TÜRKİYE KIRSAL YERLEŞME DÜZENİ
16. yüzyıla ait kayıtlara bakıldığında Anadolu da iki farklı kırsal yerleşim görünmektedir. a) KÖY : Ekonomisi bitkisel üretime dayalı olanlar b) CEMAAT: Ekonomisi hayvansal üretime dayalı olanlar Türkiye ‘de kırsal yerleşimin bugünkü çeşitliliğinin sebepleri 16. ve 19. yüzyıllar arasında olan tarihi olaylardır. Bunlara kısaca değinirsek
CELALİ İSYANLARI 16. yüzyılda Celali İsyanları ile açık sahalarda verimli ovalarda yaşayan nüfusun dağılmasına dolayısıyla ekili alanların terk edilmesine neden olmuştur. 19. yüzyıla kadar süren iç kargaşa nedeniyle kır yerleşimleri daha çok dağ yamaçlarında toplanmaya başlamıştır. Bunun nedeni köylülerin birlik olup dış tehlikelere karşı savunma ihtiyaçlarıydı. Böylece “ toplu köy” şekli ortaya çıkmıştır.
2) GÖÇEBE – SEDANTER ÇEKİŞMELERİ Göçebelerin mevsimsel hareketleri , yerleşik köylerin ekili alanlarına zarar vermiştir. Göçebelerle yerleşikler arasında çatışmalar olmuş ve sonuçta zayıf yapılı köyler ortadan kalkmıştır. Ayrıca Osmanlı’nın savaşlarda verimli toprakları kaybetmesi sonucu göçebeleri artık yerleşik hayata geçirip toprakları işlemeleri bir ülke politikası olmuştur. Bazen zorla bazende taviz vererek devlet toplu köyler oluşturmuştur. Böylece “ Türkmen ( Yörük ) “aşiretleri oluşmuştur.
3) MUHACİR KOLONİZASYONLARI Kırım savaşı , Osmanlı-Rus savaşı ve Balkan savaşlarının kaybedilmesi ile bu bölgelerden Anadolu’ya göç eden halk belirli yerlere devlet eliyle yerleştirilmiştir. Bu yerleştirmede yerleşik köylerle çatışmalar olmaması için ilgi görmemiş kışlak yerler tercih edilmiştir. Muhacir köylerinde yerleşim kararları kolektif alındığı için Anadolu’da daha önce görülmeyen “ planlı toplu köy “ tipi ortaya çıkmıştır.
YERLEŞİM DÜZENİNİN BÜGÜNKÜ DURUMU Türkiye ‘de kır yerleşim birimleri sayısı fazladır ve giderek artmaktadır. 1945 de 34063 köy 1970 de 35995 köy 1990 da 36233 köy 2000 de 37366 köy bulunmaktadır ( DİE)
KURULUŞ YERLERİ Ormanla , suyla ve yolla ilişkilerine köyleri gruplamak Türkiye şartları için doğru olur. Zira yerleşimde bu üç öğe dikkate alınmıştır. Su Köyleri : Su kenarlarının yaşam için uygun ve de verimli toprakla sahip olmasının yanında sürekli olan su taşkınları ve hastalık etmenleri bu yerleşim düzeninin daha az tercih edilmesine neden olmuştur. ( toplam % 6 ) Yol Köyleri : Aslında yerleşimde yola yakınlık etkili bir faktör olarak görülmemiştir ancak köyler de 1950’li yıllarda pazara yönelik üretim yapılması bu faktörü önemli hale getirmiştir. Yerleşim merkezine uzaklığı 20 km ve altında olan köylerin oranı %60’lara ulaşmıştır.
