RÖNESANS’TA COĞRAFİ KEŞİFLER
İki yüzyıllık bu çağda; Dünya ilk kez denizden dolaşılmış 1400-1600 yılları arası coğrafi keşifler cağı olarak adlandırılır. Ve bu dönem insanlık tarihinin çok özel bir dönemidir. İki yüzyıllık bu çağda; Yeni kıtalar keşfedilmiş, Dünya ilk kez denizden dolaşılmış Ticaret dünya ölçeğinde yapılmaya başlandı
Yeni keşfedilen kıta ve bölgelerin zenginlikleri avrupanın; Ekonomik Ticari Bilimsel ve teknolojik gelişimine kaynak olarak aktarılmış ve sonuçta etkileri bugüne dek yansıyan gelişmelerin yaşanmasına yol açmıştır.
Avrupa, İtalya’nın önderliğinde; Bu dönemdeki en belirgin özellik; Avrupa, İtalya’nın önderliğinde; 1) Denizciliğin ve Haritacılığın geliştirilmesine 2) Gerekli mali desteklerin sağlanmasına 3) İberya gemileriyle Avrupa’ya getirilen baharatın, altının ve öteki mamullerin pazarlanmasına katkıda bulunmuştur.
Bu dönemde en önemli keşifler Portekizli ve İspanyol gemiciler tarafından yapıldı. Bu döneme kadar ; Güney’de Afrika’nın Kongo havzası Kuzeyde İngiltere’nin kuzey sahilleri Doğuda Hindistan ve Japonya kıyıları Batıda ise Kanarya adalarının batı kısımları biliniyordu.
1400’lerden başlayarak gelecek 200 yıl içinde , haritası olmayan ya da eksik bulunan yerlerin sadece ; AVUSTRALYA, YENİ ZALANDA, KUZEY PASİFİK kalmasıdır.
Kristof Kolomb’a atfedildi. 982 Yılında Vikingli Kızıl Erik’in Grönland’a ulaştığı bilinmektedir. Yaklaşık 1000 yılarında Vikinglerin Kuzey Amerika’ya ulaştıkları artık bilinmekle beraber bu keşif Kristof Kolomb’a atfedildi.
1400’lü yılların başlarında ilk önemli seyahatini Portekizli Gemici Prens Henry düzenledi. Ve Afrika’nın batı kıyılarını dolaştı. Bu seyahatle beraber bazı yanlış algılar da son bulmuş oldu. Bu yanlış algılardan biri; Afrikalıların siyah derilerinin ekvatordaki kaynar sular nedeniyle olduğuydu.
BARTOLOMEU DİAS : 1487de Gemici Henry’nin gezilerinden ilham alan Bartolomeu Dias ümit burnunu keşfetti
KRİSTOF KOLOMB: İtalyalı kolombun amacı dünyanın küre olmasından faydalanarak okyanusu geçmek ve Hindistan’a ulaşmaktı. 1492de Nina, Pinta ve Santa Marina adlı 3 gemiyle yola çıktı. batı hint adalarına ulaştı. Aslında amerikaya ulaşmıştı ancak o bunu bilmiyordu. 1493te geri döndü. 1493-1496 yılları arasında 2. Seyahatini yaptı ve 17 gemi ve 1200 adamla Dominico ve Jamaika sahillerine ulaştı.
1498de 3. Seyahatini 6 gemiyle gerçekleştirdi ve Trinidad , Tobago, Granada ve Margarita adalarını keşfetti. 4. ve son seyahatini 1502-1504 yılları arasında gerçekleştirdi 4gemi ve 150 askerle panamaya kadar yol aldı ancak Kolomb buranın yeni bir kıta olduğunu asla öğrenmeden hayatını kaybetti. Buranın yeni bir kıta olduğunu Americo Vespuci ilan etti.
FERDİNANT MAGELLAN Magellan ilk defa dünyayı denizden gezmiştir. Magellan ispanya kralı 1. Charlesin desteği ile 5 gemiyle 1518de ispanyadan ayrıldı. İspanya- 1519da Brezilya-Arjantin-Filipinler-1521 de yerliler tarafından öldürüldü yolculuğu 1522de Sebastian del cano tamamladı ve dünyayı dolaştı.
COĞRAFİ KEŞİFLERİN NEDENLERİ: Pusula, gemicilik tekniği ve cağrafya bilgisinde ilerlemeler oldu: Doğudan Aldıkaları Pusulayla Doğuyu Keşfettiler Çok Büyük Gemiler Yapıldı Harita Kullanıldı Avrupalıların dünyayı tanıma ve dinlerini yayma amaçları
İpek ve baharat yollarının Türklerin elinde olması : İstanbulun fethi bizim için sonun başlangıcıdır. İstanbul fethedilince yolları kontrol altına aldık. Avrupalılar yeni yollar arayıp bulduktan sonra zenginleyip daha sonra rönesans yapacaklar, reform yapacaklar ardından aydınlanmayla birlikte sanayi devrimi gerçekleştirecekler, Fransız ihtilalini gerçekleştirip büyük devletler haline gelecekler. Uyuyan devi uyandırmış olacaz
COĞRAFİ KEŞİFLERİN SONUÇLARI Yeni ticaret yolları bulundu Akdeniz kıyısındaki limanlar eski önemini kaybederek Atlas okyanusu kıyısındaki limanlar önem kazandı : Akdeniz limanları eskiden çok önemli değildi. Ancak İstanbulun fethinden sonra önemi artmıştır. Ancak coğrafi keşifler sonunda değerini kaybetti 19 y.y da Süveyş kanalının açılması ile tekrar önem kazanacak
Yeni ada ve kıtalar bulundu Osmanlı ekonomik kayıplara uğradı Yeni ada ve kıtalar bulundu Avrupalılar kültürlerini yeni kıtalara yaydı sömürge imparatorlukları kuruldu Burjuva sınıfı zenginleşerek güç kazanacak.
