YÖNETİM VE ORGANİZASYON B
Post modern yönetim kavramını oluşturan temel unsurların anlaşılması, Fordizm ve post fordizm kavramlarının öğrenilmesi, Post modern örgüt yapılarının özellikleri ile Klasik ve post modern örgütlenme biçimlerinin arasındaki farkın anlaşılmasıdır. 2
3 Postmodern yönetim düşüncesi Fordizm ve post fordizm kavramları Modern sonrası kavram ve yaklaşımları ortaya çıkaran gelişmeler Modern sonrası örgütlerdeki değişimler Postmodern dönüşümde örgütlenme biçimleri Çağdaş yönetim düşüncesinin temel dinamikleri Klasik örgütlenme ile postmodern örgütlenmenin farkları
4 * İşletmecilik tarihine 20. yüzyılın başından bugüne bakıldığında, örgütlerin yapılanmalarında büyük bir değişim ve dönüşümün yaşandığı görülür. 20. yüzyıl başlarında Taylor, Fayol ve Weber, örgütlerin hiyerarşik yapılarını geliştirmeye ve kontrol etmeye yönelik bilimsel yasalar, ilkeler ve örgütsel uygulamalar üzerinde yoğunlaşmışlardır. * Henry Ford, Taylor tarafından geliştirilmiş olan “Bilimsel Yönetim” kuramını otomobil üretme sürecine uygulamıştır. * Bu durum yepyeni bir toplum düzeni ve yaşam biçimi halini almıştır. Fordist sistem olarak adlandırılan bu uygulamalar sistemin rasyonellik anlayışı, belirlenen çevre içinde işlevsellik ve verimlilik ölçütlerine dayanmaktadır. Aynı zamanda bu süreç modernitenin bir parçası olarak yorumlanmaktadır
5 * Modernizm ve modern toplum ilişkisi bağlamında modern toplum sanayi toplumudur. Modernize olmakla sanayileşmek hemen hemen aynıdır. * Sanayi toplumunun özelliklerinden üçü olan standartlaşma, uzmanlaşma ve merkezileşme örgütsel açıdan modern dönemin karakteristiğini netleştirmektedir. * Standartlaştırma; standardizasyon sanayi toplumunun üretim biçimi olarak ifade edilirken, temel ekonomik faaliyet, standartlaşmış maddi mal üretimine dayanmaktadır. Bu bağlamda standartlaşma, fordist üretim biçiminin ana özelliklerinden birisi olarak görülmektedir
6 * Post-modern örgütler sosyo-ekonomik ortamdaki değişmeleri yansıtmaktadır. Bu durum fordizmden post-fordizme veya sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş olarak da nitelendirilmektedir * Post-modem yönetim yaklaşımları, örgüt çalışanlarını derinden etkilemektedir. Bu gelişmelerin odağında “insan”ın her şeyden önemli bir varlık olarak ortaya çıkması, genel olarak eğitim ve yaşam düzeyinin yükselmiş olması, insanların bekleyişlerindeki, değişmeler ve insanların yaratıcılığından daha fazla yararlanma konusundaki gelişmeler ve düşünceler, yeni örgüt yapılarının benimsenmesini zorunlu kılmaktadır. * Post-modern örgütler sosyo-ekonomik ortamdaki değişmeleri yansıtmaktadır.
7 * Şebeke örgütler, sanal örgütler, akıllı örgütler, yaşayan örgütler, öğrenen örgütler, demokratik örgütler, yığışım örgütler, matriks örgütler, çılgın örgütler, ilişkisel örgütler, deneyimsel örgütler, zeki örgütler, melez örgütler, çevrimsel örgütler, çalkantılı örgütler, kesişen örgütler gibi örgütlenme yaklaşımlarının * Stratejik planlama, örnek edinme, performansa dayalı ücretlendirme, dış kaynaklardan yararlanma, stratejik işbirlikleri, temel yetkinliklere odaklanma, değişim mühendisliği, dengeli skor kartı tekniği, toplam kalite yönetimi, tedarik zinciri yönetimi, bilgi yönetimi, küçülme, takım çalışması vb. daha birçok yönetim teknikleri postmodern olarak kabul edilmektedir.
8 * Fordizm kitle üretimini içeren ve Taylor’ın yönetim modeli ile bütünleşen bir üretim yönetim modelidir. * Taylor’un bilimsel yönetim anlayışı, üretim süreçlerinin yönetsel ellerde toplanmasını ve çalışanların üretimin kontrolü dışında tutulmasını öngörmektedir. Bu çalışma modeli işlerin en kısa zamanda yapılabilecek en küçük parçalara bölünmesini gerektirmekteydi. * Böylece işler maksimum hızla yapılabilecek, verimlilik ve karlılık artacaktır.
9 * Ford, Taylorist ilkelerden hareketle kendi otomobil fabrikasında sipariş usulü üretimden kitle üretimine geçerek, ileri düzeyde işbölümü ve standartlaşmayı son derece katı bir şekilde uygulamıştır. Böylece verimlilikte büyük artışlar sağlamıştır. * Bu modelde, işbölümüne tabi tutulan işçilerin hareketleri verimliliği maksimize edecek şekilde sınırlandırılmış ve zamanlaması yapılarak en ince ayrıntılara kadar hesaplanmıştır. Böylece kitle üretimi, görevler ve pozisyonlar (yatay işbölümü) ile planlama ve kontrol gibi işlevleri kapsayan hiyerarşik yapılanmanın (dikey işbölümü) ileri derecede farklılaşmasına neden olmuştur.
10 * En genel anlamıyla fordizm şu şekilde ifade edilebilir: * Fordizm, sanayi çağında kitle üretimine geçişin yaşandığı dönemi ifade eden bir kavramdır. * Fordist üretim, Henry Ford’un, otomobil üretiminde Taylor’un Bilimsel Yönetim Yaklaşımı’nı uygulamasıyla ortaya çıkmıştır. * Fordizm kitle üretimini içeren ve Taylor’ın yönetim modeli ile bütünleşen bir üretim modelidir. * Fordizmde iş örgütlenmesi ve işletme yönetimi son derece bürokratik, merkeziyetçi ve hiyerarşiktir. Kitlesel üretim beraberinde kitlesel tüketimi getirmiştir.
11 * Kısmen fordizmden kaynaklanan sorunlar nedeniyle, kısmen de fordist dönemdeki hükümet politikalarının gittikçe artan katı uygulamaları sonucu doğan 1970’lerin ani ekonomik buhranı yüzünden daha esnek olan “post-fordizm” sistemine geçiş başlamıştır. * 1970’lerden sonra piyasalarda genel bir istikrarsızlık görülmeye başlamıştır. Verimlilikteki ve karlılıktaki düşüş, uluslararası rekabetin varlığı, fordist sistemi olumsuz etkilemiştir. * 1970’lerin krizi, fordist sitemin krizine dönüşmüştür
12 * 1970’li yıllarda yaşanan fordizmden post-fordizme geçiş, sosyal bilimler yazınında hakim görüşe göre kapitalizmin bir fazından diğer bir fazına geçiş olarak algılanmaktadır. * Söz konusu geçiş önceki fazın krizi sonucu kapitalizmin kendisini yeniden üretme girişimidir. * Bu bağlamı açıklarken “yapısal kriz”, “transformasyon”, “geçiş” terimleri ön plana çıkmakta, diğer taraftan yeni süreci izah ederken de post-fordizm, post- endüstrileşme, post-modernizm, beşinci Kontratiev, post-kolektif gibi kavramlar kullanılmaktadır.
13 * Post-fordist üretim sistemi, insana saygıya dayanan ve işgörenlere Fordizm'in kaybettirdiği onurlarını iade eden, onların atıl bırakılan kapasitelerini harekete geçiren ve onlara daha demokratik, eşitlikçi ve insancıl bir çalışma ortamı sunan bir sistemdir. * Bu örgütlenme ile kısmen de olsa işgörenin iş konusu üzerindeki bilgi ve deneyimini geliştirme şansı doğmuştur.
14 * Post-Fordizm, özel müşteri kitlelerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelen, sürekli olarak değişen piyasa taleplerini karşılayabilmek için son teknolojilerin ve yüksek vasıflı işgücünün kullanıldığı, kısa vadeli siparişe dayalı esnek bir üretim yöntemine dayanmaktadır. * Fordizmin aksine, denetimi merkezden uzaklaştıran, işçileri yetkili kılan, üretimi gerçekleştiren ekipleri piyasada değişen ihtiyaçlara hızla ve bağımsız olarak uyarlanacak tarzda yapılandıran esnek ve dinamik yönetim yapılarını gerektirmektedir.
15 Postfordizm kavramı şu şekilde ifade edilebilir: * Kısmen fordizmden kaynaklanan sorunlar nedeniyle, kısmen de fordist dönemdeki hükümet politikalarının gittikçe artan katı uygulamaları sonucu doğan 1970’lerin ani ekonomik buhranı yüzünden daha esnek olan “post-fordizm” sistemine geçiş başlamıştır. * 1970’lerden sonra piyasalarda genel bir istikrarsızlık görülmeye başlamıştır. Verimlilikteki ve karlılıktaki düşüş, uluslararası rekabetin varlığı, fordist sistemi olumsuz etkilemiştir. * 1970’lerin krizi, fordist sitemin krizine dönüşmüştür * Giderek ucuzlayan teknoloji, rekabetin artması, tüketici eğilimlerini de farklılaştırmıştır.
16 * Esnekliği olmayan, büyük stoklarla çalışan dev firmalar talepleri kısa sürede değişen tüketicilerin beklentilerine cevap vermede ciddi sıkıntılar yaşamaya başlamıştır. * Bunların yanı sıra, geçmişte kitle üretiminin rasyonel örgütlenmesi olarak kabul edilen bürokratik yapılanmalar, yeni toplumun ve ekonominin gereksinmelerine cevap veremez olmuştur. * Bu durumun tek bir cevabı olduğunu söylemektedir: Katılık.
17 * Üretim sistemlerine yapılan uzun vadeli ve geniş ölçekli sabit sermaye yatırımlarının, tasarımda esnekliği büyük ölçüde engelleyen ve değişmez tüketici piyasalarında istikrarlı büyüme varsayımına dayanan katılığından kaynaklanan sorunlar, ortaya esnek üretim tarzını getiren yeni bir bakış açısına yol açmıştır. * Post-fordizm kavramı, üretimde yeni teknolojilerin sağladığı yeni ekonomik imkanlara işaret eder. * Post-fordist örgütlenme ise kitle üretimi sonrası dönemi ifade eden ve esnek örgütlenmeyi esas alan örgütlenme sürecini ifade etmektedir.
18 * Post-fordizm kavramı, üretimde yeni teknolojilerin sağladığı yeni ekonomik imkanlarını; * Post-fordist örgütlenme ise kitle üretimi sonrası dönemi ifade eden ve esnek örgütlenmeyi esas alan örgütlenme sürecini ifade etmektedir.
19 Yeni bir yönetim düşüncesini ve organizasyonların yapılandırılmasını etkileyen üç önemli gelişme söz konusudur. * 1. İletişim ve bilgi işleme teknolojisindeki gelişmeler (Bilgisayar ve uydu teknolojilerindeki gelişmeler; internet ile haberleşmede mesafenin kalkması). * 2. Uluslararası rekabet, ulusal sınırların anlamını yitirmesi ve globalleşme (İşletmeler açık sistem anlayışı ile dünya düzeyinde düşünmek ve karar vermek durumunda olmuşlardır. Stratejik birliktelikler, şebeke organizasyonların ortaya çıkışı bu gelişmelerin bir sonucudur.) * 3. insan hakları, insani değerler, kişilik kavramı, “insan”ın her şeyden önemli bir varlık olarak ortaya çıkması (Eğitim ve yaşam düzeyinin artması kişilerin beklentilerini de arttırmıştır. İnsanın yaratıcılığından daha fazla yararlanma konusundaki gelişmeler, takım çalışması, personel güçlendirme, sıfır hiyerarşi gibi uygulamalar bu gelişmelerin sonucudur denilebilir).
20 Postmodernizm tam olarak nedir sorusuna birden fazla yanıt vermek mümkündür. Postmodernizm bazılarına göre, bir dönemin bir felsefenin yeni bir düşüncenin; üslubun yeni bir usçuluğun (modern usçuluğu aşan farklı üslupta bir usçuluğun) ve yeni bir söylemin adıdır. Sözgelimi bazı yazarlara göre 1943 yılı modernite’nin bittiği sayılan tarihtir. Bu dönemde modernitenin ülküleri ihlal edilmiştir; bilim, teknik, sanat, siyasal özgürlükler adına yapılan her şeyin ortak amacı insanın özgürleşmesidir
21 * Postmodernizm, kavram olarak estetik anlayış ve ölçüsünden toplum düzeni ya da işleyişine, toplumla ilgili kurumsal çözümlemelere ve bilim felsefesine kadar uzanan çok geniş bir alanda ortaya çıkan yeni yaklaşım ya da tartışma biçimini kapsadığından dolayı tanımlanması güç olan bir kavramdır.
22 * Fordist ekonomik yapının merkezi öğesi, “8 saatlik iş günü, 5 dolar ücret, akan şerit” ilkelerinden yola çıkarak daha sonra kitle tüketimi (refah devleti anlayışı) ile eklemlenmiş bir kitle üretimidir. * Bu yapı içinde, aynı ürünün farklı bölümleri, bir parçanın üretimi için tayin edilmiş özelleşmiş makinelerin kullanımıyla üretilir. * İşler büyük ölçüde vasıfsız ya da yarı vasıflıdır ve karmaşık kontrol hiyerarşileri içerisinde düzenlenmiştir. * İnceltilmiş Taylorist örgütlenme ilkeleri altında işleyen Fordist üretimin en aşırı biçimlerinde, bir çok ayrıntılı iş yaratılmış ve böylece son derece parçalanmış bir iş bölümü sağlanmıştır. muştur.
23 * Post-fordist dönemde ise farklı bir yönelim gözlenmektedir. * Fordizmin temel dayanağı, iş hayatında özelleşme ve parçalanma, tüketimde ise tek biçimlilik idi; post-fordizmin özünü, kitle piyasalarının parçalanmasını izleyen geniş iş sınıflamaları ve emek esnekliği oluşturmaktadır. * Üretim açısından post-fordizm, hem imalat hem de hizmet sektörlerinde farklı ürün dizinlerini üretebilecek esnek sistemler geliştirme doğrultusundaki bir eğilimi temsil etmektedir. * Bu değişmeler, doğal olarak yansımasını emek esnekliği talebinde bulmuştur.
24 * Henry Ford’un bilimsel yönetim ilkeleri ile birleştirerek tasarladığı üretim sistemi ile gündeme gelen fordizme karşılık, kimi yazarlarca post-fordizmin ilk çıkış noktasının da yine otomotif sektörü olduğu ve post-fordizmin anılan sektör odağında uygulanarak geliştirilen esnek üretim ve yönetim teknikleri ile ortaya çıktığı ileri sürülebilmektedir. * Bu bağlamda Taichi Ohno’nun 1980’lerde geliştirdiği Toyota Üretim Sisteminin post-fordist üretim paradigmasında önemli yere sahip bir model olduğu söylenebilmektedir
25 * Japon üretim paradigmasının temel özellikleri; üretim teknolojisi ile iş organizasyonunu son derece esnek hale getirmesi, firmanın sahip olduğu beşeri ve maddi kaynakların maksimum düzeyde kullanımına olanak sağlaması, kitle üretimi yapan sektörlerde iş ile çalışma şartlarını insanileştirilmesi, karşılıklı işbirliği ve güven esasına dayalı yeni çalışma ilişkilerinin oluşturulması, daha basık örgütsel yapılar, takım çalışması, sürekli iyileştirme, israfın önlenmesi ve kaynakların etkin kullanımı ve Tam Zamanında Üretim esaslı malzeme tedariki, olarak özetlenebilmektedir.
26 * Post-fordizm, fordizm gibi kapitalist karakterli bir üretim ve tüketim düzenidir. * Post-fordizm, fordizmin 1970’li yıllarda yaşadığı krizin sonucunda kapitalizmin kendisini yeniden üretme girişiminin sonucunda ortaya çıkan yeni dönemdir * Fordizm’i söz konusu krize götüren başlıca içsel kontrol sorunları ise şu şekilde sıralanmaktadır: 1. Üretkenlik artışındaki düşmelerin meydana gelmesi (Ar-Ge harcamalarının azalması. Hammadde fiyatlarının, sosyal harcamaların artması, piyasaların doyması).
27 2. Üretkenlik düşerken ücret artışlarının sürmesi 3. Piyasanın genişlemesinde sınırlılık (Dar gelirli ülkelerin borç krizi de bunu etkilemiştir). 4. Üretimin uluslararasılaşması 5. Fordizm’in yapısal ortamından kaynaklanan aşırı kapasite ve stok birikimi 6. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, yeni malların emek yoğun karakterinin gerilemesi ve sonuç olarak da bağımlı ülkelerde gerçekleştirilen ucuz emek gücü politikalarının ekonomik sistem boyutundaki öneminin giderek azalması.
28 7. Kalite kontrolünün yetersizliği ve iş yapısının kalitesizliğinin bu sorunu ağırlaştırması. 8. Üretimin dünyaya yayılması ve dolayısıyla taşıma, eş güdüm ve yönetim maliyetlerinin artması. 9. Bürokrasi yoğunluğunun artması ve dolayısıyla karar alma süreçlerinin yavaşlaması. 10. Kamu hizmetlerinin, sosyal politika uygulamalarının yüksek maliyetlerinin olması.
29 * Post-fordizm olarak nitelenen kapitalizmin bu yeniden yapılanma sürecinde üretim, tüketim, örgütlenme kalıpları değiştirildiği gibi devletin işlevleri de yeniden tanımlanmıştır. * Son dönemde geçerli olan özelleştirme, deregülasyon, liberalizasyon gibi ögeler kumanda ekonomisi alanını hızla daraltmaya yönelen düzenlemeler olarak kendilerini göstermektedir.
30 * Fordizmin uygulandığı dönemde ortaya çıkan sorunların yok edilebilmesi için post-fordizmin üzerinde durduğu yeni sürecin başlıca amaçları şu şekilde sıralanabilir: 1. Emek üretkenliği arttırılmalıdır. 2. Emeğe olan sayısal gereksinim azaltılmalıdır. 3. Emek organizasyonu, emeği işyerine ve genel olarak da sisteme entegre edecek şekilde yeniden düzenlemelidir. 4. İşçi sınıfının sınıfsal gücü kırılmalıdır. 5. Sabit sermaye maliyetleri azaltılmalıdır.
31 Bu durum, klasik örgüt yapılarından farklı esnek örgüt yapılarını ortaya çıkarmıştır. Bu örgüt yapılarının genel özelliklerini ise aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür: * İş bölümü yerine iş birliği, * Hiyerarşi ve bürokrasi yerine yalınlık ve yataylık, * Departmanlaştırma yerine bütünleştirme, * Merkezden yönetim yerine yerinden yönetim, * Farklılıkların olması gerektiğini kabul ederek yönetmek,
32 * Bilgi yönetimi, * Müşteri odaklılık, * İstihdamın sürekliliğinin ortadan kalkması, * Esnek çalışma, evde çalışma gibi farklı çalışma şekillerinin uygulanması, * Kendi kendini yöneten ve kontrol eden çok merkezli takımlar * Yoğun bilgi teknolojisi kullanımı.
33 Büyük ve çeşitli üretim merkezlerinden Küçük üretim birimlerine Dikey entegrasyon (bütünleşme)dan Taşeronla çalışmaya Büyüklük ekonomisindenEsneklik sağlayan küçük yapılara Yüksek ve sivri (tall) hiyerarşik organizasyonlardan Basık (flat) ve yalın organizasyonlara Bürokratik kişiliktenGirişimciliğe Pazar payını artırmaktanYeni pazarlar yaratmaya Toplu pazarlamadanNiş (niche) pazarlamaya KantitedenKaliteye.
34 * Post-fordizm, post-modernizmin ekonomik alanda karşılığı olan kavram olarak kullanılmakla birlikte, geniş bir alanda siyasal, sosyal, kültürel normlarda yaşanan değişimi de içerisine alan bir tanımlamadır. * Post-fordist süreçte üretim düzenlerinde meydana gelen değişmenin yanı sıra toplumun ve önceliklerinde de çok çeşitli kanallarda dönüşümler yaşanmıştır. * Post-fordizm aynı zamanda küreselleşme dalgasının önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Bu süreç dünyanın tek, bütünleşmiş bir pazar haline dönüşmesini gündeme getirmektedir ve böylece fordist sürecin sonunu getiren önemli faktörlerden olan kar hadlerindeki düşmenin önünün kesilmesi amaçlanmaktadır.
35 * Post-fordist dönemde yeni fabrika olgusu üretim örgütlenmesi temelinde fordizmin fabrikasından farklıdır. * Artık Ford’un Detroit’te kurduğu, yönetim üretim, kalite kontrolü ve pazarlama birimlerinin aynı binada yer aldığı fabrika olgusu ortadan kalkmıştır. * Çok uluslu şirketler yönetim birimlerini ise emeğin nispeten çok ucuz olduğu üçüncü dünya ülkelerinde tesis etmektedirler. * Üretimin kalitesi ise ISO standartları ile yeni bilgisayar ve iletişim sistemleri vasıtasıyla yapmaktadırlar. Böylelikle çok ucuza mal edilen ürünler marka standardizasyonun yarattığı değer ile merkezdeki üretici firmaya yüksek kar getirisi sağlamaktadır.
36 ModernPostmodern Planlama 1.Kısa vadede karlılık 2.Kitlesel üretim 3.İşgören maliyettir 4.Dikey planlama 5.Yukarıdan aşağıya odaklı 6.Düzeni sağlamaya yönelik planlama 1.Uzun vadede karlılık 2.Esnek üretim 3.İşgören yatırımdır 4.Yatay planlama 5.İç ve dış müşteriye odaklı 6.Çatışma ve düzensizliğe yönelik planlama
37 Forsiat önemPost-fordist dönem İkisadi DüzenlemeKeynesciMonetarist PiyasalarKitleselÖzel Yaşam TarzıKonformistÇoğulcu SistemlerMerkezi Ademi merkeziyetçi, ağ sistemler Örgütlenme Bürokratik, hiyerarşik Hiyerarşisiz, esnek örgütlenme, piyasa ağları DüzenlemeUlusalKüresel Öncü SektörTüketimFinans VasıflarVasıflıÇok vasıflı İşçilerKitleÇok değerlikli
38 Forsiat önemPost-fordist dönem Özel Kavramlar Katılık (rijitlik), emeğin verimliliği Esneklik ÜretimMontaj hattıEsnek İtici GüçKaynaklarTalep Teknoloji Elektronik, kimya, petrol, otomobil, plastik Mikroelektronikler, biyoteknoloji, yeni hammaddeler Üretim BiçimiKitlesel ÜretimCIM Tüketim BiçimiKitlesel Tüketim Yüksek derecede farklılaşan (diferansiye) tüketim
39 Forsiat önemPost-fordist dönem İstihdam Tam istihdam, homojen kütlesel işçi İş kaybına neden olan büyüme, değişik istihdam biçimleri Emek İlişkileri Sendikalar, toplu sözleşme Şirket ve bireysel sözleşmeler Hükümet Politikaları Sosyal devlet, kalkınmacı devlet Liberalizasyon, deregülasyon, özelleştirme, yerelleşme KaynakMakineBilgi Sosyal OdakFabrikaÜniversite Güç AraçlarıPolitikada dolaylı etkiTeknik-politik güç dengesi Sınıf GücüMülkiyetTeknik beceri
40 M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Yönetim ve Organizasyon Ders Notları Forsiat önemPost-fordist dönem Baskın Ekonomik Sektör İmalatTicaret, finansman, sigortacılık Baskın Meslekler Yarı vasıflı işçi, mühendis Profesyoneller, satış temsilcileri, teknisyenler Teknoloji GirdisiEnerjiBilgi DüzenlemeFabrikaya karşıBireyler arası MetodolojiAmpirisizm Soyut teori: Modeller, simülasyon, sistem analizi Yönetimlerde Karar Alma Süreci OtoriteryenKatılımcı liderlik
41 M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Yönetim ve Organizasyon Ders Notları ModernPostmodern Örgütleme 1.Tek adam, tek iş ve yetenek gerektirmeyen işler 2.İşgören-yönetim çatışması 3.Departmanlara ayırma 4.Dikey daha iyidir 5.Türdeşlik üstünlüktür 6.Söz hakkı üstlerindir & farklı seslere katlanılır 7.Uzmanlaşma, biçimselleştirme, rutinleştirme, parçalanma ve işbölümü verimliliği artırır 1.Çalışma takımları, farklı işlerde çalışabilen işgörenler 2.İşgören-yönetim işbirliği 3.Geçirgen sınırlara sahip esnek sistem 4.Basık daha iyidir 5.Farklılık üstünlüktür 6.Çokseslilik ve farklılık bir değerdir 7.Uzmanlaşma, biçimselleştirme, rutinleştirme, parçalanma ve işbölümü verimliliği azaltır
42 M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Yönetim ve Organizasyon Ders Notları ModernPostmodern Yöneltme 1.Yetki, sahibi tarafından kullanılır 2.Dışsal ödül ve cezalar 3.Gözetim her zaman gereklidir 4.Bayanlara erkeklerin %68’i kadar ücret ödenir, azınlıklara daha az 5.Beyaz-erkek söylemi 6.Bireysel güdülenme 1.Yetki, takım liderlerine göçerilir 2.İçsel, güçlendirilmiş, sahiplenilmiş çalışma süreci 3.İnsanlar kendi kendilerini disipline ederler 4.Bayanlara ve azınlıklara eşit ücret ödenir 5.Çoksesli, çok mantıklı söylem 6.Takım halinde güdülenme
43 ModernPostmodern Liderlik 1.X veya Y teorisi 2.Çok katmanlı, çok kurallı, merkezîleşmiş 3.Patron merkezli 4.Beyaz erkeklere açık kariyer 5.Onlara ne yapacaklarını söyle 1.S teorisi (Servant Leadership-Hizmet Edici Liderlik) 2.Az katmanlı, yaygın, merkezîleşmemiş 3.İnsan merkezli 4.Kadın ve azınlıklara da açık kariyer 5.Vizyon kazandır
44 M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Yönetim ve Organizasyon Ders Notları ModernPostmodern Denetleme 1.Merkezi kontrol 2.Süreç sonu incelemesi 3.Mikro gözetim 4.Bürokrasi 5.Birçok prosedür, kural, amaçlara göre yönetim ve gözetim için bilgisayarlar 6.Üst yönetimi eğit 7.Sonuç kriterlerini ölç 8.Bilgi topla 9.Korku temelli disiplin 1.Yerinde kontrol 2.Kalite herkesin işidir 3.İki yönlü gözetim 4.Bürokrasi karşıtı 5.Prosedürleri çöpe at 6.Herkesi eğit 7.Süreç kriterlerini ölç 8.Bilgi dağıt 9.Öz-disiplin
45 * Postmodern örgütlenme, üç saç ayağı üzerine kuruludur. I. Birincisi; hiyerarşik örgütlerde olduğunun aksine işbölümüne karşı, bütünleşik çalışma alanı, kendi kendini yöneten takımlar ve yetkilendirilen çalışanlar, II. İkincisi; fonksiyonel bölümlerde uygulanan yeni yönetim ve iş süreçleri (yeni tedarik yöntemleri ve yatay örgütlenme vs.), III. üçüncüsü ise gelişen bilgi iletişim teknolojileri ile örgütlerin sürekli değişen yapısıdır.
46 * Kendi kendini yöneten yarı özerk birimler, belli bir piyasada elde edilmiş olan işin yapımı hakkındaki bilginin, başka piyasalara mal ve hizmet sunumuna da olanak sağlamaktadır. * Birimsel örgüt biçimi bu sayede sınırlı ölçülerde olsa da pazar ayrışmasının öncülüğünü yapmıştır. * 70’li yılların sonlarına kadar süren geçiş döneminde baskın bir özellik gösteren matriks örgütlenme biçimi ile şirketler, sahip oldukları bilgiyi hem standart üretim için hem de müşteriye özel tasarım ile üretilmiş mal ve hizmetler için kullanabilme imkanına kavuşmuşlardı.
47 * Seksenli yıllara gelindiğinde, bilgi işleme ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerde birdenbire ve çok hızlı bir değişim yaşanmaya başladı. * Bunun sonucunda çok sayıda yeni şirketin, özellikle Japon şirketlerinin teknik bilgiyi kullanarak küresel pazarlarda daha çok pay sahibi olduğu ve farklılaştırılmış mal ve hizmet üretimine doğru bir yönelişin yoğunlaşmış olduğu görülmektedir. * Bu yeni şirketler müşterilere çok sayıda değişik seçenekleri, daha düşük fiyat ve daha yüksek kalite ile daha iyi dağıtım ve farklı hizmetlerle sunarak rekabet koşullarını artırmışlardır.
48 * Bu döneme kadar pazarları hakimiyeti altında bulunduran firmalar bu yoğun rekabet karşısında zor duruma düştüler. Çünkü yeni oluşan piyasalara doğru hızla harekete geçmelerine halihazırdaki örgüt yapıları imkan vermemektedir. * Rekabetin yumuşak olduğu dönemlerde, kendi içlerinde eşgüdüm sağlama amaçlarına uygun olarak düzenlenmiş birimsel ve matriks örgütlenmeler hızlı değişimlere cevap veremez duruma geldiğinden daha esnek örgüt yapılarına ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. * Bu nedenle önce küçülüp sonra da yeniden yapılanma yoluna giden firmalar yetkinlikleri üzerinde odaklanarak, temel nitelik taşımayan faaliyetleri için gerekli mal ve hizmetleri kendi yeteneklerini tamamlayıcı türden yeteneklere sahip firmalarla ortaklık kurmak yoluyla sağlamaya başlamışlardır
49 * İşletmelerin çevredeki değişimlere hemen cevap verebilecek yapıya kavuşması, etkinliğin artırılması ve işletmenin esnek davranabileceği ve sadece uzmanı olduğu işe odaklanması diğer işlerini ise başka işletmelere devretmesi sonucunda şebeke örgüt yapıları ortaya çıkmıştır. * Bu tür yapının temel özelliği; bir mal veya hizmeti üretebilmek için yapılması gereken iş ve faaliyetlerin ve bunun için gerekli olan kaynakların tek bir işletmenin bünyesinde toplanmasının yerine farklı işlerin sanal örgütlenmelerle dağıtılmış olmasıdır.
50 * Yeniliklere odaklanmak için firmaların kaynaklarını sadece uzman oldukları konuya tahsis ederek, kendi yetkinlikleri dışındaki faaliyetlerde dış kaynak kullanmaları (outsourcing) firmaları gereksiz yüklerinden kurtardığı gibi firmalar, kendi uzmanlığını ve bilgisini geliştirmeye de daha fazla kaynak ayırabilmişlerdir. Firmalar ancak bu sayede mevcut koşullarının da ötesine geçebilecek bilgiyi de üretebilirler. * Şebeke biçiminde örgütlenmiş organizasyonların oluşturduğu yapıya bakıldığında, onların her birinin kendi temel yetkinliğine göre ayrı bir işleyiş altında çalıştığı ve birbirlerine piyasa mekanizmasıyla cevap veren şirketler konfederasyonuna ya da çatısız bir şirkete benzediklerini görmekteyiz.
51 * İşletmeler kendi temel yetenekleri üzerinde yoğunlaştıkça dış kaynak kullanımı artmakta, dış kaynak kullanımı arttıkça ortaklık ve şebeke organizasyonları gelişmekte ve bu yolla firmalar daha esnek ve daha hızlı hareket eder hale gelmektedirler. * Bu organizasyon yapıları ve birbiriyle ilgili küçülme, dış kaynak kullanımı kademe azaltma (delayering), takım bazında örgütlenme (team based organization), sıfır hiyerarşi, yalın organizasyon (lean organization) gibi kavramlar Postmodern organizasyon yapılarında genellikle birlikte yer almaktadır.
52 * Değişimin hızında artış. 2000’li yıllarda, dünyanın sosyal, ekonomik ve politik dengelerinde köklü değişiklikler yaşanmaktadır. Japonların optik, elektronik ve otomotiv sektörlerindeki önemli başarıları, enformatik ve internet teknolojilerindeki önemli gelişmeler, otomasyonun yaygınlaşması bu gelişmelerden bazılarıdır. Bu gelişmelerin iş yönetimine etkisi, çalışanların karar süreçlerine katılmaları, tüketici tercihlerinde kaliteye yöneliş, şirketlerin küreselleşmesi, bu döneme özgü köklü değişimlerdir. * Yoğunlaşan rekabet. 1900’lI yılların sonları, rekabeti ulusal sınırların ötesine taşımıştır. Geleceğini dünya pazarlarında ticarete bağlamış olan uluslar ve kuruluşlar, çok daha zor rekabet koşullarında var olmaya çalışmaktadırlar. Dünya pazarlarında büyüme ve gelişmeye uyum sağlamak durumunda kalan kuruluşlar, içinde bulundukları sektörün küresel performansına uymak zorunda kalmaktadırlar.
53 * İşletmeciliğin küreselleşmesi Dünyada özel çekim güçleri olan uluslararası ekonomik bloklar oluşmaktadır. Bu bloklardan üçü olan Avrupa Birliği (AB), Kuzey Amerika Serbest Ticaret İşbirliği (NAFTA) ve Japonya merkezli Pasifik Halkası şimdiden etkilerini göstermektedir. Güney Amerika ve Afrika'nın da en azından geleceğin stratejik kaynaklarının değişmesi ile çekim merkezi oluşturacağını söyleyebiliriz. Artık dünya ekonomisi, dünya pazarlarında rekabet eden ulusal şirketlerin değil, ulusal pazarlarda rekabet eden dünya şirketlerinin faaliyetleri ile oluşmaktadır. * Teknolojik değişim. Bugün teknolojik gelişim, büyük ve güçlü şirketlerin AR-GE bölümlerinin profesyonel çalışmaları ile sağlanmaktadır. Bugün teknoloji birçok sektörde büyük bir hızda değişmektedir. Önceki teknolojiler yeterli uygulama alanı bulamadan yenileri geliştirilmekte ve yapılan yatırımlar boşa gitmekte ve eski ile ilgili profesyonel kariyerler yok olmaktadır.
54 * İşgücünün değişen yapısı. Üretimin ve pazarlamanın küreselleşmesi, dünya pazarı için uluslararası üretim ve lojistik faaliyetleri, işgücü yapısında değişimlere neden olmaktadır. Yüksek teknoloji işgücünün geleneksel sosyal dokusunda da değişimlere neden olmaktadır. Klasik emek işçisinden bilgi işçisine doğru bir değişim meydana gelmektedir. * Stratejik kaynaklarda yetersizlikler. Ekonomilerin gelişmesine olanak sağlayacak olan stratejik kaynaklar giderek azalmaktadır. Bugünün enerji kaynaklarına alternatifler bulunamazsa, mevcut kaynaklar giderek kıt hale gelmektedir. Refahın artması için talebin giderek arttığı ortamda, bu kaynaklara duyulan ihtiyacı artırmaktadır. Bu nedenle Çağdaş Yönetim, öncelikle kaynak kullanım/koruma stratejileri ile ilgilenmek durumundadır.
55 * Endüstriyel katma değerden enformatik katma değere geçiş. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, toplumları Sanayi toplumundan, Bilgi Toplumuna dönüştürmektedir. Bankacılık, finans, süpermarket, taşımacılık, eğitim işlemlerinin enformatik teknolojileri aracılığı ile On- Line olarak gerçekleşmesi, hayatı kolaylaştırmakta, işletmeciliğin katma değerini arttırmaktadır. * Kararsız pazar ve ekonomi koşulları. Bugün teknolojik, sosyal ve politik koşullardaki hızlı değişimler finansal yapılardaki riskleri ve pazar dengelerindeki kararlılıkları değiştirmektedir. Büyük kazançlar yanında, büyük kayıplar ve ekonomik hayattan şok çekilişler de yaşanmaktadır. Dünyadaki sosyal, ekonomik ve politik dengeler sürekli değişmektedir. * Sivil toplum kuruluşların artan talepleri. Bütün dünyada haberleşme ağlarının gelişmesi, sivil toplum kuruluşlarının olaylara ilgisini ve katkılarını arttırmaktadır. Artık sivil kuruluşlar isteklerini politikacılar aracılığı ile gündeme getirmek yerine, politik ve ekonomik güçlerle doğrudan etkileşime girmektedirler. Bu nedenle temsili demokrasinin etkisi ve gereği giderek azalmaktadır.
56 1. İşbölümü yerine İşbirliği: Postmodern organizasyonlarda Taylorcu anlamda kol emeğiyle zihin emeği arasındaki ayrım ortadan kalkmaktadır. Çünkü rekabetçi ekonomik yapı çalışanların zihninden de yararlanmayı zorunlu kılmaktadır. 2. Yatay yapılanma: Teknolojik gelişmelerin haberleşme alanında yarattığı imkanlar, örgüt içi iletişim ağının kullanılması, birimlerin birbirlerinden haberdar olmalarını, kararların hızlı alınmasını kolaylaştırmış ve örgütlerde yatay yapılanmanın bir zorunluluk sonucu gibi ortaya çıkmasına neden olmuştur
57 3. Bütünleşme: Departman faaliyeti olarak algılanan işlevsel faaliyetler organizasyonun bünyesine dağıtılır. Örneğin bir araştırma geliştirme departmanından bahsetmek yerine artık tüm organizasyonun bünyesine dağılmış araştırma ve öğrenme kabiliyetine sahip entelektüel sermayeden bahsedilmektedir. 4. Esnek yapılanma: Hızlı karar verebilmek adına, örgütlerde esnekliğe bağlı olarak işbölümleri arasında, departmanlar arasında ve organizasyon ile çevresi arasında sınırlar ortadan kalkar. 5. Adem-i Merkeziyetçilik: Yönetimde ve üretimde merkezin ortadan kalkması durumudur
58 6. Takım çalışması ve kendi kendini yöneten takımlar: Kendi kendini yöneten takımlar örgütlerin daha esnek yapıda olmaları, karar vermede alt seviyelerdekilere olanak tanımaları, çalışanların zihinsel ve yaratıcılık kapasitelerinden tamamen yararlanma konusundaki taleplerine yanıt verirler. Bu tür takımlar çalıştıkları işler konusunda sorumluluk üstlenirler, kendi performanslarını izlerler, sorun çözmede ihtiyaç duydukları performans stratejilerini belirlerler ve değişen koşullara uyum sağlama amacını güderler
59 7. Bürokrasiye Karşı Yalın ve Yatay Organizasyonlar: Modern organizasyon teorilerinin temelinde Weber tarafından ilkeleştirilmiş bulunan bürokrasi temelli yapı yer alır. Bu yapıda, rasyonel ilkeler uyarınca, farklılaştırılmış görevlerde olduklarından sadece kendi görevinin gereklerini yerine getirmekle yükümlü, hiyerarşik bir düzenle mekanik çarklar haline getirilmiş çalışanlar görülür. Organizasyonun da bu çerçeve içerisinde (en iyi) otomatik bir işleyişe ulaştığı varsayıldığından yapısı bir kez oluşturulup sonrasında hiçbir zaman tartışılmayan; süreçlerle, ilkelerle üzerinde kontrol sağlanmaya çalışılan ve bu yapıyla birlikte dışarıdaki bir sisteme uygun çalıştırılması amaçlanan bir makine haline gelir.
60 * Temelde de bir üretim ve tüketim düzeni olarak betimlediğimiz post- fordizmin etki alanının, üretim ve tüketim kavramlarının anlam alanlarından daha geniş çerçeveli olduğu söylenebilmektedir. Post- fordizmin anlam alanında, emek araçlarında, üretim, emek gücü ve örgüt yapısında değişiklikler olduğu kadar, yaşam biçiminde, kent politikalarında, kültürel değerlerde, devlette, siyaset ve demokrasi anlayışında yaşanan dönüşümlerde bulunmaktadır. * Örneğin, Jessop, ulusal devlet anlayışının etkinliğini kaybetmesini post- fordist anlayışın, ulus ötesinde düşük maliyetli üretim sahaları bulma güdüsü ile ilişkilendirmektedir.[55] Diğer taraftan Mayer, kent yönetimlerinin merkezi yönetim politikalarından giderek daha bağımsız olma ve öncül olarak ulusal politikalardan ziyade, yerel unsurların taleplerini uyarınca politika geliştirme istemlerini (yerelleşme eğilimini) post-fordize özgü örgüt yapısı ile ilişkilendirmektedir.[56]
61 * Sonuç olarak, post-fordist birikim rejiminin giderek başat konuma geldiği, yeniden yapılanan dünya kapitalizmi içinde, daha önceki dönemlere özgü emek/sermaye güç dengesinin kapsamlı bir biçimde değiştiği söylenebilmektedir. Bu değişim, eş zamanlı olarak sermayenin yapısında da ortaya çıkan önemli bir dönüşümü yansıtmaktadır. Sermayenin bir bölümü, eskiden olduğu gibi emek ile ilişki ve bütünlük içinde mal ve hizmet üretmektedir. Yeniden yapılanan kapitalizm içerisinde sermayenin diğer bir bölümü ise mal ve hizmet üretiminden kopmakta; kendisine en büyük getiriyi sağlayacak biçimde, dünya ölçeğinde yoğun ve son derece hızlı bir dolaşım sürecine girmektedir. Başka bir deyişle, mal ve hizmet üretimi ile ilgisini koparmış, spekülatif amaçlarla dünyayı dolaşan bir finansman sermayenin giderek büyüdüğü söylenebilmektedir.
62 Bu tür sermaye mal ve hizmet üretimi ile ilgilenmemekte, emek sürecinden kopmuş gözükmektedir. Bu oluşum doğal olarak berberinde yeni bir kültürel değerler setini de getirmektedir. Örneğin, üretim ya da mesleksel başarı gibi davranış motifleri bir etkinlik kaybına uğruyor gözükmektedir. Buna karşılık rantiye tipi ekonomik yapı, bireylerin finasman oyunları ile gelir sağlama çabaları yaygınlık kazanan bir yaşam modunun unsurları haline gelmektedir. Diğer taraftan daha önceki dönemlerde ortaya çıkan güç dengeleri de değişmekte, emeğin sermaye üzerindeki denetimi ve yönlendirmesi giderek marjinalleşmektedir. Aynı zamanda buna koşut olarak spekülatif sermayenin coğrafi sınırlar içerisinde seçim ve temsil ilkesine dayalı siyasal süreçle denetlenebilmesi de zorlaşmaktadır. Temsili demokrasinin krizi olarak nitelenen ve günümüzde yoğun olarak tartışılan söz konusu yeni konjonktürün post-fordist evrilme ile ilişkisi oldukça kuvvetlidir.