KUR’AN’I ANLAMA VE YORUMLAMADA TEMEL İLKELER Nuray YEŞİL Kızılcahamam AİHL Meslek Dersleri Öğretmeni
İnsanlar için bir rahmet ve hidayet kaynağı olan Kur’an-ı Kerim,anlaşılması ve yaşanması içingönderilen ilahi bir kitaptır.Kur’an-ı Kerim,muhataplarını ayetlerini anlamaya,tefekkür etmeye ve ayetlerin ortaya koyduğu ilkeleri yaşamaya çağırır.Sad suresinin 29.ayetinde ALLAH(C.C) bu konu hakkında şöyle buyurur:”Bu,sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır ki insanlar onun ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri ibret alsınlar…”
İslamiyetin kısa sürede dünyanın farklı coğrafyalarına yayılmasıyla birlikte müslümanların Kur’an’ı doğru anlama ve yorumlama ihtiyacı doğmuştur.
Zaman,mekan ve diğer şartların değişmesiyle insanların vahyi daha iyi anlaması için Kur’an-ı Kerim’in yeniden yorumlanması gerekir.İstiklal şairi Mehmet Akif bu gerçeği şöyle açıklar:
Doğrudan doğruya Kur’an’dan alarak ilhamı/Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı.Müslümanlar için temel kaynak olan Kur’an’ın daha doğru anlaşılıp yorumlanması ve yaşadığımız çağ ile vahyin rehberliği arasında bir ilişki kurulması için de bazı temel ilkelere uyulması gerekir.Bu ilkeler şunlardır:
1.1.Kur’an’ı kendi bütünlüğü içinde ele alma Kur’an’ın Kur’an’la tefsiri de diyebileceğimiz bu ilkenin hareket noktası;bir ayette geçen kelime ve kavramı hem ayetin bütünü hem de Kur’an’daki diğer kullanımlar göz önünde bulundurarak anlamaya ve yorumlamaya çalışmaktır.
Çünkü Kur’an’ın bir ayetinde kısa bir şekilde anlatılan bir konu başka ayetlerde daha geniş ve farklı boyutlarıyla yer almış olabilir.Bunun için de konuyla ilgili olarak Kur’an’ın farklı sure ve ayetlerinde parça parça verilen bilgiler bir araya getirilerek o konunun tüm detayları ve boyutları göz önünde bulundurulmalıdır.
Kur’an-ı Kerim konularına göre tertip edilmiş bir kitap değildir Kur’an-ı Kerim konularına göre tertip edilmiş bir kitap değildir.Bunun için de Kur’an’ı kendi bütünlüğü içinde ele almak gerekir.
Kur’an dikkatlice okunduğu zaman bazı temel kelime ve kavramları birbiriyle ilişkili olduğu görülür.Örneğin ALLAH kelimesi Kur’an’da sıkça kullanılan ana kelimelerden biridir.ALLAH kelimesi Kur’an’ın diğer kelime ve kavramlarıyla yakın bir ilişki içindedir veonlarla birlikte bir bütünlük oluşturur.Bunun için de Kur’an’a göre ALLAH’ın dilemesinibu bütünlük içinde anlamaya çalışırken onun yaratıcılığını,kudretini,adaletini,hikmetini ele alan ayetlerle birlikte insanın sorumluluğunu,iradesini,amelinden dolayı ceza veya mükafatla karşılaşılacağını dile getiren ayetleri de göz önünde bulundurmak gerekir.
Kur’an-ı Kerim’in en küçük kelimesinden en uzun ayetine kadar tüm kısımları bir bütünün parçaları gibidir.Bu parçaları biraraya getirmeden bütünü elde etmek mümkün değildir.Kelimeler ayetleri , ayetler sureleri oluşturduğu gibi anlam olarak da birbirlerini bütünlerler.Kelimeler ve kavramlar birbirlerinden bağımsız ve ilişkisiz olarak ayet ve surelerde yer almazlar.Bunun için de Kur’an’da yer alan bir kelimeyi,kavramı veya konuyu anlamaya ve yorumlamaya çalışırken Kur’an’ın bütününü göz önünde bulundurmak gerekir.Çünkü Kur’an,birçok konuyu ihtiva etmektedir.Her konu hakkında da farklı surelerde yer alan ayetlerde bilgi vardır.
