Sinemada Kurgu-1 Tarihçe.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
BETİMLEYİCİ ANLATIM Bu tekniği uygulayan yazarın amacı, okuyucunun görmediği bir görüntüyü, olayı, yeri, okuyucunun kafasında canlandırmaktır. Yazar.
Advertisements

A1PEMBE SINIF SAĞLIKLI BESLENME VE YAŞAM PROJE SUNUMU
1/20 Yazı Türleri “Seçilmiş bir konu üzerinde, yapılan araştırma ve incelemelerin sonucunu bildiren yazılara denir.” Yukarıda hangi türün tanımı yapılmıştır.
HAZIRLAYAN: TDE ÖĞRETMENİ BURCU ARICAN
A-BİLİŞSEL GELİŞİM İlk İki Yılda Görülen Bilişsel Gelişim : Bebek doğumunun ilk gününden itibaren çevresini keşfetme çabasına başlar. Keşif çabasında.
1) Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazlılardır. Bu türde, yazar ele aldığı.
Drama Lİderİnİn Yetİştİrİlmesİnde Çağdaş Sanat Akımlarının Yerİ
->Tiyatro Nedir? ->Tiyatronun Geçmişi
6. EYLEM KİPİNDE ANLAM KAYMASI.
REKLAMCILIK Hafta 7.
CÜMLEDE ANLAM Cümle anlamı, verilen bir cümlenin anlamını bulup ifade edebilmekle ilgilidir. Yani bir cümleyi aynı anlama gelecek şekilde biraz daha farklı.
Klasik Anlatı Sineması
“Sunum Tuzaklarını Önleme”
HUGO MUNSTERBERG HUGO MUNSTERBERG KİMDİR? BİÇİM VE İŞLEV KONU PSİKOLOJİ İLE İLGİSİ SONUÇ OLARAK.
Laura Mulvey’nin Kadının Sinemadaki Temsiline Yaklaşımı
TİYATRO ve GÖLGE OYUNU.
T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
3.Ünite Öğrenme,Bellek,Düşünme DÜŞÜNMENİN YAPITAŞLARI
SORU EKİNİN YAZILIŞI ?.
Yapım Unsurları Hedef kitleye ulaşmak için değişik unsurlardan faydalanılır. Hedef kitlenin dikkatini çekmeyen yapımların ya eksik içerik ya da teknik.
EĞİTİMDE YARATICI DRAMA
Hangi duygularımız var ve bu duyguları nasıl ifade ediyoruz? Drama yaparak her duyguyu yaşadık. Parmak izlerimiz farklımıdır? deneyi ile büyüteçle tanıştık..
GÖRSEL OKUMA GÖRSEL SUNU Yrd. Doç Dr. Özcan PALAVAN
Anlamlandırma.
ROL OYNAMA ve DRAMA.
KOMPOZİSYON YAZMA GİRİŞ BÖLÜMÜ.
14 - KAVRAM HARİTALARI KAVRAM HARİTALARI.
Ulaş YILDIRIM TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sanat ve Tasarım SAT Bilgisayar Grafiği 2011.
1986’da çekilmiş bir fotoğraf..Dalgalar metre uzunluğunda ve dikkatli bakın yaşlı bir adam denizde yatıyor gibi..Kaynak kesin montaj yok..
GÖSTERMEYE BAĞLI DÜZYAZI TÜRLERİ
Fiiller (Eylemler).
HAZIRLAYAN:SONER ÖZTÜRK
SANAT TARİHİ Nurdan Gül Kökten.
Kemal sunal’ ın hayatı 1944 yılında İstanbul’da doğdu. Vefa Lisesi’nden mezun oldu. Sanat hayatı, “Zoraki Tabip” adlı tiyatro oyunuyla başladı.
Sevgili Öğrencilerim Yoğun bir çalışma sonrasında İyi bir tatili hakkettiğinize inanıyorum.Yine de tatilinizde Kitap okumayı ve konu tekrarları yapmayı.
NEDİR TİYATRO?.
KIZ KARDEŞİM MOMMO.
ONUR ÜNLÜ.
EĞİTİMDE YARATICI DRAMA
ENVER AYSEVER ‘’Yazarlık sabır, beceri ve süreklilik gerektiren bir işçilikse eğer, bunun yineleneceği ortamın nasıl olduğunun pek önemi yoktur. Çalışkan.
Sembolik Düşünce Nedir
EGE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI YARATICI YENİLİKÇİ ÖĞRETMEN SEMİNERİ “YARATTIKÇA YAZ ATÖLYESİ” AYDAN AYKAÇ S. YUSUF ÇAĞLAYAN 16 Nisan 2011.
KÜÇÜK SANATÇILAR ÖYKÜ YAZIYOR
FİGHT CLUB – DÖVÜŞ KULÜBÜ
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TEKNİK BİLİMLER M. Y
Bilimde Tarihe Geçmiş Bilim Adamları
PROGRAMLAMAYA GİRİŞ VE ALGORİTMA
PROGRAMLAMAYA GİRİŞ VE ALGORİTMA
William Wyler Hayatı ve Filmleri
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YARATICILIK VE SANAT EĞİTİMİ
SANAT FELSEFESİSANAT FELSEFESİ Sanatçı Sanat Eserinin Özellikleri Ve NitelikleriSanat Eserinin Özellikleri Ve Nitelikleri.
KONU:NOKTALAMA İŞARETLERİ SUNUSU
Yaratıcı Drama.
PROGRAMLAMAYA GİRİŞ VE ALGORİTMA
KARDELEN Sinopsis : Ataerkil bir sistemde yetişen bireyin kend i kızının eğitim hakkını elinden alması ve kızının daha sonrasındaki başarı hikayesi.
Western / kovboy filmleri
1. Seyirlik yer antik tiyatro Tiyatro sözcüğü Yunanca'da "seyirlik yeri" anlamına gelen "theatron"dan türetilmiş, dilimize İtalyanca'daki "teatro" sözcüğünden.
PROGRAMLAMAYA GİRİŞ VE ALGORİTMA
Biyografi Nedir? Ünlü bir yazarın, oyuncunun, bilim insanının, profesörün, tarihçinin kısaca önemli insanların hayatını başka.
AÇIK-KOYU / IŞIK GÖLGE.
“Sunum Tuzaklarını Önleme”
Kamera Açıları.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
“Sunum Tuzaklarını Önleme”
Uzamsal Düşünme Mekanda konum Parça-bütün ve Alan ilişkisi
Altı Şapkalı Düşünme Tekniği
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
MEDYA OKUR YAZARLIĞI ve Temel İlkeler
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
1 EĞİTİMDE YARATICI DRAMA EĞİTİMDE YARATICI DRAMA.
Sunum transkripti:

Sinemada Kurgu-1 Tarihçe

Sinema başladığında kurgu bilinmiyordu Sinema başladığında kurgu bilinmiyordu. Sinematografın mucitleri olan Lumière kardeşler kameranın magazinine sığdığı kadarıyla filmi hiç kesmeden çekiyorlardı. İlk filmler genellikle gerçek hayattan bir kesit (Trenin Ciotat Garına Girişi) ya da tiyatro gibi kameranın önünde yapılan canlandırmalardı (Sulanan Bahçıvan).

Sahnede illüzyon gösterileri yapan Georges Méliès başlangıçta gösterilerinde kullandığı kamera ile yeni bir dünya yaratabileceğini keşfederek sinemada öykü anlatımının yolunu açtı. Méliès hızlandırılmış ve yavaşlatılmış hareket, maskeleme, bindirme, zincirleme, kararma, hareketsiz görüntü gibi, bugün de kullanılan teknikleri keşfetti. Belki de keşiflerinin en önemlisi sinematograf aracılığıyla hikaye anlatılabileceğini ve seyircinin görüntünün doğal akışının bozulmasını kabul edebileceğini göstermesi olmuştur.

George Albert Smith’in yakın plan kullanmaya başlamasıyla, perdede bir insanın tamamının değil, bir parçasını görülmesinin de seyircinin algılamasını etkilemeyeceği anlaşıldı. Edwin S. Porter paralel kurguyu keşfetti. Böylece başlangıçta film kurgusunda mekânda birlik ilkesi korunurken, seyircinin mekânlar arasında mekik dokuması mümkün hale geldi. (Bir Amerikan İtfaiyecisinin Yaşamı)

David W. Griffith ise Hoşgörüsüzlük filminde seyirciyi sadece mekânlar arasında değil, yüzyıllar arasında gezdirerek sinemada anlamsal bütünlüğün zaman ve mekân birliğinden daha önemli olduğunu göstermiş oldu.

