Turizmde Güncel Sorunlar

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
STRES SINAV KAYGISI KARACASU LİSESİ Rehberlik Servisi.
Advertisements

Hâsılat kavramları Firmaların kârı maksimize ettikleri varsayılır. Kâr toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki farktır. Kârı analiz etmek için hâsılat.
Özel Hastane Web Sitelerinin Sağlık Turizmi Kapsamında Analizi

Kamuda İnsan Kaynakları Yönetimi
AVRUPA BİRLİĞİ SİSTEMİNDE ENGELLİLER ve ÖZEL EĞİTİM
Öğr. Gör. MEHMET ALİ ZENGİN
TOPLU İŞ MÜZAKERELERİNİN ÖNCELİKLERİ Mato Lalić. Toplu müzakerelerinin öncelikleri ana sendika görevlerinden türemektedir -Maaş -İş koşulları -Kazanılmış.
Ulusal Yayınların Stratejik Önemi Prof. Dr. Çetin Erol Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD YÖK Genel Kurul Üyesi.
2 Yatırım Karlılık Analizleri Finansal Analizler Basit Yöntemler İndirgenmiş Yöntemler Karlılık Yöntemi Geri Ödeme Süresi Yöntemi Net Bugünkü Değer Yöntemi.
Stratejik Pazarlama 4. Hafta
Girişimcilik Öğr.Gör.Seda AKIN GÜRDAL. Ders Akışı İşletmenin Amaçları İşletme Çevre İlişkisi.
İSTANBUL ESENYURT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİMDALI YÖNETİM ve ORGANİZASYON CENK SOYER SÜREÇ YENİLEME DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ REENGINEERINGG.
AİLE İŞLETMELERİNDE ROLLER VE STATÜLER AİLE İŞLETMELERİNDE STATÜLER AİLE ÜYESİAİLE DIŞI Girişimci / Kurucu Veliaht Aile Bireyleri işgören Profesyonel Yönetici.
 Ülkemizdeki nüfusun sayısı ve nüfusla ilgili veriler yapılan nüfus sayımları ile elde edilir. Bu sayımlar sonucunda, toplam nüfus, nüfusun yaş gruplarına.
Türkiyedeki iklim çeşitleri Doğa Sever 10/F Coğrafya Performans.
Performans ve Ücret Yönetimi Yrd. Doç. Dr. Özlem BALABAN
TEST ÇÖZME TEKNİKLERİ. Test çözmede 3 unsur önemlidir.
Rensis Likert ( ) – Sosyal psikolog, Michigan Üniversitesi – Verimsiz, etkinliğin düşük olduğu işletmelerde çalışanlar «işe eğilimli yönetici»
Zihinsel engellilerin sınıflandırılması
ÖRGÜTSEL ADALET Adaletsizlik Nedir? Örgütlerdeki Adaletsizlikler?
AİLELERLE İŞBİRLİĞİ.
SOSYAL GELİŞİM Öğr. Gör. İdris KARA.
ERASMUS+ GENÇL İ K KA2 İ L SOSYAL ETÜT VE PROJE MÜDÜRLÜ Ğ Ü.
ŞEKER(DİABETES MELLİTUS DM) HASTALARININ YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER Şeker ya da diyabet denilen hastalık genellikle kalıtsal ve.
Kamu Mali Yönetimine İlişkin Sorunlar. Türkiye’de kamu yönetiminin karşılaştığı en önemli sorun alanlarının başında mali konular gelmektedir. Mali disiplinin.
Ulusların Rekabet Üstünlüğü. Küresel rekabetin öneminin artması ulusların önemini yitirmesine mi sebep oldu? – Ulusal değerler, kültür, ekonomik yapılar,
SAĞLIK TURİZMİNDE ÖNEMLİ TIBBİ DESTİNASYONLAR 1. Sağlık Turizminde Öne Çıkan Destinasyonlar Global ölçekte değerlendirildiğinde son yılda bazı ülkelerin.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI
SAĞLIK TURİZMİ VE HEMŞİRELİK
Pazarlama Çevresi.
Yönetsel Sorunlar. Yöneticiler düşük profilli ve düşük niteliklidir. Kıdem ve liyakat ilkesine uyulmadan yönetici atamasına rastlanılmaktadır. Yöneticilerin.
KİŞİSEL HİJYEN.
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Ders Notları
İŞSİZLİK SORUNU.
YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLERE İLİŞKİN ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELER
BAŞVURU SAĞLAMA VE SEÇME
Uluslararası Pazarlama Araştırması
Öğr. Gör. Dr. İnanç GÜNEY Adana MYO
Bu nedenle kızlar çareyi, dikkatleri üzerlerine çekecek davranışlardan, soru sormaktan, tartışmalardan, karar verme süreçlerine katılımdan kaçınmakta bulurlar.
“ekonomik, sosyal ve kültürel gereksinmelerini karşılayabilmek için
Ergun, S.1, Koçak, S.1, Devrilmez, E.1, Tek, T.1
Ziyafet ve İkram Hizmetleri
BÖLÜM 3 ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ. BÖLÜM 3 ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ.
Yrd.Doç.Dr. Çağdaş Erkan AKYÜREK
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KARŞILAŞTIRMA ÖLÇÜTLERİ
PAZARLAMA YÖNETİMİ PAZARLAMA YÖNETİMİ • PAZARLAMAYA GİRİŞ
TUTUM VE ALGILAR.
Cube Organization Presents.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
İK MAKALESİ.
Hayvancılık İşletmelerinde Yönetim Prensipleri
İZMİR ÜNİVERSİTELERİ PLATFORMU DÖNEMİ ÇALIŞMALARI
İŞSİZLİK Faal Nüfus Bir ülke nüfusun 15 yaş ile 64 yaş arasında kalan kısmına faal nüfus denir. Aynı zamanda faal nüfusa, iktisaden faal nüfus yada aktif.
ÜNİVERSİTEDE YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE İNTERNET KULLANIMINA İLİŞKİN ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ Mehmet AKSÜT Nihat ÇAKIN 
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Yaratıcı Strateji: Planlama ve Geliştirme
10. HAFTA TOPLUMSAL CİNSİYET.
SHB-221 TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YAPISI
Gelişim ve Temel Kavramlar
Çevre teknikeri kimdir?
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
İŞSİZLİK SORUNU.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Çevre teknikeri kimdir?
Sınıf Öğretmenlerinin Eğitsel Amaçlı İnternet Kullanım Öz Yeterlikleri
Yrd. Doç. Dr. Şükrü KEYİFLİ
Örgüt Kuramı, Örgüt Tasarımı ve Örgütsel Değişim
Paydaşlar, Yöneticiler ve Etik
Sunum transkripti:

Turizmde Güncel Sorunlar Turizm Sektöründe Çalışma Koşulları Öğr. Grv. Mehmet Ali ZENGİN

Turizm Sektöründe İşgücü Piyasası Turizm sektörü; dinamik bir sektör olarak ülke ekonomilerine milli gelir açısından önemli bir pay oluşturmaktan, istihdam yaratmaya kadar pek çok katkı yapmaktadır. Turizm sektörü, bu konumu nedeniyle, işsizlik sorunu yaşanan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından önemli bir sektör haline gelmiştir. Turizm sektörü, makineleşme ve otomasyon imkanlarının sınırlı olması ve emek-yoğun özellik taşıması nedeniyle, önemli bir istihdam yaratıcı özellik arz etmekte ve çok sayıda insana istihdam olanağı sağlamaktadır. Önemli bir istihdam yaratıcı sektör olması nedeniyle, turizm sektöründe istihdam yapısı ile ilgili çalışmalar uzun yıllardan itibaren yürütülmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı, belli aralıklarla işgücü araştırmaları gerçekleştirmişlerdir.

ILO Ankara’nın yayınladığı “Turizm Endüstrisi ve İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre Türkiye’de konaklama sektöründe istihdam edilenlerin dörtte üçünden fazlasının yaşlarının 15 ila 34 arasında olduğu belirtilmiştir. Yine aynı araştırmada, restoran sektöründe istihdam edilenlerin yaklaşık %75’inin 15 ila 34 yaş grubu arasında ve seyahat acentalarında çalışan işgücünün %75’inden fazlasının 20 ila 39 yaş grubu arasında olduğu vurgulanmıştır. Türkiye’de toplam turizm istihdamında erkeklerin payı kadınların payından fazla olmakla birlikte, sektördeki aile tipi işletmelerin fazlalığı nedeniyle, kadınların istihdam oranında istikrarlı bir artış söz konusudur. Türkiye’de TİSK’in yaptığı bir araştırma sonucuna göre, sektörde istihdam edilen işgücünün % 82,6’sını erkekler, %17,4’ünü ise kadınlar oluşturmaktadır.

