XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar derebeylik (feodal) düzenin hâkim olduğu Japonya, dış dünyaya kapalı bir ülkeydi. Şogun adı verilen ordu komutanı bu derebeylerin en güçlüsünden seçiliyordu. Asıl güç Şogun'un elindeydi.
Batılı devletler ticari gerekçelerle Japonya'yı kapılarını kendilerine açması için zorlamaya başlamasıyla 1854'te Batılı devletlerle ticari anlaşmalar yapıldı. Ancak Japonya'nın Batı'ya açılımı, ülkede tepkiyle karşılandı ve anlaşmayı imzalamakla suçlanan Şogun yönetimi, ülke üzerindeki etkisini kaybetti.
1867'de genç yaşta tahta geçen İmparator Mutsuhito'nun aydınların Batı tarzı yenilikler yapılması fikirlerine destek vermesiyle Japonya'da "Meiji Restorasyonu" denilen reform süreci başlamış oldu.
1868'de feodal düzen yıkılarak Batı tarzı hükümet kuruldu 1868'de feodal düzen yıkılarak Batı tarzı hükümet kuruldu. Hukuk sisteminde reform yapılarak Prusya-Alman modeline dayalı yeni bir anayasa oluşturuldu. Çok değişik alanlarda yenilikler yapıldı.
Japonya'nın ihracatı, özellikle ipek ve tekstil dalında yükselişe geçti. Tüm bu gelişmelerin ardında "güçlü ordusu olan zengin bir ülke olma" ideali vardı.
Gerçekleştirilen bu reformlarla kısa sürede gelişen Japonya XIX Gerçekleştirilen bu reformlarla kısa sürede gelişen Japonya XIX. yüzyılın sonlarında güçlü bir devlet hâline geldi.
Sanayileşen fakat hammadde açısından fakir olan Japonya Asya kıtasına ulaşmak için yayılmacı bir politika izlemeye başladı. Çin'in yönetimindeki Kore'yi ele geçirmek isteyince Çin'le karşı karşıya geldi.
İki devlet arasında yapılan savaşta galip gelen Japonya, Batılı devletler ve Rusya'nın tepkisi nedeniyle elde ettiği toprakları Çin'e geri verdi.
Çin toprakları Japonya ve Rusya arasında rekabet alanı hâline geldi Çin toprakları Japonya ve Rusya arasında rekabet alanı hâline geldi. Rusya ile Japonya arasında 1904-1905 savaşı çıktı. Rusya bu savaşta yenilerek Çin ve Kore üzerindeki etkisini kaybetti.
Japonya bir süre sonra Kore'yi topraklarına katarken Rusya ve Çine karşı elde ettiği başarılarla Uzak Doğu'da yeni bir güç olarak ortaya çıktı.
Ana ve babaların çocuklarına bağışlayabilecekleri en güzel miras, günlük zamanlarından bir kaç dakikadır. O.A. Batista