Sinema kuramsal bakımdan ilk önemli atılımını SSCB’de kurulan Sinema Okulu’nda gerçekleştirdi. Lenin’in Sovyet devrimini okur-yazar olmayan halka benimsetmek için önemli bir araç olarak gördüğü sinemada devrimci bir dil geliştirmek amaçlanmıştı. Burada ders veren ve filmler çeken Lev Kuleshov kurgunun sinemadaki yerine dikkat çekti.

Kuleshov etkisi: Kuleshov görüntülerin sıralanmasının önemini bir deneyle gösterdi. Bir oyuncunun ifadesiz yüzünü çekti. Ardından bu yüzü üç farklı şeyle birleştirdi ve herbirini farklı izleyicilere gösterdi. Çorba ile birleştirdiği görüntüyü izleyenler, oyuncunun açlık duygusunu ifadesine; Tabuttaki kız ile birleştirdiğini izleyenler, oyuncunun kederini ifadesine; Koltuğa uzanmış kadın ile birleştirdiği görüntüyü izleyenler ise oyuncunun şehvet duygusunu ifadesine hayran kaldılar. Böylece Kuleshov görüntülerin sıralanmasının anlamı değiştireceğini ortaya koymuş oldu.

Yaratıcı coğrafya: Kuleshov başka çalışmalarında seyircinin gördüğü parçaları anlamlı bir bütün haline getirdiğini kanıtladı. Yaratıcı coğrafya deneyinde farklı yerlerde çekilmiş film parçalarını birleştirdi. 1. Bir adam soldan sağa yürür. 2. Bir kadın sağdan sola yürür. 3. Adam ve kadın karşılaşır, el sıkışırlar. Adam bir yeri gösterir. 4. Büyük beyaz bir yapı görünür, önünde geniş merdivenleri vardır. 5. Adam ve kadın merdivenlerden çıkarlar. Seyirci bu kişilerin aynı yerde olduğunu, karşılaştığını ve adamın kadını bir eve davet ettiğini gördü. Oysa adamın yürüdüğü ilk plan G.U.M. binası yakınında, kadının yürüdüğü ikinci plan Gogol heykeli yakınında, karşılaşıp el sıkışmaları Bolşoy Tiyatrosu yakınında çekilmişti. Adamın gösterdiği beyaz yapı bir Amerikan filminden alınmıştı ve Beyaz Saray’dı. Merdivenlerden çıktıkları sahne ise Saint Saviour Katedralinde çekilmişti.

Yaratıcı anatomi: Kuleshov bu deneyinde de farklı kadınların ayrıntı planlarını kurguladı. Kadınlar giyiniyor, makyaj yapıyordu. Ancak bu ayrıntıları birleştirdiğinde seyirci tek bir kadının hazırlandığını düşündü. Dolayısıyla uygun biçimde kurgulandığında seyircinin parçaları zihninde bütünleştirdiği anlaşılmış oldu.

Vsevolod Pudovkin, Kuleshov’un öğrencisiydi ve kurgu hakkında düşünmeye devam etti. Çekimlerin sözcükler gibi birleştirilerek kurgu cümleleri oluşturduğunu söyledi. Olayın kendisi ile perdede temsil edilmesi arasında bir fark olduğunu, dolayısıyla sinemanın bir sanat olduğunu dile getirdi. Ona göre filme konu olan olay, parçalara ayrılarak çekilir ve bu parçalar biraraya getirilerek, tıpkı tuğlaların üst üste konması gibi, filmi oluşturur. Pudovkin buna “Kurucu/İnşa edici Kurgu” adını verir. “Film çevirilmez, imajları kullanarak inşa edilir.”

Pudovkin beş temel kurgu tipi ortaya koydu: Kontrast Koşutluk Simgecilik Eşzamanlılık Yinelemeli motif (leitmotive). Daha sonra, bunlardan ayrı olarak bağlantısal kurgu (relational editing) ve bağlantı (linkage) adı verilen, çekimler arasındaki karşılıklı etkileşim kuramını geliştirdi.