Sektördeki çalışma koşulları, uzun çalışma saatleri, hafta sonu yoğun çalışma şartları, vb. gibi nedenler sektörde çalışan kadınların istihdam oranının düşük kalmasına neden olmaktadır. Buna karşılık, konaklama ve restoran sektörüne nazaran, daha düzenli çalışma koşulları sunan seyahat acentalarında kadınların istihdam oranının daha yüksek olduğu söylenebilir. Erkek ve kadın yöneticilere yönelik yapılan diğer bir araştırma sonuçları ise, bütün departmanlarda erkeklerin oransal olarak kadınlara göre daha fazla istihdam edildiğini göstermektedir. Hatta, küçük tesislerde erkek çalışan sayısının kadın çalışan sayısının yaklaşık iki katı olduğunu söylemek mümkündür. Yine aynı araştırmada, kadın personelin yoğunlaştığı otel bölümlerinin kat hizmetleri bölümü olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, yiyecek-içecek servisi ve ön büro departmanı da kadınların daha fazla istihdam edildiği bölümlerdir. Bu bölümlerde üretilen hizmetlerin kadınlar tarafından daha kolay yapılabilir olması nedeniyle, kadınların yoğun olma özelliği gösterdiği söylenebilir.

Büyük ölçüde genç ve erkek işgücünün istihdam edildiği, aynı zamanda kadınların en yoğun istihdam edildiği sektörlerden biri olan turizm sektöründe, işgücü piyasasının en önemli özelliklerinden birisi sektörün mevsimsel özellik taşıması, yani diğer bir ifadeyle, turizm talebinin yapısı gereği yılın belirli aylarında (Mayıs-Ekim) yoğunlaşmasıdır. Bu nedenle, turizm işletmeleri sürekli çalışan personelin yanında sezonluk personel çalıştırmayı da tercih etmekte; sonuçta, istihdam edilen personel sayısında, sezonluk talep değişmelerinden kaynaklanan aşırı dalgalanmalara rastlanmaktadır. Örneğin, yüksek sezonda işletmelerdeki çalışan işgücü sayısı, sezon sonunda işletmelerin kapanmasıyla birlikte en düşük seviyeye inmektedir. Turizm işletmelerinin büyük bir bölümünde, istihdamın mevsimsel özellik taşıması nedeniyle dalgalanmalar göstermesi, toplam turizm istihdamı içerisinde sezonluk ve geçici süreli istihdam şekillerinin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Özellikle sezonluk faaliyet gösteren konaklama işletmelerinin daha çok, geçici işgücü istihdam etmeyi tercih ettiği söylenebilir.

Turizm endüstrisinin belirtilen mevsimlik özelliği, sektörde yoğun bir nitelikli işgücü sıkıntısını beraberinde getirmektedir. Özellikle, sezonluk faaliyet gösteren konaklama işletmelerinin geçici işgücü istihdam etmeyi tercih etmesi nedeniyle, söz konusu işletmelerde işgücü seçimi ve işe alma süreci genellikle üzerinde pek durulmayan, gelişigüzel çözümlenen konulardır. Bu işletmelerde, nitelikli işgören istihdam etmek sadece gider olarak değerlendirilmekte; kaliteli, nitelikli çalışanların sağlayacağı yararlar göz ardı edilmektedir. Bu bakımdan, sektör genelinde mesleki eğitim alan kişilerin istihdam oranı çok düşük seviyelerdedir. Türkiye’de turizm sektörünün istihdam yapısının diğer bir özelliği de, çalışma zamanının karmaşıklığı ve günlük çalışma sürelerinin fazla olmasıdır. Turizm işletmeleri resmi tatillerde, bayramlarda faal olarak çalışan, haftanın yedi günü 24 saat hizmet veren kuruluşlardır. Çalışma sürelerinin bu düzensizliği ve karmaşıklığı, sektörde çalışan işgücünün özel yaşantısını ve aile hayatını olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Bu olumsuz etkilerin aynı zamanda çalışma hayatına da yansıması kaçınılmaz olmaktadır.