1.2.TARİHSEL BAĞLAMI DİKKATE ALMA
Kur’an’ı doğru anlamak için ayet ve surelerin nazil olduğu tarihsel bağlamı dikkate almak gerekir.Bunun için de o dönem hakkında bizi aydınlatan tarih bilgisine ve ayetlerin nazil olmasına sebep olan olayları bilmeye ihtiyacımız vardır.Ayetlerin vermek istediği mesajı daha iyi anlamak için bu ayetlerin indiği dönemin ortamını ve şartlarını bilmek önemlidir.Ayetlerin nazil olduğu zaman ve mekanda meydana gelen olayların, bu olaylarda söz edilen şahıs ve grupların bilinmesi,ayetin doğru bir şekilde anlaşılıp yorumlanmasına büyük katkı sağlar.
Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu dönemin sosyal,siyasi ve ekonomik şartları,Arap Yarımadasında yaşayan diğer din mensupları,insanlar arasında egemen olan fikir ve düşünceler,Arapların İslamiyet öncesi inançlarıgibi konular ayetlerin tarihsel bağlamını oluşturur.Bu nedenle tarihsel bağlamın bilinmesi Kur’an’ın doğru anlaşılması için gereklidir.
1.3.SÜNNETİN AÇIKLAYICILIĞINDAN YARARLANMA
Hz.Muhammed(s.a.s),aldığı vahyi en iyi anlayan ve onu en iyi yaşayan kişidir.Bu özelliği nedeniyle de o aynı zamanda Kur’anın ilk müfessiridir.Peygamberimiz kendisine nazil olan ayetleri topluma tebliğ etmekle kalmamış,aynı zamanda o ayetlerin nasıl anlaşılması gerektiğini hem pratik hayatıyla hem de ihtiyaç duyulduğunda yaptığı açıklamalarla göstermiştir.
Bilgi seviyeleri ve anlayış düzeyleri birbirinden farklı olan ilk müslümanlar Kur’anı iyi anlamak ve onunla amel etmek konusunda Peygamberin tefsirine ihtiyaç duymuşlardır.Peygamberimiz de vahyin bu ilk muhataplarının seviye farklılıklarını göz önünde bulundurarak ayetleri doğrudan veya dolaylı olarak açıklamıştır.Bu nedenle Peygamberimizin hayatını iyi bilmek gerekir.Peygamberimiz İslamda Kur’andan sonra ikinci kaynak olarak kabul edilir.
Peygamberimiz,Kur’anın anlamı kapalı olan ayetlerini açıklamış,genel olan hükümlerini tahsis etmiş,farklı anlamlara gelip sorun teşkil eden kısımlarına açıklık getirmiş ve edebi incelikleri içeren ayetlerin amacını bildirmiştir.
1.4.BİLİMSEL VERİLERDEN YARARLANMA Kur’an-ı Kerim birçok ayette insanları akletmeye,kainat üzerinde tefekkür etmeye çağırarak insanın dünyada karşılaştığı birçok problemi aklını kullanarak çözmeye teşvik eder.Bilim akıl, deney ve gözlem gibi yöntemleri kullanarak evrende olup bitenleri açıklamak suretiyle insanın düşüncesine,yaşayışına ve sağlıklı bir hayat sürmesine katkı sağlar.
Kur’an’ın bazı ayetlerini anlamada astronomi,fizik,biyoloji,tıp,psikoloji,sosyoloji,tarih ve antroploji gibi ilim dallarından yararlanılabilir.Bu bilimlerin ortaya koyduğu veriler ayetleri anlamada ve yorumlamada açıklayıcı olabilir.Çünkü dış Âlemdeki varlıkların tamamı Allah’ın kevni ayetleridir.Bunlar üzerinde yapılan araştırmalar imanımızı güçlendirmede ve Allah’ın yaratıcılık sıfatıyla yaratılanlar arasındaki bağı kurmamızda büyük bir öneme sahiptir.