RÖNESANS’TA BİYOLOJİ VE TIP
Antik Grek ve İslam biyoloji ve tıp çalışmaları 12 VE14. Y Antik Grek ve İslam biyoloji ve tıp çalışmaları 12 VE14. Y.Y arasında yapılan Arapçadan Latinceye çevirilerle batıya aktarıldı. Yeni bitki ve hayvanlarla karşılandı. Avrupa’da çeşitli salgın hastalıklar yaygındı. Özellikle sifilisi (frengi) hastalığı. Bu hastalıklardan Korunmanın yolları gelişti ve cerrahi konuya ilgi arttı.
16. y.y da fizik biliminin gelişmesi ile İatrofizik ekolü de ortaya çıktı. Onlara göre canlıda fizik ilkeler geçerliydi. ( Galileo ve Descartes) Her iki ekole göre canlı ve cansız bütün varlıkların yapı ve işlevleri birbirine benzemektedir. Canlının da cansız gibi laboratuvarda incelenebileceği düşüncesine yol açmış
İatrofizikçilerin yanı sıra o dönemde ortaya çıkan bir başka topluluk olarak iatrokimyacılar da popülerdi. İatrokimyacılar: canlı temelde kimyasal maddelerde oluşuyordu ve tedavi de bu temele dayanmalı. Böylece ilaçlar bitkisel değil de inorganik kökenli olması gerektiği algısı yaygınlaştı.
PARACELSUS (1493-1541) Tıpta otorite Galen ve Hipokrates’in çalışmalarıydı. Paracelsus bu otoritelere karşı çıkan bir doktordu. Dolaştığı şehirlerde onlara ait olan eserleri meydanlara yakıyordı
Paracelsus’a göre tüm varlıkların temeli ortaktı Paracelsus’a göre tüm varlıkların temeli ortaktı. Paracelsus’a göre tüm varlıkların temeli ortaktı. Bu temel 4 element (hava su ateş toprak) ve ilk maddeler adını verdiği tuz cıva ve kükürt. Buna göre canlı ve cansız özde aynıdır: kimyada kabul edilen prensipler o halde canlılar için de geçerlidir. Paracelsus bu görüşüyle dönemin İatrokimyacıları arasında önde gelen kişilerindendir.
Paracelsus’a göre; Midenin işleyişi kimyasal bir süreçtir: mide sindirim görevini besinleri ıslatarak parçalayarak değil de salgıladığı sıvılarla gerçekleştirdiğini ifade etmiştir. Canlı kimyasal bir yapıya sahipse yapıdaki bozukluklar da kimyasal kökenli olmalıdır. O halde tedavide kimyasal madde kullanılabilir. Bu görüşüyle Paracelsus modern ilaç biliminin (farmakolojinin) kurucusu olarak kabul edilir.
ANDREAS VESALİUS (1514-1563): Dönemin en önemli anatomi çalışmalarını yapmış. Anatomi üzerine yazdığı eseri: «FABRİCA» Ona göre Galen’in yanlış tespitleri hayvan üzerine çalışması ve insanlara genelleştirmesidir. Vesalius’a göre insan anatomisine ilişkin bilgiler ancak insan bedeni üzerine yapılan çalışmalarla elde edilebilir.
WİLLİAM HARVEY (1578-1657) Galen’in görüşlerine itiraz eden bir başka tıpçıdır. Dönemin en önemli fizyologlarındandır Harvey, Galen’in kan dolaşımı görüşüne itiraz etmiştir.
Galene göre kan vücuda dağılarak gittiği yerde emiliyordu Galene göre kan vücuda dağılarak gittiği yerde emiliyordu. Oysa Harvey e göre böyle olsaydı insanlar kansız olmalıydı. Bunun için de sürekli yemek yemeleri gerekiyordu. Öyleyse vücuda dağılan kan geri dönmeliydi. Kalbi ve damarları inceleyen Harvey kanın kalbin sol karıncığından Aort damarı vasıtasıyla bütün vücuda dağıldığını ve venlerle (toplardamarlarla) tekrar kalbe döndüğünü gösterdi. (BÜYÜK KAN DOLAŞIMI).
Ayrıca Harvey canlının ancak canlıdan meydana geldiğini de savunmuş ve bu görüşüyle de ARİSTOTELES’e karşı çıkmıştır.
BENİ SABIRLA DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM