır. Malikin malın zilyetliğini kaybetmesi halinde dahi, mal ile malik arasında bir bağ bulunmaktadır. Bu bağ zayıf olsa dahi, hukuken korunmaktadır. Bu suç bağlamında, taşınır mal ile maliki arasında, mesafe girmesiyle zayıflamış olan mülkiyet hakkı korunmaktadır.
Maddi Unsur Fail Herhangi bir gerçek kişi bu suçun faili olabilir. Fail, kaybedilmiş malı bulan veya hata sonucu verilen malı ele geçiren kimsedir. Kaybedilmiş malı bulan veya hata sonucu ele geçiren kimsenin sahibine iade etmesi için bu eşyaları verdiği üçüncü kişi anılan eşyayı iade etmez ise bu suç değil güveni kötüye kullanma (TCK m. 155) suçu oluşur. Örneğin; A tarafından kaybedilen taşınır eşya B tarafından bulunmuş ve B, teslim etmesi için eşyayı A’nın arkadaşı C’yer vermiş ise C’nin bu eşya üzerinde tasarrufta bulunması güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacaktır.
Mağdur Bu suçun mağduru, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun mağduru, eşyanın malikidir. Daha açık bir deyişle, eşyayı kaybeden veya hata sonucu elden çıkaran kimse, suçun mağdurudur. Malı bizzat malikin kaybetmesi gerekmez. Mal dolaysız zilyed (malik dışında bir kimse) tarafından da kaybedilmiş olabilir. Fail veya mağdurun TCK m. 167. maddede sayılan kimselerden (altsoy, üst soy, evlat edinen, eşler, aynı konutta beraber yaşayan kardeşler vs.) olması ceza sorumluluğu kaldırmakta ya da azaltmaktadır.
Suçun Konusu Taşınmaz malların kaybedilmesi ya da bulunması gibi bir durum söz konusu olmadığından, bu suçun konusu taşınabilir mallardır. Hayvanların da bu suçun konusu olabilmesi mümkündür. Örneğin, bir kimsenin sürüsüne bir koyun karışıp da, sürünün sahibi tarafında bu husus bilinerek bu koyun satılırsa, anılan suç oluşacaktır. Ancak, sürü sahibi hayvanın kime ait olduğunu biliyor ise bu durumda hırsızlık suçu oluşur.
Kaybedilmiş eşya, malın sahibinin nerede olduğunu bilmediği ve eşyanın egemenlik alanında çıkması dolayısıyla ona sahip olma olanağının da kalmamış olduğu eşyadır. Eşya, evin içerisinde ve fakat nerede olduğu bilinmiyor ise, bu halde hale malikin egemenlik alanındadır ve kaybolmuş eşyadan bahsedilemez. Malın malikin tasarruf alanı dışına çıkmadığı, hakimiyet alanı içerisinde olduğu hallerde malik, o malın nerede olduğunu bilmese bile kaybolmuş eşyadan söz edilemeyecektir. Fail, eşyayı bulmalı veya hataen eline geçirmelidir. Fail, bulduğu ya da hataen ele geçirdiği eşya üzerinde zilyetliğini tesis etmelidir. Malı gören ve fakat bulunduğu yerden almayan kimse bu suçu işlemiş olmaz.
Hataen ele geçmede ise, mağdur zilyedliğin devrinde hataya düşmüş olmalıdır. Zilyedliğin devri dışındaki bir hususta hata bu suçun oluşmasını engeller. Çok kıymetli bir eşyayı değerini bilmediğinden çok ucuza satan bir kimse, eşyanın fiyatı konusunda hataya düşmüşse, zilyedliğin devrinde hataya düşmüş değildir. Böyle hallerde mağdur, fail tarafından bilerek hataya düşürülmüş ise dolandırıcılık suçu; failin etkisi olmaksızın kendisi hataya düşmüş ise (failin hileli bir hareketi olmaksızın) olay hukuki uyuşmazlık (gabin) kapsamındadır.
Eğer fail suç konusu eşyayı hataen ele geçirir ve suç eşyası olduğunu bilir ise, bu halde TCK m. 166 da düzenlenen “Bilgi Vermeme” suçu oluşur. TCK m. 166: “ Bir hukukî ilişkiye dayalı olarak elde ettiği eşyanın, esasında suç işlemek suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla elde edildiğini öğrenmesine rağmen, suçu takibe yetkili makamlara vakit geçirmeksizin bildirimde bulunmayan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hareket/Netice Suçun hareket unsuru, kaybolmak suretiyle malikin egemenlik alanından çıkan ya da hata sonucu ele geçirilen eşyayı malikine iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, onun üzerinde malik gibi tasarrufta bulunma hususudur. Gerçekte kaybolmuş eşyayı bulan kimse TMK’nın 769. ve 774. maddelerine uygun bir biçimde davranmalıdır. TMK m. 769’a göre: Kaybedilmiş bir şeyi bulan kimse, malın sahibine, sahibini bilmiyorsa kolluk kuvvetlerine, köylerde muhtara bildirmek veya araştırma yapmak ve gerektiğinde ilan etmek zorundadır. Bulunan şey önemli ölçüde değerli ise, her halde kolluk kuvvetlerine veya muhtara bildirmek gerekir. Oturulan bir evde veya işyerinde ya da kamu hizmeti görülen yerde bir şey bulan kimse, bunu o yer sahibine veya kiracıya ya da kamu hizmeti görülen yerde denetim ve gözetim ile görevli olanlara teslim etmek zorundadır.
TMK m. 774 Su, rüzgar, çığ veya diğer doğal güçlerin etkisiyle veya rastlantı sonucunda taşınır mallar veya hayvanlar kimin egemenlik alanına girerse, o kimse kaybolan eşyayı bulanın haklarına sahip ve yükümlülüklerine tabi olur. Başkasının kovanına göçen arı oğulu, bir bedel ödenmesi gerekmeksizin kovan malikinin olur.
Fail, TMK’da sayılan bu yükümlülükleri yapmak yerine, malik gibi tasarrufta bulunur ise, TCK m. 160’da yer alan suç oluşur. Ancak fail, herhangi bir araştırmaya gerek olmaksızın malikin kim olduğunu biliyor ise veya SAHİBİ BİLİNEN MAL KAYBOLMUŞ SAYILMAZ. (Yargıtay CGK. 10.06.1997 tarih ve 132/151) Sahibi biliniyor ve bu suretle mal üzerinde tasarruf ediliyor ise, hırsızlık suçu oluşur. Terzinin, elbisenin cebinden çıkan parayı harcaması, veznedarın kendisine fazladan verdiği parayı harcaması TCK m. 160’a örnek verilebilir.
Manevi Unsur Suç, kasten işlenen bir suçtur. Failin kastı, hem eşyanın kaybolduğunu veya hataen ele geçtiği hususlarını hem de malik gibi tasarruf eylemini içermesi gerekmektedir. Fail eşyayı terk edilmiş zannederek mülk edinir ise, TCK m. 30/1 (hata) söz konusu olur. Bir çobanın sürüsüne karışan koyunu, fark etmeksizin satmasında kast olmayacağı için suç oluşmaz. (Hata hükümleri TCK m. 30/1) Fail, bulduğu malı bir başkasına teslim etmiş ise bu aşamadan sonra malı bulan kimsenin sorumluluğundan söz edilemez. Malı bulan kimse, malın sahibine bütün aramalara rağmen ulaşamamış ise, malın sahibi malını geri almamış ise, bu durumda artık kaybedilmiş değil TERKEDİLMİŞ mal vardır ve bu türden bir malı malikmiş gibi tasarruf etmekte kast yoktur. Fail, malı bulduğunu sahibine haber vermiş ancak, masraf ve ikramiye istemiş ise (TMK 771’e göre) bu halde suç kastın söz edilemez.
Fail, eşyanın sahibini bulmak için azami gayret sarf etmiş ise, bu halde de suç kastının bulunmadığına karar verilmelidir. Örneğin; failin hesabına bir miktar havale gelmiş ve fail uzun süre göndereni parayı iade etmek için aramış, ancak bulamamış ve bankaya da gerekli bildirimi yapmış ise failin bu parayı zilyedliğinde bulundurması halinde suç kastının varlığından söz edilemez.
….Zimmet suçunun, malın geçici bir süre TCK m. 160 bakımından kast, zilyedliğin devrinden sonra ortaya çıkmaktadır. Oysa hırsızlık ve dolandırıcılıkta zilyedliğin devrinden önce suç kastının varlığı esastır. Mal, kamu görevlisine teslim edilmiş ise kamu görevlisinin bu mal üzerinde malik gibi tasarrufta bulunması zimmet suçunu oluşturur. TCK m. 247’ye göre: “Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. ….Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.”
Yargıtay Kararları Suça konu köpeğin, arazide hayvan otlatırken tanık N.C. Tarafından bulunarak köye getirilmesi sonrasında sanığın evine geldiği ve sanığında çocuğunun istemesi ve terk edilmiş olduğu zannıyla bu köpeği alıp beslediğinin anlaşılması karşısında yöresel koşullar dikkate alınarak suç kastının varlığından söz edilemez. (Yar.. 11. CD. 17.06.2002, E. 5328/5860)
Sanığın öteden beri tanıdığı müştekinin, dükkanında unuttuğu altınları başkasına satmak amacıyla götürdüğünün anlaşılmasına göre eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu…(Yar. 6 CD. 04.07.1989, 5410/6618) Yol kenarındaki boş arsaya bırakılmış kamyon lastiğini buradan alıp 3 ay beklettikten sonra sahibinin çıkmaması üzerine satmak isterken yakalanan sanığın eylemi kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf suçunu oluşturur. (Yar. 6 CD. 14.10.1993, 5455/7602)
Sanığın, Songül Çelik adına gelen havalenin soyadı benzerliğinden dolayı, banka görevlisi tarafından hata sonucu kendisine ödenmesinden sonra durumun fark edilip, bu havale bedelini istenmesine rağmen iade etmeyerek sahiplenmekten ibaret eylemi hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu oluşturur. (Yar. 11 CD. 28.03.2007 tarih ve 2005/8138)
Sosyal Mesaj “Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, Adaletli davranıp tek başına kalman iyidir.” MAHATMA GHANDI