Sesli Dinleyiniz DERİK KAYMAKAMI 1988
Bu gün 30 Ağustos Zafer bayramı. Mardin ili Derik ilçesindeki ilk resmi bayramıma katıldım. Geceyi dağların en yüksek zirvesinde ki Baykur Boğazında bir kayanın üzerinde on jandarma komando askeri ve dört korucu ile nöbet bekleyerek geçirdik. Çok yorgunduk. Sabah Güneşinin ilk ışıkları, dağların arasından ovaya inmeye başlamıştı. Bende görev arkadaşlarımla beraber ilçeye törene katılmak için geldim. Kaymakamlığın önünde ki Atatürk büstünün bulunduğu alanda hep birlikte toplandık. Üstümüz başımız toz duman içindeydi. Ağır silahlarımızı otonun içine koyduk. Sıraya geçtik ve tören öncesi İstiklal Marşı söylemek için hazırlandık. İstiklal Marşı söylenmeye başlandığında, ortaya çıkan ses cılız ve sönüktü.
Ama Emrimde ki Polis, Jandarma ve on Komando Askerle ben, var gücümüzle Marşı söylemeye çalışıyorduk. Bir de ön taraftan bize eşlik eden orta boylu kravatlı bir beyefendi, görünüşünden beklenmeyen güçlü ve kendinden emin bir sesle, bağıra bağıra Marşı söylüyordu. Kalabalığın söylemeye çalıştığı marşın sesleri, bir kilometre ötede kurulmuş olan dağ eteklerindeki Dağ Mahallesine çarparak, çok daha volümü yükselmiş bir şekilde geri dönüyor ve dağı taşı inletiyordu. Halk eko sesin her geri dönüşünde, marşın coşkusuna kendini kaptırarak, var gücüyle ve çıkartabildiği en yüksek sesle marşı söylemeye başladı.
Ancak bu gelgitler sırasında marş bitmişti. Halk ön taraftaki kravatlı beyefendinin, kendinden beklenmeyen güçlü bir sesle Marşı söylemesinden, söylerken yaşadığı ve çevresine de bulaştırdığı coşkudan çok etkilenmişti. 30 Ağustos Zafer Bayramı’na katılan herkesi etkisi altına bu coşku seli, İstiklal Marşı’nı büyük bir sevinç ve bayram havası içinde tekrar tekrar söylenmesine neden oldu.. Sesler dağa çarpıp geri geldikçe ve bizim seslerimize karıştıkça, bir bandonun eşlik ettiği ritimlerle ve seslerle dağ taş İstiklal Marşı ile inledi. Marşın bitiminde halk ve güvenlik güçleri birbirlerini tebrik edercesine alkışladılar.
Ve Mardin ili Derik ilçesindeki ilk katıldığım 30 Ağustos Zafer bayramı neşeli bir şekilde devam etti. Tören bitiminde herkesin kalbindeki bayram sevinicini, sesiyle ve kendi coşkusuyla ortaya çıkaran kişi “kimdir?” diye sorduğumda: “Derik Kaymakamı Mustafa Kemal KESKİN” Dediler. Derik halkına tüm sevgilerimle….
DERİK TARİHİ Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Mardin İli’ne bağlı bir ilçe olan Derik, kuzeyinde Diyarbakır, doğusunda Mazıdağı, güneyinde Kızıltepe, batısında da Şanlıurfa ile çevrilidir. İlçe Mazıdağı’nın güney eteklerinden Kızıltepe-Ceylanpınar ovalarına doğru alçalan alanları kaplar. İlçe toprakları kuzeyden güneye doğru alçalmaktadır. İlçe merkezinin üç tarafı dağlarla çevrilidir. Bu dağların yüksekliği m.yi aşmamaktadır. İlçedeki dağlar Mardin Eşiği Dağları olarak adlandırılmaktadır. İlçenin büyük bir bölümü Harran’dan Nusaybin’e kadar uzanan bir ovadadır. Ovanın önemli bir bölümü de tarih öncesi dönemlerde faaliyet göstermiş yanardağların püskürttüğü volkanik siyah taşlar ile kaplıdır. Günümüzde sönmüş bu yanardağlardan, çimento sanayisinde hammadde olarak kullanılan Ponza madeni çıkarılmaktadır. İlçenin akarsuları az olup, bunlar küçük çay ve derelerdir. Çad Deresi, Turcel Deresi, Ballı Deresi ve Cırcıp Deresi bunların başında gelmektedir. Ayrıca Künreş, şerefli, Yıldız ve Dumluca göletleri sulama amaçlı olarak yapılmıştır. Deniz seviyesinden 780 m. yükseklikteki ilçenin yüzölçümü km2, toplam nüfusu da 2000 Yılı Nüfus Sayım Sonuçlarına göre, toplam nüfusu ’dür. İlçenin ova kesimi bozkır, Mazıdağı yamaçları ise meşelerle kaplıdır. Orman alanlarındaki ağaçlar son yıllarda giderek çoğalmakta ve gürleşmektedir. İlçede iklim, karasal iklim ile Akdeniz iklimi arasında özellik göstermektedir. İlçe ekonomisi tarım, hayvancılık, küçük sanayi ve ticarete dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünlerin başında buğday, arpa, mercimek, nohut, üzüm, zeytin ve bademdir. Dağ köylerinde küçükbaş hayvan yetiştirilir. Koyun, tiftik keçisi, kıl keçisi besiciliği yapılmaktadır. Derik’in bilinen tarihi Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Roma tarihleri bu bölgeden altın çıkarıldığını belirtmişlerdir. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklular, ardından da Artuklular yöreye hakim olmuşlardır. XIV.yüzyılda Diyarbakır yöresinde yaşayan Terka aşiretinin bir kolu olan Davutoğulları ve Kayahanlılar buraya gelerek yerleşmişlerdir. XVI.yüzyılda kaza merkezi olan Derik, Derük-i Ülya (Yukarı Derik) ve Derük-i Şüfla (Aşağı Derik olmak üzere iki mahalleden oluşmuştur. Şemseddin Sami Kâmusül Alâm’ında Derik’i; Diyarbekir Vilayeti Mardin Sancağına bağlı kaza merkezi bir kasaba olarak tanımlamaktadır. Belediye teşkilâtı 1874’te kurulan Derik, Cumhuriyetin ilanından sonra, 1923’te Mardin’e bağlı kaza konumunu sürdürmüştür. İlçeden günümüze gelen tarihi eserler arasında; Mor Cırcıs Manastırı bulunmaktadır
CAN AKIN DERİK TARİHİ VE FOTOĞRAFLARI İÇİN İNTERNET BAĞLI İKEN TIKLAYINIZ.. =1038&mid=8373&ItemID=5762&ItemIndex=0