Turizm Sektöründe Ücretler Türkiye’de turizm endüstrisinde çalışanların en önemli problemlerinden birisi düşük ücret sorunudur. Böyle bir problemle karşı karşıya kalınması, endüstride faaliyet gösteren işletmeler açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Özellikle, belirli niteliklere sahip vasıflı işgörenin diğer sektörlerdeki çalışanlara nazaran daha düşük ücret alması nedeniyle, çalışanlardan beklenen verimlilik arzu edilen seviyede olamamakta ve yüksek oranda bir işgücü devri ile karşılaşılabilmektedir. Yapılan araştırmalar, düşük ücretlerin işgücü devrinin yüksek olmasında etkin rol oynadığını göstermektedir. Benzer şekilde, konaklama işletmelerinde çalışanlar üzerinde yapılan bir araştırmada, çalışanların işlerini bırakmasındaki en önemli etkenin ücret ve yetersiz maaş olduğu belirlenmiştir.

Bu konuda yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, sektörde çalışanların çoğunluğu aldıkları ücreti yetersiz bulmaktadır. Ücreti yetersiz bulan işgücünün önemli bir bölümünü, mevsimlik faaliyet gösteren işletmelerdeki çalışanlar oluşturmaktadır. Mevsimlik çalışanların %64’ü aldıkları ücretten memnun değilken, bunun yanı sıra sürekli çalışan işgücünün %47’si de ücret memnuniyetsizliği yaşamaktadır. Sektörde ücretler açısından yaşanan bu olumsuz durum; çalışanların ve sektöre girmeye hazırlanan işgücünün niteliğini olumsuz olarak etkilemekte, bunun sonucu olarak yaygın biçimde mesleki eğitimle bütünleşemeyen, düşük nitelikli bir istihdam yapısı ortaya çıkmaktadır.

Turizm Sektöründe Çalışma Koşulları Turizm endüstrisindeki çalışma koşullarından bahsederken öncelikle aşırı iş yükü, işlerin karmaşıklığı gibi hususlar akla gelmektedir. Gerçekten de emek-yoğun özellikte olan turizm endüstrisinde, yüksek sezon döneminde turizm işletmelerinin faaliyetlerinin yoğun olması; çalışanlarda bitkinlik ve ümitsizlik duygularını ortaya çıkararak, çalışanların stres altına girmelerine neden olmaktadır. Çalışma hayatında yaşanan stres, turizm endüstrisi çalışanlarını fizyolojik ve psikolojik açıdan yıpratmakta ve hatta çalışanların sağlığını etkilemektedir. Davranışsal açıdan ise, çalışanların daha az verimli ve etkin olmalarına neden olmaktadır. Sektörde stresin yoğun olarak yaşanması, çalışanları, işten ayrılmalarına neden olabilecek kadar baskı altında bıraktırmaktadır. Turizm sektöründe, işgücü devir hızının yüksekliği bir anlamda çalışanların stres altında olduğunun bir göstergesidir.

Çünkü, sürekli olarak yoğun stres altında çalışan işgören, iş tatmini konusunda sorun yaşayabilmekte ve bunun sonucunda işi bırakma eğilimine gidebilmektedir. Turizm endüstrisinde çalışan işgücüne yönelik yapılan bir araştırmanın sonucu, yaşanan stresin işi bırakma ile yakın ilişkisi olduğunu göstermektedir. Yine aynı araştırmada, buna ilişkin olarak, çalışanlara sırf aşırı stres nedeniyle işlerini bırakıp bırakmayacakları sorulduğunda, ankete katılanların %62’si işlerini bırakabileceklerini belirtmişlerdir. Öte yandan, zaman kavramının çok önemli olduğu turizm endüstrisinde çalışan pek çok insan, zaman baskısı hissetmektedir. Örneğin, kat hizmetlerinde çalışan görevlilerin, yeni giriş alıncaya kadar tüm odaları temizlemek zorunda olmaları; servis elemanlarının ve mutfak personelinin yemek saatlerine kadar yemekleri ve servisi hazır duruma getirme zorunluluğu çalışanların zaman baskıları yaşamalarına ve dolayısıyla strese girmelerine neden olmaktadır. Bu durum, iyi bir iş planlaması gerektirdiği kadar, iş saatlerinin düzeltilmesi ile de ilgilidir.

