Ders 1: Fotoğrafın tarih öncesi Fotoğrafın Tarihi Ders 1: Fotoğrafın tarih öncesi Metin Ersoy Faculty of Communication and Media Studies
Fotoğrafın Tarihi İnsanoğlu tarihin ilk günlerinden başlayarak düşüncelerini, duygularını bir yüzey üzerine aktarmaya çalışmıştır. Mağara duvarına bizon resmini çizen insandan başlayarak, tarih içinde insanoğlu çeşitli yüzeyleri; çizerek, boyayarak ve baskı tekniğiyle kullanmıştır.
Fotoğrafın Tarihi İnsanoğlu, 1800’lü yılların ortalarında, ışığı ve ışığa karşı duyarlı bir yüzeyi kullanarak nesnelerin görüntülerini yüzey üzerine kaydederek sabitleştirme tekniğini bulmuştur. Yüzeyi, pozlayarak kullanan bu yeni buluş FOTOĞRAFTIR.
Fotoğrafın Tarihi Fotoğraf, bulunduğu dönemden başlayarak dünyanın dört bir köşesine yayılmıştır. Günümüzde her düzeydeki insanın hayatında fotoğraf yer almaktadır. Doğumdan ölüme kadar çeşitli şekillerde fotoğrafla birlikteyiz.
Fotoğrafın Tarihi Peki, yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olan FOTOĞRAF nedir? Fotoğraf, tekniği açısından fizik ve kimya bilimleriyle ilgilidir. Bir yüzey üzerinde optik yardımıyla görüntünün oluşturulması fizik bilimiyle, bu görüntünün çeşitli kimyasal maddeleri kullanarak bir yüzeye kaydedilmesi ve sabitlenmesi de kimya bilimiyle ilgilidir.
Fotoğrafın Tarihi İÖ beşinci yüzyılda Çinli filozof Mo Ti, yüzey üzerinde görüntü oluşturmakla ilgili bir gözleminden söz etmektedir. Dört tarafı kapalı bir karanlık odanın, bir duvarının tam orta noktasına iğneyle bir delik açıp ve deliğin karşısına gelen duvara, odanın içinden, ipek perde asıldığında ortaya çıkan sonuç şudur:
Fotoğrafın Tarihi İğne deliğinden giren güneş ışığı, ipek perdeye yansır ve iğne deliğinin önündeki nesnelerin görüntüsü, sağ-sol ve alt-üst ters olarak ipek perde üzerinde görülür. İğne deliği fotoğraf makinesi diye adlandırılacak olan bu ilkel aygıt, günümüzde hala en basit şekilde fotoğraf elde etme yöntemi olarak kullanılmaktadır.
Fotoğrafın Tarihi İğne deliğinden giren ışık, kuşkusuz net ve keskin bir görüntü oluşturmuyordu. On altıncı yüzyılın ortalarında karanlık kutuya mercek eklendi. Rönesans döneminin genç İtalyan bilim adamlarından Giovanni Battista Della Porta (1535-1615) Doğa Büyüsü (1553) adlı eserinde, iğne deliği yerine mercek yerleştirerek daha net ve keskin görüntü elde edileceğinden söz etmiştir.
Fotoğrafın Tarihi Karanlık kutu mercekle birleştikten sonra hızla yaygınlaştı, özellikle taşınabilir karanlık kutular sanatçılar tarafından çok kullanıldı. Ressamlar, resmetmek istedikleri doğa manzaraları için karanlık kutudan yararlandılar.
Fotoğrafın Tarihi
Fotoğrafın Tarihi Zaman içinde karanlık kutuya bazı eklemeler yapıldı. Önce mercek eklendi ve daha sonra günümüzün refleks fotoğraf makinelerinde olduğu gibi merceğin arkasına 45 derece açıyla duran bir ayna yerleştirilerek, görüntünün merceğin arkası yerine doğrudan yukarıya yansıtılması sağlandı.
Fotoğrafın Tarihi 18. yüzyıla gelindiğinde, karanlık kutunun verdiği görüntü, yüzey üzerindeki gölge gibi kalıcı olmayan, yansıma bir görüntüydü. Karanlık kutudaki görüntünün kalıcı olması, bir yüzey üzerine zapt edilmesi için kimya bilimiyle ilgili bazı temel gelişmeleri beklemek gerekecektir.
Fotoğrafın Tarihi Fotoğrafın Bulunuşu – Niépce Kağıt ve kalem kullanmadan, görüntüyü ortaya çıkartan ışığı kullanarak, görüntünün sabitleştirilmesi nasıl sağlanabilirdi? İnsanoğlu düşüncelerini bu yönde sürdürdü ve sonunda fotoğrafa ulaştı. Fotoğrafın ortaya çıkmasıyla ilgili ikinci temel konu, bir nesnenin görüntüsünün bir yüzey üzerine kaydedilerek sabitleştirilmesidir. Alman doğa bilimcisi Johann Heinrich Schulze (1687-1744) gümüz nitratın güneş ışığından etkilenerek karadığını keşfetti (1725).
Fotoğrafın Tarihi Karanlık kutunun sağladığı görüntüyü, yüzey üzerinde sabitleştirebilmek için, ışığa duyarlı olan ve ışıktan etkilenerek tonu değişen bazı kimyasal maddelerle özellikle de gümüş nitrat ve gümüş klorür üzerinde daha detaylı çalışmalar gerekmiştir.
Fotoğrafın Tarihi Thomas Wedgwood (1771-1805) ilk kez ışığı kullanarak, yani pozlama yoluyla bir nesnenin görüntüsünü yüzey üzerine kayıt etmeyi başardı. Wedgwood, yüzey üzerine kimyasal yoldan görüntü kayıt etmeyi başarmıştır ancak kalıcı olmasını sağlayamamıştır.
Fotoğrafın Tarihi Aynı dönemde, litografi (taş baskı) adı verilen yeni bir yöntemle görüntüler kopya edilerek çoğaltılmaya başlandı. Kireç taşının kimyasal özelliklerinden yararlanılarak geliştirilen taş baskı tekniği, on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında Avrupa’da yayılmaya başladı.
Fotoğrafın Tarihi Bu yöntem, fotoğrafın öncülerinden Joseph Nicéphore Niépce’nin (176-1833) dikkatini çekti. Niépce, taş baskı tekniğiyle çeşitli denemeler yaptı. Mürekkeğ ve çeşitli vernikleri kimyasal yollarla karıştırdı ve gümüş tuzlarıyla duyarlı hale getirilmiş bir vernik alaşımını kullanarak gravür kopyalamayı başardı.
Fotoğrafın Tarihi Niépce, 1815’te duyarlı yüzeyi karanlık odada pozlandırma düşüncesini geliştirdi. 1816’da Niépce, ilk sonuçlarını aldı; konunun koyu bölümlerini açık, açık bölümlerini de koyu olarak yüzey üzerine kayıt etmeyi başardı. Böylece Niépce, Wedgwood’tan habersiz karanlık kutuyu kullanarak görüntü kayıt etmeyi başardı.
Niépce’nin elde ettiği bu görüntü daha sonraki yıllarda fotoğrafçılıkta çok sık kullanılacak olan negatif görüntüydü. 1827 yılında ise fotoğraf makinesini kullanarak tarihin bilinen ilk fotoğrafı olarak evinin ahırını resmetti. Niépce, bu fotoğrafı sekiz saat gibi çok uzun bir süre pozlayarak çekti.
Fotoğrafın Tarihi Niepce, Chalon-sur-Saône'da çektiği bu fotoğrafta bir kır evinin bahçesini görüntüledi.
Fotoğrafın Tarihi Bu pozlama süresinde güneş, binanın etrafında hareket ettiği için gölgeler birbirine karıştı ve sonuç olarak netsiz bir fotoğraf ortaya çıktı.