İŞLETME TÜRLERİ.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ŞİRKETLERE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR, ŞİRKET KAVRAMININ UNSURLARI, ŞİRKETLEŞMENİN AMAÇLARI 11.DERS.
Advertisements

Hâsılat kavramları Firmaların kârı maksimize ettikleri varsayılır. Kâr toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki farktır. Kârı analiz etmek için hâsılat.
Kamuda İnsan Kaynakları Yönetimi
AVRUPA BİRLİĞİ SİSTEMİNDE ENGELLİLER ve ÖZEL EĞİTİM
TOPLU İŞ MÜZAKERELERİNİN ÖNCELİKLERİ Mato Lalić. Toplu müzakerelerinin öncelikleri ana sendika görevlerinden türemektedir -Maaş -İş koşulları -Kazanılmış.
İŞLE 524 – İŞLE 531 Yönetim Muhasebesi
Bağımsız Denetim ile Vergi Denetimi Arasındaki Geçişler
RUSYA ENERJİ SEKTÖRÜNDE YATIRIMLAR Kasım 2013 A. Yağmur ÖZDEMİR Genel Md. Yrd. Yatırımlar ve Proje Finansman Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş.
Girişimcilik Öğr.Gör.Seda AKIN GÜRDAL. Ders Akışı İşletmenin Amaçları İşletme Çevre İlişkisi.
KIYMETLİ EVRAK HUKUKU Doç. Dr. Mustafa ÇEKER
Uluslararası Pazarlama Araştırması Metodolojisi
İSTANBUL ESENYURT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİMDALI YÖNETİM ve ORGANİZASYON CENK SOYER SÜREÇ YENİLEME DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ REENGINEERINGG.
ŞİRKETLER HUKUKU Genel Olarak Şirketlerin Sınıflandırılması ve Temel Özellikleri Ar. Gör. Nevfel AKKAŞOĞLU.
ERASMUS+ GENÇL İ K KA2 İ L SOSYAL ETÜT VE PROJE MÜDÜRLÜ Ğ Ü.
9. Hafta KAMU HİZMETİ. HEDEFLER Kamu hizmeti kavramını tanımlayacak Kamu hizmeti türlerini öğrenecek Kamu hizmetine hakim olan ilkeleri öğrenecek Kamu.
İFM – Vergi Tekniği Alt Çalışma Grubu Ön raporu Genel stratejik ilkeler 18 Mart 2009 Osman Özen, Umurcan Gago, Berna Bayındır, Ateş Konca.
Büyüme ve İstihdam Dostu Kısa ve Orta Dönem Seçilmiş Ekonomi Politikası Önerileri Prof. Dr. Murat YÜLEK Prof. Dr. Kerem ALKİN.
HAZIRLAYANIN; ADI SOYADI; İLVE ÇEBİ NUMARA:
HAZIRLAYANLAR SEDA NUR GÖK KEMAL ŞAHİN. AÇILIMI Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Türkiye’de bilim ve teknolojiyi teşvik etme Yönlendirme.
Leyla İÇERLİ Araş. Gör. Dr. Aksaray Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü.
Pazarlama İlkeleri.
Öğr. Gör. Dr. İnanç GÜNEY Adana MYO
Bölüm 7 Temel Stratejiler ve Alt Grupları
YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLERE İLİŞKİN ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELER
VARLIKLARIN İZLENMESİ Menkul Kıymetler
ECON 321 ULUSLARARASI İKTİSAT
Uluslararası Pazarlama Araştırması
Öğr. Gör. Dr. İnanç GÜNEY Adana MYO
ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI
Öğr. Gör. Dr. İnanç GÜNEY Adana MYO
PAZARLAMA KARARLARINI ETKİLEYEN ÇEVRESEL FAKTÖRLER
ÜNİTE 1: FİNANS YÖNETİMİ.
Bu sorunlar neden çözülmeli?
KAMU YÖNETİMİNDE REFORM
Aşağıdaki kavramları açıklayınız
ECON 321 ULUSLARARASI İKTİSAT
FİNANSAL PLANLAMA.
Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Kurumsal Yönetimde İç Denetimin Geleceği Esra Aydın
Bölüm 9 İş Yönetim Stratejileri : Rekabet Stratejileri
İŞLETME TÜRLERİ BÖLÜM 3.
Hayvancılık İşletmeleri Açısından Yönetim
İDARİ YARGIDA DAVA TÜRLERİ
YONT221 Küreselleşme ve Yerelleşme
PAZARLAMADA FİYATLAMA
FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR
A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Okuldan İşe Geçiş Süreç ve Teknikler
Geniş Ölçekli Testler Yrd. Doç. Dr .Ömer Kutlu.
BANKALARIN ORGANLARI GENEL KURUL
Bölüm 4: Tarımsal ürünlerin pazarlama fonksiyonları
Bölüm 6 Örgütsel Yönlendirme
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri
Düsseldorf - Köln.
Tüketici Pazarları Örgütsel Pazarlar
Tedarik Zinciri Yönetimi:
İşletme Finansı Doç.Dr. G. Cenk AKKAYA.
HUKUKİ YAPILARINA GÖRE İŞLETMELER
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ turizm mevzuatı
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Sanal ve Şebeke Örgütleri
Bireysel ve toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında, toplumsal refahın artırılmasında ve ekonomik kalkınmada işletmeler büyük öneme sahiptir. İnsan ihtiyaçlarının.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
TİCARET HUKUKU BİLGİSİ
SANAYİ ve TEKNOLOJİ BAKANLIĞI Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürlüğü
KİŞİLİK KAVRAMI, ŞİRKETLER VE DİĞER KURUM VE KURULUŞLAR
Örgüt Kuramı, Örgüt Tasarımı ve Örgütsel Değişim
Paydaşlar, Yöneticiler ve Etik
Sunum transkripti:

İŞLETME TÜRLERİ

KONU PLANI 1.2. İŞLETME TÜRLERİ 1.2.1. Faaliyet Alanlarına Göre İşletmeler 1.2.1.1. Üretim İşletmeleri 1.2.1.2. Ticari İşletmeler 1.2.1.3. Karma İşletmeler 1.2.2. Üretim Araçlarının Mülkiyetine Göre İşletmeler 1.2.2.1. Özel İşletmeler 1.2.2.2. Kamu İşletmeleri 1.2.2.3. Karma İşletmeler 1.2.2.4. Yabancı Sermayeli İşletmeler 1.2.3. Üretim Yapıları Açısında İşletmeler 1.2.3.1. Mal Üreten İşletmeler 1.2.3.2. Hizmet Üreten İşletmeler 1.2.4. Büyüklüklerine Göre İşletmeler 1.2.5. Tüketici Türlerine Göre İşletmeler 1.2.5.1. Son (Nihai) Tüketiciye Yönelik Mal ve Hizmet Sunan İşletmeler 1.2.5.2. Aracı Tüketicilere Mal ve Hizmet Sunan İşletmeler 1.2.6. Hukuki Yapılarına Göre İşletmeler 1.2.6.1. Özel İşletmeler 1.2.6.1.1. Şahıs İşletmeleri 1.2.6.1.2. Sermaye Şirketleri 1.2.6.2. Kooperatifler 1.2.6.3. Kamu İşletmeleri 1.2.6.3.1. Genel Yönetim İçinde Faaliyet Gösteren İşletmeler 1.2.6.3.2. Katma Bütçeli Dairelere Bağlı İşletmeler 1.2.6.3.3. Özel Yapılı Kuruluşlar 1.2.6.3.4. Yerel Yönetim İşletmeleri 1.2.6.3.5. Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) ve İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT) 1.2.6.4. Yabancı Sermayeli İşletmeler 1.2.6.5. Çok Uluslu İşletmeler

1.1.5.2. İşletme Bilimi ve Hukuk Hukuki kaideler, kurallar ve kanunlar işletmeler için belirleyici, yol götse rici ve bağlayıcı olabilirler. Bu açıdan işletmelerin kendileriyle ilgili olan tüm hukuk kurallarını bilmeleri ve gerektiği şekilde yerine getirmeleri zorunludur (Tatar ve Üner, 1992:13).

1.1.5.3. İşletme Bilimi ve Davranış Bilimleri Davranış bilimleri, insanların davranışlarının neden ve amaçlarını ve bu davranışları yapmaya yönelten güdüleri incelemeye çalışan bir bilim dalıdır (Güney, 2000:3). İşletme bilimi açısından davranış bilimlerinin işlevi, işgören veya yönetici olarak insanın işletmeye girdiği noktadan itibaren başlar ve önem kazanır. Çünkü insanın iş başında nasıl ve neden böyle davrandığı, insan-iş ilişkileri, çalışma koşullarının düzenlenmesi, iş gören-yönetici ilişkileri, iş yerinde doğal grupların oluşumu, bireylerin gruplar içerisindeki yeri ve konumları gibi işletmeyi ilgilendiren konularda davranış bilimlerinin önemi ortaya çıkar (Şimşek, 2005: 34). Davranış bilimleri özellikle çalışma psikolojisi, çalışma şartlarından şikayetler, çalışma hızındaki düşmeler, hatalı ürün sayısının artması, işe ilginin azalması, çatışmalar ve personelin kişisel problemlerinin çözümünde işletme yönetimine yardımcı olmaktadır (Oluç, 1969:11).

1.1.5.4. İşletme Bilimi ve Teknoloji Elektrik ve elektronik teknolojisindeki gelişmeler kişi ve kurumların birbirleriyle haberleşmesini, belirli merkezlerden bilgi ve haber akışını alışık olmadığımız boyutlarda kolaylaştırmıştır. Daha önceleri uzun araştırmalar ve maliyetler sonucu ortaya çıkan bilgilerin ve yeniliklerin ticari alana aktarılması ve yaygınlaşması imkanı inanılmaz derecede hızlanmıştır. Üretim faktörlerinin içinde, artık bilgi de ayrı bir üretim faktörü olarak yerini almış, diğer üretim faktörlerinden daha önemli bir konuma gelmeye başlamıştır (Drucker, 1994:69). Yukarıda komşu disiplinlere ilave olarak işletme bilimi ile yakında ilişki içerisinde olan diğer bilim dalları arasında matematik, istatistik, yöneylem araştırması, maliye, sosyoloji, antropoloji de sayabiliriz.

1.2. İŞLETME TÜRLERİ İşletmelerin çeşitli alanlarda hizmet vermesiyle birlikte, farklı işletme türleri ortaya çıkmıştır. Bu yüzden işletmeler çeşitli açılardan örneğin büyüklük, faaliyet alanı, tüketici grupları vb. şekillerde tasnif edilmiştir. Günümüzde pek çok işletme türü mevcut olduğu için işletmeler bir ülkeden diğerine nitelik ve nicelik olarak farklılıklar österebilmektedir. Bu farklılıkları ortadan kaldırmak ve karmaşıklığa sebebiyet vermemek için, işletmeler çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Çünkü bir konunun kolayca anlaşılabilmesi ve bilimsel olarak incelenmesinde sınıflandırmada büyük önem taşımaktadır. Sınıflandırmalarda değişik bakış açılarıyla, değişik bakımlardan yapılmaktadır. Genel olarak kabul görmüş ölçütlere göre yapılan işletme türlerinin sınıflandırması aşağıda verilmiştir (Can ve diğerleri; 2004:28-31; Tatar ve Üner, 1992:14- 27; Mucuk, 1998:40-54: Akar ve Özalp, 2001:27-33).

1.2.1. Faaliyet Alanlarına Göre İşletmeler İşletmeler faaliyet alanlarına göre; üretim işletmeleri, ticari işletmeler ve karma işletmeler olarak üçe ayrılır.

1.2.1.1. Üretim İşletmeleri Toplumsal ihtiyaçları gidermek için, hammadde, yarı mamul gibi girdileri üretim faktörleri ile birleştirerek çeşitli değişimlerde geçiren ve bunun sonucu olan çıktıları piyasaya süren işletmelerdir. Otomobil, lastik, boya vb. sektörlerde faaliyette bulunan işletmeler.

1.2.1.2. Ticari İşletmeler Üretilmiş olan mal ve hizmetleri alıp, değişime uğratmadan tüketiciye ulaştıran işletmelerdir (Demir, 2004:33). Örneğin marketler, bakkallar, zücaciyeler vb. Bazı ticari işletmeler ürün ambalajı üzerinde değişikliğe gidebilmektedir. Toptan aldıkları malları paketler halinde küçük miktarlarda satabilmektedir.

1.2.1.3. Karma İşletmeler Bazı işletmeler hem üretim yapıp hem de ürettikleri ürünleri piyasaya sunarlar. Yani hem üretim hem de ticari faaliyetleri bir arada yürüterek, kendi ürünlerini kendileri pazarlarlar. Bu tür işletmelere karma işletmeler denir. Bazı tekstil fabrikalarının hem üretim yapıp, hem de fabrika satış birimleri ile bu ürünlerini pazarlamaları gibi.