Turizm endüstrisinde, çalışma zamanının karmaşıklığı ve günlük çalışma sürelerinin uzunluğu sorunu sıkça yaşanan problemlerin başında gelmektedir. Turizm işletmeleri, haftanın yedi günü 24 saat hizmet veren kuruluşlardır. Çalışma sürelerinin bu düzensizliği, sektörde çalışan işgücünün zaman baskısı hissetmesine neden olduğu kadar, kişinin özel yaşantısını, aile hayatını ve hatta sağlığını olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Çalışma saatlerinin uzunluğu ve yeterince dinlenememe, çalışanların fiziksel dayanıklılıklarını ve dolayısıyla direnç, güç ve dikkat gibi hususları olumsuz etkileyeceğinden, işletme bünyesinde kazaların oluşmasına sebebiyet verebilmektedir. Örneğin, gece vardiyasında çalışan ön büro personelinde uykusuzluk, sosyal hayata adapte olamama gibi sorunlar çıkabilmekte veya restoran bölümünde çalışan servis elemanı, çalışma saatlerinin düzensizliği nedeniyle müşteri ile olan diyaloğunda problem yaşayabilmektedir. Benzer şekilde, mutfak personeli de yorgunluk, dikkat azalması gibi nedenlerle, kullandıkları pişirme araçlarıyla, iş kazalarına sebebiyet verebilmektedir.

Turizm Sektöründe Kadın Çalışanların Sorunları ve Ayrımcı Uygulamalar Turizm, kadınların çeşitli iş kollarında en çok istihdam edildiği sektörlerden biridir. Bu durumun hem Türkiye’de hem de dünyanın pek çok ülkesinde geçerli olduğu söylenebilir. Bu nedenle, turizmde kadın çalışanların karşılaştıkları sorunları ayrıca ele almakta fayda bulunmaktadır. Kadınların turizm sektöründe yaşadıkları sorunlar şu başlıklar halinde ifade edilebilir: Çalışma saatleri ve ücretlendirme, Meslek ve pozisyon, Yıldırma, duygusal taciz (Mobbing), Eğitim, Terfi ve “Cam Tavan” sorunu.

1. Kadınların Çalışma Saatleri ve Ücretlendirme ILO’nun yaptığı araştırmaya göre (1998), Kadınların erkeklere göre çalışma saati oranları, 39 ülke genelinde, %89’dur. Bunun anlamı, erkekler 100 saat çalışırken kadınların 89 saat çalışıyor olmalarıdır. Kadınların ücretlerinin erkeklerinkine oranı %79 dur. İlk bakışta bu durum kadınların daha az saat çalıştığını ve bundan dolayı daha az ücret aldıkları gibi görünmektedir. Kadınlar anlamlı biçimde yarı-zamanlı ya da geçici işlerde istihdam edilmektedir ya da aynı işte kadınlara daha az ücret ödenmektedir. Kadınların ve erkeklerin çalışma saatleri ve ücretleri arasındaki orantısızlık göz önüne alındığında gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan ülkeler arasında farklılıklar vardır. Gelişmiş ülkelerde kadının haftalık ücreti erkeğin %80’ine eşitken, az gelişmiş ülkelerde bu oran %10 ile %60 arasındadır.

