Yeryüzünde coğrafi şartlara bağlı olarak ırk, din, dil, yaşam tarzı, bakımından birbirinden farklı birçok medeniyet doğmuş ve gelişmiştir. İlk uygarlıklar Irak’taki Dicle ve Fırat, Mısır’daki Nil, Pakistan’daki İndus ve Çin’deki Huang (Sarı ırmak) gibi büyük ırmakların verimli alüvyon ovalarında ortaya çıkmıştır. Bu ortamların tarım topluluklarını sulamaya muhtaç bırakan kurak ortam ve taş, metal, odun gibi hammadde kaynaklarına kolay ulaşma gibi birçok ortak özelliği vardır.
Fırat – Dicle, Nil ve İndus bölgeleri muhtemelen ilk kentlerin ortaya çıkışından epey önce ticaretle birbirlerine bağlanmıştır. Çin Uygarlığı, İnka ve Mayalar ise bunlara göre birbirinden daha kopuk olarak gelişmiştir. Bu medeniyetlerin oluşmasına coğrafi şartlarla birlikte farklı toplumların katkısı olmuştur. Kurulan medeniyetler isimlerini daha çok kuruldukları bölgelerden alırlar. Çin Medeniyeti, Mezopotamya Medeniyetleri, Mısır Medeniyeti, Hint medeniyetleri bunlara örnektir.
Mezopotamya Uygarlığı Mezopotamya Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölgedir. Verimli toprakları ve uygun iklim şartları nedeniyle çok eski zamanlardan beri yoğun göçe sahne olmuş Mezopotamya, birçok farklı kültür ve halkın karıştığı bir bölge olmuştur. Bu yüzden birçok medeniyet burada gelişim göstermiştir. Bilinen ilk okuryazar topluluklara ev sahipliği yapmıştır. Bu yüzden Mezopotamya “ Medeniyetler Beşiği ” olarak da anılır.
Mısır Uygarlığı Mısır medeniyeti Kuzey Afrika’da Nil Nehri ve etrafında kurulmuştur. Etrafının çöllerle kaplı olması diğer medeniyetlerle etkileşiminin daha az olmasına neden olmuştur. Bu nedenle Mısır medeniyeti kendine özgü özelliklere sahiptir. Mısırlıların medeniyete geçişinde; neolitik yerleşmelerin varlığı, Nil Nehri ve Mezopotamya uygarlığı etkili olmuştur.
Mısırlılar Hiyeroglif adı verilen resim yazısını kullanmışlardır. Güneş yılına dayalı ilk takvimi icat etmişlerdir. Nil nehri ve tarımsal faaliyetler mevsimlerin adlandırılmasında etkili olmuştur. Mısır takvimi Miladi takvimin temelini oluşturur.
Akdeniz Uygarlıkları Akdeniz kıyıları, medeniyetlerin ilk kurulduğu alanlardan biridir. Tarım alanlarının az olması, akarsuların varlığı, kıyılarında liman ada ve yarımadaların bulunması bu bölgede İyonya, Lidya, Yunan, Fenike ve Roma gibi birbirinden farklı medeniyetlerin kurulmasına neden olmuştur. Bu medeniyetlerden bazıları yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından zengin olmadıklarından deniz ticaretine yönelmişler ve ihtiyaçlarının bir bölümünü denizden karşılayarak denizel karakterli uygarlıklar kurmuşlardır.
İnka Uygarlığı İnkalar, Büyük Okyanus kıyısına paralel uzanan And sıradağları üzerinde yüzyıllar arasında yaşamış ve büyük bir imparatorluk kurmuşlardır. İnkaların yaşadıkları And Dağları’nın batı kıyısında çöl ve vadiler yer alırken kuzeydoğu kesimleri tropikal yağmur ormanları bulunmaktaydı. İnkalar, şehirlerini ve kalelerini, dini inançları nedeniyle korumak ve savunabilmek için And Dağları’nın yüksek kesimlerine inşa etmişlerdir. İnkalar bulundukları bölgenin coğrafi konumu nedeniyle güneşin hareketlerini incelemişler ve güneş saatini yapmışlardır. İnka mimarisi üç temel kavram üzerine kurulmuştur: hassaslık, kullanışlılık ve sadelik. Patates tarımını ilk yapan uygarlıktır.
Aztek Uygarlığı Aztekler, bugünkü orta Meksika bölgesinde 14. ve 16. yüzyıllar arasında yaşamış bir Orta Amerika halkıdır. Aztekler gelişmiş tarım yöntemlerine, kendilerine ait bir dine, takvime, alfabeye sahiplerdi. Aztekleri keşfedenler İspanyollar oldu.
Maya Uygarlığı Maya uygarlığı Amerika kıtasındaki Kolomb öncesi uygarlıklardan biridir. Bir Orta Amerika uygarlığı olan Maya uygarlığı, binlerce yıl boyunca Meksika’nın güneydoğusundan, Honduras, El Salvador ve Guatemala’ya kadar uzanan bir bölgede hüküm sürmüştür. Mayaların astronomi, matematik, mimari ve sanat gibi birçok alanda ileri bir uygarlık düzeyinde oldukları görülmektedir.
Guney asya ‘da yer alan Hint yarim adasinda yer alir. Hindistan oldukça zengin bir coğrafyaya sahip olmasına rağmen ilkçağda burada güçlü bir devlet kurulamamıştır. Bunun temel sebebi farklı milletler tarafından sürekli işgal edilmesi ve burada varlığını sürdüren “ Kast Sistemi ” dir. Kast sistemi Hindistan’da yaşayanların milletleşmesini engellemiştir. Kast sınıflarında birinden diğerine geçiş yoktur. Kast sistemine göre halk beş gruba ayrılırdı. Bunlar; din Adamları, asiller ve askerler, sanatkâr ve tüccarlar, köylüler ve işçiler, kölelerdir.
Çin Uygarlığı Çin uygarlığı Çinliler, Hint ve Orta Asya göçmenleri tarafından oluşturulmuştur. M.Ö 2400 yıllarından itibaren Çin Devletleri’nin etkileri görülmektedir. İlk yazılı belgeler ise ancak M.Ö 1500’lu yıllara kadar gidebilmektedir. Çin uygarlığı teknik buluşlarıyla tanınan bir uygarlıktır. Kâğıdı bularak dünya kültür tarihine bir imza atmışlardır. Barut, pusula, ipekli dokumacılık, baskı tekniği, ipekten kâğıt yapımı, porselen ve mürekkep ilkçağda Çinlilerce geliştirilip kullanılmıştır. Askeri teşkilatlanmalarda Hunlardan örnek aldılar. Hun saldırılarına karşı M.Ö 214’de yapımına başlanan 2400 km uzunluğundaki Çin Seddi’ni yapmışlardır.
Kültürü Oluşturan Unsurlar Nelerdir? Toplumsal gelişme süreci içerisinde oluşan, bir topluma veya halk topluluğuna özgü sanat eserleri, inanç, dil, din, düşünce, tutum, davranış, örf, âdetler gibi maddi ve manevi değerlere kültür denir.
a) Maddi (Somut) Unsurlar Coğrafi konum Toprak özellikleri Su özellikleri İklim özellikleri Yeryüzü şekilleri Simgeler (anıt, saray, kıyafet vb.)
Dil Din ve inançlar Örf ve âdetler Hukuk kuralları Dünya görüşü Ahlak kuralları Komşu kültürler Siyasal örgütlenme
Batı (Avrupa) Kültür Bölgesi, kapladığı alan bakımından dünyanın en büyük kültür bölgesini oluşturmaktadır (Harita 3.2). Coğrafi keşiflere kadar sadece Avrupa’yı kapsayan bu kültür; daha sonra Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı içine alarak dünyanın diğer kültür bölgelerini etkilemiştir. Yeni Dünya’ya yapılan göçler sonucu Akdeniz Avrupası Latin Amerika’ya; Kuzeybatı Avrupa ise Kuzey Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda gibi bölgelere ticaret ve sömürgecilik faaliyetleri ile kendi kültürlerini yaymıştır. Bu durum, yerli kültürlerin değişmesine hatta yok olmasına neden olmuştur. Batı kültürünün en iyi temsilcisi Kanada ve ABD’yi içine alan Anglo-Amerika’dır. Batı kültüründen çok uzakta olmasına rağmen Avustralya ve Yeni Zelanda’da bu kültürün etkisi hâkimdir.
İslam Kültürü; Orta Doğu’da şekillenerek batıda Kuzey Afrika’ya, kuzeydoğuda ise Orta Asya’ya kadar geniş bir alana yayılmıştır (Görsel 3.12). İslam kültürünün bu şekilde yayılmasında merkeze aldığı insanın bütün ihtiyaçalarına cevap verebilmesi; bilim, adalet, yardımlaşma vb. özellikleri ön planda tutması etkili olmuştur. Her kültür, genellikle kendinden önceki kültürlerden etkilenirken kendinden sonraki kültürleri de etkiler.