1.2.2. Üretim Araçlarının Mülkiyetine Göre İşletmeler Sermaye veya mülkiyetin kime ait olduğunun dikkate alındığı bu sınıflamada işletmeler özel, kamu kesimi, karma ve yabancı sermayeli işletmeler olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır.

1.2.2.1. Özel İşletmeler Sermayesinin tamamının özel kişi veya kuruluşlara ait işletmelerdir. Örneğin, süper marketler, mahallemizde faaliyetini sürdüren fırın, bakkal vb.

1.2.2.2. Kamu İşletmeleri Sermayesinin tamamı ya da yarısından fazlası kamuya ait işletmelerdir. Bu grupta yer alan işletmelerin sermayesi merkezi devlete veya yerel yönetimlere aittir. Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT), Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) ve İktisadi Devlet Teşebbüsler (İDT), Belediye Ekmek Fabrikaları, Spor Toto, Milli Piyango bu gruba örnek olarak verilebilir.

1.2.2.3. Karma İşletmeler Kamu tüzel kişileri ile özel kişilerin sermayelerini birleştirerek kurdukları karma yapılı işletmelerdir (Türk Telekom vb.).

1.2.2.4. Yabancı Sermayeli İşletmeler Üretim araçlarının mülkiyeti başka ülke girişimcilerine ait olan işletmelerdir. Bu işletmelerde, sermayenin tümü yabancı girişimcilerin olabilir. Ayrıca, yerli sermaye ile çeşitli oranlarda ortaklıklara girişen yabancı sermaye işletmeleri de bulunur (Karalar, 1993: 47). Bu işletmelerin sermayesi yabancı ülke girişimcilerine ait kuruluşlardır. Shell, Mobil, Roch bu gruba örnek olarak verilebilir.

1.2.3. Üretim Yapıları Açısında İşletmeler Üretim yapıları açısından işletmeler, mal üreten işletmeler ve hizmet üreten işletmeler olarak iki gruba ayrılır.

1.2.3.1. Mal Üreten İşletmeler Belirli hammadde veya yarı mamulleri kullanarak, bunların şekil ve yapılarını değiştirerek veya farklı hammadde ve yarı mamuller ile birleştirerek yeni tip ürünler ortaya koyan işletmelerdir (Tatar ve Üner, 1992:23). Üretilen ürünlerin sayısı ve çeşidi her yıl artmakta olduğu için aşağıda belli başlı mal üreten işletmeler verilmiştir: ✓ Tarım İşletmeleri, ✓ Maden işletmeleri, ✓ Üretim İşletmeleri, ✓ Enerji Üretim İşletmeleri, ✓ İnşaat ve Yapı İşletmeleri vb.

1.2.3.2. Hizmet Üreten İşletmeler Üretilmesi fiziksel bir ürüne bağlı olabilen veya olmayan, temel olarak dokunulamayan ve mülkiyet devri ile sonuçlanmayan, tüketicilere, topluma bir fayda sağlayan hareketler, süreçler ve performanslar olarak tanımlanan hizmetleri sunan, işletmelere hizmet işletmesi adını verebiliriz. Hizmet işletmelerini, Amerikan Pazarlama Birliği, hizmet kategorilerine (Grove ve diğerleri, 1996:59; Öztürk, 2003:7) göre aşağıdaki şekilde sınıflandırmaktadır: ✓ Sağlık işletmeleri (hastaneler, laboratuvarlar, görüntüleme merkezleri vb.), ✓ Profesyonel hizmet veren işletmeler (danışmanlık ve müşavirlik hizmeti veren işletmeler), ✓ Finans hizmeti veren işletmeler (bankalar, finans işletmeleri), ✓ Seyahat ve turizm işletmeleri, ✓ Eğlence ve spor işletmeleri (tiyatro, sinema, yüzme havuzları vb.), ✓ Kamusal veya yarı kamusal hizmet veren işletmeler (Güvenlik vb), ✓ Kiralama ve dağıtım hizmeti veren işletmeler, ✓ Eğitim işletmeleri (dershaneler vb.), ✓ Telekomünikasyon hizmeti veren işletmeler (Turkcell, Telsim, Avea), ✓ Kişisel ve bakım/onarım hizmeti veren işletmeler (Kreşler, Güzellik salon- ları).

1.2.4. Büyüklüklerine Göre İşletmeler İşletmelerin büyüklüklerini belirlemek için tam bir ölçüt kullanmak zordur. Bu Yüzden işletmelerin büyüklükleri çeşitli kriterlere göre belirlenmektedir. İşletmelerin büyüklüğü işletmede çalışan personel sayısı, yatak sayısı, üretim kapasitesi, sermaye miktarı, net satış hasılatı, pazar payı gibi nitelik belirten (kantitatif) ölçütlere (Müftüoğlu, 1989:445-452) göre yapılabileceği gibi, yöne- tim biçimi, ortak sayısı, faaliyet alanın bölgesel, ulusal veya uluslar arası olması gibi niteliksel ölçütlere göre yapılmaktadır. Yukarıda belirtilen kriterle ışığında büyüklüklerine göre işletmelerin, küçük, orta ve büyük işletmeler olarak üç gruba ayrılarak incelendiği görülmektedir. Örneğin, hastane işletmeleri için 200 yatak ve üstü büyük işletme sınıfına girmektedir. Maliye Bakanlığı ise "net aktif büyüklüğü" veya "net satış hasılatı" ölçütünü kullanmakta ve her yıl tebliğler ile yayınlanmaktadır (Akar ve Özalp, 2001:30).

1.2.5. Tüketici Türlerine Göre İşletmeler İşletmeler bu sınıflandırmada, mal ve hizmetleri sundukları tüketici gruplarına göre sınıflandırılırlar.

1.2.5.1. Son (Nihai) Tüketiciye Yönelik Mal ve Hizmet Sunan İşletmeler Aldığı mal ve hizmeti tüketen tüketicilere, nihai yani en son tüketici denir. Nihai tüketicilere yönelik mal ve hizmet üretip sunan işletmelere ise,nihai tüketiciye yönelik mal ve hizmet sunan işletmeler denir. Bu grupta nihai tüketicilere ürün sunan hastaneler, süper marketler vb. gibi işletmeler yer almaktadır.

1.2.5.2. Aracı Tüketicilere Mal ve Hizmet Sunan İşletmeler Aldığı ürünü, bir başka işletmeye, üzerinde kısmen ya da tamamen değişiklik yaparak sunan işletmelere, aracı tüketicilere mal ve hizmet sunan işletmeler denir. Son tüketiciden önceki dağıtım kanalında yer alan perakendeci, aracı, toptancı ve üretici işletmeler bu gruba girerler.

1.2.6. Hukuki Yapılarına Göre İşletmeler Hukuki yapılarına göre işletmeler, özel işletmeler, kamu işletmeleri ve yabancı sermayeli işletmeler olmak üzere üçe ayrılır.

1.2.6.1. Özel İşletmeler Özel işletmeler hukuki yapılarına göre; şahıs işletmeleri ve sermaye işletmeleri şeklinde sınıflandırılabilir (Örücü, 2003:21).

1.2.6.1.1. Şahıs İşletmeleri Şahıs işletmeleri ise; tek kişilik işletmeler, adi şirket, kolektif şirket ve komandit şirketten oluşmaktadır.

(I). Tek Kişi İşletmeleri Bu tür işletmelerin tek sahibi vardır. Ticaret Kanununa göre bu sahip tacir- dir. Tacir, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişidir (Can ve diğerleri, 1995: 84). İşletme sahipliğinin tek kişide yani tacirde toplandığı, uy- gulamada en çok karşılaşılan bu işletme türünde, faaliyetlerle ilgili kararlar bir kişi tarafından alınır, uygulanır ve denetlenir. Tüm kâr ve risk tek kişide toplan- dığı ve işletmenin tüzel kişiliği söz konusu olmadığı için bu tür işletmelerde nispeten az sermayeye ihtiyaç vardır (Şimşek, 2005: 61). Bankalardan daha kolay kredi alabilirler. Bunun yanında tek kişi işletmelerinde, büyüklüğün sınırlı olduğu ve işletmenin hayati süresinin işletme sahibinin hayatıyla sınırlı olması gibi bazı sakıncaları vardır. Tek kişi işletmelerinin çeşitli yarar ve sakıncaları vardır. (Alpugan ve di- ğerleri, 1993:70).

Tek kişi işletmelerinin yararlan şunlardır: ✓ Kazanç bölüşülmez, ✓ Kurulması kolaydır, ✓ Yetki tek elde toplanır, ✓ Çabuk karar alınmasını sağlar, ✓ İşletme sahibi bütünü ile işine bağlanır, ✓ Kişiye saygınlık kazandırır, ✓ Vergilendirmede işletmenin zararları kişisel gelirden düşebilir.

Tek kişi işletmelerinin sakıncaları şunlardır: ✓ Sınırsız mali sorumluluk, ✓ Büyüme olanaklarının sınırlı olması, ✓ İşletmenin yaşamı sürekli değildir, ✓ Kredi alma olanakları sınırlıdır, ✓ İşletmenin büyümesi durumunda işletme sahibi yönetiminde yetersiz kalabilir, ✓ Yetenekli işgücü sağlamada güçlüklerle karşılaşılır.

(2). Ortaklıklar İki ya da daha çok kişinin ticari bir amaca ulaşmak için emek ve sermayelerini bir sözleşme ile birleştirerek oluşturdukları kuruluşa şirket (ortaklık) denir (Özdemir, 2004:34).

✓Kişi, ✓ Sözleşme, ✓ Sermaye, ✓ Ortak Amaç, Şirketler aşağıdaki unsurlara sahiplerdir (Önder ve diğerleri, 2005: 65); ✓Kişi, ✓ Sözleşme, ✓ Sermaye, ✓ Ortak Amaç, ✓ Affectio Societatis (Ortak amacın gerçekleştirilebilmesi için ortakların, bir likte ve eşit şekilde gayret ve özen gösterme yükümlülükleri).

(2.1). Adi Şirketler Borçlar Kanunun 520. maddesinde Adi şirket, iki ya da daha çok kişinin or- tak bir amaca erişmek için emeklerini ve mallarını birleştirmelerini düzenleyen bir sözleşme olarak belirtilmiştir. Ancak bu ortaklık tüzel kişiliğe sahip olmak- sızın oluşturulan bir ortaklık türüdür. Yani birden fazla kişinin belirlemiş olduk- ları ortak amacı gerçekleştirmek için sermaye ve emeğini birleştirmeleri sonucu meydana gelen şirkete adi şirket denir (Ünsalan ve Şimşeker, 2005:37). Ortaklık sonucunda elde edilen kazançlar, önceden belirledikleri biçimde sözleşmeye göre, sözleşme yok ise ortaklar arasında eşit paylaşılır. Ortakların sorumluluğu sınırsızdır. Bu yüzden ortaklar bütün mal varlıkları ile işletmenin alacak ve borçlarına karşı sorumludurlar.

Adi şirketler (Alpugan ve diğerleri, 1994:72); ✓ Tüzel kişiliği yoktur, ✓ Adi şirket borçlar kanunu hükümlerine tabidir, ✓ Şahıs şirketidir, ✓ Değişir sermayeli şirkettir, ✓ Adi şirket bir ticaret unvanı almak zorunda değildir, ✓ Ortaklar şirket borçlarından dolayı birinci dereceden, sınırsız ve müteselsilen sorumludur.

(2.2). Kollektif Şirketler Türk Ticaret Kanuna göre kollektif şirket, bir işletmeyi ticaret unvanı altında işletmek amacıyla hakiki şahıslar arasında kurulan ve ortaklardan hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklarına karşı taahhüt edilmemiş olan şirkettir. Kolektif şirketlerle ilgili hükümler Türk Ticaret Kanunun (TTK) 153, 154, 155, 156 ve 157. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK'nın 154. maddesine göre, kolektif şirketlerin sözleşmelerinin yazılı olması ve ortakların imzalarının noter tarafından onaylanması şarttır. Bir şahıs ortaklığı olan kolektif şirketler, tüzel kişiliğe sahip ve şirketin borçlarından dolayı ortaklar bütün mal varlıkları ile ve zincirleme olarak sorumludurlar. Şirketin ömrü, ortaklar arasındaki anlaşmanın devamının sağlanmasına bağlıdır (Aydın ve diğerleri, 2006: 20). Şirket isminde, gerçek kişinin isim ve soyadı hiçbir kısaltma yapılmadan kullanılır. Örneğin, Coşkun Bayraktar Kolektif Şirketi ya da Coşkun Bayraktar ve Ortakları Kolektif Şirketi gibi.

Kolektif şirketlerin kuruluş aşamaları aşağıda sırasıyla belirtilmiştir: ✓ Şirket kuruluş bildirim formu ve dilekçe, ✓ Kurucularca ana sözleşmenin hazırlanması, ✓ Kurucuların imzalarının noterde onanması, ✓ Ticaret sicil Tüzüğünün 29. maddesine göre düzenlenmiş, şirket unvanı, iş adresi, sermayesi, faaliyet konusu, işe başlama tarihi gibi bilgilerin yer aldığı taahhütname, ✓ Tescil ve ilan (Deryal, 2002:201).

(2.3). Komandit Şirketler Türk Ticaret Kanununa göre komandit şirket, ticari bir işletmeyi, bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan ve şirket alacaklarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirkettir (TTK. m. 243). Komandit şirketler ortaklık yapısı dışında kolektif şirketlerle çok benzerler. Ortaklar komandite ve komanditer olmak üzere ikiye ayrılır. Birinci ortaklar (komandite) gerçek kişi olup tüm malvarlığı ile şirkete karşı sorumlu olan ortaklardır. Yani komandite ortaklar şirketin borçlarından dolayı gerekirse özel mülkiyetlerini de satmak zorundadırlar. İkinci ortaklar (komanditer) şirketin kasasına koydukları sermaye kadar, şirketin borçlarına karşı sorumlu olan ortaklardır (Özdemir, 2004:35). Yani sorumlulukları sınırlı olan ortaklara komanditer, sorumlulukları sınırsız olan ortaklıklara ise komandite ortak denir. Adi ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin ticaret unvanı, komandite ortaklardan en az birinin ad ve soyadı ile şirketi ve nevini gösteren ibareden oluşur. Gerçek kişinin ad ve soyadı kısaltma yapılmadan yazılır. Örneğin, Barış Bektaş Adi Komandit Şirketi veya Barış Bektaş Paylı Komandit Şirketi gibi. Komandit şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların ad ve soyadının bulunması yasaktır (Karahan, 2006:141-142).

✓ En az bir ortağın komandite ve bir ortağın komanditer olması, Komandit şirketlerin unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz: (Aslan ve Ergün, 2005:173) ✓ Ticari işletme, ✓ En az bir ortağın komandite ve bir ortağın komanditer olması, ✓ Ticaret unvanı, ✓ Tüzel kişilik, ✓ Ortaklardan sorumluluğu sınırlı ve sınırlı olmayanların bulunması.

1.2.6.1.2. Sermaye Şirketleri Sermaye şirketleri, ortakların sorumlulukları, ödemeyi taahhüt ettikleri sermaye miktarı ile sınırlandırılmış olan, ortaklık paylan kolaylıkla satılabilir veya devredilebilir olan şirketlerdir (Tatar ve Üner, 1992:19). Sermaye şirketleri, anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket olmak üzere üçe ayrılır.

(1). Anonim Şirket En az 5 kişiyle kurulan, bir unvana sahip, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mevcut servetiyle sorumlu bulunan, ortakların sorumluluğu koydukları sermaye ile sınırlı olan ortaklık türüdür (Can ve diğerleri, 2005:111). Türk Ticaret Kanuna göre ise, anonim şirket, bir unvana sahip, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnızca mal varlığı ile sorumlu bulunan şirkettir. Anonim şirketlerin ticaret unvanlarında işletme konusunu gösteren ibare ile şirket nevini gösteren anonim şirket veya anonim ortaklık ibaresinin bulunması şarttır. Başarır Petro Kimya Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi gibi (Karahan, 2006:142).

Anonim Şirketin temel unsurları şunlardır: ✓ En az beş gerçek veya tüzel kişi ortağın bir araya gelmesi, ✓ Belirli bir iktisadi gaye ve konu ile uğraşmak için kurulmuş olması, ✓ Girişim için bir ticari işletme kurulması, ✓ Ortakların, paylara bölünmüş sermayeye katılmayı kabul etmiş olmaları, ✓ Bir ticari unvana sahip olması (www.hukuk.gen.tr).

(2). Limited Şirket Limited şirket iki veya daha fazla hakiki veya hükmi şahıs tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, ortaklarının mesuliyeti, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve esas sermayesi muayyen olan ortaklıktır (TTK. m. 503). ortakların sayısı ikiden az, elliden çok olamaz (TTK. m. 504). Sermayeleri 5 bin YTL den az olamaz. Ortakların koyacakları sermayenin en az ^5 YTL veya bunların katları şeklinde olması zorunludur. Ortak sayısı 20 den fazla ise bir veya birden fazla denetçi bulunması zorunludur. Limited şirketlerde de, ticaret unvanında, anonim şirketlerde olduğu gibi, işletme nevini gösteren limited şirket veya limited ortaklık ibaresinin bulunması gerekir.

Limited şirketlerin kuruluşu (Deryal, 2002:233); ✓ Kurucularca şirket sözleşmesinin hazırlanması ve imzaların noterde onaylanması, ✓ Bakanlığın kuruluşa izin vermesi, ✓ Ticaret siciline tescil ile olur.

Tablo 1.1. Şahıs İşletmesi ile Sermaye İşletmesinin Karşılaştırması ŞAHIS ŞİRKETİ SERMAYE ŞİRKETİ Komandit şirkette komanditer ortak dışında ortakları gerçek kişilerdir. Ortaklar gerçek ve tüzel kişi olabilir. Komandit şirkette komanditer ortak dışında ortaklar üçüncü kişilere karşı şirketin borçlarından dolayı sınırsız olarak ve tüm mal varlıkları ile sorumludurlar. Ortakların sorumluluğu sadece şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. Şirketin kuruluşu için gerekli en az sermaye miktarı kanunla belirlenmemiştir. Ancak sermayenin faaliyet konusu ile uyumlu olması şartı aranmaktadır. Sermaye şirketlerinde A.Ş ile Ltd. Şt. Kuruluşu için gerekli en az sermaye miktarı TTK'nda belirlenmiştir. Komandit şirkette komanditer ortak dışında ortalar kişisel emek ve ticari itibarlarını sermaye olarak koyabilirler. Kişisel emek ve ticari itibar sermaye olarak konulamaz. Şirket sözleşmesi ancak ortakların oy birliği ile değiştirilebilir. Şirket sözleşmesi oy çokluğu ile değiştirilebilir. Ortaklardan birinin ölümü, iflası ya da hacir altına alınması şirketin sona erme nedenidir. Ortağın ölümü, iflası ya da hacir altına alınması şirketin sona ermesini gerektirmez. Yalnız ticari işletme işletmek amacıyla kurulabilirler. Her türlü iktisadi amaç ve konu için kurulabilirler. Sermaye paylara bölünmemiştir. Sermaye paylara bölünmüştür. Her ortağın yönetim, temsil ve denetim hakkı vardır. 0 hakkı ortağın şirketteki sermaye payı ile orantılıdır. Her ortağın eşit oy hakkı vardır. Oy hakkı ortağın şirketteki sermaye payı ile orantılıdır. Ortaklığın devri güçtür. Pay sahipliğinin devri kolaylaştırılmıştır. Yalnız tescil ve ilanla kurulurlar. Ser. Paylara Bölünmüş Kom. Şt. dışında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın izni alındıktan sonra tescil ve ilanla kurulurlar. Şirket vergi mükellefi değildir, şirketin ortakları gelir vergisi mükellefi olurlar. Şirket kurumlar vergisi mükellefidir. TTK hükümleri uyarınca yedek akçe ayırma zorunluluğu yoktur. Ser. Pay. Böl. Kom. Şt. dışında TTK hükümleri uyarın ca yedek akçe ayırmak zorundadırlar. Ticaret unvanında ortaklardan en az birinin adının yer alması zorunludur. Ticaret unvanında ortaklardan en az birinin adının yer alması zorunlu değildir.

(3). Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket Sermayesi paylara bölünen ve alacaklılarına karşı, ortaklarından bir veya birkaçı bir kolektif şirket, diğerleri bir anonim şirket ortağı gibi sorumlu olan şirkettir (TTK. m. 475). Adi komandit şirketlerde olduğu gibi komandite ortakların sorumluluğu sınırsız, komanditer ortakların sorumluluğu ise koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır.

1.2.6.2. Kooperatifler Kooperatifler Kanunu (1163 Sayılı Kanun), kooperatifi 1. maddesinde şu şekilde tanımlamıştır: "Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile özel idareler, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan değişik ortaklı ve değişir sermayeli teşekküllere kooperatif denir." İmzaları noterden onaylı yazılı bir sözleşme ile ve en az 7 ortak tarafından kurulur. Kooperatifler bir şirket değil, tüzel kişiliği olan bir kuruluştur. Bu kuruluşta karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma, belirli ekonomik çıkarların sağlanması temel amaçtır. Bu yüzden kooperatifler kârın temel amaç olduğu işletmelerden ayrılmaktadır (Sabuncuoğlu ve Tokol, 1997:62).

Kooperatif ilkeleri; ✓ Gönüllü ve serbest giriş, ✓ Ortağın demokratik yönetimi, ✓ Ortağın ekonomik katılımı, ✓ Özerklik ve bağımsızlık, ✓ Eğitim-öğretim ve bilgilendirme, ✓ Kooperatifler ve üst birlikler arası işbirliği, ✓ Toplumsal sorumluluktur (Can ve diğerleri 2005:114).

1.2.6.3. Kamu İşletmeleri Kamu sektöründe hizmet veren işletmeler; Genel Yönetim İçinde Faaliyet Gösteren İşletmeler, Katma Bütçeli Dairelere Bağlı İşletmeler, Özel Yapılı Kuruluşlar, Yerel Yönetim İşletmeleri, Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) ve İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT) olmak üzere beşe ayrılır.

1.2.6.3.1. Genel Yönetim İçinde Faaliyet Gösteren İşletmeler Bunlar genel idarenin içinde diğer kamu hizmetleri gibi yürütülürler. Bunlardan bazılarının, ek nitelikte bir ticaret ya da üretim işini sürdürmek için bir bütçeden ayrılan sermaye anlamında döner sermayeli oldukları görülür. Damga Matbaası ve Darphane bu tür döner sermayeli kuruluşlara örnek olarak gösterilebilir (Can ve diğerleri 2005:106).

1.2.6.3.2. Katma Bütçeli Dairelere Bağlı İşletmeler Bu tür işletmeler genellikle bağlı bulundukları Devlet Dairelerinde döner sermaye olarak faaliyette bulunurlar. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na bağlı Hastaneler, Devlet Üretme Çiftlikleri bu işletmeler örnek olarak verilebilecek işletmelerdir. Bazı işletmelerin tüzel kişilikleri olmayıp 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununa göre kurulurlar (Aktepe, 2005: 52).

1.2.6.3.3. Özel Yapılı Kuruluşlar Bu tür işletmeler, hizmetin niteliği ve günün koşulları gereği çeşitli düzenlemelerle kurulup faaliyete başlarlar. İller Bankası ve Milli Piyango İdaresi bu işletmelere örnek olarak gösterilebilir (Can ve diğerleri, 1995:91).

1.2.6.3.4. Yerel Yönetim İşletmeleri Bu tür işletmeler, belediyelere, il özel idarelerine, köy tüzel kişilerine ait olan işletmelerdir. Bu işletmeler, kamu yararına ya da ekonomik amaçlarla yapılacak üretim ve dağıtım işlerini gerçekleştirmek için kurulurlar. Örneğin, il özel idarelerince kurulup işletilen oteller, belediyelerin su, havagazı, toplu taşıma için kurdukları işletmeler ile belediye tanzim satış mağazaları, belediye ekmek fabrikaları bu tür işletmeler arasındadır (Alpugan ve diğerleri, 1993:60).

1.2.6.3.5. Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) ve İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT) Kamu İktisadi Kuruluşu, sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak üzere kurulan, kamu hizmeti niteliği ağır basan Kamu İktisadi Teşebbüsüdür. Halen kamu görev ve hizmetlerini ekonomik ve toplumsal gerekleri gözeterek, erimlilik ilkesi çerçevesinde yürütmekle yükümlüdürler (Karalar, 1993:112). İktisadi Devlet Teşekkülleri, sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulun Kamu İktisadi Teşebbüsleridir. İktisadi Devlet Teşekkülleri ekonomik gereklere uygun olarak verimlilik ve kârlılık ilkeleri doğrultusunda çalışan, kendi aralarında işbirliği yapan, ekonomi ile uyumlu olarak sermaye birikimine yardımcı olan ve yatırım kaynağı yaratan kuruluşlardır (Karalar, 1993:112).

1.2.6.4. Yabancı Sermayeli İşletmeler Yabancı ülkelerde faaliyetlerini sürdüren işletme sahipleri zaman zaman başka ülkelere yatırım yaparak faaliyetlerini genişletmek isteyebilirler. Bu yüzden, yabancı ülkelerde faaliyette bulunurlar. Mülkiyetleri başka ülkelerin girişimcilerine ait olan işletmelerdir. Yani, üretim araçlarının mülkiyetleri başka ülke girişimcilerine ait olan ve faaliyetlerini sürdüren işletmelerdir. Yabancı sermayeli işletmeler, yabancı sermaye sahiplerinin ülkelerindeki özel veya kamu kuruluşlarıyla işbirliği yapmaları ile kurulabildiği gibi, yabancı girişimciler tek başlarına da bu tür işletmeleri kurabilirler (Alpugan ve diğerleri, 1993:62).

Tablo 1.2. Yabancı Sermayeli İşletmelere Tanınan Başlıca Kurumlar Vergisi Teşvikleri işletme Türü Aranan Şartlar Teşvik Türü Üretim odaklı yabancı sermayeli işletme En az 10 yıl üretim yapacak olması (petrol, doğal gaz ve nadir metallerin üretimi ile iştigal eden işletmelere uygulanmaz) ilk kara geçiş yılından başlayarak 2 yıl vergi muafiyeti ve takip eden 3 yılda %50 vergi indirimi Tarım, ormancılık ve hayvancı- lıkla iştigal eden yabancı serma- yeli işletmeler En az 10 yıl üretim yapacak olması ve resmi makamların kabul edeceği bölgede Bulunması Yukarıda belirtilen teşviklerin bitiminden itibaren 10 yıl boyunca %15-30 arasında vergi indirimi Liman ve iskele inşaatı ile ilgili Çin-yabancı şirket ortaklıkları En az 15 yıl işletme yapacak olması ilk kara geçiş yılından başlayarak 5 yıl vergi muafiyeti ve takip eden 5 yılda %50 vergi indirimi Yüksek teknoloji ile ilgili Çin- yabancı şirket ortaklıkları Çin makamlarından "yüksek teknoloji statüsünü haizdir" belgesinin alınması En az %10 avantaj sağlayan herhangi bir vergi teşviğinin bitiminden sonra 10 yıl boyunca %50 vergi indirimi ihracatçı yabancı sermaye işletmeleri Üretiminin en az %70'ini ihraç etmesi Uygulanan vergi oranında %50 indirim. Bu indirim asgari vergi tabanı olan %10'a kadar yapılabilir. Sermaye mallarını büyük ölçekte üreten veya hammadde üreten yabancı sermayeli işletmeler Hızlandırılmış amortisman (üretim odaklı yabancı sermaye işletmelerine tanınan vergi tatillerinden yararlanamaz)

1.2.6.5. Çok Uluslu İşletmeler Çok uluslu işletmeler, uluslar arası işletmelerden daha büyük ve kendine özgü özelliklere sahip işletmelerdir. Yabancı ülkelerdeki üretimi, kârı veya personeli, toplam üretimin, kârın veya personelin önemli bir miktarını oluşturuyorsa, bu tür işletmeler çok uluslu işletmeler sayılır (Dinçer ve Fidan, 1999:76). Livingstone göre, çok uluslu işletme, uluslar arası faaliyet gösteren işletmede seçime bağlı olarak, birden fazla ülkede sürekli personeli olan, personel yapısının bu özelliğine bağlı olarak günlük faaliyetlerde tek bir ülke yönetiminin kontrolünde tamamıyla olmayan yatırımlardır (Kinsey, 1998: 212). Örneğin IBM, Mobil, General Electric çok uluslu işletmelere örnek verilebilir. Buna benzer firmalar üretim ve pazarlama işlevini, farklı ülkelerde gerçekleştirirler. Yani, Mısır'da ekilen pamuğun, Türkiye'de iplik haline getirilmesi, Hindistan'da dokunması, İtalya'da stil verilerek Güney Kore'de konfeksiyon haline getirilip pazarlanmasıdır (Sabuncuoğlu ve Tokol, 1997:41).

✓ Ana ülkedeki iç piyasa koşullarının yetersiz kalması, Çokuluslu şirketlerin yabancı ülkelere yatırım yapma nedenlerini şu şekilde özetleyebiliriz: ✓ Ana ülkedeki iç piyasa koşullarının yetersiz kalması, ✓ İşletmenin uluslar arası kalitede üretim ve dağıtım kanallarına sahip olması, ✓ Ana ülkedeki ücret, sosyal haklar ve vergi gibi maliyet unsurlarının rekabetanlamında dezavantaj oluşturması ve ✓ İşletmenin ana ülkede rasyonel işletmecilik ilkesini uygulamaya çok fazla müsait olamamasıdır (Büyükuslu ve Kutal, 1996:28).

1.3. İŞLETMELER ARASI İŞBİRLİĞİ VE BİRLEŞMELER İletişim ve bilişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler ve globalleşme ülkeler arasındaki coğrafik sınırları ortadan kaldırmakta, farklı pazarlara ulaşımı kolaylaştırmakta ve dolayısı ile bu durum işletmeler arasında rekabeti de artırmaktadır. Bu nedenle günümüzde artık işletmeler acımasız rekabet koşullarında tek başlarına pazara hakim olma ve tutunma şanslarını kaybetmeye başlamıştır. Tüm bu şartlar göz önüne alındığında işletmeler için son derece önemli bir kavram olan "işbirliği" kavramının temelleri ortaya çıkmıştır. İşbirliği; işletmeler arasında çeşitli iş süreçlerini paylaşmak ve paylaşan tarafların güçlü noktalarını bir araya getirerek daha da güçlenmek anlamına geldiği kadar, işletme içersinde farklı departmanların ve farklı kişilerin bilgi paylaşımını en üst seviyede ve en doğru biçimde gerçekleştirmeleri anlamına gelmektedir (Bayer ve Tüfekçi, 2007:48). İşletmelerin temel amacı en yüksek düzeyde kâr elde etmektir. Tam rekabet piyasasında bunu elde etmek oldukça güç olduğundan işletmeler, daha çok kâr elde etmek için tam rekabet koşullarından bazılarını ortadan kaldırarak hareket ederler. Monopol, düopol, oligopol gibi eksik rekabet piyasaları, çeşitli yollarla böyle bir eğilim sonucu ortaya çıkar. İşte eksik rekabet piyasalarının doğmasına neden olan çeşitli yöntemlerden biri işletmelerin kendi aralarında anlaşıp birleşmeleridir. İşletmeler çeşitli şekillerde birleşme veya işbirliği yaparak faaliyetlerini sürdürmektedirler. Kimi zaman hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını yitirmeden, kimi zaman da yitirerek işbirliği yapmayı tercih etmektedirler.

1.3.1. Centilmenlik Anlaşmaları Benzer işletmeler arasında ortaya çıkan, belirli konularda ve belirli amaçların gerçekleşmesine yönelik, karşılıklı söz vermeye dayanan, yasal açıdan bağlayıcı nitelikte olmayan yazılı ya da sözlü anlaşmalardır (Özdemir, 2004:38).

1.3.2. Konsorsiyumlar Uluslar arası kuruluşların ve bazı hükümetlerin iktisadi ve mali yardımları yürütmek üzere oluşturdukları yardım kuruluşlarıdır (TDK, 2005:1209). İki veya daha fazla işletmenin, büyük sermaye gerektiren faaliyet alanlarında (köprü, baraj, liman vb. yapımlarında) bir araya gelerek birleşebilirler. Proje tamamlandık tan sonra ortaya çıkan kâr veya menfaatler, konsorsiyum üyeleri tarafından, önceden yapılmış anlaşma gereğince dağıtılır. Konsorsiyum oluşturan işletmeler ekonomik ve hukuki bağımsızlıklarını kaybetmezler (Tatar ve Üner, 1992:26).

1.3.3. Karteller Aynı konuda çalışan işletmelerin, piyasa koşullarını kendi amaçları doğrultusunda ve ortak çıkarlarını korumak amacıyla kullanmak için aralarında yaptıkları anlaşmalardır. Kartel anlaşmasına katılan işletmeler hukuki yapılarını korurlar (Can ve diğerleri, 2005: 121).

1.3.4. Tröstler İşletmelerin hukuki yapılarını koruyup, ekonomik bağımsızlıklarını kaybederek oluşturdukları işbirliği şeklidir. Yaygın olarak ABD'de görülen tröstlerin amacı, belirli bir sektördeki birden çok işletmenin yönetiminin ele geçirilmesi ve bu yolla o sektördeki ekonomik egemenliğin kurulmasıdır (Aydın ve diğerleri, 2006:477).

1.3.5. Holdingler Holding, bir şirketin başka şirketlerin hisse senetlerinin büyük bölümüne sahip olarak yönetim ve denetimi ele geçirmesiyle oluşan şirketler grubudur (Mucuk, 2001:52). Ticari ve sınai bir faaliyette bulunmayan, başka işletmelerin hisse senetlerini elde ederek, o işletmelerin yönetimini ele geçirmek amacıyla faaliyet gösteren işletmelerdir. Bir kişinin, bir grup girişimcinin veya bir ailenin birçok alanda faaliyet gösteren işletmeleri olabilir. Fazla büyük olmanın bir sonucu ise bu işletmelerin yönetimlerinin zorlaşması ve ortak bir misyon etrafında idare edilme güçlüğüdür. Böyle bir durumla karşılan işletme sahipleri, bu işletmeleri belli bir çatı altında toplamak istedikleri zaman, bir holding kurarak ya da işletmeler grubu oluşturarak bu isteklerini gerçekleştirmek isterler (Aydın ve diğerleri, 2006:477).

1.4. İŞLETMELERİN BÜYÜMESİ İşletmeler sektördeki durumlarını geliştirebilmek ve daha fazla kar elde edebilmek amacıyla mevcut varlık ve yeteneklerine de güvenerek daha fazla gelişmek ve büyümek arzusunda olabilirler. Büyüme yalnızca işletmenin faaliyette bulunduğu sektör içi alanlarda olmayıp sektör dışında farklı alanlarda da olabilir. İşletme literatüründe büyüme, işletmende sayısal ve nitelik olarak bir gelişmeyi ifade etmektedir. Sayısal büyüme ve gelişme, işletmenin özelliklerine göre, satış getirilerinde, ürün çeşitliliğinde, kaynak büyüklüğünde (çalışanların sayısı, sermaye büyüklüğü), varlık büyüklüğünde (yatırımlarda artış) ve kapasite kullanımı gibi unsurlarda niceliksel bir artışı ifade etmektedir. Niteliksel büyüme ise, işletmede bulunan unsurların kalitesinin yükselmesi ile ilgilidir. Niteliksel büyüme işletmelerde fark edilebilir ama sayısal olarak ifade edilmesi oldukça güçtür. Ancak niteliksel büyüme sayısal büyümeyi destekler (Ülgen ve Mirze, 2004:200).

İşletmelerde büyüme dikey, yatay ve çapraz birleşmeler yolu ile de sağlanabilir.

Dikey Birleşme: Aynı sektörün farklı alt sektörlerinde faaliyet gösteren, alıcı veya satıcı ilişkisi olan şirketlerin bir araya gelmesidir. Geriye ve ileriye dönük dikey birleşme şeklinde olabilir. Geriye dikey birleşmede hammadde veya tedarikçilerle birleşme, ileri dönük dikey birleşmede ise satış ve dağıtım kanallarını kontrol etmek amacıyla gerçekleştirilebilir. İplik üreten firma ile konfeksiyon üreten firmanın birleşmesi dikey birleşmeye örnek olarak verilebilir.

Yatay Birleşme: Aynı sektörde faaliyet gösteren veya aynı tüketicilere yönelik faaliyet gösteren rakip şirketler arasında gerçekleşmektedir. Bu tür birleşmeler sayesinde rekabeti ortadan kaldırmak veya diğer rakiplere karşı pazar payını artırarak piyasada daha fazla söz hakkı sahibi olmak amacıyla yapılabilir. İki özel hastane ya da telefon şirketinin birleşmesi bu birleşmeye örnek olarak verilebilir.

Çapraz Birleşme: Çapraz birleşmeler, farklı sektörlerde bulunan ve faaliyetleri açısından hiçbir benzerlik taşımayan işletmelerin çeşitlendirmeyle riski azaltmak, atıl fonların etkin kullanımı ve vergi yararları sağlamak gibi finansal nedenlerle yapılan birleşmelerdir. Örneğin, bir turizm işletmesi ile inşaat işletmesinin birleşmesi.