Dağ –Orman Köyleri : engebeli ve dik eğimli topraklar üzerine kurulmuştur. Tarıma uygun arazi varlıkları az , nüfusları ise yoğundur. (10 milyon)
Nüfus Grupları Köy Sayısı % YERLEŞME BÜYÜKLÜKLERİ Türkiye’de daha çok küçük nüfuslu kırsal yerleşimler hakimdir. 2000 yılı DİE verilerine göre ortalama köy nüfusu 636 kişidir. Ayrıca 250 ve altı nüfusa sahip olan köylerin oranı %41’dir. Nüfus Grupları Köy Sayısı % 1-250 10886 31,6 251-500 10941 31,8 501-1000 9039 26,3 1001-1500 2595 7,5 1501-2000 959 2,8 Toplam 34420 100,0 Nüfus gruplarına göre köy dağılımı ( DİE 1996 )
GELİR GRUPLARINA GÖRE DAĞILIM
Tarla Bitkileri Yetiştirilen Köyler : Ülkemizin esas gelir kaynağı olarak tarım ürünleri (buğday ,arpa …v.b. ) yetiştiriciliği görülmektedir. %47 gibi yüksek bir orana sahip bu tür köyler ekonomik temelin tarım ürünleri olduğunun göstergesidir.
B) Hayvan Yetiştiriciliği Yapılan Köyler : Ana geçim kaynağı hayvancılık olan köylerin oranı %25’dir. Hayvancılık genellikle ekstansif olarak merada yapılmaktadır.
C) Bahçe Bitkileri Yetiştiriciliği Yapılan Köyler: Son yıllarda özellikle ihracatın artması ile gelişme göstermiştir. Meyve , sebze ve bağcılığın enstantif olarak uygulandığı bölgelerdir.
D) Orman Köyleri : Geçim kaynakları ormandan kesilen kereste ve oduna dayanan ayrıca ormanların tahribi ile kendilerine tarım arazisi açarak kullanan köylerdir. Ayrıca el sanatları ve balıkçılık yapılan köylerde mevcuttur.
YERLEŞME TARZINA GÖRE KÖY DAĞILIMI Günlük Yerleşmeler : bir veya birkaç gün ikamet edilen konaklanan kamp kulube gibi yerlerdir. Geçici Yerleşmeler : 8 – 30 gün arası ikamet edilen yazlık , arıcılıklar , çadırlıklar bu gruptadır. Mevsimlik Yerleşmeler : Pamuk fındık gibi mevsimsel hasadı yapılan bölgelerde genellikle işçi gruplarının oluşturduğu yerleşimler. Yarı yerleşik Yerleşmeler : Birkaç yıl kullanıldıktan sonra terk edilirler. Günümüzde yaygın değildir. Daimi Yerleşmeler : Yerleşme tarzının son aşamasıdır. Devamlı ikamet geçerlidir. Dört mevsim oturmaya ve tarıma müsaittir. Ülkemizin genel yerleşme düzeni bu şekilde yapılmaktadır
KIR YERLEŞME ŞEKİLLERİ
Dağınık Yerleşme Konutlar arasında 50 – 1000 m mesafe olan yerleşim şeklidir. Karadeniz bölgesi yerleşimi örnek olarak verilebilir. Bu yerleşim düzeninde tek ev ve bu eve ait eklentiler olur. Dağınık yerleşmenin temelinde özgürlük hissi ve kendi bölgesine sahip olma yani bir güç isteği var diyebiliriz. Sosyal açıdan çok zararlı bir sistemdir. Yönetim içinde çok zorluklara neden olur. Devletin vereceği alt yapı hizmetleri birim ücretleri artar ve zaman uzar. Her eve ayrı ayrı yol su elektrik götürmenin külfeti çok fazladır.
Toplu Yerleşme Aslında iki farklı neden söz konusudur savunma savunulma içgüdüsüne bağlı toplanma eylemini neticesinde oluşmuş yerleşim (plansız toplu yerleşim) Muhacirlerin getirip uyguladığı gibi bilinçli bir şekilde planlanmış yerleşim. (Planlı toplu yerleşim) Bu yerleşim şeklinde alt yapı getirmek daha kolaydır. Sosyal faaliyetlerden yararlanmak daha kolaydır.