2. Kadın Çalışanlarda Meslek ve Pozisyon Turizm endüstrisinde belirgin yatay ve dikey toplumsal cinsiyet ayrımcılıkları vardır. Yatay olarak kadınlar ve erkekler farklı mesleklere yerleştirilirler. Kadınlar garson, temizlikçi, seyahat acentası satış temsilcisi olarak istihdam edilirken; erkekler barmen, bahçıvan, yapı çalışanları, sürücü, teknik personel olarak istihdam edilmektedir. Dikey olarak tipik “toplumsal cinsiyet” piramidi turizm sektöründe de yaygındır. Daha düşük pozisyonlar ve kariyer gelişim olanağı çok az olan meslekler kadınlar tarafından doldurulmaktadır. Buna karşın önemli yönetimsel pozisyonlar erkekler tarafından doldurulmaktadır. Dünya genelinde kadınlar geçmişe göre çok daha yüksek eğitim düzeylerine ulaşmışlardır. Ve kadınlar bugün küresel işgücünün %40’ından fazlasını oluşturmaktadırlar. Ancak kadınların yönetim pozisyonlarına erişme düzeyleri çok düşüktür.

3. Kadınlara Yönelik Yıldırma, Duygusal Taciz (Mobbing) Psikolojik yıldırma, duygusal bir saldırıdır. Çalışana saygısız, alçaltıcı, kötü niyetli saldırgan davranışların; üstü veya çalışma arkadaşları tarafından belirgin veya ima yoluyla uygulanması yıldırma olarak adlandırılmaktadır. Kadınlarla ilgili toplumsal cinsiyet kalıpyargıları ile işyerlerinde kadınlara yönelik yıldırma ve aşağılama uygulamaları arasında ilişki vardır. Bir çok toplumda kadınlığa ilişkin kalıp yargılar ve anlamlar, işyerlerinde kadınları aşağılama, ve yıldırma uygulamalarında kullanılır. Örneğin, “kadınlar duygusaldır, mantıklı karar veremezler, erkek işini beceremezler” gibi aşağılamalara iş dünyasında çok sık rastlanır. Turizm, ağırlama odaklı ve insan merkezli bir hizmet sektörü olduğundan, bu alanda çalışanların ne tür yıldırma davranışlarına maruz kaldığının bilinmesi çok önemlidir.

4. Kadınların Eğitim Turizm endüstrisinde çalışmak isteyen destinasyonda yaşayan yerel halk turizm sektörüne girerken birçok dezavantajla karşılaşmaktadır. Bunun en önemli nedeni düşük eğitim düzeyidir. Özellikle kırsal yörelerdeki destinasyonlarda kadınların eğitim düzeyi düşüktür. Popüler destinasyonlarda önemli düzeyde eğitime ihtiyaç vardır. Bunun yanında diğer anahtar ihtiyaçlar; finansal yönetim, okuryazarlık ve yabancı dildir. Kadınların erkeklere göre daha düşük eğitim düzeyine sahip olmaları, daha alt pozisyondaki işlerde istihdam edilmeleriyle sonuçlanmaktadır.

5. Kadınlar için Terfi ve “Cam Tavan” Sorunu Yapılan araştırmalar kadınların iş yaşamında ve terfilerinde cinsiyet rollerinden olumsuz olarak etkilendiklerini göstermektedir. Erkek yöneticilerin önyargı ve olumsuz tutumlarına ek olarak, kadınlar da toplumun kendilerinden beklediği gibi davranmaktadır. Bu yüzden kadınlar daha fazla sorumluluk, uzun çalışma saatleri ve yolculuk gerektiren işlere başvurmamaktadır. İş dünyasında “cam tavan (glass ceiling)” olgusu son yıllarda pek çok tartışmanın ve araştırmanın konusu olan ve kadınları çok yakından ilgilendiren bir konu olmuştur. Cam tavan, kadınların ve azınlık grupların şirketin üst kademelerine doğru ilerlemesini önleyen görünmez engeller anlamında kullanılan bir deyimdir. Kadınların kariyerleri açısından cam tavan, özellikle evli ve çocuklu kadınların, iş yaşamında erkek meslektaşları ile kıyaslandığında daha az terfi ve ödül alabilmesi olgusunu anlatmak için kullanılmaktadır.

Dinlediğiniz için teşekkürler. Kaynaklar: BOZ, C. (2006) Dinlediğiniz için teşekkürler. Kaynaklar: BOZ, C. (2006). Dünya’da Turizm Endüstrisinde İstihdam ve Çalışma Şartları. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü TÜMEN, B. C. (2009). Turizm Sektöründe Kadın İstihdamının Özellikleri ve Karşılaşılan Sorunlar. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü