...sınırlar çizilmeden, duvarlar örülmeden... ANADOLU GÖÇER KÜLTÜRÜ ...sınırlar çizilmeden, duvarlar örülmeden... Prof. Dr. M. Muhtar Kutlu Ankara Üniversitesi DTCF Halkbilim Bölümü
KAVRAMSAL ÇERÇEVE GÖÇ ve GÖÇEBELİK
Göç kavramı, her şeyden önce insanın coğrafi hareketliliğine ve bu hareketliliğin yol açtığı nüfus dinamiğine gönderme yapar. İnsan türü diğer canlı türlerinin aksine, temel ihtiyaçlarını gidermek için yarattığı uyum stratejilerden biri olarak, dünyanın nerede ise tamamına yerleşmiş ve kendi yaşam alanını (habitatını) inşa etmiştir.
Özellikle nüfus artışı gibi bir baskı karşısında, insanın görece boş, yeni ve yaşanabilir alanlara doğru hareket etmesi, göç olgusuna işlerlik kazandırmıştır. Savaşlar, fetihler, kıtlık, büyük salgınlar, önemli iklim değişiklikleri, ideolojik baskılar; Avcılık-toplayıcılıkla başlayan, pastoralist yaşam (göçebe çobanlık/göçebe hayvancılık), transhumans, kentleşme, tehcir, işsizlik gibi etkenler göçe neden olurlar.
Gönüllü (ekonomik) göç, Kalkınma projelerine bağlı zorunlu göç, Doğal afetlere ve/veya kıtlığa bağlı göç, Etnik temizlik (tehcir), Siyasal sığınmacılık, Nüfus mübadeleleri, Yasal/yasa dışı, bireysel/toplu, ulusal/uluslararası göçler, Her biri kendine özgü özellikler gösteren ve farklı çözüm dizgeleri gerektiren olgulardır.
Bizim söz konusu ettiğimiz, göç ve göçmek eylemini de içinde barındıran, bir yaşam biçimi, besin elde etme faaliyeti / Yiyecek üretim ekonomisinin farklı bir biçimi, yani bir uyum stratejisi olan GÖÇEBELİK. O nasıl bir şey…