TAHTA ÇANAK Haz. İlknur Eryiğit DEM 2011
TAHTA ÇANAK
Zamanın birinde Ahmet dede adında ihtiyar bir marangoz yaşardı Zamanın birinde Ahmet dede adında ihtiyar bir marangoz yaşardı . Aradan uzun yıllar geçti. Yaşlılığın etkisiyle eli ayağı tutmaz oldu. Bu yüzden Ahmet dede gelini ve oğluyla yaşamaya başladı.
Ahmet dede çok yaşlı olduğu için elleri titriyordu Ahmet dede çok yaşlı olduğu için elleri titriyordu. Elleri o kadar titriyordu ki yemek yerken sürekli üstüne başına döküyor, sofra örtüsünü kirletiyordu. Hatta bazı günler tabak çanak kırığı bile oluyordu.
Son zamanlarda sofrada bu tür kazalar artınca bundan rahatsız olan anne ve baba bir çözüm düşündüler.
Ahmet dedeye tahta çanak, kaşık ve çatal aldılar Ahmet dedeye tahta çanak, kaşık ve çatal aldılar. Artık kırılan tabaklar dökülen yemekler yoktu. Anne ve baba bu durumdan çok memnun olmuşlardı.
Bir süre sonra Ahmet dedeyi yemek masasından da kaldırdılar Bir süre sonra Ahmet dedeyi yemek masasından da kaldırdılar. Tahta çanakla birlikte onu masadan uzaklaştırdılar. Artık Ahmet amca odanın bir köşesinde yemeğini ayrı yiyor, doymasa da daha fazla istemeye utanıyordu.
Ahmet amca tahta çanakla çorbasını içerken son derece mahcup bir şekilde etrafına bakınıyor, bazen de gizli gizli ağlıyordu. Evin küçük torunu dedesinin bu durumunu tam anlamamış da olsa uzaktan izliyordu.
Bir gün anne ve babası dışarıdayken Hasan eline geçirdiği bir tahta parçasını oymaya başladı.
Anne ve babası eve gelince ne yaptığını sorduklarında Hasan 'tahta çanak yapıyorum; siz yaşlanınca ben de size bu tahta çanakla yemek vereceğim' dedi.
Anne ve baba bir süre sessizce birbirlerine baktı ve yaptıklarından utandılar, Babalarına kendi rahatları uğruna ne büyük bir utanç verdiklerini anladılar.
Hemen Ahmet dededen özür dilediler ve artık yemeği beraber yemeğe başladılar. O günden sonra Ahmet dedeyemeği döküp saçsa da bu hiç problem olmadı Mutlulukları hiç eksilmeden devam etti.