Afrika Kültür Bölgesi; etnik, dil ve din özellikleri bakımından çok çeşitli toplumların bulunduğu bir kültür bölgesidir. Bu kültür bölgesindeki alt kültürlerden bazıları; 19. yüzyıla kadar çöller, yağmur ormanları vb. koşullar nedeniyle izole olmuşsa da sonradan diğer kültürlerden büyük oranda etkilenmiştir
Doğu Kültür Bölgesi; dünya nüfusunun yaklaşık yarısının yaşadığı Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya’da yayılış göstermektedir. Bölge; uzun bir medeniyet tarihine, yoğun ve hızla artan bir nüfusa, geleneksel ve kırsal ağırlıklı bir toplum yapısına sahiptir. Bu kültür bölgesinde birbirinden farklı özelliklere sahip Çin, Hint, Pasifik Kültür Bölgesi gibi alt kültürler bulunmaktadır.
Çin Kültür Bölgesi, eski medeniyetleri barındırması nedeniyle zengin bir kültürel birikime sahiptir. Beşerî ilişkilerin oldukça önemli olduğu bu kültürde insanlar, Konfüçyüs’e ait öğreti ve geleneklere sıkı sıkıya bağlıdır. Etnik bakımdan çok farklı toplumları içinde barındıran bu kültür bölgesinde en yaygın inanış biçimleri Konfüçyanizm ve Budizm’dir
Hint Kültür Bölgesi, diğer kültür bölgeleri kadar geniş bir alana yayılmamasına rağmen nüfus miktarı bakımından dünyanın en önemli kültür bölgelerinden birini oluşturmaktadır (Harita 3.2). Hint kültürü, dünyanın en eski medeniyetlerinden olan Hint medeniyetinin devamı şeklinde olup Hinduizm etrafında şekillenmiştir
Kültür bir milletin kendine has olan yaşam şekli, örf ve adeti, dini, dili, yemeği, müziği ve sanatı gibi etkenleri içinde barındıran bir kavramdır. Türk kültürü de kendine ait oldukça değerli özellikleri olan geniş kitlelere yayılmış bir kültürdür.
Türk kültürü çok eski çağlara dayanan oldukça köklü bir geçmişe sahip olan bir kültürdür. İslamiyet dinini benimseyen Türkler farklı inançları ve kültürleri aynı bayrak altında hoşgörüyle tutan bir kültür olmuştur. Türkiye bulunduğu coğrafya gereği kültürel yapısını çok çeşitli kültürlerin birikimden almıştır. Türkiye Doğu, Batı, Ortadoğu ve Akdeniz bölgelerinin kültürlerinin merkezinde bulunmaktadır. Türkiye'de konuşulan ana dil Türkçedir. Türkiye nüfusunun %90'ı da bu dili konuşmaktadır.
Günümüzde Türk kültürü Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan gibi bağımsız Türk cumhuriyetlerinde yaygındır.
İlk yerleşmeler ve kültür merkezleri; iklim şartlarının uygun olduğu, verimli toprakların bulunduğu su kaynaklarına yakın alanlarda kurulmuştur. Orta kuşağın Ekvator’a yakın kısmında yer alan ve bahsedilen özelliklere sahip olan Anadolu toprakları, çok eski yerleşim alanları ile ilk kurulan uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Bu topraklarda kurulmuş olan çok sayıda kültür ve imparatorluk, Anadolu’da derin izler bırakarak Anadolu medeniyetinin ortaya çıkmasında etkili olmuştur.
İlk çağlardan itibaren Anadolu’da Hititler, İyonlar, Urartular, Frigler, Lidyalılar gibi çok sayıda uygarlık kurulmuştur Anadolu’da kurulan ilk medeniyet olan Hititler; Kızılırmak Nehri çevresinde yaşamış, bölgenin coğrafi şartlarına bağlı olarak tarım, hayvancılık ve ticaretle uğraşmıştır. Bir başka Anadolu medeniyeti olan Frigler, Ankara yakınlarındaki Gordion’u başkent yaparak tarih sahnesine çıkmış, tarım ve hayvancılıkta ciddi gelişmeler kaydetmiştir